• Sonuç bulunamadı

HABER BÜLTENĐ. Haber Özetleri. Irak. 12 Ekim 2005

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "HABER BÜLTENĐ. Haber Özetleri. Irak. 12 Ekim 2005"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

HABER BÜLTENĐ

12 Ekim 2005

Haber Özetleri

Irak

• (Son dakika haberi) Irak Meclisi bir bildiri yayınladı. Yayınlanan bildiride Irak Meclisinin, bugünkü meclis toplantısında Irak’taki tüm kesimler arasında uzlaşma sağlanması nedeniyle büyük bir tören düzenleyeceği bildirildi.

Törene Irak Hükümeti üyeleri, BM temsilcileri, Arap Birliğinin temsilcileri ve önde gelen siyasi kişiler katılacaklardır. Bu törende, Irak Cumhurbaşkanı, Irak Başbakanı, Irak Meclis Başkanı, Birleşik Irak Đttifakının listesinin başkanı, Đyad Allavi, Irak Đslam Partisinin başkanı, Sünni Vakfın Temsilcisi ve Kürdistan Bölge Başkanı konuşma yapacaklardır. (www.irakna.com)

• Daha önceki anayasa hakkındaki müzakerelere katılmış olan Sünni siyasetçi Hüseyin El-Feluci’nin açıklamasına göre Irak Đslam Partisi’nin son kararı tüm Sünnileri temsil etmiyor. Bunların, Sünnileri parçalamak için bir plan olduğunu ve Sünni Arapların anayasaya “hayır” diyeceklerini bildirdi. (www.alshargiya.com)

• Irak'ta siyasi partiler, referanduma dört gün kala, Sünnilerin de anayasaya evet demesini sağlayabilmek için yürüttükleri müzakerelerde anlaşmaya vardı.

Anlaşma, referandumda kabul edildikten sonra anayasada değişiklik yapma imkanını tanıyor, ancak Sünnilerin bölünmüşlüğü sürüyor. Önde gelen Sünni partisi Đslam Partisi, anlaşmayı kabul etti ve yandaşlarından cumartesi günkü referandumda anayasaya evet demelerini istedi. Parti sözcüsü ''Anlaşma sağlandı. Referandumda evet denilmesini isteyeceğiz'' dedi. Anlaşma, Sünnileri anayasadan yana çekebilmek amacıyla son günlerde Amerikalıların ve Đngilizlerin de katılımıyla yapılan görüşmelerde dün gece sağlandı. Đslam Partisi siyasi büro üyesi Salim Abdullah, anayasaya bugün olumlu baktıklarını belirterek, ''Meclis komisyonu sayesinde anayasada değişiklik yapabileceğimizi düşünerek, anayasa taslağını artık kabul edebiliriz.

Komisyon, Sünnilerle Şiiler arasında sorun yaratan federalizm, Irak'ın kimliği, milliyet gibi konularda değişiklik yapabilir.'' Ancak Sünnilerin hepsi böyle düşünmüyor. Ulusal Diyalog Konseyi sözcüsü Salah Mutlak, ''Anlaşmayı kabul etmedim. Yeterli değil. Pratik olarak hiçbir şey getirmiyor'' dedi. Mutlak, aralık seçimlerinden sonra yapılması muhtemel anayasa değişikliklerinin, ikinci referandumda çoğunluğa sahip Şiiler ve Kürtler tarafından reddedileceğini söyledi. Sünnilerin en önemli örgütü Müslüman Bilginler Komitesi, ''işgal

(2)

altında'' hiçbir siyasi sürece katılmayacağını bildirerek, anlaşmayı reddetti. 15 milyon Iraklı seçmen, cumartesi günü anayasa referandumunda oy kullanacak.

(AA)

• Irak Đslam Partisi Başkanı Tarık El-Haşimi Irak Đslam Partisi’nin Anayasaya evet diyeceği yönünde çıkan haberleri yalanladı. El-Haşimi, “bizim Anayasaya tutumumuz, anayasaya değişiklik maddesinin ilave edilmesine bağlıdır” dedi.

