• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3: HAKASLARDA YA AYI , KÜLTÜREL VE SOSYAL HAYAT

3.3. Hakas Müzik ve Destanlar

Hakaslar n zengin müzik ve iir gelenekleri me hurdur. En ünlüsü “Alt n Ar g” olan 250’den fazla uzun kahramanl k destanlar vard r. Alt n Ar g, uçurumda do an üç nesil tanr lar aras ndaki babas n sözünü dinlemeyen bir k z çocu undan kaynaklanan talihsizli e kar mücadelenin hikâyesini anlat r. Bu destanlar daha çok bir müzik aleti kullan larak bo azdan söylenir (Anderson, T.A/XX: 202).

Hakaslar n en yayg n müzik aleti ise “çathan” d r. Çathan ve kahramanl k menk belerinin g rtlaktan söyleni biçimi olan “hay” Ocen-beg efsanesine göre rg zlar’dan al nm r. Hay, Hakas türkü kültürünün en belirgin türüdür ve mutlaka çathan e li inde söylenir. Hakaslar’n g rtlaktan ark söylemelerine Rus edebiyat nda ilk kez 1831 y nda .Pestov’un iirinde rastlan r. Ba lang çta hay n kutsal bir anlam vard r ve mitlere göre Hakaslar n atalar n türedikleri da -ezi yani da ruhlar yla ileti im kurma arac olarak kullan lm r. nan a göre da ruhlar kimse görmeden hayc lar n yan na gelir ve hayc lar n iirlerini büyük bir zevkle dinlerlermi . Hay n ilk kez ortaya ç tarihi ile ilgili kesin bir bilgi yoksa da bunun sava ta dü man üzerinde psikolojik etkisi olabilece i dü ünülerek K rg z Devleti öncesinde 6. ve 13. yüzy l aras nda olabilece i mümkündür (Butanaev; 2001: 94–95).

Çathan adl müzik aleti, uzun oyuk kutudan iki ucu koçlar n boynuzlar gibi e ik ekildedir. Üst tarafta koç ba rsa ndan veya telden 7 veya 9 tane tel çekilir. Efsanelere göre eski zamanlarda sihirli çathan yedi gözsüz dizlere aitmi , ancak zeki bir çocuk çathan onlardan çalm ve böylece bu alet Hakas halk na gelmi (Butanaev,1995: 38). Destan n okunmas esnas nda müzisyenlerin dizleri üzerinde duran arp benzeri çathan gösteri s ras nda çalg n tonu de tirmesini sa layan her telin alt ndaki hareket ettirilebilir köprülerden dolay emsalsizdir. Melodilere bir a z çalg olan khomys da

lik eder (Anderson, T.A/XX: 203). Prof.B. .Tatarintsev, Sayan-Altay Türklerinin rtlaktan ark söyleme fenomenini 16.ve18. Yüzy llarda etnoslar n ekillenmesiyle birlikte ortaya ç kan kültürün daha genç dönem bir ürünü oldu unu dü ünmektedir. Hakas hay , h lt tek sesli melodilerle icra edilmektedir. Bu da Hongoray merkezli özel bir ark kültürünün oldu unu do rulamaktad r (Butanaev, 2001: 95).

Hay kelimesi,1 bo az, g rtlak ark ; gö üsten ç kar lan bo uk ve makaml ses mânâlar na gelmektedir. Bu tip destan söyleme usulü Hakaslarla beraber bütün Altay Türklerinde de uygulan r. Destanlar iki ekilde icra edilir. Anlat m (icra) ve hay (g rtlaktan okuma). Destan n hay tarz nda okunmas son derece zordur. Bunun için gelene e uygun g rtlaks bir ses gerekir; bu sesin elde edilmesi ise uzun y llar egzersiz yapmay gerektirir (Bekki, T.A/III: 569). Bu konuda N.A.Baskakov unlar söyler:

“Destanlar n icras nda hayc taraf ndan iki de ik ses ayn anda ç kart r. Yani destanlar ayn anda ç kart lan iki sesle icra edilir. Seslerden ilki rtlaktan monoton yani bo uk bir ekilde ç kar rken ikinci ses dudaklar vas tas yla de ik bir melodik yap da ç kart r. kinci sesin karakterine uygun olarak üç de ik ses daha ç kart r. Bunlar n birincisi, küülep kaylamak denilen ikinci ses hafif v lt r. kincisi karg lap kaylamak denilen bu yap daki ikinci ses t slama, f rt , y lan sl gibi ç kart r. Di eri ise s rt p kaylamak denilen ikinci ses flütün sesini hat rlat r bir tonda ç kart r (Bekki, T.A/III: 569).

