• Sonuç bulunamadı

Yrd. Doç. Dr. Murat Bayram YILAR/Ondokuz Mayıs Üniversitesi. Doç. Dr. Necati TOMAL/Ondokuz Mayıs Üniversitesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Yrd. Doç. Dr. Murat Bayram YILAR/Ondokuz Mayıs Üniversitesi. Doç. Dr. Necati TOMAL/Ondokuz Mayıs Üniversitesi"

Copied!
26
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1. BÖLÜM: SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETİMİ VE YENİ DEĞİŞİKLİKLERLE SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETİM PROGRAMI

Yrd. Doç. Dr. Murat Bayram YILAR/Ondokuz Mayıs Üniversitesi Doç. Dr. Necati TOMAL/Ondokuz Mayıs Üniversitesi

Kazanımlar:

Sosyal Bilgilerin farklı tanımlarını inceler.

Sosyal Bilimler ile Sosyal Bilgiler arasındaki ilişkiyi kavrar.

Dünyada ve Türkiye’de Sosyal Bilgilerin tarihsel gelişimini karşılaştırır.

Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programının;

✓ Temel felsefesi

✓ Genel amaçları

✓ Öğrenme alanları,

✓ Kazanımları

✓ Becerileri

✓ Değerleri

✓ Ölçme-değerlendirme boyutları hakkında bilgi sahibi olur.

Anahtar Kavramlar: Sosyal Bilgiler, Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programı (SBDÖP)

… Bölümün İçeriği:

1.Giriş

2.Sosyal Bilgiler Nedir?

3.Sosyal Bilimler ve Sosyal Bilgiler

4.Dünyada Sosyal Bilgilerin Tarihsel Süreci 5.Türkiye’de Sosyal Bilgilerin Tarihsel Süreci 6.Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programı

6.1. Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programının Temel Felsefesi 6.2. Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programı Genel Amaçları 6.3. Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programının Yapısı 6.3.1.Öğrenme alanları

6.3.2.Kazanımlar 6.4.Beceriler 6.5.Değerler

6.6.Ölçme ve Değerlendirme

(2)

1.Giriş

Toplumlar, insanlarında geliştirmek istedikleri özellikleri eğitim programları aracılığıyla belirler ve bu programları okullarda uygulayarak bu özellikleri kazandırmaya çalışırlar. Hayatın her alanında yaşanan sürekli değişim, toplumların insanlarında görmek istedikleri özelliklerin de değişmesine neden olur ve sonuçta eğitim programlarının sürekli geliştirilme gereği ortaya çıkar (Doğanay ve Sarı, 2009).

Çünkü sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasal alanda yaşanan değişimler birçok alanı olduğu gibi eğitim sistemini de etkilemektedir. Eğitim sisteminde yaşanan değişimler ise, çağdaş eğitim anlayışına uygun öğretim programlarının geliştirilmesini zorunlu kılmaktadır (Ersoy ve Kaya, 2009). Bireysel ve toplumsal hayata odaklanan Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programı (SBDÖP) ise söz konusu değişimleri yansıtan öğretim programlarının en önemlilerinden biridir. Genel olarak geçmiş, bugün ve gelecek perspektifinden insan yaşamını etkileyen her türlü gelişmeyi aktif vatandaş bağlamında ele alan SBDÖP, bilim ve teknolojinin gelişmesiyle birlikte değişen hayat koşullarını ve insan yaşamını programa yansıtmak durumundadır. Dünyada yaşanan tüm gelişmeler, insanları ve dolayısıyla sosyal hayatımızı doğrudan etkiler. Bu yüzden değişimlere ayak uydurabilmek ve çağın gerisinde kalmamak için bu değişimlerin özellikle SBDÖP’de yer alması gerekir. Nitekim Cumhuriyet tarihine bakıldığında diğer öğretim programlarıyla birlikte SBDÖP’nin ortaya çıkan ihtiyaçlar doğrultusunda zaman zaman köklü ya da yüzeysel şekilde değiştirilip geliştirildiği görülür. SBDÖP’lerimizde zaman içinde yaşanan bu değişikliklerin en kapsamlısı 2004’de pilot uygulaması yapılan 2005’de de uygulamaya giren programda yaşanmıştır. Bu dönemden itibaren kabul edilen öğretim programlarının felsefi boyutunda yaşanan büyük dönüşüm otomatik olarak programın hedef-kazanım, içerik, öğrenme durumları ve ölçme değerlendirme boyutlarını etkilemiş ve büyük bir dönüşüm yaşanmıştır. Bununla birlikte bilindiği gibi hiçbir program bir defaya mahsus olarak yapılmaz ya da yapıldığı şekilde kalmaz. Ortaya çıkan yeni gelişmeler ve ihtiyaçlar doğrultusunda geliştirilme süreci hep devam eder. Nitekim ülkemiz ve dünyamızda yaşanan gelişmelerin yanı sıra özellikle öğretmen görüşleri dikkate alınarak 2005 programının uygulama boyutunda ortaya çıkan bazı aksaklıklar söz konusu programda bazı güncellemelerin yapılmasını zorunlu kılmıştır. Fakat kaçınılmaz bir gerçek olarak gelecekte de öğretim programında değişiklikler yapılacağı aşikârdır. Kitabın bu bölümünde önce Sosyal Bilgileri sonra da onun öğretim programını genel hatlarıyla tanıtmak amaçlanmıştır.

2.Sosyal Bilgiler Nedir?

Sosyal Bilgilerin disiplinler arası ve çok disiplinli bir alan olması onun herkesin üzerinde anlaştığı bir tanımının yapılmasını zorlaştırmaktadır (Semenderoğlu ve Gülersoy, 2005). Bu nedenle şu ana kadar ülkemizde ve dünyada Sosyal Bilgiler için birçok tanım yapılmıştır. Bunların bazıları şöyledir:

✓ Sosyal bilgiler, sosyal bilimlerin pedagojik amaçlarla basitleştirilmiş şeklidir (Wesley, 1936; Akt.:

Hertzberg, 1981: s. 1).

✓ Sosyal bilgiler, belli başlı sosyal konularda vatandaşlık becerilerinin kullanılması için sosyal ve beşerî bilimlere ait kavramların disiplinler arası bir yaklaşımla bütünleştirilmesidir (Barth, 1991:

7).

✓ Sosyal bilgiler, vatandaşlık eğitimi amacıyla insan ilişkileriyle ilgili bilgi ve deneyimlerin birleştirilmesidir (Barr, Barth ve Shermis, 1977: 69).

✓ Sosyal bilgiler bireylerin fiziksel ve sosyal çevreleriyle olan ilişkilerini insan karakterini dikkate alarak inceleyen, sosyal ve beşeri bilimlerin yanı sıra felsefe ve din bilgisi gibi alanların bütünleştirilmesiyle oluşan bir derstir (Barth ve Demirtaş, 1997).

(3)

✓ Sosyal Bilgiler, vatandaşlık yeterlikleri kazandırmak için sanat, edebiyat ve sosyal bilimlerin disiplinler arası bir yaklaşımla birleştirilmesinden oluşan bir çalışma alanıdır (NCSS, 1993: s.3).

✓ Sosyal Bilgiler dersi, Tarih, Coğrafya, Sosyoloji, Siyaset Bilimi, Psikoloji gibi sosyal disiplinlerden elde edilmiş temel kültür öğelerinin disiplinler arası bir yaklaşımla seçilip yoğrularak ilköğretim düzeyindeki çocukların algılama düzeylerine uygun duruma getirildiği bir derstir (Sözer, 1998).

✓ Sosyal bilgiler, ilköğretim okullarında iyi ve sorumlu vatandaş yetiştirmek amacıyla, sosyal bilimler disiplinlerinden seçilmiş bilgilere dayalı olarak, öğrencilere toplumsal yaşamla ilgili temel bilgi, beceri, tutum ve değerlerin kazandırıldığı bir çalışma alanıdır (Erden, tarihsiz: 8).

✓ Sosyal bilgiler insanları ve çevreleriyle etkileşimini zaman ve yer boyutunda inceleyen önemli bir ilköğretim dersidir (Doğanay, 2008).

✓ Sosyal bilgiler, amaçlarını demokratik toplumda yaşayan sorumlu vatandaşların yükümlülüklerinden türeten, içeriğini sosyal bilimlerin temel çerçevesinden alan ve yaşam boyu kullanılacak olan vatandaşlık becerilerinin uygulamasını yaptıran bir ders olarak nitelendirilmiştir (Tanrıöğen, 2005).

✓ Sosyal bilgileri; sosyal bilimlerin bulgularını entegre edip öğrencilerin düzeyine göre basitleştiren, bunları kullanarak, öğrencilere, sosyal yaşama uyum sağlamada ve sosyal sorunlara çözüm üretmede ihtiyaç duyacakları bilgi, beceri, tutum ve değerleri kazandırmayı amaçlayan bir yurttaşlık eğitim programı olarak tanımlayabiliriz (Öztürk, Keskin ve Otluoğlu, 2012).

✓ Sosyal Bilgiler, insanoğlu ile ilgisi olan ilim dallarından tarih, coğrafya, yurttaşlık, felsefe antropoloji, sosyoloji, ve ekonomi alanlarında yapılan sistemli çalışmaların tümüne verilen isimdir (Karagözoğlu, 1966).

✓ Sosyal Bilgiler, toplumsal gerçekle kanıtlamaya dayalı bağ kurma süreci ve bunun sonunda elde edilen dirik bilgiler bütünüdür (Sönmez, 2010: 3).

✓ Sosyal Bilgiler; kavrayış düzeyleri gözetilerek sosyal (beşerî) bilimlerin gerçek hayat ve yaşanılan toplumla ilgili seçilmiş konularına yer veren bir derstir (İnan, 2014).

✓ En ayrıntılı ve kapsamlı tanımlardan biri de 2005’te MEB tarafından basılan İlköğretim Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programı ve Kılavuzu kitabında yer almıştır. Buna göre Sosyal Bilgiler, bireyin toplumsal var oluşunu gerçekleştirebilmesine yardımcı olması amacıyla; tarih, coğrafya, ekonomi, sosyoloji, antropoloji, psikoloji, felsefe, siyaset bilimi ve hukuk gibi sosyal bilimleri ve vatandaşlık bilgisi konularını yansıtan; öğrenme alanlarının bir ünite ya da tema altında birleştirilmesini içeren; insanın sosyal ve fizikî çevresiyle etkileşiminin geçmiş, bugün ve gelecek bağlamında incelendiği; toplu öğretim anlayışından hareketle oluşturulmuş bir ilköğretim dersidir (Milli Eğitim Bakanlığı [MEB], 2005: 46).

