• Sonuç bulunamadı

EBELİK ve RUH SAĞLIĞI DERSİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "EBELİK ve RUH SAĞLIĞI DERSİ"

Copied!
30
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EBELİK ve RUH SAĞLIĞI DERSİ

Dr. Songül KAMIŞLI

Hacettepe Üniversitesi Kanser Enstitüsü Prevantif Onkoloji ABD

Psikososyal Destek Birimi

(2)

KONU

DOĞUM SONU GÖRÜLEN RUHSAL HASTALIKLAR DEPRESYON

PSİKOZ

KAYGI BOZUKLUKLARI

SOMATOFORM BOZUKLUKLAR

(3)

Psikiyatrik sorunların değerlendirilmesi için üç kriter hemşire tarafından değerlendirilmelidir.

• Rahatsızlık ne sıklıkta görülüyor?

• Ne kadar sürüyor?

• Şiddeti, yoğunluğu nedir?

(4)

Depresyonun Tedavisi

• Bireysel, grup ve aile terapileri

• Bilişsel Davranışçı Tedaviler

• EKT

• Psikofarmakalolojik tedavilar: Antidepresanlar, benzodiyazepinler

(5)

Normal doğum sonu hüznü Pospartum depresyon Pospartum Psikoz

Belirtinin başlaması Doğumdan sonra 1-10 gün Doğumdan sonra 1-12 ay Doğumdan sonraki ilk bir ay Belirtiler Üzüntü, gözlerin dolması Kaygı, kayıp duygusu,

üzüntü, keder Bebeğin ya da kendisinin zarar göreceği ile ilgili halüsinasyonlar, hayaller

Görülme sıklığı (insidans) Tüm doğumların % 70’i Tüm doğumların % 10’u Tüm doğumların % 1-2’si Olası nedeni (etyoloji) Stresli yaşam olayları, olası

hormonal değişimler Önceki depresyon öyküsü, Sosyal destek azlığı,

Hormonal yanıt

Önceki ruhsal sağlığın olası hareketlenmesi,

Hormonal değişim,

Duygu durum boz. İle ilgili aile öyküsü

Tedavi Empati, destek İlaç tedavisi, danışmanlık İlaç tedavisi, Psikoterapi, Hemşirenin Rolü Anlayışlı ve şevkatli

yaklaşım Danışmanlık alması için

yönlendirme

kendisine veya bebeğe

zarar vermesine engel olma

Danışmanlığa yönlendirme, kendisine veya bebeğe

zarar vermesine engel olma

(6)
(7)

ANKSİYETE/BUNALTI BOZUKLUKLARI

1. Yaygın Anksiyete Bozukluğu

2. Panik Bozukluk- Agorafobi ile birlikte -Agorafobi ile birlikte olmayan 3. Özgül Fobi

4. Sosyal Fobi

5. Obsesif-Kompulsif Bozukluk 6. Post-travmatik Stres Bozukluğu 7. Akut Stres Bozukluğu

8. Genel Tıbbi Duruma Bağlı Anksiyete Bozukluğu 9. Madde Kullanımına Bağlı Anksiyete Bozukluğu

10. Başka Türlü Adlandırılamayan Anksiyete Bozukluğu

(8)

ANKSİYETENİN ÖZELLİKLERİ

• Anksiyete normaldir evrenseldir.

• Genellikle tehlike habercisi, tehdide karşı uyarıcı ve koruyucudur.

• Anksiyete bilinmeyeni bulma çabasıdır.

• Bir tehlikeye karşı hissedilen huzursuzluk ve gerilimdir.

• Kişiliğin bilinçli tarafı ile duyulan ve kavranılan bir durumdur.

• Belirgin olmayan bir tehdide tepki olarak otonom sinir sisteminin faaliyete geçmesi ile birlikte bireyin kendisini endişeli ve gergin hissetmesidir.

• Bireyin benliğine bir tehdit olduğunda hissedilir. Bu yüzden bireyde sinirlilik ve

huzursuzluğa neden olur. Tehdit bilinçli ya da bilinçsiz olabilir.

(9)

Anksiyete Bozukluğu

• Genellikle depresyonla birlikte görülür.

• Kadınlarda erkeklere göre iki kat fazladır.

• Tedavi edilmezse bizim gibi toplumlarda somatoform bozukluklarla (konversiyon, hipokondriazis vs) ya da depresyonla kendini gösterir.

