MSÖ405
ÖZEL EĞİTİM
DOÇ. DR. HATİCE BAKKALOĞLU
DERSİN İÇERİĞİ
ÜNİTE I: ÖZEL EĞİTİM
ÜNİTE II: ÖZEL EĞİTİMDE DEĞERLENDİRME
ÜNİTE III: BEP HAZIRLAMA ve ÖĞRETİMİN BİREYSELLEŞTİRİLMESİ ÜNİTE IV: KAYNAŞTIRMA ve DESTEK ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİ ÜNİTE V: AİLE EĞİTİMİ
ÜNİTE VI: ZİHİNSEL YETERSİZLİĞİ OLAN ÖĞRENCİLER ÜNİTE VII: İŞİTME YETERSİZLİĞİ OLAN ÖĞRENCİLER ÜNİTE VIII: GÖRME YETERSİZLİĞİ OLAN ÖĞRENCİLER
ÜNİTE IX: FİZİKSEL YETERSİZLİĞİ/SÜREĞEN HASTALIĞI OLAN ÖĞRENCİLER
ÜNİTE X: DİL VE KONUŞMA BOZUKLUĞU OLAN ÖĞRENCİLER ÜNİTE XI: ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ OLAN ÖĞRENCİLER
ÜNİTE XII: DUYGU DAVRANIŞ BOZUKLUĞU OLAN ÖĞRENCİLER ÜNİTE XIII: OTİSTİK BOZUKLUĞU OLAN ÖĞRENCİLER
ÜNİTE XIV: ÇOKLU YETERSİZLİĞİ OLAN ÖĞRENCİLER
ÜNİTE XV: ÜSTÜN ZEKALI ÖĞRENCİLER
ÜNİTE I: ÖZEL EĞİTİM
Özel Eğitimde Temel Kavramlar
Özel Eğitime Gereksinim Duyan Çocuk Kimdir?
Etiketleme ve Kullanılan Dil
Sınıflandırma
Özel Gereksinimi Olan Öğrenci Sayısı Nedir?
Özel Eğitim Nedir?
Özel Gereksinimi Olan Bireylerin Ne Kadarı Özel Eğitim Hizmetlerinden Yararlanabilmektedir?
Üstünlere Sağlanan Destekler
Özel Eğitim Personeli
Özel Eğitimde Yasal Düzenlemeler
Özel Eğitimin Dünü, Bugünü ve Özel Eğitimde Geleceğe İlişkin
Eğilimler
Özel eğitimde temel kavramlar
Özel eğitime gereksinim duyan çocuk kimdir?
MEB Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde özel gereksinimli birey,
“çeşitli nedenlerle bireysel özellikleri ve eğitim yeterlilikleri
açısından akranlarına göre beklenilen düzeyden anlamlı farklılık gösteren birey” şeklinde tanımlanmaktadır.
Özel gereksinimli bir çocuğun normal gelişim gösteren çocuktan farklılıkları;
zihinsel özellikleri,
duyusal becerileri,
iletişim becerileri,
davranışsal ve duygusal gelişim özellikleri,
fiziksel özelliklerinde veya bunların herhangi bir bileşeninde olabilir.
Bu terim üstün yetenekli ya da üstün çocukları da (normların üstünde) kapsamaktadır.
Özel gereksinimi olan çocukların Özel gereksinimi olan çocukların özür tür ve dereceleri özür tür ve dereceleri ile bireysel ile özellikleri
özellikleri birbirinden farklılık gösterdiğinden genellemelere gitmek mümkün birbirinden farklılık gösterdiğinden genellemelere gitmek mümkün değildir.
değildir.
Bireysel özellikler Bireysel özellikler de (yaş, cinsiyet, kültür ve yaşam koşulları), bir destek de (yaş, cinsiyet, kültür ve yaşam koşulları), bir destek sağlanmadığında normal gelişen bireyler için sunulan eğitimden
sağlanmadığında normal gelişen bireyler için sunulan eğitimden yararlanmalarını güçleşmektedir.
yararlanmalarını güçleşmektedir.
Özel eğitime gereksinim duyan çocuk kimdir?
Her çocuk özeldir ve eğitim, ancak bireysel özellikler Her çocuk özeldir ve eğitim, ancak bireysel özellikler göz önünde tutularak verildiğinde amacına ulaşacaktır!
göz önünde tutularak verildiğinde amacına ulaşacaktır!
Etiketleme ve kullanılan dil
Özel gereksinimi olan bireyi nasıl adlandıracağız?
Ne desek daha az örseleyici olur?
Sizi yeterliklerinize göre değil de yetersizliklerinize göre tanırlarsa ya da öyle bilinirseniz neler hissederdiniz?
“Evet, şu konuşurken sürekli gözünü kırpıştırandan söz ediyorum.”