NCSS’nin (1993) Sosyal Bilgiler dersine ilişkin yaptığı açıklamada Sosyal Bilgilerin; sosyal bilimlerin yanı sıra edebiyat, sanat gibi beşeri bilimler ile matematik gibi fen bilimlerinden uygun olan içeriğin seçilerek sistemli ve koordineli bir şekilde öğrenciye verildiği bir ders olarak bahsedilmektedir.

Oysa MEB’in (2005) tanımında sadece içeriğin sosyal bilimlerden oluştuğu vurgulanmaktadır (Dinç ve Doğan, 2010).

Yukarıdaki tanımlarda görüldüğü gibi herkesin üzerinde anlaşabildiği tek bir sosyal bilgiler tanımı olmamakla beraber tanımlarda bazı noktalar ön plana çıkmaktadır. Tanımlarda özellikle sosyal

(4)

bilgilerin vatandaşlık boyutuna, bazı temel sosyal yeterliklere ve sosyal bilimlere vurgu yapıldığı görülmektedir. Dolayısıyla bir tanım da biz yapacak olursak Sosyal Bilgiler; ilk ve ortaokul düzeyindeki öğrencilere temel vatandaşlık hak ve sorumluluklarının kavratıldığı, çeşitli sosyal yeterliklerin kazandırıldığı ve sosyal bilimlerden süzülen bilgilerin öğretildiği bir derstir.

Bugün sosyal bilgilerin, üzerinde herkesin anlaştığı ortak bir tanımı yoktur. Ancak, tanımların ortak noktalarını incelediğimizde şu noktalar ortaya çıkmaktadır:

✓ Sosyal bilgilerin temel amacı vatandaşlık eğitimidir.

✓ Vatandaşlık eğitimi dört önemli ve zorunlu boyutu kapsamaktadır. Bunlar bilgi, bilgi işleme becerileri, demokratik değer ve inançlar ve sosyal katılım becerileridir.

✓ Sosyal bilgilerin bilgi temelini sosyal bilimler ve insanla ilgili tüm bilgiler oluşturmaktadır.

Bu bilgiler insanların tarihsel boyutta diğer insanlarla ve çevreleriyle etkileşimlerinin bilgisidir (Doğanay, 2008).

Tüm bu tanımlar aslında Sosyal Bilgiler dersinin amacına ilişkin ipuçları da sunmaktadır. MEB’in (2005, 2006) yaptığı tanımlamada sosyal bilgilerin amacı “bireyin toplumsal var oluşunu gerçekleştirme” şeklinde ifade edilmiştir. Bilindiği gibi Sosyal Bilgiler iyi ve etkin vatandaşlar yetiştirmenin yanında öğrencileri tarihi, coğrafyası, kültürü ve kurumlarıyla birlikte içinde yaşadıkları toplumla bütünleştirmek için de öğretilmektedir (Erden, tarihsiz). Bununla birlikte Sosyal Bilgiler dersi sadece sosyal bilimlerin öğretim alanı değil aynı zamanda bireylerin sosyal yeterlikleri kazandığı bir derstir. Sosyal yeterliklerin geliştirilmesi için Sosyal Bilgiler eğitimi, anlamlı, bütünleştirici, değer temelli, zorlayıcı aynı zamanda etkin olmalıdır (NCSS, 1992).

Sosyal bilgiler öğretiminin temel amacı, birbirine bağımlı bir dünyanın parçası olan, kültürel çeşitliliği tanıyan ve benimseyen demokratik bir toplumun vatandaşları olarak genç kuşaklarının, yerel, bölgesel, ülke çapında ve küresel olarak karşılaşılan sorunlar hakkında toplumun yararı ve mutluluğu için bilgi temeline dayalı rasyonel kararlar verme yeteneklerini geliştirmektir (NCSS, 1993). Daha sade bir ifadeyle Sosyal Bilgilerin temel amacı problem çözebilen ve dar anlamda ülkesinin, geniş anlamda ise dünyanın değişen şartları doğrultusunda bilgiye dayalı kararlar alabilen etkin vatandaşlar yetiştirmektir (Öztürk, 2009).

Sosyal Bilgiler dersi, çocukların sosyal ve toplumsal yasamı algılaması, yorumlaması ve katılması açısından önem taşımaktadır. Bu ders, çocukların sosyalleşme sürecinde önemli rol oynamaktadır.

Sosyal Bilgiler dersinin temel amacı, toplumların birbirine bağımlılığının giderek arttığı günümüzde, çocukların etkili ve sorumlu vatandaşlar olarak yetişmelerini sağlamaktır (NCSS, 1994).

İnan (2014), Sosyal Bilgiler dersinin amacını 4 madde ile açıklamıştır. Bunlar;

✓ Erdemli insan olmaya rehberlik etmek

✓ Etkili vatandaş yetiştirmek

✓ Siyasi yönetime (demokrasiye) katılma sürecini öğretebilmek

✓ Temel tarih, mekân ve sosyal düşünme becerisi kazandırmak.

Bu açıklamalar ışığında denilebilir ki Sosyal Bilgiler dersi öğrencinin sosyo-ekonomik, çevresel ve kültürel, yerel ve küresel anlamda hem kendisini ve hem de çevresini, toplumunu, ülkesini ve dünyayı tanıma, algılama ile sorunları çözme açısından önemli bir mihver derstir. Sosyal yaşamla doğrudan bağlantısı olan böyle bir dersin birey ve toplum açısından önemi büyüktür (Duman ve İkiel, 2002).

3.Sosyal Bilimler ve Sosyal Bilgiler

Son yıllarda Sosyal Bilgiler eğitimi alanında çalışan uzmanların ve bu alandaki çalışmaların sayıca artmasıyla önemli bir mesafe kat edilse de “Sosyal Bilgiler ile Sosyal Bilimler” deyimlerinin hala

(5)

zaman zaman karıştırılarak birbirlerinin yerine kullanıldıkları bilinmektedir. Hal bu ki bu iki ifade arasında güçlü bir ilişki bulunmasına rağmen farklılıklar arz ederler.

Genel olarak sosyal bilimler üzerine yapılan birkaç tanımı şöyle sıralayabiliriz:

✓ Sosyal bilimler bilimsel bir tutumla toplumların incelendiği disiplinlerdir. İlgilendiği esas konu gruplar içinde oluşan insan etkinliğidir. Amaç beşeri anlayışın gelişmesidir (Köstüklü, 2014: 17).

✓ Birey ve toplum sorunlarına çözüm üreten bilim dallarıdır (Bilgili, 2013).

✓ Toplumsal olayları ve insanların toplumsal özelliklerini inceleyen bilimlerdir (Safran, 2015).

Tanımlardan anlaşıldığı üzere sosyal bilimler; bireyleri ve onların bir araya gelerek oluşturdukları toplumları farklı yönleriyle kendilerine özgü bilimsel yöntemler kullanarak ele alıp inceleyen bağımsız bilim dallarıdır. Türkiye’deki yaygın görüşe göre sosyoloji, psikoloji, tarih, coğrafya, antropoloji, arkeoloji, siyaset bilimi, ekonomi, hukuk, eğitim, halk bilim (folklor), iletişim sosyal bilim olarak kabul edilmektedir. UNESCO da bunlara ilaveten suç bilim (kriminoloji) ve istatistiği de sosyal bilim olarak kabul etmektedir.

Bu açıklamalara göre sosyal bilimler; toplumu çeşitli yönleriyle ele alıp inceleyen ayrı ayrı bağımsız disiplinler iken; Sosyal Bilgiler, sosyal bilimlerin elde ettiği temel verileri ilk ve ortaokul öğrencilerinin düzeyine uygun olarak basitleştirip sunan bir derstir. Dolayısıyla sosyal bilimler, Sosyal Bilgiler dersi içeriği için bir depo ya da kaynak vazifesi görmektedir. Tabi ki Sosyal Bilgilerin içeriği, sosyal bilimler ile sınırlı değildir. Sosyal Bilgiler, sosyal bilimler dışında birçok farklı kaynak tarafından beslenmektedir. Bu kaynaklar aşağıda Şekil-1’de verilmiştir:

Şekil-1: Sosyal Bilgilerin içeriğini oluşturan birincil ve ikincil kaynaklar

(6)

Bireyler ve toplumlar geçmişten günümüze hep bir değişim ve dönüşüm içerisinde yaşamaktadırlar. Bu noktada sosyal bilimlerin değişimi ve sürekliliği inceliyor olması, bireyi toplumsallaştırma amacı güden eğitim alanında, sosyal bilimlerin etkin bir yer kazanmasına yol açmıştır. Daha sonra eğitim alanında sosyal bilimlerin, pedagojik süreçlerle öğrencilere öğretilme ihtiyacı Sosyal Bilgiler kavramını doğurmuştur (Safran, 1993).

Sonuç olarak Sosyal Bilgiler, çocuklara toplumla ilgili gerekli ve yararlı olan gerçeklerin okulda verildiği bir derstir. Türkiye’de bu dersler, ilkokul 4. sınıf ve ortaokullarda ise 5, 6 ve 7. sınıflarda okutulmaktadır. Bu dersin öğretmenlerini yetiştiren “Sosyal Bilgiler Öğretmenliği” lisans programı da üniversitelerin Eğitim Fakültelerinde lisans düzeyinde eğitim veren yerlerdir. Sosyal bilimler ise, insanların toplum içinde daha iyi ve daha mutlu yaşamalarının yollarını arayan yöntemli inceleme alanlarıdır (İnan, 2014).

Eğitim-öğretim sürecinde sosyal bilimlerin ilk ve ortaokul öğrencilerine ayrı ayrı derslerle mi yoksa bütünleştirilerek tek bir dersle mi verilmesi daha faydalı olur tartışması ise “Sosyal Bilimler ve Sosyal bilgiler” ilişkisinin farklı bir boyutudur. Bu meseleye kısaca değinecek olursak; bilindiği gibi dünyada ve ülkemizde sosyal bilgilerde ünite ve konuların örüntüsünde 3 farklı yaklaşım kullanılmaktadır. Bunlar tek disiplinli, çok disiplinli ve disiplinler arası yaklaşımdır. Sosyal Bilgiler öğretim programlarında tarih, coğrafya ve vatandaşlık bilgisi gibi konuların birbirlerinden bağımsız üniteler şeklinde düzenlenmesi tek disiplinli yaklaşımı yansıtmaktadır. Üniteler arasında bağlantının olmaması bu yaklaşımın en tipik özelliğidir. Çok disiplinli yaklaşımda herhangi bir ünite ve konuda farklı disiplinlerin bakış açıları ayrı ayrı kurgulanır. Disiplinler arası yaklaşımda ise ünite ve konuların tasarımı farklı disiplinlere ait kavram ve olguların anlamlı bir şekilde bir araya getirilerek sunulur (Barth, 1991;

Doğanay, 2008; Semenderoğlu ve Gülersoy, 2005; Yıldırım, 1996).

