• Sonuç bulunamadı

KÜNT KARIN TRAVMALI SOL‹D ORGAN YARALANMALARINDA KONSERVAT‹F YAKLAfiILAN HASTALARIN DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "KÜNT KARIN TRAVMALI SOL‹D ORGAN YARALANMALARINDA KONSERVAT‹F YAKLAfiILAN HASTALARIN DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Baflvuru tarihi: 15.11.2006 Kabul tarihi: 30.1.2007

‹letiflim: Dr. Nejdet Bildik. Dr. Lütfi K›rdar Kartal E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, 2. Genel Cerrahi Klini¤i, 34865 Cevizli, ‹stanbul.

Tel: +90 - 216 - 441 39 00 / 1251 e-posta: bildiknejdet@yahoo.com

KONSERVAT‹F YAKLAfiILAN HASTALARIN DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹

THE ANALYSIS OF THE PATIENTS WHO TREATED CONSERVATIVELY WITH SOLID ORGAN INJURY A F T E R BLUNT ABDOMINAL TRAUMA

Bu çal›flmam›zdaki amac›m›z, künt kar›n travmas› sonras› geliflen solid organ yaralanmalar›nda uygulad›¤›m›z tan›, takip ve tedavi prensiplerimizdeki zaman içerisindeki de¤ifliklikleri gözden geçirerek, son y›llarda giderek artan oran- da baflar›l› sonuçlar al›nan ameliyats›z tedavi protokolündeki uygulamalar›m›z ve bu konuya olan yaklafl›m›m›z›n güncelli¤ini irdelemektir. Çal›flmam›zda, Ocak 2000-Ekim 2005 tarihleri aras›nda, Dr. Lütfi K›rdar Kartal E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi 2. Genel Cerrahi Acil Servisi’ne baflvuran künt kar›n travmas› sonras› solid organ yaralanmal›

208 hasta geriye dönük olarak incelendi. 208 hastan›n 140’›n›n (%67) ameliyat edilerek, 6 8 ’ i n i n ( % 2 3 ) a m e l i y a t e d i l m e d e n takip ve tedavi edildi¤i, konservatif olarak takip ve tedavi edilen hastalar›n hiçbirinde hemodinamik insta- bilite ve içi bofl organ yaralanmas› gibi cerrahi giriflim gerektirecek baflka bir patoloji olmad›¤› saptand›. A m e l i y a t s › z t e d a v i grubunda hayat›n› kaybeden hasta olmad›¤›, kaybedilen sekiz hastan›n ise ameliyat edilen hasta grubundan oldu¤u ve ölüm nedenlerinin yandafl yaralanmalar oldu¤u saptand›. Bu çal›flma y›llara göre irdelendi¤inde, t r a v m a hastalar›n›n takip edildi¤i bir merkez olarak kabul edilen hastanemiz 2. Genel Cerrahi Klini¤i’n d e, künt kar›n trav- mas› sonras› geliflen solid organ yaralanmalar›na tan› ve tedavi alan›nda güncel olan konservatif tedavinin baflar› ile uyguland›¤›n› göstermektedir. Sonuç olarak künt kar›n travmal› hastalarda uygulanabilecek konservatif tedavi yön- temleri travma merkezlerinde ve yak›n takip ve tedavinin yap›ld›¤› yerlerde baflar›l› bir flekilde uygulanabilmektedir.

Anahtar Sözcükler: Kar›n yaralanmalar›; konservatif tedavi; travma.

The aim of this study was to review the changes on diagnosis, follow-up and treatment modalities for solid organ injury after blunt trauma and to evaluate the nonoperative treatment which we have been performed with an increas- ing success rate up to date. This was a retrospective study, the medical records of 208 patients with solid organ injury after blunt abdominal trauma from January 2000 through October 2005 at Dr. Lütfi K›rdar Kartal Training and Research Hospital, Department of 2. General Surgery were reviewed. One hundred and forty (68%) of these patients underwent surgery and 68 (23%) of the patients were followed up without operation, no other empty organ injury or hemodynamic instability was found in the patients who were treated conservatively. No exitus were seen in the nonoperative therapeutic group. Eight patients died in the operative group with the accompanying injuries.

When we evaluate the cases year to year we end with the result that solid organ injury after blunt trauma were diag- nosed and treated with following current methods successfully.

Key Words: Abdominal injuries; conservative treatment; trauma.

Kadir Koray BAfi, Mehmet ALTINTAfi, Ayhan ÇEV‹K, Nejdet B‹LD‹K, Gülay DALKILIÇ, Hüseyin EK‹NC‹, Mustafa GÜLMEN Dr. Lütfi K›rdar Kartal E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, 2. Genel Cerrahi Klini¤i

6 4

(2)

Künt kar›n travmas› sonras› geliflen solid organ ya- ralanmalar›n›n ameliyats›z tedavisi ( k o n s e r v a t i f tedavi), günümüzde her genel cerrah›n orta düzeyde geliflmifl bir hastanede yapabilece¤i seviyeye gel- mifltir. Böylece travma merkezlerinin ve travma cer- rahlar›n›n öncü rolü, bu tür tedavilerin di¤er cerrah- larca da genifl ölçüde benimsenmesiyle zaman içeri- sinde azalm›flt›r. Bugün art›k gerekli yak›n takibin yap›labildi¤i ve yeterli t›bbi donan›m›n oldu¤u her hastanede, yüksek “g r a d e”li yaralanmalar›n bile önemli bir k›sm› baflar›yla ameliyats›z tedavi edile- bilmektedir.[1-3]

Bu konuda 20. yüzy›l›n ikinci yar›s›nda bafllayan a r a fl t › r m a l a r, geçen zamanla birlikte h›zla artm›flt›r.

