• Sonuç bulunamadı

İşçi sağlığı ve iş güvenliği; son yıllarda ülkemizde kanun, tüzük ve yönetmelikler içerisinde kendisine daha fazla yer bulmasına paralel olarak çalışma sahalarında yapılan uygulamalarla da sürekli gelişmekte olan bir konudur. Genel anlamda bu konuda yurtiçi ve yurtdışında pek çok kaynak ve çalışma bulunmasına rağmen konunun alt dallarından biri olan yüksekte çalışma ve buna bağlı iş kazalarına araştırmacılar tarafından pek değinilmemiştir. Aşağıda, ağırlıklı olarak yabancı kaynaklar olmak üzere, bu çalışmalardan inşaat sektörü ile alakalı olanların bazıları özetlenmiştir.

JANICAK’ın, Journal of Safety Research (1998)’de yayınlanmış olan “Fall-Related Deaths in the Construction Industry” (İnşaat Sektöründe Düşme Nedenli Ölümler) makalesinde; ölümle sonuçlanan iş ile ilgili düşmelerin potansiyel nedenlerinin belirlenmesi için OSHA (Occupational Safety and Health Administration) ölüm muayene kayıtları incelenmiş ve istatiksel metotlarla kategorilendirilmişlerdir.

AKSÖYEK, (2002), “Türk İnşaat Sektöründe İş Kazalarının ve İş Güvenliği Sorununun İncelenmesi” konulu yüksek lisans tezinde, Ülkemizde görülen iş kazaları ve oluş nedenlerini incelenmiş, inşaat sektöründe iş güvenliği konusunda kazaları önleyici öneriler sunulmuştur.

KINES’ın, Journal of Safety Research (2003)’de yayınlanmış olan “Case studies of occupational falls from heights: Cognition and behavior in context” (İşle ilgili yüksekten düşmelerin vaka analizi: Bu durumdaki idrak ve davranış) makalesinde; işçilerin yüksekten düşmelerine yol açan idraksal, davranışsal ve motivasyon süreçleri incelenmiştir.

KARACA, (2004), “Yapı İşlerinde İş Güvenliği Açısından Risk Değerlendirmesi ve Alınacak Önlemler” konulu yüksek lisans tezinde, firmaların iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili mevzuatta belirtilen hususlara ne kadar uydukları ve mevzuattaki eksik imalat ve uygulamaların neler olduklarını araştırmış ve ilgili mevzuatlarda bahsedilmeyen iş güvenliği önlemleri değerlendirilmiştir.

AYDIN, (2005), “Yüksekten Düşmeye Karşı Önlemler Düşme Önleme Ve Durdurma Sistemleri” başlıklı kitabında, yüksekten düşme ile ilgili genel tanımları yapmış, çalışanların kullanması gereken güvenlik ekipmanlarını tanıtmış, başlıca iş kolları ile ilgili iş kazalarının önüne geçebilmek adına alınabilecek önlemleri aktarmıştır. Ayrıca iş güvenliği ile ilgili ülkemizde uygulanan mevzuat hakkında bilgilendirme yapılmıştır.

ANEZİRİS ve ark., Elsevier B.V. (2008)’de yayınlanmış olan “Quantified risk assessment for fall from height” (Yüksekten düşme ile ilgili sayısal risk değerlendirmesi) makalesinde; yüksekten düşmeye bağlı mesleki riskleri hesaplamak için geliştirilen mantıksal modeller; (Workgroup Occupational Risk Model) Çalışma Grubu Mesleki Risk Modeli (WORM) projesi adı altında sunulmuş olup yüksekten düşmeye bağlı mesleki riskleri hesaplama amacı ile toplam altmış dört mantıksal modelleme bu proje kapsamında geliştirilmiştir.

