• Sonuç bulunamadı

1.5. Yeşil Teori, Çevre ve Güvenlik İlişkisine Kuramsal Bakış

1.5.4. Çevresel Güvenlik Sorunlarındaki Tehdit: İklim Değişikliği

Dünyanın oluşumundan bu yana, iklim doğal şekilde, diğer taraftan Sanayi Devrimi’nden bu yana ise insan eli ile değişikliklere uğramıştır. Son yıllarda gözlenen sıcaklık artışı bir sorunun bir belirtisidir. Küresel ısınma ve buna bağlı olarak iklim değişikliği sorunu güncel ve küresel bir çevre sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır.

İklim bir yöreye veya bölgede uzun süre cereyan eden atmosferik olayların ortalamasıdır. Bu sebeple belirsiz zamanlarda meydana gelen kuraklık, sağanak yağışlar, mevsim dışı kar yağışları ve fırtınalar, iklim değişimi değildir, hava hallerinde meydana gelen değişimlerdir.142 İklim Değişikliği kavramı ise “Karşılaştırılabilir zaman dilimlerinde gözlenen doğal iklim değişikliklerine ek olarak, doğrudan veya dolaylı

139 Görmez, a.g.e., s. 34. 140 Çepel, a.g.e., s. 35. 141 Çepel, a.g.e., s. 35 142 Çepel, a.g.e., s. 127.

45

olarak küresel atmosferin bileşimini bozan insan faaliyetleri sonucunda iklimde oluşan bir değişiklik”143 olarak tanımlanır.

Küresel ısınma, insanların çeşitli aktiviteleri sonucunda meydana gelen ve sera gazı olarak da nitelenen bazı gazların atmosferde seviyelerinin artması olarak tanımlanabilir.144 Atmosferin bir parçası olan Ozon tabakası yerin yaklaşık 17 ile 50

km üzerinde olan bir katmandır. Ozon tabakası görevi yeryüzünü, güneşin zararlı UV (ultra viyola) radyasyonlarından korumaktadır.145 Atmosfere salınan kloroflorokarbon

gibi kimyasal maddeler ozan tabakasının incelmesine sebep olmakta ve zararlı UV ışınlarının yeryüzüne kadar ulaşmaları için uygun ortam oluşturmaktadır.

Küresel ısınmanın sebeplerini şu şekilde sıralaya biliriz146:

 Fosil yakıtların kullanılması ile sera gazlarının özelliklede karbon dioksitin artması ve atmosferde birikmesi,

 Bitki örtüsünün, özellikle ormanların zarar görmesi ve yok edilmesi,

 Hızlı ve çarpık kentleşme,

 Hızlı sanayileşme.

Bu maddelerden sera gazlarının arması ve hızlı sanayileşme birinci derecede etkili iken; çarpık kentleşme ve ormanların yok olması ikinci derecede önem arz eder. Çarpık kentleşme ve yanlış sanayileşme ile bacaların filtrelerinin yetersiz olması karbon dioksitin kontrolsüz salımı sera gazların etkisini artıracak küresel ısınma sürecini hızlandırmaktadır.

Enerji, dünyaya güneş ışınları ile ulaşmaktadır. Bu ışınlara karşı atmosfer bir manto görevi ile ısının bir kısmını içeride tutmakta ve yerküreyi insanlar, hayvanlar ve bitkiler için yaşanılabilir kılmaktadır.147 Küresel ısınmaya yol açan kloroflorokarbon

gibi kimyasal maddelerin atmosfere salınması sonucunda, ozan tabakası incelmekte; sonucunda başta cilt kanseri görülme sıklığı artmakta, canlı bağışıklık sistemlerini olumsuz etkilemekte ve bitki ve hayvanlar için mutajenik bozukluklara yol

143 Bkz. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi. Md.1 144 Çepel, a.g.e., s. 125.

145 Baykal Tan ve Baykal Hülya, “Küreselleşen Dünya’da Çevre Sorunları”, Mustafa Kemal Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Yıl: 2008, Cilt: 5, Sayı:9, s. 8.

