• Sonuç bulunamadı

2.10. Araştırmanın Sınırlılıkları

3.1.1. Akademisyenler Açısından Türkiye’deki Gastronomi Eğitimi Konusundak

3.1.1.3. Öğretim Elemanı Faktörü

Araştırmaya katılan akademisyenlerin bir kısmının öğretim elemanlarının niteliksel ve niceliksel sınırlılıklarının Türkiye’deki gastronomi eğitimindeki verimliliği düşürdüğünü ifade etmiştir. Bu faktörlerin oransal dağılımı Tablo 3.4 de ifade edilmiştir.

Tablo 3.4: Öğretim elemanlarına ilişkin problem faktörleri ve oransal dağılımı

Kişi Sayısı Yüzde (Genel) Yüzde (Sadece bu konu özelinde) Öğretim Elemanı Niteliğinin

Yetersizliği

11 84,62 91,67

Öğretim Elemanı Niceliğindeki Yetersizlik

5 38,46 41,67

Bu Konuda Görüş Belirtenler (Kişi) 12 92,31 100,00 Bu Konuda Görüş Belirtmeyenler (Kişi) 1 7,69 -

ANALİZ EDİLEN BELGELER 13 100,00 -

Öğretim Elemanı Niceliğinin Yetersizliği

Katılımcıların %38,46’sı gastronomi eğitimi verecek öğretim elemanının niceliksel anlamda yetersiz olduğunu ifade etmiştir (Tablo 3.4). Katılımcılar genel olarak bunun sebebinin alanın hızlı büyümesinden dolayı kadroların bol olduğunu ifade etmiştir. Bunun da zincirleme olarak diğer konularda problem yarattığını ifade etmiştir. Konu hakkında katılımcı A1 şu görüşte bulunmuştur.

“Çok fazla kadro var. Turizmde okuyan öğrenci bir sezon veya yazın otelde çalıştıktan sonra ben gastronomi bölümüne atanabilir miyim (akademisyen olarak) diye düşünüyor. Burada insanları suçlamazsınız. Çünkü burada belli bir açık var. Türkiye’de alttan yetişen bir güruh yok. Mesleki olarak kendisini geliştiren belli bir güruh yok. İnsanlar da mevcut ülke şartlarında tabi bu tarafa yöneliyor. Kadroya

girdikten sonra bazıları kendisini geliştirirken bazıları da devletin güvencesini arkasına aldığı için teorik derslerle yetiniyor. Öğrenciler bunun acısını çok yaşıyor.” Öğretim Elemanı Niteliğinin Yetersizliği

Şekil 3.1.1: Öğretim elemanı niteliğinin yetersizliğiyle ilgili MAXMaps grafiği

Öğretim elemanları üniversitelerin bünyesinde bulundurduğu, öğrencilere bilgileri aktarıp onların bu bilgiyi kullanmasını sağlayan akademik olarak oldukça önemli kişilerdir (Özgüngör ve Duru, 2014). Bu yüzden öğretim elemanlarının niteliksel durumu da bu çalışmada dikkatle takip edilmiştir. Konu hakkında akademisyen katılımcıların görüşleri Şekil 3.1.1’de ifade edilmiştir. Buna göre gastronomi eğitimini veren kişilerin niteliksel olarak yetersizliğinin sebepleri; liyakat yetersizliği, alan dışı öğretim elemanları, sektör tecrübesi (uygulama) yetersizliği, akademik yetersizlikler, iş ahlakı sorunu, öğretim elemanına mobbing ve öğretim elemanının sektöre yabancılaşması faktörleri oluşturmaktadır. Öğretim elemanlarının niteliksel yetersizlikleri hakkında akademisyenlerin görüşlerine ilişkin oransal veriler Tablo 3.4.1’de ifade edilmiştir.

