• Sonuç bulunamadı

ÇOKLU ZEKÂ KURAMI NEDİR?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ÇOKLU ZEKÂ KURAMI NEDİR?"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

“Çoklu zekâ kuramı, insan zihnine açılan bir pencere olup, tüm çocukların sahip olduğu doğal güçlerinin, potansiyellerinin ve yeteneklerinin ortaya çıkarılması ve bunların geliştirilmesini sağlamaya çalışan çağdaş bir öğrenme kuramı ya da teorisidir. Burada dikkate alınması gereken temel nokta, çocuklarımızın eğitiminde telafisi mümkün olan ya da olmayan faktörler değil, onların eğitimlerini en etkili bir şekilde gerçekleştirmek için herkesin üzerine düşen görevi yapmasıdır”.

Hasan Hüseyin Özkan ; ISSN:1306-3111

ÇOKLU ZEKÂ KURAMI NEDİR?

HTTPS://OGRENMETASARİMLARİ.COM/

Eğitime yeni bir yaklaşım getiren çoklu zeka kuramı, Harward Üniversitesi öğretim üyelerinden Howard Gardner tarafından 1983 yılında geliştirilmiştir.

Günümüzde eğitim ve psikoloji alanındaki gelişmelerle birlikte bireylerin neler yapabildiğinden çok, neler yapabileceği düşünülmelidir. Çoklu zeka kuramı da bu amaçla yeni pedagojik yöntemlerin düşünülmesi için ortaya atılmıştır. Gardner, zekayı “içinde yaşanılan toplumda faydalı bir şeyler yapabilme kapasitesi; her insanda kendine özgü bulunan yetenek ve beceriler bütünü” olarak tanımlamaktadır.

Çoklu Zekâ Kuramı da insanların, kesinlikle bir zekâ bölümü ile etiketlenmemesi gerektiğinden yola çıkar.

Kuramın geliştiricisi olan Harvard Üniversitesi Profesörü Nöro-Psikolog Howard Gardner, araştırmalarında IQ testlerinin yetersiz olduğunu söyleyerek zekâ kavramına farklı bir tanım getirmiştir.

Zekânın birden çok alanda ölçülebileceğini, çok yönlü olduğunu, doğuştan kalıtımla getirildiğini ve geliştirilebilmekte olduğunu kanıtlayarak yaşam boyunca da geliştirilebilen bir öğrenmeyi içerdiğini söylemiştir. Ona göre her insanda 8 farklı zekâ bölümü bulunmaktadır.

Bu zeka bölümleri:

1. Mantıksal – Matematiksel 2. Sözel – Dilsel

3. Görsel – Mekansal 4. İçsel – Kişiye Dönük 5. Sosyal – Kişiler Arası 6. Müziksel – Ritmik 7. Bedensel – Kinestetik 8. Doğa

Kuramın en önemli ilkelerinden biri de zekâların çoklu olması ve sürekli bir gelişim göstermesidir.

Kuram; her insana kolay öğrendiği bir öğrenme yolunun bulunduğunda öğrenmede zorlandığı pek çok şey öğretilebilinir olduğunu söyler. Eğitimde önemli olan noktanın her çocuğun öğreneceği stilli keşfetmek ve o sistemle öğretmektir.

Tek bir zekâ alanı varlığı çok seyrek görülür. Çok yönlü zekâ hakkında bilgilerimiz arttıkça tüm zekâ listeleri değişmeye adaydır. ‘Çoklu Zekâ Kuram’ı eğitime uygulanırken dikkat edilmesi gereken prensipler:

Zekâ öğretilebilir.

Her insanın güçlü zekâları vardır.

Her insanın zayıf zekâları vardır.

Zayıflıklar güçlendirilebilir.

Kişinin zekâsı parmak izi gibi benzersizdir.

(2)

“Eğitimde Çoklu Zeka Kullanımı”

“Her öğrenci zeka yapısı ve öğrenme yöntemi açısından diğerinden farklıdır. Kimi sadece dinlemekle;

kimi öğrenme sürecinin içinde yer almakla; kimi de araştırıp, düşünüp çözümlemek gibi farklı yöntemlerle anlar.”

