• Sonuç bulunamadı

DN LETM OLUMSUZ YÖNDE ETKLEYEN FAKTÖRLER *

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "DN LETM OLUMSUZ YÖNDE ETKLEYEN FAKTÖRLER *"

Copied!
14
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

D N LET M

OLUMSUZ YÖNDE ETK LEYEN FAKTÖRLER

*

Yusuf MAC-T

Özet

Tebli eden kaynak, kayna n verdi i mesaj ve mesaja hedef olan al c gibi birbirine ba l ana ö elerden olu"an dini ileti"imde iletilerin yanl " anla" lmas , ileti-

"im sürecinin t kanmas veya kesilmesi gibi engeller bulunabilmektedir. Bu engeller, bazen kaynak durumundaki konu"mac dan, bazen al c durumundaki dinleyiciler- den, bazen de ileti"im ortam ndan kaynaklanabilmektedir. Sözgelimi kayna n üslu- buna ba l problemler, verdi i mesaj n konusu, içeri i ve ilgi çekip çekmemesi, amac d " nda alg lanmas , hedefin dinleme al "kanl klar , anlama kapasitesi ve ön- yarg lar birer ileti"im engeli olabilmektedir. Ayr ca ileti"imin gerçekle"ti i ortam ve ortam n fizikî özellikleri, gürültü vb. etkenler de birer ileti"im engeline dönü"ebil- mektedir.

Bu makalede dinî ileti"im engelleri k saca ele al nmaya çal " lacakt r.

Anahtar Kelimeler: leti"im, Mesaj, Kaynak, Hedef, Engel

SOME FACTORS AFFECTING NEGATIVELY THE RELIGIOUS COMMUNICA- TION

Abstract

There are some certain obstacles in religious communication such as mi- sunderstanding of the messages, the blocking, or cutting down of the communica- tion process as well as in the communicator source and the target. These obstacles can be resulted from the speaker as the source or from the audience as the re- ceiver or even from the situation of the communication. For instance, there can be some obstacles of communication such as the manner of the source, or the subject matter of the message or its unattractive content, or being perceived rather than out of its aim, the listening habits and understanding capacity of the receiver. In addition to these, there are some other obstacles in this matter such as the envi- ronment and the physical features of the target group and the noise etc.

This article tries to deal with these obstacles to be seen in religious com-

(2)

G R

-nsanl k tarihinin en ulvî hizmeti din hizmetidir. Böyle oldu'u içindir ki yüce Allah, bu hizmeti öncelikle peygamberlere ve onlar n çevresindeki seçkin insanlara gördürmü tür. Bugün bu halkaya kat lan din hizmetlileri ilahi mesaj asl na uygun olarak insanlara iletmek, onlar bilgilendirmek, yerine göre ikna edip motive etmek, onlarda iyi tutum ve davran lar geli tirmek ve iyi olmayanlar de'i tirmek sorumlulu'unu üstlenmi lerdir. Buna kar l k hedef kitleye dü en görev ise, dinlemek, anlamak, ö'renmek ve bu do'rultuda tutum ve davran geli tirmektir.

Din hizmeti insan arac l bir ileti im türü oldu'undan, dinî ileti im süre- cinde bir k s m engelleri olabilir. Din hizmeti sunan kayna' n duygusal ö'elerden yoksun, diksiyonsuz düz ve ölü anlat m ileti im sürecinin kopmas na sebep ola- bilir. Mesaj n aç k ve anla l r olmamas , Kur’an, sünnet ve bilimsel gerçeklerle ba'da mayan bilgiler ve zihinleri zorlayan tereddütlü görü ler içermesi de bir ileti im engeli haline gelebilir. Verilen mesaj n konusunun çok alelade ya da çok akademik olmas , dinleyicilerin özellikleri ve bak aç lar n n dikkate al nmamas da mesaja kar ilgiyi da' tabilir. Tenkitler de ileti im engeline dönü ebilir. Sözge- limi, sürekli tenkit edilen insanlar evklerini yitirebilir, vurdumduymazl k ve bo vermi lik içinde problemleri çözümsüz görerek ümitsizli'e dü ebilirler. Tart ma- lar, çat malar, siyasî fikir veya siyasetçi üslubu da ileti im engeli olabilir.

Önyarg lar da din hizmetleri için bir ileti im engeline dönü ebilir. Sözgeli- mi hedef kitlenin bilgisizli'i, yanl inançlar , büyüklenme duygusu, etnik milli- yetçilik ve bölgecilik saplant s , politik görü leri, mezhep ve me rep taassubu ve ekonomik kayg lar da birer ileti im engeli olabilir.

Dinî ileti imin gerçekle ti'i ortamda kar la lan huzur bozucu davran ve gürültüler de birer engelidir. Gerek cami içinden ve gerekse d ndan gelen gürül- tü, süreklilik arz ettikçe insan sa'l ' n tehdit etmesi yan nda ileti ime ciddi bir engel te kil etmektedir.

Söz konusu ileti im engelleriyle kar la mamak için öncelikle amaç, olas engelleri aza indirmenin yollar n aramak olmal d r. Bu çal man n birinci amac din hizmeti sunan kimselerin -ki onlara ileti im diliyle kaynak diyoruz- nas l bir tutum ve davran içinde bulunmalar gerekti'i konusuna k saca de'inmek; ikinci olarak da kar la abilecekleri ileti im engelleri ve çe itli problemler hakk nda k s- men de olsa bilgilendirmek ve mümkün oldu'u kadar çözüm aray na sevk et- mektir. Bu dü ünceden hareketle çal mam zda birinci derecede sözlü anlat ma dayanan dinî sohbetler, hitabet ve vaazlar dikkate al nm t r.

I- KAYNAJA BAJLI ENGELLER

Geçmi ten günümüze ço'u ileti im engellerinin temelinde bizzat kayna' n kendisi vard r. Zira bir kaynak olarak günümüzde din hizmeti sunanlar n ileti im becerilerindeki eksiklikleri, dinî bilgi ve uygulamalardaki yetersizlikleri ve hizmete ilgilerinin azl ' dikkatlerden kaçmamaktad r.