Bafllang›çta, bu tedavi yöntemi ile ilgili olarak orta- ya konan baz› olumsuz düflünceler, yap›lan çal›flma- lar›n tahmin edilenden çok daha iyi sonuçlar verme- siyle geçerliliklerini kaybetmifllerdir. Ayr›ca künt ka- r›n travmas› nedeni ile yap›lan laparotomilerde, kara- ci¤er yaralanmas› saptanan hastalar›n büyük bir ço-

¤unlu¤unda kar›n içi kanaman›n durmufl oldu¤unun görülmesi ve cerrahi giriflim uygulanm›fl olan böbrek yaralanmalar›nda gereksiz nefrektomi oranlar›n›n yüksek oldu¤unun saptanmas›, solid organ yaralan- malar›nda cerrahlar› konservatif tedaviyi bir seçenek olarak göz önünde bulundurmaya itmifltir.[ 1 - 4 ]

Bu konuda yap›lan çal›flmalar sonucunda hemodina- mik instabilite ve içi bofl organ yaralanmas›n›n ol- mamas›n›n, solid organ yaralanmalar›n›n ameliyat- s›z tedavisinin iki de¤iflmez flart› oldu¤u bugün her- kes taraf›ndan kabul edilmektedir. Bu flartlar, solid organ yaralanmal› bir hastan›n, ameliyats›z tedavi sürecine dahil edilebilmesi için gerekli olan flartlar- d›r. Bu iki flart›n varl›¤›ndan emin olmak, solid or- gan yaralanmas›n›n ameliyats›z tedavisinin en zor ve en önemli k›sm›n› oluflturur.[5]

Bu çal›flmam›zdaki amac›m›z, künt kar›n travmas›

sonras› geliflen solid organ yaralanmalar›nda uygu- lad›¤›m›z tan›, takip ve tedavi prensiplerimizdeki zaman içerisindeki de¤ifliklikleri gözden geçirerek, son y›llarda giderek artan oranda baflar›l› sonuçlar al›nan ameliyats›z tedavi protokolündeki uygulama- lar›m›z ve bu konuya olan yaklafl›m›m›z›n güncelli-

¤ini irdelemektir.

HASTALAR VE YÖNTEM

Çal›flmam›zda, Ocak 2000-Ekim 2005 tarihleri ara- s›nda Dr. Lütfi K›rdar Kartal E¤itim ve Araflt›rma

Hastanesi 2. Genel Cerrahi Acil Servisi’ne, künt ka- r›n travmas› sonras› ve buna ba¤l› izole solid organ yaralanmas› nedeniyle baflvuran 208 hastan›n 140’›

ameliyat edilerek, 68’i konservatif olarak tedavi edildi. Olgular›n 127’si erkek (%61) ve 81’i (%39) kad›nd›. En genci 3 yafl›nda en yafll›s› 78 yafl›nda olup ortalama yafl 28.3 idi. Ayn› nedenlerle baflvuran ancak ek olarak içi bofl organ, santral retroperitone- al bölge veya diyafragma yaralanmas› olanlar ile ab- dominal p a c k i n g / d e p a c k i n g uygulamas› yap›lan hastalar çal›flmaya dahil edilmedi.

Hastalar›n yafl ve cinsiyet gibi demografik özellikle- rinin yan›s›ra, travma mekanizmas›, kafa, gö¤üs, pel- vis ve ekstremite gibi kar›n d›fl› yandafl yaralanmala- r› olup olmad›¤›, hangi solid organlarda yaralanma oldu¤u ve abdominal tomografi ile saptanan yaralan- ma derecesi, gereken kan transfüzyonu miktar›, has- tanede kal›fl süresi, kontrol tomografilerinde yaralan- man›n durumu, konservatif olarak tedavi edilen has- talar ile ameliyata al›nan hastalardaki y›llara göre uy- gulanan cerrahi teknikler ve hayat›n› kaybedenlerde olas› ölüm nedenleri incelendi ve y›llara göre uygu- lamadaki farkl›l›klar gösterilmeye çal›fl›ld›.

Konservatif tedavi edilen gruptaki hastalar›n tümün- de yat›fllar›n›n 7. ile 9. günleri aras›nda kontrol amaçl› kar›n bilgisayarl› tomografisi (BT) çekildi ve lezyonlar›ndaki olas› de¤ifliklikler kontrol edilerek, yaralanman›n son durumu önceki bulgularla karfl›- laflt›rma amac›yla radyolojik olarak gösterildi. Bu hastalar klinik ve radyolojik düzelmenin görülmesi sonras› 15 ile 20 gün istirahat verilerek ve 1 ay son- ra kontrol BT ile poliklinik kontrolüne ça¤›r›larak taburcu edildi.

Hastalar›n organ yaralanma derecelendirmeleri Moore s›n›flamas›na göre yap›ld› (Tablo I).

Çal›flmada elde edilen bulgular de¤erlendirilirken, istatistiksel analizler için “SPSS (Statistical Package for Social Sciences) for Windows 10.0” program›

kullan›ld›.