ADAM ve ark., Journal of Safety Research (2009)’da yayınlanmış olan

“Falls from height during the floor slab formwork of buildings: Current situation in Spain” (Binaların döşeme tabanı kalıp aşamasında yüksekten düşmeler: İspanyadaki mevcut durum) makalesinde; bina inşaatında yüksekten düşmeler ile ilgili en büyük risk olan döşeme tabanı kalıp aşaması sırasında oluşabilecek risklere; en sık kullanılan düşme engelleyici sistemlerle çözüm bulmaya çalışmışlardır.

DONG ve ark., Accident Analysis and Prevention (2009)’da yayınlanmış olan “Fatal falls among Hispanic construction workers” (Latin kökenli inşaat işçilerinde ölüme yol açan düşmeler) makalesinde; mesleki ölümcül yaralanmalar sayımı ve güncel nüfus sayımı verileri kullanılarak Latin kökenli işçilerin yüksekten düşmeye bağlı yaralanmalarının sonucundaki ölümleri değerlendirilmiştir. Ayrıca Latin kökenli işçiler arasındaki düşmeden kaynaklı ölümlerin sayıları ve ayırt edici özellikleri incelenmiş ve Latin olmayan beyaz kökenli işçilerle karşılaştırılması yapılmıştır.

CHEUNGA, ve CHAN’in, Accident Analysis and Prevention (2011)’de yayınlanmış olan “Rapid demountable platform (RDP)— A device for preventing fall from height accidents” (Hızlı demonte edilebilen platform (RDP) - Yüksekten düşmeye bağlı kazaları önleyen bir cihaz) makalesinde; inşaat sektöründe yüksekten

düşmeleri ve buna bağlı kazaları engellemeye çalışan araştırmacılar iskele sistemlerini iyileştirmeye odaklanmışken, bu çalışmayla yüksekten düşmeye bağlı kazaları en aza indirebilecek yeni geliştirilmiş bir cihaz olan “Hızlı demonte edilebilen platform” (RDP)’yi tanıtmışlardır.

ARDIÇ, B.’nin, 3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu (2011)’de yayınlanmış olan “İnşaat Sektöründe Yüksekte Çalışma” makalesinde; Yapı İşlerinde yüksekte çalışma sırasında oluşabilecek riskler ve tasarım aşamasından, planlama ve uygulama safhalarına kadar alınabilecek kontrol metotları ile mevzuatta bu konuda var olan eksiklikler irdelenmiştir. Ayrıca Yüksekte Çalışma konusunu yasalar ile çözümleyen ülkelerdeki durum değerlendirilerek ülkemizde yapılması gereken düzenlemeler tespit edilmeye çalışılmıştır.

ERDİŞ ve ark., 3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu (2011)’de yayınlanan “Yapım İşlerinde İskele Kurulumu ve İş Güvenliği İlişkisi” makalesinde;

Hatay bölgesinde, genelde konut şantiyelerinde, iskelelerin kurulumundan sorumlu teknik personeller ile “Yapım İşlerinde İskelelerin Kurulumu ve İş Güvenliği İlişkisi” isimli bir anket çalışması yapılmıştır. Anket kapsamında iskelelerin istenen nitelikte kurulması için, kurulumu esnasında dikkat edilecek hususlar, iskele üzerinde ve çevresinde iş güvenliği konusunda alınan önlemler belirlenmiştir.

3. MATERYAL VE METOD

Çalışmada öncelikle; İş Sağlığı Güvenliği (İSG) kavramları, teknik ve hukuksal açıdan iş kazası kavramları açıklanmış ve ardından Yüksekten Düşme kavramlarının tanımları, Yüksekten Düşmelerin Olası Etkenleri, Yüksekten Düşmenin Nedenleri ve Düşmenin Önlenmesi İçin Alınması Gereken Önlemler, Tasarım ve Planlama Aşamalarında Yüksekte Çalışma İşleri ve İş Güvenliği konularında ayrıntılı literatür taraması yapılmıştır.

Ardından; Adana, Hatay ve Osmaniye illerinde inşaat sektöründe yüksekten düşmeye bağlı iş kazaları hakkında bilgi, farkındalık ve önleme çalışmalarının uygulanabilirlik düzeyini belirlemek amacıyla, bir anket hazırlanmıştır.

