HABER BÜLTENĐ
17 Ocak 2005
Haber Özetleri
Ortadoğu
• En büyük Şii siyasi grubunun lideri ve seçimlerin favorilerinden Abdülaziz el Hekim, Amerikan güçlerinin Irak'tan çekilme konusunda bir takvim vermesi çağrısı yaptı. Irak Đslam Devrimi Yüksek Konseyi lideri el Hekim, Amerikan güçlerinin Irak'ta istenmediğini vurgulayarak, yeni hükümetin çekilme konusunda bir takvim belirlemesi gerektiğini belirtti. Şiilerin büyük çoğunluğu bu seçimleri, yabancı askerlerin çekilmesini müzakere edebilecek meşru bir hükümetin kurulması için bir şans olarak görüyor. Şiilerin en etkili ruhani lideri Ayetullah Ali el Sistani de, bu konuya verdikleri önemi, seçimlerde oy kullanmanın, herkesin dini görevi olduğu sözleriyle duyurmuştu. Öte yandan, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan, Irak hükümetine çabalarını, seçimlere Sünnilerin de katılımını sağlayacak yönde arttırması çağrısında bulundu. Seçimle ilgili teknik hazırlıkların yeterli ve adil olduğunu belirten Annan, Birleşmiş Milletlerin Irak halkının oylarını diledikleri şekilde kullanabileceklerini umut ettiğini söyledi. Annan, Iraklıların büyük çoğunluğunun demokratik haklarını kullanmaya arzulu olduklarına dikkat çekerken, seçim koşullarının ideal olmaktan uzak olduğunun da altını çiziyor.
Mauritius'ta küçük devletlerin kalkınmaları konusunun ele alındığı toplantıda konuşan Annan, Irak seçimleri konusunda şu görüşleri dile getirdi: ''Eğer, Irak'ta siyasi geçiş sürecine olumlu katkıda bulunacaksa, seçimlerin mümkün olduğunca geniş katılımlı olması gerektiğini her platformda açıkça ifade ettim.
Irak toplumunun Arap milliyetçisi kesimlerine, özellikle Sünni Araplara ulaşılması bu aşamada çok hayati. Irak hükümetini, çabalarını bu yönde yoğunlaştırmaya teşvik ediyorum.'' Annan, seçmenleri caydırmaya dönük üzücü şiddet eylemlerini sürdürme yönündeki girişimlerin devam edeceğini çok açık olduğunu da sözlerine ekledi. Ancak Annan, ülkenin hem içinde hem de dışında yapılan çalışmalarının Irak'taki koşulların gelişmesine yol açabileceğini söyledi.(BBC)
• Başkan Bush, başkanlık seçimlerini yeniden kazanmasının, “Irak savaşındaki haklılığını gösterdiğini” söyledi. Washington Post gazetesine özel demeç veren Başkan, Amerikan halkının, seçimler sırasında Irak’taki durum hakkında iki ayrı değerlendirme dinlediğini ve Demokrat Başkan Adayı John Kerry’nin değil, kendi tezini destekleyip oy verdiğini söyledi. Başkan “2004 seçiminde, Irak konusunda halka hesap verdik şeklinde” konuştu. Irak’ta yapılan hata ve yanlış kararlar yüzünden, yönetimdeki yetkililerin suçlanmasının bir anlamı
olmadığını kaydetti. Irak’ta seçimlere iki hafta kala Başkan, demokrasiye giden yolun çetin olduğunu ve Irak’ın bu yolda ilerlediğini belirtti. Başkan, Amerikalılardan da sabırlı olmalarını istedi. Başkan Bush Irak’taki Amerikan askerlerinin sayısında azaltmaya gitmeyi düşünmek için henüz erken olduğunu da sözlerine ekledi. Bush, Iraklı askerlerin teröristlerle kendi başlarına mücadele etmeyi başarması durumunda, Amerikan askerlerinin daha erken çekilebileceğini ifade etti.(VOANEWS)
