• Sonuç bulunamadı

DİL EĞİTİMİNİN TEMEL KAVRAMLARI. Dr. Öğr. Üyesi Safa ÇELEBİ Ondokuz Mayıs Üniversitesi Türkçe Eğitimi A.B.D.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "DİL EĞİTİMİNİN TEMEL KAVRAMLARI. Dr. Öğr. Üyesi Safa ÇELEBİ Ondokuz Mayıs Üniversitesi Türkçe Eğitimi A.B.D."

Copied!
54
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DİL EĞİTİMİNİN

TEMEL KAVRAMLARI

Dr. Öğr. Üyesi Safa ÇELEBİ Ondokuz Mayıs Üniversitesi

Türkçe Eğitimi A.B.D.

(2)

ALOFON EŞADLILIK

İŞİTİLEBİLİRLİK AKICILIK BÜKÜMLÜLÜK

KONUŞMA HIZI

DOLGU SES

ARTİKÜLASYON BOZUKLUKLARI BOĞUMLAMA

(ARTİKÜLASYON) FONEM

KAVRAMLAR

ASPERGER SENDROMU KEKEMELİK

AFAZİ DİZARTRİ DUDAK- DAMAK

YARIKLIĞI

(3)

HAZIRLIKSIZ KONUŞMA MONOLOG

İKNA EDEREK

KONUŞMA ELEŞTİREL KONUŞMA KATILIMLI

KONUŞMA

TARTIŞMA

KELİME HAVUZUNDAN SEÇEREK KONUŞMA

GÜDÜMLÜ KONUŞMA EMPATİK KONUŞMA

HAZIRLIKLI KONUŞMA

KAVRAMLAR

SERBEST KONUŞMA YARATICI KONUŞMA

(4)

Fonem, genel anlamda insana ait olan konuşmanın ve bilimsel anlamda fonolojinin en küçük birimidir ve anlam ayırıcı ses olarak ifade edilmektedir.

Fonem, kelime veya seslemi meydana getiren en yalın unsurdur. Herhangi bir sesin bizim anladığımız manada fonem olabilmesi için muhakkak olarak dilin birliği olan kelimeyi vücuda getirmesi yani bir mana ile ortaya çıkması gerekmektedir.

Örneğin, yay sözcüğünün başındaki y sesi onu bay ve ray sözcüklerinden ayırır. Bu durumda y-ay, b-ay, r-ay sözcüklerinde /y/, /b/, /r/ farklı ses birimlerdir (Eker 2009: 235).

Fonem

(5)

Türkiye Türkçesinin resmî alfabesinde 29 fonem vardır. Bu fonemlerden herhangi birini ötekilerden ayırıp incelediğimizde seçtiğimiz bu fonemin geri kalan 28 fonemden en az bir özellik bakımından ayrılması gerekir. Bu fark onu kendi başına bir fonem olarak diğerlerinden ayırma gücüne sahiptir.

Örneğin, her konuda (oluşum noktaları, süre, çıkış yolu vs.) birbirlerinin aynı olan g/k, f/v, c/ç, p/b gibi fonem çiftleri ses tellerinin titreşip titreşmemesine geldiğinde birbirlerinden ayrılmaktadırlar. Türkçede gel ile kel, fay ile vay, cayır ile çayır, pir ile bir kelimeleri arasındaki anlam farklarının esas sebebi g/k, f/v, c/ç, p/b fonemlerinin ayırt edici özellikleridir.

Fonem

(6)

Alofon

➢Bir fonem içerisinde bulunan ufak çeşitli seslere alofon denir. Alofon (alt sesbirim, sesbirimcik): Bir fonemi gösteren ancak fonetik özellikleri birbirinden farklı olan fonların oluşturduğu alt gruplar olarak ifade edilmektedir.

➢Fonem ile alofon iç içe kavramlardır. Alofon, bir fonemi gösteren fakat bütün fonetik özellikleri her biri diğerinden farklı olan fonların meydana getirdiği alt gruplara denir.

➢Aynı seslerin farklı farklı kelimeler içinde çok daha farklı söylenmesidir ve anlam

ayırt edici olmayan seslere denir.

(7)

Alofon

➢ Aşağıdaki örneklerde farklı gibi gözüken ortak çiftler anlam bakımından aynıdır:

➢ cigara=sigara (c=s) jandarma=candarma (j=c) beg=bey (g=y) piştim=biştim (p=b) kaymak=gaymak (k=g) horaz=horoz (a=o) vs.

➢ Bölgesel ağızlardan veya kişisel sebeplerden kaynaklanan söyleyiş

farkları kelimeler üzerinde kendilerini ses farklılığı olarak gösterir. Bu

ses farklarının çoğu yeni bir sesbirim olmayıp belirli bir sesbirimin alt

sesbirimleri yani serbest değişimleridir.

(8)

Eşadlılık

• Aksan’a (1998) göre eşadlılık, her dilde aynı ses bileşiminden

oluşmuş, başka başka kavramları yansıtan sözcükler olarak

tanımlanmıştır. Eşadlılık (fr. Homonymie), gösterileni ayrı,

göstereni özdeş olan sözcüklerin özelliğidir. Örneğin bir renk

belirten “kara” ve toprak parçası anlamına gelen “kara” sözcükleri

arasında bir eşadlılık vardır” (Günay, 2007: 200).