Anketteki sorular, literatür taramasıyla edinilen bilgiler ışığında, sektördeki firmalar ve kuruluşların yüksekten düşme konusunda aldıkları önlemlerin, alınan eğitimlerin ve çalışmaların ne düzeyde olduğunu tespit etmek amacıyla hazırlanmış 23 adet sorudan oluşmaktadır. Bu soruların ilk 14 tanesi, anketi cevaplayan kurumun veya şirketin yüksekten düşme ile ilgili sahip olduğu genel bilgileri sorgulama amacı içermektedir. Diğerleri ise, son 10 yıl içinde tecrübe edindikleri yüksekten düşme sonucu oluşan bir kaza var ise, bu kaza ile ilgili iyileştirme yapılabilmesini sağlayabilecek detay bilgilerin öğrenilmesi ve literatüre eklenmesi amacıyla anketimizde yer almaktadır.

Üyelerinin ve çalışanlarının anketin hedef kitlesini temsil ediyor veya hedef kitleye ulaşabilir seviyede olması dolayısıyla anketimiz ön yazısıyla birlikte; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) İş Teftiş Kurulu Adana Grup Başkanlığı’na;

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şubesi’ne, TMMOB Mimarlar Odası Adana Şubesi’ne, Adana Yapı Müteahhitleri Derneği ve Adana Müteahhitler Birliği’ne yazılı ve internet ortamında gönderilmiş olup, ilgili taraflarla yapılan çeşitli görüşmelerde de anketle ilgili gerekli açıklamalar ve bilgilendirmeler yapılmıştır. Yapılan görüşmelerde, anketi cevaplayacak olan ilgilinin alt ya da üst yönetim kademesinden biri olması gerektiği özellikle belirtilerek, cevapların doğruluk payı arttırılmıştır.

Toplamda 156 katılımcı tarafından geri dönüş yapılan anketlere verilen yazılı cevaplar; www.surveymonkey.com sitesi ara yüzünde yer alan özellik sayesinde, elle girilmek suretiyle elektronik ortamdaki cevaplarla birleştirilmiş ve tüm cevapların aynı veri tabanında toplanması sağlanmıştır. Bu veri tabanındaki anket sorularına verilmiş olan cevapların, istatistiksel değerlendirmelerinin ve grafiksel gösterimlerinin sonuç çıktıları alınmıştır.

Elde edilen veriler analiz edilmiş olup bölgemizin özgün koşulları da dikkate alınarak, yüksekten düşmeye bağlı iş kazalarının azaltılması hususunda alınacak önlemler belirlenmiş ve bunların hayata geçirilmesi için yapılacak çalışmalar konusunda öneriler sunulmuştur.

4. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ İLE İLGİLİ KAVRAMLAR

4.1. İş Sağlığı ve Güvenliği Kavramları

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ile Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) İş Sağlığı ve Güvenliğini, “Tüm mesleklerde işçilerin bedensel, ruhsal, sosyal iyilik durumlarını en üst düzeye ulaştırmak, bu düzeyde sürdürmek, işçilerin çalışma koşulları yüzünden sağlıklarının bozulmasını önlemek, işçileri çalıştırılmaları sırasında sağlığa aykırı etmenlerden oluşan tehlikelerden korumak, işçileri fizyolojik ve psikolojik durumlarına en uygun mesleksel ortamlara yerleştirmek ve bu durumları sürdürmek, özet olarak işin insana ve her insanın kendi işine uyumunu sağlamak” olarak tanımlamıştır.

Demircioğlu ve Centel (2012), iş sağlığı ve güvenliği kavramını, çalışan bir kişinin çalışma koşulları ile kullanılan araç ve gereçlerden doğabilecek tehlikelerden arınmış veya bu tehlikelerin asgari düzeye indirildiği bir iş çevresinde huzurlu biçimde yaşayabilmesi olarak tanımlanmıştır.

