• Sonuç bulunamadı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ"

Copied!
103
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

YÜKSEK LİSANS TEZİ Mustafa Alptekin HERGÜNER

İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÜKSEKTEN DÜŞMEDEN KAYNAKLANAN İŞ KAZALARININ AZALTILMASINA YÖNELİK ÖNERİ GELİŞTİRİLMESİ

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI

ADANA, 2013

(2)

KAZALARININ AZALTILMASINA YÖNELİK ÖNERİ GELİŞTİRİLMESİ Mustafa Alptekin HERGÜNER

YÜKSEK LİSANS TEZİ

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI

Bu Tez 19/09/2013 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oybirliği ile Kabul Edilmiştir.

………... ……….. ……...

Prof. Dr. M. Emin ÖCAL Prof. Dr. Emel ORAL Yrd. Doç. Dr. İ. Halil GEREK

DANIŞMAN ÜYE ÜYE

Bu Tez Enstitümüz İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalında hazırlanmıştır.

Kod No:

Prof. Dr. Mustafa GÖK Enstitü Müdürü

Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere

(3)

İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÜKSEKTEN DÜŞMEDEN KAYNAKLANAN İŞ KAZALARININ AZALTILMASINA YÖNELİK ÖNERİ GELİŞTİRİLMESİ

Mustafa Alptekin HERGÜNER ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI Danışman : Prof. Dr. M. Emin ÖCAL

Yıl : 2013, Sayfa: 90

Jüri : Prof. Dr. M. Emin ÖCAL : Prof. Dr. Emel ORAL

: Yrd. Doç. Dr. İ. Halil GEREK

Ülkemizde inşaat sektörü tüm dünyada olduğu gibi; iş kazaları ve iş kazalarına bağlı yaralanma, sakat kalma ve ölüm oranlarının en yüksek olduğu sektörlerden birisidir. Bu sektörde iş kazalarının büyük bölümü yüksekten düşme sonucu meydana gelmektedir.

Bu çalışmada Adana, Hatay ve Osmaniye illerinde faaliyet gösteren inşaat sektöründeki yüksekten düşmelere bağlı iş kazaları ile ilgili bir anket hazırlanmıştır.

Anket çalışmamızda; İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şubesi, Mimarlar Odası Adana Şubesi, Adana Yapı Müteahhitleri Derneği ve Adana Müteahhitler Birliği aracılığıyla belirlenen hedef kitleye hem yüz yüze hem de internet yoluyla ulaşılmıştır. Anket sonuçları kapsamında; bölgemizde yüksekten düşmeye bağlı iş kazalarına karşı alınan önlemlere ne düzeyde uyulduğu, bu konudaki eksiklikler ve bunların meydana gelme nedenleri belirlenmiştir. Bu veriler ışığında varılan çalışma sonucunda, sektörün çalışanlarının ve işverenlerinin yüksekten düşmelere bağlı iş kazaları hakkında bilinçlendirilmeleri yönünde öneriler geliştirilmiştir.

Anahtar Kelimeler: İnşaat Sektörü, Yüksekte Çalışma, Yüksekten Düşme, İş Sağlığı ve Güvenliği, İş Kazası.

(4)

A PROPOSAL ABOUT TO DECREASE IN NUMBER OF OCCUPATIONAL ACCIDENTS WHICH ARISING FROM FALL FROM HEIGHT IN

CONSTRUCTION SECTOR Mustafa Alptekin HERGÜNER

ÇUKUROVA UNIVERSITY

INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES DEPARTMAN OF CIVIL ENGINEERING

Supervisor : Prof. Dr. M. Emin ÖCAL Year : 2013, Sayfa: 90 Jury : Prof. Dr. M. Emin ÖCAL

: Prof. Dr. Emel ORAL

: Asst. Prof. Dr. İ. Halil GEREK

The construction industry in our country as well as all over the world; is one of the sectors with the highest rates of occupational accidents and becoming disabled, injured and death due to occupational accidents. In this sector, the majority of occupational accidents are the result of fall from height.

In this study, a survey has been prepared on occupational accidents due to falls from a height which the construction sector is active in Adana, Hatay and Osmaniye provinces. In our survey study; has been reached the specified target audience both face to face and internet with the help of Adana Branch Chamber of Civil Engineers, Adana Branch Chamber of Architects, Adana Building Contractors Association and Adana Contractors Association. It is determined within the scope of the survey results; what level of compliance to the measures taken against occupational accidents due to falls from height and deficiencies in this regard the causes of their occurrence in our region. In conclusion reached according to these data, the proposals have been developed in the direction of increasing awareness of the sector workers and the employers about occupational accidents due to falls from height.

Keywords: Construction Sector, Working At Height, Fall From Height, Occupational Health and Safety, Occupational Accident

(5)

Çalışma hayatı ile öğretim hayatının birlikte yürütülmesinin zorluklarını yaşadığım bu süreçte, ders saatlerini derslere katılımımı sağlayacak şekilde düzenleme hususunda her türlü kolaylığı sağlayan Prof. Dr. Emel ORAL’a;

çalışmalarımın her aşamasında büyük katkıları olan, engin bilgi ve deneyimini benimle paylaşan Yrd. Doç. Dr. Halil GEREK’e; tez konumun seçimi ile başlayıp çalışma süreci içinde değerli katkı ve eleştirileriyle beni yönlendiren, ayrıca emeğini, zamanını, bilgi ve tecrübelerini benden esirgemeyen tez danışmanım Prof. Dr. M.

Emin ÖCAL’a saygılarımı ve teşekkürlerimi sunarım.

Hayatım boyunca iyi bir eğitim almamı, bugünlere gelmemi sağlayan ve tez çalışmalarım sırasında manevi desteğini esirgemeyip hayatımın her aşamasında bana destek olan aileme; tez çalışmam boyunca yaşadığım zorluklarda desteğini esirgemeyen ve her zaman yanımda olan sevgili hayat arkadaşım Esra’ya özellikle teşekkür ederim.

(6)

ÖZ ... I  ABSTRACT ... II  TEŞEKKÜR ... III  İÇİNDEKİLER ... IV  ÇİZELGELER DİZİNİ ... VI  ŞEKİLLER DİZİNİ ... VIII  SİMGELER VE KISALTMALAR ... X 

1. GİRİŞ ... 1 

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR ... 5 

3. MATERYAL VE METOT ... 9 

4. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ İLE İLGİLİ KAVRAMLAR ... 11 

4.1. İş Sağlığı ve Güvenliği Kavramları ... 11 

4.1.1. Kaza Kavramı ve İş Kazası ... 12 

4.1.2. Teknik Açıdan İş Kazası Kavramı ... 13 

4.1.3. Hukuksal Açıdan İş Kazası Kavramı ... 18 

4.1.4. Borçlar ve İş Hukuku Açısından Durum ... 20 

4.1.4.1. İş Kazasında Taraflar ... 20 

4.1.4.2. Devletin Sorumluluğu ... 21 

4.1.4.3. İşverenin Sorumluluğu ... 21 

4.1.4.4. Çalışanın Sorumluluğu ... 21 

5. YÜKSEKTE ÇALIŞMA VE YÜKSEKTEN DÜŞME ... 23 

5.1. Yüksekte Çalışma Nedir? ... 23 

5.2. Yapı İş Kolunda Yüksekte Çalışma ve Yüksekten Düşmeler ... 23 

5.3. Yüksekten Düşmelerin Olası Etkenleri ... 27 

5.4. Yüksekten Düşme Risk Kontrol Metotları ... 33 

5.4.1. Risk Kontrol Hiyerarşisi ... 33 

5.5. Yüksekten Düşmenin Nedenleri ve Düşme Durdurma ve Önleme Sistemi .... 37 

5.5.1. Yüksekten Düşme Nedenleri... 37 

(7)

6. BULGULAR VE TARTIŞMA ... 43 

7. SONUÇLAR VE ÖNERİLER ... 71 

KAYNAKLAR ... 77 

ÖZGEÇMİŞ ... 81 

EKLER ... 82 

(8)

Çizelge 5.1. Nedenlerine göre iş kazası sayılarının dağılımı. ... 24 

Çizelge 5.2. Yükseklik ve düşme zamanları. ... 28 

Çizelge 5.3. Yüksekten Düşme Etkenleri ve Risk Kontrol Metotlarına İlişkin Örnekler ... 30 

Çizelge 6.1. Yapılan / çalışılan işlerde türlerine göre iskele veya merdivenlerin kullanılma oranları ... 43 

Çizelge 6.2. Yapılan / çalışılan işlerde; yüksekten düşmelerin gerçekleştiği iskele veya merdivenlerin oranları ... 45 

Çizelge 6.3. Yüksekte çalışmalarda kaza sayılarının oluş nedenlerinin önem sırasına göre 1’den 5’e kadar sıralanması ... 46 

Çizelge 6.4. Yapılan / çalışılan işlerde; yüksekten düşmelere karşı alınan güvenlik önlemlerinin düzeyi ... 48 

Çizelge 6.5. Yüksekten düşme ile ilgili alınacak önlemlerde uyulan yönetmelik veya tüzükler ... 49 

Çizelge 6.6. Yüksekten düşme ile ilgili alınacak önlemler kapsamında kullanılan ekipmanlarda uyulan standartlar ... 51 

Çizelge 6.7. İSG Kurallarını ihlal eden çalışanlara uygulanan yaptırımlar ... 52 

Çizelge 6.8. Yüksekten düşme ile ilgili çalışanlara verilen eğitimlerin kapsamları 53  Çizelge 6.9. Yüksekten düşme konusunda çalışanlara verilen eğitimler ... 54 

Çizelge 6.10. Yüksekten düşme konusunda çalışanlara verilen eğitim sıklığı ... 55 