(9)

Kişinin sesini karşısındakilere duyurabilmesi, konuşmanın başlangıcında temel şarttır. Eğer ne söylediğimizi işitemiyorlarsa dinleyicilerle iletişim kuramayız ve boşuna konuşmuş oluruz.

Konuşmacı dinleyicinin azlığı ve çokluğunu dikkate alarak konuşma yaptığı yerin en uzak noktasına kadar sesini duyurabilmelidir.

Kısık sesle konuşmak kadar gereğinden fazla yüksek sesle konuşmak da hatalı bir davranıştır. İki durumdaki konuşmacılar tedirginlik ve gerilim yaratırlar.

İşitilebilirlik

İYİ BİR KONUŞMA SESİNİN NİTELİKLERİ

(10)

Bir konuşmanın rahat ve kolay anlaşılması sözcüklerin dile dolaşmaması dinleyicilerin rahatsız olmadan anlayabilmeleri durumuna akıcılık denir.

Akıcılık, konuşmanın ses, nefes, boğumlama, vurgu, tonlama, söyleyiş rahatlığı, konuşma hızı bakımından uyumlu olması demektir.

Genelde konuşmanın hızıyla ilgilidir. Karşınızdaki kişilerin algılamakta zorluk çekmeyecekleri bir hızda, yumuşak tonda (bağırmadan ve fısıldamadan), vurgu hataları yapmadan, sözcükleri birbirine karıştırıp yuvarlamadan söz söylemeye çalışmalısınız.

Akıcılık

(11)

Bükümlülük, sesin tekdüze değil hareketli çıkarılması demektir.

Ses yerine göre yükselip alçalabilmeli, farklı tonları çıkarabilecek esneklikte olmalıdır.

Sesimizi kullanırken mutlaka tekdüzelikten kaçınmalıyız. Esnek (bükümlü) olmayan, tekdüze (monoton) bir ses, sıkıcıdır ve ilgiyi dağıtır. Yerinde yapacağımız ton ve hız değişiklikleri ve vurgularla sesimize esneklik kazandırabiliriz.

Esneklik (Bükümlülük)

(12)

Konuşma hızı

(13)

• Boğumlama seslemlerin ve sözcüklerin anlaşılır bir şekilde çıkarılması, ses yolunun sesleri çıkarma sırasında belli konumlara girmesi demektir.

• Boğumlama dizgesinde yer alan organların sesin oluşmasında doğru konumlara girmeleri sayesinde sesler doğru bir şekilde çıkarılmakta ve bu sayede konuşma ahenk kazanarak daha etkili hale gelecektir.

• Çene açısını sağlayamamaktan, dilini doğru bir şekilde hareket ettirememekten çok alçak ya da yüksek sesle konuşmaktan dolayı boğumlama sorunlarıyla karşılaşılmaktadır.

Boğumlama/Eklemleme/Artikülasyon

(14)

Boğumlama Dizgesindeki Organlar

• DİL

• DUDAKLAR

• KÜÇÜK DİL

• YUMUŞAK DAMAK

• DİŞLER

• DİŞ SETİ

• SERT DAMAK

• YUTAK BOŞLUĞU

• AĞIZ BOŞLUĞU

• GENİZ BOŞLUĞU

BOĞUMLAMA

DİZGESİ

(15)

Artikülasyon/ Boğumlama Bozuklukları

• Gevşeklik: “En yaygın olan boğumlanma kusurudur. Boğumlanma tembelliğinden kaynaklanan bu kusur, sesleri ve heceleri yayarak söylemektir.

• Değiştirme: Bir ünsüzün yerine başka bir ünsüzü söyleme alışkanlığı olup birçok çeşitleri vardır. Sert ünsüzlerle olanına sık rastlanır (zeleştirme) (j) yerine (z) söylemektir. Örneğin:

(şarj) yerine (şarz),

• Gılama: “/ r / ünsüzünün boğazdan çıkarılmasıdır. Sevimsiz bir boğumlanma biçimidir.

• Islıklama: “/ s / ünsüzünün şiddetli çıkarılmasından kaynaklanır. Islıklama, dilin üst dişlerin iç tarafına dayanması sonucu havanın dişlerin arasından sızmasından kaynaklanır (Güler ve Hengirmen, 2005: 156).

(16)

Artikülasyon/ Boğumlama Bozuklukları

• Hızlı boğumlama: “Bu da, ağır boğumlamanın tersine, hızdan ötürü ne söylediği belli olmayan bir geveleme havası yaratır. Aynı biçimde üstünde durulmalıdır”

• Ağır boğumlama: Sözcük içindeki hecelerin uzatılması, tümcelerin söylenişinin geciktirilmesiyle belirirler.

• Yerleştirme: Bazı yerine veya arasına (y) ünsüzünü sıkıştırmaktan ileri gelir. (Müezzin) yerine (meyzin) gibi.