Her ne kadar Cumhuriyet tarihinde Sosyal Bilgiler öğretim programlarında farklı yaklaşımlar benimsenmiş olsa da 2005’te uygulanan ve 2017’de de güncellenen SBDÖP’de yapılandırmacı felsefe doğrultusunda disiplinler arası yaklaşım benimsenmiştir. Nitekim Doğanay (2008), 2005 yılında hazırlanan SBDÖP’de etkin vatandaşlık amacıyla tüm sosyal bilimlerden seçilen bilgilerin birleştirildiğini, sosyal bilim dallarının sınırlarının kaldırıldığını ve bütüncül bir program anlayışı benimsendiğini ifade etmiştir. Dolayısıyla gelinen noktada ülkemizde sosyal bilimlerin Sosyal Bilgiler adı altında tek bir ders şeklinde birleştirilerek ilkokul ve ortaokul düzeyinde verilmesi uygun görünmektedir. Bu konuda Güngördü’nün (2002) sunduğu gerekçeler özetle şöyledir:

1. Derslerin ayrı ayrı dallar olarak okutulması, büyükler için uygun bir yol olabilir, çocuklar için değil.

2. İlkokul ve ortaokullar bir alanda uzman yetiştiren kurumlar değildir. Bu yüzden bu konuları ayrı okutup ayrıntıya inmeye gerek yoktur.

3. Sosyal bilimlerle ilgili derslerin ayrı okutulması yerine, çocuğun sosyal ve fizikî çevresini inceleterek, onun yaşamı öğrenmesini sağlamak daha yararlı olacaktır. Bunu da en iyi yapacak ders Sosyal Bilgiler dersidir.

(7)

Örnek olaydan hareketle Sosyal Bilgiler öğretiminin faydaları hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Örnek olaydan hareketle sosyal bilimlerin inceleme alanlarını değerlendiriniz.

4.Dünyada Sosyal Bilgilerin Tarihsel Süreci

Her ne kadar Sosyal Bilgilerin büyük ölçüde içeriğini oluşturan sosyal bilimlere ait konular eski çağlardan beri okullarda öğretiliyor olsa da başlı başına bağımsız bir ders olarak okul programlarında Sosyal Bilgilerin yerini alması ilk olarak 20. yüzyılın başlarında ABD’de gerçekleşmiştir. Sosyal Bilgiler dersinin ilk olarak ABD’de ortaya çıkması o dönemlerde bu ülkenin pek çok alanda yaşadığı değişim ve dönüşümün etkisiyle olmuştur. ABD’nin 19. Yüzyılın başlarından itibaren hızla kalkınması ekonomik alanla birlikte sosyal hayatı da derinden etkilemekteydi. Özellikle bu yüzyılın sonları ve 20. Yüzyılın başlarına gelindiğinde sanayileşmenin etkisiyle birlikte ülke içinde kırsaldan kentlere olan yoğun göç o döneme kadar hiç görülmediği kadar kalabalık şehirleri meydana getirirken bir taraftan da farklı ülke ve kıtalardan ABD’ye akan yoğun göçmen nüfusu toplumsal yaşamda büyük bir karmaşaya neden olmuştu. Başta İngilizler olmak üzere Avrupa’nın farklı ülkelerinden ABD’ye gelenlerin yanında Güney Amerika ve Afrika’nın farklı yerlerinden gelen göçmenlerin önce ekonomik standartları sonra da sosyal statüdeki farklılıkları zamanla dini inanç ve etnik köken farklılıklarıyla da birleşip ırkçılık olgusunu doğurmuştu.

İşte ABD toplumunda ortaya çıkan bu kaotik durumu düzeltmek, farklılıkları kabul etmek, birlikte yaşama alışkanlığı kazandırmak, toplumda ortak bir vatandaşlık bilinci geliştirmek için eğitim en önemli araç olarak görülmüş ve bu durum yeni bir eğitim reformu yapılmasını zorunlu kılmıştı (Barth, 1991; Öztürk, Keskin ve Otluoğlu, 2012; Bilgili, 2013). Bu zorunluluğun hissedilmesinde ayrıca ilerlemecilik felsefesinin “demokratik toplum için vatandaş yetiştirme” anlayışı da etkili olmuştur.

Böylece 1892 yılında Milli Eğitim Konseyi toplanmış ve Anglosakson kültür temelli milli bir toplum anlayışını oluşturmak üzere Sosyal Bilgiler ders programı üzerinde çalışılarak içerik konusunda görüş birliğine varılmıştır. Buna göre programın tarih, coğrafya ve vatandaşlık konularını kapsaması düşünülmüştür.

(8)

1916 yılına gelindiğinde Milli Eğitim Konseyi (The National Education Association Commission) tarafından dünyada ilk kez Sosyal Bilgiler adıyla yeni bir program kabul edilmiş ve böylece okullarda Sosyal Bilgiler dersi okutulmaya başlanmıştır (Bilgili, 2013; Güngördü, 2002; Kaymakcı ve Ata, 2012;

Sönmez, 2010). Bu, aslında ortak değerlere ve bilince sahip bir Amerikan toplumu inşa etme girişimiydi.

Bu arada Sosyal Bilgiler teriminin resmi olarak kullanılması bu döneme rastlamakla birlikte Saxe’in 1991 ve 1992’deki iddiasına göre Sarah Bolton, Lady Jane Wilde, Heber Newton ve daha sonra Thomas Jesse Jones'un yazılarının bir sonucu olarak bu terim kullanıma girmiştir (Martorella, 1996).

Sonraki yıllarda 1916 programında gerekli görülen zamanlarda değişiklikler yapılmış ve yeni programlar geliştirilmiştir. Örneğin 1929 yılındaki Dünya ekonomik buhranı nedeniyle ekonomi konuları, II. Dünya Savaşı sebebiyle “kahramanlık” teması ve soğuk savaş döneminde yayılan komünizm tehlikesine karşı bilinçlendirme kampanyaları okullara ve öğretim programlarına yansıtılmıştır.

1930’lu ve 40’lı yıllarda yeniden kurmacılık akımı ile çocuk merkezli eğitimi benimseyen eğitimciler SBDÖP’nin geliştirilmesine önemli katkı sağlamışlardır. 1950’li yıllara kadar ise programların tarih, coğrafya ve vatandaşlık ağırlıklı olduğu görülmüştür. SBDÖP’ye yöneltilen ağır eleştirilerle birlikte 1960’ların ortalarından sonra 1970'lerin ilk yıllarına kadar, Sosyal Bilgiler hem öğretim materyallerinin geliştirilmesi hem de ilgili öğretmen eğitimi reformları açısından benzeri görülmemiş bir yenilik dönemine tanık olacaktı ki bu dönem “yeni sosyal bilgiler” adı altında toplanan reform dönemiydi. Bu dönemin ortaya çıkışını tetikleyen en önemli itici güçlerden birisi ünlü psikolog Jerome Bruner’in ilk olarak 1960’ta çıkardığı Eğitim Süreci (The Process of Education) adlı eserinde sunduğu görüşleriydi.

Böylece bu yeni dönemde tarih, coğrafya ve vatandaşlık konularının ağırlığı azaltılarak diğer sosyal bilimler disiplinlerine ait bilgilere yer verilmeye başlandı yani disiplinler arası bir yaklaşım tercih edildi.

Aktif öğrenme anlayışı doğrultusunda tümevarım ve araştırma dayalı yöntemler esas alındı. Ancak 1980’li yıllara gelindiğinde bu yaklaşımın başarısız olduğu ve eski sisteme dönülmesi gerektiği görüşü ağırlık kazanmaya başladı. Böylece sosyal bilgiler derslerinde yeniden geleneksel yaklaşıma dönüş yaşanmıştır (Bilgili, 2013; Erden, tarihsiz; Martorella, 1996; Öztürk, Keskin ve Otluoğlu, 2012).

1990'lı yılların başları, sosyal bilgiler programı için birçok alternatif kapsam ve müfredat önerileri ile doluydu. 1990'lı yılların ortalarında ise NCSS bünyesinde birkaç grup yeni alternatif kapsam ve projeler geliştirdi (Martorella, 1996). Eğitimciler arasında hızla savunulan yapılandırmacı yaklaşımın tesiriyle, diğer eğitim alanları ile birlikte sosyal bilgiler için ulusal standartlar geliştirildi. Bu standartlara göre SBDÖP’de tematik yaklaşımlar belirlenerek; kültür / zaman, süreklilik ve değişim / insanlar, yerler ve çevreler / bireysel gelişim ve kimlik / bireyler, gruplar ve kurumlar / güç, otorite ve yönetim / üretim, dağıtım ve tüketim / bilim, teknoloji ve toplum / küresel bağlantılar / vatandaşlık idealleri ve uygulamaları şeklinde 10 tema oluşturuldu (Sunal ve Haas, 2005). Yapılandırmacı yaklaşım doğrultusunda geliştirilen bu program günümüzde hala ufak değişikliklerle ABD’de uygulanmaktadır.

İlk kez ABD’de geliştirilen Sosyal Bilgiler anlayışı, Asya’da İran, Pakistan, Singapur, Yeni Zelanda, Güney Kore ve Japonya’yı; Avrupa’da Türkiye dahil Finlandiya, İsveç, Norveç ve Danimarka’yı; Afrika’da Mısır’ı; Amerika kıtasında ise ABD dışında Kanada ve Jamaika gibi ülkeleri etkilemiş ve bu ülkeler ulusal amaçlarını da dikkate alarak bu dersi kendi eğitim sistemlerine entegre etmişlerdir.

5.Türkiye’de Sosyal Bilgilerin Tarihsel Süreci

Eski Türklerde sosyal hayata dair kuralları, gelenek görenekleri içine alan kültürün aktarımı töre yoluyla çocuklara nesilden nesile kazandırılırdı. İslamiyet’in kabulünden sonra ise gündelik yaşama ait davranışlar törenin yanında İslami terbiye sınırları içerisinde öğretilmeye çalışılmıştır.

(9)

Türk eğitim tarihinde Selçuklular dönemindeki Nizamiye medreseleri ile Osmanlı dönemindeki Sahnı Seman ve Süleymaniye medreselerinin ders programlarında tarih ve coğrafya içerikli dersler yer almıştır. Osmanlı’nın Tanzimat devri ve sonrasında özellikle II. Abdülhamit ve 2. Meşrutiyet dönemlerinde Sosyal Bilgiler kapsamına giren tarih, coğrafya, malumat-ı medeniye ve ahlakiye ve iktisadiye gibi dersler farklı düzeylerde okul programlarına girmiştir (Akyüz, 2015; Güven, 2015; Safran, 2015).