B U L G U L A R

Hastalarda künt kar›n travmas›n›n mekanizmas› in- celendi¤inde, 133 hastan›n (%64) trafik kazas› son- ras› (81’i araç d›fl› ve 52’si araç içi trafik kazas›), 49 hastan›n (%23.5) yüksekten düflme sonras› ve 26 hastan›n (%12.5) darp sonras› yaraland›klar› sap- tand› (fiekil I).

(3)

6 6

Konservatif olarak tedavi edilen 68 hastada baflvuru an›nda yap›lan BT sonras› 31’inde izole karaci¤er (%44.5), 23’ünde izole dalak (%34), 11’inde karaci-

¤er ve dala¤›n birlikte (%16), 3’ünde karaci¤er, da- lak ve böbre¤in birlikte (%0.5) yaraland›klar› sap- tand› ve 3 hastada kar›n ultrasonografisinde (USG) gözlenen dalak yaralanmas› BT’de gösterilemedi.

BT ile derecelendirilen 42 karaci¤er yaralanmas›nda yaralanman›n 7’sinin grade I (%17), 17’sinin grade II (%40), 12’sinin grade III (%29) ve 6’s›n›n grade IV (%14) oldu¤u saptand›. Yine BT ile derecelendi- rilen 37 dalak yaralanmas›n›n 6’s›n›n grade I (%19), 15’inin grade II (%46), 7’sinin grade III (%21) ve 4’ünün grade IV (%14) oldu¤u saptand›. Üç hastada mevcut olan böbrek yaralanmas› grade I ve II idi. Bu üç hastadan bir tanesi ameliyats›z tedaviden ameli- yata al›nan hastalardan birisi olup perop üroloji eki- bince de¤erlendirildi; ancak bir giriflimde bulunul- mad›. Di¤er iki hastada da üroloji ekibince yap›lan intravenöz piyelografi sonras›, idrar kaça¤› olmad›-

¤› görüldü ve herhangi bir giriflim yap›lmad›.

Tablo I. Moore s›n›flamas›na göre künt kar›n travmalar›nda dalak, karaci¤er ve böbrek yaralanmalar›n›n derecelendirilmesi[4]

Dalak yaralanmalar›

Grade I %10’un alt›nda subkapsüler hematom ya da <1 cm derinlikte laserasyon

Grade II Subkapsüler hematom %10-50 alanda ya da <5 cm çapl› ya da 1-3 cm derinlikte laserasyon Grade III Subkapsüler hematom >%50 ya da >3 cm derinlikte hiler olmayan laserasyon

Grade IV Hiler laserasyon ve dalak hacminin >%25 devaskülarizasyonu Grade V Paramparça ya da tamamen devaskülarize dalak

Karaci¤er yaralanmalar›

Grade I H e m a t o m : Subkapsüler, genifllemeyen, 10 cm’den az yüzeyi tutan hematom L a s e r a s y o n : Kanamayan ve derinli¤i 1 cm’den az kapsüler y›rt›k

Grade II H e m a t o m : Subkapsuler, genifllemeyen, yüzeyin %10-50’sini tutan, intraparankimal genifllemeyen ve 10 cm’den küçük çapl› hematom

L a s e r a s y o n : Derinligi 1-3 cm ve uzunlu¤u 10 cm’den büyük, aktif kanayan kapsüler y›rt›k Grade III H e m a t o m : Subkapsuler, yüzeyin %50’den fazlas›n› tutan veya geniflleyen, aktif kanamal›,

rüptüre subkapsüler hematom, 10 cm den büyük, geniflleyen intraparankimal hematom L a s e r a s y o n : Derinli¤i 3 cm’den fazla y›rt›k

Grade IV H e m a t o m : Aktif kanamal›, rüptüre intraparankimal hematom

L a s e r a s y o n : Hepatik lobun %25-75’ini tutan veya tek lobun 1-3 segmentini tutan y›rt›k

Grade V L a s e r a s y o n : Hepatik lobun %75’den fazlas›n› veya tek lobun 3 segmentinden fazlas›n› tutan y›rt›k;

vasküler jukstahepatik venöz yaralanma Grade VI Vasküler hepatik avülziyon

Böbrek yaralanmalar›

Grade I Mikroskopik veya gros hematüri, parankim hasar› olmadan kontüzyon veya s›n›rl› subkapsüler hematom Grade II Üriner ekstravazasyon olmadan <1 cm kortikal laserasyon veya geniflleyen s›n›rl› perirenal hematom Grade III Üriner ekstravazasyon olmadan kortekste >1 cm parankim laserasyonu

Grade IV Kortikomedüller bileflkeye ve toplay›c› sisteme kadar uzanan parankimal laserasyon Grade V Böbre¤in multipl laserasyonlarla parçalara ayr›lmas›, renal arterde veya vende avülsiyon

100

Trafik Düflme Darp 90

80 70 60 50 40 30 20 10 0

fiekil I. Hastalar›n travma mekanizmalar›.

Ameliyat edilen Konservatif kal›nan

(4)

Yandafl yaralanmas› olan toplam 89 hastan›n, 37’sinde kafa travmas› (%42), 21’inde toraks trav- mas› (%24), 6’s›nda pelvis travmas› (%6.5), 15’inde kafa ve toraks travmas› birlikte (%16), 8’sinde to- raks ve pelvis travmas› birlikte (%8) ve 2 hastada kafa, toraks ve pelvis travmalar›n›n birlikte (%1.5) oldu¤u saptand›. Y›llara göre tan› yöntemlerimiz fiekil II’de gösterilmifltir.