(3)

Din hizmetlerinde as l kaynak, dinin yegâne sahibi olarak bizzat yüce Al- lah’t r. O, mesaj n insanlar aras ndan seçti'i bir elçi, bir insan arac l ' yla iletmi - tir. Bugün de din hizmeti sunanlar ileti im diliyle Allah’ n mesaj n insanlara ula t ran birer kanal, ayn zamanda mesaj olu turup hedef kitleye ileten birer

“kaynak” konumundad rlar. Kayna' n en önemli görevi, dinin mesaj n n bilgi, tutum ve davran olarak hedef/al c üzerinde etkile imini sa'lamakt r. Bu sebeple din hizmeti sunan kaynak, kendini, peygamberlerin yolunun bir mirasç s olarak görmeli, sorumlu oldu'u dine hizmet i ini ciddiye almal ve ilahî mesaj insanl 'a su içme rahatl ' içinde en güzel yöntemlerle sunmaya gayret etmelidir. Solgun,

evksiz ve heyecans z bir çehreyle, kat ve duyars z bir vicdanla din anlatma, dine yap lacak en büyük sayg s zl kt r. Dolay s yla dini anlatan kimseler, temsil ettik- leri kutsî vazifenin yüceli'iyle ba'da mayan ve adeta -slam’ n ruhunu katleden gayri ciddi tutum ve davran lardan kaç nmamalar halinde onlar n bu tav rlar birer dinî ileti im engeline dönü ebilir.

Güne in sürekli yanmas - mas için uyumayan-uyuklamayan bir kudret ve irade sahibinin olmas gerekti'i gibi, din hizmeti sunan kayna' n da iman me-

alesi için daima uyan k olmas gerekir. -hmal, hayat bitirece'inden din hizmeti sunanlar da temel kaynaklarla sürekli beslenmeli ve ilahi mesaj n her yan n bilme gayreti içinde olmal d rlar. Art k günümüz insan n n sahan n uzmanlar na güve- nip sayg duydu'u aç kt r.1

Din hizmeti sunan kimselerin, ya , cinsiyet ve rk ne olursa olsun herkese sevgi, sayg ve efkat gösterip samimi davran lar sergilemesi, dinî ileti im için kaç n lmazd r. Kayna' n dürüst, samimi ve ba kalar n n ç karlar n önemseyen ve iyilikleri için çal an biri oldu'unun hissedilmesi önemlidir. Aksi takdirde güven zaaf alg s bir ileti im engeline dönü ecektir.

Bir din hizmetlisi olarak kayna' n ki ili'i ve fonksiyonuyla ilgili söylenecek çok söz olabilir. Ancak bizim üzerinde durmay planlad ' m z as l konu, kayna' n sebep olabilece'i ileti im engellerini tan tmakt r. Kayna' n, hedefini tan yama- mas ve yans tt ' geri bildirimi alamamas veya alabildiklerini yorumlayamamas , makul düzeyde olmas gereken tart ma ve tenkitleri çat maya dönü türmesi, siyasetçi vb. üsluplar benimseyerek çat ma ortam olu turmas gibi bizzat sebep oldu'u bir k s m ileti im engelleri vard r. $imdi bu hususlara k sa k sa göz atal m.

1Uzmanl?M?n güven duygusu oluFturmas? kadar biliniyor olmas?, yani “tan?n?l?rl?k” da etkili ileti- Fim için önemlidir. Nitekim bir eMitim merkezinde ilahiyat mezunu stajyer imamlar için düzen- lenen hizmet içi eMitim kursunda ders veren bir öMretim üyesi, kursiyerlere anlatacaM? konularla ilgili olarak pratiMin içinden gelmesi sebebiyle bir vaizi konuFmac? olarak davet edeceMini söy- lemiFtir. Dersin baF?nda misafirini (vaizi) takdim ederken onun uzmanl?k alan? ve çal?Fmalar?n- dan da bahsetmiFtir. Kursiyerler ilgi ile izledikleri dersin sonunda vaize, “Dün hocam?z bir vaiz gelecek deyince, her halde gelir bize vaaz verir diye önemsemedik; ama olay farkl?, biz bir vai- zin böyle bir sunum yapabileceMini ve ders anlatabileceMini düFünmemiFtik” diye itirafta bu- lunmuFlard?r.

(4)

A- Kayna:*n Hedefini Tan*yamamas*

Kayna' n hedefini tan mas , ileti imin olumlu ve uyumlu geli mesi için önemlidir. Hedefin, sadece meslek ya am n ve hayat n yüzeysel olarak bilmek yeterli de'ildir. Ayn zamanda, bu ki ilerin yeti ti'i ve ya ad ' çevre, gelenek ve görenekleri, ö'renim düzeyleri, meslek ve gelir seviyeleri, özel ya amlar ve ilgi alanlar , inançlar ve görü leri, üyesi olarak ili kide bulundu'u gruplar ve de'er verip ilgilendikleri konu ve ki ilerin de bilinmesinde fayda vard r.2Din hizmetine muhatap olan insanlar n yak n veya uzak çevrelerinde dinen referans olarak kabul ettikleri ki iler ve bu ki ilerin dinî dü üncelerinin fert ve toplum üzerindeki tesi- rinin bilinmesi de etkili ileti im için gereklidir.3Din hizmeti, geni kitlelere sunu- lan önemli bir hizmettir. -leti imin son derece geli ti'i dünyam zda din hizmeti sunanlar n, de'i ik dinler ve inançlar hakk nda da yeterli bilgiye sahip olmalar ve yine en az ndan görev yapt klar bölgenin dinî yap s n tan malar gerekir. Dinî inan , anlay ve uygulamalar, yerel âdetler; dinî olu umlar, mezhepler, k saca inanç haritas bilinmeden din hizmetlerinde ba ar l olmak ve engelleri a mak güçtür.4

Dinî ileti im bir bak ma hedef kitlenin dinî beklentilerinin ve ihtiyaçlar n n kar land ' bir süreçtir. Bu süreçteki beklentileri hedef kitlenin kendisi aç s ndan ve kaynak aç s ndan k saca de'erlendirmek uygun olacakt r.

Kendisi aç s ndan hedefin kaynaktan beklentileri özetle:

1-Olduklar gibi kabul edilmek, 2-Sayg görmek, takdir edilmek, 3-A a' lan p suçlanmamak, 4-Psikolojik bask görmemektir.

Kayna' n ki ili'i aç s ndan hedefin kaynaktan beklentileri ise özetle:

1-Kayna' n mütevazi ve a' rba l olmas , 2-Nazik ve sayg l olmas ,

3-Davran lar nda do'al, samimi, rahat ve ayn zamanda canl ve heyecanl olmas ,

4-Dini iyi bilen, delillerle konu an, objektif de'erlendirmeler yapan, farkl bilgileri dinî bilgiler paralelinde yorumlayabilen, uzmanl ' na güvenilir bir kimse olmas ,

5-Tarafs z ve objektif olmas , dini kendisi ve ba kalar n n ç kar için kul- lanmamas ,

2Andrew Leigh – Michael Maynard, Kusursuz leti im, Çev. Füsun Doruker, Alt?n Kitaplar Yay.

stanbul, 1999, s. 124.

