• Sonuç bulunamadı

Yeni ve yakınçağ'da Hakasların siyasi ve kültürel hayatı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yeni ve yakınçağ'da Hakasların siyasi ve kültürel hayatı"

Copied!
76
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

G

Hakaslar, Sibirya’n n güneyinde ya ayan en eski Türk halklar ndan biridir. Tarihi incelemeler onlar n bir K rg z grubu olduklar gösterir. Türk tarihinin en eski halk ürünlerinden olan Manas Destan , K rg z Türklerinin bilinen ilk yurtlar n Yenisey Irma civar oldu undan zikretmektedir. Yenisey K rg zlar , Manas Han önderli inde Tanr Da denilen bugünkü yurtlar na göç etmi , göçe kat lmay p eski yurtlar nda kalmay tercih edenler ise “Yenisey K rg zlar ” olarak an lm lard r. 9 ve 10. yüzy l Çin kaynaklar bu K rg zlardan “Heges” ismiyle bahsetmi tir. Tanr da K rg zlar n ilerleyen dönemde Müslüman olmas ve ya ad klar co rafyan n uzakl sebebiyle Yenisey K rg zlar yeni ve kendilerine has bir kimlik benimsemi ve “Hakas” ad kabullenmi lerdir. Bu Türk boyu Sagay, Belt r, Kaç, Koybal, K l ve Kamasin olmak üzere be gruba, her boy da kendi içinde ba ka soylara ayr r. Bu topluluklar çevre kültürlerin etkisine önemli ölçüde maruz kalmay p kendine has bir hayat sürerler. Yaz edebiyatlar çok geli mi de ildir; buna kar k çok zengin bir sözlü edebiyatlar vard r.

Bu konuda yap lm de erli eserler mevcutsa da onlar n ya ant lar , dilleri, edebiyatlar ara rmac lar için zengin bir malzeme olu turacak tarzdad r.

Tezin Konusu

Bu çal mam n konusu, Hakaslar n dil, din, tarih, ya ant , gelenek ve geçim kaynaklar kapsayan siyasi ve kültürel hayatlar r. Ara rma yap rken genel olarak Hakaslar n, yeni ve yak nça daki durumlar dikkate al nm r.

Tezin Amac

Bugün Türkiye Cumhuriyeti topraklar na çok uzak bir co rafyada ya ayan Hakas Türkleri, her ne kadar içe kapan k özellikler gösterse de kendi soyumuzdan insanlard r.

Bunlarla aram zda tarihi, kültürel ve dil birli imiz ortak özelliklerimizdendir.

Çal mam zdaki amac z, bizden uzakta kendi hallerinde ya ayan bu soyda lar za dikkat çekmek, ortak de erlerimizi ortaya koyarak daha s ba lar kurmak ve onlar n dil ve kültürlerinine k tutarak Türk tarihine katk da bulunmakt r.

(2)

Tezin Önemi

Hakas Türklerinin de içinde oldu u Sibirya Türklerinin bugünkü nüfuslar bir milyon civar r. Bu Türkler, anavatanda b rakt z soyda lar zd r. Kendileri ile resmi herhangi bir münasebetimiz yoktur; uluslararas anla malarda haklar korumak gibi bir durumumuz da söz konusu de ildir. Bu sebeple, onlarla temas z kültürel etkinlikler çerçevesinde ve konuya ilgi duyan ara rmac lar n gayretleri ile artacakt r.

Bu çal ma, konuya parmak basmas aç ndan önemlidir. Ayr ca ileride yap labilecek ve eksikliklerimizinde telafi edilece i çal malara örnek olabilecektir.

Tezin Yöntemi

Çal mam z, her çal mada oldu u gibi kaynak taramas ile ba lad . Konu ile ilgili bugün en önemli çal malar n Butanaev ve Katanov gibi Rus ara rmac lar taraf ndan yap ld görüldü. Özellikle Butanaev’in Hakaslar n halk edebiyatlar ve sosyo ekonomik durumlar ile ilgili yapt ara rmalar bizim için birinci el kaynak durumundayd . Bu eserler tespit edilerek Türkçe’ye kazand ld . Bununla beraber, konu ile ilgili eser vermi , di er Türk ve yabanc yazarlar n kitap ve makalelerinden de faydalan ld .

Tezin çeri i

“Yeni ve Yak nça da Hakaslar n Siyasi ve Kültürel Hayat ” adl bu tez çal mam z, 3 bölümden olu maktad r. Birinci bölümde Hakaslar n kökeni, Hakaslar olu turan boylar ve Hakaslar n tarih sahnesine ç lar ndan, özerk cumhuriyetlerini kurduklar zaman kadarki geçmi leri anlat ld . kinci bölümde Hakaslar n geçim kaynaklar hakk nda bilgi verildi. Üçüncü bölümde ise ya ay lar , sosyal ve kültürel durumlar ayd nlat lmaya çal ld .

(3)

BÖLÜM 1: HAKASLARIN KÖKEN , HAKASLARI MEYDANA GET REN BOYLAR VE HAKASLARIN TAR H SAHNES NE ÇIKI LARI

1.1.Hakaslar n Ya ad Co rafya

Altay da lar ndan irili ufakl birçok rmak ç kar. Bunlardan en bilineni olan Abakan rma r. Altay s ra da lar ndan olan Korbu da ndan ç kan bu rmak Sagay bozk sulayarak, Minusinsk ehrinden 12 km a da Yenisey rma na dökülür. Hakas Türkleri bu rma n k lar nda ve Sagay bozk nda ya arlar. Türk boylar ndan biri olan rg zlar n Milattan önceki ikinci as rda bu bölgede ya ad Çin kaynaklar nda geçmektedir. Abdülkadir nan’n Sagay Türkleri dedi i Hakaslara eski etnoloji edebiyat nda Abakan Türkleri, Abakan Tatarlar , Minusin gayr- ruslar denirdi1. Rusya’n n bu bölgeyi ilhak ndan sonra bölge halk kendilerine eski Çin kaynaklar nda burada ya ayan K rg zlara verilen Hakas ad resmi ad olarak alm lar ve Muhtar Hakas Eyaleti’ni kurmu lard r. Daha sonra bu eyalet Bat Sibirya dari Bölgesi’ne ilhak edilmi tir. Hakas Eyaleti, 49.900km2 dir. Ba kenti Abakan ehridir ( nan,1968: 50–51).

Hakaslar n ya ad bu kapal havzada sert bir kara iklimi hâkimdir. Bu nedenle alçak kesimler bozk rlarla kapl r. Da k kesimler çam, köknar ve ladin ormanlar yla doludur (Deliömero lu,1997: 1571). Hakaslar n ya ad Sagay bozk rlar Türk kültürünün en derin izlerini ta yan bir bölgedir. Burada bulunan eserler arkeoloji dilinde “Minusin Asâr- Atikas ” eklinde an r. Minusin kültürü ise Milattan önce üçüncü bine kadar varl gösterir. Bulunan eserler basit nak larla süslenmi çömlekler, bronz e yalar. kinci bine ait san lan eserler aras nda dibi geni ve nak çömlekler, bronz silahlar, tezyinat e yalar bulunur. Milattan önce birinci bine ait san lan buluntular aras nda büyük de irmen ta lar , heykeller, hayvan resimleri ile süslü bronz alt n ve demirden ziynet e yas , madeni silahlar vard r. Sagay bozk nda ya ayan

1 W. Radloff bu bölgede ya ayan Türk boylar hakk nda öyle yazar: “Bat Sibirya’daki Türk boylar n ya ay lar tasvir etmek isterken Altaylarda ve Yenisey vilayetinde ya ayan bütün boylar bir grup alt nda toplamak mecburiyetinde kald m, bunun için de en iyi yol olarak, hepsine uygun dü en gayri Müslim boylar ad kulland m. Daha iyi bir isim bulamad m, çünkü her ne kadar bunlar n büyük bir

sm putperest ise de, bir k sm hiç olmazsa resmen H ristiyan say ld ndan, putperest ünvan kullanmaktan sak nd m” (Radloff,1986: 165).

(4)

eski kavim Milattan önce üçüncü binde at, s r, koyun ve keçi gibi hayvanlardan faydaland görülmektedir ( nan,1968: 51).

1.2.Hakas nan lar na göre Hakaslar n Kökeni

Hakas ara rmalar ile ünlü ayn zamanda kendisi de bir Hakas olan N.F.Katanov, kitab n ilk sayfas nda unlar yazar: “Sibirya Bölgesi’nde Krasnoyarsk’tan Sayan da lar n en yüksek noktalar na kadar uzanan geni bozk rlarda ço unun kendini Tatar sayd ve asl nda birbirinden dil bak ndan az çok ayr lan birçok Türk boyu ya amaktad r. Hakaslar da bu boylardan biridir. Di er Sibirya Türklerinde oldu u gibi Hakaslar n da geli mi bir yaz edebiyat yoktur. Bunlar n hakk ndaki tarihi bilgilere zengin ve orijinal sözlü edebiyatlar ndan ula lmaktad r” (Katanov,2000: 195).

Katanov’un da belirtti i gibi Hakaslar n kendilerine ait yaz edebiyat veya tarihleri yoktur. Onlar hakk ndaki bilgiler çok zengin olan sözlü edebiyatlar ndan temin edilmektedir. Hakaslar n sözlü edebiyatlar o kadar zengindir ki onlar n geçmi leri bile bu sözlü edebiyat n bir ürünü olan efsanelerle iç içe geçmi durumdad r. Hakaslar n dilden dile aktard klar ilginç efsaneler kökenleri hakk nda ipuçlar verir. Bununla beraber bu efsanelerin di er bilinen Türk efsanelerinden çok da fark yoktur.

Yenisey rma n geçti i Hakas-minusinsk vâdisinin en belirgin özelli i Sayan da lar n varl r. Da n ad Hakasça “Soyan” Tuval kelimesinden gelmektedir ve Tuva Da lar anlam ta r. Sayan Da lar eski Türk kitabelerinde “Köygen” eklinde adland lm r. Bugünkü Tuva Cumhuriyeti’nde Hakasya’ya do ru akan An Nehri’nin kenar nda “KöygenTash l” Tepesi bulunmaktad r. Tonyukuk kitabesinde zikredilen Köygen ismi imdi bu tepede ya amaktad r. Bu tepenin bir efsanesi bulunmaktad r.

Efsane ayn zamanda Hakaslar’n kökeni ile ilgilidir:

Sayan-Altay halklar büyük dünya tufan mitleriyle oldukça ünlüdür. Orta Yenisey Vâdisi halklar n atas say lan Borus, Hakaslar n Noya tasvirinde vücut bulur.