Diğer yandan iş güvenliği kavramı ve iş sağlığı kavramlarını birbirinden ayırabilmek oldukça zordur. Bu kavramlar bazen birbirlerinin yerine kullanılabilmektedirler. Ancak iş güvenliği kavramı duruma teknik açıdan yaklaşım ifade eden bir kavramdır (Arıcı, 1999).

İSG genel anlamda, iş yerindeki çalışanların veya diğer işçilerin (geçici işçiler ve yüklenici personeli dâhil), ziyaretçilerin ve çalışma alanındaki diğer insanların sağlık ve güvenliğini etkileyen veya etkilemesi mümkün olan şartlar ve faktörler olarak tanımlanmaktadır (TS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemleri, Türk Standartları Enstitüsü, 2008).

İş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması çalışanlar açısından temel bir gereksinimdir. Bu gereksinim çalışanların iş kazası ve meslek hastalıkları riski karşısında korunmasını gerektirmektedir. Bu anlamda iş sağlığı ve güvenliği kavramı işyerinde işten, iş ortamından, çalışma çevresinden ve çalışmaktan doğan bütün risklere karşı çalışanların korunması amacıyla alınması gereken önlemleri

İş sağlığı ve güvenliği kavramı, dar anlamda çalışanların sadece işyerinde çalışırken karşılaşabileceği tehlikelere karşı korunmasını ifade etmektedir. Bununla birlikte kavram; sosyal devlet anlayışının gelişimine bağlı olarak salt işçinin işyerinde ve iş dolayısıyla karşılaşabileceği tehlikelere değil, aynı zamanda işyeri müştemilatı ve dışındaki risklere karşı da sağlık ve güvenlik önlemlerinin alınmasını içerecek biçimde kapsam yönünden genişlemiştir (Karakaş, 2007). Bu anlamda, iş sağlığı ve güvenliği hakkı, herkese tanınmış bulunan yaşama, beden bütünlüğü ve sağlık hakkının işyerindeki yansıması olarak da kabul edilmektedir. (Arpaçay, 2005).

TS 18001:2008 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemlerinde İSG tanımı olarak; “İş yerindeki çalışanların veya diğer işçilerin (geçici işçiler ve yüklenici personeli dâhil), ziyaretçilerin ve çalışma alanındaki diğer insanların sağlık ve güvenliğini etkileyen veya etkilemesi mümkün olan şartlar ve faktörlerdir” ibaresi yer almaktadır.

Sonuç olarak iş sağlığı ve güvenliği; işin yapılması sırasında işyerindeki fiziki çevre şartları sebebiyle işçilerin maruz kaldıkları sağlık sorunları ve mesleki risklerin ortadan kaldırılması veya azaltılması ile ilgilenen bilim dalıdır. Bir kuruluşun gerçekleştirdiği faaliyetlerden etkilenen tüm insanların (çalışanların, geçici işçilerin, alt yüklenici çalışanlarının, ziyaretçilerin, müşterilerin ve işyerindeki herhangi bir kişinin) sağlığına ve güvenliğine etki eden faktörleri ve koşulları inceleyen bilim dalı olarak tanımlanmaktadır (Demircioğlu ve Centel, 2012).

4.1.1. Kaza Kavramı ve İş Kazası

Genel olarak “kaza”, belli bir zarara ve arızalanmaya sebep olan beklenmeyen, umulmayan ve planlanmamış bir olaydır. Kaza, insan yaşamının herhangi bir döneminde, evde, seyahatte, eğlence sırasında ve iş başında meydana gelebilir (Güzel ve ark., 2003).