3Bkz. Ünsal Oskay, leti imin ABC’si, Der Yay. stanbul, 1999, s. 55.

4Hayati Hökelekli, “Din Hizmetlerinde Yöntemle lgili Sorunlar”, Din Hizmetlerinde Yöntem ve Verimlilik, D B. Yay. ss. 51-68, Ankara, 2006, s. 53-54.

(5)

6-Dili düzgün kullanmas , yöresel sözcüklere yer vermemesi,

7-Zihinleri dinlendiren, insan rahatlatan tatl bir üsluba sahip olmas , 8-Diksiyonunun güzel olmas , konu urken vurgulara ve ses tonuna dikkat etmesi, ne çok h zl ne de çok yava konu mamas , kelimeleri yutmamas d r.5

Din hizmetinin muhatab her eyden önce kendisine has duygular , dü ün- ce ve yarg lar olan psikolojik bir varl kt r. Mesaja muhatap oldu'u anda ya ad ' ruhsal durumlar, deneyimler, hat ra ve bilgiler mesaj alg lay n etkiler. Bu nok- tada ruh sa'l ' bilgisi, fert ve kitle psikolojisi bilgileri, mesaja hedef olan insanla- r n daha iyi tan nmas na ve ona göre ileti im süreci geli tirilerek engellerin a l- mas na yard mc olacakt r.

B- Kayna:*n Geri Bildirim Alamamas* veya Alabildiklerini Yorumla- yamamas*

Din hizmeti sunan kayna' n etkili ileti im yöntemlerini göz ard etmesi, ileti im sürecinin kopmas na sebep olabilir. Bu kopu u yans tan en iyi ayna da dinleyicilerin yüzleridir, mimik ve jestleridir.6 -leti imde bu, geribildi- rim/geribesleme olarak tan mlan r ki al c n n alg lad ' ve yorumlad ' mesajlara, sözlü veya sözsüz, verdi'i her türlü tepkiyi içerir. Ayn zamanda geri bildirim, ileti imin tamamlanabilmesi için al nan mesaj n anla ld ' na, kabul ya da redde- dildi'ine ili kin bir kar mesajd r. Kaynak, böyle bir tepki sürecinin i lemesi ile amac na ula p ula amad ' hakk nda bilgi sahibi olabilir.7 Dinleyicilerin oturma ekli, yüz ifadeleri, konu ma veya gülme gibi duyulabilir reaksiyonlar , konu ma- c n n kendisine ve amac na kar olan tutumlar na ili kin ipuçlar olabilir. Sözge- limi, özensiz bir duru genellikle verilen mesaja ilgisiz kal nd ' n n belirtisidir.

Olumlu fiziksel duru ta ise mesaja kar daha dikkatli olma söz konusudur.Yine de'i ik etkenle kollar s k s k ya gö'se ba'l ise bu, kayna' n verdi'i mesaja kapal olundu'unu gösterir. Ba ar l bir konu mac dinleyicilerden gelen tüm bu i aretle- ri do'ru okuyup ona göre kendini adapte edebilen ki idir.8

-nsanlar beden diliyle verilen sözsüz mesajlar al r ve tepkilerini ortaya ko- yarlar. Ancak dinî konu ma yap lan bir yerde, sözgelimi cami ortam nda hedef kitle daha dikkatli, sayg l davran r. Hem bu durumda hem de hedef kitle ile yüz

5Benzer deMerlendirmeler için bkz. Hayati Hökelekli, “Günümüz letiFim Teknikleri ve Dini leti- Fim”, Din Hizmetlerinde Yöntem ve Verimlilik, D B. Yay. ss. 205-232, Ankara, 2006; “Din Hizmet- lerinde Yöntemle lgili Sorunlar”, a.g.e. ss. 51-68; Cemal Tosun, “ lahiyat Fakültelerinde Vaiz- lik EMitimi”, A.Ü. lahiyat Fakültesi Dergisi, XXXVI, 179-221, Ankara 1997.

6Bir Cuma günü camide dinlediMi konuFmaya ilgi duymayan bir genç, geribildirimini cep telefo- nunda oyun oynayarak yans?tm?Ft?r. DiMer taraftan insanlar?n oturuF biçimleri, kendi aralar?n- da f?s?ldanmalar?, konuFmalar? vb. tav?rlar her ne kadar hoF deMilse de birer geribildirim olarak alg?lanmal?d?r.

7Erol Mutlu, leti im Sözlü6ü, Ark Yay. Ankara, 1998, s. 134; Merih Z?ll?oMlu, leti im Nedir?, Cem Yay. stanbul, 1993, s. 247; Geribildirim, konuFmac?n?n kendini dinleyici aynas?ndan izleyebil- diMi bir süreçtir.

8Arthur K. Robertson, Etkili Dinleme, Çev. Sabri Yarmal?, Hayat Yay. stanbul, 1999, s. 33; Bkz.

Mustafa Köylü, Psiko-Sosyal Aç dan Dini leti im, Ankara Okulu Yay. Ankara, 2006, s. 96.

(6)

yüze ileti imin kurulamad ' alanlarda ise geri bildirim s n rl kal r.9Bu sebeple din hizmeti yapanlar, bu ve benzeri engelleri a abilmek için genel ileti im kuralla- r na uygun sunum yapmak zorundad rlar. Bunun için hedefin özellikleri, beklen- tileri ve ileti im ortam hakk nda ne kadar çok bilgi sahibi iseler, onlarla hangi konularda, nas l ileti im kuracaklar n ve ne tür geribildirim (olumlu veya olum- suz tepki) alacaklar n öngörmeleri kolayla r. Sonuçta onlar, “Yapt ' m konu ma için insanlar, ke ke bu sohbet bir an önce bitse mi diyorlar; yoksa bitmese mi diyorlar? Bunu sözleriyle ifade etmeseler de beden dilleri ne mesaj veriyor?” soru- sunu ak llar ndan ç karmamal d rlar.

C- Tenkitler ve Kayna:*n Makul Tenkitleri Çat*6maya Dönü6türmesi Tenkitler de bir ileti im engeline dönü ebilir. Sözgelimi, sürekli tenkit edi- len insanlar evklerini yitirmekte, vurdumduymazl k ve bo vermi lik içinde problemleri çözümsüz görerek ümitsizli'e dü ebilmektedirler.