Y›llara göre tedavi yöntemlerimiz incelendi¤inde, 2000 y›l›nda tedavi edilen 39 hastan›n 21’ine hepa- torafi (%54), 5’ine splenorafi (%12), 9’una splenek- tomi (%23), 4’üne konservatif tedavi (%11); 2001 y›l›nda tedavi edilen 45 hastan›n 18’ine hepatorafi (%40), 10’una splenorafi (%22), 7’sine splenektomi (%15), 10’una konservatif tedavi (%23); 2002 y›l›n- da tedavi edilen 35 hastan›n 12’sine hepatorafi (%34), 5’ine splenorafi (%14), 4’üne splenektomi (%12), 14’üne konservatif tedavi (%40); 2003 y›l›n- da tedavi edilen 32 hastan›n 6’s›na hepatorafi (%19), 4’üne splenorafi (%12), 3’üne splenektomi (%10), 19’una konservatif tedavi (%69); 2004 y›l›nda teda-

vi edilen 41 hastan›n 5’ine hepatorafi (%12), 4’üne splenorafi (%9), 3’üne splenektomi (%7), 29’una konservatif tedavi (%72); 2005 y›l› Ekim ay›na ka- dar tedavi edilen 16 hastan›n 2’sine hepatorafi (%12) ve 14’üne konservatif tedavi (%88) uygulan- d›¤› saptand› (fiekil III).

fiekil III’teki verilerin regresyon analizi yap›l›p, y›l- lara göre irdelendi¤inde konservatif tedavi yöntemi- nin anlaml› bir flekilde artt›¤› saptanm›flt›r.

Grafik sonuçlar›na göre hastalara uygulanan hepato- rafi tedavi yöntemi 2000 y›l›ndan 2004 y›l›na kadar azalma e¤ilimindedir. Splenorafi tedavi yöntemi 2000 y›l›ndan 2001 y›l›na kadar yükselme e¤ilimin- de olmas›na ra¤men 2001 y›l›ndan 2004 y›l›na kadar azalma e¤ilimi göstermektedir. Splenektomi tedavi yöntemi ise 2000 y›l›ndan 2004 y›l›na kadar azalma e¤ilimindedir. Bu üç tedavi yöntemine karfl›n hasta- lara uygulanan konservatif tedavi yönteminde 2000 y›l›ndan itibaren sürekli bir yükselme e¤ilimi görül- mektedir (fiekil IV).

100 80

60

40

20

0 2000 2001 2002 2003 2004 2005*

2000 2001 2002 2003 2004 2005*

TPL BT BT + USG

fiekil II. Y›llara göre uygulanan tan› yöntemleri.

(TPL: Tan›sal peritoneal lavaj; BT: Bilgisayarl› tomografi; USG: Ultrasonografi).

* 2005 y›l› Ekim ay›na kadar olan hastalar› içermektedir

Hepatorafi Splenorafi Splenektomi Konservatif 100

80

60

40

20

0

fiekil III. Y›llara göre uygulanan tedavi yöntemleri.

*2005 y›l› Ekim ay›na kadar olan hastalar› içermektedir.

(5)

6 8

2000-2004 döneminde hastalara uygulanan tedavi yöntemleriyle y›llar aras›nda bir ba¤›nt›n›n bulunup bulunmad›¤›n› test etmek için Ki-Kare ba¤›ms›zl›k testi uyguland›. Y›llar ile tedavi yöntemleri aras›nda ba¤›nt› araflt›r›l›rken 2005 y›l›na ait splenorafi ve splenektomi de¤erleri olmad›¤› için ba¤›ms›zl›k tes- ti 2000-2004 dönemi verilerine uyguland›.

Konservatif olarak tedavi edilen gruptaki hastalar›n ortalama hastanede kal›fl süresi 8.3 gün olarak he- sapland›. Bu gruptaki hastalar›m›z›n 38’ine (%56) kan transfüzyonu gerekmifl olup ortalama 2.4 ‹Ü kan transfüzyonu yap›ld›. Bu hastalar›n acil servise bafl- vuru an›ndaki ortalama sistolik tansiyonu 108 mmHg, diyastolik tansiyonu 65 mmHg olup ortala- ma nab›z 86 / dk ve ortalama hematokrit %33.4 ola- rak hesapland›. Konservatif olarak takip ve tedavi etti¤imiz grade III dalak yaralanmal›, grade IV kara- ci¤er yaralanmal›, grade II böbrek yaralanmal› üç hastan›n kar›n BT’leri fiekil V-VII’de gösterilmifltir.

Konservatif olarak takip ve tedavi edilen hastalar- dan 6’s› uygun s›v› ve kan replasman›na ra¤men he- modinamik instabilite geliflmesi üzerine ameliyat edildi ve bunlardan 3’üne hepatorafi, 2’sine hepato- rafi ve splenorafi ve 1’ine de splenektomi uygulan- d›. Ameliyats›z tedaviden cerrahi tedaviye geçifl ora- n› yaklafl›k %8 olarak saptand› ve bu hastalar ameli- yat edilen hastalar grubuna dahil edilerek incelendi.