Hongoray’n eski halk K rg zlar gözü pek insanlard . Ne do a olaylar ndan ne de kudretli tanr lardan korkuyorlard . Semavi tanr lara kar i ledikleri günahlar ve say z davran lar sonunda hepsi cezaland lm lar ve tufana maruz kalm lar.

Sadece bir kâhin olan Borus, büyük bir tehlikenin gelece ini anlam ve k rk gün süre ile bir da n tepesinde sal yapm ve demir çivilerle, yapt sal sa lamla rm . Sonra

(5)

sala kar , çocuklar ve çe itli hayvan ve ku lar alm . Sadece kendi gücüne güvenen iki canl , sala binmeyi reddetmi . Bu canl varl klar da, biri mamutu hat rlatan

“Arg lang”, di eri de büyük çift ba kartal hat rlatan “Han-kireti” ku uymu . Tufan n 39. günü “Han-kireti” ku u yorulmu ve Arg lang’n di inde biraz soluklanmak istemi . Arg lang ise bu a rl a dayanamam ve birlikte suyun dibini boylam . O günden beri bu topraklarda söz konusu canl lar ya amamakta imi .

Borus’un sal , k rk gün k rk gece dünya okyanusunun yüzeyini yararak geçmi ve ancak bu süreden sonra su seviyesi azalmaya ba lam . K rk birinci günde bu yaln z sal n liman olan Sayan Da lar ’n n tepelerinden biri görünmü . Tepenin kara s rtlar na ilk basan Hakasl Noya’n n an na buraya Borus ad verilmi . Bir süre sonra Borus, kâhin olan kargas getirmi . Borus, tufan n sona ermesini ve yeryüzünde hayat n yeniden ba lamas sevinçle kar lam . Vah i hayvanlar ko mu , ku lar uçu mu . Borus, kar ve çocuklar yla birlikte da n tepesinden Yenisey Vâdisi’ne inmi ”.

te Borus’un gemisinin yana bu tepeler Sayan Da lar ’n n üzerindeki Köypa ve Borus Tepeleriymi . Hakaslar ise Borus’un çocuklar olarak ço alm (Butanaev,2001:

58–59; Deliömero lu,1997: 1579).

aman dinine mensup Hakaslar n inan lar nda Kur’an’da yer alan Hz. Nuh’un hikâyesine benzer bir inan n bulunmas ilginçtir. Bunun yan nda Türklerin kökeni ile ilgili olarak Nuh Peygamberin o lu Yasef’in çocuklar olduklar rivayeti Hakas efsanesinde Borus’un çocuklar olarak kar za ç kmaktad r (Deliömero lu,1997:

1579). Bu rivayete göre Nuh Peygamber, dünyay o ullar Ham, Sam ve Yasef aras nda taksim etmi bunun sonucunda Türkleri atas olan Yasef’e Ceyhun nehri ötesindeki memleketleri yani Türkistan’ vermi tir (Turan,1997: 20).

Bilindi i gibi Türklerin ilk büyük destan Sakalar n efsanevi kahraman Alp Er Tunga’n n hayat ve kahramanl klar anlatmaktad r. Türk kahramanlar n verdikleri çetin mücadeleler sadece Türk destanlar na konu olmam , kom u milletlerin destanlar na da yans r. ran millî destan ehname buna en güzel örnektir. ran’n milli kahramanlar Turan hükümdar Efrasiyab’a kar sürekli mücadeleler vermi lerdir.

Fars ve Arap kaynaklarda Efrasiyab, Türk hükümdar soyunun atas kabul edilir.

Kutadgu Bilig ve Divan- Lugat-it Türk de Efrasiyab olarak bahsedilen kahraman n Alp Er Tunga oldu u kaydedilir (Aksoy, T.A/III: 554). Bu ran millî destan na göre dünyay

(6)

üç o luna taksim eden Feridun, Türkistan ve bütün ark ülkelerini Türklerin atas Tur veya Turec’e vermi tir. ranl lar, Tur’a nispetle bu ülkeye “Turan” ad vermi ler ve Efrasiyab da Tur’un torunu olarak Türklerin atas kabul edilmi tir. Böylece Türk destanî rivayetlerinde O uz Han, ran rivayetlerinde Efrasiyab olmu , slâmî rivayetler ise onu Yasef’in torunu olarak göstermi tir (Turan,1997: 20).

Hakaslar n kökeni ile ilgili birçok efsane mevcuttur. Bu efsaneler konunun uzman olan Butaneyev taraf ndan geni bir ekilde i lenmi tir. Tarihi folklor, Hakas Minusinsk bölgesi Orta Ça arkeolojik an tlar kendilerinden sonra çok say da ta set ve dikili ta lardan olu an gömütler b rakan K rg zlarla (H rg s) ili kilendirmektedir. Sadece Hakas bölgesinde K rg z mezarl klar ad alt nda yirmiden fazla kurganl k bulunmaktad r. Bunlar yerli halkta Tagar ( skit) kurganlar na kar gösterilmeyen özel bir sayg uyand rmaktad r. K rg z mezarl klar na yakla an Hakaslar, e ilirler ve üzerlerine arap serperler. Mezarl klar n yan na çad r kurmak yasakt r, aksi halde rg zlar n mezardaki ruhlar “h rg s sunezi” rahats z olurlar ve kurtulman n sadece amanlar n yard ile mümkün oldu u hastal klar yayarlar. Günümüze kadar Mo ol öncesi döneme Hakasçada “h rg s tuz ” yani K rg z ça ad verilmektedir (Butanaev, 2001: 27).

Hakas halklar n olan orlar n ve Çul mlar n efsanelerine göre eskiden onlar n ya ad klar alanlarda K rg z at üreticilerinin ya ad klar bozk rlar uzan yordu. Daha sonra tayga olu up a açlar büyümeye ba lad nda K rg zlar onlar eytan n yeralt ndan boynuzlar zannedip, korktular ve uzak güney bölgelerine göç ettiler. Küçük bir k sm Hakas bozk rlar nda kald ve Hakaslar n atas oldu. Günümüzde or’da “H rg s kodrezi”

yani K rg z bata ad alt nda bir bölge korunmu tur, buradan geceleri güya K rg z atlar n ki nemeleri duyuluyormu . K rg zlar n Sayan-Altay bölgesinin ötesine göç etmeleri hakk ndaki efsaneler büyük ihtimalle Büyük K rg z devleti dönemiyle (9.-10.

yy.) K rg zlar n Merkezi Asya bölgesini ele geçirip Tyan- an’a kadar uzand klar zamanla ba r (Butanaev, 2001: 29–30).

Hakaslar aras nda K rg zlar hakk nda önemli say da daha genç dönem rivayetler varl klar sürdürmektedir. Bunlarda, K rg zlar n ölüm sebebi olarak Mo ol fetihleri kabul edilir. Kural olarak konular ortakt r. Güçlü liderlerinin ölümünden sonra ba z kalan K rg z halk na, yerel sakinleri ele geçirip esir olarak Altay ötesine kovan Mo ol

(7)

Han sald r. Ezilen K rg zlar, Mo ol hanlar n toprak köleleri olur. Bunlardan baz lar köle eme inin a rl na dayanamay p eski ülkelerine geri dönerler. Sözü edilen rivayet ve efsaneler 13. ve 14. yüzy la aittirler ve Mo ol ordular n sald lar alt nda K rg z Devletinin yok olu u hakk nda bilgi veririler:

Mo ol fetihleri zaman nda da kütlesi Sahsaar’da K rg z halk n ba nda duran bahad r k zlar olan yedi k z karde ya arm . Bir gün Mo ol ordusu bask n yapm , Abakan vâdisini ele geçirmi , bar l halk ise sayan ötesine götürmü ler. Yedi bahad r dü manlardan geri kalm lar ve Askiz vâdisinin da ma aralar ndan birinde saklanm lar. Saklanmay ba ard klar da Çiti h s (yedi k z) ad alm r. Mo ol Han n atl birliklerinin ikinci sald nda yedi k z Beyaz yus’un tepelerine ta nm lar. lk ba ta puyal (tuyal) da etraf ndaki H sturi (K z endam ) bölgesine yerle mi ler daha sona onlar n an na da a Çiti h s (yedi k z) ad verilen tçul nehrine do ru ilerlemi ler. Fakat Mo ol Han burada da onlar bulmay ba arm . O zaman yedi k z ayr p farkl farkl yerlere gitmeye karar vermi ler. Biri yus bozk rlar na gitmi , di er Yenisey vâdisine, üçüncüsü Tuba vâdisine vs. Yedi ayr yere da larak

“iney tas” ta heykellerine dönü mü ler. En küçük k z karde aal H rg slar n bulundu u baba memleketi Sahsaar da lar na dönmü . Bu k z “iney tas” ta kad na dönü mü ve Nina Nehri üzerindeki da ma aras nda kendine bir yer bulmu . Onun torunlar olan rg z soyunun üyeleri, ta a dönü en analar na her y l kurban sunmaktad rlar (Butanaev, 2001: 30).

Yine Hakas halklar n bir di eri, Sagay “H rg s” kolunun kökeni genel bir ad olan Ortaça Hakas bölgesini yöneten H rg s Han’n sülalesine dayan r. Ruslarla olan sava ta yenilgiye u rayan K rg zlar Altay yöresine yerle mek zorunda kalm lard r. H rg s Han’n kar , ikizleri Çab nday ve Çabadjaha’y büyüttü ü Maraç g da ndaki bir ma araya gizlenir. Daha sonra Çab nday’dan K jinayev sülalesinin geldi i H djinay do mu tur. Manit K jinayeva’n n (1900 do umlu) verdi i bilgilere göre Çab nday’dan Manit’e kadar yedi nesil gelmi tir, yani yakla k olarak 175 y l (Butanaev, 2001: 31) Tarihî folklor materyallerine göre, Hakas topraklar n Rusya’ya dâhil edildikleri dönemde Orta Yenisey vâdisinin yerli sakinlerine “Hooray” deniliyordu. Bu etnonim Hakas-Minusinsk bölgesini ve halk ifade etmek için 17. ve 18. yüzy l yaz kaynaklar nda geçen “Hongoray” ad n çekilmi eklinden meydana gelmi tir. Hakas

(8)

efsanelerine göre, bir zamanlar yus vâdisinde ilk olarak dokuz K rg z karde ya arm . Zaman geçmi ve onlar n torunlar ndan, Hooray halk n dokuz bininci K rg z birli i olu mu tur. Hooray kabile birli inin ba nda, karargâh Sortan-kol gölü etraf nda Solban-tag ehri alt nda bulunan Horang Bey yoktu. Horang Bey K rg z (h rg s) eski kolundan geliyordu, bu yüzden Solban-tag da alt nda bulunan eski mezar günümüze kadar “h rg s sookteri”yani K rg z mezarlar ad ta r (Butanaev,2001: 31–32).

