• Sonuç bulunamadı

RUH SAĞLIĞI VE DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "RUH SAĞLIĞI VE DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

RUH SAĞLIĞI VE DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI

RUH SAĞLIĞI

UYUM

UYUM (SAVUNMA) MEKANİZMALARI

DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI

ANORMAL DAVRANIŞIN TEDAVİSİ

(2)

RUH SAĞLIĞI

Kişinin kendisi ve çevresindeki kişilerle uyumu değişkenlik ve belli ölçülerde esneklik taşır. Ruh sağlığı yerinde olan bir kişi:

•Kendisi ile uyumludur, kaygı ve korkularından uzaktır.

•Sağlıklı iletişim kurar.

•Saygı duyulan duyulan ve sevilen bir kişidir.

•Kendine güvenir, yetenekleri ile kendini değerlendirilebilir.

•Daha iyiye ulaşmak için çabalar. Başarının önemini bilir.

•Karşılaştığı engellerle başetme gücü vardır.

•Bağımsız karar verir ve uygular.

•İçinde yaşadığı toplum ile uyum içerisinde olan inanç ve değer yargılarına sahiptir.

•Kendini geliştirmek için zaman ayırır.

Freud ruh sağlığını sevmek ve çalışmak olarak tanımlar.

(3)

UYUM

Organizma, yetersiz ya da aşırı uyarıldığında gerilim içine düşer.

Uyumsuzluk gerilimin şiddeti oranında artar. Uyumsuzluk arttıkça akıl sağlığı bozulur. Uyum gösteremeyen insan çoğunlukla başkalarından uzak durur, sorunlarından kaçar, ödev ve sorumluluklarını bilmez. Uyumlu bir insanda da bazen bu davranışlar görülebilir. Uyumlu ve uyumsuz insan niteliklerinin karşılaştırılması sonucunda normallik ve anormallik kavramlarına ulaşılır.

Uyum davranışı bireysel ve çevresel faktörlerin etkileşimi ile gerçekleşir.

(4)

UYUMLU UYUMSUZ

BAZEN ÇOĞUNLUKLA BAZEN ÇOĞUNLUKLA

Problemler Karşılaştığı problemleri çözmeyebilir..

Problemleri için, uygun

çözüm yolları arar. Problemlere çözüm yolu aramaya

çalışabilir.

Problemlerden kaçarak hayal alemine dalar.

Kendine

güven Başkalarında

hata görebilir. Kendisinin ve başkalarının hata yapabileceğini bilir.

Başkalarının hata yapabileceğini kabullenebilir.

Kendisinin çok

mükemmel ya da zayıf olduğunu düşünür.

Sorumluluk İşinde tembellik yapabilir.

İşinde çaba gösterir, en yüksek verimlilik

seviyesine ulaşır.

Herhangi bir iş de

çaba gösterebilir. İşinde çaba göstermez, verimliliğini arttırmaya çalışmaz.

İnsan

İlişkileri İnsanlardan

uzak durabilir. İnsanları sever. İnsanlara

yaklaşabilir. İnsanlardan kaçar Hayata

bakış

Yaşamaktan hoşlanmadığı anlar olabilir

Yaşamanın değerini

bilir. Hayatı

renklendirmek için çaba gösterebilir.

Hayatı yaşanmaya değer bulmaz

Uyumlu ve uyumsuz insan nitelikleri

(5)

SAVUNMA (UYUM) MEKANİZMALARI Bastırma ( Represyon):

Yüceltme (Sublimation):

.

Karşıt Tepki Geliştirme (Reaction-Formation):

Özdeşim Kurma (Identification):

Yer Değiştirme (Displacement):

Ödünleme (Compensation):

İnkâr (Denial):

Yansıtma (Başkalarını Suçlama: Projection):

Hayal Kurma (Fantasy):

Gerileme (Çocuksu davranma: Regression):

(6)

DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI

Kaygı Reaksiyonları:

Obsessif-Kompulsif Reaksiyonlar:

Depresif Reaksiyonlar:

Psikotik Reaksiyonlar Affektif Reaksiyon:

Şizofrenik Reaksiyonlar:

Kronik Beyin Sendromları:

Paranoid Reaksiyon:

(7)

Psikonevrotik Reaksiyonlar Psikotik Reaksiyonlar

1 . Kaygı temel özellikleridir. 1 . Kaygı sadece iç dünyalarına kapanma şeklinde görülür

2. Gerçeklere aşırı tepki vardır 2. Gerçeklere tepki azdır 3. Düşünme etkinlikleri normaldir. Bazen

gerçekleri saptırabilirler. Düşünme etkinlikleri karmaşıktır ve önemli ölçüde gerçekten uzaktır.

Davranış bozukluklarının sınıflandırılması

(8)

Kişilik Bozuklukları Şizoid Kişilik:

Pasif ve Saldırgan Kişilik:

•Pasif Bağımlı Kişiler: Diğer kişilere bağımlı olarak yaşayan, aciz kişilerdir.

•Pasif Saldırgan Kişiler: İsyankar özellikleri olan bu kişiler verilen işleri erteleme, inatçılık becerisizlik gibi pasif şekilde davranışlar gösterirler.

