• Sonuç bulunamadı

Klinik Psikolojide Temel Görüşme Becerileri. Dr. Öğr. Üyesi Elif Ünal Ondokuz Mayıs Üniversitesi Psikoloji ölümü

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Klinik Psikolojide Temel Görüşme Becerileri. Dr. Öğr. Üyesi Elif Ünal Ondokuz Mayıs Üniversitesi Psikoloji ölümü"

Copied!
23
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Dr. Öğr. Üyesi Elif Ünal Ondokuz Mayıs Üniversitesi

Psikoloji ölümü

Klinik Psikolojide Temel Görüşme

Becerileri

(2)

Mental Durum Muayenesi

(3)

Başlarken…

Danışanınızın ruhsal durumunu değerlendirme ve bunu açıklama becerisi kazanmalıyız.

Mental durum muayenesinin tanımı

Genel mental durum muayenesindeki temel unsurlar

Kapsamlı değerlendirme gerektiren durumlar

(4)

Mental Durum Muayenesi ve Objektiflik

• Mental durumu değerlendirmek ve

yorumlamak için hem objektif hem de kapsamlı bir sisteme ihtiyaç vardır.

• Peki, tam bir objektifliği yakalamak mümkün müdür?

• Duygusal anlamda nötr olmaya gereksinim vardır ve insan doğası buna ve dolayısıyla tam bir objektifliğe müsait değildir.

• Üstelik insan ilişkisinde bizler hem gözlemci hem de katılımcıyız.

• Bu nedenle, duygusal duyarlılığı objektif tutumla dengelemeliyiz.

(5)

Mental durum muayenesi

nedir?

Mental durum ya da koşullarla ilgili klinik

gözlemlerinizi organize etme ve değerlendirme yöntemidir.

Temel amaç mevcut bilişsel süreçleri değerlendirmektir.

Özellikle tıbbı ortamlarda fazlasıyla kullanılır.

Temel bir prosedürdür.

Ele alınan temel konular, uygulamacıya ve çalışma ortamına göre çeşitlilik gösterir.

(6)

Mental durum muayenesi

nedir?

• Danışanın mevcut işlevselliğini değerlendirmek için gözlemlerden yararlanılır.

• Tanıya yönelik önemli bilgiler sağlasa da, temelde sadece tanıya yönelik ya da tam bir psikometrik yöntem değildir.

• Danışanın ruhsal durumunda kültürün olası etkileri göz önünde

bulundurulmalıdır.

• Bazen kültüre özgü inançlar dışardan birine delilik gibi görünebilir.

• Oruç örneği

(7)

Ne zaman kullanılır?

• Resmi anlamda tam bir mental durum muayenesi tüm danışanlar için gerekli ve uygun değildir?

• Danışanın psikopatolojisinin yoğunlaştığından şüphe edildiğinde, mental durum muayenesi daha gerekli hale gelir.

• Danışanın uyumu iyi ise gerek görülmez.

• Tıbbı ortamlarda uygulama genel bir rutin haline gelmiştir.

• Mental durum muayeneleri diğer tüm

değerlendirmeler gibi kültürel olarak yanlıdır.

• Farklı kültürlerden danışanlarla uygulanırken dikkatli olunmalıdır.

(8)

Genel mental

durum muayenesi kategorileri

1. Dış görünüm

2. Davranış/Psikomotor aktivite 3. Değerlendiriciye yönelik tutum 4. Duygulanım ve duygudurum 5. Konuşma ve düşünce

6. Algı bozuklukları

7. Oryantasyon ve bilinç 8. Bellek ve zeka

9. Güvenirlik, yargılama ve içgörü

(9)

1. Dış görünüm

• Fiziksel özelliklere ve danışanın nasıl göründüğüne dair gözlemler

• Kişisel bakım, kıyafet, yüz ifadesi, göz bebeklerinde büyüme, terleme, makyaj, boy, kilo, beslenme ve diğer dikkat çeken fiziksel özellikler…

• Fiziksel görünüm ruhsal durumla ilişkili olabilmektedir.

• Büyümüş göz bebekleri → madde kullanımı

• Düşmüş kişisel bakım → depresif ruh hali

• Kilo kaybı → yeme bozuklukları

• Fiziksel görünüm danışanın yaşam stili ve çevresi hakkında da bilgi verir.

• Kesin kanıtlar olarak değil yapbozun bir parçası olarak düşünün!