• Atlama: Konuşurken bazı sesleri ya da heceleri söylememektir. Düzeltilmediğinde, üstüne

düşülmediğinde alışkanlık haline gelebilir. Türkçeyi çok iyi konuştuğu varsayılan insanların bile zaman zaman yaptıkları bu hatanın, umursamazlıktan ve acelecilikten kaynaklandığını ifade etmek yanlış

olmaz. Önüne geçmek için mutlaka konuşma hızını ve harflerin, hecelerin çıkışlarına dikkat etmek gerekir’’ (Çevik, 2002: 77). Örnek: merhaba yerine meraba, galatasaray yerine gassaray

(17)

DOLGU SES

Konuşma becerisiyle ilgili bir kavramdır. Konuşmanın akıcı bir şekilde gerçekleşebilmesi için bilgilerin hızlı bir şekilde uzun süreli bellekten kısa süreli belleğe aktarılması gerekmektedir .

Konuşma sırasında, uzun süreli bellekten çağrılan bilgi çeşitli nedenlere bağlı

olarak kısa süreli belleğe hızlı ve akıcı bir şekilde aktarılmadığı zaman konuşmada

gereksiz duraklamalar ve susmalar meydana gelmektedir . Bu süreçte konuşmacı ,

gereksiz durma ve susmaların yerine ‘eee, ııı ,ooo’ gibi dolgu sesler kullanmaya

başlar. Dolgu seslerin sıklıkla çıkarılması dinleyici veya dinleyicilerin dikkatlerinin

dağılmasına neden olmaktadır.

(18)

ASPERGER SENDROMU NEDİR?

Asperger sendromu çocukluk döneminde başlayan ve sosyal etkileşimi zorlaştıran bir sorundur. En önemli belirtileri aşırı içe kapanıklık, iletişim sorunu ve beceri zayıflığıdır. Genel özellikleri itibarı ile otizme benzer.

Tıpkı otizm gibi, asperger sendromu da nedeni tam olarak bilinmeyen ve bir ömür yaşamı etkileyen bir rahatsızlıktır.

Otizmden farklı olarak dil ve konuşma becerisinde gelişim geriliği yoktur. Asperger sendromunun belirtileri, diğer otizm spektrum bozukluklarından farklı olarak genellikle kendini daha büyük çocuklarda göstermektedir.

(19)

ASPERGER SENDROMU NEDİR?

Genellikle 4-11 yaşları arasında Asperger sendromu tanısı konulmakta olup, Aspergerin tipik özellikleri olan sosyal etkileşimde bozukluk, tekrarlayıcı davranışlar, bilişsel gelişim eksikliği ve aşırı içe kapanıklık aranır. Otizmde olduğu gibi Asperger sendromunda da erken tanı çok önemlidir. Belirtileri: Konuşabilmelerine rağmen sohbeti başlatma ve sürdürmede zorluk yaşarlar. Rutini sever, değişiklikten hoşlanmazlar. Aşırı derecede içine kapanıktırlar. Tekrarlayıcı davranışlar sergiler, tekdüze konuşurlar. Karşısındaki konuşurken değişen ses tonunu anlamaz, esprileri algılayamazlar.

(20)

• Kekemelik, konuşma akışında tutukluk, bir sözcük ya da sesi tekrarlayarak duraklama, sesi uzatma, anlamlı bir konuşmada psikolojik, nörolojik ve fizyolojik bir ritim bozukluğu olarak tanımlanmaktadır (Erol 1978, APA 2000).

• Kekeme çocukların %51'inde ayrılık kaygısı yaratan zedeleyici yaşantılar, örneğin; annenin ölümü, anneden ayrılma, kardeşin doğumu, okula başlama ve okul sorunları belirlenmiştir. Ülkemizde yapılan bir çalışmada; incelenen 75 çocuktan 43'ünde (%58.6) kekemelik başlangıcında psikososyal ruhsal gerilim etkeni belirlenmiştir.

Kekemelik

(21)

Kekemelik

Kekemelik, sadece bir konuşma engeli değildir. Sosyal yaşantı içerisinde bir engeldir. Toplum, sözel iletişime önem verir ve üyelerinin rahat, akıcı konuşmalarını bekler. Kekeme olmak, kişiye farklı bir sosyal ve ekonomik dezavantaj yükler.

Kekemeler konuşmalarının ne zaman akıcı olacağından veya kekemeliğin ne zaman ortaya çıkacağından emin değillerdir.

Kekeleyen kişiler, özellikle çocuklar, hayal kırıklığı, utanma ve

kızgınlık hissedebilirler. Bu olumsuz duyguların, bireyin benlik

imgesi üzerinde zararlı etkileri de olabilir (Swan, 1993).

(22)

• Konuşmada doğru kelimeleri bulma, anlama, okuma, yazma, ve mimik yapma dil kullanımının birer parçasıdır. Bu parçalardan bir veya daha çoğunun beyin hasarı neticesinde işlevini yitirmesine afazi denilmektedir. Bu nedenle afazi bireyin söylemek istediğini artık söyleyememesi anlamına gelmektedir. Kişi dili artık kullanamamaktadır.