Ayrıca kasıt söz konusu olmaksızın meydana gelen, beklemedik ve sonucu arzu edilmeyen bir olayı da belirtebilmektedir. Kaza kavramının bu genel tanımları üzerinde yaygın bir fikir birliği bulunmasına karşın “iş kazası” kavramının tanımında farklı yaklaşımların bulunduğu kavram üzerindeki tartışmalardan ve uzmanlar

arasındaki görüş ayrılıklarından anlaşılmaktadır. Çalışma hayatında iş kazalarının işçi, işveren, sigorta kurumları ve diğer bazı kuruluşları ilgilendiren hukuksal sorunlara neden olması ve bu arada, işçinin korunması ana kuralı, iş kazası anlamının genişlemesine neden olmuş ve tanımını güçleştirmiştir (Müngen, 2004).

İş kazasının birçok tanımı bulunmaktadır. Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO) iş kazasını “önceden planlanmamış, çoğu zaman yaralanmalara, makine ve teçhizatın zarara uğramasına veya üretimin bir süre durmasına yol açan olay” olarak tanımlamaktadır. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ise iş kazasını "belirli bir zarar veya yaralanmaya yol açan, önceden planlanmamış beklenmedik bir olay" şeklinde tanımlamıştır (Özkılıç, 2005).

6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanununda ise iş kazası tanımı; “işyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen özre uğratan olay” şeklinde yapılmıştır.

Hangi olayların iş kazası olduğu, hangilerinin olmadığı hususunda yapılan tartışmalar değerlendirilince, bu kavramın iki ayrı yaklaşımla incelenmesinin uygun olacağı görüşü ağırlık kazanmaktadır:

 Teknik açıdan iş kazası kavramı

 Hukuksal açıdan iş kazası kavramı

4.1.2. Teknik Açıdan İş Kazası Kavramı

Teknik açıdan iş kazası; kişilere zarar veren olayların yanı sıra işyerindeki makinelere, tesisat ve tertibata zarar veren olayları, hatta işyerinde canlı veya cansız, hiçbir şeye zarar vermeyen fakat işin tamamlanmasına engel olan veya aksatan olaylar olarak da nitelendirilebilmektedir. Cansızlara zarar veren veya bir faaliyetin durmasına veya kesintiye uğramasına neden olan olaylar ise arıza kapsamına girmektedir. Kazanın oluşumuna göre, çeşitli kaza oluşum teorileri geliştirilmiştir.

Bunlardan ilk olarak; beş temel faktörden oluşan bir kaza zincirine sahip olan ve Herbert William Heinrich tarafından ortaya atılan “dik duran domino taşları” teorisi

incelenebilir (Müngen, 2005). Bu modele göre Kaza zinciri faktörleri şöyle sıralanmaktadır:

1) Doğa koşulları (doğal yapı ) 2) Kişisel eksiklikler

3) Güvensiz durum ve davranışlar 4) Kaza

5) Zarar (ölüm, yaralanma)

Bu teoride olaylar beş domino taşının arka arkaya sıralanarak, birbirini düşürmesine benzetilerek açıklanmıştır. Her kaza beş tane temel nedenin arka arkaya dizilmesi sonucu meydana gelir, buna “Kaza Zinciri” de denir.(Şekil 4.1-4.2) Şartlardan biri gerçekleşmedikçe bir sonraki gerçekleşmez ve dizi tamamlanmadıkça kaza meydana gelmez.

Şekil 4.1. Domino Etkisi (Özkılıç, 2005)

Kazaların oluşumunu; “İnsan kaynaklarındaki bazı olumsuz unsurların, güvensiz durum ve hareketlerle birlikte meydana geldiğinde, yaralanma ve kayba sebep olduğu” şeklinde açıklayan Domino teorisine, İş Güvenliği’nin verdiği cevap;

kazanın, yine bu olumsuzluk ve eksiklikleri bünyesinde taşıyan İNSAN tarafından önlenebileceği şeklindedir (Özkılıç, 2005).

Şekil 4.2. Kazaları Oluşturan Öğelerin (Dominoların) Açılımı (Özkılıç, 2005)

“Doğa koşulları” diye adlandırılan birinci faktör önlenemeyen bir faktördür.

