• Sonuç bulunamadı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Atatürk Anıtı. 1. Ödül: heykeltraş Prof Hüseyin Gezer

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türkiye Büyük Millet Meclisi Atatürk Anıtı. 1. Ödül: heykeltraş Prof Hüseyin Gezer"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T ü r k i y e B ü y ü k M i l l e t M e c l i s i A t a t ü r k A n ı t ı .

1. Ödül: heykeltraş Prof Hüseyin Gezer Zaman'ın gelişmesi, koşulların

değişme-si karşısında, içinde Ulusal Kurtuluş Sava-şımız, Çağdaş Türkiye Cumhuriyetinin ku-ruluşundan başlayarak, Devlet'in oluşması ve toplumun gelişmesi yolunda büyük ka-rarların alındığı yapı, gereksinmeleri kar-şılayamaz duruma gelmişdi ve 1938 yılın-da Büyük Atatürk "yeni bir Meclis binası yaptırılmasını" önermişti.

Program'ı, bizzat O'mın gözetiminde ha-zırlanmış, proje yarışması açılmış, sonuç-lanmış ve seçilen en iyi 3 proje Atatürk'e sunularak O'nun uygun bulduğu'nun uygu-lanmasına karar verilmişti. Yapım çalış-maları ancak 1939 yılında başlayabilmiş vc 22 yılda tamamlanarak 1961 yılında kulla-nıma açılmıştı.

Geniş bir alana yerleşen ve büyük bir kompleks oluşturan mimarînin sanat ya-pıtlarıyla zenginleştirilmesi ve özellikle, uygun bir yerine bir "Atatürk Anıtı"nın ya-pılması, gerek halkımızın, gerekse yöne-ticilerin kalplerinde uzun bir özlem olarak kalmıştı.

Nihayet 1976 yılında Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu Başkanlık Divanları-nın yaptıkları ortak bir toplantıda bir ko-mite kurularak konu'nun pnoglanması ka-rarlaştırılmıştır.

Komite, çok geniş kapsamlı gördüğün den, konuyu Güzel Sanatlar Akademisi, Sanat'çı kuruluşları. Üniversite, bilim adamları ve basın gibi, bu konuda fikir ge liştirmede katkıları olacak kurumların tem-silcilerinden oluşan bir "Ön Bkir Araştır-ma Komitesi" kurulAraştır-ması görüşünü benim-semiş. Uzun görüşmelerde ortaya atılan fikirler bir kitapçık halinde bir araya geti rilmiştir.

1978 yılında Millet Meclisi Başkanı Sa-yın Cahit Karakaş tarafından kurulan "Mil-let Meclisi Vakfı" konuya daha dinamik ve yapıcı bir ivme katarak Türk sanatçılarına dönük bir proje yarışması açmıştır.

Yarışma jürisi, yarışmanın 2 aşamalı ol-masını, 1. aşamada fikir ve san'at açısın-dan umut verici görülen 10 yapıta 2. aşa-maya katılma hakkı verilmesini ve uygula-nacak projenin bu aşamada saptanmasını-yöntem olarak- uygun görmüştür.

Yarışma, 28 Kasım 1978 günü Millet Meclisi Basın Bürosu'nca koşulların açık-lanmasıyla başlamış ve 5 Mart 1979 günü sona ermiştir.

Yarışma sonuçları açıklandığında, mimar ve Heykeltraş larMan oluşan, 43 grubun (katılmanın, gruplar halinde olması jüri ta-rafından tavsiye edilmişti.) hazırladığı pro-jer arasından aşağıda adları verilenlere ait olan 10'u nun 2. aşama yarışmaya katılma halkkı kazandığı görülmüştür:

— Heykeltraş Hüseyin Gezer (grup başı)

Mimar İmran Gezer

— Mimar O'sman Aydınoğlu (grup başı) Mimar Murat Eriç

Heykeltraş Saim Bugay — 'Mimar imran Gezer (grup başı)

Heykeltraş Hüseyin Gezer — Heykeltraş Hüseyin Özkan

(grup başı)

İç Mimar Aydın Burteçene Mimar Ömer Derin — 'Heykeltraş Mine Sunar (grup başı)