Çizelge 6.11. İskele ve kalıpların kontrol ve bakım periyotları ... 56 

Çizelge 6.12. Çalışanlara verilen emniyet kemer tipleri ... 57 

Çizelge 6.13. Gerçekleşen kazalarda yüksekten düşmelerin gerçekleştiği yerler ... 58 

Çizelge 6.14. Gerçekleşen kazaların kişisel sonuçları ... 60 

Çizelge 6.15. Kazaya maruz kalanların yaptığı iş ... 61 

Çizelge 6.16. Gerçekleşen kazalara maruz kalanların görevleri ... 62 

Çizelge 6.17. Gerçekleşen kazaların nedenleri ... 63 

Çizelge 6.18. Gerçekleşen kazaların idari sonuçları ve çözüm şekilleri ... 64 

(9)
(10)

Şekil 4.1. Domino Etkisi ... 14 

Şekil 4.2. Kazaları Oluşturan Öğelerin (Dominoların) Açılımı ... 15 

Şekil 4.3. Yapı işlerinde taraflar ve aralarındaki hukuksal ilişkiler. ... 20 

Şekil 5.1. Risk Kontrol Hiyerarşisi ... 34 

Şekil 5.2. Yüksekte Çalışma Kontrol Metotları Hiyerarşisine Ait İllüstrasyon ... 35 

Şekil 5.3. Düşme Durdurma ve Önleme Sistemi ... 38 

Şekil 6.1. Yapılan / çalışılan işlerde türlerine göre iskele veya merdivenlerin kullanılma oranları ... 44 

Şekil 6.2. Yapılan / çalışılan işlerde; yüksekten düşmelerin gerçekleştiği iskele veya merdivenlerin oranları ... 45 

Şekil 6.3. Yüksekte çalışmalarda kaza sayılarının oluş nedenlerinin önem sırasına göre 1’den 5’e kadar sıralanması ... 47 

Şekil 6.4. Yüksekten düşme ile ilgili alınacak önlemlerde uyulan yönetmelik/ tüzük türü ... 50 

Şekil 6.5. İSG Kurallarını ihlal eden çalışanlara uygulanan yaptırımlar ... 53 

Şekil 6.6. Yüksekten Düşme Konusunda çalışanlara verilen eğitimlerin kapsamları ... 54 

Şekil 6.7. Yüksekten düşme konusunda çalışanlara verilen eğitimler ... 55 

Şekil 6.8. Yüksekten düşme konusunda çalışanlara verilen eğitim sıklığı ... 56 

Şekil 6.9. İskele ve kalıpların kontrol ve bakım periyotları ... 57 

Şekil 6.10. Çalışanlara verilen emniyet kemer tipleri ... 58 

Şekil 6.11. Gerçekleşen kazalarda yüksekten düşmelerin gerçekleştiği yerler ... 59 

Şekil 6.12. Gerçekleşen kazaların kişisel sonuçları ... 60 

Şekil 6.13. Kazaya maruz kalanların yaptığı iş ... 61 

Şekil 6.14. Gerçekleşen kazalara maruz kalanların görevleri ... 62 

Şekil 6.15. Gerçekleşen kazaların nedenleri ... 64 

Şekil 6.16. Gerçekleşen kazaların idari sonuçları ve çözüm şekilleri ... 65 

Şekil 6.17. Gerçekleşen kazaların işverenlere yaklaşık maliyet miktarları ... 66

(11)
(12)

AB : Avrupa Birliği

CE : Conformité Européene (Avrupa'ya Uygunluk) ÇSGB : Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı GSYİH : Gayri Safi Yurt İçi Hâsıla

ILO : International Labour Office (Uluslararası Çalışma Örgütü) İSG : İş Sağlığı ve Güvenliği

KKD : Kişisel Koruyucu Donanım

OSHA : Occupational Safety and Health Administration (İş Sağlığı ve Güvenliği İdaresi)

RDP : Rapid demountable platform (Hızlı demonte edilebilen platform) SGK : Sosyal Güvenlik Kurumu

TL : Türk Lirası

TMMOB : Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği vb. : ve benzeri/ benzerleri

WORM : Workgroup Occupational Risk Model (İş Grubu Mesleki Risk Modeli) WHO : World Health Organization (Dünya Sağlık Örgütü)

(13)
(14)

1. GİRİŞ

İnşaat sektörü, ülkemiz ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biridir. İnşaat sektöründeki istihdamın ise toplam istihdam içerisindeki payı, Ocak 2013 döneminde yaklaşık %8,12 olmuştur. Bu sektörde istihdam edilen işçilerin büyük bir kısmı vasıfsız ve eğitimsiz olup, eğitim faktörü her zaman geri planda kalmaktadır.

Sektörün bir tarafını oluşturan işverenler, mühendisler, yüklenicilerin büyük çoğunluğu açısından işçi sağlığı ve iş güvenliği baret ve emniyet kemeri gibi basit kişisel koruyucular olarak algılanmaktadır. İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanında bilimsel olarak yapılan çalışmaların, şantiyelere yansıması aynı ölçüde olamamaktadır.

Şantiye ortamları iş kazaların meydana gelmesi için uygun ortamlardır. Bu kazaların önüne geçmek yalnızca çalışanın emniyetli çalışması ve kendi kendini emniyete alması ile de mümkün olmamaktadır. Çalışanlar şantiyede diğer çalışanların yaptıkları işlerden de etkilenmektedir. Oluşabilecek her türlü iş kazalarının önlenmesi için şantiyelerde bütün çalışanların korunacağı planlı bir iş güvenliği çalışması uygulanmalıdır (Aslan, 2008).

Dünyada her yıl 270 milyon iş kazası meydana gelmekte, bu kazalar sonucu 2 milyon 300 bin insan yaşamını kaybederken 160 milyon insan meslek hastalığına yakalanmaktadır. Türkiye’de ise her gün ortalama 176 iş kazası meydana gelmekte, kazalar nedeniyle 3 kişi hayatını yitirirken, 5 kişi ise sakatlanarak iş göremez hale gelmektedir. Türkiye’de iş kazaları sonucu en fazla insanın hayatını kaybettiği sektörlerin başında inşaat sektörü bulunmaktadır. Ülkemizde yılda 1000’ in üzerinde, AB’de ise her yıl 1300 kişi inşaat kazalarında hayatını kaybederken, kazalar arasında en sık yaşananın ise yüksekten düşme olduğu belirtilmektedir (Toprak Seyahat Yayın ve Yapımları, 2011; Cihan Haber Ajansı, 2010). OSHA (İş Sağlığı ve Güvenliği İdaresi) istatistikleri, 3,4 metre üzerinde çalışırken düşen insanların %85’inin hayatını kaybettiğini göstermektedir. İnşaat sektörü, birbirinden riskli iş kalemlerini barındıran, risklerin projeden projeye farklılık gösterdiği bir sektör olup, işçi sağlığı ve iş güvenliğinin en fazla önemsenmesi gereken sektörlerin başında yer almaktadır.

(15)

İş kazaları sonucunda meydana gelen maddi zararlar; görünen (doğrudan) ve görünmeyen (dolaylı) zararlar olmak üzere iki ana grupta toplanabilir. Burada özellikle görünmeyen zararların hesaplanması çok güçtür. Ancak Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre endüstrileşmiş ülkelerde iş kazaları ve meslek hastalıklarının toplam maliyetinin, bu ülkelerin Gayrı Safi Yurt İçi Hâsılalarının (GSYİH) % 1’i ila %3’ü oranında değiştiği belirtilmektedir. Gelişmekte olan ülkeler için ise bu kayıplarının GSYİH'larının yüzde 4'ü kadar olduğu tahmin edilmektedir (ILO (International Labour Office, http://laborsta.ilo.org). Ülkemizde, Türkiye İstatistik Kurumu Ulusal Hesaplar Daire Başkanlığından alınan 2011 yılı verilerine göre GSYİH 1.294.893 Milyon TL’dır. Bu rakama göre ülkemizde ILO kriterlerine göre iş kazaları ve meslek hastalıklarında katlanılacak maliyet; %4 üzerinden yaklaşık yılda 52 milyar TL olarak tahmin edilebilir. Yani ülkemizde bir yılda meydana gelen iş kazalarının sebep olduğu 1000’in üzerindeki ölüm vakalarının dışında milyarlarca dolarla ifade edilebilen bir maddi boyutu da vardır. Yine SGK 2011 yılı istatistiklerine göre; ülkemizde 69227 iş kazası, 697 meslek hastalığı vakası tespit edilmiştir. Bunların 1700'ü ölümle sonuçlanırken, 2216 kişi sürekli iş göremez hale gelmiştir. 2011 yılında iş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu kaybedilen iş günü sayısı ise 1 milyon 533 bin 749'dur (SGK, “SGK İstatistik Yıllıkları”, SGK Yayını, Ankara, 2011).

Bu rakamlardan da anlaşılacağı üzere; iş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu oluşan maddi ve manevi kayıplar ülke ekonomisi açısından çok önemli boyutlara ulaşmaktadır. Bu sebeple, iş sağlığı ve güvenliği alanında kalıcı ve etkin önlemlerin alınması zorunluluk arz etmektedir.

Çalışan bir insan ortalama 1 ile 3 kişi arasında değişen sayılarda kişilerin hayatsal ihtiyacı olan parayı kazanır. Böyle bir insanın iş gücünü kaybetmesi demek, ekonomik olarak kendisi ile birlikte hayatını sürdüren insanların yaşamlarını devam ettirmesini sıkıntıya sokar. Geçimini temin edemeyecek olanları muhtaç durumda bırakır. Bunu engellemek için hiçbir maliyet unsuru gözetmeksizin her türlü önlem alınmalıdır. Korunmakta olan her insan çok sayıda insanın korunmuş olması anlamına gelmektedir.