İnsan-malzeme düşmelerinin ve zemin kaymalarının doğadaki yer çekimi nedeniyle oluştuğu, elektrik enerjisinin öldürücü etkisinin bulunduğu, küçük bir kıvılcımın patlamaya veya yangına neden olabileceği ve buna benzer örnekler, doğanın yapısında var olan ve önlenmesi mümkün olmayan bazı özelliklerdir. Bu nedenle kaza zincirinin ilk halkasını oluşturmaktadırlar. İnsanoğlunun hatasız ve eksiksiz olmamasından dolayı, kaza zincirinin ikinci halkasında “kişisel eksiklikler” yer almaktadır. Bu faktörle insan yapısındaki yetersizlikler belirtilmektedir. Fiziksel ve ruhsal açıdan insanın sahip olduğu yetenekler kısıtlı olmakla beraber kazalardan korunmak için yeterli değildir. Ayrıca bazı kişisel özürler nedeniyle de kaza riski artmaktadır. Kaza zincirinde yer alan en önemli faktör “güvensiz durum ve davranışlar”dır. Bu faktörün ortadan kaldırılmasıyla, ondan önceki faktörlerin kazaya sebebiyet verme ihtimali kalmamaktadır.”Güvensiz durum” kavramı genel olarak kazalara yol açan fiziksel eksiklikleri, hatalı ve tehlikeli durumları içermektedir.

“Güvensiz davranış” kavramı ise, çalışma sırasında kazaya sebebiyet verebilecek dikkatsiz ve tedbirsiz davranışları, hatalı ve bilgisizce yapılan hareketleri içermektedir (Müngen, 2005).

İş kazası kavramını teknik açıdan inceleyen araştırmacılardan bazıları kavramı geniş anlamda değerlendirmişlerdir. Bu gruptaki araştırmacıların kavramla ilgili tanımlarından bazıları aşağıda sunulmuştur:

İş kazası (ya da genellikle kaza) , önceden planlanmamış ve kontrol altına alınamamış, çevresinde sakıncalar oluşturabilecek olaylardır. İş güvenliği tekniği açısından olayın, çevredeki canlı veya cansızlara zarar getirmesi olasılığı söz konusudur (Müngen, 2004).

İş kazası, olaylar zincirinde beklenmedik ve hatalı bir davranış ya da teknik bir arıza nedeniyle ortaya çıkan, sonucunda her zaman bir sakatlanma, ölüm ya da tahrip görülmese bile belirli bir faaliyetin tamamlanmasını engelleyen bir olaydır (Akkök, 1999).

İş kazası, beklenmeyen bir çabuklukla bir zararı doğuran bütün sebepler kompleksidir (Atabek, 1978).

İş kazası, kişilere ve/veya eşyaya zarar verdiği için işletmedeki faaliyetin durmasına veya kesintiye uğramasına neden olan, istenmeyen ani bir olaydır (Müngen, 2004).

Sadece kişilere zarar veren olayların iş kazası sayılabileceği görüşünü savunan araştırmacılardan Federal Alman Dr.Skiba, iş kazasını “dıştan ve ani bir etkiyle meydana gelen ve kişilere zarar veren istenmeyen bir olay” olarak tanımlamaktadır.

Teknik yönden iş kazasını inceleyen bazı araştırmalara göre, kişilerin yanı sıra, işyerindeki makine, tesisat ve tertibata zarar veren olaylar iş kazasıdır. Bu araştırmacılara göre iş kazası; Önceden planlanmamış, bilinmeyen ve kontrol altına alınamamış olan, çevresinde sakıncalar yaratabilecek olaylardır. İş güvenliği açısından olayın, çevredeki canlı veya cansızlara zarar getirmesi olasılığı söz konusudur (Akyüz, 1977).