• Irak’taki koalisyon askerlerinin, 30 Ocak seçimlerinde, daha küçük çaplı bir güvenlik rolü üstleneceği bildirildi. Irak’ın kuzeybatısındaki koalisyon birliklerinin komutanı, Tuğgeneral Carter Ham, Iraklı güvenlik güçlerinin, seçim sandıklarını ve seçmenleri koruyacak yeterli sayıya sahip olduğunu söyledi. Bu arada Iraklı yetkililer de seçimler için yeni güvenlik önlemlerini açıkladı. Buna göre, şiddet olaylarının yoğun olduğu El Anbar ve Ninova vilayetlerinde seçmenler, oylama günü kayıt yaptırabilecek. Olası intihar saldırılarına karşı da, seçim sandık bölgelerine giden yollarda özel güvenlik önlemleri alınacak.(VOANEWS)
• Irak’ta 30 Ocak seçimleri için özel güvenlik önlemleri alınıyor. Ramadi, Felluce ve Musul gibi çatışmalara sahne olan kentlerin bulunduğu el-Anbar ve Ninevah illerinde, Sünnileri sandık başına çekmek için aynı gün kütüklere yazılıp oy verme hakkı tanındı. Irak hükümeti ayrıca ülkenin 18 il ve bağlı kentlerinde seyahati kısıtlamayı planlıyor. Bombalı saldırıları önlemek için oy verme yerleri trafiğe kapatılacak. Çokuluslu kuvvetlerin desteğinde onbinlerce Iraklı asker ve polisinin görev yapacağı seçim günü Ulusal Bayram ilan edilecek.
Öte yandan Irak’ın güneyinde radikal Şii lider Muktada el Sadr’ın yüzlerce yandaşı hükümet binaları önünde protesto gösterisi düzenledi. Basra, Amarah ve Kut kentlerindeki gösterilerde elektrik ve benzin kısıtlamalarına son verilmesi istendi. Bu arada, Bağdat’ta çok sıkı korunan Yeşil Bölge yakınına en az üç havan mermisi düştü ancak can kaybı olmadı. Irak Savunma Bakanına suikast girişimi haberi ise yetkililer tarafından doğrulandı. "El Hayat"
gazetesinde çıkan haberde, Saddam yanlıları tarafından eğitilen kadın suikastçının, bakanın odasına girerek silah çektiği ancak ateş edemeden bayıldığı bildirilmişti.(VOANEWS)
• Bağdat’ta yayımlanan “Darülselam Gazetesi”nde yer alan bir makale dikkat çekiyor. Makale, son günlerde siyasi kulislerde federalizm kelimesinin moda haline geldiğini vurguluyor. Kürtlerin yanı sıra, bir siyasetçi tarafından Sünni kesime de federal devlet kurma önerileri sunulduğunun altını çiziyor. Söz konusu gazete Iraklıları daha dikkatli olmaları konusunda uyarıyor. Bu gazete Irak Đslami Partisi tarafından çıkarılmaktadır. (ALQUDS GAZETESĐ)
• Kürdistan Demokratik Partisi tarafından yayımlanan “El-Taahi” gazetesinde, Mesut Barzani’nin Amerikan 1. piyade tümeninin komutanı Genaral John Batiste ve Irak Ulusal Muhafızlarının 4. kolordu komutanı Abdülaziz Müfti ile görüştüğü ve bu görüşmede iki taraf arasındaki dostluğun geliştirilmesi konusu ve Kerkük sorunun ele alındığı haberi yer aldı. Barzani Kerkük sorunun seçimlerden önce bir sonuca bağlanması gerektiğini, aksi takdirde kötü sonuçlar doğuracağını ifade etti. Amerikalı General Batiste Kerkük’te durumun normalleşmesi gerektiğini ve bu konuda Kürt halkını desteklediklerini
belirtti. General Batiste, koalisyon güçlerinin de il meclis seçimlerinden önce Kerkük meselesinin çözümlenmesi gerektiğini ve bu konuda ısrarcı olduklarını dile getirdi.(ALQUDS GAZETESĐ)