Öğretmen öğrenci iletişiminin sağlıklı olabilmesi için öğrencilerin zeka türlerinin belirlenmesidir. Bu belirlemenin amacı öğretmenin öğrenciye yaklaşımını, ders araç ve gereçlerinin seçimini ve derslerde kullanılan yöntemlerin saptanmasını sağlamaktır. İlgili dersin anlaşılmasını kolaylaştırıcı etkinlikler geliştirmek için ders öğretmeninin öğrencilerinin genel zeka türleri konusunda ön bilgiye sahip olması hem öğrenciler hem de öğretmen açısından önemlidir. Bazı uzmanlara göre Çoklu Zeka Kuramı’nın 7- 11 yaş arasında daha rahat kullanılabileceği ve öğrenciler için de yararlı olabileceği düşüncesinden yola çıkarak bu kurama dayalı etkinliklere oldukça çok yer verilmelidir.

Yıllardır süregelen tekdüze eğitimden kurtulup öğrenciyi araştırmaya, düşünmeye ve sorunları çözebilmeye sevk eden neden-sonuç ilişkisini kurabilen bir eğitimin daha verimli olacağı da

unutulmamalıdır. Zaten tek tip bir yöntemle yapılan bir eğitimin uzun dönemli hafızada yer alamadığı bilinen bir gerçektir. Öğrencilerin neyi ne kadar akılda tutabildiklerini şöyle açıklamaktadır.

“Öğrenciler okuduklarının % 10’unu, işittiklerinin % 20’sini, gördüklerinin %30’unu, görüp işittiklerinin % 50’sini, söylediklerinin % 70’ini, söyleyip yaptıklarının % 90’ını akıllarında tutabilmektedirler.”

Görüldüğü gibi Dilsel Zeka veya Görsel Zeka tek başına öğrenmeyi kolaylaştırıcı bir özelliğe sahip değildir. İki ve üzeri zeka türlerinin birleşimiyle meydana gelecek bir öğrenme ortamı öğrenci için daha kalıcı olacaktır.

“Çoklu Zeka Kuramının 8 Bölümü”

1. Sözel – Dil Zekası:

Bu türdeki zeka, bir insanın kendi dilini, gramer yapısına, sözcük dizimine, kavram telaffuzuna ve sözcüklerin anlamına uygun olarak büyük bir ustalık ve beceri ile kullanmayı gerektirir. Sözel-dil zekasına sahip insanlar, kendi anadilleri yanında başka bir dilde de kendi düşünce ve duygularını etkili bir şekilde ifade eme kabiliyetine sahiptirler. Bu zekası kuvvetli olan bir öğrenci;

Uzun hikayeler ve fıkralar anlatır.

İsimler, yerler ve tarihler ile ilgili iyi bir hafızaya sahiptir.

Sözcükleri anlamlarına uygun bir biçimde kullanır.

Yaşına göre iyi bir kelime haznesine sahiptir.

Başkalarıyla yüksek düzeyde sözel iletişime girer.

Tekerlemeleri, anlamsız ritimleri ve sözcük oyunlarını sever.

Okumayı sever.

Dinleme becerisi yüksektir; dinleyerek daha iyi öğrenir.

İyi bir hafızası vardır.

2. Mantıksal – Matematiksel Zeka:

Bu tür zekaya sahip olan insanlar, mantık kurallarına ve benzerliklerine, neden-sonuç ilişkilerine ve bunlara benzer soyut işlemlere karşı çok hassas ve duyarlıdırlar. Bu kişiler kategorilere veya sınıflara ayırarak, genelleme yaparak, hesaplayarak, mantık yürüterek ve soyut ilişkiler üzerinde çalışarak iyi şekilde öğrenirler. Mantıksal –matematiksel zekası kuvvetli bir öğrenci ;

Olayların oluşumu ve işleyişi hakkında çok soru sorar.

