1920’lerde Fransız Sineması
Fransız film endüstrisi 1. Dünya savaşı sırasında büyük bir darbe alır. Film ithalatı artarken, ihracat durma noktasına gelir. Ama devlet desteği olmaksızın Fransızlar film çekmeye devam eder.
Bunda hem aydınların sinemaya sahip çıkması hem de tek bir film için kurulan şirketlerin küçük stüdyolarda filmler çekmeye devam etmesi etkilidir.
Bağımsız yapımcılık Fransız sinemasında deneyselliğe
ve yenilikçiliğe olanak sağlar (bkz. Abisel, 2007)
1920’lerde Fransız Sineması
• Sessiz sinemanın son yıllarında ortaya çıkan yenilikçi filmlerin arkasında 1920’ler Paris’inin Bohem, özgürlükçü havası etkilidir.
Bu dönemde Dadacılar, Kübistler,Gerçeküstücüler, Gelecekçiler yeni yapıtlar ortaya koyarlar. Savaş yıllarını yaşayan sanatçılar sanatın kendisini yenilemesi gerektiğini savunurlar. Sanatçılar filmin iki temel niteliğine hayranlık duymaktadır. Sinemanın kinetik dinamizmi ve fantastik bir dünya yaratma gücü.
• 1920’lerin Fransa’sında ortaya çıkan avangart hareketlerin arkasında ressamlar ve şairler vardır. Onların görüşlerinden etkilenen sinemacılar çizgi, biçim ve geometrik yapıların kullanıldığı, doğa ve nesnelerin farklı bir anlayışla değerlendirildiği bir dünya yaratırlar (bkz. Abisel, 2007)
Dönemin önemli yönetmenleri ve filmlerinden bazıları;
Louis Delluc (Sessizlik, 1920)
Ferdinand Leger (Mekanik Bale, 1924) Luis Bunuel (Endülüs Köpeği, 1928)
Luis Bunuel (Altın Çağ, 1930)
Germaine Dulac (Mütebessim Bayan Beudet, 1923)
Abel Gance (Tekerlek, 1922)
Marcel L’Herbier (İnsanlık Dışı, 1924)
Endülüs Köpeği (1928)
• Film Bunuel’in ünlü ressam Salvador Dali’yle işbirliğinin bir ürünüdür. Bunuel İspanyol olmasına karşın, filmi Paris’te çektiği için film, Fransız avangart filmleri arasında sayılmıştır.
Filmde gerçekçi imgeler gerçek dışı bir şekilde
bir araya getirilmiştir. Papazlar, eşek leşleri,
kesilen göz bebeği, balkabakları, içinde
karıncaların gezdiği el görüntüleri birbirlerini
izlerler (Abisel, 2007).
1930’larda Fransız Sineması
Sesli sinemaya geçilmesi avangardın sonu olsa da Rene
Clair, Jean Renoir, Jacques Feyder, Maria Epstein, Abel Gance, Marcel L’Herbier gibi sessiz film yönetmenleri 1930’lar ve sonrasında film çekmeye devam ederler. Sesli sinema döneminde, bu yönetmenlerin arasına Jacques Feyder’in asistanı Marcel Carne ve Jean Vigo gibi yeni yönetmenler katılırlar. Sesli filme geçilmesinin getirdiği en önemli yeniliklerden biri müzikallerin ve filmleştirilmiş tiyatronun ortaya çıkmasıdır. Ayrıca çoğu tiyatro ve müzikal oyuncusu olan yeni bir yıldız topluluğu oluşur.
Aralarında Jean Gabin de vardır (bkz. Ginette Vincendeau).
Şiirsel Gerçekçilik
• 1930’larda Fransız sinemasında ortaya çıkan bir akımdır. Daha çok işçi sınıfının konu alındığı filmlerde karamsar bir hava dikkat çeker.
Karanlık, kutu köşelerde geçen bu filmler
Amerikan kara filmlerini andıran kontrastlı bir
aydınlatma kullanır. Şiirsel gerçekçilik akımı,
özellikle oyuncu Jean Gabin’le özdeşleştirilir
(bkz. Ginette Vincendeau).
1930’larda Fransız Sineması
Dönemin Önemli Yönetmenleri
• Jean Renoir
• Marcel Carne
• Jean Vigo
• Rene Clair
• Julien Duvivier
• Jean Gremillon
Kaynaklar
• Ginette Vincendeau, “Fransız Sinemasının Popüler Sanatı”, s.396-406
• Peter Kenez, “Stalin Dönemi Sovyet Sineması”, s.446-455
• Eric Rentschler, “Almanya: Nazizm ve Sonrası”, s.429-438.
• Nilgün Abisel, Sessiz Sinema
(Okuma metinlerinde ayrıntılı kaynak belirtilmeyen
bütün makaleler Geoffrey Nowell-Smith editörlüğünde hazırlanan Dünya Sinema Tarihi (Kabalcı yay, İstanbul, 2003, çeviren: Ahmet Fethi) kitabından alınmıştır).