Hooray birli i, onlardan her y l vergi isteyen Oyrat devletinin ilgisini çekiyordu.

Horang Bey, albana ödemekten ba ar bir ekilde kaç yordu. Oyratlar n ba Kontay a Horang Bey’in bu davran ndan rahats z olarak Hooray’n al nmas için üç bin ki ilik bir ordu göndermi tir. Oyratlar Hongoraylar yendiler ve onlar esir ald lar. Halk n yus vadisine götürülmesi zaman nda Horang Bey’in o lu Çoon-Moy n ve Niske-Moy n taygada avdayd lar. Solban-tag da alt ndan Anayurtlar na döndüklerinde ölmek üzere olan ya bir kad ndan ba ka hiç kimseyi bulamad lar. Ya kad n, tol -hooraye’deki dramatik olaylar anlat r. Çoon Moy n ve Niske Moy n esir al nanlara yeti meye karar verirler ve hemen yola koyulurlar. Askiz vâdisinde Tortepe da lar n kar nda konvoy hâlinde ilerleyen insanlara yeti irler. Onlar ilk gören Hongoray kafilelerinin ard ndan hayvanlar süren ya bir adam olur. Adam, “Apooy, çocuklar m saklan n, Oyrat güçlerine kar koyamazs z” dedi korkarak. “Geceleyin ben ayr bir ate yakar m, siz de a gelirsiniz.” Böylece Tortebe ehrine sakland lar geceleyin Askiz vâdisini ate ler ayd nlatt . Her aile kendi ate ini yakm yemek haz rl yorlard . Çoon Moy n ve Niske Moy n ya adam n yan na geldiklerinde adam, hayvanlar n bir k sm ve bir at sürücüsünü ona verdi. “Baban z Horang Bey konvoyun en ba nda gidiyor bu yüzden ana vatana geri dönün!” dedi ya adam. “Horang Bey alt nlar ve gümü lerini Solban-tag ehrinin alt na gömdü. E er onlar bulursan z zengin olursunuz” dedi ya adam iki karde yus vâdisine geri döndüler. Daha sonra ise Rus devletine dâhil oldular.

Çoon-Moy n bir Rus kad yla evlendi ve Ujur’un alt nda Kulun’da ya amaya ba lad . Kara gözlü Maryasovlar onun soyundan gelirler. Niske-Moy n esirlikten saklanarak kurtulan bir Hongoray kad yla evlendi ve Çulda a köyünde ya ad . K rg z koluna dâhil olan Salamaçev sülalesi onun soyundan gelmektedir (Butanaev,2001: 32).

Hakas halk n tarih kay tlar Ortaça da ya ayan baz eski kabilelerin ismini günümüze kadar ula rm r. Büyük bir sava zaman nda “Hoyanlar” yus bozk rlar ndan

(9)

geçerek Sayanlar n ötesine, güneye yerle mek zorunda kalm lard r. H l-haya ehri yak nlar nda Kara yus nehrinde söz konusu kabilenin geçti i Hoyan Asya yani Hoyan geçidi bulunmaktad r. Hoyanlar n aras nda hamile bir kad n varm ve bu kad n daha fazla yola devam edemedi inde Hoyanlar onu Hoyan Asya geçidinde tek ba na rakm lar. Kad n bir o lan çocu u do urmu ve ona “Hoyan kabilesinden ayr lan okçu Hoygat” ad vermi . Hoygat, Ist ga ehri alt nda bir yerde büyümü , ileride ise onun torunlar Hakas halk n atalar aras na dâhil olmu lar. Hoyan halk 13.yüzy lda Sayan Altay yaylas nda K rg zlarla kom u olan orman halklar yla özde le tirmek mümkündür. N. A. Alekseyev’in sözlü olarak dile getirdi i dü ünceye göre Hoyan etnonimini Tuval lar n Güney Sibirya’daki adlar “soyan” ile özde le tirmek mümkündür, çünkü Yakut ve Buryat dillerinde Türkçe “s” sesi “h"

olarak verilir. “Hoyan” isminin Hakas efsanelerinde atalar Yakutlarla olan ili kileri döneminden kalmas mümkündür

Rivayet ve efsaneler Sagaylar ve onlar n soylar Hongoray tarihiyle s s ya ba lar.

Sagay etnonimi K rg z bölgesinde 13. yüzy l yaz kaynaklar nda geçmektedir. 18.ve 19. yüzy lda peki tirme süreçleri sonucunda sadece Sagay boyundakilere de il, ayn zamanda Bel’t r, Biryusinsk ve Verhotomsk topraklar nda ya ayan boylara da Sagay denir. Sagay boyu “çiti puur” yani yedi kurt ad totem olan bir hayvana borçludur.

Eskiden hamile bir kad n askerî çat malardan kaçmak için Ninya Nehrinin üst mlar nda, kurt ininin bulundu u bir ma araya saklan r. Kad n do um s ras nda ölmü tür ve o lunu alt kurt sahibi olan di i bir kurt beslemi tir. Bu kurdun yedinci yavrusu bir insan olmu . “Çiti – puur” yani yedi kurt ad ta yan Hakas boyunun ad buradan gelmektedir. Büyük dünya tufan meydana geldi inde “çiti puur” boyunun atalar Ninya Nehrinin üst k mlar nda bulunan Hoorabas da lar n tepelerine gömülmü ler. O zamandan beri hoorabas onlar n ana da olmu . “Çiti puur” boyunun gelinleri mecazî olarak ona “Ulug tash l” tani Büyük Akda ad verirler. Yedi kurt boyu her y l Hoorabas’a kurban sunmu tur. “Çiti puur” boyunun etnoniminin Kuzey Altay ve K rg zistan Türkleri aras nda yayg n olmas Hakaslar n onlarla olan etnogenetik ba lar n kan r. Kurt taraf ndan büyütülen çocuk motifi, eski Türk sanat na aittir ve Türk Ka anl Türklerinin kökeniyle ba r (Butanaev, 2001: 44)

(10)

Bozkurt, Türklerin totemidir. Ancak kurdun totemli i ayr Türk zümrelerinde ba ka ba ka anla lm r. Göktürklerde di i kurt bir ced, Uygurlar için erkek kurt yine bir ced, uzlarda ise erkek bozkurt, seferlerde önderlik eden bir k lavuzdur. Türklerin kurdu totem olarak kabul etmelerinin mânâs yabanc lar taraf ndan izah edilmi tir. Arap Tarihçisi Mesudi’ye göre bu, Türkleri di er milletlerden ay ran bir millî karakterin ifadesidir. Di i kurt efsanesine gelince, Çin kaynaklar n rivayetlerine göre Göktürklerin babalar Bat sahilinde otururlarm . Kom u hükümdarlardan birisi ans n hücum edip bunlar n hepsini k çtan geçirmi . Yaln z, on ya nda bir çocuk kalm . Onun da el ve ayaklar kesmi ler. Ona do ru bir kurt gelip bunu Bat Denizi’nin do u taraf na nakletmi . Hem Kao-çang yani Uygur yolunun kuzey taraf ndaki da lardan birinin ma aras na yerle tirmi . Burada takriben 100 km çevresinde mümbit bir ova varm . Etraf hep kayal km . Kurt bu çocukla birle erek on ul do urmu . Bunlardan birisinin ismi Asena, yani kurt imi . Bu çocuklar ma aradan p etraftaki kabilelerden k z kaç p ço alm lar. Nihayet A-Hien- e adl birisi bunlar ma aradan ç karm . Bunlar Kien- an yani Alt n da lar nda yerle mi ler ve demircilikle me gul olmu lar. Asena’n n o ullar bayraklar n m zra na bir kurt ba takarlarm (Togan, T.A/III: 544–555).

Di er taraftan Dursun Y ld m, Türklerin yarat efsaneleri üzerine yazd eserlerinde konu ile ilgili de ik tespitlerde bulunmu tur. Ona göre

“Türklerin aras nda “yarat ”, “türeme” ve “yeniden türeme” efsanelerinin zenginli i ve çe itlili i, sözel yarat n ve sözel anlat n zenginli inden ziyade tarihi geli im sürecimiz ile ili kili farkl bir durumu kar za ç kar r, kan nday m.

Benim bu konudaki varsay m udur: Bu metinler Türk toplum hayat nda tarihi süreç içinde bedii ve zihni yarat k istemleri sonucu hayat bulmam r. Bu zenginlik ve çe itlilik, onlar n, bu süreç içinde, Türk toplum hayat nda ve toplum düzeninde farkl ve önemli i levler yüklenmi olduklar dü ündürmektedir. Bunlar n bir k sm ka anl k ideolojisi, me ruiyet sorunu ve kültür de imi ile ili kili önemli i levler olmal r.

Dolay yla, bunlar sadece birer efsane metni gibi görüp anlamak ve de erlendirmek yan lt olur. Onlar n tarihi ve efsanevi gerçekleri yap lar nda ta malar yan s ra, Türk toplum hayat nda ve toplum düzeninde farkl ve önemli i levler yükleyip yüklenmediklerini de ö renmeye ihtiyaç vard r. Bu ihtiyaç, tarihimizin yaz s ras nda yap lacak tarihi kurgunun do ru yeterli ve gerekli ilmi düzeyde kurulabilmesi mecburiyetine ba bir gereklilikten do maktad r (Y ld m, T.A/III: 527–528).

(11)

Hakaslar n türeyi efsanelerinde de rastlanan bozkurt motifi, birçok Türk kavminin ortak totemi olarak kar za ç kmaya devam etmektedir. Ergenekon Destan , bozkurt motifinin i lendi i di er bir Türk efsanesidir. Bu efsanede kurt bir yol göstericidir:

… Dört yüzy l sonra kendileri ve sürüleri o kadar ço ald ki, Ergenekon’a s amaz oldular. Buna bir çare bulmak için kurultay toplad lar. Dediler ki “Atalar zda i ittik;

Ergenekon d nda geni ülkeler, güzel yurtlar varm . Bizim yurdumuzda eskiden o yerlerde imi . Da lar n aras ndan yol izleyip bulal m. Göçüp Ergenekon’dan ç kal m.

Ergenekon d nda her kim bize dost olursa, onunla görü elim. Dü manla vuru al m”.

Kurultay bu karar al nca, Göktürkler, Ergenekon’dan ç kmak için yol arad lar, bulamad lar. O zaman bir demirci dedi ki: “Bu da da bir demir madeni var. Yal n kat madene benzer. unun demirini eritsek, belki da bize geçit verirdi”. Göktürkler var p demircinin gösterdi i da parças gördüler. Demircinin tedbirini de be endiler.