Çal›flma grubumuzdaki ameliyat edilen 140 hasta- dan 8 tanesi hayat›n› kaybetti (mortalite %6.3). Bu hastalar›n tamam›nda yandafl organ yaralanmalar›

mevcut olup (5 hastada kafa travmas› ve gö¤üs trav- mas› birlikte, 2 hastada kafa, pelvis ve gö¤üs trav- mas› birlikte ve 1 hastada pelvis ve gö¤üs travmas›

birlikte idi), bunlar›n cerrahi kar›n d›fl› nedenlerle kaybedilen hastalar olduklar› saptand›.

Konservatif tedavide mortalite oran› %0 olarak bu- lundu ayr›ca ameliyats›z tedaviden ameliyatla teda- viye geçilen 6 hastada da mortalite saptanmad›.

1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005

fiekil IV. Hastalara uygulanan konservatif tedavi yönteminde

2000 y›l›ndan itibaren sürekli yükselifl. fiekil V. Grade III dalak yaralanmal› hastan›n kar›n BT’si (ok).

fiekil VI. Grade IV karaci¤er yaralanmal› hastan›n kar›n BT’si (oklar).

Splenografi Hepatorafi Konservatif Splenektomi

Y›l

fiekil VII.Grade II sa¤ böbrek yaralanmal› hastan›n kar›n BT’si (oklar).

(6)

T A R T I fi M A

Solid organ yaralanmalar›na yaklafl›m ve ameliyat- s›z tedavisinin günümüzde ulaflt›¤› seviye hekimler ve hastalar aç›s›ndan memnuniyet vericidir. %90’la- r›n üzerine ç›kan baflar› oranlar›na, deneyimin art- mas› ve teknolojinin geliflmesi, daha çok travma merkezinin ve travma cerrah›n›n bu tedavi yöntemi- ni benimsemesi ile ulafl›lm›flt›r. Genellikle multisis- tem travmas› fleklinde karfl›m›za ç›kan künt travma- da ise tan› ve karar aflamas› daha geç ve zor olacak- t›r. Künt kar›n travmas› sonras› geliflen solid organ yaralanmalar›n›n tedavisi yaklafl›m›nda y›llar bo- yunca çok farkl› yöntemler uygulanm›flt›r. Genel olarak bu yöntemler, hasarlanm›fl olan organ›n pri- mer olarak onar›lmas›, elektrokoter ile hemostaz, or- gan›n tamam›n›n ya da hasarlanm›fl olan bölümünün ç›kart›lmas› gibi cerrahi giriflimler olabildi¤i gibi son y›llarda giderek artan oranda destek bulan ve ge- liflen teknik imkanlar ve tecrübeler ile daha iyi so- nuçlar al›nan konservatif tedavi protokolleridir.[6-8]

Günümüzde solid organ yaralanmalar›n›n ameliyat- s›z tedavisinde önemli travma merkezlerinde yap›- lan pek çok baflar›l› çal›flman›n yay›nlanmas›yla bü- yük yol al›nm›flt›r. Hemodinaminin stabil olmamas›, hastan›n yafl›n›n 55’in üzerinde olmas›, kar›n d›fl›

yaralanmas›n›n olmas›, politravmatize olmas›, efllik eden içi bofl organ yaralanmas›n›n olmas›, birden fazla solid organ yaralanmas›n›n olmas›, BT’de gra- de III-IV yaralanma saptanmas›, koagülopati, yara- lanan organda daha önce de yaralanma olmas›, yara- lanan solid organlarda baflka patolojilerin de varl›¤›

(amiloidoz, siroz, lenfoma, lösemi, enfeksiyon, vs...), kooperasyonu olmayan hastalar, intraperito- neal kan varl›¤›, bir üniteden fazla kan transfüzyo- nuna gerek duyulmas›, uzun y›llar boyunca ameli- yats›z tedaviye getirilen k›s›tlamalar›n ço¤unu olufl- turmufllard›r.[9-11] Bizim çal›flmam›zda da benzer so- nuçlara ulafl›lm›flt›r. On dört hastada birden çok so- lid organ yaralanmas› saptanm›fl olup bunlardan sa- dece 2’sinde cerrahi tedaviye geçilmifltir (%14). Bu hastalardan birinde grade III karaci¤er ve grade IV dalak yaralanmas› mevcut olup, hepatorafi ile sple- nektomi ameliyat› yap›lm›flt›r. Di¤er hastada ise gra- de II karaci¤er, grade III dalak ve grade II böbrek yaralanmas› mevcut olup, hepatorafi ve splenektomi uygulanm›fl, böbre¤e ise herhangi bir giriflimde bu- lunulmam›flt›r. Konservatif olarak tedavi edilen 68 hastam›zda gereken kan tranfüzyonu say›s› ortalama 2.4 ‹Ü olarak hesaplanm›flt›r. Ayr›ca bu gruptaki

hastalar›n 16’s›nda (%23.5) kar›n d›fl› yandafl yara- lanma oldu¤u görülmüfl ancak hastalar›n hiçbirinde bu yandafl yaralanmalar ameliyatla tedaviye geçme- mizi gerektirmemifltir.