•Saldırgan Kişiler: Daima kızan ve öfkeli olan bu kişiler, duygularını, saldırgan davranışları ile gösterirler

(9)

Birine bağımlı Yaşayan kişi

İsyankar tutum İçinden işlerini Erteleyen biri

Kızgın öfkeli Biri

İlaç Bağımlılığı:

Bu kişilik bozukluğu uyuşturucu maddeye duyulan tutumluluk ve alışkanlık olmak üzere iki şekilde ortaya çıkar. Tutkunluk durumunda, ilaç alınmadığında yoksunluk belirtileri olur ve bu giderek bir içdürtü haline gelir. Bazılarının aralıklı kullanımı ile alışkanlık ortaya çıkar.

(10)

ANORMAL DAVRANIŞIN TEDAVİSİ

Psikanaliz, terapistin, tedavinin genel amaçlarını açıklaması ile başlar. 2.

aşamada hastaların danışanların davranışlarının kendilerinden bağımsız duygusal etkenlere bağlı olabileceğinin ve düşündüklerinin bütünüyle anlatıldığı serbest çağrışım yöntemi uygulanır. Ancak geçmişteki yaşantıları esnasında kaygılandıran konuları hatırlama ya da konuşmada direnç belirtileri gösterir. Zamanla bu tepkiler geçer. Bilinç altındaki düşünceler hakkında bilgi vermesi bakımından rüyaların anlatılması istenir. Aktarım süreci, terapist ile hasta iyi ilişkiler kurduğunda ortaya çıkar. Bu aşamada hasta çocukluğunda diğer kişilere karşı geliştirdiği tutumları geneller. Tedavinin en son aşamasında hasta, çatışmasının kaynağı hakkında

"içgörü" kazanır. Böylelikle güdülerinin temelini, engellenmelerin nedenini anlamış olur.

Çevreyi kabullenemeyerek davranış bozukluğu gösteren kişilere yıllardır çeşitli tedaviler uygulanmıştır. Bunlardan bazıları elektrokonvülsif tedavi ve psikosirürji gibi tedaviler davranış bozukluğuna tıbbı olarak yaklaşırken bazıları da psikoterapi gibi psikolojik sorunlar olarak yaklaşmıştır. Genellikle psikotik depresyonda kullanılan elektrokonvülsif tedavide hasta beynine bir seri elektrik şoku verilmektedir. Her şokda hastada kısa süreli bilinç kaybı olmaktadır. Beynin davranış bozuklukluğu ile kısmının kesildiği yada çıkarıldığı psikosirurjinin çok yararlı olmadığı gösterilmiştir.

(11)

Anormal davranışın tedavisinde, psikoterapinin amaçları ilk görüşmede belirlenir. Terapist, danışanla ilgili olarak kendisi ve yakınlarından yaşam öyküsü hakkında bilgi toplar. Kişinin zeka, kişilik, mesleki yetenek testlerini içeren psikolojik incelemelerine ek olarak fizik muayene bilgi toplamada diğer bir kaynaktır.Bütün bu bilgilere dayalı olarak sorunların çevresel, kişisel engellenmeler ile güdüsel çatışmalardan ya da uzun süreli kişilik bozukluğundan ileri gelebileceğine karar verirler.

Sorunların nedeni çevresel engeller olarak görülürse tedavide, kişinin yaşama durumunu değiştirmek önerilebilir. Kişisel engeller uygulanırsa, hastaya güven ve destek sağlanır. Örneğin varoluşçu terapistler, hastaya koşulsuz sevgi vererek destek olurlar. Böylelikle kendisini daha yeterli hissetmesini amaçlarlar.

Hastanın gizil güçlerini geliştirmede yardımcı olmaya çalışırlar.

Terapist sorun nedeni olarak güdüsel çatışmalar ya da kişilik bozukluklarını hissederse hastanın bu davranışlarının nedenlerini bulmaya çalışır.

Hastaların tedavisinde zaman zaman kullanılan ilaçlar sadece davranışların bir süre normal olmasını sağlamaktadır, kesinlikle iyileştirme olanağı yoktur. XIX.

yüzyılın sonları ile XX. yüzyılın başlarında Freud ve izleyenleri günümüzde kullanılan psiko-analitik yöntemler geliştirmişlerdir

Referanslar

Benzer Belgeler

Kişilik gelişimini iki etki belirler: (1) yaşamın ilk beş-altı yılındaki yaşantılar, (2) doğuştan gelen saldırganlık ve cinsellik dürtüleri. Bu kurama göre kişiliğin

karın ağrısı, baş ağrısı veya göğüs ağrısı, göğüste yanma hissi bedensel belirti profilini oluştururlar.. Bu bedensel belirtilerin biri veya birkaçı çoğunlukla

• Kadınların seksüel ve fiziksel kötüye kullanıma erkeklerden daha fazla maruz kalması ile kadının madde kullanımı arasında güçlü bir ilişki vardır. Seksüel

• Çocukken şiddet gören, fiziksel cezalara fazla maruz kalan kişiler, yetişkin olduklarında saldırgan davranışlara daha yatkın olmaktadırlar.. • TV ve medya örnekleri

müdahaleyi gerçekleştirecek ruh sağlığı meslek mensubu tarafından kişiye uygulanacak işlemin sebebi, amacı, türü, yöntemi, riskleri, olası etki, yan etki ve

•Pasif Saldırgan Kişiler: İsyankar özellikleri olan bu kişiler verilen işleri erteleme, inatçılık becerisizlik gibi pasif şekilde davranışlar

Ayrımsal Üstün Zeka ve Üstün Yetenek Kuramı (Devamı).. ● Üstün zeka ve üstün yeteneği birbirinden

Başkalarına zarar verme, kötü davranma veya bir şey çalma durumuna karşı ilgisizlik veya bunlara kendine göre mantıklı açıklamalar getirme, vicdan azabı