Da n geni yerine bir kat odun, bir kat kömür dizdiler. Da n üstünü, alt , yan , yönünü böylece odun ve kömürle doldurduktan sonra yetmi deriden büyük körükler yap p yetmi yere koydular. Odun ve kömürü ate leyip körüklemeye ba lad lar.

Tanr ’n n gücü ve inayeti ile ate , k zd ktan sonra demir da eridi, ak verdi. Bir yüklü deve ç kacak kadar yol oldu… .Ergenekon’dan ç kmaya ba lad lar (Öztuna, I: 100).

Türkler, eski yerlerini yeni gelenlere b rak p sürekli bat ya do ru yürüdüler. Bu yürüyü lerde ve di ar ç larda, onlara hep boz yeleli bir kurt k lavuzluk etmi . Her ar ç kan ve yürüyen Türklerin önünde yürüyen bu k lavuz kurt, durunca onlar da durdu; yürüyünce onlar da yürüdü. Türkler, kurt kendilerine yürü komutunu verince yürüyeceklerini ve ortadan kaybolunca konaklayacaklar yere geldiklerini anlad lar (Y ld m, T.A/III: 531–532).

1.3.Hakaslar Meydana Getiren Boylar

Tarihi bir kavim olan Hakas tabiri sadece bir uru u ifade etmemekte, daha çok birkaç Türk boyu için kullan lmaktad r. Buraya dâhil olan boylar Sagay, Beltir, Kaçin, Koybal, l, or ve dolay yla Sar Uygur, Kamaçin, Çulum Türkleridir. Ayr ayr isimler sadece her yerde görülen kabile isimleridir. Yoksa hepsi ayn Türk kavmine mensuptur ve o bölgede oturan tek bir Türk kavmini te kil ederler. Bunlar n klasik dilleri ve edebiyatlar yoktur (Cafero lu,1965: 247). Bu boylar n olu umu Hakas topraklar n

(12)

Rusya’ya kat lmalar ndan çok önce olmu tur. Baz kaynaklara göre Hakaslarda 18.yüzy n ikinci yar nda ya am atalar ndan gelen 1360 farkl soy ismi vard r (Butaneyev, I: 39). Rusya’ya kat ld ktan sonra baz boylar yeni adlar alm lar baz lar ise yeniden olu turulan oymaklara kendi etnonimlerini vermi lerdir. Kaçin, Sagay, K l ve Koybal etnik gruplar n bütün isimleri Sibirya idaresinin alt nda sonradan olu mu tur. 18.yy’n ortas ndaki bütün Hakas halk n soy isimlerine bakarak % 24,5’

ini Kaçinler, % 20,8’ini K llar ve Meletlerin % 19,2’sini Sagaylar n ve Belt rlar’n % 21,5’ ini Biryusinler’in ve Yukar Tomlular’n ve % 12,4’nü Koyballar’n olu turdu u görülmektedir. Asl nda Koyballar d ndaki bütün etnik gruplar say bak ndan birbirine çok yak nd rlar. Günümüzde Hakaslar’n % 70’inden fazlas Sagaylar olu tururken K llar’n oran % 5’tir.19.yy boyunca yap lan evlilikte boylar, Rus idaresi etkisi alt nda olu an ve daha sonralar toplumsal hayatta önceliklerinin yerini tamamen alan yeni soy isimleri alm lard r (a.g.e: 54). Hakas Türkleri çe itli boylar karmas ndan türeyen bir Türk toplulu u olup 17.ve 18. yy da K rg zlardan bo alan Abakan vâdisi’ne yerle mi lerdir. Kültür bak ndan bat ve do u gruplar na ayr rlar.

Bu özellikle mesken ve sanat sahas nda kendisini gösterir. nan ve millî ya ay bak ndan bir bütünlük te kil ederler (Cafero lu,1965: 250)

1.3.1.Kaçinler

Kaçin etnik grubu Abakan vâdisinde oturmaktad rlar. Kendilerini”haa ” veya “haas”

olarak adland rlar ve eski anayurtlar n Hun-Tigay Da ’n n bulundu u Krasnayarsk ehri alt ndaki Kaça Nehri oldu unu iddia ederler. Kaça Nehri, ad Kaçinlerden alm r. Yerli halk n dilinde ad , Iz r-Sug yani Iz r Nehri’dir. Yenisey K rg zlar ’n n Cungar’a kovulmalar ndan sonra Kaçinler, Minusinsk deresine göç etmi lerdir1 (Butanaev, 2001: 39–40) Fakat esas Türk kitlesi Abakanla Ask s’n kuzeyindeki Yüs aras nda kalm lard r. te bu Türk toplulu undan türemi olanlar kendilerine

“Kaas”(Haas) ad vermi lerdir (Cafero lu,1965: 248)

1 K llar ve Sagaylar, Kaçinlerin Kuzeybat Mo olistan’n devlet topraklar ndan geldiklerini san rlar.

Efsanelerine Mo ol Han , K rg z prensi Ocen-Beg ile evlenen k na çeyiz olarak kabilelerden birini vermi tir. Bu son rivayet 18. yüzy n ikinci yar nda Oyratlar n bir k sm n Hakas topraklar na göç etmeleriyle do rulanmaktad r (Butanaev, 2001: 40).

(13)

Kaçinlerin aras nda en kalabal k boy, “Ha ha” veya “Hahsa” boyudur. “Haas” ad n en yayg n boyun ad ndan türemi olma ihtimalini de göz ard etmemek gerekir. Efsanelere göre “Hahsa”(at n aln ndaki beyaz çizgi) etnominin ortaya ç kmas h cinsi (aln nda beyaz leke olan sar at) at n tüyleriyle ilgilidir. amanlar taraf ndan kutsanan bu at, Hasha boyunun at sürülerini korumaktad r. Hakaslar n d ar dan evlenme âdetleri oldu u için ayn sülaladen gelenler birbiriyle evlenemezlerdi. Çul na Vâdisi’nde Hahsa boyundan gelen Paradjah ad nda bir k zla, Paratay ad ndaki bir delikanl n hüzünlü hikayeleri bu günde bilinmektedir1 (Butanaev,2001: 40). Castres’e göre Kaçinler vaktiyle ayn ad ta yan rmak havzas nda ya arken “Ara”(Arin) Türkleriyle birle mi lerdir. Soylar aras nda K rg zlar ve Tubalar da bulunmaktad r. Nüfuslar 20.000’in üzerindedir (Cafero lu,1965: 248).

1.3.2.Koyballar

Hakas Minusinsk bölgesinin en eski sakinleridir. Yenisey ve Abakan’n sa k ndaki bozk rlarda ya am lard r (Butanaev,2001: 43). Kendilerine “Tuba” ad veren Kaybollar esas olarak 13 boya ayr lmaktad rlar. Ta klara isimlerin yap na bak lacak olursa içlerine Yenisey-Ostyaklar ile Samoyetler de kar r. ivelerinde bolca Ostyak ve Samoyed unsurlar görülür. iveleri Sagay ve Kaç a zlar kar ndad r.

Zaten kendileri de Sagay ve Kaçlar n aras nda erimi gibilerdir. 2000’e yak n nüfuslar yla varl klar devam ettirmektedirler (Cafero lu,1965: 248).

Hakaslar n di er etnik grublar ndan farkl olarak Koyballarda kökenleriyle ilgili efsane ve rivayetler yok denecek kadar azd r. Ara rmac lar, Kaybollar , K rg z topraklar ndaki Tubin ulusunun torunlar olarak kabul ederler. Hakas topraklar n Rusya’ya kat lmas n ard ndan onlar n bir k sm Kaçinlere dâhil olmu lard r.

Hakaslarda Tuba ve Kaybol boylar n insanlar na söyledikleri sata ma sözleri vard r.

Buna benzer ad takmalar na Altaylarda da rastlan r. Onlar Altay’da ya ayan Tubalara ad takm lard . Bu tip folklorik konular n benzerli i ara rmac lar Tubalarla Kaybollar aras nda bir ba olabilece i dü üncesine götürür (Butanaev, 2001: 43).

1 Akraba toplulu u bu iki â a evlenmelerini yasaklar. Fakat Haratay ve Paradjah anayurtlar ndan kaçmaya karar verirler akrabalar onlara yeti ir ve a r bir ekilde cezaland rlar (Butanaev, 2001: 40).

(14)

1.3.3.Sagaylar

Sagaylar, Hakaslar ars nda en önemli etnik gruptur. Folklor bilgilerine dayanan ilk Hakas Profösörü N.F.Katanov’un dü üncesine göre Sagay kabilesi Rus Kazaklar taraf ndan Abakan Vâdisi’nden kovulan ve imdi kuzeybat Çin’in çe itli da k bölgelerinde ya ayan Kara K rg z Türk halk ndan geriye kalanlard r. Rivayet ve efsaneler Sagaylar ve onlar n soylar Hongoray tarihi ile s s ya ba lar. Sagay etnomini K rg z bölgesinde 13. yüzy l yaz kaynaklar nda geçmektedir. 18. ve 19.

yüzy lda sadece Sagay boyundakilere de il ayn zamanda Belt r, Biryusinsk ve Verhotomsk topraklar nda ya ayan boylara da Sagay denir (Butanaev,2001: 43–44).

Sagaylar, Minusinsk eyaleti havzas güneybat kö esinde, Ask s rma ndan Abakan’n üst bölümüne kadar uzanan sahada ya amaktad rlar. Böylece Sagaylar Koyballar n güney kom usu durumundad rlar. Nüfuslar 27.000’dir (Cafero lu,1965: 247).

Hakaslara, “Hakas” ad verenler de Sagay ayd nlar r1. 13. yüzy lda K rg z devleti kurulmu , Yenisey yaz tlar da bu bölgede bulunmu tur. Çin kaynaklar i te bu zlara “Heges” demi lerdir. Abakanl ayd nlar ise bunun an na kurduklar muhtar eyalete bu ad vermi lerdir. Sagaylar kendilerini K rg zlar n devam kabul ederler ve tar mla u ra rlar ( nan, T.D.E: 1276).

1.3.4.Belt rlar

Belt rlar Sagaylarla kar k oturmaktad rlar. Hatta Belt rlar do rudan Sagaylar n bir boyu olarak kabul eden etnograflar vard r. Katanov ise bunlar , Minusinsk Tatarlar ndan sayd halde, di erleri bu etnik ad bütün Abakan Türkleri için kullanm lard r.

