• Sonuç bulunamadı

Yayla yollar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yayla yollar"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yayla yollarına yokuş dediler / O kızın da eline de yapış dediler. / Yayla yollarında buldum izini / Malum oldu eşe dosta halımız... " Bu Yörük türküsü Üzümlü'den... " Hangisi "nden derseniz, Fethiye'ye bağlı yemyeşil Yörük köyünden.

Türkünün kaynak kişisi, belki de köyün Bektaşilerinden olan Akiş Dede ... 80'lerde " Yörük kemençesi " eşliğinde okurken kim bilir kaç bin yıllık ezgileri de süzüp getirmişti. çünkü Üzümlü, antik Anadolu'daki iki komşu uygarlık ülkesinin sınırında. Merkezinde Mabolla'nın ( Muğla ) bulunduğu " Karya "nın güneyinde, Dalaman'dan Antalya'ya uzanan " Likya "nın başladığı yaylalarda.

Sırtını yasladığı yüksek dağlar, bir yandan Göcek koylarına sığınan korsan gemilerini " uzak "lardan seyredip bir yandan da sanki çağlar boyu Türkmenleri beklemişlerdi.

Derken Toroslar'ı izleyerek " göç "egelen o coşkulu Yörük boyları, " çam "lık yaylalarda " oba "larını kurunca, antikçağdan seslenen tınıları da türküleriyle kucaklayıverdiler. Yakın geçmişte yitirdiğimiz Fethiyeli Ramazan Güngör' ün yaşattığı, " kopuz " soyundan " üç telli bağlama "yı, çene altından bile " bağlama "yıp özgürce seslendirdiler:

" Yayla yollarına yokuş dediler... " TUTUM'LU 'HÜNER'LER

İşte bu doğa ve kültür sevdasının günümüzdeki turistlere içten çağrısını birlikte okuyalım:

" Fethiye'nin en yakın yaylası: Üzümlü-Kızılbel... Ölüdeniz'e 30 dakikalık mesafede; yazın sıcağını hissettirmeyen ulu çam ağaçları altında dinlenerek, olağanüstü manzarasında doğa yürüyüşü ve ömre ömür katan sağlıklı havasıyla sizi ağırlamaya hazır... "

Ne dersiniz, ilk fırsatta gitmek, görmek ve " yaşamak " gerekmez mi?

Kimi arkeologlara göre Likyalıların dilleri de Hint-Avrupa kökenliymiş. Yani, " Asya "dan... Hatta efsanevi tarihçimiz Herodot , şimdiki Türkmen obalarının Anadolu'daki antikçağ sakinleri için demiş ki: " Grek soyundan olmayan

Giritlilerdir... "

Nitekim aynı görüşü bugün de doğrulayan o denli anlamlı bulgular var ki...

Biri bizim Doğan Usta' mızdı... Giritliydi... Muğla Belediyesi'nin emektar ustabaşıydı.

70'lerde, sanki " Amerikan kazığı " olarak ucuza verilen pikaplar, cipler o kadar çok benzin yakarlardı ki para

dayanmazdı. Doğan Usta tuttu, oluk oluk benzin yutan karbüratörleri günlerce kurcaladı; sonunda koca koca arabaları eskisinin yarısı yakıtla, hem de mazotla çalıştırmayı başarmasına, ABD'nin İzmir konsolosu bile hayret etmişti. çünkü Giritliler, " ada " yaşamının yoksunlukları içinde hem tutumlu, hem de çok beceriklidirler. Yörükler de " oba " yaşamının yoksunlukları içinde aynen öyledirler.

Ya yine Üzümlü'nün keçi kılından dokumalarına ne demeli? Yörük çadırlarının bile kurulabildiği bu sağlam

dokumalar, Asya'dan gelen becerinin Likyalıların da sahip oldukları benzer hünerlerle birleşmesinin ürünü. Üzümlü'ye gittiğinizde, en az 150 yıllık tarihi dokuma tezgâhlarını da görün ve en az 1500 yıl daha eskilere dalarak Anadolu kültürlerinin çağlara yayılan serüvenini hayal edin.

VE 'SİS'İN YERİNE 'İS'...

İşte, anlatması bile insanı heyecanlandıran böylesi bir coğrafyada, o sabah güneşin doğuşuyla uyananlar, neye uğradıklarını şaşırdılar.

(2)

Köyün yaslandığı ormanlık yamaçların az ilerisinde, yeşilin üzerinde uzanan her zamanki sis bulutu değil, kesif bir toz bulutuydu. Kuş seslerini bile susturan ise iş makinelerinin gürültüsüydü...

Anadolu kültürlerinin doğayla beslendiği " oba "larımıza, tarihin en acımasız saldırısı başlıyordu. Geçmişin en zalim işgalcilerinden bile çok daha vahşi bir doğa tahribatı, gözü kara bir " çimento fabrikası " inşaatı için gerçekleşiyordu. Yaylalarda artık " sis "in yerini " is "li fabrika dumanları mı alacaktı?