(16)

Bir insanın çalışma esnasında geçirdiği kaza için oluşan maliyet, beklenmeyen ve çok yüksek bir zarardır. Böyle bir zarar, manevi sorumluluk yanında maddi yük ve kanuni sorumluluğu da beraberinde getirmektedir. Sonuçta meydana gelecek zararın maddi olarak ölçülmesi halinde bir veya daha fazla işçi için ödenecek ücretten çok fazla olacağı aşikârdır. Hiçbir yatırımcı böyle bir zararı istemez. Bu nedenle yatırımcılar önceden çok az miktarlarda harcama yaparak, böyle bir maddi zararın hiç olmamasını sağlayabilirler (Aydın, 2005).

İnşaat sektöründe yaşanan her üç iş kazasından biri düşmeler ve yüksekten düşen cisimler sonucu oluşmaktadır. Bunların bir kısmı da amaca uygun bir şekilde yapılmayan iskelelerden kaynaklanmaktadır. İnşaat işlerinde işin niteliğine bağlı olarak, çeşitli nitelikte ve çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan iskelelerde, iskele türüne karar vermeden önce bunlardan hangisinin daha güvenli, ekonomik ve kullanışlı olacağı konusunda ayrıntılı bir ön çalışma yapılmalıdır. Buna ilave olarak, amaca uygun belirlenen iskelelerin kurulması ve kullanımı sırasında dikkat edilecek hususların bilinmesi ve alınacak önlemlerin belirlenmesi gerekmektedir. Ülkemizde, özellikle iskele ekibinin bu konularda bilgilendirilmeleri için gerek uzmanların, gerekse uygulamada görev alan tecrübeli personelin görüşlerini ve birikimini inceleyen araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır (Gerek ve ark, 2011). Ayrıca dizayn ve planlama safhalarında yüksekte yapılacak çalışmaların azaltılması; boşluk ve kenarlarda uygun şekilde korkuluk kullanılması, işin uzun süreli sürdürüleceği durumlarda düşme önleyici korkulukların kalıcılığının sağlanması, seyyar merdiven kullanımı yerine yükselir çalışma platformları, insan kaldırma sepetleri, mobil iskele gibi ekipmanların kullanılması, saha düzeninin sağlanması gibi tasarımlar ve güvenlik ağları ile kişisel koruyucu donanım kullanımları tercih edilmelidir. İş sağlığı ve güvenliği konularında detaylı eğitim vermek, uyarı levhaları, askıda kalabilecek çalışanlar için acil durum kurtarma sistemi oluşturulması da önleme ve düşme etkilerinin azaltılamadığı hallerde uygulanacak faaliyetler arasındadır.

Bu çalışmada Adana, Hatay ve Osmaniye illerinde faaliyet gösteren inşaat şantiyelerinde yüksekte çalışmalarda sağlık ve güvenlik önlemlerine ne düzeyde uyulduğu, bu konudaki noksanlıklar ve bunların nedenleri ile ilgili bilgi toplanmış

(17)

olup; elde edilen veriler bağlamında sektör paydaşlarının bilinçlendirilmesi yönünde öneriler geliştirilmiştir.

(18)

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR

İşçi sağlığı ve iş güvenliği; son yıllarda ülkemizde kanun, tüzük ve yönetmelikler içerisinde kendisine daha fazla yer bulmasına paralel olarak çalışma sahalarında yapılan uygulamalarla da sürekli gelişmekte olan bir konudur. Genel anlamda bu konuda yurtiçi ve yurtdışında pek çok kaynak ve çalışma bulunmasına rağmen konunun alt dallarından biri olan yüksekte çalışma ve buna bağlı iş kazalarına araştırmacılar tarafından pek değinilmemiştir. Aşağıda, ağırlıklı olarak yabancı kaynaklar olmak üzere, bu çalışmalardan inşaat sektörü ile alakalı olanların bazıları özetlenmiştir.

JANICAK’ın, Journal of Safety Research (1998)’de yayınlanmış olan “Fall- Related Deaths in the Construction Industry” (İnşaat Sektöründe Düşme Nedenli Ölümler) makalesinde; ölümle sonuçlanan iş ile ilgili düşmelerin potansiyel nedenlerinin belirlenmesi için OSHA (Occupational Safety and Health Administration) ölüm muayene kayıtları incelenmiş ve istatiksel metotlarla kategorilendirilmişlerdir.

AKSÖYEK, (2002), “Türk İnşaat Sektöründe İş Kazalarının ve İş Güvenliği Sorununun İncelenmesi” konulu yüksek lisans tezinde, Ülkemizde görülen iş kazaları ve oluş nedenlerini incelenmiş, inşaat sektöründe iş güvenliği konusunda kazaları önleyici öneriler sunulmuştur.

KINES’ın, Journal of Safety Research (2003)’de yayınlanmış olan “Case studies of occupational falls from heights: Cognition and behavior in context” (İşle ilgili yüksekten düşmelerin vaka analizi: Bu durumdaki idrak ve davranış) makalesinde; işçilerin yüksekten düşmelerine yol açan idraksal, davranışsal ve motivasyon süreçleri incelenmiştir.

KARACA, (2004), “Yapı İşlerinde İş Güvenliği Açısından Risk Değerlendirmesi ve Alınacak Önlemler” konulu yüksek lisans tezinde, firmaların iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili mevzuatta belirtilen hususlara ne kadar uydukları ve mevzuattaki eksik imalat ve uygulamaların neler olduklarını araştırmış ve ilgili mevzuatlarda bahsedilmeyen iş güvenliği önlemleri değerlendirilmiştir.

(19)

AYDIN, (2005), “Yüksekten Düşmeye Karşı Önlemler Düşme Önleme Ve Durdurma Sistemleri” başlıklı kitabında, yüksekten düşme ile ilgili genel tanımları yapmış, çalışanların kullanması gereken güvenlik ekipmanlarını tanıtmış, başlıca iş kolları ile ilgili iş kazalarının önüne geçebilmek adına alınabilecek önlemleri aktarmıştır. Ayrıca iş güvenliği ile ilgili ülkemizde uygulanan mevzuat hakkında bilgilendirme yapılmıştır.

ANEZİRİS ve ark., Elsevier B.V. (2008)’de yayınlanmış olan “Quantified risk assessment for fall from height” (Yüksekten düşme ile ilgili sayısal risk değerlendirmesi) makalesinde; yüksekten düşmeye bağlı mesleki riskleri hesaplamak için geliştirilen mantıksal modeller; (Workgroup Occupational Risk Model) Çalışma Grubu Mesleki Risk Modeli (WORM) projesi adı altında sunulmuş olup yüksekten düşmeye bağlı mesleki riskleri hesaplama amacı ile toplam altmış dört mantıksal modelleme bu proje kapsamında geliştirilmiştir.

ADAM ve ark., Journal of Safety Research (2009)’da yayınlanmış olan

“Falls from height during the floor slab formwork of buildings: Current situation in Spain” (Binaların döşeme tabanı kalıp aşamasında yüksekten düşmeler: İspanyadaki mevcut durum) makalesinde; bina inşaatında yüksekten düşmeler ile ilgili en büyük risk olan döşeme tabanı kalıp aşaması sırasında oluşabilecek risklere; en sık kullanılan düşme engelleyici sistemlerle çözüm bulmaya çalışmışlardır.

DONG ve ark., Accident Analysis and Prevention (2009)’da yayınlanmış olan “Fatal falls among Hispanic construction workers” (Latin kökenli inşaat işçilerinde ölüme yol açan düşmeler) makalesinde; mesleki ölümcül yaralanmalar sayımı ve güncel nüfus sayımı verileri kullanılarak Latin kökenli işçilerin yüksekten düşmeye bağlı yaralanmalarının sonucundaki ölümleri değerlendirilmiştir. Ayrıca Latin kökenli işçiler arasındaki düşmeden kaynaklı ölümlerin sayıları ve ayırt edici özellikleri incelenmiş ve Latin olmayan beyaz kökenli işçilerle karşılaştırılması yapılmıştır.

CHEUNGA, ve CHAN’in, Accident Analysis and Prevention (2011)’de yayınlanmış olan “Rapid demountable platform (RDP)— A device for preventing fall from height accidents” (Hızlı demonte edilebilen platform (RDP) - Yüksekten düşmeye bağlı kazaları önleyen bir cihaz) makalesinde; inşaat sektöründe yüksekten

(20)

düşmeleri ve buna bağlı kazaları engellemeye çalışan araştırmacılar iskele sistemlerini iyileştirmeye odaklanmışken, bu çalışmayla yüksekten düşmeye bağlı kazaları en aza indirebilecek yeni geliştirilmiş bir cihaz olan “Hızlı demonte edilebilen platform” (RDP)’yi tanıtmışlardır.

ARDIÇ, B.’nin, 3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu (2011)’de yayınlanmış olan “İnşaat Sektöründe Yüksekte Çalışma” makalesinde; Yapı İşlerinde yüksekte çalışma sırasında oluşabilecek riskler ve tasarım aşamasından, planlama ve uygulama safhalarına kadar alınabilecek kontrol metotları ile mevzuatta bu konuda var olan eksiklikler irdelenmiştir. Ayrıca Yüksekte Çalışma konusunu yasalar ile çözümleyen ülkelerdeki durum değerlendirilerek ülkemizde yapılması gereken düzenlemeler tespit edilmeye çalışılmıştır.