(www.aljazeera.net)

• Iraklı siyasetçiler, Sünnilerin anayasa taslağına yönelttiği itirazlara yanıt veren bir dizi değişiklik konusunda anlaşma sağladıklarını söylüyorlar. Cumartesi günü referanduma götürülen anayasa taslağındaki son dakika değişiklikleri bugün mecliste görüşülüyor. Şu anki haliyle anayasa taslağında Şiilerin ve Kürtlerin çıkarlarının ön planda olduğunu düşünen Iraklı Sünni siyasetçiler, seçmenlerinden cumartesi günü ya referandumu boykot etmelerini ya da hayır oyu kullanmalarını istemişlerdi. Şii müzakereci Ali el-Dabağ, Sünnilerin de onayını elde etmek için taslak metne bazı yeni maddelerin eklendiğini söyledi.

Dört yeni maddeden biri, gelecek genel seçimlerden sonra oluşacak yeni meclisin Sünnilerin kaygılarını dikkate alarak anayasada değişiklik yapabilmesini öngörüyor. Iraklı Sünnileri temsil eden partilerden en az bir tanesi (Irak Đslamcı Partisi), şayet taslak metne yeni maddelerin eklenmesini meclis onaylarsa, seçmenlerinden cumartesi günü evet oyu kullanmalarını isteyeceğini açıkladı. Sünnilerin anayasa taslağına getirdiği itirazlar en çok federalizm tartışmasında düğümleniyor. Irak'ta Şiilerin karşısında azınlık konumunda olan ve ülkenin orta ve kuzey bölgelerinde yaşayan Sünniler, anayasa taslağının Irak'ın bölünmesine yol açabileceğini, çünkü ülkenin devasa petrol zenginliklerinin güneyde Şiilerin ve kuzeyde de Kürtlerin kontrolüne bırakıldığını söylüyorlardı. Son değişiklik önerileri, Amerikalı yetkililerin üç gündür arabuluculuk ettiği pazarlıkları takip ediyor. Resmi bir açıklama, Bağdat'taki meclis oturumundan sonra gelecek. (BBC)

• Irak Meclis üyesi Cevat El-Maliki’nin yaptığı açıklamaya göre Iraklı siyasi liderler bir anlaşmaya vardılar. Bu anlaşmaya göre, 15 Aralık’ta seçilecek meclis bünyesinde Anayasada değişiklik yapabilecek bir komisyon kurulacak.

Bu değişikliğin yapılabilmesi için, komisyonun kurulmasından itibaren 4 ay süre verilecektir. (www.aljazeera.net)

• Irak Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu üyesi Ferid Eyar’ın açıklamasına göre, referandum sonuçları referandumdan 5 gün sonra açıklanacaktır. Ancak, katılacakların sayısının referandumdan bir gün sonra açıklanacağı bildirildi.

(www.iraq-ina.com)

• Irak Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu Genel Müdürü Amir El-Yahya, Diyala şehrinde bir suikasta uğradı.Amir El-Yahya suikasttan yara almadan kurtuldu.

(www.iraq-ina.com)

• Irak Meclis Başkanı Haşim El-Hasani, “Iraklı siyasi liderler Anayasa taslağında bir anlaşmaya vardılar” dedi. Ayrıca, bu değişiklikleri onaylamak için Irak Meclisini bugün saat 19:00’da toplantıya davet etti. (www.iraq-ina.com)

(3)

• Irak'ın başkenti Bağdat'ta, hükümet araçlarından oluşan bir konvoya bomba yüklü araçla düzenlenen intihar saldırısında, bir bakanın 4 korumasının yaralandığı bildirildi. Polis, saldırının, konvoy, vilayet işlerinden sorumlu Bakan Said Naif El Hardan'ı bürosundan almaya giderken düzenlendiğini belirterek, intihar saldırganının, büyük olasılıkla konvoyda bakanın da olduğunu sandığını kaydetti. Kahtan meydanında sabah 08:00'de düzenlenen saldırıda, konvoydaki üç aracın hasar gördüğü, yaralanan 4 korumanın yakınlardaki Yarmuk hastanesine kaldırıldığı açıklandı. (AA)

• Irak Başbakanı sözcüsü Lays Kubbe düzenlediği basın toplantısında Arap Birliği heyetinin Irak’taki görevlerinin 2 başlık altında toplanabileceğini söyledi.

