• Sonuç bulunamadı

4.1. Bulgular

4.1.5. Öğretmen ve Öğrencilere Uygulanan Ankete ve Birebir Yapılan Görüşmelere Ait

Görüşmelere Ait Bulguların Genel Yorumu

Öğretmenler; kazanımların öğrenciler tarafından kazanılmasında sıkıntıların olduğunu, bu duruma öğrencilerin ilgisizliğinin sebep olduğunu söylemişlerdir. Yine öğrencilerin ilköğretimden yeterli donanımla gelmediklerini, aile ve çevre faktörleri ile gelecek kaygısının oluşturulamamasının da hedeflere ulaşmakta zorluk yaşattığını belirtmişlerdir.

Bazı öğretmenlerin bu dersi gereksiz buldukları görülmüş, mevcut derslerin yeterince anlaşılamamasından yakınırken bu dersin ilave edilmesini yanlış bulduklarını belirtmişlerdir. Müfredatın öğrenciler için ağır geldiğini, ansiklopedik bilgilerin bulunduğunu belirtmişlerdir.

Yine öğretmenler ile yaptığımız birebir görüşmelerde onuncu sınıflarda okutulan Osmanlı Tarihi dersinin müfredatının değiştirildiğini, bu değişiklikteki sebebin de içeriğinin çok ağır olmasından kaynaklandığını söylemişlerdir. Bununla birlikte Çağdaş

Türk ve Dünya Tarihi dersinin de müfredatının oldukça ağır olduğunu belirtme ihtiyacı duymuşlardır. “Öğrenciye her şeyin öğretilmesi gerekir mi? Bu kadar aşırı bilgi yükünün altından öğrenci kalkabilir mi? Yahut bu kadar fazla bilgiyi vermek gerekli mi?” şeklinde serzenişlerde bulunan öğretmenler de olmuştur.

‘Müfredatın eleştirisini yapar mısınız? Olumlu ya da olumsuz bulduğunuz durumlar nelerdir?’ şeklinde yönelttiğimiz sorulara bazı öğretmenler cevap bile verememiş, müfredata çok hâkim olmadıklarını belirtmişlerdir ki, bu durum son derece kaygı vericidir. Bu ders ilk defa okutulduğu için öğretmenlerde bazı bilgi eksikliklerinin bulunması normal kabul edilebilir. Ancak bu durumu kapatmak için fazla gayret göstermediklerini de belirten yine öğretmenlerdir. Tarih branşının öğretmeni olmalarına ve kıdemlerinin de oldukça yeterli olmasına rağmen çağdaş tarihle ilgili çok fazla kitap okumamış olmaları, meslekleri ile ilgili süreli ve süresiz yayınları takip etmiyor olmaları da ayrı bir sorun oluşturmaktadır. Bazı öğretmenler müfredatta dünya tarihinin daha fazla yer aldığını, Türk tarihine yeterince yer verilmediğini de belirtmişlerdir.

Kazanımların gerçekleşme seviyesine ilişkin anketteki sorulara verilen yanıtlarda öğretmenlerin genellikle olumlu tutum beyan ettikleri görülmüştür. Okuttukları bu ders ile ilgili öğretmenler kendilerini genellikle başarılı bulmuşlardır. Müfredatın içerisinde ‘Soğuk Savaş’ ile ilgili ünitede öğretmenlerin olumlu beyanında gözle görülür bir azalma fark edilmiştir. Bununla ilgili bir öğretmenin ‘kendimiz yeterince bilgi sahibi olmadığımız için’ cevabını vermesi oldukça ilginçtir. Yine ankette öğretmenlerin önemli bir kısmının pek çok maddede kararsız kalmaları yapmış oldukları işteki verimden tam emin olmadıklarının bir göstergesidir.

Öğretmenler, birebir yaptığımız görüşmelerde ve değerlendirme yapmaları istenen maddede verdikleri cevaplarda, Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi dersinin kazanımlarının daha ileri bir seviyede gerçekleştirilebilmesi için aşağıdaki maddelerde belirtilen önerilerde bulunmuşlardır:

1. Program yükü hafifletilerek belirli aralıklarla güncellenmeli, yaşadığımız çağ ile bağlantısı kurulmalı.

2. Müfredat farklı tekniklerin ve metotların kullanılabilmesine elverişli olmalı. 3. Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi dersinin haftalık ders saati en az dört saat

olmalıdır.

4. Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi dersinin günümüzle yakın irtibatı düşünülerek uygun filmlerin ve yakın zaman ile ilgili fotoğrafların öğretmenlere dağıtımı sağlanmalı.

5. Kitaplar müfredata uygun olarak, ansiklopedik bir tarzda çok fazla bilgi yüklemek için değil, gerektiği kadar bilgi vermek için hazırlanmalıdır.

6. Öğretmenlerin bu müfredat ile ilk kez karşılaştıkları göz önüne alınıp, mutlaka kendilerini yenilemeleri ve geliştirmeleri sağlanmalıdır.

7. Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi dersinin müfredatında çağdaş Türk tarihi (yirminci yüzyıl) daha fazla yer bulmalı.

8. Müfredatın içeriğinin nasıl olduğu konusu önemlidir. Ama müfredatlar öğrencilere o ders öğretilsin diye hazırlanmaktadır. Bu dersin anlatımında öğretmen merkezli anlayışın çok faydalı olmayacağı açıktır. Öğrenci daha fazla dersin içinde olmalı, onların hazırlayacağı etkinliklerle kazanımların elde edilmesi sağlanmaya çalışılmalıdır.

9. Özelde Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi dersi, genelde tarih dersi ezber dersi olarak algılanmaktan kurtarılmalıdır.

10. Öğrencilere gazete okuma alışkanlığı kazandırılmalı, günümüzdeki bazı olayların ve savaşların yakın geçmişteki bağlantısını kurmaları istenmelidir. 11. Üniversite sınavlarında bu dersin müfredatından soru sorulmalıdır.

Öğrencilerin her birinin anketimize verdikleri cevapları samimi ve kişisel görüşleri olarak değerlendirdiğimizde anketi uyguladığımız öğrenci sayısının fazla olması ile tutarlı bir sonucun ortaya çıktığını düşünmekteyiz. Zira maddeler ve seçenekler arasında oransal bir dağılım mevcuttur. Öğrenciler kazanımların gerçekleşme seviyesine ilişkin verdikleri cevaplarda maddelerin çoğuna olumlu ve olumsuz yanıtları yakın oranlarda vermişlerdir. Öğrencilerin anketi değerlendirirken bu oranların dengeli bir şekilde dağılması ve maddelerdeki ‘kararsızım’ seçeneğinin de önemli ölçüde yer alması öğrencilerin tutarlı olduğunun bir diğer göstergesidir.

Öğrencilerin II. Dünya Savaşı ile ilgili maddelerin tamamına yakınını, ‘Soğuk Savaş’ ve ‘Yumuşama Dönemi’ ile ilgili maddelerin tamamını olumsuz seçeneği yüzde elli oranında işaretlemiş olmaları oldukça anlamlıdır. Zira öğretmenler de ‘Soğuk Savaş’ dönemi için olumsuz görüş beyan etmişlerdir. Öğretmenlerin ‘iyi anlatamadıklarını’ düşündükleri yerde öğrencilerin de ‘tam anlayamadık’ diye görüş beyan etmeleri çok anlamlı ve tutarlıdır.

Öğrencilerin en yüksek olumlu tutum belirttikleri madde ‘Millî tarih ve kültürümüz konusunda bilinçli ve duyarlı birey olarak yetiştiriliyorum’ olmuştur. Birebir yapılan görüşmelerde öğrencilerin bazıları bu kazanımı sadece okulda almadıklarını aile ve çevrenin de bunda katkısının olduğunu belirtmişlerdir.

Yakın zamana dair konuların da öğrenciler tarafından daha çok anlaşıldığı ankette görülmektedir. Öğrenciler kendi zamanlarına yakın olan olayları, gazete ve televizyonda duyduklarını derste işittiklerinde konunun daha ilgi çekici olduğunu belirtmişlerdir. ‘Küreselleşme’ ile ilgili madde ve ‘20. yüzyılda dünyadaki ekonomik, kültürel, sosyal olaylara Türkiye’nin etkisi’ maddesine olumlu cevapların yüksekliği bunun bir kanıtıdır.