Bu tür tanımlamalar sözü edilen kişinin değerini düşürebilir mi?
Yersizliği olan çocuğa sahip ailelerde hangi anne baba ya da diğer aile bireyleri çocuğun “yetersizliği olan çocuk” olarak etiketlenmesini ister.
Öğretmenler öğrencisinin “yetersizliği olan birey” olarak etiketlenmesi durumunda ne hisseder?
Zihinsel yetersizlik tanısı olan bir genç «Ben neyim/kimim?»
şeklinde düşünmeye başladığında ona verilecek yanıtımız ne olacaktır?
İnsanların sınıflandırılması ve bundan yüz yıl önce çok daha az
önemli olan etiketleme, bugünlerde sık tartışılan bir konu haline
gelmiştir.
Özel eğitimde sınıflandırma sistemi kullanmanın avantajları nelerdir?
Günümüzde özel gereksinimi olan bireylerin sunulan hizmetlerden yararlanmasının ön koşulunu
tanılama oluşturmaktadır.
Tanılama sonucunda da sınıflandırma ve etiketleme yapılması zorunlu hale gelmektedir.
1.
Yetersizlikleri isimlendirebilme ve ayırt edebilme
2.
Alanda çalışan kişilerin ortak bir terminoloji kullanımı
3.
Araştırmalar yoluyla bilginin geliştirilmesinde kişilerin birbirlerini anlamaları
4.
Sivil toplum örgütlerinin kuruluşu, örgütlenmesi ve alana ilişkin mücadele etmesi
5.
Belirli bir kategorinin belirli bir tedaviyle
ilişkilendirilmesi, eğitim gereksinimlerinin belirlenmesi
Özel eğitimde sınıflandırma sistemi kullanmanın dezavantajları nelerdir?
1.
Düşük beklenti geliştirilmesi
2.
Bireysel farklılıkların göz ardı edilmesi
3.
Her sorunun nedeninin sahip olunan etiket olarak kabul edilmesi
4.
Sınıflandırma ile aynı etiketin yaşam boyu devam etmesi
5.
Değerlendirme sorunları nedeniyle çocukların yanlış bir
grup içinde ele alınması
Özel eğitimde sınıflandırma
MEB Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde özel gereksinimli olan çocukların sınıflandırılması
Zihinsel Yetersizlik (hafif, orta, ağır, çok ağır)
İşitme Yetersizliği
Görme Yetersizliği
Ortopedik Yetersizlik
Sinir Sisteminin Zedelenmesi ile Ortaya Çıkan Yetersizlik
Dil ve Konuşma Güçlüğü
Özel Öğrenme Güçlüğü
Birden Fazla Alanda Yetersizlik
Duygusal Uyum Güçlüğü
Süreğen Hastalık
Otizm
Sosyal Uyum Güçlüğü
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu
Üstün veya Özel Yetenek
Etiketleme ya da sınıflandırma olmaksızın özel eğitim hizmetleri sunulabilir mi?
Peki, etiketlemenin alternatifi nedir? Ne, nasıl yapılmalıdır? Etiketleme ya da sınıflandırma olmaksızın özel eğitim hizmetleri sunulabilir mi?
Sınıflandırmasız yaklaşımlar bu sorunun yanıtını evet olarak vermektedir. Bu durumda öğrencinin yetersizliğine odaklanmak yerine öğrenme
gereksinimlerine odaklanılması gerektiği vurgulanmaktadır.
Özel eğitimciler, özel gereksinimi olan öğrencilerin öğrenme gereksinimleri ön plana alınarak beceri alanlarına ve izleyeceği programa göre sınıflandırılmasını önermektedir.
Eğitsel değerlendirmenin ön plana çıktığı böyle bir yaklaşımla özel gereksinimi olan öğrencinin özel eğitim gereksinimleri de “okuma anlama becerilerinin
geliştirilmesi”, “özbakım becerilerinin geliştirilmesi”, temel matematik becerilerinin geliştirilmesi”, “bağımsız hareket becerilerinin geliştirilmesi”
şeklinde ifade edilebilecektir.
Bu yolla eğitsel tanılamanın gerçekleşmesi ve bu tanı sonucunda ilgili hizmetlerin de planlanması söz konusu olabilecektir.
Tüm bu uygulamalar aynı zamanda bireyselleştirilmiş eğitim planlarının hazırlanması
sürecinin işlemesine katkıda bulunacaktır.
Özel gereksinimi olan öğrenci sayısı nedir?
WHO (2007), dünya nüfusunun yaklaşık %10’u
UNICEF (2008), ülkelere göre değişmekte %2 (Özbekistan) ile %31 (Orta Afrika Cumhuriyeti) arasında
ÖZİDA ve TÜİK (2002), Türkiye nüfusunun
%12.29’u???
