• Sonuç bulunamadı

1.2. Edebi Kişiliği

1.2.6. Çocuk Kitapları

“Yalansız bir anlatım, çağımıza uygun konular gerekiyor çocuk edebiyatı için.”(Bayar, 1976:59) diyerek çocuk edebiyatını çağa, çağına uyarlamak amacını güden, yazarlık karalamalarına çocuk hikayeleri yazarak başlayan Bekir Yıldız; ilk kez 1978 yılında yayınlanan Ölümsüz Kavak adlı hikayesiyle, çocuk edebiyatı örneklerinden

sayacağımız bir masal yayınlar. Kitap hikaye diye yayınlansa da yazarın bu anlatısına masal demek daha doğru bir adlandırma olacaktır.

Bir söyleşide “… sence çocuk öyküsü diye ayrı bir tür var mıdır, yok mudur?” şeklindeki bir soruya, yazar; “-Çocuk öyküsü diye ayrı bir türün olduğuna inanıyorum.

Bu ayrımın içerikle değil anlatımla ilgili olduğu kanısındayım. Her konu çocuklar için de yazılabilir. Ama her anlatım çocuklar için de geçerlidir diyemeyiz.” (Özyalçıner, 1982:13) cevabını verir. Bu açıklama yazarın henüz çocuk edebiyatı / öyküsü olgusunu

kafasında tam olgunlaştıramadığını da düşündürür.

Çocukların bilişsel, duyuşsal dönemlerinin, somut ve soyut düşünme evrelerinin, çocuklar ile yetişkinler arasındaki belirgin özelliklerin vs. ayırdında olan birinin daha temkinli konuşması beklenirdi, özellikle her konunun çocuklar için de yazılabileceği hususunda…

Ölümsüz Kavak öyküsünde olay aralarına, ağaç ve orman sevgisi, emeğe saygı, işçi haklarına duyarlı olma, yazı ve kitap yoluyla ölümsüzleşme, iyiliği ve kötülüğü ayırabilme gibi öğretiler serpiştiren yazar, son ders olarak çocuklara önce kitaba sahip çıkmalarını sonra çok kitap okumalarını salık verir: “Siz çocuklar ne kadar çok kitap

okursanız, kitap yakmalar da öylesine azalacak yeryüzünde.” (ÖK, tarihsiz:56) Kıssa hisse ilişkisi gözetilerek yazılan, resimlerle süslenen masalda, fabl türünün olanaklarından da olabildiğince yararlanılmıştır.

İlk olarak 1982 yılında yayınlanan Mahşerin İnsanları adlı hikaye kitabının içinde yer alan, müstakil olarak ilk baskısı ise 1993 yılında yapılan Şahinler Vadisi ve Kör Güvercin adlı hikayeler, Bekir Yıldız’ın bu türe giren diğer hikayeleridir. Kör Güvercin hikayesi için yazar, bir soruşturmada şöyle bir açıklamada bulunmuştur: “Kör

Güvercin’le de öykü - masal türünü denedim. Öykü - röportaj türüne yönelmemin nedeni, öykünün kalıpları dışına taşıp daha dinamik bir anlatımı yeğlememdi. Açıkçası Kör Güvercin’de ise bunun tersine yöneldim. Kimi anlatılacakları öykü türünde vermenin sakıncalarından kaçındığım, toplumumuzda yaşanan geçiş döneminin koşullarında söylenmek istenilenleri söyleyebilmek için bu türü seçip yararlandım.”

(Özyalçıner, 1982:13) Yazarın, sembolik anlatıma ve masal türünün serbestliğine sığınarak, sansür bariyerini aşmaya çalıştığı açıklaması, hikaye masal etkileşimi, bireşimi denemesini daha başka gözle de değerlendirmemiz gerektiğini düşündürür.

Şahinler Vadisi ve ağırlıklı olarak Kör Güvercin öyküleri, fabl türünün örnekleri arasında değerlendirilebileceği için teşhis ve intak sanatlarından olabildiğince

yararlanmıştır. Neredeyse bir hayvanat bahçesine yetecek kadar hayvan, bir araya getirilerek oluşturulan Kör Güvercin öyküsü, hayvanlar üzerinden insanlığa yapılan ve insana yazılan mensur bir taşlama / yergi / hicivdir.

Yazarın bu türe dahil edilebilecek son masalı ise 1980 yılında yayınlanan ve Urfa yöresinde sürekli anlatılan Hz. İbrahim - Nemrud kıssasının çocuklara uyarlanması ile temelde iyi ve kötünün bitmeyen mücadelesini anlatan Arılar Ordusu adlı eseridir. Bu masal, MEB tarafından 2005 yılında ilköğretim öğrencileri için belirlenen “100 Temel Eser” seçkisi içinde yer almıştır. (Arıcı, 2008:110) Bu türe giren öykülerinde / masallarında Bekir Yıldız, iyi ile kötünün savaşımının yanında; çalışmanın, emeğin, okumanın kutsallığı; barış, dayanışma ve yardımlaşmanın gerekliliği gibi, insan, doğa, hayvan sevgisi, özgürlük gibi izlekleri önceler ve işler.