Birincisi Amr Musa’nin Irak’a yapacağı ziyaretinde program hazırlamak, diğeri gruplar arasında siyasi ittifak kurmak. Lays Kubbe, Siyasi Barış Kongresi’ne katılmayacaklarını söyledi. Gerekçesini ise, “biz teröristlerle aynı masada oturmayız” seklinde açıkladı. (www.nahrain.com)

• ABD, isyancıların gücünü kırmak ve yabancı askerlerin ülkeden ayrılmasına zemin hazırlamak amacıyla Sünnilerin anayasayı kabul etmesi konusundaki çabalara destek verdi. Amerikalı ve Iraklı yetkililer çoğunluğu Sünnilerden oluşan isyancıların referandumu engellemek amacıyla saldırılarını artırabileceği uyarısında bulunmuştu. Irak polisi de dünkü saldırılarda en az 40 kişinin öldüğünü onlarca kişinin de yaralandığını açıladı. (VOANEWS)

• Telafer’de bir çarşıda, bomba yüklü bir araç infilak etti. Telafer Polis Müdürü Necm Abdullah’ın yaptığı açıklamaya göre saldırıda 30 kişi hayatını kaybetti, 45 kişi yaralandı. (El-Şark El-Avsat Gazetesi)

• Đngiliz Daily Mirror gazetesi, Irak'ın güneyinde konuşlanmış Đngiliz askerlerine karşı bombalı saldırılar düzenleyen Iraklı militanların Đran tarafından eğitildiğini iddia etti. Gazete, adı açıklanmayan Đngiliz bir yetkiliye dayanarak verdiği haberde, ''Đngiliz hükümetinin, Đran Devrim Muhafızları'nın Iraklı Şii militanlara zırh delici bombaların nasıl yapılacağını öğrettiğini düşündüğünü'' bildirdi.

Gazetede haberde, yetkilinin, ''Eğitim kamplarının Đran, Lübnan ve belki Suriye'de olduğu yönünde deliller var. Buna göre her bir seferde 10 Iraklı Đran'a geçerek eğitim alıyor ve döndükten sonra kendileriyle aynı görüşte olan 50 kişiyi eğitiyor'' şeklindeki sözlerine yer verildi. Irak'ta ilk kez 2 adet patlamamış bomba bulunduğunu ileri süren yetkili Đngiliz askerlerinin bombaların nerede yapıldığını anlamak amacıyla soruşturma yürüttüklerini ifade etti. Görüşüne başvurulan Đngiltere Savunma Bakanlığı sözcüsü ise söz konusu haber hakkında henüz bir yorumda bulunmayacaklarını belirtti. (BBC)

(AA) (www.iraq4all.com)

• Irak'ın kuzeyindeki Beyci kenti yakınlarındaki petrol boru hattında patlama meydana geldiği bildirildi. Yetkililer, patlamanın, Beyci rafinerisinin 15

(4)

kilometre kuzeydoğusundaki Fatiha'da bu sabah erken saatlerde meydana geldiğini kaydettiler. Patlamanın olduğu petrol boru hattından Kerkük'ten Beyci'deki rafinerilere petrol taşınıyor. Beyci'deki rafinerilerden de bu hat aracılığıyla Türkiye'nin Ceyhan limanına petrol pompalanıyor. Kerkük-Beyci petrol boru hattı, Irak'ın petrol ihracatı açısından hayati önem taşıyor. Dow Jones Newswires'ın bildirdiğine göre, bu saldırı, geçen haftadan bu yana Irak'taki kuzey boru hattına düzenlenen saldırıların üçüncüsü oldu. Benzer saldırılar, Samarra yakınlarındaki Đshaki ve Kerkük yakınlarındaki Debbs'deki boru hatlarına zarar vermişti. (AA)

Orta Doğu

• Suriye Đçişleri Bakanı Gazi Kenan'ın intihar ettiği bildirildi. Resmi haber ajansı Sana, Bakan Kenan'ın makamında intihar ettiğini duyurdu. ABD, Lübnan'daki askeri ve güvenlik faaliyetlerinde rolleri bulunduğu iddiaları üzerine Suriye Đçişleri Bakanı Gazi Kenan ve Lübnan'dan sorumlu Askeri Đstihbarat Başkanı Rüstem Gazali'nin malvarlığını dondurmuştu. Kenan ve Gazali'nin, Suriye'nin ''sorunlu davranışlarına'' katkıda bulundukları gerekçesiyle malvarlıklarının dondurulduğu ve Amerikan vatandaşlarının bu kişilerle iş yapmasının yasaklandığı açıklanmıştı. (AA)

