• Sonuç bulunamadı

Öğrenim Durumuna Göre BeĢ Temel Değere Ait Bulgular TartıĢılması

4. TARTIġMA

4.3. Öğrenim Durumuna Göre BeĢ Temel Değere Ait Bulgular TartıĢılması

“Kendimden baĢka kimseye sorumlu değilim” Ģıkkını 17 kiĢi iĢaretlemiĢtir. Ġlkokul altında öğrenim görenlerde bu oran %88,2 olurken üniversite okuyanlarda %11,8 olduğu tespit edilmiĢtir. Anneannelerin sosyal sorumluluklardan uzak tutum ve davranıĢlara daha çok sahip oldukları tespit edilmiĢtir.

Sorumluluk duygusu ya küçük yaĢta çevresiyle birlikte kazanılmaya baĢlar ya da eğitimle yaratılmaya çalıĢılır. Her ikiside sorumluluk değerinin geliĢmesi açısından önemlidir.

Atabek, son yıllarda yitirilen en büyük değer olarak sorumluluk değerini gösterirken, yaĢlılarda bu kayıpların yaĢandığını araĢtırmamız sonucunda görmekteyiz.

“Benim için önemli olan yaptığım iĢten sağladığım kendi çıkarımdır.” ġıkkını 35 kiĢi iĢaretlemiĢtir. Ġlkokul ve altı öğrenim görenler %65,7 yani anneanneler iki cevabını vererek, geleneksel değerlere önem veren, geleneksel dayanıĢma yollarını önceleyen, bir yakın topluluğun üyesi olmayı daha önemli sayan tutum ve davranıĢların sahibi olduğu görülmüĢtür. Anneannelerin bu tutum ve davranıĢ içinde olmasının nedeni yaratıcılık yönlerinin azalması veya baĢkalarından sürekli yardım talep etmelerine bağlanabilir. Emiroğlu bu durumu Ģu Ģekilde açıklar;

“Yaşlılıkta verimliliği etkileyen önemli faktörlerden birisi de çoğu yaşlının

öncelikle kendi gücünü kullanmadan başkalarından sürekli yardım istemesidir. Kuşkusuz gerektiğinde yardım istemek, uygun yardım kabul etmek doğaldır. Ancak sürekli başkalarından yardım isteme bağımlılık yaratır, kişinin kendisine saygısını azaltır.”

“Ben vardığım yeri hedef sayarım” ġıkkını 30 kiĢi iĢaretlemiĢtir.” Ġlkokul ve altı öğrenim görenlerin %73,3‟ü üç cevabını vererek, Küresel tüketim değerlerini önceleyen, kiĢi olarak kendi değerleri açısından dünyaya ve olaylara bakan sosyal sorumluluklardan uzak tutum ve davranıĢları benimsediği görülmüĢtür. Eğitim düzeyi düĢük olan anneannelerin hayatta yeni hedefler oluĢturmakta zorlandığı ve buna bağlı olarak kayıplar yaĢadığı gözlemlenmiĢtir. Birtane ve arkadaĢları ise, Edirne Huzurevinde kalan 21 kadın ve 75 erkek ile yaptıkları çalıĢma sonucunda; kadınlarda biliĢsel iĢlev ve yaĢam kalitesinin erkeklere göre daha düĢük olduğunu ve 65 yaĢ üstü popülâsyonda yaĢam kalitesinin öncelikle biliĢsel iĢlevlerin durumu ve aktivite düzeyinden etkilendiğini belirtmiĢlerdir.

“Aile desteği olmazsa insan hiçbir Ģey yapamaz.” Ģıkkını 51 kiĢi iĢaretlemiĢtir. Genç kızların %15,7‟si, annelerin %13,7‟si çoğunlukla anneannelerin %70,6‟sının tercih ettiği ve buna bağlı olarak da, küresel tüketim değerlerini önceleyen, kiĢi olarak kendi değerleri açısından dünyaya ve olaylara bakan sosyal sorumluluklardan uzak tutum ve davranıĢlara daha çok sahip olsalarda; bütün ailelerde her bireyin olumlu ya da olumsuz bazı değerleri vardır. Ama önemli olan, bireyin hangi değerlere sahip olduğudur. Erkek ve kadının çocukları yetiĢkin hale gelene kadar birlikte eğitmeye ve büyütmeye devam ettikleri normal ailelerde; değer