ERDİŞ ve ark., 3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu (2011)’de yayınlanan “Yapım İşlerinde İskele Kurulumu ve İş Güvenliği İlişkisi” makalesinde;

Hatay bölgesinde, genelde konut şantiyelerinde, iskelelerin kurulumundan sorumlu teknik personeller ile “Yapım İşlerinde İskelelerin Kurulumu ve İş Güvenliği İlişkisi” isimli bir anket çalışması yapılmıştır. Anket kapsamında iskelelerin istenen nitelikte kurulması için, kurulumu esnasında dikkat edilecek hususlar, iskele üzerinde ve çevresinde iş güvenliği konusunda alınan önlemler belirlenmiştir.

(21)
(22)

3. MATERYAL VE METOD

Çalışmada öncelikle; İş Sağlığı Güvenliği (İSG) kavramları, teknik ve hukuksal açıdan iş kazası kavramları açıklanmış ve ardından Yüksekten Düşme kavramlarının tanımları, Yüksekten Düşmelerin Olası Etkenleri, Yüksekten Düşmenin Nedenleri ve Düşmenin Önlenmesi İçin Alınması Gereken Önlemler, Tasarım ve Planlama Aşamalarında Yüksekte Çalışma İşleri ve İş Güvenliği konularında ayrıntılı literatür taraması yapılmıştır.

Ardından; Adana, Hatay ve Osmaniye illerinde inşaat sektöründe yüksekten düşmeye bağlı iş kazaları hakkında bilgi, farkındalık ve önleme çalışmalarının uygulanabilirlik düzeyini belirlemek amacıyla, bir anket hazırlanmıştır.

Anketteki sorular, literatür taramasıyla edinilen bilgiler ışığında, sektördeki firmalar ve kuruluşların yüksekten düşme konusunda aldıkları önlemlerin, alınan eğitimlerin ve çalışmaların ne düzeyde olduğunu tespit etmek amacıyla hazırlanmış 23 adet sorudan oluşmaktadır. Bu soruların ilk 14 tanesi, anketi cevaplayan kurumun veya şirketin yüksekten düşme ile ilgili sahip olduğu genel bilgileri sorgulama amacı içermektedir. Diğerleri ise, son 10 yıl içinde tecrübe edindikleri yüksekten düşme sonucu oluşan bir kaza var ise, bu kaza ile ilgili iyileştirme yapılabilmesini sağlayabilecek detay bilgilerin öğrenilmesi ve literatüre eklenmesi amacıyla anketimizde yer almaktadır.

Üyelerinin ve çalışanlarının anketin hedef kitlesini temsil ediyor veya hedef kitleye ulaşabilir seviyede olması dolayısıyla anketimiz ön yazısıyla birlikte; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) İş Teftiş Kurulu Adana Grup Başkanlığı’na;

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şubesi’ne, TMMOB Mimarlar Odası Adana Şubesi’ne, Adana Yapı Müteahhitleri Derneği ve Adana Müteahhitler Birliği’ne yazılı ve internet ortamında gönderilmiş olup, ilgili taraflarla yapılan çeşitli görüşmelerde de anketle ilgili gerekli açıklamalar ve bilgilendirmeler yapılmıştır. Yapılan görüşmelerde, anketi cevaplayacak olan ilgilinin alt ya da üst yönetim kademesinden biri olması gerektiği özellikle belirtilerek, cevapların doğruluk payı arttırılmıştır.

(23)

Toplamda 156 katılımcı tarafından geri dönüş yapılan anketlere verilen yazılı cevaplar; www.surveymonkey.com sitesi ara yüzünde yer alan özellik sayesinde, elle girilmek suretiyle elektronik ortamdaki cevaplarla birleştirilmiş ve tüm cevapların aynı veri tabanında toplanması sağlanmıştır. Bu veri tabanındaki anket sorularına verilmiş olan cevapların, istatistiksel değerlendirmelerinin ve grafiksel gösterimlerinin sonuç çıktıları alınmıştır.

Elde edilen veriler analiz edilmiş olup bölgemizin özgün koşulları da dikkate alınarak, yüksekten düşmeye bağlı iş kazalarının azaltılması hususunda alınacak önlemler belirlenmiş ve bunların hayata geçirilmesi için yapılacak çalışmalar konusunda öneriler sunulmuştur.

(24)

4. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ İLE İLGİLİ KAVRAMLAR

4.1. İş Sağlığı ve Güvenliği Kavramları

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ile Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) İş Sağlığı ve Güvenliğini, “Tüm mesleklerde işçilerin bedensel, ruhsal, sosyal iyilik durumlarını en üst düzeye ulaştırmak, bu düzeyde sürdürmek, işçilerin çalışma koşulları yüzünden sağlıklarının bozulmasını önlemek, işçileri çalıştırılmaları sırasında sağlığa aykırı etmenlerden oluşan tehlikelerden korumak, işçileri fizyolojik ve psikolojik durumlarına en uygun mesleksel ortamlara yerleştirmek ve bu durumları sürdürmek, özet olarak işin insana ve her insanın kendi işine uyumunu sağlamak” olarak tanımlamıştır.

Demircioğlu ve Centel (2012), iş sağlığı ve güvenliği kavramını, çalışan bir kişinin çalışma koşulları ile kullanılan araç ve gereçlerden doğabilecek tehlikelerden arınmış veya bu tehlikelerin asgari düzeye indirildiği bir iş çevresinde huzurlu biçimde yaşayabilmesi olarak tanımlanmıştır.

Diğer yandan iş güvenliği kavramı ve iş sağlığı kavramlarını birbirinden ayırabilmek oldukça zordur. Bu kavramlar bazen birbirlerinin yerine kullanılabilmektedirler. Ancak iş güvenliği kavramı duruma teknik açıdan yaklaşım ifade eden bir kavramdır (Arıcı, 1999).

İSG genel anlamda, iş yerindeki çalışanların veya diğer işçilerin (geçici işçiler ve yüklenici personeli dâhil), ziyaretçilerin ve çalışma alanındaki diğer insanların sağlık ve güvenliğini etkileyen veya etkilemesi mümkün olan şartlar ve faktörler olarak tanımlanmaktadır (TS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemleri, Türk Standartları Enstitüsü, 2008).

İş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması çalışanlar açısından temel bir gereksinimdir. Bu gereksinim çalışanların iş kazası ve meslek hastalıkları riski karşısında korunmasını gerektirmektedir. Bu anlamda iş sağlığı ve güvenliği kavramı işyerinde işten, iş ortamından, çalışma çevresinden ve çalışmaktan doğan bütün risklere karşı çalışanların korunması amacıyla alınması gereken önlemleri

(25)

İş sağlığı ve güvenliği kavramı, dar anlamda çalışanların sadece işyerinde çalışırken karşılaşabileceği tehlikelere karşı korunmasını ifade etmektedir. Bununla birlikte kavram; sosyal devlet anlayışının gelişimine bağlı olarak salt işçinin işyerinde ve iş dolayısıyla karşılaşabileceği tehlikelere değil, aynı zamanda işyeri müştemilatı ve dışındaki risklere karşı da sağlık ve güvenlik önlemlerinin alınmasını içerecek biçimde kapsam yönünden genişlemiştir (Karakaş, 2007). Bu anlamda, iş sağlığı ve güvenliği hakkı, herkese tanınmış bulunan yaşama, beden bütünlüğü ve sağlık hakkının işyerindeki yansıması olarak da kabul edilmektedir. (Arpaçay, 2005).

TS 18001:2008 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemlerinde İSG tanımı olarak; “İş yerindeki çalışanların veya diğer işçilerin (geçici işçiler ve yüklenici personeli dâhil), ziyaretçilerin ve çalışma alanındaki diğer insanların sağlık ve güvenliğini etkileyen veya etkilemesi mümkün olan şartlar ve faktörlerdir” ibaresi yer almaktadır.

Sonuç olarak iş sağlığı ve güvenliği; işin yapılması sırasında işyerindeki fiziki çevre şartları sebebiyle işçilerin maruz kaldıkları sağlık sorunları ve mesleki risklerin ortadan kaldırılması veya azaltılması ile ilgilenen bilim dalıdır. Bir kuruluşun gerçekleştirdiği faaliyetlerden etkilenen tüm insanların (çalışanların, geçici işçilerin, alt yüklenici çalışanlarının, ziyaretçilerin, müşterilerin ve işyerindeki herhangi bir kişinin) sağlığına ve güvenliğine etki eden faktörleri ve koşulları inceleyen bilim dalı olarak tanımlanmaktadır (Demircioğlu ve Centel, 2012).

4.1.1. Kaza Kavramı ve İş Kazası

Genel olarak “kaza”, belli bir zarara ve arızalanmaya sebep olan beklenmeyen, umulmayan ve planlanmamış bir olaydır. Kaza, insan yaşamının herhangi bir döneminde, evde, seyahatte, eğlence sırasında ve iş başında meydana gelebilir (Güzel ve ark., 2003).

Ayrıca kasıt söz konusu olmaksızın meydana gelen, beklemedik ve sonucu arzu edilmeyen bir olayı da belirtebilmektedir. Kaza kavramının bu genel tanımları üzerinde yaygın bir fikir birliği bulunmasına karşın “iş kazası” kavramının tanımında farklı yaklaşımların bulunduğu kavram üzerindeki tartışmalardan ve uzmanlar

(26)

arasındaki görüş ayrılıklarından anlaşılmaktadır. Çalışma hayatında iş kazalarının işçi, işveren, sigorta kurumları ve diğer bazı kuruluşları ilgilendiren hukuksal sorunlara neden olması ve bu arada, işçinin korunması ana kuralı, iş kazası anlamının genişlemesine neden olmuş ve tanımını güçleştirmiştir (Müngen, 2004).