• Đsrail güçlerinin, Batı Şeria'da 8 yıldır aranan Hamas'ın yerel bir liderini yakaladığı bildirildi. Bir Đsrail güvenlik kaynağı, ''Đbrahim Gineyt'in (48), Đsrail ordusu, polis ve iç güvenlik servisinin (Şin Bet) bu sabaha karşı düzenlediği ortak operasyonla, Batı Şeria'nın güneyindeki El Halil yakınlarında bulunan Kfar Surif'te yakalandığını'' belirtti. Aynı kaynak, Gineyt'in Hamas'ın yerel bir hücresini yönettiğini ve Đsrail karşıtı birçok saldırıya karıştığını da söyledi.

Gineyt, Tel Aviv'deki bir kafede 21 Mart 1997'de düzenlenen ve 3 kişinin hayatını kaybettiği intihar saldırısı, 9 Eylül 1996'da bir Đsrail askerinin kaçırılması ve öldürülmesi ile 1996'da El Halil yakınlarında otomatik silahla düzenlenen ve 5 Đsraillinin öldüğü 2 saldırıdan da sorumlu tutuluyor. (AA) (BBC)

Kafkasya ve Orta Asya

• Afganistan'ın başkenti Kabil'in merkezindeki ABD Büyükelçiliği ile Kanada büyükelçisinin konutuna düzenlenen roketli saldırı sonucu 2 kişinin yaralandığı bildirildi. ABD'li bir yetkili, büyükelçilik binalarının bulunduğu alana atılan roketin binanın içine girerek ABD istihbarat servisinin bürosuna isabet ettiğini belirtti. Đsabet eden roket nedeniyle herhangi bir can kaybı meydana gelmediğini kaydeden yetkili binada meydana gelen hasar hakkında bilgi

(5)

vermekten kaçındı. Polis yetkilileri, Kanada büyükelçisinin konutunun dışında patlayan ikinci füzenin ise iki koruma görevlisinin yaralanmasına neden olduğunu bildirdiler. Birinin durumu ağır olan yaralıların hastanede tedavi altına alındığı kaydedildi. Gözlemciler, saldırının, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın Afganistan'a yapacağı ziyaretten saatler önce yapıldığına dikkati çektiler. (AA)

• Azerbaycan'da ana muhalefet konumundaki Müsavat Partisi Genel Başkanı Đsa Kamber, dünya liderlerine hitaben yayımladığı açık mektupta, ''ülkedeki barışçı, demokratik değişiklikler için uluslararası birliğin siyasi ve manevi desteğinin gerekli olduğunu'' belirtti. Türkiye, ABD, Đngiltere, Rusya gibi ülke liderlerine hitaben yazılan ve Müsavat gazetesinde yayımlanan mektupta, Gürcistan ve Ukrayna'da barışçı, demokratik değişimlerin meydana geldiği, Orta Asya'da da benzer değişimlerin kaydedildiği ifade edilerek, Azerbaycan'da 6 Kasım'da düzenlenecek parlamento seçimlerinin de bu ülkedeki demokratikleşme süreci için büyük önem taşıdığı vurgulandı.

Seçimden önceki gelişmelerin, Aliyev yönetiminin oy verme sürecinde baskı uygulamaya hazırlandığını gösterdiği iddia edilen mektupta, Moskova'nın eski Sovyet ülkelerine karşı tavrının hala değişmediği, ancak demokratik, istikrarlı ve ekonomik açıdan gelişen bir Azerbaycan'ın Rusya'nın da çıkarlarına olduğu belirtildi. Türkiye'nin Azerbaycan'daki gelişmelere karşı tutumu da eleştirilen mektupta, ''AB ile üyelik müzakerelerine başlayan komşu ve kardeş ülke Türkiye'nin pasif bölgesel siyaseti, ABD ve AB'den farklı olarak bölgede ve Azerbaycan'da özgürlük ve demokrasinin gelişmesini desteklememesi halkımızı üzmektedir'' iddiasına yer verildi. (AA)

Avrupa Birliği

Türkiye’nin, 3 Ekim'de Avrupa Birliği'yle üyelik müzakerelerine başlamasının ardından, ilk kez Avrupalı bir lideri bugün konuk etmesi bekleniyor. Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la Đstanbul'da iftar sofrasında buluşmak üzere geliyor. Schröder, özel nitelikteki bir günlük ziyareti sırasında, iftar sofrasına katılıp, yemek öncesi duayı dinleyecek.