Kazanın oluşumuna göre diğer kaza oluşum teorilerine ise aşağıda yer aldığı şekilde kısaca değinebiliriz:

Tek Faktör Teorisi: Bu teori, bir kazanın tek bir nedenin sonucu olarak ortaya çıktığını ileri süren görüşten doğar. Eğer bu tek neden tanınabilir ve ortadan kaldırılabilir ise kaza tekrar etmeyecektir. Bu teori genellikle temel sağlık ve güvenlik eğitimi almış kişilerce kabul edilmemektedir.

Enerji Teorisi: Bu teoriye göre (William Haddon tarafından ortaya atılmıştır) kazalar daha çok Muhtemelen enerji transferinde yada enerji transferi

esnasında meydana gelir. Bu enerji boşalmasının oranı önemlidir çünkü enerji boşalması ne kadar büyükse, hasar potansiyeli de o kadar büyüktür. Tehlikelerin tanınmasında bu kavram çok sınırlandırılmış ve bu haliyle tek etken teorisine benzemektedir. Tek faktör teorisinden farklı olarak enerji boşalması önemlidir.

İnsan Faktörleri Kuramı: Bu teori kazaları, eninde sonunda insan hatasından kaynaklanan olaylar zincirine bağlar. Teori, insan hatasına yol açan üç önemli faktörü içerir: Aşırı yük, uygun olmayan tepki ve yerinde olmayan faaliyetler.

Bu teorilerde kaza sebepleri teorileri üç geniş kategori altında sınıflandırılmıştır:

Kaza-yatkınlık teorileri, işçi kabiliyetlerine karşılık iş talebi teorileri ve psikososyal teoriler.

Kazaların insan hatalarından kaynaklanması birçok faktöre dayanır.

Kuşkusuz, kaza yapan işçinin eğitimsizliği, işe uygun olmayışı, uyumsuzluğu, eğitim ve bilgi eksikliği, tecrübesizliği, yorgunluğu, heyecanlı veya üzüntülü oluşu, dalgınlığı, dikkatsizliği, ilgisizliği, düzensizliği, meleke noksanlığı ve hastalıkları vb.

nedenler; ya da işçinin her şeye karşın kurallara uymamış olması da insan faktörüne bağlı temel sebepler arasındadır.

Kaza/Olay Kuramı: Bu teori insan faktörleri teorisinin genişletilmiş bir halidir. Ek olarak; ergonomik yetersizlikleri, hata yapma kararı ve sistem hataları gibi yeni elemanları ortaya çıkarır.

Sistem Kuramı: Teori bir kazanın oluşabileceği herhangi bir durumu, üç parçadan oluşan bir sistem olarak görür: İnsan, makine ve çevre.

Kombinasyon Kuramı: Bir tek teorinin tek başına bütün hadiseleri açıklayamayacağını savunur. Teoriye göre kazaların gerçek sebebi iki veya daha fazla modelin kombinasyonu ile elde edilebilir.

Epidemiyoloji Kuramı: Teori, çevre faktörleri ve hastalık arasındaki ilişkiyi belirleme ve çalışma için kullanılan modellerin, çevre faktörleri ile kazalar arasındaki sebepsel ilişkinin açıklanmasında da kullanılabileceğini savunur.

Çok Etken Teorisi: Kaza birçok etken ile birlikte değerlendirilerek analiz edilir. Bu teori ve analiz yöntemleri birçok deneyimli sağlık ve güvenlik uzmanları tarafından da kabul edilip uygulanmaktadır. Kazalar çok etkenlidir, standart altı

uygulamalar, standart altı şartların oluşması sonucu bir hatalar zinciri sonucu meydana gelir.

4.1.3. Hukuksal Açıdan İş Kazası Kavramı

Olaya hukuksal bakış daha farklı olmaktadır. Kaza terimi, kasıt söz konusu olmaksızın, beklenmedik veya sonucu arzu edilmeyen bir olayı ifade eder. Belli bir

Olaya hukuksal bakış daha farklı olmaktadır. Kaza terimi, kasıt söz konusu olmaksızın, beklenmedik veya sonucu arzu edilmeyen bir olayı ifade eder. Belli bir