Solid organ yaralanmas›n›n derecesi artt›kça ameli- yats›z tedavideki baflar› oran› da azalmaktad›r. Brasel ve ark.[ 1 2 ]1998 y›l›nda yapt›klar› çal›flmada yaralan- man›n derecesi ile ameliyats›z tedavinin baflar›s› ara- s›ndaki ters oran› ortaya koymufltur. Tüm çal›flman›n baflar› oran› %84 iken, grade I’de %100, grade II’de

%90, grade III’de %71, grade IV’de ise %20 baflar›

oran› saptam›fllard›r.[3,7,8] Bizim çal›flmam›zda da ame- liyats›z tedavi edilirken hemodinamik instabilite ge- liflen ve ameliyatla tedaviye al›nan 6 hastan › n ( % 8 ) , 4’ünde grade IV karaci¤er yaralanmas›, 1’inde grade I V karaci¤er ve grade III dalak, 1’inde grade IV k a- r a c i ¤ e r, grade IV dalak ve grade II dalak yaralanma- s› saptand›. Çal›flmam›zdaki toplam 29 grade III ve I V solid organ yaralanmas› olan hastadan (42 karaci-

¤er yaralanmas›ndan 18’i, 37 dalak yaralanmas›ndan 11’i) 6’s› ameliyatla tedavi edilmiflt i r. Bu derece ya- ralanmadaki baflar› oran›m›z yaklafl›k %80 civar›nda hesaplanm›fl olup, bu konudaki literatür verileri ile yak›nl›k göstermektedir.

Pachter ve ark.[13]taraf›ndan 1995 y›l›nda yay›nlanan 495 hastal›k seride baflar› oran› %94, kan transfüz- yonu ortalama 1.9 ‹Ü ve hastanede kal›fl süresi orta- lama 13 gün olarak saptanm›flt›r. Çal›flmam›zda kan transfüzyonu oran›n› 2.4 ‹Ü olarak, hastanede kal›fl süresini ise 8.3 gün olarak hesaplad›k.

Konservatif tedavide en çok tart›fl›lan konular BT ve USG’nin solid organ yaralanmalar›n›n tan›s›nda, de- recelendirilmesinde ve takibindeki yerleri, yüksek

“grade”li yaralanmalarda yap›lmas› gerekenler ve tan›sal periton lavaj›n›n gereklili¤i gibi tan›ya yöne- lik yap›lmas› gereken ifllemler üzerine yo¤unlafl- maktad›r.[14,15]Biz bu çal›flmada dezavantajlar› avan- tajlar›ndan fazla gibi görünen ve güncel yaklafl›m- larda tan› amac›yla kullan›m› terk edilmeye baflla- nan tan›sal peritoneal lavaj› (TPL) zaman içerisinde giderek daha az kullanmaya bafllad›¤›m›z› saptad›k.

2000 y›l›nda tan› amac›yla TPL, bu gruptaki hasta- lar›n %74’ünde kullan›l›rken, 2004 y›l›nda bu ora- n›n %12’e gerilemifl oldu¤unu ve 2005 y›l› Ekim ay›na kadar çal›flmaya al›nan hiçbir hastam›zda ise kullan›lmad›¤›n› gördük. Kontrastl› BT’nin ve BT ile birlikte USG’nin tan›da ve derecelendirmedeki önemi art›k tart›flmas›z olarak kabul edilmekte olup,

(7)

7 0

çal›flmam›zda bu tan› yöntemlerini TPL’ye tezat fle- kilde, zaman içerisinde daha yüksek oranlarda kul- lanmaya bafllad›¤›m›z› saptad›k. 2000 y›l›nda bu oran %8’lerde iken y›llar içerisinde tan›daki oran›

artarak 2005 y›l›nda, Ekim ay›na kadar, %87’lere ulaflt›¤›n› gördük.

Gözlem s›ras›nda BT çekimlerinin gereklili¤i ve za- manlamas› konusunda tart›flmalar vard›r. Baz›lar›

yaralanmadan 48-72 saat, 5 gün ile bir hafta ve son olarak bir ay sonra kontrol görüntülemeyi önerirler.

Baflka yazarlar ise 48-72 saat ve 3-6 hafta sonra kon- trol BT çekmeyi önerirler. Birçok araflt›rmac› ise hastan›n klinik takibinde bir de¤ifliklik olmad›kça tedaviyi nadiren de¤ifltirece¤inden takip s›ras›nda BT çekiminin tekrar›n› gereksiz bulurlar. Düflük

“grade”li yaralanmalarda (grade I-III aras›) BT’nin tedaviye çok az katk›da bulunaca¤› genel olarak ka- bul görmektedir. Bu konudaki yaklafl›mlar daha çok grade IV-V yaralanmal› hastalar hakk›nda olmakta- d›r. Yaralanma derecesine bak›lmaks›z›n izlem s›ra- s›nda BT'nin gereksiz oldu¤unu belirtenler genellik- le grade IV-V yaralanmal› hastalar› olmayan, grade I-III aras› yaralanmal› az say›da olgusu olan çal›fl- malard›r. Bu yönde daha çok çal›flman›n destekleyi- ci sonuçlar› olmadan grade IV-V yaralanmal› hasta- larda kontrol BT'lerinin gereksiz oldu¤unu söyle- mek çok do¤ru bir yaklafl›m de¤ildir.[16-18]Biz bu ça- l›flmada, hastanemizde hasta yatt›¤› süre içerisinde yap›lan kontrol BT’lerinin zaman içerisinde say›la- r›n›n ve s›kl›klar›n›n azalt›ld›¤›n› saptad›k.

