• Sonuç bulunamadı

İnsan hayatında neredeyse her alanda karşılaşılan çatışma kavramı farklı kişilerce farklı algılandığından tanımlarda da farklılıklar söz konusudur. Psikologların, sosyologların, antropologların ya da örgütsel davranış bilimcilerin çatışma kavramı ile ilgili hem fikir oldukları bir tanım mevcut değildir (Rahim, 2002: 206). Çatışma kavramının literatürü incelendiğinde, çatışmanın olumlu ya da olumsuz yönlerini yansıtan biribirinden farklı tanımlar karşımıza çıkmaktadır.

Çatışma sözcüğü Türk Dil Kurumu sözlüğünde, "Aynı anda ortaya çıkan birbirine karşıt ya da eşit derecede çekici dilek ve isteklerin bireyde yarattığı ruhsal durum" ve "birbirleriyle uyuşmayan dilek, istek ya da ereklerin yarışmasından ortaya çıkan üzücü ya da kıvanç vermekten uzak bilinç durumu" şeklinde ifade edilmektedir (www.tdk.gov.tr).

Çatışmanın bir diğer sözlük anlamı; "rakip veya karşıtlık durumlarındaki uyumsuzluk, farklı ihtiyaçlar, iç ve dış talepler sonucunda oluşan zihinsel mücadeledir" biçiminde belirtilmektedir (http://www.merriam-webster.com/dictionary/).

Çatışma kelimesinin İngilizce karşılığı "conflict" sözcüğüdür. Sözcük Latince "confligere" kelimesinden gelmektedir. Confligere; con- 'birlikte', fligere- 'çarpmak, vurmak' kelimelerinin birleşiminden oluşmaktadır (http://www.etymonline.com/).

Çatışma kavramının daha iyi anlaşılması için farklı tanımların daha aydınlatıcı olacağı düşünülmektedir. Bu bağlamda çatışma kavramı hakkında inceleme yapan araştırmacılar tarafından yapılan tanımlamalar şu şekildedir:

Çatışma ve çatışma yönetimi konularındaki çalışmalarıyla bilinen Afzalur Rahim'e göre çatışma; birey ve grupların kendi aralarında veya karşılıklı olarak uyumsuzluk veya anlaşmazlık sonucu ortaya çıkan bir etkileşimdir (Rahim, 2001: 18). Diğer bir anlatımla Rahim çatışmayı kişiler arası ilişkiler ve etkileşimin doğal bir sonucu olarak tanımlanmaktadır. Dolayısıyla bireylerin tutumları, davranışları, değerleri ve inançları diğer kişilerinki ile uyumsuz olduğu algılandığı an ise çatışmanın başlangıç noktası sayılabilir.

Çatışma birbirlerine herhangi bir nedenden dolayı bağlı bireylerin, aralarında bir şeyin uygun olmadığını, denk düşmediğini düşündüklerine dayalı olarak gerçekleşen bir etkileşim olarak da tanımlanabilmektedir. Bu görüşe göre çatışma olayının, çatışma sürecine dahil olan tarafların aralarındaki sorun olan konuda karşı tarafın isteğine uymayan bir durumdan kaynaklandığı temeline dayanmaktadır (Folger vd., 2013: 4).

Genetik bilimi ile ilişkilendirerek konuyu ele alan Blair'in 1970 yılında yapmış olduğu tanıma göre çatışma insan doğasında var olan, genlerde bulunan ve içgüdüsel olarak ortaya çıkan bir davranış olarak tanımlanmıştır (Şanlımeşhur, 2015: 31). Robbins ve Judge'a göre çatışmalar çoğu zaman karmaşık ve tartışmalı süreçlerdir. Çatışma çoğunlukla negatif bir konu olarak görülse de olumlu ve olumsuz sonuçlar meydana getirebilmektedir. Sonucun değerlendirilmesi genellikle bireylerin olayları nasıl analiz ettiklerine bağlıdır. Çatışmanın genelde algı olduğu üzerinde durulur. Bu bağlamda çatışma, taraflardan birinin önemsediği bir şeyin diğer tarafı olumsuz etkilediği algısının oluşmasıyla başlayan süreçtir (Robbins ve Judge, 2013: 454).