• Hastalar zaman zaman hafifleyen ya da sönen fakat ağır uyum

bozukluğuna yol açmayan bunaltıyı/anksiyeteyi aylarca yıllarca

çekebilirler.

(10)

Anksiyete Bozukluğu Tanısı

• Endişe-kaygı halinin, diğer belirtilerle birlikte en az 6 ay sürmesi ve hastanın yaşamını ve işlev düzeyini etkilemesi gerekmektedir.

• Bu hastalar yaşadıkları ruh halini çoğunlukla “Sürekli gergin, sinirli,

kaygılı bir haldeyim. Niye olduğunu da anlamıyorum. Aklıma gelen her

şey için kaygılanacak bir neden buluyorum” şeklinde ifade ederler.

(11)

Anksiyete Bozukluğu Tanısı

• Sorulduğunda veya kendiliğinden “Kötü bir haber alacak gibi hissediyorum.” dile gelen sık yakınmalardan biridir.

• Bu hastalarda uyku bozukluğu, ishal, çarpıntı, hava açlığı, geğirme,

karın ağrısı, baş ağrısı veya göğüs ağrısı, göğüste yanma hissi bedensel

belirti profilini oluştururlar. Bu bedensel belirtilerin biri veya birkaçı

çoğunlukla ruhsal belirtilere eşlik eder.

(12)

Anksiyete Bozukluğunun Genel Özellikleri

• Bu hastalarda genelde yaşam olayları karşısında ve ilişkilerde çabuk kaygılanma, meraklanma, gerginlik, tedirginlik, aşırı terlemeler, sıcak soğuk basmaları, çabuk irkilme, dikkat dağınıklığı, uyku bozukluğu, çabuk kızma ve huysuzluk görülür.

• Altı aydan daha kısa bir süre, kaygılı ve dirençli endişe hali olabilir.

• Bunlarla birlikte uykusuzluk, yorgunluk, rahatlayamama huzursuzluk, dikkati toplayamama, irritabilite ve kas gerginliği yaşanır.

• Bu hastaların yaşadığı endişeler onların panik atak yaşamasına neden

olabilir.

(13)

ANKSİYETENİN RUHSAL BELİRTİLERİ ANKSİYETENİN BEDENSEL BELİRTİLERİ Endişe, kaygı, tasa

Konsantrasyonda bozulma Sinirlilik, huzursuzluk

Tahammülsüzlük Heyecan

Kötü bir haber alacağı beklentisi Çabuk irkilme

Kolay yorulma

Derealizasyon (gerçekdışılık hissi, dış dünyaya yabancılık duygusu)

Depersonalizasyon (kişinin bedenine veya bedeninin bir parçasına yabancılık yaşaması, Örn. kolunu bir odun parçası gibi hissetmesi, kolunu kendine ait gibi hissetmemesi, elinin veya kafasının büyüdüğünü hissetmesi gibi)

Kontrolünü yitirme hissi Çıldırma hissi

Ölüm korkusu

Çarpıntı hissi veya kalp atım hızında artma Terleme

Titreme veya sarsılma Ağız kuruluğu

Nefes almakta güçlük

Boğulma hissi veya hava açlığı

Göğüste ağrı veya rahatsızlık hissi Bulantı veya karın bölgesinde rahatsızlık Yüzde kızarma

Baş dönmesi Kulak çınlaması

Sıcak veya soğuk basması (titreme) Yerinde duramama veya gevşeyememe

Uyuşma ya da ürperme hissi

Boğazda düğümlenme hissi veya yutma güçlüğü Uyku bozuklukları

Kaslarda gerginlik ve ağrılar

Kolay yorulma

(14)

Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB- Saplantı-Zorlantı Bozukluğu)

• Obsesyon-saplantı: İrade dışı gelen, bireyi tedirgin eden, benliğe yabancı, bilinçli çaba ile kovulamayan, inatçı bir biçimde yineleyen düşüncelerdir.

• Zorlantı: Saplantılı düşünceleri kovmak için yapılan, istem dışı yinelenen hareketlerdir.