• Mukteda El Sadr’ın önemli yardımcılarından Abdülhadi El Derraci, El Sadr akımından bir kişinin adını içeren herhangi bir seçim listesini tanımadıklarını ve bu kişilerin El Sadr akımını temsil etmediklerini açıkladı. El-Derraci akımın hiçbir seçim listesini desteklemediğini belirtti. (ALQUDS GAZETESĐ)
• Irak Ulusal Kongre Partisi Başkanı Ahmet Çelebi, iki Kürt lider Barzani ve Talabani ve Anayasal Kraliyet Hareketi Başkanı El-Şerif Ali Bin El-Hüseyn ile bir dizi görüşme yaptı. Bu görüşmelerde seçim sonrası Irak’ın durumu ele alındı. Irak Ulusal Kongre Partisi sözcüsü El Musevi bu görüşmelerin amacının, iki Kürt parti, kraliyet hareketi ve Irak birleşik seçim listesini içine alan üçlü bir ittifak kurarak, seçim sonrası Irak’ın yönetimini iyi bir şeklide kontrol edebilmek olduğunu ifade etti. El Musevi “Bu üç grubun ortak bir unsuru yok fakat seçimlerde bu tarafların listelerinin kazanma ihtimali çok yüksek” diye konuştu. Bununla birlikte El Musevi, Çelebi ve El Hekim’in arasında hükümet başkanlığı için El-Şerif Ali Bin Hüseyin’i desteklemek için herhangi bir ittifakın söz konusu olmadığını açıkladı. El Musevi ayrıca oluşacak hükümetin seçim sonuçlarına göre teşkil edilebileceğini vurguladı.
(EL-HAYAT GAZETESĐ)
• Bazı kaynaklara göre, Barzani ve Talabani, El Hekim’e güney Irak’ta federal bir yapıyı desteklediklerini ifade etti.(EL-HAYAT GAZETESĐ)
• Irak dışında yaşayan toplam 4 milyon Iraklının seçimlerde oy kullanabilmesi için bugün kayıtlar başlıyor.(EL-ŞARK EL AVSAT GAZETESĐ)
• Kürt grupların Kerkük il seçimlerine katılma kararı Kerkük genelinde endişeye yol açmaktadır. Daha önce bilindiği gibi, Kürtler Kerkük il seçimlerini boykot ettiklerini açıklamıştı. Buna neden olarak ta Saddam rejimi döneminde Kerkük’ten göçe zorlanan 100 bin Kürt vatandaşının seçimlere katılma talebinin reddini göstermişlerdi. Ancak geçen Cuma günü yapılan toplantılar sonucunda, alınan kararlar gereğince Kerkük doğumlu olduğunu ispat edebilen her Kürt vatandaşı seçime katılabilecek. Bu da Kürtlerin, Kerkük il meclisi seçimlerinde çoğunluğu sağlayabilecekleri anlamına gelmektedir. Daha seçimler gerçekleşmeden, Arap aşiretleri, Türkmenler ve de Kerkük’te görev yapan Amerikan kuvvetlerinin komutanı Kerkük’te şiddet olaylarının baş göstermesinden endişe etmektedir.(EL-ŞARK El-AVSAT GAZETESĐ)
• Bir grup Ayetullah Sistani yandaşı Bağdat’ta Enerji Bakanlığının önünde protesto gösterileri düzenledi. “Iraklılar, petrollerini ve elektriklerini geri istiyorlar” şeklinde sloganlar attılar.(www.bbcarabic.com)
• Seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte, önde gelen Şii din adamları ve yetkililerini hedef alan saldırıların artması nedeniyle Ayetullah Sistani imzalı tüm Şiilere ve Iraklılara hitaben bir bildiri yayımlandı. Bildiride saldırıların amacının Şiiler ve Sünniler arasında bir iç savaş başlatmak olduğu belirtilmektedir. Ayrıca bildiride, demokrasiye giden yolda verilen çabaların elbette bir bedeli olacağı
ve Iraklıların bu saldırılar karşısında soğuk kanlı olması gerektiğinin altı çizilmektedir.(www.cnnarabic.com)
• Irak Savunma Bakanlığı, El Cezire kanalının, Erbil Ulusal Meclis binası önünde bomba yüklü bir arabanın patladığına dair çıkan haberi yalanladı.