Cumhuriyetin ilanından sonra ise Yeni Türk devletinin ideolojisini milli, manevi ve ahlaki değerlerle birlikte genç nesillere benimsetmek amacıyla (Bilgili, 2013) Sosyal Bilgiler kapsamına giren tarih, coğrafya ve yurt bilgisi dersleri 1924, 1926, 1930, 1932 ve 1948 programlarında bazı ufak isim değişiklikleriyle yer almıştır. Bu programlar tek disiplinli öğretim desenine göre düzenlenmiştir. İlk kez 1962 yılında yayınlanan İlkokul Programı Taslağında ilkokulun amacı “kişisel, insanlık münasebeti, ekonomik ve toplumsal hayat” bakımlarından belirlenmiş; tarih, coğrafya ve yurt bilgisi dersleri Toplum ve Ülke İncelemeleri adı altında birleştirilerek 4. sınıfta 6, 5. sınıfta ise 5 saat olmak üzere okutulması kararlaştırılmıştır (Erden, tarihsiz; Sönmez, 2010). Bu ders 1968 yılında yapılan bir değişiklik ile Sosyal Bilgiler şeklinde değiştirilmiş 4. ve 5. sınıfların her ikisinde de 5’er saat okutulması kararlaştırılmıştır (MEB, 1968). Dolayısıyla ülkemizde Sosyal Bilgiler adıyla bir ders okutulması ilk kez bu tarihte gerçekleşmiştir. Söz konusu ders, deneme niteliğindeki uygulamalar sonrasında 1975 yılından itibaren 4. ve 5. sınıfların yanı sıra ülkenin tüm ortaokullarında da okutulmaya başlanmıştır. 1968 programında ünite ve konuların ayrı ayrı yapılandırılmış olması çok disiplinli yaklaşımdan ziyade tek disiplinli yaklaşımın hala devam ettiğini göstermektedir (Semenderoğlu ve Gülersoy, 2005). Bu programda Sosyal Bilgiler dersinin ismi ve içeriği üzerinde ABD’deki Yeni Sosyal Bilgiler eğitim reformlarının etkisi olduğu söylenebilir (Erden, tarihsiz; Öztürk, Keskin ve Otluoğlu, 2012). Ancak ülkedeki alt yapı eksikliği ile mevcut öğretmenlerin nicelik ve nitelik yönünden yetersizliği ABD’nin aksine ülkemizde geleneksel yaklaşımın süregelen etkisinin uygulamalar üzerinde devam etmesine neden olmuştur. 1985 yılından itibaren Sosyal Bilgiler dersi, ortaokullarda Milli Tarih, Milli Coğrafya ve Vatandaşlık Bilgisi dersleri şeklinde ayrı ayrı okutulmaya başlanmıştır. 1997-98 eğitim-öğretim yılından itibaren ise 4., 5., 6. ve 7.

sınıflarda tekrar Sosyal Bilgiler dersi olarak okutulmaya başlanmıştır (Safran, 2015). Bilindiği gibi bu dönemde ilköğretim 8 yıla çıkarılmış ve Sosyal Bilgiler dersi 4., 5., 6. ve 7. sınıflarda haftada 3’er saat okutulmuştur. 1998 Sosyal Bilgiler programı incelendiğinde ünitelerin bir kısmı çok disiplinli yaklaşıma;

bir kısmının da disiplinler arası yaklaşıma göre desenlendiği görülmektedir.

Daha sonraki süreçte dünyada ve ülkemizde ortaya çıkan gelişmelere 1998 programının cevap verememesinin anlaşılması neticesinde bu program eğitim uzmanlarınca güncellikten uzak, yetersiz ve işlevsel olmayan bir program olarak değerlendirilmeye başlanmıştır. Bunun sonucunda yeni bir program için MEB tarafından uzun soluklu program çalışmaları başlatılmıştır. Çalışmalar sonucunda ilerlemeci felsefe ve yapılandırmacı yaklaşım doğrultusunda geliştirilen yeni programlar, 2004-2005 eğitim-öğretim yılında ülkemizin belirli yerlerinde pilot uygulaması yapılmış; 2005-2006 eğitim-öğretim döneminden itibaren ise öncelikle birinci kademe ve daha sonra ikinci kademede olmak üzere tüm okullarımızda uygulamaya konulmuştur. Bununla birlikte her program zamanla geliştirilmeye ihtiyaç duyar gerçeğinden hareketle önemli ve radikal değişiklikler getiren 2005 programı üzerinde de bazı değişikliklerin yapılması gerekli görülmüş ve 2017 yılında 2005 programı üzerinde bazı güncellemeler yapılmıştır.

Cumhuriyet döneminden günümüze kadar Sosyal Bilgilerin gelişimiyle ilgili yaşanan önemli olaylar aşağıda Şekil-2’de özetlenmiştir:

(10)

Şekil-2: Türkiye’de Sosyal Bilgiler dersinin kronolojik gelişimi 6.SOSYAL BİLGİLER DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

Bundan sonraki bölümde 2017’de yapılan güncellemeler ve değişikliklerle beraber SBDÖP’ye ilişkin bazı genel bilgilere yer verilmiştir.

6.1.Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programının Temel Felsefesi

Sosyal bilgiler, yüzyılı aşkın süredir dünya eğitim sistemini etkileyen felsefî temele sahip ve belli öğretim gelenekleri olan bir derstir (Kaymakcı ve Ata, 2012). Yaşamın her alanında bir felsefi temel olduğu gibi Sosyal Bilgiler eğitiminin de bir felsefesi ve kendine özgü bir doğası bulunmaktadır (Doğanay, 2005). Bununla birlikte dünyada meydana gelen gelişmelerin gerisinde kalmamak için 2005 yılında ülkemizde SBDÖP’nin felsefi anlayışında radikal bir değişim yaşanmıştır. Bu değişime göre, program tümüyle davranışçı yaklaşımlardan ziyade bilginin taşıdığı değeri ve bireyin var olan deneyimlerini dikkate alarak, yaşama etkin katılımını, doğru karar vermesini, sorun çözmesini destekleyici ve geliştirici bir yaklaşım doğrultusunda geliştirilmiştir (MEB, 2005). Programın temel yaklaşımı veya felsefesinin değişmesi ise programın yapısından kazanımlarına, öğrenme-öğretme durumlarından ve ölçme değerlendirme süreçlerine kadar birçok boyutunun etkilenmesine ve tepeden tırnağa yenilenmesine neden olmuştur.

Programın esas aldığı yapılandırmacı yaklaşım aslında bir öğretim modelinden öte öğrenenlerin bilgiyi nasıl oluşturduğuna ilişkin felsefi bir bilgi teorisidir (Airasian ve Walsh, 1997). Yapılandırmacı yaklaşım pragmatist felsefeden etkilenen ve temelleri John Dewey tarafından atılan ilerlemeci akıma dayanmaktadır. İlerlemeci felsefeye göre eğitimin özünü ise deneyimlerin sürekli yapılandırılması oluşturmaktadır. Ayrıca ilerlemecilik felsefesinde eğitim sürekli değişen bir olgu olarak görülür. Sürekli aynı kalan bir eğitimden söz etmek mümkün değildir (Ergün, 2012). Dolayısıyla, bu felsefeden beslenen yapılandırmacı öğrenme yaklaşımının en belirgin özelliklerinden biri, öğrenci merkezli olma ve bilgiyi keşfederek öğrenmedir (Jadallah, 2000). Yapılandırmacı yaklaşım öğrenci merkezli bir öğretimi öngörür. Bu yüzden öğrenci bilgiyi öğrenmede pasif değil aktif bir role sahiptir. Yapılandırmacı öğrenme yaklaşımında, öğrencilerin bilgilerini yapılandırarak öğrenebileceği her mekân öğrenme ortamıdır (Barbara, 2002’den Akt. Ersoy ve Kaya, 2009). Bu ortama aktif olarak katılan birey sorgular, araştırır ve elde edeceği bilgileri geçmiş yaşantıları ile ilişkilendirerek kendine özgü bir yapı kazandırır (Shunk, 1996’dan Akt. Yapıcı ve Demirdelen, 2007; Titiz, 2005). Bu süreçte öğretmen yalnızca alanına hâkim, bilgiyi aktaran ve sınıfı yöneten kişi değil; öğrencilerine rehberlik eden, saygı gösteren, farklı materyaller ve etkinlikler hazırlayan, öğrencilerini ders ve okul dışında araştırmaya yönlendiren, onlarla birlikte öğrenen, onları güdüleyip teşvik eden, öğrencilerinin problemlerini ve gelişimlerini takip eden kişi olarak nitelendirilebilir (Dinç ve Doğan, 2010; MEB, 2005; Yanpar, 2009).

(11)

2017’de güncellenen programın felsefesinde de herhangi bir değişim söz konusu değildir.

2017’de program üzerinde yapılan değişiklikler yapılandırmacı felsefeye doğrultusunda yapılmış ve bu programda vatanı ve milletine samimiyetle bağlı; bilim ve teknolojiyi etkin şekilde kullanan; gerekli teknik bilgi, birikim, beceri ve yeterliliklere sahip kuşaklar yetiştirmek hedeflenmiştir (MEB, 2017). İşte bu hedeflerin temelinde Sosyal Bilgiler programının bilimsel olgu ve araştırmalara dayanan eğitim felsefesi yatmaktadır.

6.2.Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programının Genel Amaçları

Eğitimde bireylere kazandırılmak istenen bilgi, beceri, tutum ve değer gibi özelliklerin tümü olarak ifade edilen hedefler; uzak, genel ve özel olmak üzere 3 boyutta değerlendirilebilir. Bunlardan genel ve özel hedefler, ait oldukları dersin öğretim programına göre farklılık gösterirler. Ancak her ikisi de uzun vadede uzak hedeflere hizmet eder. Örneğin Matematik dersi ile Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programlarının genel ve özel hedefleri birbirinden tamamen farklıdır. Bununla birlikte her ikisi de Türkiye Cumhuriyeti’nin politik felsefesine, çağdaş medeniyetler seviyesine çıkma arzusuna ve Türk eğitim sisteminin yetiştirmek istediği ideal insanın oluşmasına farklı yönlerden hizmet eder. Başka bir ifade ile çeşitli derslere ait öğretim programlarının sahip oldukları hem genel hem de özel hedeflerin ortak paydası uzak hedeflerdir. Bu anlamda özel hedeflerin genel hedeflerle, genel hedeflerin de uzak hedeflerle tutarlı olması beklenir.