Afazinin beraberinde felç görülebilir ve/veya aşağıdakilerle ilgili sorunlar yaşanabilir:

• Bireyler artık aynı anda iki işi yapamaz hale gelirler. Afaziye sebep olan bu tür beyin hasarının nedeni genellikle kan damarlarında oluşan bozukluklardır. Bu tür bir bozukluk aynı zamanda inme, beyin kanaması, olarak da adlandırılmaktadır. Afazi oluşumunun diğer sebepleri arasında sarsıntı (beyinin bir kaza sonucunda hasar görmesi gibi) veya beyin tümörü gösterilebilir.

Afazi

(23)

Dizartri

• Dizartri, merkezi sinir sistemi ve/veya çevresel sinir sistemi ya da her iki sistem hasarına bağlı olarak konuşma düzeneğini kontrol eden kas kontrolünde anormallik, koordinasyon bozukluğu ile karakterize paralizi sonucu konuşmanın solunum, fonasyon, rezonans, sesletim ve prozodik özelliklerinin etkilendiği, dolayısı ile anlaşılabilirlik özelliğinin sınırlandığı bir motor konuşma bozukluğudur.

• Serebrovasküler olaylar, travmatik beyin hasarları, tümörler, serebral palsi,

parkinson gibi nörojenik hastalıklarla birlikte sıkça gözlenmektedir. Sinir

sistemindeki farklı lezyon yerleri farklı dizartri tiplerini oluşturmaktadır.

(24)

• Damak yarıklığı; dudak, sert damak, yumuşak damak, diş, burun gibi yapıların birinin ya da birden fazlasının yapısal olarak bozuk olmasına ve bu organların artikülasyon için gerekli olan hareketleri uygun bir biçimde yapamamasına neden olmaktadır.

• Ülkemizde yapılan bir araştırmaya göre her 1000 doğumda 1 dudak damak yarığı görülmektedir (Tunçbilek, 1973; akt. Aras, 1996). Bugün için ülkemizde ilk ameliyatlarını oldukları halde çeşitli estetik, diş-çene ve konuşma bozuklukları ile yaşamına devam eden birçok dudak- damak yarığı hastası bulunuyor. Oysa yaşanılan bu olumsuz deneyim, artık çare kalmadığı anlamına gelmiyor.

Dudak ve Damak Yarıklığı

(25)

• Konuşmanın çeşidini belirleyen yapılış amacı ve şeklidir.

Konuşmaların kimi çok kimi az hazırlık gerektirmekte hatta hazırlık süresi kişinin bilgi ve birikimlerine göre değişmekte, kimi de hazırlıksız gerçekleşmektedir. Konuşmaları

• Hazırlıklı ve

• Hazırlıksız konuşma olmak üzere iki başlık altında ele almak gerekir.

Konuşma Türleri

(26)

• Birdenbire gerçekleşen, yapılmadan önce herhangi bir araştırmaya başvurulmayan konuşmalar hazırlıksızdır. Kişinin günlük hayatı içinde herhangi bir ön hazırlık yapmadan evde, işyerinde, dinleme sırasında ve ikili ilişkilerin tümündeki konuşmalar, hazırlıksız konuşma olarak ele alınmaktadır.

• Hazırlıksız konuşmada herhangi bir hazırlık olmadığı için, doğrudan o andaki bilgi birikimimize dayalı olarak konuşmak zorunda kalırız. Bu durumlar resmî ortamlarda olmayabilir. Bu yüzden hazırlıksız konuşmaların mutlaka önceden bazı temel ilkelerinin belirlenmesi ve bu temel ilkeler çerçevesinde konuşmanın gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Konuşma Türleri

Hazırlıksız Konuşma

(27)

• Hazırlıksız konuşmalar her ne kadar ismi itibarıyla plansızlığı çağrıştırsa da her bir hazırlıksız konuşma için kısa da sürse zihinsel bir hazırlık süreci olmaktadır.

• Zihnin hazır olması, hazırlıksız bir konuşmaya güç katacaktır. Zihin, depolanmış bilgileri gözden geçirecek, seçecek, seçtiği bilgileri sıralama, sınıflama, ilişki kurma, eşleştirme, tahmin etme, ayırma ve birleştirme işlemlerine tabi tutacaktır.

• Hazırlıksız konuşmada önemli olan, bu kısa hazırlık süresini en iyi şekilde kullanabilmek ve konuşma içeriğini doğru şekilde belirleyebilmektir. Hazırlıksız konuşma üzerine verilen eğitimde çok kısa da olsa kişinin zihinsel bir plan yapmasının gerekliliği öğrenciye kavratılmalıdır.

• Herhangi bir hazırlığa ihtiyaç duymadan yapılan karşılıklı konuşmalarda içtenlik, inandırıcılık, tatlı dillilik, doğruluk, dürüstlük ve saygı ön plandadır.

Hazırlıksız Konuşma

(28)

• Yeri, zamanı, konusu ve amacı belli olan, belli bir plan çerçevesinde önceden birtakım hazırlıklar gerektiren ve belli bir dinleyici kitlesi önünde yapılan konuşmalara hazırlıklı konuşmalar denir.