Soyut ve kavramsal düşünebilir.

Bilgiler arasında bağlantılar kurar.

Güçlü bir muhakemesi vardır.

(3)

Satranç ve briç gibi oyunları oynamaktan zevk alır.

Matematiksel problemleri kafasında kolayca ve çabucak çözer.

Matematik dersini sever.

Matematiksel hesaplama oyunlarını ilginç bulur.

Mantıksal bulmacaları çözmeyi ve satranç veya dama gibi stratejik oyunları oynamayı sever.

Olayları ve nesneleri kategorilere ayırmayı veya onları hiyerarşik olarak düzenlemeyi sever.

Yüksek düzeyde bilişsel düşünme becerisi içeren deneylere katılmayı sever.

Yaşıtlarına kıyasla soyut düşünebilme ve sebep-sonuç ilişkisi kurabilme kabiliyetleri çok iyi gelişmiştir.

3. Görsel – Uzaysal Zeka:

Bu tür zeka alanı, bir bireyin objektif olarak gözlemleme veya görsel ve uzaysal fikirleri grafiksel olarak sergileme kabiliyetlerini içerir. Bu zekaya sahip olan insanlar, renge, çizgiye, şekle, biçime, uzaya ve bu olgular arasındaki ilişkilere karşı aşırı duyarlıdırlar. Bu kişiler varlıkları veya olguları görselleştirerek veya renklerle ve resimlerle çalışarak en iyi şekilde öğrenirler. Bu zekası kuvvetli olan bir öğrenci;

Haritaları, çizelgeleri ve diyagramları yazılı materyallerden daha kolay okur.

Sanat içerikli etkinlikleri sever.

Arkadaşlarına oranla daha çok hayal kurar.

Yaşına göre yüksek düzeyde beceri gerektiren figürleri ve resimler çizer.

Filmleri, slaytları ve diğer görsel sunuları izlemeyi tercih eder.

Bulmaca çözmekten hoşlanır.

Renklere karşı çok duyarlıdır.

Resimli yayınlardan daha çok hoşlanır.

Elinde bulunan materyallere bir şeyler çizer.

Daha önce gittiği yerleri kolay hatırlar.

Yaşına göre ilginç üç boyutlu yapılar veya modeller oluşturur.

Okurken kelimelere oranla resimlerden daha çok öğrenir.

Varlıkların görsel imgelerini çok iyi çizer.

4- Müziksel – Ritmik Zeka:

Bu zeka türü ile bir kişinin bir müzik parçasındaki ritme, akustik düzene, melodiye, müzikteki iniş ve çıkışlara, müzik aletlerine ve çevreden gelen seslere olan duyarlılığı kastedilir. Bu zeka türündeki bireyler en iyi ritim, melodi ve müzikle öğrenirler. Bu zekası kuvvetli olan bir öğrenci;

Şarkıların melodilerini çok iyi hatırlar.

Güzel şarkı söyleyebilme sesine ve yeteneğine sahiptir.

Bir şarkının makamını, notalarını, eslerini ayırt edebilir.

Öğrendiği şarkıları paylaşmak ister.

Herhangi bir müzik aletini çok iyi çalar ya da bunun eğitimini almak ister.

Konuşurken veya hareket ederken elleri ve ayakları ile ritim tutar.

Farkına varmadan kendi kendine mırıldanır.

Ders çalışırken farkında olmadan masaya vurarak ritim tutar.

Çevresindeki seslere duyarlıdır.

Bir şarkı duyduğunda farkında olmadan ona eşlik eder.

Müzik çalan bir ortamda daha verimli çalışır.

5. Bedensel – Kinestetik Zeka:

Bu tür zeka alanı, koordinasyon, denge, güç, esneklik ve hız gibi bazı fiziksel özelliklerin yanısıra, dokunsak nitelikteki bazı becerileri de içermektedir. Bu zeka türüne sahip bireyler, yaparak –

(4)

yaşayarak, dokunarak ve hareket ederek en iyi şekilde öğrenirler. Bedensel – kinestetik zekası kuvvetli olan bir öğrenci ;

Duygularını belirgin olarak vücut diliyle ifade eder.