Kar›n travmalar›n›n ilk de¤erlendirmesinde ve taki- binde USG invaziv olmamas›, k›sa sürede ve kolay uygulanabilir olmas›, ucuz olmas›, genellikle hasta nakli gerektirmemesi, radyasyon içermemesi gibi avantajlar› nedeniyle yayg›n ve ilk kullan›lan bir tan›

arac› haline gelmeye bafllam›flt›r. Kar›n içinde serbest s›v› ve/veya solid organlarda yaralanma saptanan has- t a l a r d a, e¤er hemodinamisi stabil ise, B T ç e k i l e r e k yaralanman›n varl›¤›ndan emin olunmas › ve derece- lendirmesi yaklafl›m› giderek artan oranda kullan›l- maya bafllanm›flt›r.[ 1 9 - 2 1 ]Biz de bu çal›flmam›zda y›llar içerisinde yaln›z bafl›na BT’nin kullan›lmas› yerine öncelikle USG ile de¤erlendirme ve gereken olgular- da BT ile tan›y› güçlendirerek derecelendirme yap›l- mas› uygulamas›n›n giderek daha fazla kullan›l›r ha- le geldi¤ini gördük. 2000 y›l›nda USG ile BT’nin bir- likte kullan›m› oran› %8’lerde iken bu oran y›llar içe- risinde artarak, 2004 y›l›nda %71 olmufl ve 2005 y›- l›nda, Ekim ay›na kadar, %87 lere ulaflm›flt›r.

Son y›llarda yap›lan çal›flmalar solid organ yaralan- malar›n ameliyats›z tedavisinin travma merkezlerin- de ve deneyimli cerrahlarca di¤er acil birimlerine oranla daha fazla oranda gerçeklefltirildi¤ini göster- mifltir. Rutledge ve ark.n›n[21] 1995 y›l›ndaki çal›fl- malar›nda 1988 ile 1992 y›llar› aras›nda ameliyats›z tedavi edilen hepatik yaralanmalar›n oran› büyük travma merkezlerinde %56’dan %74’e ç›karken, bu oran travma merkezi olmayan acil birimlerinde

%34’den %44’e ç›km›flt›r. Ayn› flekilde dalak yara- lanmalar› büyük travma merkezlerinde %33’den

%49’a yükselirken, travma merkezi olmayan acil bi- rimlerinde ise %35’den %44’e yükselmifltir. Bu bize solid organ yaralanmalar›n›n ameliyats›z tedavisinin günümüzde, yanl›zca travma merkezlerinde ve trav- ma cerrahlar›nca de¤il, giderek daha çok merkezde ve daha çok hastada baflar› ile uygulanabildi¤ini göstermektedir.

Ameliyats›z tedavi uygulanabildi¤i taktirde, aneste- ziye ba¤l› riskler ve olas› komplikasyonlar, ameliyat öncesi iyatrojenik yaralanma riski, ameliyat sonras›

insizyonel herniasyon veya kar›n içi yap›fl›kl›k riski, splenektomi yap›lan hastalarda artm›fl infeksiyon riski, daha yüksek morbidite ve mortalite oranlar›, ameliyat›n getirdi¤i yüksek maliyet, hastanede kal›fl ve ifle dönüfl süresinin daha uzun olmas› ve buna ba¤l› ekonomik kay›plar gibi cerrahi tedavinin getir- di¤i dejavantajlardan da kaç›n›lm›fl olunacakt›r.[3,7,11]

Hastalara uygulanan tan› yöntemleri y›llara göre de-

¤erlendirildi¤inde TPL gibi invaziv tan› yöntemle- rinden, bugün bir çok travma merkezinin önerdi¤i flekilde USG ve gere¤inde kontrastl› BT’nin birlikte kullan›lmas› uygulamas›na do¤ru bir geçifl oldu¤u görüldü. Ayn› flekilde tedavi amac›yla bu hastalara yaklafl›mda da zaman içerisinde giderek ameliyats›z tedavi seçene¤ine yöneldi¤i görüldü ve baflar›l› so- nuçlar al›nd›¤› saptand›. Toplamda 74 olan konser- vatif tedavi hastas›ndan 6’s›n›n geliflen hemodina- mik instabilite nedeniyle ameliyatl› tedaviye al›nd›-

¤› ve ameliyats›z tedaviden cerrahi tedaviye geçiflin tüm yaralanma dereceleri için %8’ler civar›nda ol- du¤u görüldü.

Ameliyats›z tedavi grubunda hayat›n› kaybeden has- ta olmad›¤›, kaybedilen 8 hastan›n ise ameliyat edi- len hasta grubundan oldu¤u ve ölüm nedenlerinin yandafl yaralanmalar oldu¤u saptand›.

Bu çal›flma, hastanemiz acil cerrahi servisinde, künt kar›n travmas› sonras› geliflen solid organ yaralan-

(8)

malar›na tan› ve tedavi alan›nda güncel olan yakla- fl›mlar›n takip edilerek baflar› ile uyguland›¤›n› gös- termektedir.

K A Y N A K L A R

1. Davis JH, Pruitt JH, Pruitt BA Jr, Mattox KL, Feliciano DV, Moore EE. History. In: Mattox KL , Feliciano DV, Moore EE, editors. Trauma. 4th ed. New York: McGraw Hill; 2000. p. 319.

2. Velmahos GC, Chan LS, Kamel E, Murray JA, Yassa N, Kahaku D, et al. Nonoperative management of splenic injuries: have we gone too far? Arch Surg 2000;135(6):674-81.

3. Fingerhut LA, Warner M. Injury chatbook. Health.

United States, 1996- 97. Hyattsville, MD, National Center for Health Statistics, 1997.