Özel eğitim nedir?
MEB Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’ne göre, özel eğitim
“özel eğitim gerektiren bireylerin eğitim ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak için özel olarak yetiştirilmiş personel, geliştirilmiş eğitim programları ve
yöntemleri ile özel eğitim gerektiren bireylerin bireysel yeterliliklerine dayalı, gelişim özelliklerine uygun ortamlarda sürdürülen eğitim” olarak
tanımlanmaktadır.
Özel eğitim, özel gereksinimi olan bireylerin bağımsız yaşama olasılığını en üst düzeye çıkarmayı hedefleyen ve bireysel olarak planlanan, sistematik olarak uygulanan ve dikkatli bir biçimde değerlendirilen öğretim hizmetlerinin bütünüdür.
Tanımdan da anlaşılacağı gibi özel eğitim için uzman personel, gereksinime özel program ve destek hizmetler gerekmektedir.
Özel eğitime özel eğitim öğretmeninin yanı sıra pek çok farklı
uzmanlık alanından katılan bir ekip eşlik eder.
Özel gereksinimi olan bireylerin ne kadarı özel eğitim hizmetlerinden
yararlanabilmektedir?
Dünyada gelişmişlik düzeyiyle ilişkili!!!
Türkiye’de kesin bilgi yok!!!!
Milli Eğitim İstatistikleri: Örgün Eğitim 2015-2016!!!
Örgün eğitimde toplam: 288.489 öğrenci
Kaynaştırma:
1.399 anaokulu,
81.380 ilkokul ve 17.849 ilkokul özel eğitim sınıfı,
92.032 ortaokul ve 18.893 ortaokul özel eğitim sınıfı,
27.730 lise
Milli Eğitim İstatistikleri: Örgün Eğitim 2018-2019!!!
Örgün eğitimde toplam: ??? öğrenci
Kaynaştırma:
1.260 anaokulu
115.556 ilkokul
130.624 ortaokul
48.257 lise
Üstünlere sağlanan destekler
MEB’e bağlı Bilim ve Sanat Merkezleri (BİLSEM) bu gruba hizmet veriyor.
Milli Eğitim İstatistikleri: Örgün Eğitim 2007-2008
45 merkezde 5.756 öğrenci!!!
Milli Eğitim İstatistikleri: Örgün Eğitim 2012-2013
66 merkezde 11.268 öğrenci!!!
Milli Eğitim İstatistikleri: Örgün Eğitim 2015-2016
77 merkezde 14.390 öğrenci!!!
Milli Eğitim İstatistikleri: Örgün Eğitim 2018-2019
139 merkezde 20.263 yeni kayıt ve toplam 63.095 öğrenci!!!
Özel eğitim personeli
Özel eğitim öğretmenlerinin sayısı belli değil!!!
Çoğunlukla sertifikalı ya da hizmet-içi kurslara katılan sınıf
öğretmenleri alanda çalışıyor.
Özel eğitimin tarihçesi
Özel eğitimde okullaşma
Türkiye’de özel eğitimin tarihçesi
Özel eğitim gerektiren çocukların eğitimine 1889 yılında İstanbul Ticaret Mektebi bünyesinde işitme engelli çocuklara eğitim veren bir okulun açılması ile başlanılmıştır.
Daha sonra bu okula görme engellilerle ilgili bir bölüm eklenmiş, okul 30 yıl eğitim verdikten sonra kapatılmıştır.
1921 yılında Özel İzmir Sağırlar-Körler Okulu açılmış ve bu okul 1924 yılından 1950 yılına kadar Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'na bağlı olarak özel eğitim hizmetlerini sürdürdükten sonra aynı yıl Millî Eğitim Bakanlığı'na devredilmiştir.
1950 yılından 1980 yılına kadar Özel Eğitim Hizmetleri, İlköğretim Genel Müdürlüğü bünyesinde bir şube müdürlüğü tarafından yürütülmüştür.
Bu yıllardaki müfredat programlarında; bireyler arası farklılıklardan, eğitim ve programların bu farklılıklara göre uyarlanması gereğinden bahsedilmeye başlanmıştır.
Marshall Planı çerçevesinde ülkemize gelen Amerikalı uzmanların eğitimimizdeki çeşitli geliştirme ve yenileştirme faaliyetleri sırasında, eğitimde ve özellikle rehberlikte kullanılacak ölçme araçlarını geliştirmek üzere Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı'na bağlı bir Test-Araştırma Bürosu 1955 yılında kurulmuştur.
Bu büro rehberlikte bazı ölçme araçları üzerinde çeşitli çalışmalar yapmış, ancak sonraki yıllarda çeşitli örgütsel düzenlemeler sırasında kapatılmıştır.