146 Çepel, a.g.e., s. 132.

46

açmaktadır.148 İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr.

Oğuz Çetinkale, ozon tabakasının son 30 yılda yüzde 8 incelmesine bağlı olarak cilt kanserinde yaklaşık 3 kat artış gözlemlendiğini bildirmiştir.149 İklim değişikliğine bağlı

artan bu sağlık sorunları hem insanlar için hem de diğer canlılar için hayati tehdit oluşturmaktadır.

Sera gazları, güneşten gelen enerjinin yeryüzüne kadar ulaşmasına izin veren; ancak, yeryüzünden atmosfere geri dönüşünü engelleyen özellikteki gazlardır. Başlıca sera gazları karbondioksit, metan, azot oksit, ozan, kloroflorokarbon ve su buharıdır.150 Karbondioksit seviyesi 1994 yılında milyonda 357,0 parça iken, 2017'de

milyonda 405,5 parçaya yükseldiği tespit edilmiştir.151 İlerleyen yıllar için sera gazı

seviyelerinin artması ile küresel ısınmanın da hızının artması beklemektedir.

148 Keleş, 100 Soruda Çevre, s. 82.

149 HaberTürk, Ozon inceldi, deri kanseri hızla tırmandı, 25.08. 2007 https://www.haberturk.com/saglik/haber/33670-ozon-inceldi-deri-kanseri-hizla-tirmandi (Erişim Tarihi: 06.04.2019)

150 Çepel, a.g.e., s. 126.

151 WMO, State of the Climate in 2018 shows accelerating climate change impacts, 28.03.2019, https://public.wmo.int/en/media/press-release/state-of-climate-2018-shows-accelerating-climate- change-impacts (Erişim Tarihi: 03.04.2019).

47

Şekil 1: Küresel Isı Değişimi152

HadCRUT: Doğu Anglia Üniversitesi'nin İklimsel Araştırma Birimi153

NOAA: Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi (ABD)154

GISTEMP: NASA155

ERA-Interim: Kopernik İklim Değişikliği Hizmeti156

JRA-55: Japon Meteoroloji Ajansı157

152 World Meteorological Organization, WMO Statement on the State of the Global Climate in 2018,

WMO-No. 1233, s. 6, Genevo, WMO 2019.

https://library.wmo.int/index.php?lvl=notice_display&id=20799#.XKP5eZgzbIU (Erişim Tarihi: 03.04.2019).

153 University of East Anglia, http://www.cru.uea.ac.uk/ (Erişim Tarihi: 03.04.2019).

154 National Oceanic and Atmosperic Admeristation, https://www.noaa.gov/ (Erişim Tarihi: 03.04.2019). 155 National Aeronautics and Space Administration, https://data.giss.nasa.gov/gistemp/ (Erişim Tarihi: 03.04.2019).

156 European Centre for Medium-Range Weather Forecasts, https://www.ecmwf.int/ (Erişim Tarihi: 03.04.2019).

48

Yükselen atmosfer ısısı buzulların erimesine, deniz seviyesinin yükselmesine, değişken hava olaylarına neden olacağı beklenmekte ve küresel ısınmanın tarım ürünlerini ve tüm dünyayı etkileyeceği beklenmektedir. Bu konuda yapılan çalışmalarda 1906 ve 2005 yılları arasında dünyanın sıcaklığı 0,74 °C ± 0,18 °C artış gösterdiği tespit edilmiştir. WMO’nun verilerine göre 2018 yılında sıcaklık artışı yaklaşık +1 °C artış olmuştur.158 Küresel ısınmaya bağlı olarak kutuplardaki ve yüksek

dağlardaki buzulların erimesi ile son 20 yılda deniz seviyesi 15-20 cm yükselmiştir. Sıcaklık artışı bu şekilde erime devam ederse, 2100 yıllarında dünyadaki tüm buzulların eriyeceği ve deniz seviyesinin 70 metre kadar yükseleceği tahmin edilmektedir.159 Küresel ortalama deniz seviyesi 2018 yılında 2017 yılına göre 3,7