Bilindi'i gibi tenkit, bir kimsenin ya da bir eyin iyi veya kötü taraflar n , menfî veya müspet yanlar n bulup meydana ç karmak, ortada olanla olmas ge- reken aras nda mukayese yapmakt r. Yap c tenkit ve tenkide aç k olmak ilmî esaslardan birisidir. Tenkitlere aç k olmamak bir eksikliktir. Tenkidin de bir üslû- bu vard r. Her eyden önce, tenkit eden kimse insafl olmal , söyleyeceklerini nefsî hesab na de'il, Hak r zas ad na söylemeli ve hay r dü üncesinden ba ka bir kast olmamal d r. Din hizmeti sunan kimse, baz eylerin gerçekte tenkit etti'i gibi olmayabildi'ini ve bunun sadece kendi sübjektif anlay olabilece'ini unutma- mal d r. Ele tiri bireye de'il, eyleme yönelik olmal d r. -nsanlara yanl lar n söy- lemekten ziyade, do'rular ö'retmek daha isabetlidir.

Din hizmetlisi, ele tirece'i konuyu iyi bilmeli, bilmedi'i konularda da susmas n bilmelidir. Tenkitlerde yanl anla lma söz konusu olabilece'inden, her eyi, her zaman ve herkesin yan nda kritik etmekten de kaç nmal d r. Her eyi tenkit, her eye itiraz bir y kma hamlesidir. -nsan be'enmedi'i eyin daha iyisini yapmaya çal mal d r. Tenkit çok kolayd r, çünkü biraz dikkatli olan herkes bir hata bulabilir.

Olumsuz dü ünmek, ba kalar n n hatalar n ispatlamak, nefsin ho una gi- derken, çözüm üretip yap c bir teklifte bulunmak k sa vadeli bir kar getirmemek- tedir. Tenkit al kanl ' , dedikodu ve g ybeti de beraberinde getirebilir. Dolay s y- la tenkitlerde gurur ve çal mdan, el-ayak hareketleri ve sevimsiz mimikler gibi Allah' n sevmedi'i eylerden kaç n lmal d r. Ayr ca tenkitte, nezaket ve hürmet- ten taviz verilmemeli; haddi a an, ak l verici, pervas z bir üsluptan sak n lmal -

9Din hizmetlerinde genel olarak hedefin kaynak taraf?ndan gönderilen mesaj? pasif bir biçimde ald?M? tek yönlü iletiFim söz konusudur. Asl?nda geri bildirimin etkin bir Fekilde al?namad?M? bu tarz, iletiFim için ideal bir yöntem deMildir.

(7)

d r.10 Bütün bunlar ileti imi çat maya, makul ele tirileri sald r ya çevirmemesi için kayna' n titizlikle üzerinde duraca' hususlar olmal d r.

D- Kayna:*n Üslubunun Çat*6ma Ortam* Olu6turmas*

Siyasî fikirler veya siyasetçi üslubunun dile yans mas da ileti im engeli olabilir. Bu üslup, bir k s m insanlar memnun etse de, ço'unlu'u küstürebilecek bir üsluptur. Zira politikan n, mezhep ve me replerin farkl l klar n n yans t ld ' ve tart ld ' konu malar yad rganmakta, çat maya dönü erek bir ileti im engeli haline gelmektedir.

Bu a amada verilmek istenen mesaj, çat ma sebebiyle dikkatlerden kaçar- ken, din hizmeti sunan kimseler, “Dini siyasete alet ediyor” suçlamas yla tart - lacak ve dinlenmeyecektir. Asl nda dinin özüne dokunulmad ktan sonra mizaçla- r n, me rep ve mezheplerin farkl farkl olmas n bir zenginlik olarak görmek ge- rekir. Teferruatta ittifak mümkün de'ildir; dolays yla amaçta ve felsefede ittifak aranmal d r.

K saca, kaynak taraf ndan iletilen mesaj n kapsam na kar olan hedef, s rf bu yüzden mesaj n kayna' yla çat abilmektedir. Sonuç olarak, söz konusu ileti-

im engelleri a lamaz, fikir ve dü üncelere misliyle kar l k verilemez bir noktaya gelirse bu durum ileti imcinin yani, kayna' n ahs na yönelik sald r lara dönü e- bilir. Nitekim inkârc lar Hz. Peygamberin ça'r s na kar sessiz ve tepkisiz kalma a amas ndan, dinlenmesini önleme, gürültü yapma, bilgisizleri yan ltma, nihayet mesaj n ve ahs n alay konusu yapmaya, hatta öldürmeye kadar bir dizi giri im- lerde bulunmu lard r.

E- Tart*6malar ve Kayna:*n Makul Tart*6malar* Çat*6maya Dönü6türmesi Tart malar da bir ileti im engeline dönü ebilir. Bir üslup olarak tart ma, görü ülen konulara de'i ik aç lardan bakmaya ve kar l kl bilgi al veri i sayesin- de makul olan çözümü bulmaya yard mc olur. Kur’an, inatç , münaka ac ve mücadeleci mizaçtaki insanlar do'ruya iletmek için, onlara kar yürütülen tar- t ma ve mücadelelerin, en güzel yöntemle, sa'lam kan t ve delillerle, yumu ak ve tatl l kla yap lmas n ister.11 Seyyid Kutub’un yorumuyla “en güzel tart ma”, hedefin üzerine gitmeden ve onu a a' lamadan yap lmal d r. Zira her insan n kendine özgü bir gururu ve inad vard r. -leti imci, muhatab na tatl l kla yana - mal , güven duygusu vermeli, tart ma amac n n üstün gelmek olmad ' n hisset- tirmelidir. Zira insan, savuna geldi'i dü üncesinden kolay kolay vazgeçemez ve yenilgiye dü mekten de rahats z olur. Bu durumda tart lan tezin de'eri ile mu- hatab n onuru ve ki isel de'eri birbirine kar r. Görü ünden vazgeçmeyi onurun- dan, sayg nl ' ndan ve de'erinden ödün vermek eklinde dü ünür. “En güzel tar- t ma” ile hassas olan gurur duygusu rencide edilmez. -nsan muhatab kar s nda

10 Bkz. Hasan Ayd?nl?, Tenkit Psikolojisi, mylesef.com/forum/tenkit_psikolojisi-t5884.0.html’

07.10.2008

11 Nahl, 16/125.

(8)

kendi ki ili'inin korundu'unu, de'erinin ve onurunun garanti alt nda oldu'unu görür. Din hizmeti sunan n bir gerçe'i dile getirmekten ve Allah için bu gerçe'e ça' rmaktan ba ka bir amac olmad ' n , kendi ki ili'ini güçlendirmek ve kar - s ndakinin görü ünü çürütmek gibi bir gayret içinde bulunmad ' n anlar.12 Bu sebeple din hizmeti sunanlar gereksiz tart malardan uzak durmal ve çat ma dili kullanmamal d r. Çünkü din hizmetinde h rç nl ' n, kavgan n, münaka an n, öfkenin yeri yoktur. Kinle yakla lan bir toplumda sevgiyi uyarmak güçtür. Sevgi, sevgiyi, nefret de nefret hissini do'urur.

