F i k i r :
ENDÜSTRİNİN MİMARI EĞİTİME TESİRİ
Yazan: A. Schimmerling Tercüme eden: Y. Mimar Halûk TOGAY
Mimarî vadisinde yeni fikirlerin çıktığı, yaııi aşa- ğı yukarı zamanı bilinmiyecek kadar eski an'anelere dayanan sistemlerin lemelinden yıkıldığı devirden beri, mimarî eğitiminin prensip ve metodlarmm yeniden göz den geçirilmesi, kaçınılmaz bir zaruret olmuştur.
Eğitim, gençliğe öğretilen ve hayat için bir bagaj teşkil eden prensiplerdir. Halbuki, hayat ile an'anevî prensipler arasındaki uçurum gün geçtikçe derinleş- mektedir.
Mimarî eğitimin, birkaç zamandan beri amelî ve nazarî sahalarda ilerlemeler kaydettiği muhakkaktır.
Bundan daha 15 veya 20 sene evvel, bugün dünyanın her tarafındaki inşaatın ortaya attığı meseleleri kim, ta- hayyül edebilirdi? inşaat sahasında, verim cephesinin de daha büyük bir önem kazanacağı bedihîdir.
Atıglo-sakson memleketlerinde bu cihetlerden de- rin reformlara sahne olmuştur. Hedef, eğitim ile bina- nın endüstrileşmesi diye vasıflanan, bugünkü hakikat arasında bir âhenk ve düzen kurmaktır. Evvelâ, mazi- deki zanaatkârlarm verim tarzlariyle, taban tabana zıd olan endüstri verimi şartlan tespit edilmelidir. Bundan başka mimarî eğitime tesiri olan, yeni elemanların akis- leri meydana çıkarılmalıdır.
Bütün endüstri verimleri, bize etrafımızı saran ha- ricî kuvvetlere karşı bir kontrol imkânını sağlama ci- hetine yönelir. Bina endüstrisi ile yakın bir münase- beti olan mimarî, bu kontrolü sağlı.yan elemanların formlarını yaratır. Yani, umumî verim hayatiyetine iş- tirak eder. Verim hayatiyeti şu safhalardan geçer:
a) A r a m a safhası, standart inşaat meselesini bütün bina aksamına tatbik ettirmekten ibarettir.
b) D e s e n safhası, arama safhasmdan çıkan standart elemanları hususî bir binaya mahsus plânlara tatbik etmekten ibarettir.
c) İ m â l safhası, hususî bir binaya ait plânları gerçekleştirmekten ibarettir.
d) T a k s i m safhası, binaları ihtiyaç sahiplerine terketmekten ibarettir.
e) K u l l a n m a safhası, kullanılan binanın ta- hammülünü ölçmekten ibarettir.
f) İ h r a ç safhası, eskimiş veya battal binaları kullanmak veya modernleştirmekten ibarettir.
Bina hacim vahitlerinin temamisi (oda, mutfak, v.s..) ve kontrol sistemleri (binanın iskeleti, tesisatı, fonksi- yona taallûk eden sistemler) dir.
Mimarı doğrudan doğruya alâkadar eden safha, de- sen safhasıdır. Bu safhada şu kısımlar müşahede edilir:
1. — Tek bir duruma göre meselenin tahlili.
2. — Yeni bir form tasavvuru.
3 — Bu formların tatbikat plânlarına dahil olması.
4. — Bu plânların fabrikatör veya müteahhitlere ulaşması.
5. — Kullanılışının fabrikatör veya müteahhit tara- fından kontrolü ve yeni standartlar olarak tatbik edi- lişi.
6. — Devrini geçirmiş formların kullanmaktan sar- fı nazar edilmesi ve etüd randımanın kıymet takdiri.
Mimarın çalışma şeklini kısaca belirttikten sonra, ileride cemiyette vazifesini yapabilecek kabiliyette tale- be yetiştirmek için eğitim metodunu ele alalım. Bunu kısaca iki safhada mülâhaza edebiliriz.
A. — Tahlilî safha, talebe bu safhada kompozisyona girmesi melhuz olan elemanları gayet itina ile etüd ede- cekti r.
B. — Kompozisyon safhası, talebe bu safhada hacim vahdetlerini binanın umumî plânı içine yerleştirilmesi-
ıe çalışacaktır.
Talebe bu suretle, kontrol edebileceği, ispat edebi- eceği ve üzerinde düşünebileceği bir kompozisyon yarı- nı? olur.
Netice itibariyle endüstri bina elemanlarını sta"- iart'laştırdıkça, mimarî eğitimde eski terkibi metodun ehemmiyeti azalmaktadır. Diğer bir tabirle san'at ihat;
edilemez, bundan dolayı da eski kompozisyon eğitimine ihtiyaç yoktur. Buna karşılık, kontrol edilebilir eleman- ların tamamının temin ettiği form, pek âlâ talebeyi ahenkli sureti hallere sevkedebilir. Endüstri devrinde san'at bir hareket noktası değil, standart elemanların bir muhassalasıdır.