• Örnek: Temiz olduğunu bildiği halde, herhangi bir şeye dokunduğunda

elinin kirlendiğini düşünerek, kişinin bir çok kez el yıkaması

(15)

OKB

• Pospartum dönemde başladıysa, bu dönem boyunca devam eder. Örneğin bebeğe kötü bir şey olacağı düşüncesi takıntılı bir şekilde kadının zihnini meşgul edebilir. Bu düşünceleri kontrol edemez. Bu düşünce başladığında da giderek artar ve bununla birlikte kaygı da artar.

• Kadının bu düşünceleri destekleyen davranışlardan kaçınması için desteklenmesi çok önemlidir.

Kaygının artması depresyonu da tetikleyebilir.

• Bu rahatsızlık durumu bir psikoz değildir.

• Aslında kadın düşüncelerinin saçma ve tuhaf olduğunun farkındadır.

• OKB’nin nedeni tam olarak bilinmemekte, biyolojik ve psikososyal nedenlerden bahsedilmektedir.

• Gebelik ve pospartum dönemi için, beyinde oksitosin ve östrojendeki hızlı azalmanın etkileyen faktörlerden biri olduğu düşünülmektedir.

• Tedavide antidepresanlar ve bilişsel davranışçı tedaviler birlikte kullanıldığında işe yaramaktadır.

(16)

Somatoform Bozukluklarda Hemşirelik Yaklaşımı

• Hastalar duygularını, gereksinimlerini, çatışmalarını tanımlayamaz ve ifade edemezler.

Hastalara duygularının uygun bir şekilde nasıl ifade edeceklerini öğretmek fiziksel semptom gereksinimini ortadan kaldıracak ya da azaltacaktır. Farkındalık ve iç görü, gereksinimlerini ifade etmeye başladıkça yavaş yavaş gelişecektir. Bu farkındalık ve iç görü gelişmesi bazı hastalar için daha uzun zaman alacaktır.

• 1.Fiziksel semptomlara odaklanmayı azaltmak ve sekonder kazançları azaltmak için fiziksel semptomları fazla konuşmayın

• 2.Gereksinimlerini ve duygularını sözelleştirmesini artırmak için duygu tanımlamasına ve ifadesine yardım edin.

• 3.Sözel ifadede daha uygun yol geliştirmesi için yardım edin.

• 4.Fiziksel şikâyetlerine ve gerçek dışı taleplerine odaklanıldığında sınırlayın, aktivitelere

(17)

Anksiyete Bozukluklarının Tedavisi

• Bu hastalıkların tedavisinde diğerlerinde olduğu gibi iyi bir değerlendirme yapılması gerekir

• Hasta ile iyi bir iletişim kurulması ve sürdürülmesi,

• Hastaya tedavi ve hastalıkla ilgili yeterli bilgi verilmesi ilk ele alınması gereken konulardır.

• Bir psikiyatr tarafından tanı konulduktan sonra ilaç ve psikoterapilerle tedavi yaklaşımları kullanılır.

• Orta düzey anksiyete durumlarında başlangıç için farmakolojik olmayan tedavi düşünülür.

• Gevşeme ve biyolojik geri bildirim teknikleri psikolojik uyarılmışlık halini

gidermek için kullanılabilir.

(18)

Anksiyete Bozukluklarında İlaç tedavisi

• Benzodiyazepin (diazem ,ativan, xanax) grubu kaygı gidericiler kullanılır.

• Benzodiyazepinler, bağımlılık yaparlar. Bu nedenle uzun süre düzenli kullanımları uygun değildir.

• Bunaltı giderici etkisi olan antidepresanlar ; laroxyl, insidon, tolvon,

desyrel düşük dozlarda kullanılabilir.

(19)

Anksiyete Bozukluklarında

Bilişsel Davranışçı Tedavi (BDT)

• Bilişsel-davranışçı psikoterapiler ilaç tedavilerine ek olarak

uygulandıklarında, son derece yüz güldürücü sonuçlar vermektedirler.

• En az 3 ay sürer.

• Endişe-kaygı yaratan düşünme biçimleri ve bunların davranışlara yansımalarını düzeltmek için yararlıdır.

• Kaygı belirtilerini yönetmek için düşünce-duygu-davranış bağlantısı üzerinde çalışılır.

• İlaçlar kadar etkili bir tedavi yöntemidir.

(20)

• Bilişsel-davranışçı tedavilerde, basitçe, hasta kaygılarını bir kenara kaydeder.

• Hastadan bunları doğrulayan ve yanlışlayan gerçeklerin listesini yapması istenir.