Tablo 3.4.1: Öğretim elemanlarının nitelikleriyle ilgili problem faktörleri ve oransal dağılımı

Kişi

Sayısı Yüzde (Genel)

Yüzde (Sadece bu konu özelinde) Sektör Tecrübesi (Uygulama)

Yetersizliği

7 53,85 63,64

Alan Dışı Öğretim Elemanları 6 46,15 54,55

Akademik Yetersizlikler 4 30,77 36,36

Liyakat Yetersizliği 2 15,38 18,18

İş Ahlakı Sorunu 2 15,38 18,18

Öğretim Elemanının Sektöre Yabancılaşması

1 7,69 9,09

Öğretim Elemanlarına Mobbing 1 7,69 9,09

Bu Konuda Görüş Belirtenler (Kişi) 11 84,62 100,00 Bu Konuda Görüş Belirtmeyenler (Kişi) 2 15,38 -

ANALİZ EDİLEN BELGELER 13 100,00 -

a) Sektör Tecrübesi (Uygulama) Yetersizliği

Bu tabloya göre araştırmaya katılanların %53’ü öğretim elemanlarının sektör tecrübesinin yetersizliğinin eğitimin öğrencilere sağladığı faydayı düşüren önemli bir faktör olduğunu ifade etmiştir (Tablo 3.4.1). Konu hakkında katılımcı A4 öğretim elemanının uygulama yeteneklerinin yetersiz olduğunu ve bu yetersizliğinin öğretim elemanını işe alma sürecinden kaynaklandığını ifade etmiştir.

Yani yavaş yavaş gastronomi mezunları piyasaya çıkmaya başladı. Tamam öğretim görevlisi kadrosu da çok sık açılıyor. Ama adam gastronomi mezunu, yüksek lisansını da bitirmiş, gidiyor bir tane okula başvuruyor giriyor sınavına öğretim görevliliği için. Tabii ki önemli hijyen sanitasyon çok önemli elini yıkamayı bilmeyen adamlar var çünkü kabul ediyorum ama, soruların tamamı gıda mühendisliğini içeriyor. Ama bu adam pastacılık dersi verecek. Tabii ki bilinmesi gereken nizami belli şeyler var. En azından asgari düzeyde bir şeyler bilmesi lazım. Ama bu durum yani bana sorarsa çok çok düşürüyor gastronomi eğitimini.”

Konu hakkında A5 asıl işi bir şeyi öğretmek olan kişilerin bilirkişilere danışarak işini sürdürdüğünü ifade etmiştir.

“Yani alaylılardan çok fazla yardım alınıyor. Dolayısıyla eğitim kalitesi de bundan etkileniyor.”

Konu hakkında A13 bu sorunu bazı akademisyenlerin görmezden geldiğini. Alanın aşçı değil, bilim insanı yetiştirdiğini ileri sürerek bu sorumluluğu reddettiklerini ifade etmiştir.

“Bu alandaki hocalar genelde biz uygulama hocası yetiştirmiyoruz, bilim insanı yetiştiriyoruz diyor. Ama benim tercihim uygulamadan gelen insanların bilim insanı olması. Yani uygulamayı da bilsin teoriyi de bilsin. Ben ne kadar uygulamadan gelsem, bıçak da bilsem, işte pasta da bilsem şey de bilsem daha anlatırken de iyi olur.”

b) Alan Dışı Öğretim Elemanları

A7 katılımcısı gastronomi alanında eğitim verecek öğretim elemanlarının pratik eğitimi verebilme yeterliliğinin ön planda olması gerektiğini ifade etmiştir.

“Günümüzde gastronomi alanında akademik kariyer yapmak isteyen kişilerin de hem akademik hem de pratik yönünden kendini geliştirmiş kişilerden oluşması gerekir.”

Araştırmaya katılan kişilerin %46’sı Türkiye’de gastronomi eğitimi veren öğretim elemanlarının sektör veya alan dışından kişiler olduğunu ifade etmiştir.

Konu hakkında katılımcı A4 gastronomi eğitimi veren öğretim elemanlarının birçoğunun yakın branşlarda uzmanlığının olduğunu (örneğin gıda mühendisliği) ve bu durumun olumsuz bir faktör olduğunu ifade etmiştir.