• Cinsiyet, ırk ve etnik kimlik diğer önemli unsurlardır.

• Her biri tanı ve tedavi sürecinde etkili olabilecek değişkenlerdir.

(10)

2.

Davranışlar ve Psikomotor

Aktiviteler

• Fiziksel eylemlerle ilgilidir.

• Danışanın hareketlerine dikkat edilir.

• Göz teması, yüzünü ekşitme, aşırı göz hareketleri, tuhaf ya da tekrarlanan el kol hareketleri, duruş, aşırı ya da kısıtlı vücut hareketleri

• Danışanlar bazı düşünceleri ya da duyguları

deneyimlediklerini inkar etseler dahi vücut hareketleri onları ele verir.

• Aşırı vücut hareketi → kaygı, madde etkisi ya da mani

• Azalmış hareketler → katatonik şizofreni, madde etkisi

• Huzursuzluk, aşırı psikomotor uyarım ya da psikomotor gerileme → depresyon

• Tetikte olma ve tarama → paranoya

• Tekrarlanan motor hareketler → okb

(11)

3.

Değerlendiriciye karşı tutumlar

• Danışanın, görüşmeciye yönelik verdikleri tepki veya sergiledikleri davranışlar anlamına gelmektedir.

• Görüşmecinin sorularına danışanın verdiği cevaplar, ses tonu, göz teması, beden duruşu gibi sözel

olmayan faktörler

• Öfkeli, işbirlikçi, düşmanca, sabırsız, ilgisiz, sokulgan, yoğun, manipülatif, kötümser, açık, pasif, baştan

çıkarıcı, şüpheci olabilir.

• Geç cevap verme, doğrudan ya da kaçamak cevaplar gibi szöel tepkiler

• Bu farklılıklar bireysel ve kültürel faktörlerden kaynaklanabilir.

• Görüşmecinin öznel yargıları devreye girebilir, bu nedenle dikkatli olunmalıdır.

(12)

4.

Duygulanım ve Duygudurum

Duygulanım (affect), görüşmeci tarafından gözlemlenen hakim duygusal ruh hali

Duygudurum (mood), danışanın rapor ettiği duygusal durumdur.

Duygulanım şu açılardan ele alınır:

• İçeriği ve çeşidi: danışanda hangi duygulanım gözlemlenmektedir?

• Aralığı/çeşitliliği ve süresi: Görüşme boyunca duygulanım çeşitliliği ne düzeydedir?

• Uygunluğu: Danışanın duygulanımı konuştukları ve hayatında yaşadıklarına göre uygun mudur?

• Derinliği ve yoğunluğu: Gözlemen duyguyu danışan ne yoğunlukta deneyimlemektedir?

(13)

Duygulanım

• İçeriği ve çeşidi: danışanda hangi duygulanım gözlemlenmektedir?

• öfkeli, üzgün, kaygılı, korkmuş, utanmış, şaşkın, suçlu, mutlu, huzursuz

• Duygu içeriği tanımlayıcıları: yüz ifadeleri, duruş, hareket veya ses tonu

• Aralığı/çeşitliliği ve süresi: Görüşme boyunca duygulanım çeşitliliği ne düzeydedir?

• Geniş aralıktaki duygudurum deneyimlemek olumlu olandır.

• Kısıtlı ya da aşırı değişken duygulanım olumsuz olarak değerlendirilir.

• Kısıtlı duygulanım, küntleşme olarak ifade edilir. Şizofreni ya da şiddetli depresyonda rastlanır. İlaç kullanımına bağlı

oluşabilir.

• Uygunluğu: Danışanın duygulanımı konuştukları ve hayatında yaşadıklarına göre uygun mudur?

• Uygun gözükmeyen bir yerde gülmek, ağlamak

• Derinliği ve yoğunluğu: Gözlemen duyguyu danışan ne yoğunlukta deneyimlemektedir?

• Danışanın ses tonu, yüz ifadesi, duruşu ve yeni bir konuya geçme ya da geçmeme durumu ipucu verir.

• Yoğun düzeyde duygusal ya da ciddi derece yüzeysel

• Biraz önce tanımladığımız bütün boyutlarda bilgi vermek gerekmeyebilir.

(14)

Duygudurum (mod)

Danışanın genel ve hakim duygudurumuna ilişkin kendi söyledikleridir.

«Kendinizi son zamanlarda nasıl hissediyorsunuz?» sorusunun cevabıdır.

