• Sonuç bulunamadı

3. Araştırmanın Metodu

2.1. Âyetlerin Tefsirleri

2.1.1. İlim Öğrenmek ve Öğretmenin Üstünlüğü

2.1.1.6. Öğrenmek

َمأكِحألاَو َباَتِكألا ُمُكُمِّلَعُيَو أمُكيِّكَُِيَو اَنِتاَيآ أمُكأيَلَع وُلأتَي أمُكأنِم ًلَوُسَر أمُكيِف اَنألَسأرَأ اَمَك اوُنوُكَت أمَل اَم أمُكُمِّلَعُيَو َة

ََّ وُمَلأعَت(Bakara, 2/151)

Bu konuyla ilgili Bakara, 2/151.âyetin meâli: Nitekim kendi içinizden size

âyetlerimizi okuyan, sizi kötülüklerden arındıran, size Kitab’ı ve hikmeti tâlim edip bilmediklerinizi size öğreten bir Resûl gönderdik.83

Bakara 2/151.âyetin tefsiri şöyledir: “Kuşkusuz Hz. Muhammed’i Peygamber olarak göndermesi, Allah (c.c.)’ın insanlara verdiği nimetlerin başta gelenlerindendir. Bu âyette, Allah (c.c.)’ın rahmet ve inâyetini hak etmenin yolları da gösterilmiş bulunmaktadır. Buna göre Hz.Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in risâletini tanıdıktan sonra, onun tebliğ ettiği âyetlerden ilham alarak ruhumuzu arındırıp ahlâkımızı güzelleştirirsek, Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in öğrettiği şekilde kitabı yâni

82 Şevkani, Fethu’l-kadir: 5/467; Tefsir-i Kurtubi: 20/118; Yıldırım, Celal, a.g.e., XIII, s. 6890-6892. 83 Bakara, 2/151.

Kur’ân’ı ve hikmeti özümseyip kavrar, bilmeyip de öğrenmemiz gereken daha başka şeyleri de öğrenerek ilim ve irfanda gelişirsek Allah (c.c.)’ın nimetlerine liyakat kazanmış oluruz. İslâm’dan önceki döneme Câhiliye denmesinin sebebi, bu dönem insanlarının hem zihnen hem de ahlâki bakımdan geri olmalarıydı. Onları bu gerilikten kurtaran da Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v) olmuştur. Zira o, insanlara bir yandan kitabı, bir yandan da “hikmet”i yâni dini ve dini konularla ilgili en doğru bilgileri ve genellikle sünnet diye ifade edilen en güzel davranış biçimlerini öğrettiği gibi, bilmedikleri daha başka konularda da insanları aydınlattı ya da aydınlanmanın yollarını açtı. Böylece müslümanlar, bilgi ve erdemlerle donanmış olarak başarıdan başarıya koştular. Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in açtığı bu aydınlık yolda ilerleyerek sonraki yüzyıllarda dini ve dünyevi ilimlerde ve bunların uygulamaya geçirilmesinde İnsanlığa örnek ve önder olacak bir konuma yükseldiler. Müslümanların gerileyişi de “kitap ve hikmet’i ihmal etmeleriyle başladı.”84

İzzet Derveze bu âyeti şöyle yorumlamıştır: “Âyet-i kerime yüce Allah (c.c.)’ın Peygamberimize tabileri ile ilgili olarak yüklediği görevi açıklamakta ve etkileyici bir ifade tarzıyla bu görevin önemine dikkat çekmektedir. Buna göre yüce Allah (c.c.) Peygamberimize, tabilerine âyetlerini okumasını, kitabın içeriğini anlamalarını sağlamasını, nefislerini ve kalplerini arındırmasını, eğitim, yol göstericiliği ve sünneti ile örnek olmasını emretmiştir. Davranışları, tasarrufları ve diğer işleri bağlamında doğru, hak ve hayır niteliğine haiz olanı yâni hikmeti öğretmesi direktifini vermiştir. Bu ifade, söz konusu hususların tümünün Peygamberimizden öğrenilmesine, onun öğretisi doğrultusunda hareket edilmesine ilişkin imani bir yükümlülük de içermektedir. Buna göre Peygamber Efendimiz (s.a.v)’den öğrenilmesi gereken bu öğretiler, onun risaletinin ayrılmaz parçalarıdır. Mü’minler, bu çizgiden sapmamak durumundadır.”85

“Bunun gerekliliğini açık bir dille vurgulayan birçok âyet vardır. Bunlardan biri Al-i imran sûresinde yer alan şu âyettir: ‘De ki: Eğer siz Allah (c.c.)’ı seviyorsanız

bana uyun; Allah (c.c.)’da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah (c.c.) bağışlayandır, esirgeyendir.’86

Bir diğer örnek Nisa sûresinde yer alan şu âyettir:

‘Kim Rasule’ itaat ederse, gerçekte Allah (c.c.)’a itaat etmiş olur. Kim de yüz çevirirse, biz seni onların üzerine bekçi göndermedik.’87

Bir de Haşr sûresinde yer

84

Komisyon, a.g.e., I, s. 2930.