Bu türe giren eserlerde en göze batan ve rahatsız eden yön, yazarın çocuk edebiyatı ürünlerini bile angaje edebiyatın kuyruğuna eklemlemesidir. Bekir Yıldız,

“İnsan politik bir hayvandır.” (zoon politikon) diyen Aristo’yu haklı çıkaracak kadar

siyasallaşmış bir edebi kişiliktir. Çocuklar için yazdığı masallara bile, çaya karıştırılmış şeker mucibince de olsa, siyasal görüşlerini eklemekten geri durmayan yazar, Ölümsüz Kavak adlı masalında; “Bu ücretle çalışılmaz, diye yüzünü” (ÖK, tarihsiz:18) ekşiten işçilerden yola çıkar, gelir dağılımındaki adaletsizliğe, işsizliğe, grev, gözcü, sözcü, emekçi, direniş kavramlarına ve ruhuna, yalancı ve soyguncu tüccarlar aracılığıyla kapitalizmi sezdirmeye, evleri basıp kitap toplayan polisler aracılığı ile devlet ve düzen hesaplaşmasına, “Zenginler hep böyle mi yapar baba?...” (ÖK, tarihsiz:51) türevi cümleler kurmaya yönlendirilmiş çocuk karaktere ve bu yolla ortaya çıkarılan sınıf çatışmalarına değin genişleyen bir yelpazede, hayata ve sanata sosyalist bir kimlik ve siyasal bir kişiliğin bakış açısıyla bakmakta kararlı ve ısrarcı olduğunu ortaya koyar.

Fikri ile zikri arasındaki şaşmaz uyum ve kopmaz bağla yazar, eskilerin deyimiyle, siyasal duruşunda ve bunu edebiyatla ilişkilendirişinde “sabit-kadem”dir, Aytmatov’un karakteri ile söylersek Sabitcan’dır, Ömer Seyfettin’in karakteri ile söylersek Durmuş’tur. Zira çocukların okuyacağı bir masalı bile bu denli siyasallaştırabilmek, katı, inatçı, fanatik bir tutum gerektirir ve öze inildiğinde ağaç yaşken eğilir diye düşünen yazarın çocuklara yatırım yapma, çocukları çocukken eğitme, bilinçlendirme eğilimini açığa çıkarır.

Keza Sabahın Kurtları adlı öyküde olduğu gibi Kör Güvercin öyküsünde de yazar, karakter olarak konuk ettiği bilumum hayvanlar arasında, örneğin kedi ile köpek

arasında dostluk ve birliktelik kurarken, siyasal anlamlarını düşündürmeyi de ihmal etmeksizin kurtları, hayvanlar dünyasından dışlar: “Kanlı ağızları batsın. … İnsanlara,

kurt soyu insanlara benzeyen hayvanlar giremez aramıza… Giremez!..” (Mİ, 2006:109)

Sözde hümanist bilinen Dante, İlahi Komedyası’ndaki Cennet’ine Müslümanları almaya tenezzül etmez. Aynı hoşgörüsüzlük ve ayrımcılık, çocuk edebiyatı örneği olarak da gösterilen bu öykünün sırıtan bir ayrıntısıdır. Epeyce ilenilen, kötülenen kurtlar, vahşi hayvan oldukları kadar, insana benzemeleri ile de evcil hayvanlar dünyasının dışında tutulur. Her şeye rağmen, ileti hayvanlar üzerinden verilse de bütün insanlığın dostluğu, kardeşliği ve barışı için yazıldığı izlenimi çıkarılan böyle bir öyküden, hırçın ve kavgacı bir üslubun olduğu, nefretin boy verdiği, ayrımcılığı meşrulaştıran pasajlar dışarıda tutulmalıydı.

Bekir Yıldız toplam 153 hikaye, hikaye - röportaj ve masal olarak sınıflandırılabilecek hikaye ve hikayemsi örnek yazmıştır. Roman boyu kitap olarak bu hikayelerin tekabül ettiği sayfa sayısı 1578’dir. Bekir Yıldız’ın hikayelerinden seçmeler yapılarak oluşturulan yeni kitaplar vardır. Yazarın Üç Vatandaş adlı, 1973 yılında yayınlanan bir oyununun olduğuna dair bilgiler de var ancak kütüphane taramalarımızda ve sahaflarda bu kitabı bulamadık.