• Sonuç bulunamadı

Tek yaptığımız tutanak tutmak gerisi takdir-i mutlak.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Tek yaptığımız tutanak tutmak gerisi takdir-i mutlak."

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Hasat

6.Hasat - Mayıs 2018 - Beleş

fanzin

Tek yaptığımız tutanak tutmak gerisi takdir-i mutlak.

Kara Yücelir Aykut Karslıoğlu Gökçe Garibe Coşkun

Ege Karan Kuyruklu Yıldız Cevat Galip Tan Alp Deniz Önder Nazım Ersoy Önsöz

Mâh-ı Nev Cihan Balaman Gizmo

(2)

HASAT FANZİN;

Asırlardır süre gelen ve birçok kişinin bünyesinde bulunduğu bu camia (edebiyat dünyası) yaşadığımız yüzyılda ipin ucunu kaçırmış ve bize de bunu kabul etmek düşmüştür.

Sözümüz kapısı çalana ! Peki gayemiz nedir ?

Hasat Fanzin, artık yazarı kazandırmak değil, bu coğrafyada okuru kazan- dırmak isteyecektir.

Değinmek istenilen noktada şu önemlidir ki;

Edebiyat dünyasını bir tarla varsayarak ve bu tarlada çalışan ekip biçen biz oldukça, edebiyat adının geçtiği her coğrafyada ektikçe gözümüz gönlü- müz açılacaktır.

Hasat Fanzin, bu tarlada ekin edip biçmekte olan bir yayındır.

Bir tarla ki, Yusuf Has Hacip’ten Yaşar Kemal’e kadar gelmiş geçmiş ne ustalar görmüştür.

Ayrım gayrım yoktur biline!

İsteriz ki bitsin raflardaki vahşet ve isteriz ki sürmesin pazardaki yazarlık.

Hasat Fanzin;

Hem Neşet Ertaş’ı sevdirecek hem de Bülent Ersoy’u. Sevgi ile, muhabbet ile.

Ekin ki hasat olsun !

Tüm imla kuralları okumayı kolaylaştırmak amacıyla kullanılmıştır.

Cevat Galip TAN Burak DEMİRBAŞ

(3)

j

Anadolu’nun keşfedilmemiş, farkedilmemiş bir dağında, Önümde sessizce bir dere akıyor.

Yalnızlığın ortasında, kimse yok yanımda, Ben dereye bakıyorum, dere bana bakıyor.

Oturmuşum çimlere, bir şey yok aklımda, Fakat etraf geçmişi hatırlatıyor.

Anımsıyorum unutulacak o güzel yılları, Güneş duyumsamıyor, ışıklar saçıyor.

Ben yol almaktayım yine, tanıdık hüzünlere.

Dere durgun, mutlu, yeşille aşk yaşıyor.

İnsanlar uzakta, huzur oldukça yakında.

Fakat hafızam beni rahat bırakmıyor.

Kara Yücelir Şair bu şiire başlık koymamıştır.Böyle çıksın istemiştir.

(4)

d

Y O K S U N

“Geç kalmayayım diye saatimi hep ileri alırım ben, ne bileyim aşka erken gideceğimi...”

Serin bir mayıs gecesi...

Gözlerinin buğusunda nemleniyorum, sözlerinin ateşinde demleniyorum...

Defalarca yaptığım ayrılık konuşmaları yuttuğum büyük lokmalardan bazıları olarak kalıyor, her geçen gün artarak.

Kalbimde boşadığım aşkının nafakası ağır geliyor mutluluktan yana fakir yüzüme.

Taşıyamıyor, her geçen gün çöküyor...

Hatta dökülüyor gözlerimin nuru damla damla...

Yalnızlığıma inat kalabalıklaşan çiziklerim, sensizliğin şafağını sayıyor buz tutan suratımda...

Serin bir mayıs gecesi...

İklimi değişiyor ben’den bir coğrafyanın.gündüzleri sıcak ve kurak, geceleri soğuk ve yağışlı...

Aklım buz tutuyor gitgide...

Terör eylemleri başlıyor kalbimde.

Adını sayıklayan bir anarşisti tutukluyor beynim, akıl dışı slogan atmaktan...

Kapatıyorum kendimi hücreme, benliğim kayboluyor bu karanlıkta yatmak- tan...