F-Kayna:*n Olumsuz Vas*flarla Tan*t*lmas*

Buraya kadar zikretti'imiz ileti im engelleri d nda din hizmeti sunanlar n kar la t klar de'i ik sorunlar da vard r. Sözgelimi, bunlardan biri, “cinci hoca”

meselesidir. Bu söylem, günümüzde din hizmeti sunan kayna'a yönelik önyarg - lara sebep olabilecek bir ça'r m yapmakta ve hedef taraf ndan sevimsiz kar - land ' için de ileti ime engel olabilmektedir. Nitekim günümüzde, bir k s m in- sanlar n zihninde “hoca” imaj , -de'i ik nedenlerle- kitap açan, yaz yazan, fala bakan, kay p bulan, baz tasarruflara sahip ve ahlaks z tip olarak alg lanmaktad r.

Bu imaj n nas l olu tu'u veya olu turuldu'u ve hangi amaçlara hizmet etti'i art k bilinen bir husustur. Di'er bir sorun da kayna' n alay konusu yap lmas d r.

Nitekim mukaddesat y pratmaya yönelik olarak bizzat din hizmeti sunan kimselerin de'i ik vesilelerle hedef seçildi'i ve alay konusu yap ld ' görülmekte- dir. Ayr ca, gerek görsel ve yaz l medyada gerekse ki isel olarak mukaddes de'er- lerin seviyesizce tart l p suland r ld ' da bir vak ad r. Özellikle bilimsellik ad na, her konuda görü beyan edilerek mukaddesatla ilgili zihinlerde tereddütler uyan- d r ld ' gözlenmektedir ki, bu yakla m, dinî hayat için bir sorun ve din hizmeti yapan kayna' n ileti imi aç s ndan da ciddi bir engel olu turmaktad r.

II- MESAJA BAJLI ENGELLER

Mesaj, duygu ve dü üncelerin kodlanarak, sözlü, sözsüz veya yaz l yön- temle al c ki iye ula mas n sa'layan sembollerdir.13 Din hizmetlerinde mesaj, dinleyenlere ula t r lmak istenen dinî bilgi, beceri, dinî inanç, dinî duygu ve dinî tutum demektir.14 Konu mac n n amac , mesaj n aç k ve etkili bir ekilde dinleyi- cilerine ula t rmakt r. Mesaj n aç k ve anla l r olmamas ise bir ileti im engeline dönü ebilir. Sözgelimi mesaj n konusu çok alelade ya da çok akademik olabilir. Bu durumda, dinleyicinin özellikleri ve bak aç s dikkate al nmad ' için mesaja kar ilgi kolayca da' labilir.15 Asl nda ileti im bir yönüyle anlamlar n payla m - d r. -leti ime kat lanlar n ya ant lar , bilgi düzeyleri, inanç, de'er ve tutumlar , o anki ruhsal özellikleri ne denli benze iyorsa, anlamland rma ve de'erlendirmede

12 Seyyid Kutub, Fî Z lâli-l Kur’ân, Beyrut, 1971, c. 5, s. 292-293.

13 Zuhal BaltaF-Acar BaltaF, Bedenin Dili, Remzi Kitabevi, stanbul, 2000, s. 29.

14 Mevlüt Kaya, Din E6itiminde leti im ve Dini Tutum, Etüt Yay. Samsun, 1998, s. 85.

15 Köylü, a.g.e. s. 35.

(9)

benzerli'in sa'lanma ans da o denli yüksektir. Nitekim ileti imin ve anlamlar n payla m n n gerçekle ti'i bu alan, “ortak referans” veya “ba' nt çerçevesi” olarak ifade edilmektedir.16

Din hizmeti sunan kaynak, e'er ortak paydalar bulur ve mesaj nda bunlara at f yaparsa hedef taraf ndan daha rahat dinlenme ve anla lma imkân bulur.

böylece her iki taraf baz benzer dü ünceleri payla t klar görü üne sahip olurlar.

Bu ayn zamanda Kur’an’ n yöntemidir. Sözgelimi, “Ey iman edenler, sizden önceki- lere farz k l nd ) gibi oruç tutmak size de farz k l nd ”; “Rabbinin Ashab- Fil'e ettikleri- ni görmedin mi?”17 ve benzeri ayetler, hedef kitlenin daha önceden bir ekilde bilgi- sinin oldu'u konulara gönderme yapmakta, dolay s yla ortak referans alan na dikkat çekerek, mesaj n daha net anla lmas na imkân sa'lamaktad r. Bu sebeple mesaj iletilirken ortak referans alan na gönderme yap lmal d r. Bunu gerçekle ti- rebilmek için de, ikna edilmek istenen ki ilerin çok iyi tan nmas gerekir. Çünkü hedefe ilginç gelen örnekler, anlat m tarz ve seçilen kelimeler, ortak referans alan ndan al nacak ve hedefin sosyal, biyolojik ve psikolojik özelliklerine göre belirlenecektir. Bu hususlar dikkate al nmadan olu turulan mesaj, etkili ileti im aç s ndan bir engele dönü ecektir.

Mesaja yönelik “hurafe, ak l ve bilimd ” gibi söylemler de bir ileti im so- rununa dönü ebilmektedir. Öteden beri, -slam’ n mesaj n “hurafe, ak l ve bilim- d ” itham ve önyarg s yla reddetme e'iliminde olan baz kimselerin varl ' bi- linmektedir. Onlar bu iddialar yla yüce Kur’ân’ , cahil halk aldatmak, onlar dün- ya zevklerinden ve hürriyetlerinden yoksun b rakmak ve üzerlerinde bask kur- mak için uydurulmu bir hile ve bir oyun gibi takdim etmektedirler.18 Bu söylemi benimseyen kitlenin etkisinde kalan insanlar m zla etkili bir ileti im süreci ger- çekle tirmek ve kendilerine dinin mesaj n sunmak kolay olmasa gerek. Di'er taraftan Kur’an, sünnet ve bilimsel gerçeklerle ba'da mayan bilgiler ve zihinleri zorlayan tereddütlü görü lerin de bir ileti im engeline dönü ebilece'i unutulma- mal d r. Zira bu yakla m, hedefi üpheye dü ürerek veya savunmaya yönelterek ileti im sürecini tehlikeye sokabilir.