milimetre daha yükselmiştir ve bu en yüksek rekor seviye olmuştur. 1993- 2018 yılları arasında, ortalama deniz seviyesinin artış hızı 3,15 ± 0,3 mm iken, hızlanma 0,1 mm olarak tahmin edilmektedir. 160 Bu rakamlar birçok yerleşim yeri ve tarım alanının sular

altında kalacağını göstermektedir. Bu durum göçlere de sebep olacaktır. 2018 Eylül ayı itibariyle hava ve iklim olaylarına bağlı felaketler nedeniyle 2 milyondan fazla kişi göç etmiştir.161 İklim olaylarında ani ve dengesiz değişimler erozyon, heyelan sel

felaketi, orman yangını ve çölleşmeyi artıracağından tarım alanlarının zarar görmesi zamanla besin bulmayı zorlaştıracaktır. Aynı zamanda ormanların yanması, çölleşme, erozyon gibi olaylar daha fazla karbondioksit gibi sera gazlarının atmosfere salınımını artıracağından küresel ısınmanın etkilerinin artıracaktır.

İklim değişikliği uluslararası sistemde yeni tehditler arasında yerini almıştır, bu tehdit sadece uluslararası sistemi değil, insanlığın geleceğini de etkilemektedir. İklim değişikliğinin etkisinde kalan bölgelerden, diğer bölgelere yönelik yapılan göç dalgaları orta ve uzun vadede kaynak odaklı güç mücadelelerini beraberinde getirecektir. Göç alan bölgelerde milliyetçiliğin etkisiyle artan çatışmalar, söz konusu bölgedeki istikrarsızlıkların daha da derinleşmesine sebep olacaktır.162 İklim

değişikliğinin direkt tehdit olmasının yanı sıra ekosistemi bozması ile kuraklık, su baskınları gibi dolaylı olarak da tehdit oluşturmaktadır.

158 WMO, a.g.e. 159 Akın, a.g.e., s. 246. 160 WMO, a.g.e. 161 WMO, a.g.e.

162 Hasan Köni ve Barış Özdal, İklim Değişikliği Göç ve Politika, TESAM Uluslararası Sosyal Bilimler

Sempozyumu “Ekonomik Siyasal ve Sosyal Boyutları ile Göç” Uludağ Üniversitesi Mete Cengiz Kültür Merkezi 26-27 Ekim 2016 Bursa/Türkiye, s. 14-15.

49

Dünyanın var oluşundan bu yana volkan, tsunami gibi doğal sebepler ile birçok kez felaketler yaşanmış, yüzbinlerce tür yok olurken bir o kadar tür de ortaya çıkmıştır. Dünya üzerinde çok sayıda felaket yaşanmasına rağmen, yeryüzünde canlılar varlıklarını koruyabilmişlerdir. İklim olaylarında ani ve dengesiz değişimler erozyon, heyelan sel felaketi, orman yangını ve çölleşmeyi artıracağından tarım alanlarının zarar görmesi yeni tarım alanlarının açılmasını getirecektir. Tarıma açılan bölgenin ekosistemi değişecek o bölgede yaşayan canlılar için hayati tehlike oluşturacak bu durum bioçeşitliliği olumsuz şekilde etkileyecektir. Ancak, insan kaynaklı türlerin yok oluşunda son 300 yılda çok artış olmuştur. Örneğin, 3-5 milyon yıl önce doğal nedenlerle sadece 1-2 tür yok olurken, son yıllarda sayı 10-15 bine, günümüzde ise 20-40 bine ulaşmıştır.163 Bioçeşitliliğin azalması ekosistemin bozulmasını bununla

beraber hava, su ve toprağın da yapısal bozulmasına ve çevresel birçok krize zemin hazırlayacaktır.