İş kazasının birçok tanımı bulunmaktadır. Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO) iş kazasını “önceden planlanmamış, çoğu zaman yaralanmalara, makine ve teçhizatın zarara uğramasına veya üretimin bir süre durmasına yol açan olay” olarak tanımlamaktadır. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ise iş kazasını "belirli bir zarar veya yaralanmaya yol açan, önceden planlanmamış beklenmedik bir olay" şeklinde tanımlamıştır (Özkılıç, 2005).

6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanununda ise iş kazası tanımı; “işyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen özre uğratan olay” şeklinde yapılmıştır.

Hangi olayların iş kazası olduğu, hangilerinin olmadığı hususunda yapılan tartışmalar değerlendirilince, bu kavramın iki ayrı yaklaşımla incelenmesinin uygun olacağı görüşü ağırlık kazanmaktadır:

 Teknik açıdan iş kazası kavramı

 Hukuksal açıdan iş kazası kavramı

4.1.2. Teknik Açıdan İş Kazası Kavramı

Teknik açıdan iş kazası; kişilere zarar veren olayların yanı sıra işyerindeki makinelere, tesisat ve tertibata zarar veren olayları, hatta işyerinde canlı veya cansız, hiçbir şeye zarar vermeyen fakat işin tamamlanmasına engel olan veya aksatan olaylar olarak da nitelendirilebilmektedir. Cansızlara zarar veren veya bir faaliyetin durmasına veya kesintiye uğramasına neden olan olaylar ise arıza kapsamına girmektedir. Kazanın oluşumuna göre, çeşitli kaza oluşum teorileri geliştirilmiştir.

Bunlardan ilk olarak; beş temel faktörden oluşan bir kaza zincirine sahip olan ve Herbert William Heinrich tarafından ortaya atılan “dik duran domino taşları” teorisi

(27)

incelenebilir (Müngen, 2005). Bu modele göre Kaza zinciri faktörleri şöyle sıralanmaktadır:

1) Doğa koşulları (doğal yapı ) 2) Kişisel eksiklikler

3) Güvensiz durum ve davranışlar 4) Kaza

5) Zarar (ölüm, yaralanma)

Bu teoride olaylar beş domino taşının arka arkaya sıralanarak, birbirini düşürmesine benzetilerek açıklanmıştır. Her kaza beş tane temel nedenin arka arkaya dizilmesi sonucu meydana gelir, buna “Kaza Zinciri” de denir.(Şekil 4.1-4.2) Şartlardan biri gerçekleşmedikçe bir sonraki gerçekleşmez ve dizi tamamlanmadıkça kaza meydana gelmez.

Şekil 4.1. Domino Etkisi (Özkılıç, 2005)

Kazaların oluşumunu; “İnsan kaynaklarındaki bazı olumsuz unsurların, güvensiz durum ve hareketlerle birlikte meydana geldiğinde, yaralanma ve kayba sebep olduğu” şeklinde açıklayan Domino teorisine, İş Güvenliği’nin verdiği cevap;

kazanın, yine bu olumsuzluk ve eksiklikleri bünyesinde taşıyan İNSAN tarafından önlenebileceği şeklindedir (Özkılıç, 2005).

(28)

Şekil 4.2. Kazaları Oluşturan Öğelerin (Dominoların) Açılımı (Özkılıç, 2005)

“Doğa koşulları” diye adlandırılan birinci faktör önlenemeyen bir faktördür.

İnsan-malzeme düşmelerinin ve zemin kaymalarının doğadaki yer çekimi nedeniyle oluştuğu, elektrik enerjisinin öldürücü etkisinin bulunduğu, küçük bir kıvılcımın patlamaya veya yangına neden olabileceği ve buna benzer örnekler, doğanın yapısında var olan ve önlenmesi mümkün olmayan bazı özelliklerdir. Bu nedenle kaza zincirinin ilk halkasını oluşturmaktadırlar. İnsanoğlunun hatasız ve eksiksiz olmamasından dolayı, kaza zincirinin ikinci halkasında “kişisel eksiklikler” yer almaktadır. Bu faktörle insan yapısındaki yetersizlikler belirtilmektedir. Fiziksel ve ruhsal açıdan insanın sahip olduğu yetenekler kısıtlı olmakla beraber kazalardan korunmak için yeterli değildir. Ayrıca bazı kişisel özürler nedeniyle de kaza riski artmaktadır. Kaza zincirinde yer alan en önemli faktör “güvensiz durum ve davranışlar”dır. Bu faktörün ortadan kaldırılmasıyla, ondan önceki faktörlerin kazaya sebebiyet verme ihtimali kalmamaktadır.”Güvensiz durum” kavramı genel olarak kazalara yol açan fiziksel eksiklikleri, hatalı ve tehlikeli durumları içermektedir.

“Güvensiz davranış” kavramı ise, çalışma sırasında kazaya sebebiyet verebilecek dikkatsiz ve tedbirsiz davranışları, hatalı ve bilgisizce yapılan hareketleri içermektedir (Müngen, 2005).

İş kazası kavramını teknik açıdan inceleyen araştırmacılardan bazıları kavramı geniş anlamda değerlendirmişlerdir. Bu gruptaki araştırmacıların kavramla ilgili tanımlarından bazıları aşağıda sunulmuştur:

(29)

İş kazası (ya da genellikle kaza) , önceden planlanmamış ve kontrol altına alınamamış, çevresinde sakıncalar oluşturabilecek olaylardır. İş güvenliği tekniği açısından olayın, çevredeki canlı veya cansızlara zarar getirmesi olasılığı söz konusudur (Müngen, 2004).

İş kazası, olaylar zincirinde beklenmedik ve hatalı bir davranış ya da teknik bir arıza nedeniyle ortaya çıkan, sonucunda her zaman bir sakatlanma, ölüm ya da tahrip görülmese bile belirli bir faaliyetin tamamlanmasını engelleyen bir olaydır (Akkök, 1999).

İş kazası, beklenmeyen bir çabuklukla bir zararı doğuran bütün sebepler kompleksidir (Atabek, 1978).

İş kazası, kişilere ve/veya eşyaya zarar verdiği için işletmedeki faaliyetin durmasına veya kesintiye uğramasına neden olan, istenmeyen ani bir olaydır (Müngen, 2004).

Sadece kişilere zarar veren olayların iş kazası sayılabileceği görüşünü savunan araştırmacılardan Federal Alman Dr.Skiba, iş kazasını “dıştan ve ani bir etkiyle meydana gelen ve kişilere zarar veren istenmeyen bir olay” olarak tanımlamaktadır.

Teknik yönden iş kazasını inceleyen bazı araştırmalara göre, kişilerin yanı sıra, işyerindeki makine, tesisat ve tertibata zarar veren olaylar iş kazasıdır. Bu araştırmacılara göre iş kazası; Önceden planlanmamış, bilinmeyen ve kontrol altına alınamamış olan, çevresinde sakıncalar yaratabilecek olaylardır. İş güvenliği açısından olayın, çevredeki canlı veya cansızlara zarar getirmesi olasılığı söz konusudur (Akyüz, 1977).

Kazanın oluşumuna göre diğer kaza oluşum teorilerine ise aşağıda yer aldığı şekilde kısaca değinebiliriz:

Tek Faktör Teorisi: Bu teori, bir kazanın tek bir nedenin sonucu olarak ortaya çıktığını ileri süren görüşten doğar. Eğer bu tek neden tanınabilir ve ortadan kaldırılabilir ise kaza tekrar etmeyecektir. Bu teori genellikle temel sağlık ve güvenlik eğitimi almış kişilerce kabul edilmemektedir.

Enerji Teorisi: Bu teoriye göre (William Haddon tarafından ortaya atılmıştır) kazalar daha çok Muhtemelen enerji transferinde yada enerji transferi

(30)

esnasında meydana gelir. Bu enerji boşalmasının oranı önemlidir çünkü enerji boşalması ne kadar büyükse, hasar potansiyeli de o kadar büyüktür. Tehlikelerin tanınmasında bu kavram çok sınırlandırılmış ve bu haliyle tek etken teorisine benzemektedir. Tek faktör teorisinden farklı olarak enerji boşalması önemlidir.

İnsan Faktörleri Kuramı: Bu teori kazaları, eninde sonunda insan hatasından kaynaklanan olaylar zincirine bağlar. Teori, insan hatasına yol açan üç önemli faktörü içerir: Aşırı yük, uygun olmayan tepki ve yerinde olmayan faaliyetler.

Bu teorilerde kaza sebepleri teorileri üç geniş kategori altında sınıflandırılmıştır:

Kaza-yatkınlık teorileri, işçi kabiliyetlerine karşılık iş talebi teorileri ve psikososyal teoriler.

Kazaların insan hatalarından kaynaklanması birçok faktöre dayanır.

Kuşkusuz, kaza yapan işçinin eğitimsizliği, işe uygun olmayışı, uyumsuzluğu, eğitim ve bilgi eksikliği, tecrübesizliği, yorgunluğu, heyecanlı veya üzüntülü oluşu, dalgınlığı, dikkatsizliği, ilgisizliği, düzensizliği, meleke noksanlığı ve hastalıkları vb.

nedenler; ya da işçinin her şeye karşın kurallara uymamış olması da insan faktörüne bağlı temel sebepler arasındadır.

Kaza/Olay Kuramı: Bu teori insan faktörleri teorisinin genişletilmiş bir halidir. Ek olarak; ergonomik yetersizlikleri, hata yapma kararı ve sistem hataları gibi yeni elemanları ortaya çıkarır.

Sistem Kuramı: Teori bir kazanın oluşabileceği herhangi bir durumu, üç parçadan oluşan bir sistem olarak görür: İnsan, makine ve çevre.

Kombinasyon Kuramı: Bir tek teorinin tek başına bütün hadiseleri açıklayamayacağını savunur. Teoriye göre kazaların gerçek sebebi iki veya daha fazla modelin kombinasyonu ile elde edilebilir.