Çatışma tanımlarından bir diğeri de Stoner'a aittir: İki veya daha fazla kişi veya grup arasındaki farklı nedenlerden doğan anlaşmazlıklardır (Stoner, 1978: 345). Bu tanıma göre anlaşmazlık, zıtlaşma, fikir veya davranışlarda birbirine ters düşme çatışmanın temel unsurları arasında yer almaktadır. Taraflar kendi çıkarlarını gerçekleştirmek veya fikirlerini kabul ettirmek için çaba gösterirler (Koçel, 2010: 646).

Çatışma kavramı; örgütte iki veya daha fazla kişi veya grup arasında sınırlı kaynakların paylaşılması veya görevlerin dağılımı ile aynı kişinin veya grubun

arasındaki statü, hedef, değer ya da algı değişikliklerinden kaynaklanan anlaşamama ya da uyuşmazlık şeklinde ifade edilmektedir (Şimşek, 2010: 291-292).

Çatışma kavramı, March ve Simon'a göre standart karar verme mekanizmalarındaki bozulmalardır (March ve Simon, 1979: 549-550). Daha ayrıntılı bir ifade ile alternatifler içerisinden seçim yapmada bireyin ya da grubun zorlukla karşılaşması ve bunun sonucunda karar verme sistemlerinde meydana gelen bozulmalar, anlaşmazlıklar ya da uyuşmazlıklar biçiminde ifade edilmektedir.

Pondy çatışma konusunu daha geniş manada inceleyerek, çatışmanın oluşumunu araştırmıştır. Sonucunda konuyu dört farklı şekilde ele almıştır. Pondy çatışmayı, bu dört farklı şekilden herhangi biri veya birilerinin, neden veya sonuç ilişkisi ile birbirine bağlanmasıyla oluşan durum olarak tanımlamıştır. Bu dört farklı şekil aşağıdaki gibidir (Pondy, 1967: 298):

 Anlaşmazlığa ve uyuşmazlığa sebep olan öncüller (kaynakların sınırlı oluşu, amaç farklılıkları gibi),

 Bireylerin içinde bulunduğu duygusal durumlar (gerilim, endişe, stres gibi),  Çatışmadaki bireylerin kavrama durumları (tarafların çatışmayı algılayışı veya

farkında oluşu gibi),

 Çatışma durumu pasif davranışla saldırganlık arasında değişim gösterir.

Yukarıdaki açıklamalarda da ifade edilmeye çalışılan çatışma kavramı genel manasıyla iyi ya da kötü olarak tanımlandırılmayan ve kabul edilmesi gerekilen bir süreçtir. Barutçugil'in çatışma kavramı tanımı konuyu özetler nitelik taşımaktadır. Bu bağlamda Barutçugil çatışma kavramını açıklarken aşağıdaki maddeleri de tanıma eklemektedir (Barutçugil, 2004: 115):

 İki ya da daha fazla bireyin aynı zamanda aynı kaynağı kullanmaya niyetlenmeleridir.

 Kişilerin ya da grupların ihtiyaçlarının ve çıkarlarının uymamasıdır.  Anlaşamama, duygusal gerilim, savaş veya çarpışmadır.

 Bireylerin birbirleriyle ters düşmeleri durumudur.

 Grup üyelerinin kendi fikirlerinin dışındaki fikirleri kabul etmekte inat etmeleridir.

Farklı araştırmacıların yapmış oldukları tanımlar göz önünde bulundurulduğunda çatışmanın temel unsurlarının anlaşamama, uyumsuzluk, zıtlaşma, engelleme, birbirine ters düşme ve isteklerdeki farklılıklar olduğu görülmektedir. Başka bir ifade ile birbirinden farklı yapılan tüm tanımlamalar doğrultusunda, çatışma kavramının her türlü karşı koyma ve karşılıklı olumsuz ilişki anlamı taşıdığı görülmektedir (Mullins, 2010: 97). Çatışmada gücün kaynakların ve toplumsal nitelikli hiyerarşik yapıya ve değişen değer yargılarına dayandığı belitilebilir. Çatışmanın olumlu ya da olumsuz yanlarının olduğu da yine tanımlardan anlaşılmaktadır (Mayer ve Louw, 2009: 37).