2005 SBDÖP ile bu programın 2017’de güncellenen formatında programların genel amaçları 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu’nda ifade edilen Türk Millî Eğitimi’nin Genel Amaçları ve Temel İlkelerine uygun olarak aşağıda Tablo 1.’deki gibi ifade edilmektedir:

Tablo 1: 2005 ve 2017’de Güncellenen Programda Genel Amaçlar

2005 Programında Genel Amaçlar 2017’de Güncellenen Programda Genel Amaçlar

1.Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, vatanını ve milletini seven, haklarını bilen ve kullanan, sorumluluklarını yerine getiren, ulusal bilince sahip bir vatandaş olarak yetişir.

Bu program ile öğrencilerin:

1.Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak vatanını ve milletini seven, haklarını bilen ve kullanan, sorumluluklarını yerine getiren, millî bilince sahip birer vatandaş olarak yetişmeleri,

2.Atatürk İlke ve İnkılâplarının, Türkiye Cumhuriyetinin sosyal, kültürel ve ekonomik kalkınmasındaki yerini kavrar; lâik, demokratik, ulusal ve çağdaş değerleri yaşatmaya istekli olur.

2.Atatürk ilke ve inkılaplarının, Türkiye Cumhuriyeti’nin sosyal, kültürel ve ekonomik kalkınmasındaki yerini kavrayıp demokratik, laik, millî ve çağdaş değerleri yaşatmaya istekli olmaları,

3.Hukuk kurallarının herkes için bağlayıcı olduğunu, tüm kişi ve kuruluşların yasalar önünde eşit olduğunu gerekçeleriyle bilir.

3.Hukuk kurallarının herkes için bağlayıcı olduğunu, tüm kişi ve kuruluşların yasalar önünde eşit olduğunu gerekçeleriyle bilmeleri, 4.Türk kültürünü ve tarihini oluşturan temel öge

ve süreçleri kavrayarak, milli bilincin oluşmasını sağlayan kültürel mirasın korunması ve geliştirilmesi gerektiğini kabul eder.

4.Türk kültürünü ve tarihini oluşturan temel öge ve süreçleri kavrayarak millî bilincin oluşmasını sağlayan kültürel mirasın korunması ve geliştirilmesi gerektiğini kabul etmeleri,

5.Yaşadığı çevrenin ve dünyanın coğrafî özelliklerini tanıyarak, insanlar ile doğal çevre arasındaki etkileşimi açıklar.

5.Yaşadığı çevre ile dünyanın genel coğrafi özelliklerini tanıyarak insan ile çevre arasındaki etkileşimi açıklamaları ve mekânı algılama becerilerini geliştirmeleri,

(12)

6.Ekonominin temel kavramlarını anlayarak, kalkınmada ve uluslararası ekonomik ilişkilerde ulusal ekonominin yerini kavrar.

6.Ekonominin temel kavramlarını anlayarak kalkınmada ve uluslararası ekonomik ilişkilerde millî ekonominin yerini kavramaları,

7.Meslekleri tanır, çalışmanın toplumsal yaşamdaki önemine ve her mesleğin gerekli olduğuna inanır.

7.Çalışmanın toplumsal yaşamdaki önemine ve her mesleğin gerekli ve saygın olduğuna inanmaları,

8.Farklı dönem ve mekânlara ait tarihsel kanıtları sorgulayarak insanlar, nesneler, olaylar ve olgular arasındaki benzerlik ve farklılıkları belirler, değişim ve sürekliliği algılar.

8.Farklı dönem ve mekânlara ait tarihsel kanıtları sorgulayarak insanlar, nesneler, olaylar ve olgular arasındaki benzerlik ve farklılıkları belirlemeleri, değişim ve sürekliliği algılamaları, 9.Bilim ve teknolojinin gelişim sürecini ve

toplumsal yaşam üzerindeki etkilerini kavrayarak bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanır.

9.Bilim ve teknolojinin gelişim sürecini ve toplumsal yaşam üzerindeki etkilerini kavrayarak bilgi ve iletişim teknolojilerini bilinçli kullanmaları,

10.Bilimsel düşünmeyi temel alarak bilgiye ulaşma, bilgiyi kullanma ve üretmede bilimsel ahlakı gözetir.

10.Bilimsel düşünmeyi temel alarak bilgiye ulaşma, bilgiyi kullanma ve üretmede bilimsel ahlakı gözetmeleri,

11.Katılımın önemine inanır, kişisel ve toplumsal sorunların çözümü için kendine özgü görüşler ileri sürer.

11.Katılımın önemine inanmaları, kişisel ve toplumsal sorunların çözümü için kendine özgü görüşler ileri sürmeleri,

12.İnsan hakları, ulusal egemenlik, demokrasi, lâiklik, cumhuriyet kavramlarının tarihsel süreçleri ve günümüz Türkiye’si üzerindeki etkilerini kavrayarak, yaşamını demokratik kurallara göre düzenler.

12.İnsan hakları, ulusal egemenlik, demokrasi, laiklik, cumhuriyet kavramlarının tarihsel süreçlerini ve günümüz Türkiye’si üzerindeki etkilerini kavrayarak yaşamını demokratik kurallara göre düzenlemeleri,

13.İnsanlığın bir parçası olduğu bilincini taşıyarak, ülkesini ve dünyayı ilgilendiren konulara duyarlılık gösterir.

13.İnsanlığın bir parçası olduğu bilincini taşıyarak ülkesini ve dünyayı ilgilendiren konulara duyarlılık göstermeleri,

14.Özgür bir birey olarak fiziksel, duygusal özelliklerinin; ilgi, istek ve yeteneklerinin farkına varır.

14.Özgür birer birey olarak fiziksel, duygusal özelliklerinin; ilgi, istek ve yeteneklerinin farkına varması amaçlanmaktadır.

Çıkarılanlar Eklenenler

15.Bilgiyi uygun ve çeşitli biçimlerde (harita, grafik, tablo, küre, diyagram, zaman şeridi vb.) kullanır, düzenler ve geliştirir.

15.Doğal çevrenin ve kaynakların sınırlılığının farkına varıp çevre duyarlılığı içerisinde doğal kaynakları korumaya çalışmaları ve sürdürülebilir bir çevre anlayışına sahip olmaları,

16.Birey, toplum ve devlet arasındaki ilişkileri açıklarken, sosyal bilimlerin temel kavramlarından yararlanır.

16.Doğru ve güvenilir bilgiye ulaşma yollarını bilen bireyler olarak eleştirel düşünme becerisine sahip olmaları,

17.Farklı dönem ve mekânlardaki toplumlararası siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik etkileşimi analiz eder (MEB, 2005).

17.Toplumsal ilişkileri düzenlemek ve karşılaştığı sorunları çözmek için temel iletişim becerileri ile sosyal bilimlerin temel kavram ve yöntemlerini kullanabilmeleri,

18.Millî, manevi değerleri temel alarak ve evrensel değerleri benimseyerek erdemli insan olmanın önemini ve yollarını bilmeleri, amaçlanmaktadır (MEB, 2017).

(13)

Tablo 1’de de görüldüğü gibi 2005 programında toplam 17 genel amaç, 2017’deki programda ise toplam 18 genel amaç yer almıştır. Yapılan değişikliklerle söz konusu 18 genel amacın 14’ü bazı küçük değişikliklerle (örneğin ulusal sözcüğü yerine milli sözcüğünün kullanılması gibi) ve eklemelerle (örneğin “… iletişim teknolojilerini kullanır” ifadesi yerine, “… iletişim teknolojilerini bilinçli kullanır”

gibi) aynen alınmış; bununla birlikte 3 genel amaç çıkarılırken 4 genel amaç ise ilk kez eklenmiştir. Söz konusu bu yeni 4 genel amaç incelendiğinde çevre duyarlılığı, eleştirel düşünme becerisi, temel iletişim becerileriyle sosyal bilimlerin kavram ve yöntemleri, milli ve manevi değerleri benimseyen erdemli insan temalarına vurgu yapıldığı görülmektedir.

Söz konusu genel amaçlar ile hem vatanını, milletini, bayrağını seven, sorumluluklarını bilen ve milli değerleri özümsemiş milli vatandaşlar hem de dünyadaki gelişmelere duyarlı, demokrasi ve insan hakları gibi evrensel değerlere bağlı küresel vatandaşlar yetiştirmek amaçlanmıştır. Böylece insan yaşamını ilgilendiren konularda çocuklara çeşitli bilgi, beceri ve değer kazandırılarak onların çok yönlü gelişimlerine ve belli bir bilinç düzeyine ulaşmalarına katkı sağlamak hedeflenmiştir.

Genel olarak dünyadaki çeşitli ülkelerde Sosyal Bilgiler öğretim programının amaçları incelendiğinde büyük benzerlikler olduğu görülmektedir. Örneğin ABD’de demokratik bir toplumun vatandaşları olarak gençlerin karar verme becerilerini geliştirmek ve üretken olmalarını sağlamak, Finlandiya’da öğrencileri toplumda aktif, sorumluluk sahibi, etkin, çeşitli beceri ve değerleri kazanmış demokratik vatandaşlar olarak yetiştirmek, Kanada’da öğrencilere geresinim duydukları bilgi, beceri ve yetenekleri kazandırmak, Jamaika’da bireyleri 21. yüzyılın meydan okumalarına karşı hazırlamak ve onları dünya vatandaşı olarak yetiştirmek, Norveç’te demokratik değerleri kazanmış, çevresini tanıyan etkin vatandaşlar yetiştirmek, Pakistan’da demokratik ve katılımcı bireyler yetiştirmek ve ulusal kimlik kazandırmak, İran’da ülkesine, devletine, İslam dinine ve Şia mezhebine gönülden bağlı İran vatandaşı yetiştirmek amaçlanmıştır (Öztürk ve Deveci, 2011).

Ülkemizdeki Sosyal Bilgiler programının en genel amacı ise diğer ülkelerdekine benzer bir şekilde etkin, üretken ve sorumlu vatandaşlar yetiştirmektir. Böylece her ülke kendi vatandaşlarında görmek istedikleri özellikleri ilgili öğretim programlarına yansıtmaktadır. Genel amaçların kapsamına bakıldığında çağdaş sosyal bilgiler anlayışı doğrultusunda daha çok ulusal olmak üzere hem ulusal hem de evrensel özellikler taşıdıkları görülmektedir. Ayrıca genel amaçların içerik açısından bilgi, beceri ve değer temelli davranışlar kazandırmayı hedefledikleri anlaşılmaktadır.