Belt rlar çe itli soylara ayr rlar. Yerle ik hayat sürmekle beraber say lar 12.000’in üzerindedir (Cafero lu,1965: 247–248).

Bu boy, Sagay zümresine giren di er oymaklarla beraber, 17. yüzy la kadar Yenisey rg zlar n bat nda, Yüs ve Abakan rmaklar n yukar taraflar nda bulunuyordu.

rg zlar n güneye hareketlerinden sonra onlar n yerlerini i gal ederek Sagay, Koybal, oymaklar yla beraber Yenisey’in en verimli ve güzel yaylalar na yerle tiler. Bugün Ask s Irma havzas nda Tölös gölünün do usunda ve k smen Minusin rma k nda bulunmaktad r. Minusinsk kasabas civar nda ya ayan Belt rlar, Rus muhacirleri ile

1 Ünlü Türkolog Katanov ve genç milliyetçi etno raf ve folklorcu Maygana ov bu kabiledendir.

(15)

çevrilm olup, di er Türk kabilelerinden ayr lm lard r. Belt rlarda bugün belli ba yedi söök yani soy vard r: Ta Kakp na, Sa Kakp na, Çedi Pürü, Kara Ç star, Ak

star, Taban Peltir ve Sar lar. ( nan,1968: 18).

Günümüzde Belt rlar tarihi geçmi lerini çok iyi hat rlarlar. Atalar 18 nesil geriye sayabilirler. Rus kaynaklar na göre K rg z topraklar n Belt r ayma 1 1635 y ndan beri bilinmektedir (Butanaev, 2001: 46–47).

1.3.5. orlar

Teles gölü ve Tom rma n ç sahas ndaki ormanl k da larda toplu olarak oturmakta olan Türklere or ad verilmi tir. Kendileri taraf ndan benimsenmi herhangi bir özel soyad yoktur. Daha çok kendilerine yak n olan rmaklar n adlar etnonim olarak kabullenmi lerdir. P sa-Ki i, Tom-Ki i gibi… orlar Sagaylar gibi köylerde ya arlar. Nüfuslar 20.000 kadard r. Edebi bir yaz dilleri olmamas na ra men a zlar Ruslar taraf ndan ara lmaya ba lanm r. or a , zengin bir sözlük servetine sahiptir (Cafero lu,1965: 249).

1.3.6.K llar

llar Yüs bozk ndaki Ak ve Kara Yüs boylar nda oturmaktad rlar. Kaçinlere kom udurlar2. K rg z, Teleüt ve hatta Yenisey-Ostyaklar karmas ndan türediklerini de iddialar aras ndad r. Nüfuslar 20.000 kadard r. Konu tuklar a z Sagaylar nkinden uzak olup Kaçinlere yak nd r (Cafero lu,1965: 249).

llar, kendilerini Sagaylarla bir tutar ve kökenlerinin efsanevi atalar H lah’a dayand söylerler. Asl nda K llar isimlerini, 18, yüzy lda bütün yus vâdisi sakinlerini etraf nda toplayan “H l”(K l) boyundan almaktad r. “H l” boyunun ad , antropolojik tiplerine ba olarak atalar ndan geldi i inan lan sar saçlar ile ilgilidir.

1 Merkezi Asya’n n Burgat, Mo olistan v.s gibi ülkelerde bölgesel idari birim (Butanaev, 2001: 47).

2 Efsaneye göre K llar bir zamanlar zenginmi ler. Kaçinler ise çok fakirlermi ve birço u K llar n yan nda çoban olarak çal rlarm . K llar n varl yus nehri yak nlar nda korunan atalar n hazinelerinden gelmekteymi . Hakas sakinlarinin Cungar devletine kovulmalar zaman nda K rg z Han’

aralar nda alt at yavrusu ve alt n bir masan n da bulundu u dokuz at abras ve gümü ü Solban-Hara Hus ve Sar g-Haya da lar na gömmü . Bir defas nda K llar alt nlar bulmaya karar vermi ler. Da da derin bir kuyu kazm lar, fakat orada kuru at kafas ndan ba ka bir ey bulamam lar. Üzgün bir ekilde kuru at kafas yus nehrine f rlatm lar. Kafa ka la göz aras nda mavimsi bir k r örde ine dönü mü ve onlar lanetlemi . “Siz atalar n geleneklerine sayg duymad z ve cezaland lacaks z. u andan itibaren mutluluk K llardan Kaçinlere geçecektir!”. O günden sonra efsanelere göre K llar fakirle mi , Kaçinler zenginle mi (Butanaev, 2001: 53).

(16)

l boyu 17. yüzy l K rg z topraklar n Alt sar ulusunun K rg z aymaklar nda birinin torunlar r (Butanaev, 2001: 52).

1.3.7.Kamasinler

Kamasinlerle ilgili bilgiler Radloff’un 1863 y nda Karagaslar ile ilgili yapt ara rmalara dayan r. Radloff, Karagaslar hakk nda çal malar yaparken Krasnoyarsk eyaletinin Man ve Kam rmaklar n üst k lar nda, Kamasin köylerine rastlam r.

Radloff, bunlar n Orman Kamasinleri olduklar ve kendilerine “Kangba ” veya

“Kanmaj ” dediklerini tesbit etmi tir. Nüfuslar çok az olmakla beraber diyalektleri Kaçinlere yak nd r (Cafero lu,1965: 249–250).

1.3.8.Çol m ve Çat Türkleri

Bu halklar, isimlerin k lar nda oturduklar Obi rma n sa kollar ndan olan Çol m ve Çat nehirlerinden alm lard r. Yüs bozk n kuzeybat taraflar nda ya amaktad rlar.

Ruslar bu halklar için Meletsk Tatarlar ad kullan rlar. A zca Uygur-O uz ive grubuna girmekle beraber, fonetik ve gramer özellikleriyle di er Türk boylar ndan ayr lmaktad r. Patkanov ile Aristov, bunlar n bir taraftan Irti ve Baraba Türk boylar ile di er yandan da Teleüt ve hatta Ostyaklarla, Samoyet kar mas ndan meydana gelmi bir boy olarak göstermektedir (Cafero lu,1965: 250).

1.4.Hakaslar n Nüfusu

Hakaslar n 1926 y nda yap lan say mda nüfuslar 88.872 olup, bunun %50’si Türkler,

%5’i Rus olmayan di er kavimler ve kalan %45’i ise Ruslard r ( nan,1968: 52). Ancak 1989 say na göre nüfusun 80.328 oldu u görülmü tür. Bu nüfusun içindeki Türklerin oran nda dü görülmektedir. Zira Hakaslar n %77,2’sinin Hakasya’da ya amas na ra men kendi Cumhuriyetlerinde ço unlu u sa layamamakta, Hakasya nüfusunun ancak %11,9’unu olu turabilmektedirler. Ruslar n, 1926’da nüfusun %45’ini olu tururken 1989’da bu oran n %79,4’lere ç kt görülmektedir (Deliömero lu,1997:

1571).

(17)

Tablo 1: Y llara göre Hakas Nüfusu ve Art

Bölge/y l 195 197 197 1989 1970-79 1979-89

--- Hakasya 49 55 57 63 +3.6 +10.5

Rusya 56 65 69 79 +6.2 +14.5

--- Toplam 57 67 71 80 +6.0 +12.7

Kaynak: (Deliömero lu, 1997: 1571).

Tablo 2: Hakas Nüfusunun Etnik Olu umu

Topluluk Nüfus (1979) Nüfus (1989) Oran %

--- Genel 498.384 566.861 100.00

Rus 395.953 450.018 79.39 Hakas 57.281 62.875 11.09 Ukrain 10.398 13.222 2.33 Alman 11.130 11.229 1.98 Di er --- 29.517 5.2 Kaynak: (Deliömero lu, 1997: 1571).

1.5.Hakaslar n Tarih Sahnesine Ç lar

Hakas Türkleri’nin tarihi MÖ II. yüzy la kadar uzan r. Bu kadar uzun bir süre içinde Hakas isminin meydana geli i üç döneme ayr r. Birinci dönem, Hun ve K rg z Devletleri devri, ikinci dönem Hooray (Hangoray) Devleti devri ve üçüncü dönem ise Rus istilas dönemidir (Deliömero lu,1997: 1570).

(18)

1.5.1.Hun ve K rg z Devleti Devri

Hakaslar n “Yenisey K rg zlar ” diye isimlendirdikleri bu dönem MÖ II. yüzy l ile XIII.

yüzy l aras zamana tekabül etmektedir. Bu dönemde K rg z Türklerinin bilinen ilk yurtlar Yenisey Nehri civar r. K rg zlar n ünlü Manas Destan da bu olaydan bahsetmektedir. Destanlar n anlatt klar na göre Tanr Da K rg zlar Yenisey civar ndan bugünkü vatanlar na Manas Han önderli inde göç etmi lerdir. Bu göçe kat lmayarak kalmay tercih eden K rg z Türk topluluklar ise Yenisey K rg zlar olarak adland lm lard r (Deliömero lu, 1997:1570).

rg zlar, Çin kaynaklar ndan al nan bilgilere göre en eski Türk kabilelerindendir. lk devletlerini Ki-Ku, Kien-Kun veya Gen-gün, Gegun ad yla bugünkü K rg zistan’n do usunda ve kuzeydo usunda MÖ II. yüzy lda kurmu lar, daha sonra y lm lar ve Hun mparatorlu u yönetimine girmi lerdir. Hunlar n güçlerini kaybetmelerinden sonra Baykal Gölü’nden Tibet’e kadar uzanan sahada Hakas Devleti’ni kurmu lard r (Saray, D. .A/XXVI: 442). IX-X yüzy l Çin kaynaklar K rg zistan’dan “Heges” ismiyle veya di er baz kaynaklara göre ise “Kie-kia-se” ad yla bahseder. Daha ileri dönemlerde Tanr da K rg zlar n Müslümanla mas ve ya an lan bölgeler aras ndaki mesafenin uzak olmas Yenisey K rg zlar n ayr bir kimlik benimsemesi ve Hakas ad kabulleriyle sonuçlanm r (Deliömero lu,1997: 1570).

rg zlar, VI. Yüzy n ikinci yar nda Göktürk Devleti’nin idaresine girdiler (Saray, D. .A/XXVI: 442). Bu devirde ve sonraki zamanlarda Abakan Bozk ’nda ya ad lar.

Hükümdarlar n Ka an ünvan ta yor olmas o devirlerde güçlü bir topluluk olduklar gösterir (Sümer,1999: 25). K rg zlar, Türk tarihinin en büyük fâtihlerinden Kapgan Ka an döneminde Göktürkler ile mücadeleye giri tiler. Kapgan Ka an iddetlibir k mevsiminde Yenisey bölgesini i gal etmekte olan K rg zlara yöneldi ve 697’de onlar hâkimiyeti alt na ald1 (Kafeso lu,1996: 109).