III- HEDEF K TLEYE BAJLI ENGELLER A- Hedef Kitlenin Dinleme Al*6kanl*klar*

Dinleme fonksiyonu da bir ileti im engeli olabilir. Takdir edilece'i gibi din- leme, yüce yarat c n n insana verdi'i önemli bir duyu i levidir. Konu malar, bu yetenekle alg lan r, de'erlendirilip yorumlan r ve sonuca uygun tepkiler olu turu- larak ileti im sa'lan r. -leti im aç s ndan çe itli dinlemeler vard r, bunlar; etkin dinleme, seçerek dinleme, görünü te dinleme, saplant l dinleme, savunucu din-

16 Z?ll?oMlu, a.g.e. s. 251-253.

17 Bakara, 2/183; Fîl, 105/1.

18Bkz. M. Hamdi Yaz?r, Hak Dini Kur’an Dili, Sad. smail Karaçam vd., Feza Gazetecilik, stanbul, ts., c. 4, s. 523.

(10)

leme ve tuzak kurucu dinlemedir.19 -yi bir dinleme; dinlemeye haz r olan, konuya dikkat ve ilgisini veren, gerekti'inde konuyu açabilen, geribildirim veren, ileti im sürecini bozabilecek duygular n kontrol edebilen, soru sorarak ileti ime kat labi- len ki ilerin gerçekle tirdi'i etkin bir süreçtir.20

-leti imde, bir kimsenin konu tu'u mekân aç s ndan çekicilik konisi diye tan mlanan bir alan vard r. Bu, konu mac n n tüm dikkatlerin oda' oldu'u alan- d r. Bu oda' n yani koninin d nda kalanlar konu mac yla çok az ileti im kurabi- lirler. -nsanlar bir birlerine yak n olurlarsa birbirlerini daha dikkatli dinleyebilir- ler.21 Di'er taraftan kimi insanlar seçici dinlerler; sadece dinlediklerini duyarlar.

Kendileriyle uyu an dü ünceleri dinlerler. Genellikle mesaj , önyarg süzgecinden geçirip anlamak istedikleri ekilde yorumlamaya çal rlar. Burada seçici haf zan n rolü ise, dinledi'i mesajlardan, dü üncelerini destekleyenleri hat rlamak, destek- lemeyenleri ise unutmakt r.22 Dolay s yla hedef kitlenin dinleme al kanl klar n göz önünde bulundurmayan bir kayna' n verdi'i dinî mesaj n etkili bir ileti im aç s ndan sadece kuru bir gürültü olarak kalaca' aç kt r.

B- Hedef Kitlenin Alg* Düzeyi

Mesaj n tahrif edilmesi de hedefin alg düzeyine ba'l bir ileti im engelidir.

Din hizmeti daha çok anlat ma/söze dayal oldu'u için, mesaj içerik ve ifadeler aç s ndan zaman zaman, amac d nda alg lanmaktad r.23 Gerçi insan arac l ileti-

imde alg yan lmalar kaç n lmazd r ve bizzat ileti im sürecine kat lan insanlar n da mesaj alg lamaya yönelik sorunlar olabilmektedir. Ancak i in ilginç taraf , (geçmi te oldu'u gibi) inançs z kesimin mesaj kas tl olarak tahrif etmesidir. Bu alayc tav r muhtemelen, ilâhi mesaj basitle tirmek ve de'ersiz eyler oldu'u imaj n vererek, insanlar n inanmalar na engel olmak amac na yöneliktir.

19 Florence I Wolff, vd., Perceptive Listening, Holt, New York, 1983, s. 76-77.

20 Orhan DoMan, Ki iler Aras li kiler, Somgür Yay?nc?l?k, Ankara, 2000, s. 85-86.

21 Robertson, a.g.e. s. 34; Günümüzde din hizmetlerinde eleFtirilen bir husus da, çoMu camileri- mizde merkezi sistemden verilen konuFmalar? dinlemenin tatmin edici olmad?M?d?r. KaynaM?n görülmediMi, salt sesinin duyulduMu iletiFim yeterli bulunmamaktad?r. DiMer taraftan ses iletim sistemlerinin düzensizliMi de ciddi s?k?nt? kaynaM?d?r.

22 Robertson, a.g.e. s. 55; Ortalama bir insan dakikada 150 sözcük söylerken, ortalama bir yetiF- kin, herhangi bir kavrama eksikliMi olmaks?z?n dakikada 282 sözcüMü dinleyebilmektedir.

(Robertson, a.g.e. s. 38) Bu durumda hedefin dinlerken düFünmek için zaman? olmakta ve bu zaman? kullan?F tarz? dinleyici yeteneMini belirlemektedir. ÇoMunlukla bu süre, hayal kurularak, an?lar hat?rlanarak veya daha sonra ne yap?lacaM? düFünülerek geçer. (Bkz. Z?ll?oMlu, a.g.e. s.

278)

23 Asl?nda amac?n iyi belirlenmesi, hedefe göre mesaj?n içerik ve sunumunun iyi organize edilmesi gerekir. Bu noktada hedef deMiFikliMi de olmamal?d?r. Yani bir hatibin hitap ettiMi hedef kitle ile mesaj?n?n hedefi olan kitle birbirinden farkl? olmamal?d?r. Sözgelimi, kalabal?k bir ortamda ço- cuMuna ya da eFine gönül al?c? sözler söyleyen kiFi, baFkalar?n?n beMenisini hedefliyorsa, mesa- j?n yöneldiMi kiFiler aç?s?ndan etkin bir iletiFimde bulunmuF say?lmaz. Zira, kaynakla hedefin iletiFim amaçlar?n?n ve bundan beklentilerinin uyuFmamas? baFar?l? bir iletiFime engeldir.

(Z?ll?oMlu, a.g.e. s. 257, 260).

(11)

C- Hedef Kitlenin Referans Grubu

Hedefin kendisine iletilen mesaj yak n çevresinden dan t ' kimselerin yorumuna göre alg lanmas da bir ileti im engelidir.Gerçekten de bir k s m insan- lar yeni ö'rendikleri bir bilgiyi, duyduklar yeni bir haberi, al k olmad klar bir yorumu –gayet makul olsalar dahi– ihtiyatla kar lamakta, sonuçta kar la t ' bu yeni durumu kendi referans bildi'i ki i veya gruplara dan makta, kayna' n sun- du'u mesaj , onlardan edindi'i bilgi do'rultusunda de'erlendirmekte, yorumla- makta, öneriyi kabul veya reddetmektedir.24 Hayat al t ' tarzda bilmekte srar eden insan hiç de az de'ildir. Zira bu insanlar n hayat bilme biçimi –yanl da olsa– al t ' ortamda ya ad ' gündelik hayat n ak n sürdürmesine yetmekte- dir.