Mimar Naim Bekitoğlu — Heykeltraş Halûk Tezonar

(grup başı) Mimar Necdet Ertugan — Heykeltraş Şadı Çalık (grup başı)

Mimar Fatih Gorbon

— Heykeltraş Mehmet Aksoy (grup başı)

Mimar Canan Erselçuk — Heykeltraş A. Teoman Germaner

(tek başına)

— Mimar Yalçın Gültekin (grup başı) Heykeltraş Tamer Başoğlu Bu 10 proje'nin sanatçıları arasında yapılan 2. yarışma da 3 ay sürmüş, so-nunda Heykeltraş Hüseyin Gezer ve mi-mar İmran Gezer'e ait proje 1. Heykelt-raş Mıehmet Aksoy'la mimar Canan Er-selçük'a ait proje 2. ve Heykeltraş Şadi Çalık .ile Mimar Fatih Goribon'a ait pro-je 3. ödül'e değer görülmüştür. 1. Ödülü alan ve ayrıca, yarışma şartnamesi uya-rınca, Büyük Jüri tarafından "uygulanma-sına" karar verilen proje'nin sanatçıların-dan Heykeltraş Hüseyin Gezer, tasarım-da konuya yaklaşımlarını ve uygulana-cak projeyi şöyle açıkladı:

Yarışma koşullarında verilen progra-ma göre "Anıt'ın, halkın toplantılar ve gösteriler yapabilmesine olanak verecek bir çevre düzenlemesiyle birlikte çö-zümlenmesi istenmekteydi, ki bu, konu-ya en olumlu konu-yaklaşımdı. Biz, tasarım-da önümüzdeki problemin (şartnamede

(2)

belirtilen (koşullar yanında) bizi bağlayan, uymak zorunda olduğumuz unsurlarını (anlam - fonksiyon - fiziki ortam - eko-nomi - zaman gibi) saptamakla işe baş-ladık.

En önemli "sınırlayıcı" mevcut de-ğiştirilmesi söz konusu olmayan Parla-mento binasıydı. Beğenilsin ya da yad-sınsın, varlığı gözaHdı edilemezdi. Mima-rî, planıyla, kitle karakteri (biçimi) boyut-ları ve üslûbuyla, yerleşme düzeniyle kendine özgü bir "çevre" oluşturuyordu.

İkinci yönlendirici faktör, Anıt'ın Parlamento önüne konulacağı hususu idi. Yani "Resmî" niteliği ağır basan bir çev-rede. Ortaya konacak Anıt'ı boyut ve kompozisyon düzeni açısından etkileyen fizikî çevre yanında, bu faktörün de bi-çimlendirmede (plâstik yorumda) önem-le gözönünde tutulması gerekmekteydi.

Önce fizikî çevreyi etüd ettik. Plân daki açılarla birbirine bağlanan bir dü zen içinde. Anıtın yer alacağı alan ge rek plân, gerekse kitle ağırlıkları açısın-dan katı görünümlü, simetrik bir çevr oluşturuyor. Anıt alanına yaklaşım yönle-ri, 1. parlamento binasından 2. İnön Caddesinden olmak üzere 2 açılımlı yan-lar, dıştan yaklaşıma kapalı. Alanda, ha-lihazır durumuyla, şeref merdivenlerinin bastığı plâto ile ön bahçeye inen merdi-venlerin oturduğu plâto arasında 3,20 m lik; bu nokta ile alanın İnönü Caddesine bakan alt noktası arasında da 1.80 m. lik bir kod farkı var.

Merdivenlerin ortasında, dinlenm platosunda yer alan çeşmeler dizisi, perspektife girecek herhangi bir mimarî ya da plâstik elemanı büyük ölçüde etkile-yeoek, olumsuz 'bir üslûpta tasarlanmış. Daha ilk bakışta eğitilmiş, ya da duyarlı bir gözü rahatsız ediyor. Üzerinin örtül-mesi gereğini duyuruyor.

Üst düzlemi ön bahçeye bağlayan merdivenler, binanın ve şeref merdivenle-rinin tamamlayıcısı niteliğinde tasarlan-mış, konulmuş. Kaldırılması ya da değiş-tirilmesi, hem ekonomik açıdan, hem de zaman açısından, ancak başkası buluna-madığında başvurulacak bir çözüm yolu olabilir.