4. McLoughlin E, McGuire A. Injury preventation. In:

Trunkey DD, Lewis FR, editors. Current therapy of trau- ma. 4th ed. St Louis: Mosby; 1999. p. 145-65.

5. Bell RM, Krantz BE. Initial assessment. In: Mattox KL, Felliciano DV, Moore EE, editors. Trauma. 4th ed. New York: McGraw Hill; 2000. p. 154-69.

6. Buich JM, Francoise RJ, Moore EE. Trauma. In: Spencer S, Galloway DF, editors. Principles of surg e r y. Vol. 1, 2th ed. New York: McGraw Hill; 1999. p. 156-70.

7. Renz BM, Feliciano DV. Unnecessary laparotomies for trauma: a prospective study of morbidity. J Trauma 1995;38(3):350-6.

8. Bode PJ, Niezen RA, van Vugt AB, Schipper J.

Abdominal ultrasound as a reliable indicator for conclu- sive laparotomy in blunt abdominal trauma. J Trauma 1993;34(1):27-31.

9. Rozycki GS, Ochsner MG, Schmidt JA, Frankel HL, Davis TP, Wang D, et al. A prospective study of surgeon- performed ultrasound as the primary adjuvant modality for injured patient assessment. J Tr a u m a 1995;39(3):492-500.

10. Sclafani SJ, Shaftan GW, McAuley J, Nayaranaswamy T, Mitchell WG, Gordon DH, et al. Interventional radi- ology in the management of hepatic trauma. J Trauma 1984;24(3):256-62.

11. Moore FA, Moore EE, Abernathy CM. Injury to the spleen. In: Moore EE, Mattox KL, Feliciano DV, edi- tors. Trauma. 2nd ed. Norvalk, CT: Appleton and Lange;

1991. p. 465.

12. Brasel KJ, DeLisle CM, Olson CJ, Borgstrom DC.

Splenic injury: trends in evaluation and management. J Trauma 1998;44(2):283-6.

13. Pachter HL, Guth AA, Hofstetter SR, Spencer FC.

Changing patterns in the management of splenic trauma:

the impact of nonoperative management. Ann Surg 1998;227(5):708-19.

14. Pearl RH, Wesson DE, Spence LJ, Filler RM, Ein SH, Shandling B, et al. Splenic injury: a 5-year update with improved results and changing criteria for conservative management. J Pediatr Surg 1989;24(5):428-31.

15. Meredith JW, Young JS, Bowling J, Roboussin D.

Nonoperative management of blunt hepatic trauma: the exception or the rule? J Trauma 1994;36(4):529-35.

16. Gates JD. Delayed hemorrhage with free rupture com- plicating the nonsurgical management of blunt hepatic trauma: a case report and review of the literature. J Trauma 1994;36(4):572-5.

17. Bergren CT, Chan FN, Bodzin JH. Intravenous pyelo- gram results in association with renal pathology and therapy in trauma patients. J Trauma 1987;27(5):515-8.

18. Sartorelli KH, Frumiento C, Rogers FB, Osler TM.

Nonoperative management of hepatic, splenic, and renal injuries in adults with multiple injuries. J Tr a u m a 2000;49(1):56-62.

19. Buckman RF Jr, Piano G, Dunham CM, Soutter I, Ramzy A, Militello PR. Major bowel and diaphragmat- ic injuries associated with blunt spleen or liver rupture.

J Trauma 1988;28(9):1317-21.

20. Fischer RP, Miller-Crotchett P, Reed RL 2 n d . Gastrointestinal disruption: the hazard of nonoperative management in adults with blunt abdominal injury. J Trauma 1988;28(10):1445-9.

21. Rutledge R, Hunt JP, Lentz CW, Fakhry SM, Meyer AA, Baker CC, et al. A statewide, population-based time- series analysis of the increasing frequency of nonopera- tive management of abdominal solid organ injury. Ann Surg 1995;222(3):311-26.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ancak, türev alındığında bu –5 sayısı yok olacağından logaritma için elde ettiğimiz belirsizliğin yayılması ifadesi bu formül için de aynı

Medial ve lateral menisküs dejenerasyonu, baker kisti, bursitis, arka çapraz bağ yırtığı, medial ve lateral kollateral bağ yırtıkları, sinovial hipertrofi, kondromalazi

Bununla birlikte adiponektin ve leptin gibi adipokinler iskelet kasındaki yağ asitlerinin beta oksidasyonunu uyararak insülinin daha az kullanılmasını sağlamaktadır

Sonuç olarak; künt kar›n travmal› hastalarda solid organ yaralanmas› hemodinamik stabiliteyle, içi bofl organ yaralanmas› ise bilinci aç›k olan hastalarda tekrar edilen

Duodenumun solid or- ganlara ve büyük damarlara yak›n anatomik komflu- lu¤u nedeniyle ve özellikle penetran travmalarda ol- mak üzere duodenal yaralanmalara yaklafl›k

bir çal›flmada donuk kesit patolojik inceleme do¤ruluk oran› %78.4 saptanm›fl olup 12 hastan›n donuk kesit patolojik inceleme sonucu benign, 2 hastan›n donuk kesit

Künt Göz Travmas› Sonras› Geliflen Geçici Miyopi ve Hipotoni.. Transient Myopia and Hypotonia after Blunt

Klinik görünümü oküler toksoplazmozis ile uyumlu ve serolojik testleri pozitif olan olgulara primetamin + sulfadiazin + kortikosteroid (makula ve arka kutup yerleflimli görmeyi