Çocukların cinsel istismarı suçunun sonucu failin fiilinden mağdurun beden
veya ruh sağlığı bozulmuĢsa TCK'nın 103/6. maddesi gereğince ceza
artırılmaktadır.
3906545 sayılı Kanun‟la Türk Ceza Kanun‟da yapılan değiĢiklikle bu
netice sebebiyle ağırlaĢmıĢ hal kaldırılmıĢtır.
391Ancak suç tarihi 28.06.2014 tarihinde
yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun‟un yayımlanmasından önce ise,
lehe kanun belirlenmesinde getirilen düzenlemeler de dikkate alınmalıdır.
392belirlenen ceza, bir kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hâllerde üç yıldan, üçüncü fıkraya giren hâllerde beĢ yıldan az olamaz.
(2) Kasten yaralama fiili, mağdurun; a) ĠyileĢmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine, b) Duyularından veya organlarından birinin iĢlevinin yitirilmesine, c) KonuĢma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına, d) Yüzünün sürekli değiĢikliğine, e) Gebe bir kadına karĢı iĢlenip de çocuğunun düĢmesine,
Neden olmuĢsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, iki kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hâllerde beĢ yıldan, üçüncü fıkraya giren hâllerde sekiz yıldan az olamaz. (3)(DeğiĢik fıkra: 06/12/2006- 5560 S. Kanun- 4.md.) Kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olması halinde, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, kırık veya çıkığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre, yarısına kadar artırılır.
(4) Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmiĢse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hâllerde sekiz yıldan oniki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hâllerde ise oniki yıldan onaltı yıla kadar hapis cezasına hükmolunur
389
HAFIZOĞULLARI/ÖZEN, s. 165.
390 „„Adli Tıp Kurumu 6. Adli Tıp Ġhtisas Kurulunun 22.04.2015 tarihli raporunda olay nedeniyle
mağdurun ruh sağlığının kalıcı olarak bozulduğu belirtildiği halde, suça sürüklenen çocuk hakkında TCK'nın 103/6. maddesinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini,‟‟ Yargıtay 14. CD., 19.04.2016, E. 2016/1250, K. 2016/3937 (UYAP).
391 KOCA/ÜZÜLMEZ, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, s. 366; ÖZEN, 488.
392 „„Adli Tıp Genel Kurulunun 28.05.2015 tarihli raporunda nitelikli eylemlerde bulunan sanıklar
Cinsel istismar ile fiil arasında nedensellik bağı bulunmalıdır. Çocukların cinsel
istismarı suçunun sonucunda, bu fiille bağlı olarak mağdurda beden veya ruh
sağlığının bozulması halinde, neticesi sebebiyle ağırlaĢan bir suç vardır. Bu nedenle,
TCK‟nın 23. maddesinde belirtilen Ģartlar yerine getirilmelidir. Buna göre, bir fiilin
amaçlanandan daha ağır veya baĢka bir sonuç oluĢmasına neden olması durumunda,
failin en azından taksirle hareket etmesi durumunda bu sonuçtan sorumlu tutulur.
393Çocuğun cinsel istismarı fiili sonucunda çocuğun ruh sağlığının bozulup
bozulmadığı hususunda Adli Tıp Kurumu Kanununun 7, 23/B ve 31. maddeleri
gereğince Yükseköğrenim Kurumları veya birimlerinde Adli Tıp Kurumu ilgili
ihtisas kurulu ölçütlerine göre oluĢacak bir heyetten ya da Adli Tıp Kurumu ilgili
ihtisas kurulundan rapor alınmalıdır.
394Rapor düzenleyecek heyette bir çocuk
psikiyatristi ile bir adli tıp uzmanının bulunması zorunludur.
395eyleminde bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında lehe kanun tespit edilirken yapılan karĢılaĢtırmada TCK'nın 103/6. maddesinin de uygulanması suretiyle lehe Kanunun yanlıĢ tespit edilmesi neticesinde fazla ceza tayini,‟‟ Yargıtay 14. CD., 21.02.2017, E. 2016/10904, K. 2017/845.(UYAP).