(www.puk.org)
• Irak’ta görev yapan Đngiliz birliklerine yardım amacıyla, seçim süresince güvenliğe destek sağlamak için Kıbrıs’tan yola çıkan Đngiliz askeri bugün Basra limanına ulaştı. Önümüzdeki günlerde 250 Đngiliz askerinin daha geleceğini açıklayan Đngiliz birlikleri sözcüsü bu askerlerin Irak’ın hangi bölgesinde görev yapacağının henüz belli olmadığı ifade etti. (KUVEYT HABER AJANSI)
• Seçimlere iki hafta kala, Irak halkı, günlük hayatı hala büyük oranda etkileyen şiddet olaylarının yanı sıra, elektrik kesintileri, petrol kuyrukları ve işsizlik ile boğuşuyor. Dolayısıyla, Iraklıların büyük çoğunluğunun Ebu Gureyb skandalıyla ilgili yargı sürecini nefeslerini tutarak izledikleri söylenemez. Ancak Charles Graner'ın mahkumiyeti ile birlikte, süreci birazcık takip edenlerin öfkesi açıkça görülüyor. Konuştuğum Iraklılardan biri, Charles Graner'ın Ebu Gureyb cezaevine gönderilmesini ve cezasını oradaki mahkumlarla birlikte çekmesini öneriyor. Bir başkası ise, Graner'ın üstlerinin de işkence ve kötü muamele olaylarının içinde olduğunu, dolayısıyla onların da yargılanması gerektiğini düşünüyor. Iraklılar, özgürlük getireceklerini söyleyerek giren Amerikalıların, vatandaşlarına işkence yaparken görüldüğü fotoğrafları hala dehşet içinde hatırlıyor. Ebu Gureyb skandalının baş aktörlerinden biri olarak bilinen Amerikalı asker Charles Graner, Teksas'ta çıkarıldığı askeri mahkemede 10 yıl hapse mahkum edilmişti. Graner'ın askeri mahkemede görülen davası, Ebu Gureyb cezaevinde yaşananlara ilişkin en detaylı yargılamaydı. Kendisine yöneltilen suçlardan 15 yıl hapis cezası alabilecekken, 10 yıla çarptırıldı. Graner ise, sadece üstlerinden ve askeri istihbarat birimlerinden aldığı emirleri uyguladığını savunmaya devam etti.
Birçok gözlemci de, yargılanan askerlerin günah keçisi olduğunu, asıl sorumluluğun Pentagon ve Bush yönetiminin üst kademelerine uzandığını savunuyor.(BBC)
• Filistin Kurtuluş Örgütü yönetimi, Filistin'in çıkarlarına zarar verdiklerini söyleyerek militanlardan Đsrail'e yönelik saldırılarına son vermelerini istedi.
Filistin Kurtuluş Örgütü, çağrıya uymayan gruplara karşı ne gibi önlemler alınacağını açıklamadı ancak saldırıların, Đsrail'e, Filistin'in istikrarını bozma fırsatı verdiğini belirtti. Yönetimin lideri, geçici devlet başkanı Mahmud Abbas, daha önce de ateşkes çağrısı yapmıştı. Muhabirlerimiz, Örgütün Filistin lideri Yaser Arafat'ın ölümünden bu yana ilk kez bu kadar sert bir çağrı yaptığına dikkat çekiyorlar. Bu arada Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek, Đsrail hükümetinden Filistin Yönetimi ile yeniden ilişkiye geçmesini istedi. Mübarek, müzakereler başlamadan şiddetin sona ermesinin beklenemeyeceğini belirtti.