• Hazırlıklı konuşmalar, hazırlıksız konuşmalara göre daha zordur.

Çünkü bu tür konuşma yapmadan önce konuşulacak konu hakkında gerekli birtakım hazırlıkların yapılması gerekmektedir.

Hazırlıklı Konuşma

(29)

• Konuşma yapan kişi, konuşması sırasında bir dinleyici grubu tarafından dikkatli bir şekilde takip edildiğinden dolayı, olması gerekenden daha fazla dikkat ve heyecana sahip olmaktadır. Bu durum, konuşmacının doğallığının önünde önemli bir engeldir (Göğüş, 1978 s. 181).

• Heyecanlı olan bir konuşmacının, konuşma sırasında hata yapma olasılığı çok yüksektir. Heyecansız yapılacak bir konuşma ise, kimseyi tatmin etmeyen, sönük bir konuşmadır. Bu sebepledir ki hazırlıklı konuşma sırasında heyecanı iyi ayarlayabilmek, başarılı bir konuşmanın ilk şartıdır. Konuşma sırasında fazla heyecanlanan kişiler ise, genellikle özgüven sorunu yaşamaktadır.

Hazırlıklı Konuşma

(30)

Monolog, bir oyunda, kişilerden birinin sahnede yalnız kaldığında kendi kendine yaptığı, duygularını, niyetlerini açığa vuran konuşma şeklinde tanımlanmaktadır. Monolog; bireyin iç dünyasının en etkili verildiği alan olduğu için edebi metinlerde içsel yaşamı sunma özelliğiyle önemli ve sıklıkla kullanılan bir anlatım tekniği olmuştur. Monolog içselliği içerdiğinden dolayı dış olaylara bağlı kalmadan zihinsel bir anlatım şeklidir. Bir ruh hâli kaydıdır, benliğin ve varoluş kaygılarının ortaya konulmasını sağlar. İnsanın saklı yönlerini en etkili biçimde sunar. Romandaki kahramanlar mutsuzluklarını, umutsuzluklarını, yaptıkları hataları ve bunun sonucunda yaşadıkları vicdan azaplarını, en derinlerdeki beklentilerini, aşklarını ruh tahlillerinin derinleşmesine olanak sağlayan monolog tekniği ile itiraf ederler.

Monoloğun; karakterin iç dünyasını kısmen ya da biçimli hâlde sözle veren anlatım teknikleri monolog, dramatik monolog, iç monolog, bilinç akışı gibi basamakları vardır.

MONOLOG

(31)

• Görme, işitme, koklama, dokunma ve tatma duyularından hareketle insan,

hayvan, bitki, eşya ve yerlerin çeşitli özelliklerini ortaya çıkarmaya betimleme denir.

• Betimleyici konuşma ise “bir nesnenin (çanta, kalem, kitap vb.), bir yerin (şehir, tiyatro, kütüphane vb.) ya da bir kişinin (bir bebek, arkadaş, öğretmen vb.) dış görünüşü hakkında” (Güneş, 2014b: 123) yapılan konuşmalardır.

• Betimleyici konuşmalarda ayrıntılar önemlidir.

• Kişi betimlemelerinde, dış görünüşle birlikte iç görünüşe ait özellikler de betimlenebilir.

Konuşma Eğitiminin Yöntem/Teknikleri

Betimleyici konuşma

(32)

Demirtaş’a (2004) göre ikna “Kaynak kişi ya da kişilerin, hedefin belirli bir ürün, birey ya da görüşe ilişkin olumlu bir tutum oluşturmasını ya da var olan tutumunu değiştirmesini

sağlama yönündeki çabası”dır.

• Tompkins (2008: 288-289) ikna etme sürecini 3 başlıkta ele alır:

• Birincisi “neden”dir. İnsanlar önerinizi kabul etmek için her zaman mantıklı sebepler ararlar.

• İkna etmenin ikinci yolu “karakter”dir. Eğer “karakter”e güvenirsek, onun önerdiklerini kabul edebiliriz.

• Üçüncü yol ise “duygu”lara hitap etmektir. Duygusal konuşmalar/yazılar, entelektüel hitaplar kadar güçlüdür.

Konuşma Eğitiminin Yöntem/Teknikleri

İkna ederek konuşma

(33)

• İkna edici konuşma beş adımda gerçekleştirilmektedir:

• Dikkat çekme

• Anlamayı sağlama

• İnandırma

• Tekrarlama

• İstenileni açıklama

https://www.youtube.com/watch?v=B21oCjO-1QU

Konuşma Eğitiminin Yöntem/Teknikleri

İkna ederek konuşma

(34)

Konuşma Eğitiminin Yöntem/Teknikleri

Amaç: Bir konu hakkındaki fikirlerin dinleyiciler tarafından kabul edilmesini ve benimsenmesini sağlamaktır.