6.3.Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programının Yapısı

2017’ de güncellenen SBDÖP’de öğrenme alanlarındaki konular için ünite isimleri belirlenmemiştir. Bununla birlikte her öğrenme alanının farklı sınıf seviyelerinde farklı isimlerle üniteye dönüştürülebileceği ifade edilmiştir. Bu nedenle programın yapısı başlığı altında “öğrenme alanları ve kazanımlar” alt başlıklarına yer verilmiştir.

6.3.1.Öğrenme alanları

Öğrenme alanı; öğrencilere sunulmak üzere sosyal bilgiler dersinin bilgi kaynağını oluşturan disiplinlerden alınan içeriğin program felsefesi doğrultusunda kazanım, kavram, bilgi, beceri ve değer gibi boyutlarla uyumlu bir şekilde kurgulandığı alanlardır. Bu anlamda öğrenme alanlarında içerik programın temel ögeleri dikkate alınarak düzenlendiği için kendi içlerinde bir bütünlük gösterirler.

Bunun yanı sıra içeriği oluşturan sosyal bilimler birbirleriyle yakın ilişkili olduklarından dolayı öğrenme alanlarının da kaçınılmaz olarak birbirleriyle ilişkileri söz konusudur.

MEB’e (2005) göre öğrenme alanı, birbiriyle ilişkili beceri, tema ve kavramların bir bütün olarak görülebildiği, öğrenmeyi organize eden yapı olarak tanımlanmaktadır. Öğrenme alanları, sosyal

(14)

bilgilerin bilgi temelini oluşturan bilim dallarını temsil etmektedir (Doğanay, 2008). Bu yüzden öğrenme alanlarında yer alan kazanımların içeriği yansıttığı kolaylıkla görülebilir. Sosyal Bilgilerde içerik, disiplinler arası ve bütüncül yaklaşıma göre yapılandırılır. Bu yüzden içerik tek bir disiplin üzerinden değil içeriği ilgilendiren birçok disiplinle ilgili tüm boyutlar harmanlanarak birbirine entegre edilerek sunulur. Böylece içeriğin hem bilgi, beceri ve değer boyutlarıyla ilişkisi hem de ilgili birçok disiplinle ilişkisi öğrenciler tarafından bir bütünlük içinde daha kolay bir şekilde görülmektedir. Sönmez’e (2010) göre tek tek disiplinlere ait ayrıntılı bilgilere bu yaklaşımda yer verilemez. Dolayısıyla sosyal bilgiler, insanların demokratik aktif vatandaşlar olarak yetişmesi için sahip olduğu sosyal bilim ve tarih içeriğini disiplinler arası ve bütüncül bir yaklaşımla ele alır (Sunal ve Haas, 2005: 10). Bunun yanı sıra sosyal bilgiler öğrenme alanlarına ait içeriğin sıralanmasında ise genişleyen çevre programı ve sarmal (spiral) yaklaşım kullanılmaktadır. Genişleyen çevre programının özü çocukların öncelikli olarak kendilerine en yakın olanı, büyüdükçe de giderek kendilerinden daha uzakta olan insanları, yerleri ve kültürleri öğrenmeleriyle ilgilidir. Burada çocuğun kendisi, ailesi, okulu, mahallesi, ili, bölgesi, ülkesi ve dünya sıralaması söz konusudur (Zarillo, 2012/2016). Bu sıralama içeriğin yakından uzağa ilkesi doğrultusunda verildiğini göstermektedir. Bununla birlikte programda baştan sona bu yaklaşıma mutlak bir şekilde bağlı kalındığı da söylenemez. Örneğin MEB’e (2005) göre Küresel Bağlantılar öğrenme alanındaki konular, yakından uzağa ilkesine göre değil öğrencilerin ilgi ve ihtiyaçları dikkate alınarak oluşturulmuştur. Sarmal yaklaşımda ise sınıf düzeyi ilerledikçe içeriği oluşturan birbirleriyle bağlantılı konuların detayı, kapsamı ve zorluğu giderek artış gösterir. Böylece hem 2005 hem de 2017’de güncellenen programda genişleyen çevre ve sarmal program yaklaşımları esnek bir şekilde yapısı uygun olan içeriğin sıralamasında dikkate alındığından 4. sınıftan 7. sınıfa kadar öğrenme alanları hem genişleyerek hem de derinleşerek yer almaktadır.

Bilindiği gibi söz konusu içeriğin temalarını oluşturan öğrenme alanları çok önemli bir değişim olarak 2005 yılındaki programda ilk kez yerini almıştı. Bu programdaki öğrenme alanları NCSS (1994) tarafından önerilen sosyal bilgiler program standartlarıyla uyumlu görülmektedir. NCSS tarafından önerilen 10 standardın dokuzu programa aynen alınmıştır. Bir tek vatandaşlık ideal ve uygulamaları yoktur (Doğanay, 2008). 2017 yılında ise yine öğrenme alanlarıyla ilgili önemli bir güncelleme daha yapılarak “etkin vatandaşlık” öğrenme alanı oluşturulmuştur. Aşağıdaki tabloda 2005 ve 2017 yılında programda yer alan öğrenme alanlarındaki değişime yer verilmiştir.

Tablo 2: 2005 ve 2017’de Güncellenen Programda Öğrenme Alanları

2005 Programında Öğrenme Alanları 2017’de Güncellenen Programda Öğrenme Alanları

1. Birey ve Toplum 1. Birey ve Toplum

2. Kültür ve Miras 2. Kültür ve Miras

3. İnsanlar, Yerler ve Çevreler 3. İnsanlar, Yerler ve Çevreler 4. Üretim, Dağıtım ve Tüketim 4. Üretim, Dağıtım ve Tüketim 5. Bilim, Teknoloji ve Toplum 5. Bilim, Teknoloji ve Toplum 6. Gruplar, Kurumlar ve Sosyal Örgütler (4. ve 5.

sınıflar)

6. Etkin Vatandaşlık

7. Güç, Yönetim ve Toplum 7. Küresel Bağlantılar 8. Küresel Bağlantılar

Zaman, Süreklilik ve Değişim (Bağımsız bir öğrenme alanı olmayıp diğer tüm öğrenme alanlarıyla ilişkilendirilmiştir.)

Tablo 2’de de görüldüğü gibi 2005 SBDÖP’nin bağımsız bir öğrenme alanı olmayan “zaman, süreklilik ve değişim” dışında 4. ve 5. sınıflarda 8 öğrenme alanı, 6 ve 7. sınıflarda ise 7 öğrenme alanının yer aldığı görülmektedir. 2017 yılında ise öğrenme alanlarıyla ilgili bazı önemli değişiklikler yapılmıştır.

Bunlar:

(15)

✓ 4. ve 5. sınıflardaki “Gruplar, Kurumlar ve Sosyal Örgütler ile Güç, Yönetim ve Toplum” öğrenme alanları birleştirilerek “Etkin Vatandaşlık” adı altında birleştirilmiştir.

✓ 6. ve 7. sınıflarda bulunan “Güç, Yönetim, Toplum” öğrenme alanı ise 4. ve 5. sınıfın devamı niteliğinde düzenlenmiş ve “Etkin Vatandaşlık” olarak değiştirilmiştir.

Bu haliyle 4. 5. 6. ve 7. sınıfların tamamında aynı isimde ve aynı sayıda toplam 7 öğrenme alanı oluşturularak program bütünlüğü sağlanmıştır.

2005 programında her ne kadar etkin vatandaşlık ile ilgili kazanım ve etkinliklere yer verilmişse de NCSS’nin (1994) önerdiği temel standartlardan biri olan “Vatandaşlık ideal ve uygulamaları” bu programda öğrenme alanı olarak yer almamıştı. Sosyal bilgiler dersinin genel amacının etkin-üretken vatandaş yetiştirmek olduğu düşünüldüğünde bir yönüyle bu durum eksiklik olarak düşünülmekteydi (Doğanay, 2008). Bu anlamda 2017’de yapılan değişiklikle etkin vatandaşlık öğrenme alanının oluşturulması olumlu bir gelişme olarak düşünülebilir.

Bunların dışında 2005 SBDÖP’de bilindiği gibi 4. ve 5. sınıflarda 8’er ünite, 6. ve 7. sınıflarda ise 7’şer ünite olmak üzere her bir öğrenme alanının altında üniteler oluşturulmuştu. Ancak 2017 yılında yapılan değişiklikle öğrenme alanlarının altında ayrıca üniteler oluşturulmasına gerek duyulmamıştır.

Bununla birlikte öğrenme alanlarının ünite olmadığı ama her öğrenme alanının farklı sınıf seviyelerinde farklı isimlerle üniteye dönüştürülebileceği ifade edilmiştir.

6.3.2.Kazanımlar

SBDÖP’nin temel felsefesi ve genel amaçları doğrultusunda sınıf düzeyi ve öğrenme alanları dikkate alınarak oluşturulan özel amaçlar; yapılandırmacı yaklaşıma uygun olarak “kazanım” şeklinde adlandırılmaktadır. Kazanım; öğrenme süreci içerisinde planlanmış ve düzenlenmiş yaşantılar sayesinde öğrencide görülmesi beklenen bilgi, beceri, tutum ve değerlere denir (MEB, 2009’den Akt.

Akengin, Bengiç, Çolak ve Taş, 2011). 2005’ten önceki programlarda davranışçı yaklaşımın etkisiyle söz konusu özel amaçlar; hedef-davranışlar şeklinde ifade edilmekte ve bunların ifadesi de yine davranışa dönük bir yaklaşım tarzıyla ifade edilmekteydi. Bununla birlikte 2005 ve sonrasında güncellenen programda, yapılandırmacı yaklaşımın etkisiyle özel amaçlar için hem kazanım ifadesi kullanılmış hem de bunlar zihinsel süreçlere önem veren bir yaklaşımla ifade edilmiştir. MEB’in (2005) ifadesiyle önceki programlarda özel amaçlar, çoğunlukla bilgi aktarımına yönelik olarak tanıma, kavrama ve açıklama gibi eylem sözcükleriyle ifade edilirken; 2005 programıyla birlikte bunlara ek olarak örnek verme, fark etme, çıkarımda bulunma, ayırt etme, sınıflandırma, oluşturma, araştırma yapma, öneri sunma ve karşılaştırma gibi daha üst düzey bilişsel seviyelerde ifadelere yer verilmiştir. Bu nedenle 2005 programı ile 2017’de güncellenen program kazanımlarının eylem bildiren yargı ifadelerinde büyük bir çeşitliliğin olduğu söylenilebilir. Dinç ve Doğan’a (2010) göre kazanım ifadelerindeki bu çeşitlilik SBDÖP’nin öğrencilerin sadece bilgiyi alıp özümsemelerini değil; aynı zamanda Sosyal Bilgiler dersi kapsamında yer alan tema ve öğrenme alanları ile ilgili kendi bilgi ve anlayışlarını oluşturmalarını amaçlamaktadır.