Açık uçlu, yönlendirici olmayan bir soru ile doğrudan değerlendirilir.

Danışanın rapor ettiği ile sizin gözlemlediğinizi karşılaştırmak önemlidir.

Duygulanımdan farklıdır.

• Duygudurum daha uzun sürelidir, spontan olarak kolayca değişmez.

• Duygulanım hava durumu ise duygudurum iklimdir.

(15)

5.

Konuşma ve Düşünce

• Konuşma yoluyla düşünce süreçleri ve içeriğine dair bilgi edinilir.

• Konuşmanın hızı, ses düzeyi ve miktarı

• Spontan olarak konuşan danışanlara karşı konuşmada azlığı olan danışanlar

• Çeşitli konuşma bozuklukları da not edilmelidir.

• Kekemelik, sözcükleri söylemede güçlük, ritimsiz konuşma vb.

• Düşünceyi gözlemleme ve değerlendirme 2 süreçte gerçekleşir:

1. Düşünce süreci: danışanın kendisini nasıl ifade ettiği

• Düşünce düzenli ve mantıksal bir şekilde ilerlemekte midir? Tutarlı mı?

• Düşünce uçuşması (mani), mutizm

(neredeyse anlaşılmazlıktır, otizm), yeni kelime üretme (Psikoz), perzeverasyon

(tekrarlama, psikoz), lafı uzatma, engelleme (birden bire konuşmanın kesilmesi, kaygı, sanrılı düşünceler)

(16)

5.

Konuşma ve Düşünce

2. Düşünce içeriği: danışanın anlattıklarındaki özel anlam.

• Sanrılar, obsesyonlar, intihar, başkasına zarar verme düşünceleri, fobi, herhangi bir duyguya saplanma.

• Sanrılar, hatalı düşünce ve inançlar.

Gerçekten kopuşu işaret eder.

• Büyüklük sanrıları, paranoid sanrılar, kontrol edildiğine dair sanrılar, somatik sanrılar,

kendini değersizleştirme sanrıları

(17)

6. Algı Bozuklukları

• İki temel çeşidi vardır:

1. Halüsinasyonlar: yanlış duyumsal izlenimler ya da deneyimler

• Beş teme duyunu her birinde ortaya çıkabilirler.

• Başkalarının duymadığı sesleri duyma, görmediklerini görme vb.

• Psikotik doğası vardır.

• Madde kullanımı ya da yoksunluğuna ilişkin olabilir.

2. İllüzyonlar: var olan uyaranın gerçekten farklı görünmesine neden olan algısal çarpıtmalar

(18)

7.

Oryantasyon ve Bilinç

• Danışanların mevcut durumlarına dair

farkındalıklarının olup olmadığı değerlendirilir.

• Oryantasyon için üç temel soru sorulur:

1. Adınız nedir?

2. Şu anda neredesiniz?

3. Bugünün tarihi nedir?

• «Kimlik, kişi, yer, zaman oryantasyonunda sorun görülmemiştir.»

• Cevap verilemediği durumda bilinç bulanıklığına ya da oryantasyon bozukluğuna işaret eder.

• Madde etkisi, beyin travması, demans, deliriyum vb.

nedeni ile ortaya çıkabilir.

(19)

8.

Bellek ve Zeka

• Bellek, geçmiş deneyimleri hatırlama becerisi olarak tanımlanabilir.

• Hikaye uydurma görülebilir ve bu bellekte bir sıkıntı olduğunun göstergesidir.

• Bellek sorunundan ya da hikaye uydurmadan

şüphe edildiğinde, danışana objektif olaylarla ilgili sorular sorulabilir.

• Siz büyürken cumhurbaşkanı kimdi?

• 29 Ekim ne bayramıdır?

• Yalancı bunama, depresif danışanların bellekleri ve bilişsel becerileri zarar görmüş olabilir.

• Zeka, zihinsel işleyişle ilgili genel birkaç cümle kurulur.

• Danışanın dili kullanımı, sorulanı anlama

becerisi, kelime dağarcığı vb. bilgilerden yola çıkararak değerlendirilebilir.

(20)

9.

Güvenirlik, yargılama

ve içgörü

• Güvenirlik, danışanın inanılırlığını ifade eder.

• Güvenilir bilgi veren danışan, kişisel bilgilerini dürüst ve doğru olarak sunar.