Uygulama: İkna etme yönteminde, fikirleri destekleyen kaynaklara, güvenilir delillere, sayısal verilere yer vermek; sesini ve beden dilini etkili kullanmak önemlidir. Bu yöntemin sınıf ortamında uygulanmasında seçilen öğrenciler ya da gruplar konu hakkında farklı fikirleri savunarak karşısındakileri savundukları fikirler konusunda ikna etmeye çalışırlar. Bu yöntem uygulanmadan önce kaynaklara ulaşmaları ve delilleri toplamaları için öğrencilere süre verilmelidir.

İkna ederek konuşma

(35)

Konuşma Eğitiminin Yöntem/Teknikleri

2006 programında 1-5 Türkçe dersi programında ikna edici konuşmaya yer verilmesine rağmen 2019 Türkçe Dersi Öğretim Programında ikna edici konuşma uygulamaları 8. sınıfta yer almaktadır. Aslında alt sınıflarda da bu tekniğe yer verilmesi öğrencilerin ikna becerilerinin gelişmesine katkı sağlayacaktır.

İkna edici konuşmaya yönelik olarak öğrencilere ürün tanıtımı ve raklamı yaptırılabilir.

Güncel konular verilerek öğrencilerin benimsedikleri fikirleri arkadaşlarına kabul ettirmelerine yönelik etkinlikler yaptırılabilir.

İkna ederek konuşma

(36)

• Eleştirel konuşma tekniği ilkokul programındaki sorgulayıcı konuşma ile eşdeğer kabul edilir.

• Öğrencilerin bir konu üzerinde olumlu veya olumsuz yanlarıyla tarafız bir şekilde değerlendirerek çözüm üretme becerilerini geliştirmek amacıyla yapılan konuşma türüdür.

• Eleştirel düşünme ve çözüm üretme

• Sorgulayıcı konuşmada zihindeki duygu, düşünce ve bilgiler dikkatle seçilerek çeşitli zihinsel işlemlerden geçirilmektedir. Bunlar sıralama, sınıflama, ilişki kurma, eleştirme, özetleme, analiz sentez yapma, değerlendirme gibi işlemlerdir. Bu sebeple öğrencilerden konuşmalarında bu becerileri yansıtmaları istenirse eleştirel konuşma becerileri de gelişecektir.

Eleştirel Konuşma

Konuşma Eğitiminin Yöntem/Teknikleri

(37)

• Üzerinde durulması gereken bir kavram da eleştiridir. Genellikle toplumda eleştiri dendiğinde değerlendirilen ögenin sadece olumsuz yanlarını, hatalarını ortaya koymak şeklinde değerlendirildiği görülmektedir. Oysa eleştiri olumlu, olumsuz yönleri akılcı, mantıksal ve tarafsız bir şekilde değerlendirmektir.

• Eleştirel konuşmada yer verilmesi gereken diğer bir konu ise çözüm önerileri geliştirmek.

Yalnızca olumsuzlukları ifade etmek kolaya kaçmaktır. Önemli olan bu sorunların giderilmesi yönünde özgün ve yerinde çözümler üretmektir. Bu sayede eleştirel konuşma sorun çözme temel becerisinin gelişimine katkı sağlayacaktır.

Eleştirel Konuşma

Konuşma Eğitiminin Yöntem/Teknikleri

(38)

Amaç: Belirli bir konuyu olumlu ve olumsuz yanlarıyla ve tarafsız bir bakış açısıyla değerlendirerek yorum yapma, fikir ve çözüm üretme becerilerini geliştirmektir.

Uygulama: Konuşmacı, seçip sınırlandırmış olduğu konu ile ilgili konuşmasını hiçbir eksik kalmayacak şekilde dinleyicilerin bilgisine sunar. Beğeni ve tepkilerini tarafsız ve bilimsel verilere dayanarak ortaya koyar ve alternatif çözüm önerileri teklif eder.

Eleştirel Konuşma

Konuşma Eğitiminin Yöntem/Teknikleri

(39)

Katılımlı Konuşma

Konuşma Eğitiminin Yöntem/Teknikleri

Her konuşma karşıdaki dinleyiciye ulaşma amacıyla gerçekleştirilir. Dinleyicide karşılık bulmayan konuşma, amacını gerçekleştiremez. Bu sebeple dinleyicinin katılımını sağlamak konuşma yöntem/teknikleri içinde önemli bir yere sahiptir.

Dinleyicinin konuşmaya katılmaması sadece dinleyici durumunda kalması bir süre konuşmadan kopmasına sebep olabilir. Dinleyicinin konuşmaya katılacağını bilmesi dikkatini konuşmaya vermesini sağlar.

Peki dinleyiciyi nasıl konuşmaya katabiliriz?

2019 Türkçe Dersi Öğretim Programında katılımlı konuşma uygulamalarına 7. sınıfta yer verilmiştir.

(40)

Katılımlı Konuşma

Konuşma Eğitiminin Yöntem/Teknikleri

Amaç: Dinleyicileri konuşma sürecine katarak konunun anlaşılmasını kolaylaştırmak ve konuya farklı bakış açıları getirmektir.

Uygulama: Dinleyicileri konuşma sürecine katmak amacıyla konuşma yer yer

kesintiye uğratılarak dinleyicilerin duygu, düşünce ve sorularını iletmeleri sağlanır. Bu

amaçla konunun ilgi çekici yönleri üzerinde durulmalı, sorular sorularak dinleyicilerin

konu üzerinde düşünmeleri sağlanmalıdır.