D- Hedef Kitlenin Önyarg*lar*

Önyarg lar da bir ileti im engeline dönü ebilmektedir. Bilindi'i gibi önyar- g ; bir kimse veya bir eyle ilgili, belirli art, olay veya görüntülere dayanarak önceden edinilmi olumlu veya olumsuz yarg , yani pe in hükümdür.25 Dolays yla bilgi eksikli'i sonucu olu an ve sa'duyu verilerine kar ç kan bir durumdur. Din hizmetleri için engel te kil eden bir k s m önyarg lar n nedeni olarak hedef kitle- nin bilgisizli'i, yanl inançlar , büyüklenme duygusu, etnik milliyetçilik ve böl- gecilik saplant s , politik görü ler, mezhep ve me rep taassubu ve ekonomik kayg vb. hususlar daha önce zikredilmi ti.

Bunlardan büyüklenme duygusu, ‘ eytan’ misalinde oldu'u gibi önyarg ya sebep olup, ileti imin kesilip akîm kalmas na neden olabilmektedir. Bilindi'i gibi kendini ba kalar ndan üstün görme ve bunu davran lar ve sözleriyle belli etme tutkusu, ço'u kez kendisine ve ba kalar na zararlar yans yabilen ve megalomani de denilen bir karakter bozuklu'udur.26 Bu tiplerle sa'l kl ileti im sürdürmek güçtür.

Taklit duygusu, kal p dü ünceleri a amama, farkl görü lere kapal kalma gibi önyarg lar n etkisinde kalan kimseler de, ya sunulan mesaj duymazl ktan gelmekte ya ileti imi çat maya dönü türmekte ya da tamamen ret edebilmekte- dirler. Ayr ca etnik milliyetçilik anlay , kat mezhepçi ve hizipçi yakla mlar da ba ar l ileti im için engel olu turmaktad r.

24 Bkz. Oskay, a.g.e. s. 55; Bir vaiz, kendine göre çok iyi haz?rlan?p baFar?l? bir Fekilde sunduMu ve içeriMinde cuma namaz?n?n k?l?n?F?, rekât ve niyetleri ile ilgili bilgilendirmelere de yer verdiMi bir konuFma yapar. Aradan alt? ay geçtikten sonra daha önceden hiç karF?laFmad?M?, iF gereMi tan?F- t?M? bir kimseye, kendisini vaiz olarak takdim eder. Muhatab? bilgi almak amac?yla (vaizin o camideki konuFmas?n? kastederek, ama konuFmay? yapan?n o olduMunu bilmeyerek),“falan ca- mide alt? ay önce bir hoca Cuma namaz? hakk?nda bilgi verdi, ama gençler konuyu iyi anlama- d?lar, ne yapmalar? gerektiMini yaFl?lara sordular. YaFl?lar ise ‘siz bildiMiniz gibi yapmaya devam edin’ dediler. Hocam sen bu konuya ne diyorsun” dediMini nakletmiFtir.

25 Hasan Eren vd., Türkçe Sözlük, TDK. Yay. Ankara, 1988, c. 2, s. 1140.

26 Rasim Adasal, Psikososyal Yönleriyle Ki ilik ve Karakter Portreleri, MinnetoMlu Yay. stanbul, 1979, s. 21.

(12)

IV- ORTAMA BAJLI ENGELLER

Dinî ileti imin gerçekle ti'i ortamda kar la lan huzur bozucu davran ve gürültüler de bir ileti im engelidir. Günümüzde özellikle bir ileti im ortam olarak camilerimizde zaman zaman insan sa'l ' n tehdit edecek boyuta da varabilen huzur bozucu ve ileti imi engelleyici gürültüler gözlenmektedir.27 Atalar m z, ibadet edenler çevrenin gürültüsüne maruz kalmas nlar diye camileri, büyük kül- liyelerin merkezinde ve geni alanl bir d avlunun ortas nda in a etmi lerdir.

Bugün ise ses kalitesindeki ve cihazlardaki bozukluk ve parazitler bir yana çevre- den gelen gürültüler ve camilerin alt ndaki market, otopark vb. i letmeler mabet- lerin gerçek i levlerini, dinî ileti imi olumsuz etkilemektedir.28 Dolays yla, gerek cami içinden ve gerekse d ndan gelen gürültü, süreklilik arz ettikçe insan sa'l - ' n tehdit etmesi yan nda ileti ime ciddi bir engel te kil etmektedir.

SONUÇ

Din hizmeti sunan kaynaktan veya mesaj ndan, hedef kitle veya bulunu- lan ortamdan kaynaklanan ileti im engelleri dinî iletilerin alg lanmas n zorla t - r r. Hâlbuki din hizmetlerinde temel amaç, ilahi mesaj insanl 'a duyurmak, ö'- retmek, anla lmas n ve prati'e dönü türülmesini sa'lamakt r. Bu amaca yönelik olmayan ve hedef taraf ndan anla lmayan mesaj, kuru “gürültü” olarak kalmaya mahkûmdur.

Mesajda hedef kitlenin alg düzeyinin gözetilmemesi, söz gelimi iletinin akademik veya çok basit olmas , muhtevas n n Kur’an, sünnet ve bilimsel gerçek- lere ayk r l ' , müjde ve uyar dengesinden yoksunlu'u, yanl anla lmaya müsait olmas veya maksad a an ifadelerle sunumu, mesaj kuru gürültü haline getirir.

Burada ifade edilenlerin d nda da özellikle günümüz ehir hayat nda ba ba a kald ' m z türden gürültüler, dinî ileti im için ciddi problem olu turmaktad r.

Çevresel gürültüye ilaveten ço'u cami ve mescitlerde, fizikî olarak küçük yap olsalar dahi, hiç de gerek yokken ses cihaz n n kullan m ve adeta mabedi titretir- cesine yüksek frekansla çal t r lmas , bir de bu yetmezmi gibi din hizmeti veren- lerin bulunulan ortamla orant s z ba' rmalar ciddi ileti im kayb na yol açmakta- d r.

Kur’an, inatç , münaka ac ve mücadeleci mizaçtaki insanlar do'ruya iletmek için, onlara kar yürütülen tart ma ve mücadelelerin, en güzel yöntem- le, sa'lam kan t ve delillerle, yumu ak ve tatl l kla yap lmas n ister. Bunun için insanlar, olduklar gibi kabul edilmeli, empatik bir yakla mla duygu ve dü ünce-

27 nsan kulaM? için 35 - 65 dB sesler normaldir. 90 dB üzerindeki sesler çok tehlikelidir. Yaprak h?F?rt?s? 20 dB, f?s?lt?l? bir konuFma 30 dB, 1m mesafedeki normal konuFma 50 dB gürültüye ör- nektir. (http://www.musikidergisi.net/?p=611’26.11.08; ayr?ca konu ile ilgili bilgi için bkz. Yu- nus Macit, Hz. Peygamberin Sünnetinde Çevre, 2000, Trabzon, s. 147.) Bu durumda cami içinde kabul edilebilir gürültü seviyesinin 25-30 dB’yi aFmamas? gerekir.