“Kurumlar güçlü olduğu ölçüde insana değer katar” seçeneğini 48 kiĢi iĢaretlemiĢtir. Ġlkokul ve altı öğrenim gören anneannelerin %68,,8‟i üç cevabını vererek, küresel tüketim değerlerini önceleyen, kiĢi olarak kendi bencil açısından dünyaya ve olaylara bakan sosyal sorumluluklardan uzak tutum ve davranıĢların sahibi olsalarda; yaĢlanmaya bağlı olarak ortaya çıkan güç kaybı, çocuklarını yeteri kadar desteklememesi ve sağlık sorunları gibi etkenlerden dolayı kurum bakımını seçenler veya aile içinde bakıma ihtiyaç duyanlar bu cevabı daha çok iĢaretlemiĢ olabilir.

“Köksüz olmak insan için en büyük kayıptır.” ġıkkını 44 kiĢi iĢaretlemiĢtir. Ġlkokul ve altı öğrenim görenlerin %84,1‟i üç cevabını veren anneanneler, küresel tüketim değerlerini önceleyen, kiĢi olarak kendi değerleri açısından dünyaya ve olaylara bakan sosyal sorumluluklardan uzak tutum ve davranıĢların sahibi olduğu görülmüĢ olsa da, bunun altında yatan temel neden; “korku” ve “ayrılık” endiĢeleridir. Fromm;

“İnsan doğal kökleri ancak, yeni, insanca kökler edindiği ölçüde koparabilir

ve ancak bunları bulduktan sonradır ki bu dünyada yeniden rahat edebilir.” der.

“GeçmiĢte neler kaybettiğimizi bilmek en önemlisidir.” ġıkkını 44 kiĢi iĢaretlemiĢtir. Ġlkokul ve altı öğrenim görenlerin %68,2‟si iki cevabını veren anneannelerin, geleneksel değerlere önem veren, geleneksel dayanıĢma yollarını önceleyen, bir yakın topluluğun üyesi olmayı daha önemli sayan tutum ve davranıĢların sahibi olduğu görülmüĢtür. Kültürlerin zaman dilimlerine verdikleri önem bakımından farklılıklar gösterdiğini ortaya koyan incelemeler Kluckhohn (1950) tarafından yapılmıĢtır. Bu incelemelerde zaman dilimlerine verilen önem “Ģimdiye yönelim”, “geçmiĢe yönelim” ve “geleceğe yönelim” olarak isimlendirilmiĢtir. ġimdiye yönelimin ağırlık noktasını “Ģimdi ve Ģu anı yaĢamak” oluĢturur ve geçmiĢe, geleneklere ve geleceğe önem vermemeyi içerir. GeçmiĢe yönelim, yaĢanan anda gelenekleri korumayı; bir baĢka deyiĢle geçmiĢten bu güne kadar taĢınmıĢ olan adet ve kurallara uygun biçimde yaĢamayı sürdürmeyi içerir. Geleceğe yönelim ise geleceğin geçmiĢ ve Ģimdiden çok daha iyi olacağına inanarak gelecekte arzu edilen Ģeyleri elde etmek amacıyla planlar yapmayı ve bu planları gerçekleĢtirmek üzere hareket etmeyi içerir. Bu

sonuç, öğrenim düzeyi düĢük olan anneannelerin çoğunlukla geleceğe kapalı bir yaĢamı tercih ettiklerini söyleyebiliriz.

“Her zaman kartvizit, etiket, torpil kiĢisel donanımdan daha önemlidir.” ġıkkını 40 kiĢi iĢaretlemiĢtir. Ġlkokul ve altı öğrenim görenler %70,0‟i iki cevabını vererek, geleneksel değerlere önem veren, geleneksel dayanıĢma yollarını önceleyen, bir yakın topluluğun üyesi olmayı daha önemli sayan tutum ve davranıĢların sahibi olduğu gözlemlenmiĢtir.