Böylece, ilk kez Hıristiyan bir ülkenin başbakanı, Müslüman bir ülkenin başbakanıyla dini motifli bir yemekte bir araya gelmiş olacak. Almanya Başbakanı Schröder’in ziyareti, 3 Ekim pazarlıkları sırasında, Erdoğan’la yaptığı bir telefon konuşması sırasında kararlaştırılmıştı. Bu ziyaretle, Türkiye’nin AB ile üyelik müzakerelerine başlamasını kutlayan Schröder’in, Almanya seçimlerinde kendisini desteklediği için Erdoğan’a teşekkür etmesi de bekleniyor. Koltuğunu devretmeye hazırlanan Almanya Başbakanı’nın, Türkiye’nin üyeliğine desteğinin altını çizmesi de beklentiler arasında. (BBC)

• AB Komisyonu’nun Kalkınma ve Đnsani Yardımdan sorumlu üyesi Louis Michel, AB’nin 3 Ekim kararını değerlendirdi. AB’nin Türkiye ile müzakereleri başlatmasının doğru ve yerinde bir karar olduğuna işaret eden Louis Michel tersi yanlış olurdu dedi. AB’nin 3 Ekim’de 17 Aralık 2004’te alınan karar doğrultusunda hareket ettiğinin altını çizen Michel, “müzakerelerin başlatılmaması AB için hiç de iyi olmazdı. Burada birliğin daha önceden aldığı

(6)

kararların arkasında durması söz konusuydu” açıklamasında bulundu.

Türkiye’nin müzakerelere başlamak için gerekli şartları yerine getirdiğini vurgulayan Michel, Türkiye’nin AB içinde sorun yapılmasına ise bir anlam veremediğini söyledi. Müzakere sürecinde Türkiye’nin AB mevzuatını kendi mevzuatına uyarlayacağını ve bunları hayata geçireceğini belirten Louis Michel, “bunlar zaman alacak şeklinde” konuştu. Türkiye’nin Avrupa şartlarına uyduğu zaman tam üye olacağını ifade eden Michel, “kişisel olarak bunun dışında Türkiye’nin AB’ye tam üye olması için daha ne isteniyor onu anlamıyorum. Hele bu çerçevede kültür ve din konusunun gündeme getirilmeye çalışılmasını ise hiç anlamıyorum” diye konuştu. Türkiye’nin AB yolunda 1999’dan bu yana kapsamlı reformlar yaptığına dikkati çeken Louis Michel konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘’ Türkiye’nin önünde daha uzun bir yol var. Müzakereler öncesi önemli reformlar yapıldı. Türkiye Avrupa (siyasi ve anayasal) sistemine uyum sağladığı zaman üyelik gerçekleşecektir.’’ AB’nin kapalı bir kulüp olmadığını aksine birliğin çeşitlilik ve farklılıklar üzerine inşa edildiğini hatırlatan Louis Michel şunları kaydetti: ‘’AB dini ve kültürel değil, belli değerler temelinde kurulmuştur. Ülke yönetimlerinin dini ve kültürel argümanları temel almalarını yanlış buluyorum. Türkiye laik ve tarafsız bir devlettir. Sadece bir dinin aşırı unsurların devletin tarafsızlığını yok etmeleri kabul edilemez. Bu bütün dinler için de geçerlidir. Devletin tarafsız olması gerekiyor. Türkiye’de din ve devlet işleri birbirinden ayrı. Türkiye’nin kurucusu Atatürk Türkiye’yi din ve kültür ekseninde değil değerler bütünlüğü içinde yapılandırmıştır. Burada önemli olan Türkiye’nin laik demokratik yapısıdır.’’ (AB

HABER)