El becerileri iyidir.

İnsanlara, canlı ve cansız varlıklara dokunmaktan hoşlanır.

Bir veya birden fazla sportif faaliyetlerde başarılıdır.

Bir yerde uzun süre kaldığında hareket etmeye, kımıldamaya ihtiyaç duyar.

6- Sosyal Zeka:

Bu zeka türü ile bir insanın diğer insanlardaki yüz ifadelerine, seslere ve mimiklere olan duyarlılığı ve diğer insanlardaki farklı özelliklerin farkına vararak onları en iyi şekilde analiz etme, yorumlama ve değerlendirme kabiliyeti kastedilir. Sosyal zekası güçlü olan bir öğrencinin bazı özellikleri şunlardır.

Arkadaşlarıyla ya da akranlarıyla sosyalleşmeyi çok sever.

Grup içerisinde doğal bir lider görünümündedir.

Problemi olan arkadaşlarına her zaman yardım eder.

Dışarıda iken kendi başının çaresine bakabilir.

Başkaları ile birlikte ders çalışmayı veya oyun oynamayı çok sever.

En az iki veya üç yakın arkadaşı vardır ve onları sık sık arar.

Başkaları daima onunla birlikte olmak ister.

Başkalarına selam verir, onların hatırlarını sorar ve onları önemser.

Empati yeteneği çok iyi gelişmiştir.

Bir şeyi başkalarıyla işbirliği yaparak, onlarla paylaşarak ve öğreterek öğrenmeyi sever.

7- İçsel Zeka:

Bu zeka alanı kişinin kendini tanıması, kendisi hakkındaki düşünce, bilgi ve becerileri ile çevresine uyum gösterme yeteneğidir. Bu zeka türü gelişmiş olan kişilerden; kendini objektif olarak

değerlendirmesi, güçlü ve zayıf yönlerinin farkında olması, olaylara mantıklı yaklaşması, amaçlarıyla düşüncelerinin tutarlı olması beklenir. İçsel zekaya sahip öğrencilerin bazı özellikleri şunlardır;

Bağımsızlık duygusu gelişmiştir.

Güçlü ve zayıf yönlerinin farkındadır.

Bireysel çalışırken daha başarılıdır.

Amaç ve hedeflerine ilişkin iyi bir anlayışa sahiptir.

Düşünce ve davranışları arasında tutarlılık vardır.

Kendisine her zaman güvenir.

Yaşadıklarında her zaman ders alır.

8- Doğa Zekası:

Bu zeka alanı, doğayı ve doğada bulunan bitki, hayvan ve diğer varlıkları inceleme, gözlemleme ve bunlara ilgi duyma becerisidir. Bu zeka alanına sahip olan kişiler; çevreye karşı çok duyarlı, çevresindeki hayvan ve bitkilere çok meraklıdır. Doğacı zekaya sahip öğrencilerin bazı özellikleri şunlardır;

Doğa olaylarına çok meraklıdır.

Bitki yetiştirmeyi çok sever. Sınıftaki çiçeklerin bakımını üstlenir.

Doğa ve hayvanlarla ilgili konuları iliyle takip eder.

Mevsimleri ve iklim olaylarını yakından takip eder.

Doğa ve hayvanlar ilgili belgeselleri izler.

Çevreye karşı duyarlıdır.

Toprakla oynamayı sever.

(5)

“Etkinlikler”

Bedensel – Kinestetik Zeka Etkinlikleri

Kavramlar, hareketlerle veya oluşumlarla betimlenir.

İşaret dili öğrenilir.

Sessiz sinema oyunu oynanır.

Duygular hareketlerle anlatılır.

Bir rol canlandırılır.

Sırada otururken egzersiz yapılır.

Davullar / ıslıklarla halk oyunları oynanır.

Bir kelime kavram canlandırılır.

Pandomin sergilenir.

Doğa Zekası Etkinlikleri

Küçük bir doğa gezisi yapılır.