06.08.1980 tarihinde 2429 sayılı onayla Özel Eğitim Genel Müdürlüğü kurulmuş, 13.12.1983 gün ve 179 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Özel Eğitim ve Rehberlik Dairesi Başkanlığına dönüştürülmüştür.
1983’de çıkarılan 2916 sayılı "Özel Eğitime Muhtaç Çocuklar Kanunu"nda, özel eğitime muhtaç çocukların yetiştirilmelerine dair esaslar belirlenmiştir.
Ülke genelinde özel eğitim ve rehberlik alanında ihtiyaçların artması sonucu, hizmeti daha etkin ve yaygın olarak
yürütebilmek amacıyla 30.04.1992 gün ve 3797 sayılı Kanunla Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü kurulmuştur.
1997 de 573 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile engellilere ilişkin özel eğitim esasları belirlenmiştir.
Özel eğitimde yasal düzenlemeler
Özel eğitim gerektiren çocuklar için yasal düzenlemeler yapılmasının önemi
Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması
Her çocuğun eğitim ihtiyacının karşılanması
Daha etkili özel eğitim hizmetlerinin sağlanması için gerekli finansal desteğin sağlanması
Özel eğitim hizmetlerinin yaygınlaştırılması
2916 sayılı Özel Eğitime Muhtaç Çocuklar Kanunu (1983)
Daha önceki düzenlemelerde genellikle diğer yasaların içerisinde birkaç madde ile yer verilen özel eğitim uygulamaları, bu yasanın ardından ilk kez bağımsız bir mevzuata kavuşmuş
İlk kez kaynaştırmadan bahsedilmiş
573 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (1997)
Özel eğitimin esasları belirlenmiş
Bu yasa ile 2916 sayılı yasa yürürlükten kaldırılmış
Özel eğitimle ilgili hizmetlerin planlanması ve yürütülmesi konularını açıklığa kavuşturmuş
Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği (2000, 2006, 2012, 2018)
Yol haritası belirlenmiş
5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (2005)
Özel gereksinimi olan bireylerin sadece bir alanda değil toplumsal yaşama katılımlarıyla ilgili tüm
alanlardaki gereksinimlerine yanıt vermek amaçlamış
573 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname’de yer alan özel eğitim ilkeleri
1.
Özel eğitim gerektiren tüm bireyler; ilgi, istek, yeterlilik ve yetenekleri doğrultusunda ve ölçüsünde özel eğitim hizmetinden yararlandırılır.
2.
Özel eğitim gerektiren bireylerin eğitimine erken yaşta başlanır.
3.
Özel eğitim hizmetleri, özel eğitim gerektiren bireyleri sosyal ve fiziksel çevrelerinden mümkün olduğu kadar ayırmadan planlanır ve yürütülür.
4.
Özel eğitim gerektiren bireylerin, eğitsel performansları dikkate alınarak, amaç, içerik ve öğretim süreçlerinde uyarlamalar yapılarak yetersizliği olmayan akranları ile eğitimlerine öncelik verilir.
5.
Özel eğitim gerektiren bireylerin her tür ve kademedeki eğitimlerinin kesintisiz sürdürülebilmesi için her türlü rehabilitasyonlarını sağlayacak kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılır.
6.
Özel eğitim gerektiren bireyler için bireyselleştirilmiş eğitim planı geliştirilir ve eğitim programları bireyselleştirilerek uygulanır.
7.
Ailelerin özel eğitim sürecinin her boyutuna aktif katılmalarının sağlanması esastır.
8.
Özel eğitim politikalarının geliştirilmesinde, özel eğitim gerektiren bireylere yönelik etkinlik gösteren sivil toplum örgütleri ile işbirliği içinde çalışılır.
9.
Özel eğitim hizmetleri, özel eğitim gerektiren bireylerin toplumla etkileşim ve
karşılıklı uyum sağlama sürecini kapsayacak şekilde planlanır.
Gelecekteki eğilimler
Fırsat Eşitliği: Yetersizliği olan bireyler, yetersizliği olmayan bireylerle eşit şans ve fırsatlara sahip olacaktır.
Tam Katılım: Yetersizliği olan bireyler yaşadıkları çevredeki ortamlarda bütünleşme fırsatlarına sahip olacaklardır ve insanların
sadece onların yetersizliklerini temel alarak ayrıştırılmalarıyla ilgili her türlü girişimden korunacaklardır.
Bağımsız Yaşam: Yetersizliği olan bireyler yaşamlarını nasıl sürdürecekleri konusunda seçim yapmada özgür iradesini kullanma, yaşantısına ve kendisi ile ilgili verilecek kararlarda tam katılımcı olma fırsatlarına sahip olacaklardır.