Đsrail Başbakanı Ariel Şaron, bugün Filistinli militanlara yönelik askeri önlemleri artıracağı tehdidinde bulunmuştu. Şaron, Filistinli militan örgütleri çökertmeleri için askerlerine hiçbir sınırlama olmadan hareket etme hakkı tanıdığını söyledi.
Mahmud Abbas, şiddeti sona erdirme çağrılarıyla Filistin devlet başkanlığına seçileli bir hafta oluyor. Ancak Şaron kabinede yaptığı konuşmada, Filistin
yönetiminin değişmesinin, fikirlerini değiştirmediğini, yeni yönetimin teröre karşı alacağı önlemlere bakacaklarını söyledi. Gazze Şeridi'nde geçen Perşembe günü saldırıya uğrayan altı Đsrailli hayatını kaybetmişti. srail, bu saldırının ardından Filistin yönetimi ile ilişkileri askıya aldı. Bu arada Đsrail'in Filistinlilere yönelik saldırıları dün de devam etti. Sekiz Filistinli Gazze'ye yönelik baskınlar sırasında Đsrail askerlerince öldürüldü. Biri yedi yaşında bir çocuk olmak üzere iki Đsrailli ise, Filistinlilerin roket saldırılarında yaralandı.
Şaron, Đsrail ordusuna ve güvenlik birimlerine gerekli gördükleri yerde hiçbir sınırlama olmaksızın harekete geçmeleri emrini verdiğini söyledi. Şaron'un yeni koalisyon ortağı Đşçi Partisi de, başbakana izleyeceği politikada destek verdiklerini duyurdu. Đçişleri Bakanı Ophir Pines, "Abbas teröre karşı olduğunu söyledi ama bu sözlerin eyleme dökülmesi gerek" diye konuştu. Filistinli yetkililer, Mahmud Abbas'ın bu hafta Gazze Şeridi'ni ziyaret edeceğini ve Militan örgütlerin liderlerini, Đsraillilere yönelik saldırılara son vermeye ikna yolu arayacağını söylüyor. Kudüs'teki muhabirimiz James Reynolds ise Şaron'un son açıklamalarının Abbas'ın müzakere ve ikna yoluyla ateşkes elde etme çabalarına zarar vereceği görüşünde. Militan örgütler, saldırılara ancak Đsrail'den aynı tavrı gördükleri takdirde son vereceklerini söylemişlerdi.
Muhabirimiz, Şaron'un açıklamalarına bakılırsa, bunun pek mümkün olmadığını belirtiyor. (BBC)
• Afganistan'da Yüksek Mahkeme, Amerika Birleşik Devletleri'nin, Küba'daki Guantanamo Körfezi Üssü'nde tutulan yaklaşık 80 tutsağı serbest bıraktığını açıkladı. Yüksek Mahkeme'nin bir sözcüsü, tamamı Afganistan vatandaşı olan tutsakların başkent Kabil yakınındaki Bagram Hava Üssü'ne ulaştıklarını ve bugün ilerleyen saatlerde serbest bırakılacaklarını söyledi.(BBC)
Avrupa Birliği
• Almanya’da Katolik Kilisesi ile birlikte en çok sözü geçen ve Katolik Kilisesi’ne oranla daha hoşgörülü olan Protestan Kilisesi Konseyi Başkanı Prof. Wolfgang Huber Tagesspigel Gazetesi’nde bugün yayınlanan röportajında Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olduğunu söyledi. Almanya Protestan Kilisesi Konseyi Başkanı Prof. Wolfgang Huber Tagesspiegel Gazetesi’nde yayımlanan röportajında Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine karşı olduğunu bir kez daha yineledi. "Bütün veriler Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üye olması ile yeni bir pazarın açılacağı yönünde, ancak bu Avrupa’yı geriye götürür. Bunun olmaması için Hıristiyan kimliği baz alınarak, Avrupa Anayasası ile belirlenen kültürel birlikteliğin ve aidiyetin güçlendirilmesi gerekmektedir. Bu noktada Türkiye bir yapı taşı olamaz," diyen Huber, "Türkiye’nin AB’ne tam üyeliğine karşıyım çünkü orda hala din özgürlüğü, kadın erkek eşitliği ve azınlıklar konusu tartışılmakta. Beni en çok etkileyen konulardan biri de insanların Türkiye’de Ermeni soykırımı hakkında açık açık konuşamaması hatta cezalandırılması,"’ yorumunda bulundu. Huber Almanya’da yaşayan Müslümanlarla ilgili olarak ise şu yorumda bulundu: "Terör eylemleri, şiddet ve Müslüman ülkelerde din ve devlet işlerinin birbirine karışması Almanya’daki Müslümanları olumsuz etkilemiştir. Bu benim değil toplumun ortak kaygısıdır.