Bir nehir, ırmak, göl,doğal park ziyareti yapılır.

Bir doğa olayındaki değişimler kaydedilir.

Sınıflandırma sistemi oluşturulur.

Doğadan fotoğraflar çekilir.

Bir bahçe düzenlenir.

Bir hayvan – bitki hakkında rapor yazılır.

Yaprak koleksiyonu yapılır.

Meteorolojik aletler gösterilir.

Meyve-sebze çekirdekleri incelenir.

Doğa gözlemleri yapılır.

Doğa ve canlılarla ilgili belgeseller izlenir.

Görsel – Uzamsal Zeka Etkinlikleri

Bir broşür, logo tasarlanır.

Elbise tasarımı yapılır.

Bir hikaye, matematik problemi resimlendirilir.

Hareketli bir nesne yapılır.

Bir poster yapılır.

Bir çizgi film/karikatür yapılır.

Bir duvar resmi yapılır.

Bir resim çizilir – boyanır.

Bir harita yapılır veya okunur.

Mesafe tahmininde bulunulur.

Pandomin yapılır.

İçsel Zeka Etkinlikleri

Yapılacaklar listesi tutulur.

Yapılacak işler öncelik sırasına konulur.

Hedefler belirlenir ve onlara ulaşmaya çalışılır.

Sessiz ders çalışma yapılır.

Kişisel şiirler yazılır.

Bir otobiyografi yazılır.

Sınıf kütüphaneleri düzenlenir.

Bir durum savunulur.

Konu kişisel yaşamlarla ilişkilendirilir.

(6)

Kişilerarası – Sosyal Zeka Etkinlikleri

Eşli tartışma yapılır.

Bir takım sunuşu yapılır.

Etkin dinleme uygulamaları yapılır.

Bir olay planlanır.

Bir sosyal sorun gösterilir ve çözülür.

Orijinal grup hikayeleri oluşturulur.

Birlikte bir yemek hazırlanır.

Bu alanda ünlü biri hakkında rapor hazırlanır.

Bir oyun gösterisi hazırlanır.

Mantıksal – Matematiksel Zeka Etkinlikleri

Beyin fırtınası yapılır.

Benzerlikler ve farklılıklar bulunur.

Şifre çözülür.

Olaylar sıraya konulur.

Mantık problemleri çözülür.

Tümdengelim / Tümevarım düşünce teknikleri kullanılır.

Grafikler yorumlanır.

Sayı oyunları oynanır.

Verilerden grafik oluşturulur.

Gelecekle ilgili tahminler yapılır.

Matematik bulmacaları yapılır.

Makale analizi yapılır.

Bir zaman çizelgesi oluşturulur.

Müziksel – Ritmik Zeka Etkinlikleri

Sınıfça müzik aleti çalınır.

Bir şarkı yazılır.

Sese, ritmik kalıplara duyarlılık geliştirilir.

Farklı kültürlerin müziği dinlenir.

Duygular müzikle anlatılır.

Fon müziği kullanılır.

Sesler Keşfedilir.

Matematikle ilgili şarkılar söylenir.

Ritim tutma öğretilir.

Müzikle farklı kültürler tanıtılır.

Çalışırken müzik dinlenir.

Sözel – Dilsel Zeka Etkinlikleri

Bir şiir deneme okunur.

Kısa bir hikaye, oyun okunur.

Bir konuşma, doğaçlama yapılır.

Konuyla ilgili bir fıkra anlatılır.

Sözcük oyunu oynanır.

Çapraz bulmaca yapılır.

Yaratıcı yazma çalışması yapılır.

Öykü yazma çalışması yapılır.

Konuşma metni yazılır.

Hikaye tamamlama çalışması yapılır.

(7)

Ezberden şiir okunur.

Bu zeka alnında ünlü birisi araştırılıp rapor hazırlanır.

Kukla tiyatrosu yapılır.

Bir slogan/reklam kampanyası yazılır.

Dergile magazinler sınıfta incelenip tartışılır.