28 GeniF bilgi için bkz. Akustikte Zirve Camiler, Mehmet CAMALAN, www.sizinti.com.

(13)

leri anla lmal , bir insan olduklar asla unutulmadan kendilerine sab r ve efkatle sayg gösterip de'er verilerek gayet do'al ve samimi bir üslupla yakla lmal d r.

Bu noktada fert ve kitle psikolojisi bilgileri, mesaja hedef olan insanlar n daha iyi tan nmas na ve ona göre ileti im süreci geli tirilmesine yard mc olacakt r.

Din hizmetinin muhatab olan insan, her eyden önce kendisine has duy- gular , dü ünceleri ve önyarg lar olan psikolojik bir varl kt r. Dolay s yla, bir k sm n n psikolojisine ve kendileriyle ileti imin zorlu'una de'indi'imiz tipler de elbette ki, dinî ileti imin ay r m gözetmeyen hedefindeki insanlardand r. D lama hiç kimseyi, özellikle problemli insanlar sa'l kl insan yapmaz. Her eyden önce bu insanlar, olduklar gibi kabul edilmeli;29 empatik yöntemle duygu ve dü ünce- leri anla lmal ; bir insan olduklar asla unutulmadan kendilerine sab r ve efkatle, sayg gösterip de'er vererek gayet do'al ve samimi bir üslupla yakla lmal d r.

Bununla birlikte, kendileriyle ileti ime geçmenin zorlu'una i aret etti'imiz bu tiplere yönelik özel ileti im becerileri ve ikna yöntemleri geli tirmek kaç n lmaz- d r.

KAYNAKÇA

Adasal, Rasim, Psikososyal Yönleriyle Ki ilik ve Karakter Portreleri, Minneto'lu Yay. -stanbul, 1979.

Ahmed -bn Hanbel, Müsned, Ça'r Yay. -stanbul, 1992

Ayd nl , Hasan, “Tenkit Psikolojisi”, mylesef.com/forum/tenkit_psikolojisi- t5884.0.html’ 07.10.2008

Balta , Zuhal, Balta , Acar, Bedenin Dili, Remzi Kitabevi, -stanbul, 2000.

Camalan, Mehmet, Akustikte Zirve Camiler, www.sizinti.com.

Do'an, Orhan, Ki iler Aras @li kiler, Somgür Yay nc l k, Ankara, 2000 Eren, Hasan vd., Türkçe Sözlük, TDK. Yay. Ankara, 1988.

Hökelekli, Hayati, “Din Hizmetlerinde Yöntemle -lgili Sorunlar” Din Hizmetlerin- de Yöntem ve Verimlilik, D-B. Yay. ss. 51-68, Ankara, 2006.

________, “Günümüz -leti im Teknikleri ve Dinî -leti im” Din Hizmetlerinde Yön- tem ve Verimlilik, D-B. Yay. ss. 205-232, Ankara, 2006.

Kaya, Mevlüt, Din E)itiminde @leti im ve Dinî Tutum, Etüt Yay. Samsun, 1998.

Köylü, Mustafa, Psiko-Sosyal Aç dan Dinî @leti im, Ankara Okulu Yay. Ankara, 2006.

Kutub, Seyyid, Fî Z lâli-l Kur’ân, Beyrut, 1971, c. 5.

Leigh, Andrew–Maynard, Michael, Kusursuz @leti im, Çev. Füsun Doruker, Alt n Kitaplar Yay. -stanbul, 1999.

Lelord, François – Andre, Chr stophe, “Zor Ki ilikler”le Ya amak, Çev. Madenci, R fat, -leti im Yay. -stanbul, 2004.

Macit, Yunus, Hz. Peygamberin Sünnetinde Çevre, 2000, Trabzon, s. 147.)

29 François Lelord Chr?stophe Andre, “Zor Ki ilikler”le Ya amak, Çev. R?fat Madenci, letiFim Yay.

stanbul, 2004, s. 23

(14)

Mutlu, Erol, @leti im Sözlü)ü, Ark Yay. Ankara, 1998.

Oskay, Ünsal, @leti imin ABC’si, Der Yay. -stanbul, 1999.

Robertson, Arthur K., Etkili Dinleme, Çev. Sabri Yarmal , Hayat Yay. -stanbul, 1999.

Tosun, Cemal, “-lahiyat Fakültelerinde Vaizlik E'itimi”, A.Ü. @lahiyat Fakültesi Dergisi, c, XXXVI, ss. 179-221, Ankara 1997.

Wolff, Florence I, vd., Perceptive Listening, Holt, New York, 1983.

Yaz r, M. Hamdi, Hak Dini Kur’an Dili, Sad. -smail Karaçam vd., Feza Gazetecilik, -stanbul, ts.

Z ll o'lu, Merih, @leti im Nedir?, Cem Yay. -stanbul, 1993.

Referanslar

Benzer Belgeler

Kalp at›m h›z›nda bafllang›ç de¤erlerine göre; diltizem gru- bunda ekstubasyon sonras›nda anlaml› de¤ifliklik saptanmaz- ken, esmolol grubunda ekstubasyon öncesi,

Ve r i- ler yafl, cinsiyet, hastal›k süreleri v e hastalar›n ifadesi ile ürtiker oluflumuna neden olan g›da veya di¤er faktör- leri de içeren 22 soruluk anket ile 21

Dersin amacı; din hizmetlerinde kullanılan iletişim ve rehberlik yollarının tanınması ve etkili kullanım ilkelerinin öğrenilmesi sayesinde iletişim ve rehberlikte

 - “Rehberlik, bireye kendini anlaması, çevredeki olanakları tanıması ve doğru kararlar vererek özünü gerçekleştirmesi için yapılan sistematik ve profesyonel

Dersin Amacı Dersin amacı; din hizmetlerinde kullanılan iletişim ve rehberlik yollarının tanınması ve etkili kullanım ilkelerinin öğrenilmesi sayesinde iletişim

Benlik-alg›s› boyutlar› ile benlik-kurgusu temel boyutlar›n›n kutuplar› dikkate al›narak aralar›ndaki örüntüye ayr›nt›l› olarak bak›ld›¤›nda, bireysel

2003 Associate Degree, Muğla University, Milas Sıtkı Koçman Vocational School - Restoration 2007 Bachelor’s Degree, Selçuk University, Faculty of Fine Arts - Traditional

Demir, Potasyum, Magnezyum ve Sodyum Tuzlarını İçeren Mannitol Çözeltilerinin Liyofilizasyon Esnasında Kritik Formülasyon Sıcaklıklarının Differensiyel Termal