Bütün bu gelişmeler buradaki Müslümanların topluma uyumuna da geriletmiştir. Almanya’daki Müslümanlarının büyük bir çoğunluğunun bir hukuk devletinde yaşadıkları için memnuniyet duyduklarını biliyorum. Bu yüzden de
Müslüman azınlığa genel bir şüphe ile yaklaşılmasını yersiz ve haksız buluyorum. Ancak Almanya’yı bir Đslam devleti haline getirmek isteyen akımların varlığı da göz ardı edilmeyecek bir gerçek."(VOANEWS)
Kısa Kısa Dünya
• Çin Komünist Parti'sinin eski lideri Cao Ziyang öldü. Cao, Tiananmen Meydanı'ndaki gösterilerden bu yana ev hapsindeydi. 85 yaşındaki Ziyang birkaç kez kalp krizi geçirmişti. 1980 yılında başbakanlık görevine getirilen Ziyang, 7 yıl sonra da partinin genel başkanı olmuştu.(BBC)
• Birleşmiş Milletlerin dünya genelinde yoksullukla mücadeleye çözüm yolları öneren yeni "Binyıl Projesi" bugün açıklanıyor. Dünyanın önde gelen ekonomi uzmanlarından Doktor Jeffrey Sachs'ın yazdığı rapor, kalkınmaya daha fazla harcama yapılması gerektiğini dile getiriyor. Birleşmiş Milletlere üye ülkeler, bundan beş yıl önce "Binyıl Zirvesi'nde" iyimser bir havada bir araya gelmiş ve 2015'e kadar dünya genelinde yoksulluğu yarı yarıya azaltmak gibi hedefleri içeren göz alıcı bir çalışma planı üzerinde birleşmişlerdi. Ancak şu ana dek bu hedeflerin pek çoğuna ulaşılmış değil.(BBC)
Gazete Başlıkları
Daily Telegraph gazetesinin ''Cinayet, tehditler ve korku: Irak'ta seçim kampanyasında yeni bir gün'' başlığıyla manşetinden duyurduğu haberin yazarı, Bağdat'taki muhabiri Jack Fairweather, seçimlerle ilgili haberlerin özel toplantılarda aktarıldığına dikkat çekiyor: ''Bağdat'ta sokaklara korku sinmiş durumda. Seçim yetkililerine, ne iş yaptıklarını kimseye söylememeleri ve işyerlerinden ayrılırken farklı güzergahları izlemeleri söylenmiş. Oy kullanılacak merkezlere herhangi bir işaret de konulmamış. Irak'taki bağımsız seçim kurulu, onlarca seçim görevlisinin istifa ettiğini, en az 100 bin ek görevliye ihtiyaçları olduğunu duyuruyor.''