Komik yazılar yazılır.

Kaynak: Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü ders notlarından derlenmiştir.

Çoklu Zekâ Alanları Nasıl Belirlenebilir ?

h t t p :/ / www. a n t a l ya o z el e gi t i m. c om/ b lo g/ o gr en m e -p r ob l em l eri / c ok lu -z ek a -k u ra mi - ve - egi t i md e-u ygu la n i si . h t ml

Her bireyin sekiz zekâ alanını da oldukça yüksek bir düzeyde geliştirebilme kapasitesine sahip olmasına rağmen çocuklar çok küçük yaşlardan itibaren belli zekâ alanlarına daha çok eğimli olurlar. Okula başlama yaşına eriştiklerinde büyük bir olasılıkla eğilimli oldukları bu zekâ alanları ile aynı doğrultuda olan öğrenme yollarını da geliştirmiş olurlar. Burada öğretmenler açısından önemli olan husus, daha okuldaki ilk günlerden itibaren öğrencilerin gelişmiş zekâ alanlarını tanımak ve onların okuldaki öğrenmelerini tercih ettikleri bu zekâ alanları yoluyla gerçekleştirmelerine yardımcı olmaktır. Öğrencilerin çoklu zekâ alanlarının belirlenmesinde kullanılabilecek yöntemlerden bazıları şunlardır (Saban, 2002:36):

1- Öğrencileri gözlemek :

Olumlu davranışları gözlemek

Olumsuz davranışları gözlemek

Öğrenciyi boş zamanlarında gözlemek

2- Belge toplamak:

Öğrencilere ait ürünleri ( resim ,şiir vb.) toplamak

Öğrenci etkinliklerinin belgelenmesi, kayda alınması

3- Okul kayıtlarını incelemek:

Derslerden alınan notların incelenmesi

Öğrenci hakkında diğer öğretmenlerin yazdığı raporların incelenmesi

4- Diğer öğretmenlerle iletişime girmek 5- Velilerle görüşmek

6- Öğrencilere sormak

Çoklu Zekâ Kuramına Dayalı Uygulamalar ve Öğretimde Karşılaşılan Güçlükler

Dünyada ve ülkemizde çoklu zekâ alanında önemli çalışmalar yapılmaktadır. Bu

çalışmalar gerek kuramın teorik temelleri üzerinde devam eden akademik çalışmalar ve

gerekse bu çalışmaların sonuçlarından elde edilen verilerin uygulandığı okul uygulamaları

(8)

olarak devam etmektedir. Çoklu zekâ temelli öğretimin yapılabilmesi özel öğretim ortamları gerektirdiğinden ve bu uygulamaların ekonomik olarak yüksek maliyetlere neden olmasından dolayı ülkemizde bu uygulamalar genel olarak özel ilköğretim okullarıyla sınırlıdır.

Gelişmiş ülkelerde kuramın gerektirdiği şekilde öğretim etkinliklerinin

düzenlenebileceği kurumların sayısı oldukça fazladır. Örneğin, Edinbrugh Miller araştırma öğrenme merkezinde 7-8 yaş grubu öğrencileri için içinde sözcük oyunları, pek çok kitap sözlük ve görsel materyaller bulunan bir dil merkezi hazırlanmıştır. Buna benzer olarak mantıksal-matematiksel zekâ merkezinde deney araçları, legolar, dişli takımları,ve matematik fen ile ilgili araç-gereçler; müziksel zekâ merkezinde teyp, kasetleri, CD’ler öğretmen

eşliğinde kullanılacak org, nota kağıtları, basit enstrümanlar; bedensel zekâ merkezinde öğrencilerin müzikle hareket edebilecekleri bir ortamda kuklalar, dramalar için kostümler;

sessiz bir köşede öğrencilerin dış ortamdan soyutlanarak yalnız çalışabilmeleri için

kulaklıklar; sosyal zekâ merkezinde satranç, mastermind gibi oyunlar, birlikte oynanabilecek oyuncaklar; uzamsal zekâ merkezinde çok renkli kağıt ve kartonlar, boyalar, yapıştırıcı, makas, renkli tebeşir, kil, pamuk, iplik, boncuk gibi malzemeler bulunmaktadır. Bu şekilde merkezlerin hazırlanması zaman ve maddi imkanlar gerektirmektedir( Demirel, 2000,s.161)