Bunların dışında söz konusu öğretim programlarında kazanımların geniş zamanda ve tek bir yargıyla ifade edilmesine dikkat edildiği görülmektedir. Ayrıca bazı kazanımların altında açıklama ifadeleri yer almaktadır.

Kazanımların gerçekleştirilmesi noktasında ise Sosyal Bilgiler öğretiminin aşağıdaki temel ilkeleri dikkate alınmalıdır:

✓ Yerellik,

✓ Güncellik,

✓ Disiplinler arasılık,

✓ Yansıtıcı sorgulama,

✓ Geçmiş bugün-gelecek bağlantısı,

(16)

✓ Zaman-süreklilik-değişim ve

✓ Esneklik

Ayrıca kazanımların gerçekleştirilmesi konusunda esnek bir yaklaşım benimsenmiş ve vurgulanan bu ilkeler doğrultusunda gerektiği zaman dersin işleniş sürelerinde değişiklik yapılabileceği ifade edilmiştir (MEB, 2017).

Gerek yapılan akademik çalışmalarla ulaşılan öğretmen görüşleri gerekse çeşitli platformlarda yapılan kamuoyu yoklamaları özellikle 2005 SBDÖP’deki kazanımların oldukça yoğun olduğu sonucunu ortaya koymuştur. Bunun üzerine 2017 yılında, SBDÖP güncelleme çalışmaları kapsamında sınıf düzeylerine göre kazanımlarda bazı önemli değişiklikler ve kazanımların azaltılması suretiyle sadeleştirmeler yapılmıştır. Aşağıdaki Tablo 3.’te 2005 ve 2017’de kazanımların sayılarında yapılan değişiklikler yer almaktadır.

Tablo 3: 2005 ve 2017’de Güncellenen Programda Kazanımlar Sınıf Düzeyi

2005 Programı 2017-Güncellenen Program Kazanım Sayıları Kazanım Sayıları

4.Sınıf 46 34

5.Sınıf 47 34

6.Sınıf 43 36

7.Sınıf 39 32

TOPLAM 175 136

Tablo 3’te görüldüğü gibi 2005 SBDÖP’de toplam 175 kazanım yer alırken 2017 yılında yapılan sadeleştirme çalışmaları sonucunda kazanım sayısı azaltılarak 134’e düşürülmüştür. Buna göre 4. sınıfta 12 kazanım, 5. sınıfta 13 kazanım, 6. ve 7. sınıfta da 7’şer kazanım olmak üzere toplam 39 kazanım eksilmiştir. Bu rakam güncellenen programda kazanımların %22.29’luk bir oranda azaldığını göstermektedir.

2017’de güncellenen öğretim programındaki kazanımlar 3 şekilde sınıflandırılabilir. Bunlar:

✓ 2005 programından aynen alınan kazanımlar

✓ 2005 programından bazı değişiklikler yapılarak alınan kazanımlar

✓ Tamamen yeni oluşturulan kazanımlardır.

2017’de güncellenen SBDÖP’de kazanım kodlaması ise aşağıda Şekil-3’te gösterilmiştir.

Şekil-3: 2017’de Güncellenen Programda Kazanım Kodlaması (MEB, 2017).

Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programı’ndaki bu yeni kodlama sistemi; 1. Sırada dersin adı, 2.

Sırada sınıf düzeyi, 3. Sırada öğrenme alanı numarası ve 4. Sırada da kazanım numarası sıralamasıyla aralarına nokta konularak oluşturulmuştur.

(17)

6.4.Beceriler

Kelime karşılığı ustalık, maharet anlamına gelen beceri; kişinin yatkınlık ve öğrenime bağlı olarak biri işi başarma ve bir işlemi amaca uygun olarak sonuçlandırma yeteneğidir (TDK). Beceri, öğrencilerde öğrenme süreci içerisinde kazanılması, geliştirilmesi ve yaşama aktarılması tasarlanan, bir işi yapabilmek veya bir konuyu işleyebilmek için gereken yatkınlıktır (Ata, 2009). Başka bir ifadeyle beceri, öğrencilerin zihinlerinde yapılandırdıkları bilgileri organize ederek onları günlük yaşamlarına başarılı bir şekilde transfer edebilme ve davranış olarak gösterebilme maharetidir.

Eğitim süreci ile kazanılan beceriler, bireyin yaşam standartlarını geliştirmesinin yanı sıra ülkelerin küresel rekabet kapasitelerine ve demokratik gelişimlerine de önemli katkılarda bulunmaktadır. Bu nedenle günümüzde ülkeler, öğrencilerini sorumluluk sahibi, eleştirel düşünebilen, problem çözme ve karar verme becerileri yüksek bireyler olarak hayata hazırlamaya imkân sağlayacak öğretim programları üzerinde çalışmaktadırlar (MEB, 2017). Artık öğretim programlarının en önemli boyutlarından biri olan beceriler, son yıllarda yaşanan sosyal, ekonomik, politik ve teknolojik gelişmelere paralel olarak giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Özellikle yaşamın gittikçe karmaşıklaşması farklı alanlarda beceri yönü gelişmiş insanlara olan ihtiyacı arttırmıştır (Mutluer, 2013). Bu ihtiyaç kaçınılmaz olarak SBDÖP ile birlikte diğer öğretim programlarına da yansımıştır. Bu konuda ilk önemli adım ise 2005 yılında uygulamaya konan programlarda görülmüştür. 2005 SBDÖP’de dokuz temel ve altı alan becerisi olmak üzere toplam on beş beceri yer almıştır. Daha sonra becerilerin artan önemine binaen 2017’de güncellenen SBDÖP’de bu sayı 26’ya çıkmıştır.

SBÖP’de dâhil olmak üzere 2017’de güncellenen öğretim programlarında yer alan temel beceriler Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi’ne (TYÇ) göre ele alınmıştır. Bakanlar Kurulunun 2015/8213 sayılı Kararı’yla 19 Kasım 2015 tarihli ve 29537 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren TYÇ, ilk, orta ve yükseköğretim dâhil, meslekî, genel ve akademik eğitim ve öğretim programları ve diğer öğrenme yollarıyla kazanılan tüm yeterlilik esaslarını gösteren ulusal yeterlilikler çerçevesidir. Çok geniş çaplı bir katılımla hazırlanan TYÇ’de hayat boyu öğrenme kapsamında her bireyin kazanması beklenen sekiz anahtar yetkinlik bulunmaktadır. Bunlar; ana dilde iletişim, yabancı dillerde iletişim, matematiksel yetkinlik ve bilim/teknolojide temel yetkinlikler, dijital yetkinlik, öğrenmeyi öğrenme, sosyal ve vatandaşlıkla ilgili yetkinlikler, inisiyatif alma ve girişimcilik algısı, kültürel farkındalık ve ifade şeklinde ifade edilmektedir (MEB, 2017).

Elbette Sosyal Bilgiler programları bir yandan demokratik vatandaşlığı teşvik etme ve çeşitli sosyal bilim içeriklerini öğretme hedeflerine sağdık kalırken, diğer yandan da öğrencilerin yaratıcılık, iletişim, işbirliği, medya okuryazarlığı, liderlik ve sorumluluk gibi “21.yy becerileri”ni geliştirmelerine yardımcı olmayı hedeflemektedir (Zarillo, 2012/2016). Dolayısıyla yaşanan gelişmelere ve değişimlere kolayca uyum sağlayabilecek etkin ve üretken vatandaşların toplumda yer alabilmesi için SBDÖP’de yer alan becerilerin çocuklara kazandırılması önemli görülmektedir.

Sonuçta giderek önem kazanan beceri eğitimi 2017’de güncellenen programda da kendini göstermiş ve bu programda becerilerin ağırlığı arttırılmıştır. 2005 programı ile 2017 yılında güncellenen programda öğrencilere kazandırılması öngörülen beceriler aşağıda Tablo 4.’te verilmiştir.

Tablo 4: 2005 ve 2017’de Güncellenen Programda Beceriler 2005 Programında Yer Alan

Beceriler

2017’de Güncellenen Programda Yer Alan Beceriler

1.Eleştirel düşünme 2.İletişim

3.Araştırma 4.Problem çözme

1.Eleştirel düşünme 2.İletişim

3.Araştırma 4.Problem çözme

(18)

5.Karar verme 6.Girişimcilik

7.Türkçe’yi doğru, güzel ve etkili kullanma 8.Gözlem

9.Mekânı algılama

10.Zaman ve kronolojiyi algılama 11.Değişim ve sürekliliği algılama 12.Sosyal katılım

13.Empati

14.Yaratıcı düşünme*

15.Bilgi teknolojilerini kullanma*

5.Karar verme 6.Girişimcilik

7.Türkçe’yi doğru, güzel ve etkili kullanma 8.Gözlem

9.Mekânı algılama

10.Zaman ve kronolojiyi algılama 11.Değişim ve sürekliliği algılama 12.Sosyal katılım

13.Empati

14. Çevre okuryazarlığı**

15. Dijital okuryazarlık**

16. Finansal okuryazarlık**

17. Harita okuryazarlığı**

18. İş birliği**

19. Kalıp yargı ve önyargıyı fark etme**

20. Kanıt kullanma**

21. Konum analizi**

22. Medya okuryazarlığı**

23. Öz denetim**

24. Politik okuryazarlık**

25. Tablo, grafik ve diyagram çizme ve yorumlama**

26. Yenilikçi düşünme**

*2005 programında yer alıp, 2017’de güncellenen programdan çıkarılan beceriler

**2017’de güncellenen programa ilk kez eklenen beceriler

Tablo 4’te görüldüğü gibi 2005 öğretim programında yer alan 15 becerinin 13’ü 2017’de güncellenen yeni programa aynen alınmış ancak bunlardan 2’si olan yaratıcı düşünme ve bilgi teknolojilerini kullanma becerilerine ise yer verilmemiştir. Ayrıca güncellenen programa daha önceki programlarda olmayan 13 yeni beceri eklenerek toplam 26 becerinin öğrencilere kazandırılması amaçlanmıştır.