Independent'in Bağdat'a giden yazarı Robert Fisk'in Irak'tan gelen haberlerin güvenilirliğini sorguluyor: Fisk, ''Otel gazeteciliği'' diyerek başladığı yazısında şöyle devam ediyor: ''Batılı gazeteciler Irak sokaklarından değil, kaldıkları otelden geçiyorlar haberlerini. Bazılarına gittikleri her yerde, ağır silahlı Batılı güvenlik görevlileri eşlik ediyor. Çok az bir kısmı yerel bürolarda çalışıyor.
Çoğu ise, kendilerine yardımcı olan Iraklı gazetecilerden yararlanıyor. Onlar da yaşamlarını riske atarak Amerikalı ve Đngiliz gazeteciler için röportajlar yapıyor.'' Fisk, gazetecilerin eskiden ne tür sınırlamalar altında görev yaptıklarını aktardıklarını, ancak artık bunu yapmadıklarına dikkat çekiyor.
Fisk, sakıncalı bulduğu bu duruma şöyle bir örnek veriyor: ''Amerikan ordusu bundan daha mutlu olamazdı', dedi bana uzun süredir Bağdat'ta olan bir Amerikalı gazeteci ve devam etti. 'Biliyorlar ki, eğer masum insanlarla dolu bir evi bombalarlarsa, bu evin terör hücresi olduğunu iddia edip, bu konuda inandırıcı da olabilirler. Bizim çevrede dolaşmamızı istemiyorlar.''
Guardian gazetesi, Kudüs'teki muhabirinin geçtiği haberde, hafta sonu yaşanan şiddetin ardından hükümetin orduya, militanlara yönelik suikastlara
yeniden başlaması emri verdiği iddialarını aktarıyor. Haber, Đsrail basınına bilgi veren hükümet yetkililerine dayandırılmış. Gazete, Şaron'un dün orduya verdiği 'militanlara karşı gerekli her türlü önlemin alınması' talimatı ile suikast eylemlerine de gönderme yaptığını dile getiriyor. Şaron'un 'her türlü önlemin alınması çağrısı'', Đsrail hükümeti ile Filistin lideri Mahmud Abbas arasındaki balayının sona mı erdiği sorularını gündeme getirdi.
Independent gazetesi, bunu söylemek için çok erken diyor ve özetle şöyle devam ediyor: ''Đsrail'in gösterdiği tepkinin sertliği ve hızı Arafat sonrası dönemin ortaya çıkardığı zorlukları anladığını gösteren tavrıyla çelişki yaratıyor. Yeni başkanın seçilmesinin hemen ardından şiddet eylemleri ve intihar saldırılarının bıçakla kesilmiş gibi sona ereceğini beklemek makul değildi. Ariel Şaron kabinesine Filistin yönetiminde yaşanan değişikliğe rağmen teröre karşı harekete geçtiklerine dair bir işaret görmediğini söyledi.
Seçimler geçen hafta yapıldı, Mahmud Abbas daha cumartesi günü yemin etti.'' Independent, Đsrail'in sabırlı olması gerektiğine dikkat çekerek, Abbas'ın otoritesine darbe vurmanın Đsrail'in çıkarına olmadığını vurguluyor.
Guardian gazetesi, Amerikan özel kuvvetlerine bağlı gizli bir keşif kolunun Đran'a sızdığı iddialarını aktarıyor. Đddiaları gündeme getiren isim ise, Amerika Birleşik Devletleri'nden yayımlanan New Yorker dergisinin, Irak'ta Ebu Gureyb cezaevindeki işkence ve kötü muamele uygulamalarını ortaya çıkaran yazarı Seymour Hersh. Hersh, konuyla ilgili bilgi sahibi olduğunu söylediği Pakistanlı bilim adamlarının verdiği bilgiden hareketle, Amerikan komandolarının Đran'ın doğusundaki bölgelerde Đran'ın sahip olduğu iddia edilen yer altı tesislerinin yerlerini saptamaya çalışıyor. Haberde Beyaz Saray yetkililerinin, Hersh'in iddialarının gerçeklere dayanmadığını savunduklarını da ekleyelim.