Uygulamada Karşılaşılan Güçlükler

Öğretmenlerin karşılaştıkları güçlükler: Çoklu zekâ kuramının eğitim alanında uygulanmasında öğretmenlere önemli roller düşmektedir. Öğretmenlerimiz hizmet öncesi ya da hizmet içi eğitim sürecinde kuram hakkında yeterli eğitim almamaktadır. Bu nedenle kuramın öğretim sürecine yansımamasıyla ilgili en önemli gerekçe ülkemizde yeterince tanınmaması ve tanıtılmamasıdır. Pek çok öğretmen çoklu zekâ kuramına dayalı öğretim tekniklerini bilmemektedir. Ayrıca, kuram hangi modelle uygulanırsa uygulansın ekstra zamana ihtiyaç doğmaktadır. Öğretmenlerin yoğun temposu göz önüne alındığında bu durumun olumsuz etkisi kolayca anlaşılabilir. Kuramla ilgili uygulamalarda öğretmenlerin yakındığı temel konulardan birisi de ders içeriklerinin yoğun olmasıdır. Kurama dayalı öğretim etkinliklerinin zengin öğretim materyalleri gerektirmesi ayrı bir sorun olarak

karşımıza çıkmaktadır. Sınıfta farklı öğretim etkinlikleri arttıkça kuramın özünü anlayamamış öğrencilerin tepkileri ortaya çıkabilir. Ayrıca öğrenci etkinliklerinin değerlendirilmesinde karşılaşılan sorunlar kuramın uygulanmasında önemli sorunlardır (Bümen, 2002:103-105).

Öğrencilerin karşılaştıkları güçlükler :

Kurama dayalı öğretim etkinliklerinde öğrencilerin karşılaştığı temel problemlerden biri bu kuramı bilmemeleridir. Mevcut sistemimizde genellikle bireysel öğrenme sorumluluğu, araştırma, inceleme, grupla etkileşimde bulunma, ortaya bir ürün çıkarma çalışmalarına önem verilmediğinden öğrencilerin bu tür çalışmalara yönlendirilmesi de güç olmaktadır (Bümen, 2002:106).

Velilerin karşılaştıkları güçlükler:

Öğretmenlerin yeni ya da farklı öğretim etkinlikleri uygulamaya başladığında velilerin kaygı

ya da kuşkularıyla da karşılaşabilmektedir. Bu zincir yöneticilere dek uzanabilir. Çocuğunun

(9)

öğrenip öğrenmediğinden kuşku duyan bir veli en başta öğretmenle iletişim kurmayı düşünecektir (Bümen, 2002,s.108).

EĞİTİM SİSTEMİ ÇOKLU ZEKA KURAMINA GÖRE YENİDEN YAPILANDIRILABİLİR Mİ?

abece Dergisinin Nisan 2005 tarihli sayısı

Türk Eğitim Sisteminde Yeniden Yapılanma Sorununa Yeni yaklaşımlar

1980’lerden itibaren içine girilen yeni süreçte, eğitim sisteminin mevcut hali ile geleceğin çağdaş Türkiye’sini oluşturmada kaldıraç rolü oynayamayacağı giderek daha iyi anlaşılmaya başlandı.