• Bu gerçekler, yanlış ve abartılı otomatik düşüncelerin davranışa

yansımaları psikoterapi seansları içerisinde tek tek gözden geçirilir.

• Gerekirse davranış değişikliklerini sağlamaya yönelik ev ödevleri verilir.

• Hasta gerektiğinde ailesi ile birlikte tedaviye alınır.

Anksiyete Bozukluklarında

Bilişsel Davranışçı Tedavi (BDT)

(21)

SOMATOFORM BOZUKLUKLAR

• Beden disformik bozukluğu

• Konversiyon

• Hipokondriyazis

• Somatizasyon bozukluğu

• Ağrı bozukluğu

(22)

SOMATOFORM BOZUKLUKLAR

• Somatoform bozukluklarının temel özelliği, birden fazla bedensel belirti olması ve kronik olmalarıdır.

• Bu hastalıklar genç yaşlarda başlar.

• Genetik ve çevresel faktörlerin katkıda bulunduğu belirtilmektedir.

• Bu hastalar birinci basamak sağlık hizmetlerini çok kullanırlar.

• Hastalar çok sayıda psikoaktif ilaç kullanırlar

• Somatizasyon çok yönlü/etkenli olduğu için spesifik bir ilaç yoktur.

Ancak altta yatan nedene göre bir antidepresan/anksiyolitik ilaç

(23)

Somatoform Bozuklukların Belirtileri

• Ruhsal acının bedensel olarak ifade edilmesidir.

• Bu rahatsızlık çok genç yaşlarda başlar ve fiziksel belirtilerle yıllarca sürer.

• Bu belirtiler gençlik çağında sık hastalanma, konversiyon belirtileri gösterme(ses kısılması, sağırlık, körlük, yutma güçlüğü, felçler ), karın ağrısı, bulantı kusma, öğürme, karın şişmesi, sindirim sistemi

rahatsızlıkları, adet bozukluğu, adet düzensizlikleri, aşırı kanama,

gebelikte aşırı kusma, cinsel isteksizlik, cinsel soğukluk ya da cinsel

ilişki sırasında ağrı

(24)

Somatoform Bozuklukların Belirtileri

• Bu bedensel yakınmalar ve işlevsel bozukluk belirtilerinin temelinde anksiyete vardır.

• Klinik görünümde ise anksiyete yerine bedensel belirtiler vardır.

• Gerçekte bu belirtiler hastaların psikolojik sorunlarını ifade etmek için bedenlerini kullanmaları ile oluşur. Genellikle bu sürece ikincil

(sekonder) kazançlar eşlik eder.

(25)

Somatoform Bozuklukların Nedenleri

• Psikodinamik görüş

• Yasaklanmış dürtülerin bastırılması ve bu dürtülere eşlik eden

duygusal enerjinin bedensel belirtilere döndürülmesi ile ortaya çıkar.

• Böylece çocukluk yıllarından başlayarak yaşanan üzüntülü olaylar,

bastırılmış dürtüler sembolik olarak fiziksel belirtilere dönüştürülerek

anksiyete yatıştırılır.

(26)

• Sosyal öğrenme kuramı: Hasta duygularını sözel olarak anlatmak

yerine fiziksel yakınmalar ve belirtiler aracılığıyla anlatmayı ailesinden öğrenmiştir. Bu belirtiler sevilen kişiden bakım ve destek almanın,

sıkıntıyı ifade etmenin daha kabul edilebilir yoludur.

• Genetik ve ailesel etkenler: Somatizasyon ve somatoform ağrı

bozukluklarında genetik yatkınlığın olduğunu gösteren araştırmalar vardır. Yakın akrabalarında antisosyal kişilik bozukluğu, somatizasyon bozukluğu ve alkol kötü kullanımı yüksek oranda bulunmaktadır

Somatoform Bozuklukların Nedenleri

(27)

SOMATOFORM BOZUKLUKLARIN TEDAVİSİNDE GENEL İLKELER

• Somatizasyona yatkın olan hastalarda en önemli sorun bu hastaların duygusal sorunlarını konuşma konusunda isteksiz olmaları ve duygusal durum ile somatik yakınmalar arasında bağ kurmamaları ya da bu konuda dirençli olmalarıdır.

Mümkün olduğunca “iç görü” kazandırma temel ilkedir. Hasta ile inatlaşma yerine psikososyal sorunlarını konuşabilmelerini sağlamaya çalışmalıdır.