1 … Sonra Kapgan Yenisey bölgesini i gal etmekte olan K rg zlar’a yöneldi. Mevsim k (696–697), yol uzun ve me akkatli idi, fakat bu sefere zaruret vard : “kuvvetli K rg z ka an , Çin ka an ve On-ok ka an anla p: Altun-y (Altun orman -Altay da lar )’da bulu al m, ordumuzu birle tirelim, do uda Türk ka an na sald ral m, (yoksa) ka an cesur ve ayguc bilge oldu undan o bizi mahveder demi ler. Kapgan ile Tonyukuk idaresindeki Gök-Türk ordusu “kar sökerek, a aç dallar na tutunarak, bazen atlar yede e alarak” yolsuz vâdilerden Kögmen da lar a , Yenisey kaynaklar nda An rma k nda K rg zlar bast rd , “han” telef olan K rg z ülkesi teslim al nd (Kafeso lu, 1996: 109).

(19)

Ancak Göktürkler, 745 y nda y ld ktan sonra yerine Uygur Devlet’i kuruldu.

Abakan’da ya ayan K rg zlar ise Ötüken’de kurulan bu yeni devlet için hep tehlike arz ettiler. Uygur hakanlar ndan l itmi Ka an ile 758 y nda (Sümer,1999: 44) ve Alp Kutluk Bilge Ka an ile 779–789 y llar ars nda (Kafeso lu,1996: 125) yapt klar sava larda yenildiler. Daha sonra 840 y nda iddetli bir hücumla Uygur Devleti’ni

karak kendi devletlerini kurdular. Ancak burada fazla kalamad lar ve 920’de Mo olistan’a sahip olan Kitanlar1, K rg zlar Ötüken’den ç kar p eski yurtlar na sürdüler. 1207’de Cengiz Han taraf ndan itaat alt na al nd lar2 (Kafeso lu,1996: 130–

131). Bir ara Mo ollara kar ayakland larsa da bu ayaklanma 1217’de kanl bir ekilde bast ld (Saray, D. .A/XXVI: 443). Bir y l sonra Cengiz Han o lu Çoçi, Yenisey buzu üzerinden geçerek K rg z Ka anl ’na son verdi. Daha sonra Cengiz Han o lu Tolui’ye ait araziye dâhil edilen ülkelerinde sadece birer reis taraf ndan idare edilen iki k m hâlinde ya amaya devam ettiler (Kafeso lu,1996: 131).

rg zlar bundan sonra IX. ve X. yüzy llarda Yenisey’deki ya ant lar sürdürerek Müslüman Türklerle ticari ili kiler kurdular. Maveraünnehir’den Yenisey boylar na kervan gelir, dokuma mamülleri ba ta olmak üzere birçok ticari mal getirir, kürkler, misk ve ok yapmakta kullan lan a açlar sat n alarak dönerlerdi (Sümer,1999: 47).

Günümüze kadar Mo ol öncesi döneme Hakasça “h rg z tuz ” (K rg z Ça ) ad verilmektedir. Hakas bölgesinin Rusya’ya dâhil olmas ndan sonra K rg zlar “ah harah”

rg z(Ak K rg z), hara h rg z (Kara K rg z), kok h rg z (Gök K rg z), hahsa h rh z (Elit rg z), v.s gibi k mlara ayr p “H rg z” kolunu olu turduklar Kaçinlerin, Sagaylar n ve K llar n aras na da lm lard r. Böylece K rg zlar (H rg z), Orta Yenisey vâdisinin bozk rlar nda ortaya ç kan Güney Sibirya’n n eski kültürlü halklar ndand r. Tuva, Altay, or, Çul m önü ve Baykal önü bölgelerinin de kesin olarak dâhil oldu u Devletinin (H rg z Han) eski s rlar na ahitlik eden K rg z dönemi hakk ndaki an lar Sayan-Altay halklar n haf zas nda korunmu tur. K rg z kültürünün etkisi alt nda Sayan-Altay’n tayga sakinleri aras nda Türk dili iyice yerle ir, dini inan lar yayg nla r, ta heykellere sayg duyulur, geçitlerde “obaç” ad verilen dini toprak setler meydana gelir. K rg z Minusinsk deresinden Merkezi Asya’ya zorunlu göçleri sonucunda, ülkelerinde ölen

1 Çin’de Liao sülalesi

2 K rg zlar, Cengiz Han Mo ollar ’na itaat eden “ilk Türk kavmi” dir (Kafeso lu, 1996: 131).

(20)

önderlerinin iki o lu günümüz Hakaslar aras nda K rg z varl n me alesini tekrar yakan Çab nday ve Çab dja kal rlar (Butanaev, 2001: 30–31).

Yaz kaynaklara göre K rg z kültürüne gelince; memleket mahsulleri arpa, bu day, yulaf ve dar idi. Unlar mahiyeti bilinmeyen bir tür ayak de irmeni ile ö ütürlerdi.

Memleketlerinde sebze ve meyve yoktu. Yemekle beraber içki içerlerdi. Ba ca maden zenginlikleri alt n demir ve kalayd . Her ya murdan sonra maden aramaya ç karlard . rg zlar n reislerine A-jo denmekte idi. Ceza sistemleri çok sertti. K rg zlar ölülerini yakan tek Türk kavmi idi1 (Ögel, 1991: 208).

1.5.2.Hooray Devleti (Reisli i) Devri

Hongoray ismiyle de bilinen Hooray Reisli i 15.yüzy lda Mo ol istilas ndan sonra kuruldu ve Rus istilas na kadar varl sürdürdü. Bugün Hakasya olarak tabir edilen bölgede kurulan bu devletin topraklar na “K rg z Yeri” veya “K rg z Topra ” ifadeleri kullan lm r. 17. yüzy lda Hakasya’y istila eden Ruslar bile bölgeye “K rg z Topra ” diyorlard . Yenisey K rg zlar ’n n uzant olan Hooray Devleti’nde dört Türk halk grubu ya amaktayd . Bunlar Alt sar, Isan, Alt n ve Tubin halklar veya oymaklar yd (Deliömero lu,1997: 1574–1575).

Balka Gölü, Tiyen an ve Altay Da lar aras ndaki Cungar Hanl ’n n kurucusu olan Oyratlar (M.L/IV: 310), Hangoray halk her y l istedikleri albana denilen vergiyi vermedikleri için üç bin ki ilik bir ordu ile yendiler ve onlar Abakan’n üst bölgelerinden Altay’n ötesine kovdular. Rivayetlere göre yolda ya lar gençlere geri dönü yollar ak llar nda tutmalar ö retiyorlard . “Bu da lar unutmay n, zaman geldi inde bizim bozk r ülkemize Hooray’a geri döneceksiniz. Hooray’ z yetim kalmas n!, Hooray sülaleniz son bulmas n!” diyorlard . Oyratlar, esir al nan insanlar Altay ötesine Derbet topraklar na yerle tirdiler. Birçok ya özgürlüklerinin al nmas na dayanamay p yolda öldü. Baz genç Hangoraylar yolda Oyratlardan saklanarak ülkelerine kaçmaya çal yorlard . Bu gençler ma aralarda gizlenerek yus, Tom ve

1 T’ang vakayinâmesi K rg zlar n ölü gömme âdetleri hakk nda öyle diyor: “matem dolay ile yüzlerini kesmezler ölünün etraf çevirip a larlar. Mütakiben yakarlar. Kemiklerini toplay p üzerinden atarlar.

Mezar yaparlar. Ondan sonra a lama kesilir (Ögel,1991: 88).

(21)

Abakan topraklar nda ya amaya ba lad lar1. Bu olaylardan sonra Horay halk Altay ötesindeki K rg z topraklar na yerle meye karar verdi (Butanaev,2001: 32–36).

Hakas folkloruna göre “Hooray” ad ilk kez ordusuyla birlikte Sayan S ra Da lar ’n p k Matkeçik civar ndaki H l-Hoya ehrinde bulunan kalesinde geçiren Mo ol Han’n a ndan ç km r. Han ordusuyla birlikte orada k iyi bir ekilde geçirmi tir.

Verimli topraklara bakan Mo ol Han’ iç çekerek öyle demi tir: “Hooray’n töresi ebedi olsun. Hooray halk n say z hayvan olsun”. O günden beri Hakas Minusinsk bölgesine “Hooray” denmeye ba lanm r. Buradan yola ç karak hiç üphesiz Hooray ayr n Mo ol döneminde(13. ve 18.yy) ortaya ç kt söylenebilir. Önce Mo ol Devleti, daha sonra ise Cungar Devleti Hangoraylar n siyasi ve kültürel hayat nda önemli rol oynam lard r (Butanaev, 2001: 35–36)

Orta Yenisey vâdisinin Rusya’ya dâhil olmas ndan sonra tarihi isim “Hangoray” tarih sahnesinden çekilmi tir. Bununla birlikte yerel halklar tan mlamak için “Tagar” yani

“Tatar” terimi kullan lmaya ba lanm r. Hooray kahramanlar n beyaz yüzleri, siyah saçlar , olgun ku kiraz çiçe i gibi parlak gözleri vard r. Hakaslar, Hongoraylar n do rudan devam r. Bu güne kadar kendilerini mecazî olarak “hara-pastar” yani “kara ba ” olarak adland rm lard r (Butanaev, 2001: 36–37).

1 … Kontay a (Oyrat komutan ), askeri birli i ile Abakan vadisine gelir ve yerli halk esir al r. Horang- Beg (Horay beyinin ad )’in biricik k Kobercin-h hizmetçisi ile birlikte Cungari’ya götürürler. Horang beg’in ya lanm kar son günlerini ya amak için tek ba na kal r. Cungar esaretinde Kobercin-h , hizmetçileriyle bir tutularak koyun otlatmak ve hayvan ah rlar temizlemek zorunda b rak r. Böyle bir lanmay bey k kald ramaz uygun bir anda hizmetçisi ile beraber ülkesine kaçar. Yolda Kobercin korkunç ac lar çeker. Onu sâkinle tirmek için hizmetçisi (Sumekçin) eski tatl hayat ac mas z gerçeklerle

yaslayarak ark söylemeye ba lar.

“Kebercin-h s rahvanda giderken Yürüyü ün sert oldu unu söylerdin imdi yaya giderken

Kendini nas l hissediyorsun han k pek k yafetleri giyerken

Kuma n diki yerlerininkaba oldu unu söylüyordun

imdi kara bir çuha giydi inde kendini nas l hissediyorsun han k (Butanaev, 2001: 33).

