• Sonuç bulunamadı

Bu ilişki, insanların ihtiyaçlarını karşılayabilmek amacıyla doğayı kullanmasıyla başlamış ancak bu bakış açısı günümüze kadar doğanın sınırsız bir kaynak olarak algılanması sonucu geri dönüşü olmayan çevre sorunlarının oluşumuna zemin hazırlamıştır. Bu doğrultuda ise yaşadığımız gezegen nüfus artışı, kentleşme, sanayileşme ve ekonomik kaygılar altında hızla yok oluşa doğru ilerlemektedir. Bu durumun üstesinden gelebilmek için ise insana düşen görev çevre ve çevre sorunları hakkında bilinçlenmek ve bilgilenmektir. Bu doğrultuda doğal ve yapay çevrenin bozulması durumunda birey ve birey topluluklarının büyük zorluklarla karşılaşacağını bilmesi ve anlaması için her türlü eğitim imkânlarından faydalanarak onlara çevre bilincinin verilmesi gerekmektedir. Çünkü bireylere, bireysel ve toplumsal olarak çevreye karşı duyarlı davranış mantığı ve çevre bilinci kazandırmak ancak bireyin sosyal davranışlarını temelden değiştirmeyi amaçlayan çevre eğitimi ile mümkündür (Genç ve Karabal, 2010, s. 128, 131, 132; Yıldız, Sipahioğlu ve Yılmaz, 2011, s. 225).

Günlük yaşantımızda amaçlarımıza ve hedeflerimize ulaşmada birçok sorun karşımıza çıkar ve bizler bu sorunların üstesinden gelmek için çeşitli araçlar kullanırız. Bunun gibi amacına uygun, birey merkezli ve düzenli olarak yürütülen çevre eğitimi de dünyanın sonunu getirebilecek sorunların ortadan kaldırılması ve üstesinden gelinebilmesi adına vazgeçilmez bir araçtır. Bu bakımından çevre eğitimi, çevre bilimi veya diğer ekolojik içerikli eğitimlerden biraz farklılık göstermektedir. Çünkü çevre eğitimi bireylere çevresel bilgiyi öğretme dışında çevreye yönelik olumlu tutum, davranışı ve çevresel konulara aktif katılımı da içerisinde barındırmaktadır (Erten, 2004).

Çevreyi korumak için tabiatı sevmek tabiatı sevmek içinde onu tanımak gereklidir; hayvanları, bitkileri ve canlı cansız bütün varlıkları (Ayvaz, 1998, s. 5). Çevreyi tanımakta ancak düzenli bir şekilde yürütülen çevre eğitimi ile mümkündür. Çünkü çevreyi korumanın en iyi yolu alınan birçok önlemin yanında çevre bilinci taşıyan ve çevresel konulara ilgili bireyler yetiştirmektir (Balkan Kıyıcı, 2009, s. 174). Kawashima (1998, s. 34-48)’ da çevre tahribatını önlemede çevre eğitiminin önemli bir rol oynayabileceğini belirtmiştir. Bu doğrultuda çevreye zarar veremeyen, geliştiren, koruyan, güzelleştiren ve yeniden şekillendiren insanın kaliteli bir eğitim alması gerekmektedir (Öznacar, Turan Güllaç ve Gülay, 2010, s. 13). Çünkü çevre bilincinin çocuklarda filizlenip yeşermesinde, doğa sevgisi ve korumacılığının kalıcı davranışlara dönüşmesinde alınan kaliteli eğitimin

etkisi büyük rol oynamaktadır (Atasoy, 2015, s. 153). Bunun içinde çevre eğitiminde amaç çocuklara kuramsal ve ezbere dayalı bilgileri dayatmak değil çocukların olumlu tutum ve davranış oluşturabilecekleri aktif bir eğitim benimsenmelidir. Aksi takdirde eğitim amacına ulaşmaz ve zaman, para, emek kaybına yol açabilir.