393
ARTUK/GÖKCEN/YENĠDÜNYA, s. 3645.
394 „„Adli Tıp Kurumunun bilinen istikrarlı uygulamalarına göre, eylem sonucunda mağdurun ruh
sağlığının bozulup bozulmadığı hususunda Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulu ya da Adli Tıp Kurumu Kanununun 7, 23/B ve 31. maddeleri gereğince Yükseköğrenim Kurumları veya birimlerinde Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulu ölçütlerine göre, (içinde en az bir adli tıp uzmanı ile tetkik edilecek konunun uzmanı bir hekimin zorunlu katılımıyla ve en az beĢ kiĢiden) oluĢacak bir heyetten rapor alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, mağdur Ömer hakkında Mersin Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı BaĢkanlığında görevli iki adli tıp uzmanı tarafından hazırlanan 24.02.2016 tarihli rapora dayanılarak sanık hakkında TCK'nın 103/6. maddesinin uygulanması,‟‟ Yargıtay 14. CD., 20.02.2017, E. 2016/11133, K. 2017/805 (UYAP).
395 „„Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 05.04.2011 gün ve 2011/56 Esas,
2011/76 sayılı Kararında açıklandığı üzere, Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan veya Adli Tıp Kurumu Kanununun 7, 23/B ve 31. maddeleri gereğince Yükseköğretim Kurumları veya birimlerine bağlı hastanelerden, bir çocuk psikiyatristi ile bir adli tıp uzmanının zorunlu katılımıyla Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulunun teĢekkülüne göre oluĢturulmuĢ en az beĢ kiĢilik bir heyetten, suçun sonucunda mağdurelerin ruh sağlıklarının bozulup bozulmadığı hususunda rapor alınıp neticesine göre sanık hakkında TCK'nın 103/6. maddesinin tatbiki hususunda karar verilmesi gerekirken Kocaeli Adli Tıp Kurumu ġube Müdürlüğünde görevli tek adli tıp uzmanı tarafından verilen rapora istinaden eksik araĢtırma ile anılan maddenin uygulanması,‟‟ Yargıtay 14. CD., 23.03.2017, E. 2016/11804, K. 2017/1558 (UYAP); „„Olay nedeniyle mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulup bozulmadığının tespiti bakımından, Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan veya Adli Tıp Kurumu Kanununun 7, 23/B ve 31. maddeleri gereğince Yükseköğretim Kurumları veya birimlerinde Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulu
Birden fazla kiĢinin fail olduğu durumlarda mağdurun ruh sağlığının her bir fiil
yönünden ayrı ayrı bozulup bozulmadığı hususu raporla tespit edilmelidir.
396Adli
Tıp Kurumunun yerleĢik uygulamasına göre çocuğun cinsel istismarı suçunda
mağdurun ruh sağlığı raporu suç tarihinden altı ay geçtikten sonra alınmalıdır.
397ölçütlerine göre (çocuk psikiyatristinin zorunlu katılımıyla, anılan kanunun 7/f maddesinde 6. Ġhtisas Kurulunda görev yapması öngörülen diğer dallardan uzman doktorların da iĢtirakiyle ve toplam en az 5 uzman doktorla) oluĢturulmuĢ bir heyetten rapor alınmasından sonra 5237 sayılı TCK.nın 103/6. maddesinin tatbikine gerek olup olmadığına karar verilmesi gerekirken, usulüne uygun teĢekkül etmeyen Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Adli Tıp Anabilim Dalının 16.11.2009 ve Adli Tıp Kurumu Kocaeli ġube Müdürlüğünün 31.08.2009 tarihli raporlarına istinaden sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK.nın 103/6. maddesinin uygulanmaması,‟‟Yargıtay 14. CD., 02.10.2013, E. 2012/10025, K. 2013/9995. (UYAP).