(22)

1.5.3.Ruslar n Hakasya’y gal Dönemi 1.5.3.1.Çarl k Dönemi

Rusya’n n 1480’de Türk-Mo ol hâkimiyetinden daha yeni kurtuldu u s ralarda tedrici olarak Türkistan’a yürüyece ini kimse tasavvur edemiyordu. Moskova’y üçüncü Roma hâline getirme sevdas na kap lan Rus prensleri, Türk topraklar ele geçirmek için planlar haz rl yor. Bunlar gerçekle tirmek için f rsat kolluyorlard (Hayit,1995: 41).

Yapt zulümlerle ünlenerek “korkunç” lakab kazanm olan IV. van’n (1533–

1584) 2 Ekim 1552’de Kazan’a girip tüyler ürperten katliâmlardan1 sonra bu hanl a son vermesinin ard ndan Rus istilas Türk ülkelerine do ru yay lmaya devam etmi tir (Saray,1998: 27). Rus i gali 1582–1585 y llar aras nda üç y l süren sava lardan sonra Sibirya Hanl y lm ve Rus ordular Hakasya s na dayanm r (Deliömero lu,1997: 1575).

Hooray Hakas Devleti, Tom ve Çal m Nehirleri kenar nda bulunuyordu ve Ruslar buraya “K rg z Topraklar ” diyorlard . Bu topraklar kendi topraklar na katmalar 120 buldu. Ülkeyi kolayca i gal edemeyeceklerini anlay nca yava yava çevresini ku att lar. Önce Hakasya’n n kuzey s kale zinciri ile tutuldu. Ruslar yeni kurduklar kaleleri özellikle az nüfuslu, direnme gücü zay f s r bölgelerine kuruyor ve çevredeki halk çara vergi vermeyi kabul edince Hakas Devleti’nden kopmu oluyordu. Ruslar ise bu halklara güvenliklerini temin edecekleri vaadlerinde bulunuyorlard . Böylece 1602’de Keiskiy Kalesi, 1604de Tomsk Kalesi, 1618’de Makovskiy, 1628’de Bratsk ve benskiy Kaleleri, 1636’da Konskiy, 1646’da Adinskiy Kalesi in a edildi (Delömero lu,1997: 1575).

Ruslar bu kaleleri in a ettikten sonra Hakaslara tecavüz etmeye ba lad lar. Hakas Han ’na ba Iz r Beyli i’nin topraklar nda da bir kale yapmaya karar verdiler. Çar, Krosnoyarks Kalesini in a edecek olan Andrey Dubenskiy’e yeni i gal edilen topraklardan vergi al nmas , orada ya ayan halklara isyan etmeyeceklerine dair and

1M.Khodaiakov’dan naklen: “Zaptedilen Kazan’n yerli ahâlisini korkunç suretle kesmek Rus tarihinin en r yapraklar te kil etmektedir. sa muhipbi muhariplerin Kazanl lara kar olan Haçl Seferi, i te bu gibi hesaps z insan kurbanlar salhanesiyle sona ermi tir. K lan canlardan, dökülen gözya lar ndan, çekilen felaketlerden ba ka 2 Ekim günü birçok nesil taraf ndan biriktirilmi olan maddi servetlerin medeni hayat n k ymetlerinden yok edilmesini de mucip olmu tur. Bunlar muhafaza edildi i yerlerden amans zca ç kar p k lm , bozulmu ve yok edilmi tir. Epeyce bir maharet ve sanat eseri olan k ymetli

eyler kuyumculuk eserleri, mensucat v.b gibi tahrip edilmi tir (Saray, 1998: 27).

(23)

içirmeleri hatta baz lar na maa vermelerini ve e er kale in aatlar na izin vermezlerse o zaman sava malar emrini vermi ti. Andrey Dubenskiy, askerleriyle Türkî topraklar na geldi inde onu Tat y ve Ob tay Beyleri kar lad lar. Hatta onlara ormanda odun keserken yard m bile ettiler. Andrey, onlara ticaret ehri kuracaklar söylemi ti. Ancak Beyler ne zaman ki Ruslar’n gerçek niyetini anlad i te o zaman sava lar ba lad . (1628) Bahru in, “Yerli halktan kürkleri sadece silah zoruyla alabiliyorlard . Bu vergi de il tam bir silahl soygunu and rmaktayd ” diye yazmaktad r (Deliömero lu,1997:

1575–1576).

Ruslar bu topraklarda daha birçok kale in a etmeye niyetlendilerse de Hakaslar buna müsaade etmediler. Ancak Hakasya’n n kuzey-bat nda gümü madeni yataklar bulununca, Ka tak Nehri k nda bir kale daha yapmak istediler. Bu kalenin in a edilmeye ba lanmas ndan sonra 1718’e kadar sürecek Hakas-Rus sava lar ba lad . En son Sayan Kalesi’nin 1718’de tamamlanmas ndan sonra Hakasya art k tamamen çevrilmi durumda idi. Sayan Kalesi Yenisey Nehri’nin Hakasya topraklar na döküldü ü yerde kurulmu tu. Bu nehir, halk n ula oldukça kolayla yor, Tuva ve Mo olistan ile temaslar sa yordu. Rus i gali ile bu son d irtibat da kesilince Hakaslar, Ruslara teslim olmak mecburiyetinde kald lar. Bundan sora Hakas topraklar na do ru bir göç ba lad . Ruslar ticari sebeplerle buralara gelerek köyler kurup yerle tiler. Buran n yerli halklar vergiye ba lad lar. 1792 y nda 8188 hanenin vergi ödedi i ve buna göre Hakaslar n bu dönemdeki nüfuslar n 40.000 ki i civar nda oldu u anla lmaktad r (Deliömero lu, 1997: 1576).

Bu arada Hakaslar, di er Sibirya yerlileri gibi yo un bir Rusla rma ve Hristiyanla rma faaliyetlerine tabi tutuldular. Bu faaliyetler özellikle 18. ve 19.

yüzy lda h z kazand . Bu politikan n sonucunda Hakaslar kitleler hâlinde vaftiz edildiler. Ancak Hakaslarda Hr stiyanl k, genellikle resmiyetten öteye geçemeyerek gönüllerinde yer etmedi (Killi, 2004: 121). Belgelere göre 19. yüzy l boyunca Hakaslar n hemen hemen tamam Hristiyanl a geçtiler. Tamamen vaftiz ise 15 Haziran 1876’da Ask z Köyü’nde yap ld . Toplam 3003 ki i vaftiz edildi. Bütün erkeklere

“Vladimir”, kad nlara ise “Marya” isimleri verildi (Butanaev,1995: 39). lk Hakas yazarlar ndan olan Kobyakov, Hakas halk n zorla Hristiyanla lmas “Vaftiz” adl

(24)

hikâyesinde ba ar ekilde anlat r1 (Killi,2004). Ruslar n, Rusla rma ve Hristiyanla rma faaliyetleri neticesinde 18. yüzy lda yakla k 40.000 olan Hakas nüfusu sürekli erimi ve iki yüzy l sonra bile ancak iki kat art gösterebilmi tir (Deliömero lu,1997: 1576).

17. yüzy lda Hristiyanla rma faaliyetleri esir dü en Hakaslara yönelik iken 18.

yüzy lda I.Petro’nun emri ile zorlay yöntemlerle tüm Hakaslar üzerinde uygulanm r. Buna göre vaftiz olmay kabul etmeyenler a r bir ekilde cezaland lacak, eski ibadet yerleri y lacak ayr ca vaftiz olanlara vergi indirimi, toprak ile ödüllendirme v.s gibi ödüller verilecekti. Bununla beraber 18. yüzy n ikinci yar nda Hristiyanla rma faaliyetlerinde yumu ama görülür. 1768’de papazlar n izinsiz vaftiz amac yla yerlilere gitmesi, 1867’de ise çocuklar n anne babas ndan habersiz vaftiz edilmesi yasaklanm r. Ayr ca bu dönemde Hristiyan olanlara yeni ikâmet yerleri verilmi , yeni evlilere para yard nda bulunulmu tur. Böylece 18.

yüzy l sonlar ndan 19. yüzy l ba lar na kadar ikna, maddi destek ve zorlay yöntemlerle Hakaslar n %25’i vaftiz edilmi tir (Killi, 2004: 122).

1.5.3.2.Sovyet Dönemi

Ruslar , Hakaslar üzerindeki bask lar çarl k döneminde oldu u gibi hatta daha da artarak Sovyet Dönemi’nde de devam etti. Bu defa Hristiyanla rmadan ziyade dinsizle tirme yoluna gidildi. Kolhozla rma s ras nda Hakas köylerindeki üretken

1 Killi’den naklen: Kobyakov’un, iki bölümden olu an “Vaftiz” adl hikâyesi Hakasça olarak kaleme al nm r. Hikâye iki bölümden olu maktad r. Birinci bölümde ihtiyar Çongday’n çocuklarla kar la mas , çocuklar n ondan hikâye anlatmas istemeleri üzerine, Çongday’n boynundaki bak r haç görüp geçmi e dönmesi ile vaftiz edilmek üzere Askiz nehri boylar na sürülmesini çocuklara anlatmas , ikinci bölümde ise vaftiz an … anlat lmaktad r. “… Uzun y llar geçti .Ben de sizin gibi çocuktum… Bir keresinde ben akranlar mla bizim köyün yak ndaki bir köye enli e gitmi tim… Birden biri ba rd bak n!Do udan yürük at ko ulmu bir zengin arabas geliyordu… Arabadan önce bizim idarecimiz Apanay’n o lu iri cüsseli Apçanay indi.Onun ard ndan uzun saçl , uzun elbiseli biri indi. ner inmez, büyük bronz, el yap bir haç ç kar p, insanlara dönüp haç sallad dareci tercüme etmeye ba lad :

“Yüce papaz geldi, papazlar n en büyü ü.Askiz nehri a nda sizi kendi vaftiz edecek… htiyar erkek ve kad nlar n baz lar a la maya ba lad lar: “Ah ba za gelenler!Boynumuza ne asacaklar?...Ertesi gün halk yüzerli gruplara ay rmaya, sonra da Askiz nehrinin s taraf na sürmeye ba lad lar… “Suya girin”

diye ba rd tercüman bize… “Ba üç kez suya dald n, çabuk olun!”… “Yakla n size haç verecek”… Papaz bana bak p küçük bir haç verdi, boynuma takmam i aret etti. te o küçük haç hâlâ boynumda duruyor… Eve dönerken yolda babam bana “ imdi benim ad m Harool de il, Vladimir, senin ad n Çongday de il, Vladimir ve buna ek olarak Vladimiroviç… Bütün erkeklere Vladimir, bütün kad nlara da Mariya ad vermi ler. Rus idarecisi bana böyle söyledi… Sonuçta yine i ler eskisine döndü. Biz eskiden kama para ödemekle kalmazd k. Vaftiz olduktan sonra haç ve ikonlarla bizi ziyarete gelen papazlara da para öderdik. Pek çok ki inin papaza para ödeyebilmek için koyun ya da ine ini satt haberi duyulurdu… (Killi, 2004: 126–133).