Kalbinde özgürlük istemek suçmuş kanımca; hem de ben adını özgürlük koymuşken kanımda...

(5)

d

İstediğin kadar dolaş damarlarımda, döneceğin, temizleneceğin yer kalbim olduktan sonra.

Aşka çıkmaz sokaklarda yürüyorum...

Geçtiğimiz yollarda ayak izlerin takılıyor adımlarıma.

Gölgem bile yalnız bırakacak beni, arkamdan vuran sinsi ışıktan utanmasa...

Hesap soruyor benden sarıldığımız park, ağladığın sokak, elini tuttuğum ilk masa...

Saçların karanlığım oluyor artık, gözlerin, görünmezim...

Serin bir mayıs gecesi...

Bardaktan boşalırcasına yağıyor, icime, geceye, yalnızlığa...

Çok doldurma özlemleri, bi dudak payı bırak ayrılığa...

Serin bir mayıs gecesi...

Çaylak kuşlar gibi bu gece genç aşıklar.

Vurulmadan uçmayı beceremiyorlar.

Ömürlerinin sabahında yüzlerini geceye dönüyorlar, ölüyorlar...

Bense gençliğini anlatan bir ihtiyarın takvimlerden yorgun haliyle, yarın bir daha ölmek üzere uyuyorum.

Birkaç saat sonra alarm çalıyor, saate bakıyorum, şu an uyuyorsun.

Yorgunluğuma yenik düşüyorum...

Uyuyakalıyorum...

“Aşka erken gitmenin bedelini, mutluluğa geç kalarak ödüyorum.”

Serin bir mayıs gecesi...

sen yoksun.

Aykut Karslıoğlu

(6)

h

Ö L Ü M M U H A K K A K

Boğazıma düğümlenir lokmalar Sen, de ladesten;

Ben diyeyim yokluktan.

Gözümün önünde Hakîkatin var olması,

Demek değil ki Köşkün sâhibesi ben değilim.

Hoş gelip Hoş bulan Şu bahar ayı değil mi?

Kellemi çevirsem bulamam Nedim’i.

Laleyi her görüşümde Tahattur eder beyinciğim;

Kelleme ziyade gelen Beyinciğim.

Nerede,

Nerede peki Nedimler III.Ahmedler?!

Kafayı yemedim Yakın, Çok yakın gelecek.

Orhan gibi Nedim gibi Düşüp ölüverme yaşım

On’u dokuz geçiyor.

Arkamdan bir ağıt yazılsa Fena olmasa Çıkıp biri vursa yüzüme Sen doğar doģmaz düştün, diye

Fenalıktan eser kalmasa;

Kellem, başım, kafam.

Gökçe Garibe Coşkun

(7)

f

(8)

e

K A V G A

Ne Churcill, Ne Napolyon

Ya da Süleymanın ki gibi değil.

Bunun adı kavga.

Bu sefer bambaşka...

Kuyruklu Yıldız

(9)

b

Ü S K Ü D A R ‘ D A

Burayı seviyorum.

Burada kahkahalar yükseliyor.

Çayır çimen burası.

Burayı seviyorum.

Yaşıyorum burada.

Hava da güzel olunca, Bir başka seviyorum.

Cevat Galip Tan

(10)

g

H O M O S A P İ E N

Ey homosapien Sen ki;

Kulaklığına telefonuna, Başarıya övülmeye muhtaç;

Açgözlülüğe kibire, Acıya sevgisizliğe müstahaksın.

Ses etmesemde Çınlar namelerin üzengidev

İnsan ol desemde Çiğ sütün kokusu hala üzerinde

Bundandır sana deyişim Anlamadığını bilsemde, Aç gözünü kulağını yüreğini

Dinle bir de dünyayı Yıkılmasına ramak kalmışken.

Aç kulağını gör, Aç gözlerini kokla,

Aç yüreğini;

Dinle bir de dünyayı Hayat akıp giderken avuçlarından.

Akşamlar doğuyor Ay ölüyor

Sen ki bakamamazlık edemezken Görüşmezliğin doğuyor,

Yıkılmasına ramak kalmışken dünyanın.

Alp Deniz Önder

(11)

d

K A Y I P

Kalbim Kayıp ve unutulmuş

Bir ülkeydi, Sen hatırlayıp Buldun ama...

Sevgi yeşertmek için çabalamadın.