Biz, tasarıma ve çalışmalarımıza bu zemin üzerine basarak başladık. Bu ko-şullarla belirlenen sınırları gözeterek bulduğumuz çözüm'ün ortaya koyduğu proje, genel nitelikleriyle şu'dur:

1. Bir tek taşınen 50 bin TL. olduğu söylenen merdivenleri biz olduğu gibi muhafaza ediyoruz.

2. Sadece çeşmelerin oluşturduğu yüzeyi bir röliyef panosuyla

kapatıyo3. "Atatürk'ü anlatma" ve "toplantı -gösteri yapma olanağı veren bir çevre

düzenleme" istemlerini bir bütünlük içinde, bir kompozisyonda çözümlüyoruz. Bunun için mimari kompleksin ana yü-zü (sütunlu şeref girişi) ve merdivenler-den inerek İnönü caddesine uzanan me-kân'ın aksına ve merdivenlerin önünde yayılan düzlem'e bir amfi oturtuyoruz.

4. Amfiyi, alt mekânın ikod farkından yararlanarak, merdivenlerin önüne gelen yönde zemini 2 m. indirmek suretiyle (alt kenarda bu düşme 0,60 m. oluyor). oluşturuyoruz.

'Bu düzlem':in ortasında gösteri ve toplantılar :için dairesel bir podyum oluş-turuyor.

5. Mekân'ı çevreleyen elemanlar, dış çevrenin doğal yapısını podyuma ka-'dar uzatan ışınsal girişlerle birbirinden ayrılıyor. İçe bakan yüzleri oturma ele-manlarını, dış yüzleri ise Atatürk'ü anla-tan röliyef ve yazıtları kapsıyor.

6. ıBu mimarî elemanlardan birisi oturma işlevini korumakla birlikte kitle-sel ve biçimkitle-sel farklılaşmayla, üzerinde beykel kompozisyonunun yükseldiği kai-deye dönüşüyor.

Böylece "Atatürk Destanı" başından sonuna, Dir biyografi verircesine, geniş yüzeylerde anlatılmak olanağı buluyor ve bu elemanların ördüğü görsel ve duygu-sal atmosfer, aynı zamanda toplantı ve gösterilerin yapılacağı mekân'ı

oluşturu-7. Heykel. kompozisyonu, Atatürk'ü anlatan röliyef ve yazıtlar zincirinin so-nunda konulmuş bir nokta, bir "son hal-ka" gibi, O'nun kendisini en iyi anlattı-ğına inandığımız şu sözünü simgeleşti-"Bağımsızlık ve özgürlük benim ka-rakterimdir."

(Devamı 145. Sayfada)

(3)

(Baştarafı 139. Sayfada) sı; ayrıca sosyal, kültürel, idari ve eko-nomik yakınlaşmayı özündeki simgesel fonksiyonlarla biçimlendirmesi 'mimari çö-zümün temel ereği olma durumun'dadir. Ekte takdim ettiğimiz "1/100 Kesin Pro-je" de bu temel ilkelerden hareket

edile-rek ağırlıklı fonksiyonlara mekansal yanıt sağlayıcı bir kompleks ortaya koyma ça-bası içinde "çağdaş teknik ve estetik dü-zeyde" fakat bizim olan bir "kültürel du-yarlılığa" hitap edecek, insan ölçüsünde tutulmuş ve abartılmamış bir biçimlenişle

değerlendirilmeğe çalışılmıştır. 1,8 bareminden faydalanılarak 15 kat olarak yapılan nokta bina arsasının iki cad de arasın'da bulunması nedenlle şimdilik yapılan diğer bir çok yüksek binalar gibi sıkışık bir durum göstermemektedir.

(Baştarafı 131. Sayfada) Daha ilk gençlik yıllarından başla-yan ve giderek O'nun yaşamını destan-teştıran, O'nu emperyalizme karşı savaş-ta "Dünyanın mazlum mill©tleri"ne öncü yapan hayat'ın her safhası, gerçekten bu "bağımsızlık" ve "özgürlük" aşkının ve bunu kendi ulusu adına bir savaşım balinde sürdürmenin halkaları gibidir. Bunların herbirisinin anlatımda yerini al-ması lâzımdır. Bu destan bir tek kurtu-4uş savaşı panosuyla anlatılamaz. Başı ve sonuyla birlikte verilmek gerek. Askerî, politik ekonomik yönleriyle..