Hakas destanlar uzunlu u ile ünlüdür. Baz lar o kadar uzundur ki söylenmesi birkaç haftay al r. E er sanatç okudu u destan n sözlerini unutur, kar r veya söyleyemezse o zaman inançlar na göre ömrü k sal r. Destanlar n sanatç taraf ndan özel tarzda yani tabiat d sesle söylenmesi, ola an d olaylar daha iyi hissetmek ve hissettirmek içindir (Butanaev,1995: 37). Bu konuda öyle bir hikâye anlat r: “Kan

Ooz adl yerde Anike adl bir kayç Altay-Buuçay destan söylerken destan n baz bölümlerini unutur. Bu sebeple destan kahraman Altay-Buuçay Anike’nin rüyas na girerek onu kamç lar. Bu olaydan k sa bir süre sonra ölen Anike’nin ölüm sebebini halk onun gördü ü bu rüyaya yormu tur” (Bekki, T.A/III: 569).

1

Bütün Altay-Türk kahramanlar nda oldu u gibi Hakas destanlar nda da genellikle kahraman n yeryüzündeki kötü niyetli hanlar veya bunlar n bir ölçüde ili kide bulunduklar yeralt dünyas n hâkimi Erlik ve avanesi ile olan mücadeleleri anlat r. .V.Puhov, “Altay Kahramanl k Eposu” adl çal mas nda Altay kahramanl k destanlar nda i lenen konular ; kahramanlar n ucubelerle olan sava , kahraman n Erlik ile mücadelesi, kahraman n evlenme elçili i, yabanc hanlarla mücadelesi ve zalim hanla mücadelesi eklinde ay r. Burada bahsedilen konular n her biri herhangi bir destan n ana konusu olmay p, destanlarda di er konularla birlikte i lenir (a.g.e: 571). Radloff, Altay-Türk destanlar derleyerek masal ms bir tarzda yazm ve Türklerin Kökleri Dilleri ve Halk Edebiyatlar adl eserinde yay mlam r (Radloff, 1999).

Altay-Türk geleneklerine göre kayc olabilmek için rüya görmek gerekir. Destan kahraman kayc aday n rüyas na girerek destan ö retir. Destanlar okuyan sanatç lar n kulland bir terennüm düzeni ve tekni i vard r. Hayc lar, okumaya ba lamadan önce top uur1 denilen bir müzik aleti çalarlar. Bu bir ölçüde destan n giri

sm r. Bu giri k sm o andaki dinleyicilerin durumuna göre uzun veya k sa olabilir. Giri k sm atlanarak direk destana geçildi i de olur. Hayc giri müzi ini çalarken bir yandan da kendi sesini ayarlay p top uurun notas na uydurur ve “oy, iy, ey” gibi sesler kararak hem müzik aletinin sesine e lik eder hem de kendi konsantrasyonunu sa lar. Hayc dinleyicilerin dkkatini toparlamak için “Altay eezi”nin de orada destan dinlemekte oldu unu söyleyerek ona, hem ükranlar sunar hem de güzel okumak için yard ister (Bekki, T.A/III: 569–570). Ünlü hayc A.G.Kalkin de Kan-Ceeren Attu Kan-Alt n destan n ba nda top uurunu öyle över:

1

Çam veya sedir a ac ndan yap lan yakla k 78cm boyunda ve telleri at k olan bir saz e li inde icra ederler. Altaylarda top uurun men eine dair öyle bir efsane anlat lmaktad r: “Eski ça larda kar kl iki da da, iki bahad r ya yormu . Bu da lar birbirinden ay ran co kun bir nehir varm . Da lardan biri di erine göre daha ulu imi . Uzun bir süre bu iki bahad r dostça ya am alar. Ancak aralar nda daha ulu olan da a sahip olmak için münaka a ba lam . ki bahad r bu anla mazl öyle çözmeye karar vermi ler: Bu karara göre nehrin üzerine birlikte köprü yapacaklar ve bu köprü in aat s ras nda kim önce bir kad ndan söz ederse o, güzel da a sahip olma hakk ndan mahrum olacakt r. Bir gün bu iki bahad r, yak nlar ndaki bir çal ktan müzik e li inde bir kad n sesinin geldi ini duymu lar. Bahad rlardan biri kad n hakk nda konu mamak art unutarak “O, üy kiji” (O, kad n) diye ba rm . O anda büyük bir gürültüyle y ld m çarpm ve yeralt ndan u ultulu bir ses gelmi . Bu gürültünün ard ndan yer yar lm ve nehirle birlikte köprü de yerin derinliklerine geçmi . Bahad rlardan biri deh et içerisinde sesin geldi i tarafa ko mu ve kaya üzerinde oturan bir kad n görmü . Kad n elindeki musiki aletini bahad n gözleri önünde kayaya vurarak parçalay p ortadan kaybolmu . Kad n musiki aletini vurdu u kayada onun izi kalm . Bahad rlar kayan n üzerinde kalan izden faydalanarak top uur’u yapm lar (Bekki,T.A/III:578).

“ Kutsal a aç özünden Yontarak yapt m top uurumu Bükülmü rahvan at k

Kutsal a aç sap na çektim Top uurumu elime ald m De erli mal n kutsal k ndan Tellerini çektim

Oyna oyna oy top uur Seni inleten k llar nd r

Bilgelik destan ben anlatay m Bir de sözümü art ray m

Taze yüre e haz versin Büyük ulus sesimi duysun Oturan ulus canlans n Bilgili ki i söylesin Uzun gece boyunca

Ulu kayc kaylas n" (Bekki, T.A/III: 570).

Hayc buna benzer bir giri ten sonra sadede gelir. Ba lang ç formeli olarak en fazla “Ozo ozo ozo çakta” çok çok eski zamanlarda ifadesi kullan r. Bununla beraber, destanlara kahraman n ya ad yerin özellikleri, anne ve babas ile sahip oldu u at tasvir edilerek de ba lanabilir. Altay-Türk destanlar ndan biri olan rbis-Buuday destan na önce kahraman n ya ad yer, daha sonra sahip oldu u attan bahsedilerek ba lanm r:

Atlan alt taalaylu Altm alt denizli Alt n küler taygalu Alt n bronz da Cüs kool alt n köldü Yüz kol alt n göllü rbis-Çook r atka mingen rbis-Çook r ata binen rbis-Buuday dep iyindü rbis-Buuday denen

Katanur dep kiji catt Sa lam omuzlu ki i ya yordu (Bekki,

T.A/III: 570)

Kayc lar iyelerden ö rendikleri destanlar oldu u gibi aktarmak zorundad rlar. Destanlara ekleme veya kesme yapamazlar. Birçok kayc destan n sonunda bunu dile getirir:

Uzun bolordo k skartpad m, Uzun olsa k saltmad m K ska bolordo uzatpad m K sa olsa, uzatmad m Ulustan la ukkan m bu edi Halktan duydu um bu idi Ko kon menin kojumag m cok Benim ekleyecek bir eyim yok Korodoton menin ltag m cok

Üzülmek için bahanem yok (Bekki, T.A/III: 570).

Hakaslarda dans etme sanat eski avc k ve hayvanc k dininden kaynaklan r. Çincede bu danslar dönme, pandomim ve hayvanlar n davran lar na benzetme sahnelerini içerirdi. Hakaslar n iir yazma tarz ve ekilleri öbür Sayan-Altay Türk halklar ndaki gibidir. Son uya n olmas genelde pek gerekmez ancak cümlelerin kurulmas nda ilk aliterasyonun paralelli in olmas gerektirir. Hakaslar, vurarak çal nan, gürültü yap , nefesli, yayl olmak üzere say 15’i bulan müzik aleti kullan r. amanlar n ayinlerinde kulland “tef” bu aletlerin en ya r (Butanaev, 1995: 38).

Benzer Belgeler