Çorak buldun kalbimi Ve gittin.

Şimdi kayıp ve unuttulmuş Ülkemde senden kalan Hüzün rüzgarları esmekte.

Nazım Ersoy

(12)

Özlemese de özlenen Özlemek güzel şey.

Özlemek güzel de

Sensizliğe alışmak korkutuyor beni.

Önsöz Şair bu şiire başlık koymamıştır.Böyle çıksın istemiştir.

b

(13)

j

H A R B İ D E N B Ü T Ü N Y O L L A R I M I K A P A T T I N I Z

Hapşırık gibiydin demiştik.

Hapşırık gibiydin, Geldin ve geçtin.

“çok yaşa” dediler ardından.

Çok yaşayamadım sensiz;

Ölmedim de, ölenle ölünmüyor.

Ölünmüyor da

İçinde öldürmek zorunda kaldığınla ölünüyor

Mâh-ı Nev

(14)

a

E L Z E M

Ruhum özgür çiçek bahçesinde, Ağır kefaletini ödemiş zaman.

Bir tohum eker kırmızılı kadın, Papatyalar açar belki avlusunda.

Ruhum umutlu çiçek bahçesinde, Ölüm orucunu bitirmiş adam.

Herkes gibi gider kırmızılı kadın, Yabani dikenler biter avlusunda.

Susuz gittiğim yollar çağırıyor geri, Memleket kokuyor her taraf, Taze üzüm salkımları dallarında, Bahçem diyorum,benim cennetim.

Sırat gibi yollar çağırıyor geri, Sen kokuyor her taraf, En güzel davet kollarında, Sensin diyorum,benim hasretim.

Susuz gittiğim yollar çağırıyor geri, Memleket kokuyor her taraf, Taze üzüm salkımları dallarında, Bahçem diyorum,benim cennetim.

Sırat gibi yollar çağırıyor geri, Sen kokuyor her taraf, En güzel davet kollarında, Sensin diyorum,benim hasretim.

Cihan Balaman

(15)

c

M A V İ

Gökyüzünün mavisi sinmiş üstümüze.

Ellerim sis dolu, umut bunlar bence.

Unut... onu... Vasiyetin olacak şarkılar ona Uyan ey kalbim !

Dayan ey yalnızlığım ! Duy beni mahveden adam !

Rakılar senle yarışır mı ?

Gizmo

(16)

K a r a l a m a A l a n ı

f

hasatfanzin

l

Hasat Fanzin

4 hasat.ekinn@gmail.com

Referanslar

Benzer Belgeler

Edebiyat dünyasını bir tarla varsayarak ve bu tarlada çalışan ekip biçen biz oldukça, edebiyat adının geçtiği her coğrafyada ektikçe gözümüz gönlümüz açılacaktır..

Mücbir sebeplerin takdiri Dahiliye Vekâletine aittir. A) Müstakbel şehir haritasının tanzimi sırasında elli sene içindeki nüfus değişmeleri göz önüne getirlerek her

Bu kiiqiik kitap, Azerbaycan aragtvlclsl Afat Gurbanov'un Muaslr Azerbaycan Dilinin Semasiologiyasl ad~ylayaylmlad~gl50 sayfahk bir qaligma olup Bakfi, 1964 kelime hazinesinin

Ancak bundan sonra okumayı sökeceği tarihe kadar hiç olmazsa bir, bir buçuk yıl daha vaktim var ve ben büyük bir arzuyla hemen her gün ona beş- on sayfa kitap

birikimi; bu alanlardaki kuramsal ve uygulamalı bilgileri inşaat mühendisliği problemlerini modelleme ve çözme için uygulayabilme becerisi. 5 PÇ2 Karmaşık

Edebiyat dünyasını bir tarla varsayarak ve bu tarlada çalışan ekip biçen biz oldukça, edebiyat adının geçtiği her coğrafyada ektikçe gözümüz gönlü- müz

Vü- cudumuzda kötü koku yayan maddelerin koku yay- mayan başka kimyasal maddeler haline dönüştürül- mesi için genetik mekanizmalar var.. Örneğin kro- mozomlarımızın

Oğlunun ihtİzarım görürken, son demine kadar baş ucunda bulunmak kuvvetine malik olmak için, göz yaşlan arasında taam etmek cesaretini bulan ana gibi