• Đngiltere'de yayımlanan günlük ekonomi ve siyaset gazetesi Financial Times, Türkiye'nin de üyesi olduğu bir Avrupa Birliği'nin bölünmüş dünya için bir ''ödül'' niteliği taşıyacağını vurguladı. Gazetede Martin Wolf imzasıyla yayımlanan makalede, AB'nin bu hareketiyle Avrupa'yı dışa kapalı özel bir kültürel kimlik olmaktan çıkartıp, bir değerler topluluğu haline getirmeye karar verdiğini ortaya koyduğu kaydedildi. Avrupalıların bundan geri adım atmaması gerektiğini belirten yazar, Türkiye ile müzakerelerin başlatılması kararını ''kahramanca oynanmış bir kumar'' olarak niteledi. ''Her şey iyi giderse, AB zengin, demokratik, büyük ve çoğunluğu Müslüman bir ülkeyi içine alacak'' diyen yazar, ''Bunun vereceği mesaj paha biçilmez olacaktır'' görüşünü ifade etti. Üyelik için Türkiye'ye koşulan şartların çok abartılması halinde, bu ülkenin fakir ve istikrarsız hale gelebileceği uyarısında da bulunan yazar, ''Eğer AB Türkiye'yi adil olmayan biçimde reddetseydi, bu AB'nin yanı başında tehlikeli biçimde keskinleştirilmiş bir komşu yaratılmasına yol açacaktı'' görüşünü savundu. AB'nin daha önce verdiği sözleri tuttuğunu hatırlatan yazar, bunun doğru bir adım olduğunu ve bu adımla müzakerelere başlandığını kaydetti.

Martin Wolf, bundan sonra Türkiye'nin atması gereken daha pek çok adımın bulunduğunu, özellikle reformların kararlılıkla uygulanması gerektiğini belirterek, bu değişimlerin hem Türkiye'nin AB'ye üyeliğini garanti etmesi, hem de kendi gelişimi için gerekli olduğunu bildirdi. Martin Wolf AB'ye de atılan bu cesur adımdan dönülmemesi çağrısında bulundu. (AA)

• Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, ülkede yeni kurulacak koalisyon hükümetinde herhangi bir rol üstlenmeyeceğinin işaretlerini verdi.Schröder'in açıklamaları, dün, yeni koalisyona muhalefet lideri Angela Merkel'in liderlik

(7)

yapacağının duyurulmasının ardından geldi. Gerhard Schröder’in partisinden ise, koalisyon hükümetinde yer alması yolunda çağrılar var. Dün, ülkenin yeni başbakanının Angela Merkel olacağının açıklanmasının ardından, Gerhard Schröder'in siyasî geleceğinin ne olacağı konusunda hararetli tartışmalar başlamıştı. Sosyal Demokrat Parti içinde pekçok kişi, Schröder'in Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olarak koalisyon hükümetinde görev almasını istiyorlardı. Ancak Gerhard Schröder'in, bu olasılığı dikkate almadığı anlaşılıyor. Berlin'de bir konferansta konuşan Gerhard Schröder, yeni koalisyon hükümetinin kurulması sırasında görüşmelerde yer alacağını belirtti ancak yeni hükümette görev yapmayacak bir kişi olarak görevinin burada sona erdiğini söyledi. (BBC)

Đngiltere'de yaz tatilinin ardından bugün başlayan yasama yılında, Türkiye'nin Avrupa'yla müzakerelere başlaması da ilk oturumun gündem maddelerinden birisiydi. Birliğin dönem başkanı Đngiltere'nin Dışişleri Bakanı Jack Straw, Parlamento'da Türkiye ve Hırvatistan'ın üyelik müzakereleri konusunda milletvekillerine bilgi vermek üzere söz istedi. Türkiye'nin, Avrupa Birliği'yle üyelik temelli görüşmelere 42 yıl önce başladığını ifade eden Jack Straw, 1999 ve 2002 yıllarında bu hedefin Avrupa Birliği tarafından daha net ifadelerle tekrarlandığını, geçen yıl Aralık ayındaki zirvede de 3 Ekim'de müzakerelerin başlamasının kararlaştırıldığını hatırlattı. Straw, Türkiye'nin 3 Ekim tarihi için yaptığı hazırlıkları şu sözlerle aktardı Avam Kamarası'na. "Bu tarihe kadar, Türkiye'den altı yasayı yürürlüğe sokması ve Ankara Anlaşması'nın imzalanması bekleniyordu. Bunlar yapıldı. Ayrıca Türkiye hükümeti, Annan Planı çerçevesinde, Kıbrıs'ın yeniden birleştirilmesi konusunda yapılan referandumda, Ada'nın Türk kesiminden 'evet' oyu çıkması içim işbirliği içinde oldu. Ankara hükümeti, bütün bunların ardından ve Avrupa'da bazı kesimlerin Türkiye'nin tam üyelik dışında bir seçeneği kabul etmesi gerektiği yolundaki sözlerden ve yeni engellerden sıkıntı duydu. Bu aşamada Avrupa Birliği, Türkiye'ye verdiği sözün arkasında durma, ya da en yakın Müslüman komşusuna sırtını dönme seçeneğiyle karşı karşıya geldi." 36 saat süren pazarlıkların ardından, müzakerelerin başlatıldığını belirten Jack Straw, tüm yetkililere ve Đngiltere Parlamentosu'na, bu yolda verdiği destek için teşekkür etti ve bu karadan hem Avrupa Birliği'nin hem de Türkiye'nin kazançlı çıkacağını söyledi. (AA)