(41)

Konuşma Eğitiminin Yöntem/Teknikleri Tartışma

Amaç: Öğrencilerin bir konu üzerinde olumlu veya olumsuz fikirler yürüterek benimsedikleri fikirleri savunma becerisini geliştirmektir.

Uygulama: Tartışılacak konu öğrenciler tarafından seçilir ve konuyla ilgili gerekli kaynaklar taranarak elde edilen bilgi ve görüşler düzenlenir. Seçilen konu, düşündürücü ve tartışmaya uygun nitelikte olmalı, belirli bir sürede ele alınmalıdır. Sınıfta herkesin düşündüğünü söyleyebileceği serbest bir ortam oluşturulmalıdır. Oluşturulan jüri tarafsız olmalıdır.

Öğretmen sınıfça seçilecek bir başkan yönetiminde tartışmayı başlatır.

(42)

Konuşma Eğitiminin Yöntem/Teknikleri

Tartışmacı konuşma

(43)

Konuşma Eğitiminin Yöntem/Teknikleri Tartışma

Başkan;

1. Tartışılan konunun nitelik ve sınırlarını dinleyicilere iyice açıklamalı,

2. Tartışma sürecinde konu dışına çıkılmadan, tartışanların düşüncelerini rahatlıkla söyleyebilecekleri bir ortam oluşturmalı,

3. Belirlenen yönteme uygun olarak ortaya çıkan fikirleri oylamaya sunmalı ve rapor hazırlatmalı, 4. Yerine göre tartışmaya katılmalı, soru sormalı, zaman zaman konuşulanların özetini yapmalı, 5. Uzun konuşanlara ve konunun dışına çıkanlara uyarılarda bulunmalı,

6. Kendi duygu ve düşüncelerini belirtmekten kaçınmalı; tartışan grupların fikirlerine önderlik ederek tarafsız kalmalıdır.

(44)

Tartışmacı;

1. Tartışma sırasında konuşmacının sözünü kesmemeli, 2. Konu dışına çıkmamalı,

3. Verdiği örnekler, fikirleri destekleyecek nitelikte olmalı,

4. Tartışmanın, bir amaç değil, gerçeği bulmak için bir araç olduğunu akıldan çıkarmamalı, karşılıklı saygı ve hoşgörü içerisinde olmasına özen göstermelidir.

Konuşma Eğitiminin Yöntem/Teknikleri

Tartışma

(45)

Konuşma Eğitiminin Yöntem/Teknikleri Empatik Konuşma

Bir kişinin kendisini karşısındaki kişinin yerine koyarak olaylara onun bakış açısıyla bakması, o kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlaması, hissetmesi ve bu durumu ona iletmesi sürecidir.

• Empati üç aşamadan oluşur. Bunlar:

• Birinci Aşama: Olayları karşımızdaki gibi algılamaya çalışmak

• İkinci Aşama: Karşımızdakinin duygu ve düşüncelerini doğru olarak anlamak

• Üçüncü Aşama: Kendisini anladığımızı karşımızdakine sözlerimizle, ses tonumuzla ve beden dilimizle ifade etmek.

(46)

Konuşma Eğitiminin Yöntem/Teknikleri Empatik Konuşma

❑Empatik tepki nasıl verilir?

Birinci yol, yüzümüz ve bedenimizle, karşımızdaki bireyi anladığımızı ve yanında olduğumuzu ifade etmektir. İkinci yolu, sözlü olarak onu anladığımızı ifade etmek ve onun yanında olduğumuzu ona hissettirecek kelimeleri yoğunlukta kullanmaktır. Empatik tepki geliştirirken her iki yolu da birlikte kullanmak iletişimimizin ve empatinin kalitesini arttıracaktır.

Genellikle öğretim ortamlarında empatik konuşma etkinliği olarak ele alınan «Kahramanın yerinde sen olsaydın» sorusuna verilen cevapların empatik konuşmayla ilgisi bulunmamaktadır.

(47)

Konuşma Eğitiminin Yöntem/Teknikleri Empatik Konuşma

Amaç: Konuşmada, karşısındakinin değer yargılarını, duygu ve düşüncelerini anladığını hissettirerek etkili bir iletişim kurmaktır.

Uygulama: Bir sorunu çözmek, doğruyu aramak veya karşısındakinin sevinçlerine ve sıkıntılarına ortak olmak gibi olumlu iletişim becerilerini geliştirmek için konuşma ortamı oluşturulur. Her hafta bir konu belirlenerek karşısındakini anlama etkinliği yaptırılır.

(48)

Konuşma Eğitiminin Yöntem/Teknikleri Güdümlü Konuşma

Bu konuşma tekniğinin uygulanmasında üç unsura vurgu yapılır:

Konunun öğretmen tarafından seçilmesi

Öğretmenin konuşma öncesinde konuya ilişkin bilgilendirmede bulunması

Öğrencilere konuyla ilgili beyin fırtınası yaptırılması

(49)

Konuşma Eğitiminin Yöntem/Teknikleri Güdümlü Konuşma

Öğretmenin bilgilendirme yapması ve beyin fırtına başvurması öğrencilerin duygu, düşünce ve bakış açılarını yönlendirmeyi amaçlamaktadır ve adı da buradan gelmektedir.