85 Derveze, İzzet, et-Tefsiru’l-Hadis, Ekin Yay., trs., V, s. 147-148. 86 Al-i İmran, 3/31.

alan şu âyet örnek verilebilir: ‘Peygamber size ne verirse artık onu alın, sizi neden

sakındırırsa artık ondan sakının ve Allah (c.c.)’tan korkun. Şüphesiz Allah (c.c.), cezası pek şiddetli olandır’ 88

Müslümanlara, üzerinde ihtilafa düştükleri meselelerin çözümü için Allah (c.c.)’a ve Rasulüne başvurmaları emredilmiştir: ‘Ey iman edenler,

Allah (c.c.)’a itaat edin; elçiye itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine de. Eğer bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz, artık onu Allah (c.c.)’a ve elçisine döndürün. Şâyet Allah (c.c.)’a ve âhiret gününe inanıyorsanız. Bu hayırlı ve sonuç bakımından daha güzeldir.’89

Bu bağlamda yüce Allah (c.c.)’ı Kur’ân-ı Kerim temsil etmektedir. Peygamberimizi de hem hayatında hem de ölümünden sonra, sözlü ve fiili sünneti temsil etmektedir.”90

Bakara, 2/129, Ahzab, 33/34, Kehf, 18/60-82. Âyetleri de bu konu ile ilgilidir.91

İlgili Hadisler:“Bakara sûresinin değerini ve özelliklerini anlatan sahih hadisler

vardır: ‘Evlerinizi (içinde Kur’ân okumayarak) kabirlere çevirmeyiniz. Şeytan,

içinde Bakara sûresi okunan evden ürker ve uzaklaşır’92‘Kur’ân’ı okuyunuz; çünkü o, kıyâmet gününde kendisini okuyanlara şefaat edecektir. İki nur yumağını, yâni Bakara ve Âl-i İmrân sürelerini okuyunuz; çünkü onlar, kıyâmet gününde iki büyük bulut veya gölgelik ya da kuş sürüsü gibi gelerek kendilerini okuyanları savunacak ve koruyacaklardır. Bakara sûresini okuyunuz; çünkü ona sahip olmak bereket, terketmek ise hasret ve pişmanlık sebebidir; ona sihir- bazların güçleri yetmez’93

‘Bakara sûresinin sonundaki iki âyeti her kim gece vakti okursa bu iki âyet, o gece ona yeter.”94

“Sahabeden Üseyd b. Hudayr bir gece hurma yığınının yanında Kur’ân (Bakara sûresi) okurken atı birkaç kere ürküp heyecanlanmıştı. Üseyd atın, çocuğu Yahya’yı çiğnemesinden kaygılanarak kalktığında başının hizasında (gökte), ışıklarla donatılmış bir tavan gördü. Tavan gözünün atabildiğine, semanın derinliklerine doğru uzayıp gidiyordu. Üseyd, Resûlullah’a gelerek durumu anlattı. Resûlullah ondan Bakara sûresini okumaya devam etmesini istedi. Fakat çocuğuna bir şey olmasın diye okumaya ara verdi. Sabahleyin durumu Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v)’e söyleyince şöyle

88 Haşr, 59/7. 89 Nisa, 4/59.

90 Derveze, İzzet, a.g.e., V, s. 147-148. 91

Yüksel, Nevzat, a.g.e., s. 227.

92 Müslim, “Müsâfirin”, 212. Komisyon, a.g.e., s. 28. 93 Müslim, “Müsâfirin”, 252; Komisyon, a.g.e., I, s. 28-29. 94 Buharı, “Fezâil”, 10; Komisyon, a.g.e., I, s. 29.

buyurdular: “Onlar seni dinlemeye gelmiş meleklerdi. Eğer okumaya devam

etseydin sabah olunca onları herkes görecekti, kendilerini halktan gizlemeyeceklerdi.”95

İnsanları kötü düşünce ve davranışlardan kurtararak onların mutlu olmasını sağlayan en doğru yol Peygamberimizin kendi yaşamına geçirip öğrettiği vahyin terbiyesidir. Sevgili Peygamberimiz insanlığa, doğru ve güzel olan şeyleri anlatmış ve söylediklerini uygulayarak rehberlik görevini yapmıştır.