Diğer Haberler

• ABD Dışişleri Bakanlığı, Đspanya, Fas ve Suudi Arabistan'daki bombalı saldırıların arkasında olduğu iddia edilen Fas Đslami Savaşçı Grubu'nu yabancı terörist örgütler listesine ekleyeceğini açıkladı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Adam Ereli, yaptığı açıklamada, hükümetlerden, bu tür terörist örgütleri tecrit etmesini, mali destek kaynaklarını engellemesini ve üyelerinin uluslararası sınırlar arasında hareketlerini önlemelerini istediklerini kaydetti. Sözcü, bu örgüte atfedilen saldırılar arasında 20 kişinin öldüğü 2003'teki Suudi Arabistan'daki bombalı saldırının; 2003'te Fas'ın Casablanca kentindeki koordineli 5 intihar saldırısının ve 190'dan fazla kişinin öldüğü 2004'te Madrid'deki tren saldırılarının bulunduğunu belirtti. Fransızca'da GCIM

(8)

kısaltmasıyla bilinen Fas Đslami Savaşçı Grubu'nun üyelerinin ABD'ye girişini yasaklayan yasa çerçevesinde teröristler listesinde bulunduğu kaydedildi.

Grubun adının ayrıca, mali varlıkları dondurulan örgütler listesinde de yer aldığı belirtildi. ABD'nin Yabancı Terörist Örgütler listesinde 42 grubun adı yer alıyor. (AA)

• Daha önceden planlanmış bir gezi dolayısıyla Afganistan'da bulunan ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice Pakistan'a gideceğini açıkladı. Rice basına yaptığı açıklamada, deprem felaketiyle sarsılmış Pakistan'a destek vermek amacıyla bugün bu ülke gideceğini belirtti.Rice, Pakistan'ın başkenti Đslamabad'da Cumhurbaşkanı Pervez Müşerref ile görüşeceğini kaydetti. (AA)

Dünya Basını

Daily Telegraph gazetesine yazan Ahmed Raşid, yazısında General Müşerref'in deprem ardından kaldığı zor duruma işaret ediyor:

"Pakistan ordusu son olarak 1970 yılında, bir büyük felaket sonrası halkın yardımına koşmuş, sonuç iç savaş ve ülkenin yarısının kaybı olmuştu. Dönemin Doğu Pakistan'ında tayfunlar ve seller sonucu yarım milyon kişinin boğularak ölmesi ve ordunun yardım çalışmalarını başlatmakta gecikmesi halk nezdinde büyük öfkeye yol açmış ve sonuçta bugünkü Bangladeş kurulmuştu. Birkaç hafta sonra Müşerref 2007 yılında hem ordunun başında kalarak hem de yeniden devlet başkanı seçilmenin yollarını aramak üzere yeniden siyaset işlerine dönecek. Ancak o da, Amerika Başkanı Bush gibi, felaketlerin insanları statükoyu kabullenmekte çok daha çekimserliğe ittiğini görebilir."

Financial Times'ta yer alan Martin Wolf imzalı yazıda "Türkiye'yle birlik, bölünmüş bir dünya için ödül olacaktır" görüşü savunuluyor.

Her şey yolunda gittiği takdirde, Avrupa Birliği'nin zengin, demokrat, kalabalık ve Müslüman bir Türkiye'yi içine alacağını belirten Martin Wolf, bunun vereceği mesajın paha biçilmez olacağını ifade ediyor.