• Böylece hastada bunlarında konuşulabileceği duygusu oluşur. Somatik belirtilere odaklanmak yerine duygusuna odaklanma duygusu gelişir.

• Psikososyal sorunlar konuşulurken sıkıntı yaratan yaşantıların bedensel ve

psikolojik sağlığı etkileyebileceği hissettirilmeli. Örneğin heyecan ve korku

anında çarpıntı, nefes darlığı, terleme, titreme gibi.

(28)

SOMATOFORM BOZUKLUKLARIN TEDAVİSİNDE GENEL İLKELER

• Sorun ile somatik yakınmalar arasındaki ilişkiyi gören bazı hastalarda yakınmalar sürse bile “çare arama davranışı” yok olabilir.

• Hipokondriyak eğilimleri olanlarda belirsizlik giderilmelidir. Bunda ilk basamak fiziksel muayenedir.

• Yakınmalarını anlatması için yeterince süre verilmeli, hasta anlatmaya çalışırken bir soru sorup susturulmamalı

• Sekonder kazançların engellenmesi, aileye hastanın rol yapmadığı ya

da bilerek-isteyerek belirtileri ortaya çıkarmadığı mutlaka söylenmeli

(29)

Doğum sonu dönemde hemşirenin rolü

• Kadının, bebeğin, eş ve ailenin psikososyal değerlendirmesini devam ettirme

• Anne-bebek bağlanmasını kolaylaştırıcı destek sunma ve değerlendirme

• Bütünleştirmeyi teşvik etmek için doğum deneyimini sözelleştirmesine yardım etme

• Ailesel gelişimi destekleme ve değerlendirme

• Aile ve toplum işbirliğini sağlayacak destek kaynaklarını değerlendirme

• Pospartum dönemde yaşanabilecek normal duygu durumu ya da beklenmedik durumlara yönelik bilgi sağlama

• İhtiyaç durumunda psikiyatrik yardıma yönlendirme

(30)

Doğum sonu dönem psikiyatrik hastalıklarla ilgili anahtar kavramlar (Özet)

• Pospartum komplikasyon gelişmiş kadında sıkı aile ve yeni doğan ilişkisinin kurulması zor olabilir.

• Kadının doğum sonu dönemde bebeğe bakımını gözlemek, desteklemek ve bu rolünü tamamlamasına yardım etmek gerekir.

• Doğum sonu dönemde ebe ve hemşire kadına duygusal destek verecek önemli kaynak kişilerdir.

• Doğum sonu keder, depresyon ve psikoz birbirinden farklıdır. Depresyon

ve psikoz için kadının profesyonel destek alması gerekir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Gelir düzeyine göre annelerin DSEDÖ puan orta- lamaları arasındaki anlamlı ilişki değerlendirildiğin- de; geliri yüksek olan ailelerde yaşayan annelerin ebeveynlik

Doğum Sonu Dönemde Hemşirelik Bakımı Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) (World Health Organization-WHO) tarafından (2010), birçok kadın ve yenidoğanın doğum sonu bakım

Katılımcıların, doğumun üzerinden geçen süre, do- ğum şekli, günlük ortalama emzirme sayısı, emzirmeyi etkileyebilecek meme sorunu olma durumu, şimdiye kadar cinsel yaşamı

DOĞUM SONU DÖNEMDE ANNELERİN EMZİRMEYE İLİŞKİN BİLGİLERİ VE EMZİRME DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ..

• Genellikle doğumu izleyen ilk 6 hafta da başlar ve Genellikle doğumu izleyen ilk 6 hafta da başlar ve doğum sonrası 1yıla kadar sürebilir. doğum sonrası 1yıla

 Daha sonraki tromboformasyonu önlemek için HEPARİN gibi antikoagülan verilebilir veya genel enfeksiyonu tedavi etmek için antibiyotik verilebilir.  Etkilenen

• Hemen doğum sonrası olan kanama, doğumdan sonraki ilk 24 saat içinde 500 mlt’den daha fazla kan kaybı olarak tanımlanır.. • Bunun en yaygın nedeni gebelik

Babaların eğitim durumlarına ve gebeliği isteme durumlarına göre, DSEDÖ puan ortalamaları arasındaki farkın anlamlı olduğu (p<0,05), aile tipi, bebeğin cinsiyeti, gelir