Çevre eğitimin disiplinler arası bir eğitim olarak yaparak yaşayarak öğrenmeye dayanması, problem çözme becerilerini desteklemesi, çocukların deneyim kazanmalarına yardımcı olması ve aktif katılım gerektirmesinden dolayı bilim eğitimi olarak da kabul edilebilir (Gardner, 2009; Sugg, 2008). Bilim eğitimi ile özeleştirilen çevre eğitimini, insan, kültür ve biyofiziksel çevre arasındaki ilişkiyi anlamak ve kabul etmek için önemli tutumlar, beceriler ve davranışlar geliştirmek amacıyla düşünceleri anlaşılır kılma ve değerleri onaylama süreci olasına ek olarak aynı zamanda, çevre kalitesiyle ilgili sorunlar hakkındaki davranış şifresinin bireysel olarak çözülmesinde ve karar almada uygulama yapmayı gerekli kılan bir kavram olarak tanımlamak mümkündür (Palmer, 1998). Erten, (2004) ise çevre eğitimini çevrenin korunması için insanların tutumların, değer yargılarının, bilgi ve becerilerin geliştirilmesi ve insanlar tarafından çevre dostu davranışların gösterilmesi ve bu davranışların sonuçlarının görülmesi süreci olarak adlandırmaktadır. Çevre eğitimi, çevreyi ve çevre sorunlarını eğitim aracılığıyla ele alan ve çevreye yönelik ilgi, duyarlılık, bilgi, beceri, tutum, güdü, kişisel ve toplumsal sorumluluk duygusunu vermeye çalışan, hayat boyu devam eden, disiplinler arası bir yaklaşımdır (Young, 2008; Moseley, 2000, s. 24). Kısacası çevre eğitiminin en kısa ve öz tanımı doğanın dilini öğrenmektir (Ozaner, 2004, akt. Benzer, 2010, s. 31).

Çevre eğitimi bireylerin çevrenin farkında olmalarını sağlayan, gelecek kuşaklara çevresel sorunları çözmek için bilgi, beceri, değer ve deneyim kazandırmayı amaçlayan öğrenme sürecidir (Balkan Kıyıcı, 2009, s. 178). Yücel ve Morgil (1998, s. 89) bu öğrenme sürecinin etkili ve verimli olması adına şu çerçeve şeklinde bir yol izlenmesinin daha sağlıklı olabileceğini ifade etmişlerdir:

 Çevre ve çevre ile ilgili konularda bilgilenme ve bilgilendirme,  Çevre ve çevre sorunlarına karşı bilinçlenme ve bilinçlendirme,  Çevre için kalıcı, olumlu davranış değişikliği kazanma ve kazandırma,

 Çevre içerisinde bulunan doğal, kültürel ve estetik değerleri koruma, korunmasını sağlama ve katkıda bulunma.

 Doğadan, doğaya zarar vermeden ve doğayı yok etmeden faydalanma ve bu doğrultuda örnek olma.

 Kirlenen, tahrip olan, bozulan ve yıpratılmış çevreyi geri kazanma ve kazandırmaya yardımcı olma.

 Çevre ve çevre ile ilgili etkinliklere aktif katılımı gösterme ve çevre sorunlarının çözümünde görev alma ve görevlendirme.

Doğayla sadece izlemek bile bireylere birçok kazanım sağlamaktadır. Çünkü bu seyredişte öğrenme vardır, belki bir şeye odaklanmamışsınızdır, hiçbir şey seyretmiyorsunuzdur, ama bu hiçlikte bile her şey vardır (Krishnamurti, 2012, s. 94). Bu doğrultuda düzenli bir program dâhilinde yürütülen çevre eğitimlerinin bireylere ve topluma birçok yönden olumlu kazanım sağlamaktadır. Bu kazanımlardan bir kısmını şu şekilde belirtebiliriz.

Çevre eğitimi;

 Öncelikli olarak çevre sorunların önlenmesinde ve mevcut sorunların çözülmesinde önemlidir ve bireylere çevre konuları ve problemleri hakkında doğru ve tutarlı bilgiler verir (Ayvaz, 1998, s. 6; Balkan Kıyıcı, 2009, s. 178).

 Çocukların çevre hakkındaki düşüncelerini gün yüzüne çıkarma ve değerlendirme konusunda insani ve kişisel olan değerlerin farkındalıklarını yükseltir ve bireylere içinde yaşadıkları çevrenin önemini, çevresel sorunlara karşı duyarlılığı, çevre bilincini aktarır ve çevresel konularda bireylerin sorumluluk duygusunu yükseltir (Disinger, 2001, s. 30; Geçmiş ve Salı, 2014, s. 28).

 Toplumsal duyarlılık, farkındalık ve ilginin artmasını çevre korumasına yönelik bilginin edinilmesini ve çevre korumaya yönelik çözüm önerilerinin araştırılmasını sağlar. Bireylerin ve çevrelerinin yaşam kalitesini artırır (Dresner ve Blatner, 2006).

 Bir yandan ekolojik bilgileri aktarırken diğer yandan da bireylerde çevreye yönelik tutumlarının gelişmesini ve bu tutumların beceriye ve davranışa dönüşmesini sağlamaktadır. Ayrıca çevre eğitimi, öğrencilerin bilişsel, duyuşsal, psiko – motor öğrenme alanlarına, sosyal ve özbakım becerilerini desteklemektedir (Erten, 2004).