8. Heykel kompozisyonunda, başta belirttiğim gibi, hem etrafı çevreleyen •yapıların boyuıtsal etkileri, biçimsel ka-rakterleri, hem de burasının "resmî" hü-viyeti gözönünde tutulmuştur. Kompozis-yon, genelinde, organik yapıda, bir boş-luk doluboş-luk örgüsü kuruyor. Oldukça ma-sif nitelikteki taban, yer yer yukardaki boşluklardan süzülen ışıklarla aydınlana-rak, iç ışıklar kümeliyor. Ana kitleler

kompozisyonu, her yöne yönlendirecek bi-çimde, birbirine geçen halkalar ve ritm-ler oluşturuyor.

Kompozisyon, yeri ve yerin anlam-sal niteliği gereği statiktir. Ancak bu ni-telik özellikle bağımsızlığı simgeleyen bayrak ve Özgürlük simgesi meş'alenin ritmiyle dinamik bir görünüm kazanıyor. Gittikçe yükselen ve uçta birbirine kavuşan bu îki eleman, Atatürk'ün "ba-ğımsızlrk" ve "Özgürlük" şe'klin'de belir-lediği karakterini simgelerken, görsel olarak ta kompozisyonu dinamik, kıvrak ve hareketli bir niteliğe ulaştırıyor.

Bu plâstik yapısıyla heykel kompo-zisyonu, mimarî çevrenin katı yapısıyla zıtlaşarak onu yumuşatmakta sıcak bir bava getirmektedir. Heykel kompozisyo-nu yerleşim olarak dairesel dizinin ekse-ninden bir yana kayarak oturmakla ge-nel düzendeki simetriyi bozuyor, heykel-in biçimsel karakteriyle yüklendiği yu-muşatma işlevine katkıda bulunuyor.

Sonuç olarak Büyük Millet Meclisi önüne konulacak olan bu Anıt, bir yan-dan mimarî yapıların simetrik ve katı çizgili görünümüne sıcak bir katkı geti-recek, öte yandan bu mekâna, içinde Ata-türk ilkelerinden kaynaklanan görüşlerin dile getirildiği, onun ideallerinin yaşatıl-dığı ve de her parçasıyla Atatürk'ü söy-leyen etkili bir unsur eklemiş olacaktır.

ARKİTEKT

c i l d l i k o l l e k s i y o n l a r ı ö d e m e l i p o s t a i l e a d r e s i n i z e g ö n d e r i l i r

Referanslar

Benzer Belgeler

Sergide, Hüseyin Baban'ın tabloları, Seramikler Atilla Galatalı Mimar Hüseyin Babanın resim Sergisi.. Hüseyin Baban yağlıboya yapan

Haricen çok biçimsiz görünen Diyarbakır ev- lerinin, avlusu v e avluyu çevreliyen cepheleri gayet zengin ve süslüdür (resim: 4 )... sıkletini avlu

Mimar Vahdet Dobra ve heykeltraş Sadi

1282 de İstanbulda doğan heykeltraş İhsan, ilk tah- silini hususî bir şekilde yaptıktan sonra «Sanayii Nefise Mektebi Alisi» heykel kısmına yazıdlı. O senelerde mek- tep

İnşaat için amelî bakımdan istidat sahibi olduğu halde, kendi tasavvur kabiliyet- lerinin, tek başlarına proje tatbikine kifayet etmedi- ğini görenler, buradan

Bu hol üzerinde ve denize nazır cephede büyük bir oturma odası vardır ki burası icabında çocuk oyun odası veya dikiş odası gibi sair meşgalelerin yapılmasına hizmet eden

Bu yeni mimarî de tezyine müteallik unsurları ancak hususî bir m a n a ifade ettikleri zaman kul- lanıyordu, bilâhara Salrisberg bilhassa şehirciliğe mütedair tetkikler

Büyük inşaat ve proje işlerinin yapılması daimî mimarın gündelik mesaisine mâni teşkil etmemesi için yukarıda de- diğimiz gibi ya müşavir mimar kullanmak veya müsabaka