(25)

insanlar yok edildiler. dareye kar ç kanlar aileleriyle birlikte sürgün edildi.

Bol evikler, daha önceki y llara göre kendilerini daha sa lam hissetmeye ve güçlenmeye ba lam lard . Birçok isyan ve ba ms zl k hareketini 30 Ocak 1930 y nda Politbüro karar ile bast rmaya ba lad lar. Kimlerden ne al nacak, hayatlar sürdürmeleri için ne kadar bu day b rak lacak, çal ma kamplar nda ödemeler nas l yap lacak vs. gibi operasyonlar n hepsi planl bir ekilde düzenlenmi ti. 12 ubat 1930’da Sibirya cra Komitesi’nin karar yla tüm hayvanlara, evlere, malzemelere ve mahsule el kondu. Gizli bir kararla 25 ubat’a kadar Sibirya’da 35.000, Hakasya’da 354 aile sürgüne gönderildi. Sürgüne gönderilenlerin yanlar na alacaklar malzeme ve para miktar bile s rland lm . Aile ba na 500 Ruble almalar na izin edilmi ti. 354 ailenin illere göre da öyle idi: Askiz 70, Bograd 90, Taa p 60, Çarkov 70, Çebak 64.Komitenin sürgünlerdeki ba ar Sibirya’da %54 ilen Hakasya’da %100 oldu. Hakasya bu sürgünlerden dolay i e yarar üretken gücünü kaybetti (Deliömero lu,1997: 1577).

Di er taraftan Sovyet Rusyas Hakasya’y ülkelerinin sulu tar m bölgesi hâline getirmeyi istiyorlard . Böyle bir hâle gelebilmek için uzun bir zaman ve büyük çaba gerekiyordu. Sürgün edilen Hakaslar n yerini göç edenler dolduruyordu. Bunlar n baz lar Povobje bölgesindeki açl ktan kurtulmak, baz lar ise fa ist i galinden kurtulmak için gelmi lerdi. II. Dünya Sava döneminde devlet bürokrat mekanizmas taraf ndan yap lan kitlevi bask sonucu Hakasya’ya Alman ve Ball k Denizi bölgesinde ya ayanlar n büyük gruplar gönderilmi tir (Butaneyev,1995: 39).Böylece Kalmuklar, Çeçenler, ngu lar, Polonyal lar, Almanlar ve Rus Kazaklar Hakas ülkesine yerle tiler.

Bunun sonucunda Hakas nüfusu öz vatan nda bugün %11 oran na indirildi.(Deliömero lu, a.g.e) Di er taraftan on binlerce Hakas erke i sava tan dönemedi. Hakasya yaramaz ve suçlular n sürgün yeri hâline geldi. Rus halk Hakas dilini bilmiyor ve yerli halk n ihtiyaçlar anlam yor. Toplumsal yerlerde kendi dilin konu an Hakaslar susturuluyor (Butanaev,1995: 39).

1.5.3.3.Millî Hareket

Hakasya’da bask lar n en önemlilerden biri de bütün Türk ülkelerinde oldu u gibi

“Turanc , milliyetçi” suçlamalar idi. Asl nda Hakaslar aras nda bu türden e ilim ve icraatlar da mevcuttu. KGB, 1934 y nda üye say 300 olan bir te kilat ortaya ç kard .

(26)

Bu te kilat, Tuva, Altay, or ve Hakas halklar birle tirerek ba ms z bir devlet kurmay amaçl yordu. Te kilat n Tuva, Altay ve or halklar aras nda ve Leningrad ve rkutsk’ta okuyan ö renciler içinde temsilcileri vard . Üyeler yakalanarak Turanc kla yarg land lar ve a r cezalara çarpt ld lar. KGB Ba kan Hmarrin unlar söylemi ti:

“Bölgemizde milliyetçi ve Troçkist te kilatlar vard r. Bunlar n aras nda devlet ve parti üst düzey idarecileri de bulunuyor. Bunlar halk dü manlar r. Bunlar n amac Tuva, Altay ve or halklar yla burjuva devleti kurmakt r” (Deliömero lu,1997: 1577).

1934’ten 1937’ye kadar ki üç y ll k sürede on binlerece Hakas Sovyet mahkemelerinde yarg land . Ruslar n yapt ara rmalarda milliyetçilerin komünist parti ve devlet üst düzey görevlilerin de aras na girdikleri tespit edildi. 1937’de Hakasya Komünist Partisi Kongresi’nde 3 vilâyet ba kan , 6 icra komitesi ba kan , 15 ilçe parti ba kan , 19 fabrika müdürü, 5 gazeteci, 8 hâkimin de içinde oldu u 1000’den fazla ki i milliyetçilikle suçlanarak tutuklanm r. 27 Kas m 1937 günü 137 ki i yarg lanarak bunlar n 107’si idam edilmi , kalanlar ise on y l a r cezaya çarpt lm r (Deliömer lu,1997: 1577–

1578).

1.5.3.4.Özerk Cumhuriyet

Rus Devrimi’nin ard ndan Komünist Parti örgütleyicileri, Hakas bölgesinde uzun zamand r uygulanan tabiyet bölgesel özerkli in hassas bile imini kapsayan yeni bir Sovyet terimi aram lard r. 1922’de bölgenin etnik ortakl belirtmek üzere Hakas Millî Bölgesi (uzeyd) kuruldu. 1930’da, bu bölge Hakas Özerk Vilâyetine (oblast) çevrilmi tir (Anderson, T.A/XX: 201). 1980’de toplanan Hakas Halk Kongresi, Hakas Özerk Cumhuruyeti’nin durumunu de tirme karar ald . 3 Temmuz 1991’de Rusya Federasyonu’nun Cumhur Ba kan Hakasya’n n özerk cumhuriyetine geçmesi tüzü ünü imzalad (Butanaev,1995: 39).

(27)

BÖLÜM 2: HAKASLARIN GEÇ M KAYNAKLARI

2.1.Hakaslarda Hayat Tarz

Hiç üphesiz Türklerin tarihteki en büyük ba ar lar ndan biri ya ad klar çevreye ve iklime uygun bir hayat tarz gerçekle tirmi olmalar r. Bu atl göçebe yada konar göçer bir hayat tarz r. Ancak bu, ilkel kabilelerde görülen göçebelikle kar lmamal r. Çünkü Türklerin bozk r kültürünü olu turan bu atl göçebelik, ilkel topluluklardaki göçebelikten farkl r. Türk topluluklar n ekonomisi hayvanc a dayanmakla beraber bu onlar n üretici bir toplum oldu unu göstermektedir. Ayr ca çok geli mi bir vatan ve millet duygular n olu u da fark ortaya koyan di er bir etkendir (Koca, T.A/III: 19).

Minusinsk deresinin yar kurak bozk r artlar nda hayvanc n geli imi mevsimlik otlaklara yap lan göç ile ba r. 17.yüzy l Rus belgelerinde: “ rg zlar göçebe olarak çad rlarda ya arlar, kürk ve zipun1 giyerler, bal k ve av hayvanlar yerler ve okla sava rlar... Atlar , inekleri ve koyunlar çoktur, topra ekip biçmezler” denir. ki as r sonra 1842 y nda Koybala halk meclisi, Hakaslar n “ortaya ç kt klar günden beri, hiçbir zaman topra i lemeyen, yiyeceklerini sadece hayvanc ktan ve k smen de avc ktan elde eden, her y l i gal ettikleri topraklar n bir yerinden ba ka bir yerine ta nan göçebe insanlar olduklar ” kabul etmi tir (Butanaev, 2002: 18).

19. yy.’n ilk yar nda, bay çiftçileri denilen zenginler y lda dört kez, yoksullar ise en fazla iki kez göç ederler. Göçebe hayat al kanl k de ildir, ya am artlar ndan kaynaklanan bir gelenektir. Göçebeler ot pe inden giderler; e er hayvanlar bir yerdeki otlar çi ner ve yiyip bitirirse o zaman hayvanlar hiç dokunulmam otlaklara götürmek gerekir. Hakas Nomadlar n hayat görü lerine göre, göçebe hayat tarz ancak öldüklerinde b rakabilirler ve bu yüzden mezarl klar mecazî bir isim olan: “köspeçen aal” yani göçebe olmayan bar nak ad ta r (Butanaev, 2001: 18).

Konargöçer bir hayat tarz benimseyen Türklerin bundan dolay sabit bir meskeni yoktu.

Çad rlar bu hayat tarz n en kullan meskeni idi. Çad rlar ka lar, develer ve kat rlar üzerinde bir yerden ba ka bir yere sürekli ta rlard . En eski çad r tipine, Abakan bölgesindeki Boyar da kaya resimlerinde rastlanm r (Koca, T.A/III: 18).

1Eskiden köylülerin giydi i bir tür giysi, kaba, kal n kuma tan yap lm , yakas olmayan bir tür kaftan.

Referanslar

Benzer Belgeler

Konut üretiminde özellikle orta ve üst gelir grubuna konut üretiminde bir doygunluğa ulaşan sektörün düşük gelir grubunu sektöre çekmenin yollarını,

GÖĞÜS ETĠ VE ÜR.. GÖĞÜS ETĠ

[r]

Boru ve Boru Elemanlarının Alın Kaynağı Protokol Föyü Yerin üstünde Yerin altında.

Slayt çubuğuna girmek için Sağ tuşa ya da Orta tuşa basın ve ardından değişiklikleri yapmak için Yukarı ya da Aşağı tuşlarını kullanın (menüdeki göstergelere

Yetenek sınavı le öğrenc alan okullara kes n kaydı yapılan adaylar LGS terc h dönem terc h yapamayacaktır. Ancak yetenek sınavı sonucuna göre kayıt yaptırdığı okuldak

Bahadır Kaleağası AB Komisyonu üyeleri ve yöneticileri, Avrupa Parlamenterleri, AB ülkeleri bakanları ve bürokratları, Avrupa Yatırım Bankası yetkilileri, AB nezdinde

TÜSİAD Yönetim Kurulu tarafından Mart ayında gerçekleştirilen Brüksel ziyareti çerçevesinde TÜSİAD Yönetim Kurulu üyelerinden oluşan heyet