Güdümlü konuşmada öğretmenin seçeceği konu önemlidir. İlgiyi çekecek, yeni

fikirlerin farklı bakış açılarının ortaya çıkmasını sağlayacak konuların seçilmesine

dikkat edilmesi gerekir.

(50)

Konuşma Eğitiminin Yöntem/Teknikleri Güdümlü Konuşma

Amaç: Öğrencilerin bir konu hakkındaki bilgilerini, duygularını ve düşüncelerini etkili bir şekilde anlatma becerilerini geliştirmektir.

Uygulama: Öğretmen tarafından belli bir konu seçilerek sınıfın gündemine alınır. Konu hakkında öğrenciler bilgilendirilir. Sınıfta konuyla ilgili beyin fırtınası yapılır. Birkaç öğrenci seçilerek konu hakkındaki duygu, düşünce ve hayallerini iki dakika içinde ifade etmeleri sağlanır.

(51)

Konuşma Eğitiminin Yöntem/Teknikleri

Kelime Havuzundan Seçerek Konuşma

Sözcük öğretiminde sadece tanımın bulunup üzerinde konuşulması sözcüğün gerçek anlamda öğrenilmesine yetmemektedir. Sözcük öğrenmenin gerçekleşmesi için her sözcükle birçok etkinlik yapmak gerekir.

Sözcük ve kavram havuzundan seçerek konuşma yöntem/tekniği sözcük, atasözü, terim öğrenmede pekiştirmeye katkı sağlayacaktır.

2019 programında kavram havuzundan seçerek konuşma tekniği 5. ve 6. sınıfta

uygulanmaktadır.

(52)

Konuşma Eğitiminin Yöntem/Teknikleri

Kelime Havuzundan Seçerek Konuşma

Amaç: Öğrencilerin öğrendikleri kelime, kavram, atasözü ve deyimleri anlatımlarında kullanmalarını sağlayarak söz varlıklarını ve ifade güçlerini zenginleştirmektir.

Uygulama: Öğretmen tarafından kelime ve kavramların yer aldığı bir havuz

oluşturulur. Öğrenciler konuşma konularına bağlı olarak bu havuzdan seçtikleri kelime

ve kavramları kullanarak bir konuşma yaparlar.

(53)

Konuşma Eğitiminin Yöntem/Teknikleri

Serbest konuşma

Amaç: Öğrencilerin herhangi bir konudaki duygu, düşünce ve hayallerini sözlü olarak ifade güçlerini geliştirmektir.

Uygulama: Öğrenciler seçtikleri konu hakkındaki duygu, düşünce ve hayallerini

anlatırlar. Öğrencilere kendilerini ifade etme fırsatı vermek için haftalık ders

saatinin bir kısmı serbest konuşmaya ayrılmalıdır.

(54)

Konuşma Eğitiminin Yöntem/Teknikleri

Yaratıcı konuşma

Amaç: Öğrencilerin konuşma yeteneklerini ve yaratıcılıklarını geliştirmektir.

Uygulama: Öğrencilere bir konu verilir. Her öğrenci bir önceki arkadaşının

konuyla ilgili söylediklerinden hareketle konuşarak konuya farklı bir bakış açısı

getirir.

Referanslar

Benzer Belgeler

 Bu bir çelişki yaratır: görüşmeciler genellikle soru sorarak başlarlar çünkü bilgi isterler ancak bazen çok fazla soru sormak danışanın sözel girişkenliğini

Program dışında ayar yapmayı gerektiren durumlar: Konunun parlak ışık kaynağının önünde kaldığı ters ışık durumunda çok açık ve çok koyu bir arka plan önünde

▪ Bu sevgi gereksinimi o kadar yoğundur ki, kişi, kendisi için önemli olan insanlar tarafından kabul edilmeyen, sevilmeyen yönlerini veya yaşantılarının bir kısmını

• Dış görünüş, davranış ya da psikomotor aktiviteler, değerlendiriciye karşı tutum, duygulanım ve duygudurum, konuşma ve düşünce, algı bozuklukları, yönelim ve

İnternetten Kartı Ödeme Tutarı (Milyon TL) Ortonormal İkili Yükler Grafiği İnternetten Kartlı Ödeme Tutarı, otonormal ikili yükler grafiği sonuçları (Şekil 13)

• Konuşma ile ilgili bugüne kadar yapılan çalışmalarda ya konuşma eğitimi ya da güzel konuşma (diksiyon) üzerinde durulmuştur;.. ancak güzel konuşmayı konuşma

Yaptırım, hukuk kurallarında ceza hukuku alanında hapis, adli para cezası, güvenlik tedbirleri şeklinde; idare hukuku alanında idari yaptırım, disiplin cezası şeklinde; özel

İKİ İLKYARDIMCI İLE SÜRATLİ TAŞIMA. ÜÇ ELLE