‘Soğuk Savaş’ ve ‘Yumuşama Dönemi’ ile ilgili ünitelerin, öğrencilerin zihinlerini karıştırdığını ve kalıcı bilgi edinemediklerini de anket sonuçlarından

gözlemleyebiliyoruz. Bu üniteler ile ilgili olarak öğrenciler; fazla ayrıntı olduğundan bildiklerini de karıştırdıklarını belirtmişlerdir.

Öğretmen öğrenci olma durumuna göre ölçeğe ait görüşleri farklılaşmakta mıdır?

Öğretmen öğrenci olma durumuna göre katılımcıların ölçeğe ait görüşlerinin farklılık gösterip göstermediğine bakıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık saptanmıştır (t(329) =2,098; p= 0,037<0,05).

Öğretmenlerin ortalamaları (99,4211±16,83085) öğrencilerin ortalamalarından (92,8152±18,46938) yüksektir.

(İlişkisiz iki örneklem ortalaması arasındaki farkın anlamlılığını test etmek amacıyla Independent Samples T-Test (İlişkisiz Örneklemler T-Testi) kullanılmıştır.)

Öğretmen öğrenci ölçekleri arasında ilişki var mıdır?

Öğrenci

Öğretmen

Spearman Korelasyon Katsayısı -0,455

p 0,004

N 38

Öğretmen öğrenci ölçekleri arasında orta düzeyde, negatif ve anlamlı bir ilişki bulunmaktadır (r=-0,455; p=0,004<0,05). Buna göre öğretmenlerin ölçeğe katılma eğilimleri arttıkça öğrencilerin ölçeğe katılma eğilimlerinin azaldığı söylenebilir.

Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi dersinin kazanımlarının gerçekleşmesine ilişkin anket değerlendirildiğinde öğretmenler kendilerini başarılı bulmuşlardır. Öğrencilerin verdikleri yanıtlar incelendiğinde, öğrencilerin öğretmenleri aynı oranda başarılı bulmadıkları görülmüştür. Öğrencilere sorular ‘kavratılıyor mu’ şeklinde sorulmuştur.

N Ortalama Standart Sapma Serbestlik Derecesi t p

Öğretmen 38 99,4211 16,83085

339 2,098 0,037

Dolayısıyla öğrenciler bu ankette kendilerine Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi dersini kavratması gereken öğretmenleri de değerlendirmiş olmaktadırlar. Öğrencilerin yanıtlarının öğretmenler için olumsuz olduğu görülmüştür.

Öğrencilerin 27 sorudan oluşan ankete verdikleri cevaplar değerlendirildiğinde, kazanımların kavratılmasında eksiklikler olduğu görüşülmüştür. Anketteki yüzdelere bakıldığında olumlu görüş bildirip kendilerine bu dersin kavratıldığını belirten öğrencilerin oranı 14 soruda % 50’yi geçmektedir. Öğrenciler anketteki 13 soruda ise olumsuz görüş bildirmişlerdir. Buna karşılık bu dersin öğretilmesinden sorumlu olan öğretmenler ise 27 anket sorusuna verdikleri yanıtlarda 17 soruda olumlu görüşü % 60’ın üzerine çıkartmışlardır. Bu durumda öğretmenler müfredatı kavrattıklarını düşünmektedirler. Anket sonucuna göre öğretmenlerin yanıtlarının hiçbirisinde olumsuz görüşün % 50’yi bulmadığı fark edilmektedir. Öğretmenler anketteki açık uçlu soruda ve birebir yapılan görüşmelerde Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi dersi ile ilgili olumsuzluklardan yakınmışlarsa da vermiş oldukları derste kendilerini başarılı bulmuşlardır.