“Yani kaç tane var geçen gene bir açılmış yaklaşık herhâlde 50'ye yakın Gastronomi bölümü oluştu ve bu gastronomi bölümlerinde eğitim veren öğretim görevlilerinin, “Sn. Öğretim görevlilerinin” çoğunluğu da gıda mühendisliği çıkışlı. Eğitici kalitesi düşük. Alanında değil. Yanlış alanda eğitim veriyor insanlar. Yani şöyle düşüneceksek; eğer bir mühendis bir turizm hocası gidip mühendislik

fakültesinde ne kadar ders verebilirse bir gıda mühendisliği hocası da gastronomi alanında bu kadar ders verebiliyor.”

Katılımcı A6 konu hakkında ciddi sorunlar olduğunu ifade etmiştir. Gastronomiyle uzaktan yakından ilişkisi bulunmayan alanlardan mezun olan kişilerin bu alanda derslere girdiğini ifade etmiştir.

“Eğitim fuarlarında falan böyle bir durumumuz varken yeni açılacak bölümler de doğrusu ne kadar vasıflı olduğunu bilmediğimiz ne mezun olduğunu bilmediğimiz öğretim elemanları ile karşılaşmak durumu söz konusu. Geçmiş zamanda, ama çok da geçmiş değil de orta geçmiş diyelim, işte bir üniversitemize lineer cebir matematikçi öğretim elemanı alındı gastronomi eğitimine. Orada üniversitenin belki kendi tasarrufuydu diyeceğiz ama düşünsene yarın öbür gün o da belki işte doçentlik şubesinde ya da işte bu camiada kendinde "Ben de söz sahibiyim." derse hani bölüm açmak için ayrı ayrı bölümlerden hocaları oraya kaydırıp bölümü açmak söz konusu. Şimdi hukuksal anlamda şöyle bir şey var malum; bazen kanuna ve kriterlere uyan her şey vicdani olmayabiliyor. Vicdanın “Hayır!” diyor ama kitabına uyuyor. Şimdi çoğu üniversitemizde maalesef bölüm açmak için kitaba uyan ama vicdanına uymayan tarzda tasarruflarda bulunabiliyorlar. E bunu da biz görüyoruz, bir şey yapamıyoruz. E bunları görünce de bir değişik oluyor insan tabi. Muhasebeciye bile razıyız. Yani biz yakın gelecekte şeyler falan başlar tabii işte; tıpçılar mıpçılar falan da girdi mi biz zaten kenara çekiliriz ya da gene turizme geri döneriz. Ne yapalım?”

Konu hakkında katılımcı A10 şu görüşleri bildirmiştir.

“Önceden gastronomi kavramı olmadığı için genelde işte gastronomiyle ilgisi olmayan insanların gastronomi bölümlerinde öğretim elemanı olduğunu görüyoruz. Bu bir negatif etki.”

Katılımcı A7 numaralı katılımcı şu şekilde bilgi vermiştir.

“Bölümde alandan hocalar yok. Bölüm içerisinden olmayan kişiler sadece iş olsun diye hoca oluyor.”

c) Akademik Yetersizlikler

Tablo 3.4.1’de ifade edildiği üzere katılımcıların %30,77’si gastronomi eğitimi vermekle yükümlü kişilerin akademik bilgi yönünden yetersizliğini ifade etmiştir. Konu hakkında katılımcı A1 söz konusu problem faktörünün akademisyen ihtiyacından kaynaklandığını ifade etmiştir.

“Eğitimci kalitesine geldiğimiz zaman; çok açık konuşacağım, çok fazla kadro var. Turizmde okuyan öğrenci bir sezon veya yazın otelde çalıştıktan sonra ben gastronomi bölümüne atanabilir miyim (akademisyen olarak) diye düşünüyor. Burada insanları suçlamazsınız. Çünkü burada belli bir açık var. Türkiye’de alttan yetişen bir güruh yok. Mesleki olarak kendisini geliştiren belli bir güruh yok. İnsanlar da mevcut ülke şartlarında tabi bu tarafa yöneliyor.”