Epidemiyoloji Kuramı: Teori, çevre faktörleri ve hastalık arasındaki ilişkiyi belirleme ve çalışma için kullanılan modellerin, çevre faktörleri ile kazalar arasındaki sebepsel ilişkinin açıklanmasında da kullanılabileceğini savunur.

Çok Etken Teorisi: Kaza birçok etken ile birlikte değerlendirilerek analiz edilir. Bu teori ve analiz yöntemleri birçok deneyimli sağlık ve güvenlik uzmanları tarafından da kabul edilip uygulanmaktadır. Kazalar çok etkenlidir, standart altı

(31)

uygulamalar, standart altı şartların oluşması sonucu bir hatalar zinciri sonucu meydana gelir.

4.1.3. Hukuksal Açıdan İş Kazası Kavramı

Olaya hukuksal bakış daha farklı olmaktadır. Kaza terimi, kasıt söz konusu olmaksızın, beklenmedik veya sonucu arzu edilmeyen bir olayı ifade eder. Belli bir zarara veya yaralanmaya neden olan umulmadık her olay, genel anlamda bir kaza olmakla beraber her zaman “iş kazası” şeklinde nitelenemez (Güven, 1970; Yüksel ve Çalış, 2006).

Güven (1970), iş kazasının unsurlarını şöyle sıralamaktadır;

 Kaza ile iş arasında bir illiyet bağı (neden-sonuç ilişkisi) bulunmalı,

 İş kazası kabul edilecek bir olay, dıştan gelen bir nedene dayanmalı, sigortalı, iş ve işin gereği dolayısıyla kendi fiili dışındaki bir olay veya fiilin etkisiyle zarara uğramalı, işi ile bağıntısı bulunmayan bir fiil ile bu kazanın doğmasına kusuru ile katılmamalı,

 Kaza, ani olarak ortaya çıkmalı

 Sigortalı hemen veya sonradan bedenen veya ruhen bir arızaya uğramış olmalıdır (Yüksel ve Çalış, 2007).

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 13.

maddesinde iş kazası şu şekilde tanımlanmıştır:

İş kazası aşağıdaki hal ve durumlardan birinde meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olaydır;

a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,

b) (Değişik: 17.4.2008-5754/8 md.) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,

(32)

c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,

d) (Değişik: 17.4.2008-5754/8 md.) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,

e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında,

Kanuna göre hem bedeni hem de ruhi zarar görmesi ve bu zararın sonradan da ortaya çıkması iş kazasının kapsamında bulunmaktadır. Ayrıca kanundaki bu açıklama ile iş kazasının sadece canlıya verdiği zarar kapsam içerisine alınmış, tesislere makinelere veya hammaddeye verilen zararlar iş kazası olarak yorumlanmamıştır. Hukuksal açıdan iş kazasından bahsedebilmek için aşağıda yer alan altı maddenin bir arada bulunması gerekmektedir (Müngen, 2005):

i. Bedende veya ruhsal yapıda bir arızanın meydana gelmiş olması, ii. Ani bir etkinin bulunması,

iii. Dıştan bir etkinin söz konusu olması, kişinin kendi yapısındaki bir arızadan kaynaklanan zarara uğramamış olması,

iv. Şiddetli bir etkinin söz konusu olması

v. Zarar gören kişinin, iradesi dışında bir etkiyle karşılaşmış olması, kasıtlı olarak uğranılmış bir zarar olmaması,

vi. Dıştan gelen etki ile bedensel veya ruhsal arıza arasında, uygun neden sonuç ilişkisinin bulunmasıdır.

(33)

4.1.4. Borçlar ve İş Hukuku Açısından Durum

4.1.4.1. İş Kazasında Taraflar

Yapı işlerinde taraflar; işin sahibi (üçüncü kişi), işin yapımını üstlenen (yüklenici) ve işi yapan (işçi) olup aralarındaki ilişkiler; işin sahibi ile yüklenici arasında istisna akdi (eser sözleşmesi), yüklenici ile işçi arasında ise hizmet akdi şeklindedir. İş kazasında hizmet akdine ilişkin uyuşmazlık anlaşılmaktadır. İşverenin (yüklenici) işçiyle olan hizmet akdinin dışında üçüncü kişilerle yaptığı diğer eser sözleşmelerinin, bu hizmet akdi kapsamında değerlendirilemeyeceği ve işçiye karşı, kusursuz sorumluluk ilkesi gereğince iş kazalarından dolayı sorumlu olan tarafın yalnız işveren (yüklenici) olarak sınırlı kalacağı anlaşılmaktadır. İşverenle eser sözleşmesi bulunan iş sahibi üçüncü kişilerin sorumluluğu, iş kazası bakımından müteselsil sorumluluk kapsamında değerlendirilmemektedir (Uzer, 2003).

Şekil 4.3. Yapı işlerinde taraflar ve aralarındaki hukuksal ilişkiler (Uzer, 2003)

Yukarıda verilmiş olan bilgilerin aksi olarak istisnai durumlar da yaşanabilir.

İş kazalarında taraflar ile ilgili, Yargıtay’ın varmış olduğu geçmiş içtihatlardan bu istisnai durumu gösteren aşağıdaki “Y.10.HD., T.27.09.1994, E.6665, K.16922 (YKD:21/3, s.415)” sayılı örneği verebiliriz:

“…bir inşaatta sıhhi tesisat işi yapıldığı sırada bina içinde dönmeyen 6.5 m uzunluğundaki borunun binanın ön tarafındaki balkona çıkarılıp mengeneye bağlanacak kısmı çevrilmek istenirken balkonun 1.5~2 m yakınından geçen elektrik teline borunun çok yaklaşması ile cereyan atlaması sonucu zararlandırıcı sigorta olayının vuku bulduğu davalının bina inşaatı işvereni olmayıp sıhhi tesisat işyeri işvereni bulunduğu dosya içeriğindeki delillerden anlaşılmaktadır. Bu durumda, bina inşaatı sahibine de enerji hattının geçtiği kısımda tehlikeyi önleyici tedbiler

(34)

almaması, fenni sorumlu bulundurmaması ve sigortalıyı ikaz etmemesi nedeniyle münasip oranda kusur verilmelidir. Keza inşaata ruhsat verildiğinin saptanması halinde ilgili belediye de 1.5~2 m yakınında enerji hattı geçmesine rağmen inşaata ruhsat vermesi nedeniyle kusurlu bulunmalıdır…”(Yüksel ve Çalış, 2007).

4.1.4.2. Devletin Sorumluluğu

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın bazı maddeleri, devlete işçi sağlığı ve iş güvenliği yönünden sorumluluklar yüklemiştir. Devletin görevi Anayasanın amir hükümleri doğrultusunda gerekli kanun ve ilgili diğer mevzuatı çıkararak bunların uygulanmasını sağlamak, uygulamayı denetlemektir (Umurkan, 2012).

4.1.4.3. İşverenin Sorumluluğu

İş kazasına uğrayan işçinin veya hak sahiplerinin iş kazalarından dolayı açacakları davaların hukukî nedeni, sosyal sigorta kanunları hükümlerince sağlanan hak ve menfaatler dışındaki zararların ödetilmesi ilkesine dayanır (Tunçomağ, 1975).

Bu nedenle işverenin işçiyi gözetme borcuna ilişkin görüşlerin bilinmesi gerekir.

4.1.4.4. Çalışanın Sorumluluğu

İş Kanunu 73.maddesinin 2. fıkrasında “işçilerde işçi sağlığı ve iş güvenliği hakkındaki usul ve şartlara uymakla yükümlüdür” ifadesi yer almaktadır. İş kazası sonucu işçinin %100 bağışlanamaz kusurlu olması halinde zararın %50 si kazazede işçiye rücu edilebilir (Umurkan, 2012).

Sonuç olarak; şantiyelerde iş güvenliği sorununun çözümü mühendisleri, özellikle inşaat mühendislerini ilgilendirmektedir. Mühendisin üretim ve iş güvenliği ile ilgili sorumluluklarının hukuksal temelini oluşturan eser ve hizmet sözleşmesi ile ilgili bilgi edinmesi gerekir. Sistem, yasama ve yürütme erkinin koyduğu yasa, tüzük, yönetmelik ve genelgeler dışında, bu kuralların uygulamasını sağlayan, bir anlamda

(35)

Yasama ve yürütme tarafından konulan kurallar tekniğin gelişmesine paralel olarak gelişememekte, bu geçiş, bir ölçüde, yargı tarafından yapılabilmektedir (Çalış ve Yüksel, 2007).

(36)

5. YÜKSEKTE ÇALIŞMA VE YÜKSEKTEN DÜŞME

5.1. Yüksekte Çalışma Nedir?

Yükseklik kavramı göreceli olup kişiden kişiye göre değişir. Genel olarak yükseklik; adım atarak çıkamayacağımız yerler olarak tanımlanabilir. İnsandan insana farklılık gösteren bu kavramı tanımlarken temel ölçü yine insan bedenidir.

İnsanların boyları birbirinden farklı olsa da bir insanın denge noktası ikinci bel omurudur. Yani ikinci bel omurunu geçen yerler yüksek olarak kabul edilir.

Yüksekte çalışmanın kuralları ve korunma yöntemleri standartlarla belirlenmiştir. Çalışma hayatında ülkeden ülkeye farklılık gösteren yükseklik kavramı Avrupa’da 1,8 metre, Amerika’da 1,2 metre olarak belirlenmiştir (Aydın, 2005). İngiltere’de 2005 yılında yürürlüğe giren ‘Yüksekte Çalışma Yönetmeliği’ bu mesafeyi önceleri 2 metre olarak tespit etmiş iken, daha sonra yapılan revizyonla yükseklik tanımını ‘Düşme sonucu insanın yaralanmasına neden olabilecek mesafe’

olarak yapmıştır.