• Aksine olaylar ve geçmişleri hakkında çarpıtmalar yapan danışanlar da olabilir.

• Danışanın dürüst olup olmadığını tespit etmek genelde zordur.

• Gözlemlenebilir faktörlere dayanarak değerlendirilebilir.

• Detayları anlatabilen danışanlara karşın sorulara anlaşılmaz ve savunmacı cevaplar veren danışanlar

• Güvenirliğinden şüphe ederseniz, danışanın yakınları ile iletişime geçebilirsiniz.

(21)

9.

Güvenirlik, yargılama

ve içgörü

• Yargılama, danışanların tutarlı bir şekilde

hayatlarını olumlu etkileyen yapıcı ve olumlu karar verebilme yetisidir.

• Yasadışı ya da tehlikeli faaliyetler, yıkıcı gözüken ilişkiler

• Ergenlik döneminde özellikle zayıf yargılamada bulunulur.

• Dürtüsellik ve manik evre de yargılamada sorunlara neden olabilmektedir.

• İçgörü, danışanın problemlerini kavrayışı anlamına gelir.

• Danışanların sorunlarının nedenlerine ilişkin fikir sahibi olmasıdır.

• İçgörü yoksunluğu, zayıf içgörü, kısmı içgörü ya da yüksek içgörü olarak değerlendirilir.

(22)

Özetle,

• Mental durum muayenesi, klinik gözlemleri organize etmenin en işlevsel şeklidir.

• Eksiksiz bir mental durum muayenesi, danışanı dokuz alanda değerlendirmeyi içerir.

• Dış görünüş, davranış ya da psikomotor aktiviteler, değerlendiriciye karşı tutum, duygulanım ve duygudurum, konuşma ve düşünce, algı bozuklukları, yönelim ve bilinç, bellek ve zeka, güvenirlik, yargılama ve içgörü.

• Genellikle psikopatolojiden şüphe edildiği durumlarda kullanılır.

• İlk görüşmede gözlemlerimize dayanarak oluşturulabilir.

(23)

Kaynakça

Egan, G. (2011). Psikolojik Danışma Becerileri. Çev.: Yüksel, Ö. Kaknüs Yayınları, İstanbul.

Flanagan-Sommers, J. & Flanagan-Sommers, R. (2009). Klinik Görüşme: Psikolojik Değerlendirme Esasları. Çev.: Akbaş, G. & Korkmaz, L. İthakiYayınları, İstanbul.

Nelson-Jones, R. (2015). Temel Psikolojik Danışma Becerileri: Yardımcının El Kitabı.Çev.: Sart, G.

Nobel, Ankara.

Öztürk, M. O. & Uluşahin, A. (2008). Ruh Sağlığı ve Bozuklukları. Nobel: Ankara

Referanslar

Benzer Belgeler

 Danışanın geçmişi ilgili bilgi alma, kişiler arası ilişki tarzlarını değerlendirme ve danışanın mevcut işlevselliğini ölçme?.  İlk görüşmeyi etkileyebilecek

◦ Negatif belirtilerin şizofreni hastalığında en önemli belirtiler olduğu söylenebilir, çünkü bu belirtilerin şiddeti psikotik belirtiler ya da dezorganizasyon

 Nörotisizm seviyesi yüksek olan kişilerin kaygı bozukluğu geliştirme riski daha yüksektir.... Gelecek hakkında sürekli

gelecekte sahip olabilecekleri eşyalar için düşünmeye çok fazla zaman harcarlar; yeni eşyalar edinmek için de yoğun biçimde çaba sarf ederler ve bu çaba, OKB’de gözlenen

• Öğrencilerin bir konu üzerinde olumlu veya olumsuz yanlarıyla tarafız bir şekilde değerlendirerek çözüm üretme becerilerini geliştirmek amacıyla yapılan

 Bu bir çelişki yaratır: görüşmeciler genellikle soru sorarak başlarlar çünkü bilgi isterler ancak bazen çok fazla soru sormak danışanın sözel girişkenliğini

Program dışında ayar yapmayı gerektiren durumlar: Konunun parlak ışık kaynağının önünde kaldığı ters ışık durumunda çok açık ve çok koyu bir arka plan önünde

▪ Bu sevgi gereksinimi o kadar yoğundur ki, kişi, kendisi için önemli olan insanlar tarafından kabul edilmeyen, sevilmeyen yönlerini veya yaşantılarının bir kısmını