Eğitim sisteminde reform sorunu giderek daha fazla tartışılmaya başlandı. Önceleri dünya bankası ile birlikte yürütülen reform çalışmalarına (Müfredat Laboratuar Okulları, Okul Geliştirme Yönetim Ekibi, Toplam Kalite Yönetimi vb..) ümit bağlandı. 1997 yılında, 4306 sayılı yasa ile ilköğretimin 5 yıldan 8 yıla çıkması reform yolunda atılan çok önemli bir adım oldu. 7. Beş Yıllık Kalkınma Planı döneminin sonunda (2001), orta öğretime yönelik belirlenen hedeflerin bırakın yanına yaklaşmayı bazı alanlarda (mesleki teknik öğretimde) dönem başındaki sayısal verilerin bile gerisine düşüldüğü

görülünce; asıl sorunun orta öğretim, özelliklede mesleki teknik öğretim olduğu ortaya çıktı. 16. Milli Eğitim Şurası’nda (1999) ele alınan konu ortaöğretim ve mesleki teknik öğretimde yeniden yapılanma idi. Şura kararları doğrultusunda 2001 yılında çıkarılan 4702 sayılı kanunla ortaöğretimden yüksek öğretime geçiş, mesleki teknik öğretimin yeniden yapılandırılması ve mesleki yeterlilik konularında çok önemli kararlar alındı.

Çoklu Zekâ Kuramı ile Disiplinlerarası Yaklaşımı Temel Alan Uygulamalara İlişkin Öğretmen- Öğrenci Görüşleri

ÖZCAN DEMIREL, İBRAHIM TUNCEL, CANAY DEMIRHAN ve KENAN DEMIR Eğitim ve Bilim 2008, Cilt 33, Sayı 147

“Hayat Bilgisi dersinde Çevremizdeki Canlılar ünitesi işlenirken öğrencilerle birlikte okul bahçesinin yeniden düzenlenmesine karar verildi. Gruplar oluşturularak her grup kendi bahçesi ile

ilgili yapacaklarını kararlaştırdı… Resim dersinde bu çalışma için öğrenciler öncelikle hayal ettikleri bahçenin resmini çizdiler, Matematik dersinde ise belirledikleri bahçenin çevresini hesapladılar.

Türkçe dersinde, öğrenciler bahçe düzenlemesini yaptıktan sonra ektikleri/diktikleri bitkilerin üzerine o bitkinin temel özelliklerinin yazıldığı etiketler hazırladılar... Bu çalışmalar sırasında

şimdiye kadar derslerde pasif ve isteksiz olan öğrencilerimin bile aktif ve istekli olmaları beni etkiledi ve öğrencilerin çalışmaları zevkle yaptıklarını gözlemledim. Ayrıca bu çalışmalar sırasında öğrencilerin farklı yeteneklerini, becerilerini kullanma imkânı bulduklarını söyleyebilirim..“ (Görüşme Kaydı: Öğretmen)

Referanslar

Benzer Belgeler

Çoklu zeka teorisine göre, her öğretmenin sınıftaki her öğrencinin bireysel farklılığını çok ciddi olarak ele.

Zeka, öğrencileri belli seviyelere göre sınıflandırmak ve onların gelecekteki başarılarını tahmin etmek

- Üç boyutlu yapılar kurmaktan hoşlanır, - Resimlerden daha çok öğrenir,.. - Kitaplarını ve defterlerini çizer, - Nesnelerin

 “...bütün çocuklar bu zekâ türlerine çeşitli düzeylerde sahip olarak doğarlar, bu zekâ türlerinden bazılarına daha çok eğilimleri olabilir.”..  Zekâ

 Gardner’ın geliştirdiği kurama göre, zekâ biyopsikolojik bir potansiyeldir ve şöyle tanımlanabilir; Zekâ, bir veya daha fazla kültürel yapıda değeri olan bir

Canlılarla ilgili kitapları okumayı seven, oyun oynarken, ders çalışırken yalnız olmayı tercih eden ve açık hava ortamlarında yapılan yürüyüşlerden hoşlanan bireyin

⮚ Bu nedenle, insanların çok farklı zeka yapılarına sahip oldukları ve her insanın kendine özgü bir zekâ yapısını var olduğu gerçeği kabul edildiğinde, insanlarda

Çoğu insan, insanların ailelerinden, arkadaşlarından ve onları çevreleyen topluluktan bilgi edinmesine rağmen, sosyal olarak zeki bir kişi, başkalarının kendi yetişmelerine