6.5.Değerler

Değer, toplumun varlık, birlik, işleyiş ve devamını sağlamak için doğru ve gerekli oldukları kabul edilen ortak düşünce, ilke ve inançlardır (Özgüven, 1999’dan Akt. MEB, 2005). Güçlü bir toplum inşa etmek için ortak değerleri benimseyen bireyler yetiştirmek gerekir. Bu anlamda öğretim programlarının tek amacı öğrencilere akademik başarı kazandırmak ve onları çeşitli bilgilerle donatmak değildir. Toplumun önem atfettiği ve kendi bireylerinde görmek istediği değerleri kazandırmak da onların en önemli amaçları arasındadır. Özellikle son yıllarda bilgi teknolojilerinde yaşanan gelişmeler ile internet, medya ve kitle iletişim araçlarının kullanımının yaygınlaşması, varlığını toplumlar üzerinde giderek daha fazla hissettiren küreselleşme olgusu toplumun değerlerinden uzaklaşmasına ve kültürel yozlaşmaya neden olmaktadır. Dolayısıyla böyle bir ortamda yeni kuşaklara hem milli ve ahlaki değerleri hem de evrensel değerleri kazandırmak öğretim programlarının en önemli kaygılarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Eğitim sistemimiz içinde Türk toplumunun kültür ve değerlerini yeni gelen kuşaklara kazandırmada lokomotif olma rolünü Sosyal Bilgiler dersi üstlendiği için söz konusu bu kaygı SBDÖP’ye de yansımaktadır. Daha önceki programlarda açıkça ifade edilmeyen değerler, ilk kez 2005’te uygulamaya konan ve 2017’de de güncellenen programın en önemli dinamiklerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. 2005 Programı, değerlerin öğrencilere kazandırılması konusunda ek bir zaman veya ders saati sunmamakla birlikte kazanımlar doğrultusunda işlenen dersler esnasında öğretmenlerin yeri geldiğinde ilgili değerleri esnek bir yaklaşımla açıklama, ahlaki muhakeme, değer analizi ve telkin

(19)

gibi yöntemler kullanarak öğrencilere kazandırmalarını öngörmüştür. Aynı anlayış 2017’de güncellenen program için de geçerli olduğundan ayrıca değer öğretme yöntem ve yaklaşımlarına tekrar yer verilmemiştir.

2005 programı ile 2017 yılında güncellenen programda öğrencilere kazandırılması öngörülen değerler aşağıda Tablo 5.’te verilmiştir.

Tablo 5: 2005 ve 2017’de Güncellenen Programda Değerler 2005 Programında Yer Alan

Değerler

2017’de Güncellenen Programda Yer Alan Değerler

1. Adil olma

2. Aile birliğine önem verme 3. Bağımsızlık

4. Barış 5. Bilimsellik 6. Çalışkanlık 7. Dayanışma 8. Duyarlılık 9. Dürüstlük 10. Estetik 11. Özgürlük 12. Saygı 13. Sevgi 14. Sorumluluk 15. Vatanseverlik 16. Yardımseverlik 17. Hoşgörü*

18. Misafirperverlik*

19.Temizlik*

20.Sağlıklı olmaya önem verme*

1. Adalet

2. Aile birliğine önem verme 3. Bağımsızlık

4. Barış 5. Bilimsellik 6. Çalışkanlık 7. Dayanışma 8. Duyarlılık 9. Dürüstlük 10. Estetik 11. Özgürlük 12. Saygı 13. Sevgi 14. Sorumluluk 15. Vatanseverlik 16. Yardımseverlik 17. Eşitlik**

18. Tasarruf**

*2005 programında yer alıp, 2017’de güncellenen programdan çıkarılan değerler

**2017’de güncellenen programa ilk kez eklenen değerler

Tablo 5’te görüldüğü gibi 2005 öğretim programında yer alan 20 değerin 16’sına 2017’de güncellenen yeni programda da yer verilmiştir. Bunlar içinde 2005’te adil olma değeri 2017’de adalet şeklinde değiştirilmiştir. Bununla birlikte 2005 programında olduğu halde 2017’deki programdan hoşgörü, misafirperverlik, temizlik ve sağlıklı olmaya önem verme değerleri çıkarılmış; eşitlik ve tasarruf değerleri ise eklenmiştir. Böylece toplam 18 değerin öğrencilere kazandırılması amaçlanmıştır.

Sosyal Bilgiler dersi kapsamında öğrencilerin sırasıyla değerlerin farkına varmaları, değerlerin toplumsal yaşamdaki önemini kavramaları ve son olarak da değerleri içselleştirerek onları davranışlarına yansıtmaları beklenir. İçselleştirdiği değerleri davranışlarına yansıtabilen bireyler daha sağlıklı toplumsal ilişkiler geliştirir ve böylece toplumsal uyumları daha da kolay olur.

Ayrıca 2017’de güncellenen SBDÖP’ye göre hangi öğrenme alanı ve sınıf düzeyinde hangi değerin ön plana çıktığı aşağıda Tablo 6.’da gösterilmiştir.

Tablo 6: 2017’de Güncellenen Programda Sınıf Düzeyi ve Öğrenme Alanlarına Göre Ön Plana Çıkan Değerler Öğrenme

Alanları

4. sınıf 5. sınıf 6. sınıf 7. sınıf

(20)

1. Birey ve Toplum

saygı, sorumluluk bilimsellik, aile birliğine önem verme, sorumluluk

dayanışma, yardımseverlik

özgürlük, sorumluluk

2. Kültür ve Miras

aile birliğine önem verme, kültürel mirasa duyarlılık, vatanseverlik

estetik, kültürel mirasa duyarlılık

kültürel mirasa duyarlılık

kültürel mirasa duyarlılık, estetik

3. İnsanlar, Yerler ve Çevreler

doğal çevreye duyarlılık

doğal çevreye duyarlılık, dayanışma

vatanseverlik, doğal çevreye duyarlılık

özgürlük

4. Üretim, Dağıtım ve Tüketim

sorumluluk, tasarruf

öz güven vatanseverlik, doğal çevreye karşı duyarlılık, sorumluluk

dayanışma, dürüstlük, çalışkanlık

5. Bilim, Teknoloji ve Toplum

bilimsellik, doğal çevreye duyarlılık

dürüstlük, çalışkanlık, bilim etiği

bilimsellik öz güven, bilimsellik, özgürlük 6. Etkin

Vatandaşlık

sorumluluk, bağımsızlık

özgürlük ve bağımsızlık

demokratik tutum ve eşitlik

demokratik tutum, barış 7. Küresel

Bağlantılar

kültürel mirasa duyarlılık ve saygı

kültürel mirasa duyarlılık

kültürel mirasa duyarlılık

barış, saygı

Buna göre genel olarak Birey ve Toplum öğrenme alanında sorumluluk değerinin; Kültür ve Miras öğrenme alanında kültürel mirasa duyarlılık değerinin; İnsanlar, Yerler ve Çevreler öğrenme alanında doğal çevreye duyarlılık değerinin; Üretim, Dağıtım ve Tüketim öğrenme alanında sorumluluk değerinin; Bilim, Teknoloji ve Toplum öğrenme alanında bilimsellik değerinin; Etkin Vatandaşlık öğrenme alanında demokratik tutum ve bağımsızlık değerlerinin ve Küresel Bağlantılar öğrenme alanında ise kültürel mirasa duyarlılık ve saygı değerlerinin ön plana çıktığı görülmektedir. MEB’e (2017) göre bu değerler, öğrencilere hissettirilerek ve yaşantısal hâle getirilerek örtük bir biçimde kazandırılmaya çalışılmalıdır.

6.6.Ölçme-Değerlendirme

Ölçme, belli bir niteliğin gözlenip gözlem sonucunun sayı ve sembollerle ifade edilmesidir.

Değerlendirme ise bu ölçme işleminden elde edilen ölçme sonuçlarının bir ölçüt ile karşılaştırılarak bir karara varma sürecidir (Tan, 2013; Turgut ve Baykul, 2012; Yaşar, 2011). Dolayısıyla belirlenen hedeflere ne kadar ulaşıldığını tespit etmek için yapılan ölçme-değerlendirme, öğretim programlarının en önemli boyutlarından birini oluşturmaktadır.

Eğitim öğretim sürecinde ölçme ve değerlendirme faaliyetleri; tanıma, izleme (biçimlendirme- yetiştirme) ve sonuç odaklı olmak üzere üç farklı şekilde yapılabilmektedir (MEB, 2017). SBDÖP de dâhil olmak üzere 2005’ten önceki programlarda öğrencilerin ne öğrendiklerine önem verildiği için daha çok sonuç odaklı bir ölçme-değerlendirme yaklaşımı benimsenmişti. 2005’te uygulamaya konan programlarda ise buna ek olarak öğrencilerin ön öğrenmelerini belirleyen tanıma odaklı ve süreç içinde nasıl öğrendiklerini gösteren izleme odaklı ölçme-değerlendirme yaklaşımları da önem kazanmıştır.

2005 ve 2017 de güncellenen Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programları yapılandırmacı yaklaşım doğrultusunda hazırlandıkları için özellikle öğrencilerin süreç içerisinde izlenmesi, yönlendirilmesi, öğrenme güçlüklerinin belirlenerek giderilmesi, öğrencilerde anlamlı ve kalıcı öğrenmenin

Referanslar

Benzer Belgeler

Antikodon tRNA'nın diğer bir kolunda yer alır (Şekil 5.5). Belli bir antikodon taşıyan bir tRNA sadece belli bir amino asiti taşır. Bir amino asitin hangi tRNA’ya

Ondokuz Mayıs Üniversitesi İnsan Bilimleri Dergisi / Ondokuz Mayıs University Journal of Humanities Cilt / Volume: 1, Sayı / Issue: 1, Haziran / June 2020 - Samsun...

Ondokuz Mayıs Üniversitesi İnsan Bilimleri Dergisi / Ondokuz Mayıs University Journal of Humanities Cilt / Volume: 1, Sayı / Issue: 2, Aralık / December 2020 - Samsun...

b) Anlamsız (nonsense) mutasyonlar: DNA üzerinde bir baz çifti değişimi sonucu mRNA'da normalde bir amino asiti kodlayan bir kodonun yerine bir sonlanma ko- donunun (UAG, UAA,

Şekilde görüldü ğü gibi fiziksel bariyer kullanarak yapılan yerinde izolasyon için geçirimsiz siluri duvar, geçirimsiz siluri perde, metal plaka duvar veya

 Nörotisizm seviyesi yüksek olan kişilerin kaygı bozukluğu geliştirme riski daha yüksektir.... Gelecek hakkında sürekli

• 2872 sayılı Çevre Kanunu 20-e : Çevresel Etki Değerlendirmesi sürecine başlamadan veya bu süreci tamamlamadan inşaata başlayan ya da faaliyete geçenlere yapılan

▪ Bu sevgi gereksinimi o kadar yoğundur ki, kişi, kendisi için önemli olan insanlar tarafından kabul edilmeyen, sevilmeyen yönlerini veya yaşantılarının bir kısmını