Türk mevzuatında ise yükseklik kavramı ile ilgili mesafe verileri; İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’nde 4 metre üzerindeki mesafelerde gerekli güvenlik tedbirlerinin alınması (Madde 521) şeklinde yer bulmuş iken, Yapı İşlerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü Madde 13’te 3 metre ve üzerindeki yüksekliklerde güvenlik kemeri kullanımı zorunlu tutulmuştur (Ardıç, 2011).

Bu yükseklikler ve daha üzerinde çalışan personellerin mutlaka “Kişisel Koruyucu Donanımlar” ile korunması gerekir. OSHA (Occupational Safety and Health Administration) istatistikleri 3,4 metre üzerinde çalışırken düşen insanların

%85’inin hayatını kaybettiğini göstermektedir (Aydın, 2005).

5.2. Yapı İş Kolunda Yüksekte Çalışma ve Yüksekten Düşmeler

Yapı iş kolunda hemen hemen her iş kaleminde yüksekte çalışma mevcuttur.

Yüksekte çalışmalarda en sık yaşanan kaza tiplerini; merdiven ve çalışma

(37)

ya da döşeme üzerindeki muhtelif şaftlardan düşmeler, döşeme açıklıklarından düşmeler, vinçlerden düşmeler, malzeme düşmeleri olarak örneklemek mümkündür.

Bu bağlamda çalışanları ve ailelerini korumak için gerekli planlama, doğru koruma ekipman ve önlemlerinin sağlanması işin gereği olarak algılanmalıdır. 2 metre yüksekliği baz alınacak olur ve 2 metrenin altında gerçekleşen düşmeler “düşük seviyeden düşmeler”, 2 metre üzerinde gerçekleşen düşmeler ise ‘yüksek seviyeden düşmeler’ olarak tanımlanacak olur ise, inşaat iş kolunda düşük seviyede gerçekleştirilen çalışmaların yüksek seviyede gerçekleştirilenlere oranla daha çeşitli aktivite ve daha uzun süreli olarak karşımıza çıktığı görülmektedir. Çatılardan düşmeler “yüksek seviyeden düşmeler”, araç / iş makinelerinden düşmeler “düşük seviyeden düşmeler”, merdiven ve iskeleden düşmeler ise her iki düşme tipine de girebilen örnekler olarak verilebilir. Merdivenden ve iskelelerden düşmeler, en sık rastlanan yüksekten düşme tipidir (Ardıç, 2011). Ayrıca Çizelge 5.1.’de görüldüğü gibi; Çukurova Bölgesindeki inşaat sektöründe en sık rastlanılan iş kazası nedeni

%46 oranı ile “Yüksekten Düşme”dir. Bunu %12 ile Nakliyat ve %10 ile Yükleme – Kaldırma işleri ve Elektrik Kazaları izlemektedir (Öcal ve ark., 2007).

Çizelge 5.1. Nedenlerine göre iş kazası sayılarının dağılımı (Öcal ve ark., 2007).

Kazanın Oluş Nedeni Kaza

(adet)

Oran (%)

Yığışımlı Oran (%)

1 Yüksekten Düşme 48 46 46

2 Nakliyat 12 12 58

3 Yükleme-Kaldırma İşleri 10 9 67

4 Elektrik Kazaları 10 10 77

5 Malzeme vs düşmesi / devrilmesi 7 7 84

6 İskele Kusurları 6 5 89

7 El Aletleri 4 4 93

8 Kayarak Düşme 2 2 95

9 Diğer 5 5 100

TOPLAM 104 100

(38)

İnşaat şantiyelerinde genelde işin niteliğine bağlı olarak, sıvacı iskelesi, sehpa (sıpa) iskele, asma iskele, rampa iskele, çıkma iskele gibi çeşitli nitelikte ve çeşitli malzemeler kullanılarak iskeleler yapılabilmektedir. İskele türüne karar vermeden önce, ilk olarak, bunlardan hangisinin daha güvenli, ekonomik ve kullanışlı (pratik) olacağı konusunda ayrıntılı bir ön çalışma yapılmalıdır. Bu nedenle seçilen iskelenin karmaşıklığına bağlı olarak kurma, kullanma ve sökme planı “Yapı İşlerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü” gereği uzman bir kişi tarafından ve bu tüzük hükümlerine göre yapılmalıdır (Uykun, 2008).

Bu kişi, iskele ekibi ve/veya taşeronuna, iskelenin kurulması, kullanımı ve sökülmesi sırasında karşılaşılabilecekleri iş kazası olasılıklarını ve dikkat edilmesi gereken hususları hatırlatarak, işin hangi aşamalarında ne tür iş güvenliği araçlarını kullanacaklarını açıkça belirtmelidir. Ayrıca bu araçların teslim edildiğine ve bunları kullanacaklarına dair bir belge de düzenleyerek karşılıklı olarak imzalatmalıdır (Öcal, 2010).

Bu aşamada yapılması gereken ilk iş, uygun şartlarda depo edilen iskelenin boyutlarının; zemininin sağlamlığına, kullanım amacına ve projesine uygun olarak oluşturulmasına dikkat edilmelidir. Yine iskele için kullanılan malzemesinin standardizasyonu da (uygun ve boyasız olması vb.) bu aşamada büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle iskele kurulumundan önce muhakkak bu yönde bir teknik rapor düzenlenmelidir.

İskelelerin kurulumu, kullanımı ve sökümü sırasında toplu ve kişisel korunma önlemleri de alınmalıdır. Toplu koruma önlemleri ile ilgili olarak özellikle kurulum esnasında “Yapı İşlerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü” ne göre hareket edilmeli, teknik açıdan ise aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir (Vink ve ark., 1997; De Looze ve ark., 2001; Van der Beek ve ark., 2005; Chang ve ark., 2009).

 İskele dengeli olmalı, yanal deplasman yapıp yapmadığına dikkat edilmeli,

 İskele korkulukları ve süpürgelikleri uygun ve yeterli olmalı,

 Bir ağ sistemi oluşturulmalı,

 İskele gabarisi uygun bir şekilde belirlenmeli,

(39)

 Bağlantı elemanlarının ve çaprazların uygunluğu ve yeterliliği araştırılmalı,

 Boru ve madeni/teleskopik iskelelerin kurulumu söz konusu ise uygun şekilde topraklanmalı,

 İskele merdiveninin eğimine ve boyasına da dikkat edilmeli, üst ve alt ucu sağlamca sabitlenmeli,

 İskelenin iş makinelerinden emniyetli mesafede olup olmadığına bakılmalı

 Arıza/kaza halinde ulaşım imkânı sağlanmalıdır.

Kişisel önlemler olarak da düşmeyi sınırlandıran veya durduran yöntemler tercih edilmelidir (Uykun, 2008; Vink ve ark., 1997; De Looze ve ark., 2001; Van der Beek ve ark., 2005; Chang ve ark., 2009; Öcal, 2010). Bu doğrultuda;

 İskele yetkili personelin yönetim ve gözetiminde kurulmalı,

 Yüksekte çalışma eğitimi almış işçilerle çalışılmalı,

 İskele üzerinde çalışacakların bu iş için sağlık raporu olup olmadığına bakılmalı,

 İskele üzerinde çalışanlara baret, emniyet kemeri, güvenlik halatı ve benzeri kişisel koruyucu donanımlar verilmeli,

 Kurulmakta olan iskele üzerinde çalışma yapılmamalı,

 Kurma, sökme veya değişiklik yapılması sırasında iskelenin kullanıma hazır olmayan kısımları, “Güvenlik ve Sağlık İşaretleri Yönetmeliğine”

uygun şekilde genel uyarı işaretleri ile işaretlenmeli ve tehlikeli bölgeye girişler fiziksel araçlarla önlenmeli,

 Malzeme düşmesini önleyecek tekmelikler yapılmalı,

 İskele taşıma gücü açıkça görülecek bir şekilde etiketlenmeli,

 İskelenin tamiratı ve rutin bakımı yapılmalı,

 Gece çalışması için iskele platformu yeterince aydınlatılmalıdır.

(40)

Son olarak iskelenin kurulması, kullanılması ve sökülmesi aşamalarında çalışma mahalli belirli aralıklarla dolaşılarak, çalışanların çalışma ortamı ve yaptıkları işin gereği olan iş güvenliği araçlarını kullanıp kullanmadıkları denetlenmeli, kuralsız çalışma yapıldığı tespit edilmesi halinde gerekli uyarılar yapılmalı, sorumlulara bilgi verilmeli ve bu işlemler belgelenmelidir (Öcal, 2010).

İnşaat sektöründeki yüksekten düşmelerle ilgili vurgulanmasına devam edilmesi gereken dört ana önleme alanı vardır. Bu alanlar; personel eğitimi, düşme koruma sistemlerinin uygulama eğitimi, kullanılmakta olan düşme koruma sistemlerinin test edilmesi ve denetimi olarak sıralanabilir. Düşme engelleme sistemlerinin çalışmasını sağlamak için, özellikle personel eğitimi çok önemlidir.

Çalışanlar iş yerindeki düşme tehlikeleri konularında eğitilmelidir. Düşme engellemede kullanılan uygun sistemlerin uygulanmasını gerektiren durumlar ele alınmalıdır. Eğitim aynı zamanda düşme engelleme sistemlerinin nasıl kurulacağı, uygulanacağı ve test edileceği gibi bilgileri de içermelidir (Janicak, 1998).