Ancak Wolf'a göre, Türkiye'nin bu yolda atması gereken çok adım var:

"Türkiye, özellikle bürokrasi, vergi ve hukuk sistemleri, eğitim ile emek piyasalarındaki reformları kararlılıkla uygulamalıdır. Bu değişimler, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girebilmesi ve ülkenin kendi ekonomik ilerleyişi için gereklidir. Avrupa Birliği, Avrupa'yı kültürel olarak dışa kapalı bir bütün olarak değil, bir değerler topluluğu olarak inşa etmeye karar verdi. Avrupalılar şimdi bu cesur karardan geri dönmemelidir. Türkiye'nin üyeliği Avrupa Birliği'nin değişen gücünün bir kanıtı olacaktır. Türkler yapmaları gerekeni yaparlarsa, Avrupa da sözünü tutmalıdır."

(9)

Independent gazetesinde yayımlanan Irak'la ilgili Fahri Şahab'ın kaleme aldığı yazıda şu görüşler dile getiriliyor:

"Irak'ın toprak bütünlüğü birçok ülke için tabu olarak addedilen bir konu. Ancak önlenemez bir iç savaşın patlamasına engel olmak için çok geç kalmadan önce, bu tabunun ortadan kaldırılması gerek. En düşünülemeyeni; 80 yıl önce aceleyle çizilen sınırların değiştirilmesini düşünmenin zamanı şimdi... Bugünkü Irak bir anakronizm, bir tarihsel hata... Siyasi bir varlık olarak tarihi meşruiyetten, gerçeklikten ve mantıktan uzak. Tartışılması gereken şey, Kürtler ile Şiilerin üzerinde anlaşma sağladıkları ve Sünnilere de dahil olmasının ya da bunun yerine Irak'ın komşularından biriyle bir ortaklığa girmesinin teklif edileceği gevşek bir federal çatı kurulması olmalı."

Guardian gazetesinde yer alan bir habere göre, Đngiltere'de hükümetin ırkçı ve dinci nefreti önleme yasa tasarısına karşı çıkan bir Hıristiyan baskı grubu, bu yasayı kullanarak Kuran'ın satışına karşı harekete geçecekleri uyarısında bulundu. Ayrıntılar şöyle:

"Protestan evanjelik bir baskı grubu, dinci nefrete yol açtığı gerekçesiyle Đslamiyet'in kutsal kitabı Kuran'ı satan kitapçıları dava edecekleri yönünde hükümeti uyardı.

Hıristiyanların Sesi adlı grubun başkanı Stephen Green, Guardian'a yaptığı açıklamada, "Kuran eğer bir nefret söylemi değilse, nedir bilmiyorum. Kuran satan kitapçıları ihbar edeceğiz. Đncil'in hiçbir yerinde inanmayanların öldürülmesi gerektiği söylenmez" şeklinde konuştu."

Referanslar

Benzer Belgeler

Soruya AB çapında ortalama olarak "olumlu" diye yanıt verenlerin oranı yüzde 44 olarak açıklanırken, yüzde 70 ile Đrlanda, yüzde 57 ile Lüksemburg

Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ise, açıklamasında 15 Aralık’ta yapılacak olan seçim sonucunda Sünnilerin de katılımıyla halkı temsil eden yeni bir

Irak'ın en büyük Sünni partisi olan Irak Đslam Partisi'nden Ömer Heykel, 15 Aralık'ta yapılacak genel seçimler öncesinde, ABD destekli Şii çoğunluk

4 Aralık 2005 tarihinde Đstanbul Conrad Otel’inde yapılan toplantıya Irak’ta 4 Sünni grubun temsilcileri ve ABD’nin Irak Büyükelçisi Zalmay Halilzad

Barroso, görüşmeden sonra düzenlediği basın toplantısında, önemli bir gelişme olarak nitelendirdiği Türkiye'nin AB süreci konusunun Bush ile yaptığı görüşmede, Avrupa

Nasir El-Çadırcı başkanlığında Ulusal Demokratik Parti, Đzzet El-Şabendar başkanlığında Đslam Demokratik Akımı ve eski Devlet Bakanı Malik El-Duhan

Konuyla ilgili olarak bir açıklamada bulunan Anayasa Hazırlama Komisyonu başkanı yardımcısı Şirvan Ahmet Kürdistan Bölgesi Anayasa taslağının üzerinde düşünülmesi

Basra'da yaşananlarla ilgili olarak Đngiltere ve Đran'ın birbirlerini suçlayıcı tutumlarının bölgede gerilimin yükselmesine yol açtığını ifade eden Çelebi,