Öğretmen anketinde en yüksek olumsuz görüş % 9 ile (CENTO ve CEATO) konusunu kavratma hususundadır. Bunun dışındaki bütün maddeler de olumsuz görüş yüzde dokuzun altındadır. Öğrencilerin ise olumsuz görüş bildirip kavratılamadığını belirttikleri madde sayısı daha fazladır. 13 madde de öğrenciler konuların kendilerine kavratılamadığını söyleyerek olumsuz görüşü % 50’nin üstüne çıkartmışlardır. Öğrencilerin % 3 ile en az olumsuz görüş bildirdikleri anket sorusu ‘Millî tarih ve kültürümüz konusunda bilinçli ve duyarlı birey yetiştirme ve yetiştirilme’ ile ilgili ifadeye verdikleri cevapta görülmüştür.

Öğretmenlerin dersin kazanımlarının gerçekleşmesine ilişkin ifadelerinde ‘tamamen kavratıyorum’ seçeneğini işaretlemekten daha çok ihtiyatlı davranarak ‘kavratıyorum’ seçeneğini işaretlemeleri de üzerinde durulması gereken bir durumdur. Zira kavratılması hususunda aksaklıkların olabileceğini bu ifadeleriyle belirtmiş olmaktadırlar.

Hem öğretmenler hem de öğrenciler tarafından kararsızım seçeneğinin soruların büyük kısmında yoğun olarak işaretlendiği görülmektedir. Bu durum; müfredatın yeni olmasına ve tarafların bu ders ile ilk kez muhatap olmasına bağlanmıştır. Ankette bulunan 27 sorudan 9’unda öğretmenlerin, 12’sinde öğrencilerin üçte biri kararsız

olduklarını beyan etmişlerdir. Bu oran her iki tarafta da ders ve müfredat ile ilgili belirsizliklerin olduğunu göstermektedir.

Ankette bu belirsizliğin yaşandığına dair en somut gösterge ‘Soğuk Savaş Dönemi ve Yumuşama Dönemi’ konularının kavratılması hususundaki kafa karışıklığıdır. Hem öğretmenler hem de öğrenciler bu ünitenin kazanımlarında ciddi anlamda sıkıntı yaşadıklarını belirtmişlerdir. ‘Soğuk Savaş Dönemi ve Yumuşama Dönemi’ konularının kavratılamaması öğretmenlerin bu hususta kendilerini yeterince geliştirmediğini ve hatta hiçbir kaynak bilgisine dahi sahip bulunmadıklarını göstermektedir. Dersin tarih dersi olduğu ve konuların yakın zamana ait olduğu göz önünde bulundurulursa öğretmenlerin kendilerini geliştirmesi mutlak bir gerekliliktir. Kendileri ile yaptığımız özel görüşmelerden öğrendiğimize göre öğretmenler; ilköğretimden yüksek öğrenimlerinin sonuna kadar aldıkları eğitimde 20. yüzyıl içinde yer alan konular ile ilgili bir müfredatla karşılaşmamışlardır. Kendi çabası ile tarih programında bulunan bu eksikliği kapatan öğretmenler görülmüştür. Fakat öğretmenlerin büyük bir kısmı, öz eleştiride bulunarak tam olarak kendilerinin de bilmediği bu dönemin konularını öğrencilere öğretmekte sıkıntı yaşadıklarını belirtmişlerdir. Öğretmenlerin bu eksikliklerini kendi çabaları ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından verilecek hizmet içi kurslarla kapatamamaları durumunda öğrencilerin dersin kazanımlarını elde etmesi ile ilgili sıkıntı devam edecektir.

Anketteki en ilginç sonucun çıktığı soru ise ‘Millî tarih ve kültürümüz konusunda bilinçli ve duyarlı birey yetiştirme ve yetiştirilme’ ile ilgili soruda karşımıza çıkıyor. Bütün anket soruları içinde sadece bu soruda öğrencilerin olumlu görüşü öğretmenlerin olumlu görüşünden daha fazladır. Bu durum okuldaki diğer derslerin öğretmenlerinin de milli tarih bilincinde öğrencilere faydalı olmaya çalışması ile açıklanabilir. Öğretmenlerin öğrencilere göre daha az bir oranda olumlu görüş belirtmesi ise kuşak farkı ile açıklanabilir. Öğretmenlerin öğrencilerden yaşça çok büyük olması, yeni nesle bakışta fark edilir bir olumsuzluğun bulunması da etken olmuş olabilir.