5.3. Yüksekten Düşmelerin Olası Etkenleri

Yüksekten düşmeler genellikle çalışmanın uygunsuz fiziksel koşullarda gerçekleştirilmesi, yetersiz yönetsel sistemler gibi nedenlere dayanmaktadır. Yapılan araştırmalar yüksekten düşme sonucu yaşanan iş kazalarının, yönetsel kontrollerle

%24 oranında azaltılabileceğini ortaya koymuştur.

Genellikle kaza gerçekleşinceye kadar yüksekte çalışmada var olan risk fark edilmemekte, işin güvenli şekilde yürütülebilmesi için planlama gerekli görülmemekte, çalışanlara doğru bilgilendirme ve eğitim sağlanmamakta, çalışmalar denetlenmemekte ve iş için seçilen malzeme / ekipman işin yürütümü için uygun olmamaktadır.

Türk İnşaat sektöründe istihdam bulanların eğitim seviyesi, kültürel yapıları düşünüldüğünde karşımıza çıkan yaklaşım ne yazık ki ‘kaza olacaksa önüne geçilemeyeceği’ gibi kaderci bir yaklaşımdır. Yüksekte gerçekleştirilen çalışmalarda yerinde olmayan koruma tedbirleri ile ilgili hassasiyet çalışanlarımızda henüz

(41)

için koruma tedbirlerine ihtiyaç duymadıklarıdır. Oysaki insan düşmeye başladığında 1 saniye içerisinde 4,91m yol kat etmekte ve bu sırada 35,32 km/saat’lik bir hıza ulaşmaktadır (Ardıç, 2011).

Çizelge 5.2. Yükseklik ve düşme zamanları (Aydın, 2007).

YOL (metre)

ZAMAN (sn)

HIZ (Km/saat)

HIZ (m/sn)

0,05 0,10 3,52 0,98 0,44 0,30 10,58 2,94 1,23 0,50 17,68 4,91 4,91 1,00 35,32 9,81 19,62 2,00 70,63 19,62 44,15 3,00 105,95 29,43 78,48 4,00 141,26 39,24 122,63 5,00 176,58 49,05

Ucuz atlatma, tehlikeli durum gibi geri bildirimler nadiren iletilmekte ve bunların bazıları günlük işin olağan halleri olarak algılanmaktadır (az kalsın düşmekte olan bir çalışan gibi). Tüm bunların dışında iş kazası, ucuz atlatma, tehlikeli durum gibi olayların yapı iş kolunda faaliyet gösteren firmalar tarafından analiz edilip edilmedikleri, bu durumların tekrarı için gerekli araştırma ve çalışmaların yapılıp yapılmadığı da şaibelidir.

İş Güvenliği ekipmanlarının seçimi, özellikle kişisel koruyucu donanım seçimi konusunda sıkıntılar yaşanmaktadır. İş güvenliği ekipmanlarının satın alma departmanı tarafından seçilmesi ve alınması, bu ekipmanlarla ilgili detay bilgiye haiz olmayan taraflarca yapıldığında; tedarikte en önemli kalem maalesef maliyet olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca bu ekipmanlar satın alındıktan sonra bakımları ve malzemelerin durumlarının kontrolü genellikle yapılmamaktadır. Yüklenici-alt yüklenici ilişkisinin kurulduğu yapı işlerinde de ana yüklenicinin tedarik ettiği kişisel ve toplu koruma ekipman(lar)ı ile alt yüklenicilerinkiler arasında ciddi standart ve kalite farkı bulunmaktadır. (Ardıç, 2011).

(42)

Yüksekte çalışmada bulunan mevcut riskler çalışanlar tarafından iş körlüğü gibi nedenlerle hafife alınmaktadır. Çalışanlar yüksekte çalışmada kurallara genellikle uymazlar zira uymadan da işin yapılabileceğini bilirler. Bu risk algılaması ile ilgili bir durumdur. Yoğun iş yükü ile kısa yolu tercih etme eğilimi hâsıl olur.

Ayrıca kışın kötü hava koşullarında, yazın aşırı sıcakta ve yüksekte gerçekleştirilen çalışmaların ilave riskler doğurduğu unutulmamalıdır. İnşaat işinin yürütüm şartları diğer sektörlerle kıyaslanamayacak kadar ağır olduğundan yüksekte çalışan personelin sağlık ve yorgunluk durumlarının da etkenler arasında olduğu unutulmamalıdır (Ardıç, 2011).

Yukarıda açıklanmaya çalışılan yüksekten düşmelerin olası etkenlerini dört grupta sınıflandıracak olur isek; bu gruplar içerisinde yer alan etkenlere ait örnekler:

 Direkt Etkenler: Yetkinlik, farkındalık, risk algılama seviyesi en belirgin faktörler arasında sayılabilir. Bunu izleyen faktörler ise çalışmada kullanılan makine /ekipman, iş güvenliği ekipmanları, kişisel koruyucu donanımlar ve çevresel koşullar olarak sıralanabilir (Çizelge 5.3).

 Organizasyonel Etkenler: Eğitim, yönetim ve denetim, iş güvenliğine uygun proje dizaynı ve bunu takip eden etkenler: planlama, iletişim ve iş güvenliği kültürü

 Kurumsal Etkenler: Firma kültür ve politikası, iş sağlığı ve güvenliği yönetimi

 Çevresel Etkenler: Yasal yaptırımlar, Sektörel yaklaşımlar politik ve sosyal algılar (Ardıç, 2011).

(43)

Çizelge 5.3. Yüksekten Düşme Etkenleri ve Risk Kontrol Metotlarına İlişkin Örnekler (Ardıç, 2011)

Faktör  Risk Kontrol Metotlarına İlişkin Örnekler Direkt Etkiler

Yetkinlik  Mesleki eğitimler ve sertifikasyon sistemine geçiş

 Firma içi düzenli eğitimler Motivasyon, Moral

 Çalışanlara insanca davranma

 Ödüllendirme sistemi

 İzin, ödeme gibi sosyal hakların gözetilmesi

Takım Çalışması  Yapılan çalışmalara her seviyeden katılım sağlanması Risk Algılama Düzeyi

 Kültürel değişiklik gerektirmekte, hatta ilkokuldan başlayarak eğitimle pekiştirilmeli

 Kişilere yaptıkları işler ile ilgili daha fazla sorumluluk verilmesi Yorgunluk

 Uygun denetimlerle çalışanlara aşırı yüklenilmemesinin sağlanması

 Yasal çalışma surelerinin üzerine çıkılmaması

Sağlık

 İşe giriş ve periyodik muayenelerin yüksekte çalışma işine özel olarak yapılması

 İş değiştirmelerde çalışanların sağlık kayıtlarının firmalar arasına nakledilmesi ve çalışanın sağlık hikâyesinin ulaşılabilir olması İletişim  İletişim ve geri bildirimi destekler mahiyette eğitimler

Bilgilendirme

 Firma içi iyi uyulama örneklerinin ve ramak kala ya da iş kazası sonucunda yayınlanacak çıkarılan dersler şeklinde

bilgilendirmenin çalışanlara yapılması

 Yapılacak iş öncesi iş ile ilgili genel bilgilerin ve izlenecek iş güvenliği prosedürlerinin ‘güvenli iş yapım metodu’ gibi yollarla teknik personelden kalfalara onlardan da çalışanlara aktarılması

 Kullanılacak ekipman/makinelerde kullanım talimatlarının bulunması

Kurallara Uyum

 Sürekli Denetim

 Kişisel ve toplu koruma ekipman(lar)ının çalışanların görüş ve fikirleri dikkate alınarak tedarik edilmesi

 Uyumsuz davranışların takip edilmesi ve nedenlerinin sorgulanması

 Çalışanlara daha fazla sorumluluk verilmesi Doğru İnsan Kaynağı

Kullanımı

 İşe yeni giren çalışanların mevcut tehlikelerden haberdar edilmesi

 İşe yeni başlayan çalışanların çıraklık sistemine benzer şekilde işe ehil personel yanında bir sure çalıştırılması

Çevresel Koşullar  Kötü hava koşullarında çalışma güvenliğinin planlanması Organizasyonel

Ekipman

 Çalışmaların ve çalışanların mümkün olduğunca zemin seviyesinde tutulması

Referanslar

Benzer Belgeler

A) Ortalama emek maliyeti, marjinal emek maliyeti veri alınan ücrete eşittir. B) Ortalama emek maliyeti veri alınan ücretten fazladır. D) 4857 sayılı İş Kanunu C) Marjinal

• Meslek edinilmemiş Geçici iş ilişkisi, işverenin devir sırasında yazılı rızasını almak suretiyle bir işçisini Holding bünyesinde veya aynı şirketler topluluğuna

Başvuruların incelenmesi sonucunda genel ve özel şartları sağlayan adaylardan, KPSS puanının yüzde yetmişi (KPSS puanı olmayan veya belge ibraz etmeyen adayın

Gözde temel olarak üç resim oluşumu (işlenmesi) olur. Birinci resim reseptör hücrelerince oluşturulur. İkinici resim bipolar hücrelerince, üçünçü resim ise

Çalışmamızın amacı olan çalışma saati ile kişinin anksiyete ve depresyon düzeyleri incelendiğinde 08.00-20.00 ve 09.00-18.00 çalışma saatlerinde

Ġnversiyon/terse dönme: Hava kirliliğine neden olan partiküllerin güneĢ ıĢığını soğurarak ısıya dönüĢmesi ve üst katmanların normalin aksine ısınarak dikey

bireylerde benlik saygısı geliştirmek, akıl sağlığı problemlerini yönetmek gibi pek çok olumlu etki masaj uygulaması ile elde edilebilmektedir... Yenidoğan ve

koşulları, ücretler, çalışma süreleri, sosyal yardımlar gibi konularda bir anlaşmaya varmak amacıyla yapılan bir dizi görüşme sonucu taraflarca kabul edilen ilke ve