396 „„Dosya içerisinde bulunan Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı Hastalıkları
Anabilim Dalının 08.10.2015 tarihli raporuna göre, mağdurenin ruh sağlığındaki bozulmayla ilgili sanıklar Orkun, Celal ve Samet'e ait travmatik bulgular bulunduğu, suça sürüklenen çocuk hakkında ise travmatik bulgunun bulunmadığı, ruh sağlığının bozulmasına yaĢadığı istismar olaylarının hepsinin katkısının olmasının bekleneceği, hangi sanığın eyleminin ne oranda katkısının bulunduğunun ise belirlenemeyeceğinin belirtilmesi ve her bir sanığın farklı zamanlardaki eylemleri nedeniyle mağdurenin ruh sağlığının her bir eylem yönünden ayrı ayrı bozulup bozulmadığı hususunun belirtilmemesi karĢısında, anılan raporun TCK'nın 103/6. madde ve fıkrasının uygulanması yönünden yeterli içeriğe sahip bulunmadığı gözetilerek, Adli Tıp Ġlgili Ġhtisas Kurulundan mağdurenin ruh sağlığındaki bozulmanın her bir sanığın eylemi yönünden bozulup bozulmadığı hususunu açıklayan rapor alındıktan sonra sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araĢtırma ile yazılı Ģekilde hükümler kurulması,,‟‟ Yargıtay 14. CD., 21.11.2016, E. 2016/7000, K. 2016/7919 (UYAP); “Sanık Çetin'in, mağdurun müracaat tarihi olan 05.05.2010 tarihinden 1 ay öncesinden baĢlayıp değiĢik zamanlarda gerçekleĢtirdiği eylemleri ve sanık Erdal'ın 06.03.2010 tarihinde cezaevinden çıktıktan sonra bir sefer gerçekleĢtirdiği iddia olunan eylemi nedeniyle mağdur hakkında Adli Tıp Kurumu 6. Ġhtisas Kurulunca düzenlenen 27.07.2011 tarihli raporda sanıkların eylemleri arasında ayrım yapılmaksızın 2010 Nisan ayı olarak belirtilip bütün halinde tek bir eylem gibi değerlendirilerek mağdurda travma sonrası stres bozukluğu tespit edildiğinin ve yaĢadığı cinsel istismar olayları nedeniyle ruh sağlığının bozulduğunun belirtilmesi ve mahkemecede her iki sanığa TCK.nın 103/6. maddesinin uygulandığının anlaĢılması karĢısında, mağdurun ruh sağlığındaki bozulmanın her iki sanığın eylemleri neticesinde mi veya bozulmanın hangisinin eyleminden kaynaklandığı bu hususun tefrik etmenin mümkün olup olmadığı sorulduktan sonra TCK.nın 103/6. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartıĢılması gerektiği gözetilmeden her iki sanığa 103/6. maddesi uygulanması, ‟‟ Yargıtay 14. CD., 26.09.2013, E. 2013/5730, K. 2013/9732 (UYAP).
397 „„Adli Tıp Kurumunun yerleĢik uygulamasına göre çocuklarda ruh sağlığı raporunun olaydan altı
ay geçtikten sonra verilebileceği hususu dikkate alınmaksızın, 16.10.2013 tarihinde gerçekleĢen olay nedeniyle mağdurenin ruh sağlığının bozulduğuna dair Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalınca 6 aylık süreden önce 20.02.2014 günü yapılan muayeneye istinaden düzenlenen raporda mağdurenin ruh sağlığının bozulduğu belirtilmiĢ ise de hangi sanığın hangi eyleminden dolayı ruh sağlığının bozulduğu veya her bir eylem sebebiyle ayrı ayrı ruh sağlığının bozulup bozulmadığı hususlarında açıklık bulunmadığı anlaĢıldığından, mağdurenin Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kuruluna sevkedilip, ruh sağlığı yönünden belirtilen hususları da kapsar Ģekilde rapor aldırılarak sonucuna göre TCK'nın 103/6. maddesinin tatbikine yer olup olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilerek ilk derece mahkemesince kurulan hükümlere yönelik istinaf