 Öğrencilere toplumsal çalışmalar, fen bilimleri, dil sanat ve matematikte yarar sağlamasının yanında sınav notlarını ve genel not ortalamalarını yükseltmekte ve sorun çözme, karar verme ve eleştirel düşünme gibi birçok becerilerini geliştirmektedir. Ayrıca tarih, coğrafya, ekonomi, sosyoloji gibi bilimlerinde daha derin anlaşılmasına olanak tanır ve disiplinler arası bir öğrenme imkânı sunarak daha kalıcı davranışların oluşmasına zemin hazırlar (Louv, 2012, s. 247).

 Çocukların günlük yaşamlarının kalitesini artırır ve onların bedensel ve psikolojik sağlıklarına olumlu katkılar sağlar ve çevreyle ilgili doğru tutum davranış ve becerileri geliştirerek çevreye karşı farkındalık ve duyarlılığı artırır (Gülay ve Önder, 2011, s. 47; Gülay ve Öznacar, 2010, s. 3).

 Çevre bilgisi, pozitif tutumların geliştirilmesini ve çevreye karşı davranışlardan sorumlu olma konularını yaşam tarzı olarak belirlemede sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlamaktadır (Meyer, 2004, akt. Geçmiş ve Salı, 2014, s. 25).

 Sadece çocukların değil aynı zamanda toplumunda davranış becerilerini destekler ve toplumun çevreye yönelik değerlerini yükseltir (Laing, 2004, akt. Cevher Kalburan, 2009, s. 5).

 Kısacası yaşam boyu öğrenme, disiplinlerarası, bütüncül, öğrenci-merkezli, yerel bağlantılı, yerelden genele, kalite ve değer üzerine vurgu yapma, problemi açık ve kesin bir şekilde ifade etme, tek düze düşünmekten ziyade sistematik düşünme, biliş ile bütünleştirilmiş, esnek ve uyum sağlayabilir, ileriyi gören, yorumlayıcı ve sentez edici, alan tabanlı, konu tabanlı ve eylem odaklıdır ve bundan dolayı bireylere birçok yönden olumlu kazanımlar sağlamaktadır (Smyth, 2006, s. 253, akt. Benzer, 2010, s. 31).

Çevre eğitiminin önemi doğrultusunda alan yazında yer alan kazınmalar incelendiğinde ortak noktanın gelecek nesillere yönelik çevre bilinci ve duyarlılığının verilmesi ve bu yönde çevre sorunlarına karşı toplumun farkındalık düzeyini artırılması olduğu görülmektedir. Ayrıca çevre eğitiminin istenilen amacına ulaşması için öğrenci merkezli bir eğitim ve disiplinler arası bir bakış açısıyla bu eğitimin verilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Bu noktada çevre eğitiminin insanın yaşamını sürdürdüğü çevresinin sağlıklı olmasıyla da ilişkisi çevre eğitiminin önemini artıran unsurların başında gelmektedir.

Çevre eğitimine olan ihtiyacımız aslında yaşamımızın devamı için gerekli olan koşulları sağlama isteğinden doğmaktadır. Çünkü çevrenin iyi veya kötü olması sağlımızı doğrudan etkilemektedir. Bu doğrultuda insanın var olma ve sağlıklı gelişimi için gerekli olan doğal koşulların eksik olduğu durumlarda diğer her şey anlamını kaybetmektedir. Bu yüzden çevre eğitimi eğitimin sisteminin yapısına dâhil olmakla kalmamalı eğitimin temel esaslarından bir olarak işlev görmelidir. Eğer tarih ve edebiyat kültürel değerlere sahip çıkmak için, fen bilimleri tabiat kanunlarını öğrenmek için gerekliyse doğaya karşı insancıl davranışların oluşturulması, sosyal ve doğacı kanunların, normatif davranışların belirlenmesi içinde çevre eğitimi gereklidir (Mamedov, 2004, s. 326).

Unutulmamalıdır ki çevrenin korunması, geliştirilmesi ve iyileştirilmesi konusunda gösterilen çabalar insanların daha sağlıklı ve güvenilir şekilde yaşamalarının sağlanmasını amaçlamaktır. Bunu sağlayacak olanda insanın kendisidir. Buda ancak insan kaynağını geliştirmekle mümkündür. Çevre eğitimi de bu kaynağın geliştirilmesini sağlayacak tek unsurdur (Şimşekli, 2005, s. 175).