Konu hakkında katılımcı A6 sorunun bölümün kontrolsüzce her üniversitede açılmasının bu sonucu doğurduğunu ifade etmiştir.

“Her önüne gelen üniversitenin rahatlıkla bu bölümü açması bir süre sonra vasıflı-vasıfsız yarı vasıflı ya da vasfının ne olduğunu bilmediğimiz bir sürü elemanın ortaya çıkmasına sebebiyet verecek gibi duruyor.”

d) Liyakat Yetersizliği

Araştırma elde edilen veriler doğrultusunda katılımcıların %15,38’inin akademide görev alan kişilerin liyakat bakımından yetersiz olduğunu ve bu problem faktörünün başka sorunları da tetiklediğini ifade etmiştir. Konu hakkında katılımcı A3 şu görüşü belirtmiştir (Tablo 3.4.1).

“Akademik olarak yetkin olmayan çoğu kişinin zorla, çabayla bir şekilde oluşturulduğu bir yanlış yapılandırma öngörüyorum. Yanlış yapının üzerine doğru şeylerin de çok zor yapacağını düşünüyorum.”

e) İş Ahlakı Sorunu

Tablo 3.4.1’de görüldüğü üzere katılımcıların %15,38’i göreve gelen bazı öğretim elemanlarının görevlerinin gereklerini bilerek yerine getirmediğini, “işten kaytardıklarını” ifade etmiştir. Bu konuyu katılımcı A1 şöyle açıklamıştır.

“Youtube dan ders işleyen hocalar olduğunu duyuyoruz. Youtube videolarını tahtaya yansıtan, “Bakın oradan yapın.” diyen hocalar olduğunu biliyoruz. Öğrencilere teker teker sorup “Sen ne yapmasını biliyorsun? Çiğ köfte.”, “Sen ne yapmasını biliyorsun? Kısır.” İşte kısırı bilen öğrenciye tüm sınıfa kısır öğrettiren, çiğ köfte bilen öğrenciye tüm sınıfa çiğ köfte yaptırmayı öğrettiren hocalar olduğunu biliyoruz.”

f) Öğretim Elemanının Sektöre Yabancılaşması

Katılımcı A1 öğretim elemanlarının sektörden akademiye geçmiş olsa bile pratik eğitim yeteneklerinin bir süre sonra köreldiğini ifade etmiştir. Konu hakkında şu şekilde bir öz eleştiri yapmıştır.

“Benim öğrencilere gösterdiğim bilgi temel düzeyde bir bilgi. Ama ben en son ne zaman yaş pasta yaptım? 4 yıl önce yaş pasta yaptım. Kendi evim haricinde bana gelen siparişte... butik. E benim babam pastacıydı ben 2 sene pastanede çalıştım ama bu sene yaş pasta dersini aldım. Yaparım dedim ama kendime inanamadım yani. Yani kremşanti torbasını tutmasını unutmuşum, dekoru unutmuşum, gül yapmasını unutmuşum. Çocuklara kremşantiden gül yapmasını gösteremiyorum.”

g) Öğretim Elemanına Mobbing

Katılımcı A1 aynı zamanda gastronomi eğitiminde görev alan öğretim elemanlarının bölüme gelir sağlamak amacıyla zorlamalara tabi tutulduğunu ve bunun de öğretim elemanlarının kalitesini düşüren önemli bir unsur olduğunu ifade etmiştir.

“Yani bir yönetici uygulama hocasını almadan önce CV sine bakıyor. Mülakata tabi tutuyor. Biliyor aslında kendi gelecek olan hocayı ama herkesin kafasında bir döner sermaye olgusu var. Mutfakta çocuklar yemek yapsın, satalım, kazanılan parayla da mutfağa gelir kazanılsın gibi bir vaha var. Böyle bir hikâye var. Ama o yemeği hayatında ilk defa yapan çocuğa nasıl sattıracaksınız? Onu yapmak zor, tutturamamak daha da zor.”