Bu katliamın asla " yasal " olamayacağına inanan yöre halkı ve sivil kuruluşlar, hemen resmi kurumlara başvurdular; ancak daha fazla şaşırdılar.

çünkü açıkça doğa kıyımına girişen fabrika projesinin " çevreye zarar vermeyecek " denen sözde bilimsel raporları bile vardı! Atatürk' ün " yaşamda en gerçekçi yol gösterici " saydığı bilim, terbiyeli sözlerle asla tanımlanamaz şekilde " yaşamı karartıcı " amaçlara alet ediliyordu.

Köylüler, Fethiyeliler ve aklı başında herkes harekete geçti; eylemler eylemleri izledi; yaygın bir " direniş "e dönüştü. VALİLİK 'UYGUN' GÖRMÜŞ!

Yöre sakinlerinin ve duyarlı kuruluşların ilk basın bildirilerinde özetle şunlar vurgulanıyor: " Ormanda yapılmak istenen çimento fabrikası, zeytin tarlalarına komşu; evlerimizin bile 1-2 km. yakınında yer alacak. Buna aldırmayan bakanlık yetkilileri, Muğla Valiliği'nden hiçbir olumsuz görüş gitmediğini söylüyorlar..."

Valilik ise 17 Aralık 2007'deki başvuruya kısaca şu yanıt ı veriyor: " Ankara'daki çED Genel Müdürlüğü'ne 26 Kasım 2007 tarihli olumlu görüş gitti ve artık değişemez..."

Böylesi bir açıklama üzerine CHP Muğla Milletvekili Dr. Ali Arslan da çevre ve Orman Bakanı'nın yanıtlaması istemiyle 14 Ocak 2008'de TBMM Başkanlığı'na soru önergesini veriyor: " Zeytincilik Yasası'na göre fabrikanın zeytinliklerden en az 3 km. uzakta kurulması gerekirken ölçülen mesafe 550-600 m'dir. Buna rağmen nasıl izin verilebilmektedir?"

Dr. Arslan şunu da eklemiş: " Buradaki bir çim ento fabrikasının, aynı yörede teşvik edilen turizme katkısı ne olabilir?"

Birinci soruya Bakan Veysel Eroğlu' nun yanıtını, sadece Üzümlü değil, bütün obalarımız merakla bekliyorlar. İkincisi için de resmen söylenmeyecek olanı biz açıklayalım: " Turizm adına doğayı talan edecek yeni inşaatlara en yakın mesafeden çimento sağlamak!.."

Hem de kıyıları tükettikten sonra obalara göz koyan şu " betonlaşma pazarı " uğruna.

Umarız, öncelikle Muğla Valiliği şu " uygun " fikrini değiştirir de vaktiyle verilen " en çevreci il " unvanına asıl yakışanı yapmış olur.

YAYLALARDA ÇAĞDIŞI SANAYİLEŞME

İnsanlık doğayı kirleten sanayiyi sorgularken yeryüzünün en güzel ormanlık yamaçları tıraşlanarak çimento fabrikasına arsa yaratılıyor. Ağaçlar arasından yükselen bu bulutlar sis değil inşaat tozu ve dumanı. Böylesi bir aymazlığa karşı köylüler ve aydınlar birlikte direniyorlar.

Oktay EKİNCİ

(3)

Referanslar

Benzer Belgeler

Göllerin, istek üzerine süresi uzatılacak şekilde, 15 yıllığına özel şirketlere kiralanacağı belirtiliyor.Burada "göl geliştirme" adı verilen faaliyet,

edilmekle bu-konuda değerlendirilme yapmak iizere soruşnırma dosyası mükememize gelrniş olmakla; değişik iş esasına kayıt edildi.. Itiraz dilekçesi ve

l~yların sakinleşmesine ramen yine de evden pek fazla çıkmak 1emiyorduk. 1974'de Rumlar tarafından esir alındık. Bütün köyde aşayanları camiye topladılar. Daha sonra

dan haber geldi önce iki ile 3 kişilik Rum askeri var dedi harekat durdurmadım ben keşif için öne çıktım sayıları artıyordu bi ü durdurdum acele pusu düzeni aldırdım

,ldy"ryon ordı, ırnığ rd.n ölcüm cihazlan uy.nş ü.rinc. saİıtrd fıatiycılcri

Erzincan'ın İliç ilçesinin çöpler köyünde altın çıkarmaya hazırlanan çokuluslu şirketin, dönemin AKP'li milletvekillerini, yerel yöneticileri ve köylüleri gruplar

Öte yandan, hemen her konuda "bize benzeyeceksiniz" diyen AB'nin, kendi kentlerinde yüz vermedikleri imar yolsuzluklar ını bizle müzakere bile etmemesi; hemen tüm

İstanbul'un ulaşım sorununu çözmek adına Kadir Topbaş'ın büyük proje olarak sunduğu metrobüs, şubat ayı sonunda Anadolu yakas ına erişecek.. Bir "tercihli