• Sonuç bulunamadı

Savaş Sonrasında Avrupa Sineması: “Sanat sineması” ve “Auteurler”.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Savaş Sonrasında Avrupa Sineması: “Sanat sineması” ve “Auteurler”."

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Savaş Sonrasında Avrupa Sineması:

“Sanat sineması” ve “Auteurler”.

(2)

2. Dünya Savaşı Sonrası Avrupa Sineması

• Avrupa’da hükümetlerin savaş nedeniyle sarsılan

sinema endüstrilerine destek olduğu görülmektedir.

Maddi yardımların yanı sıra Amerikan filmlerine karşı da birtakım sınırlandırmalar yapılmaya başlanır.

Ulusal sinema kavrayışının önem kazandığı

görülmektedir. Korunan unsur, endüstri ve film kültürüdür. Hollywood filmleri kültürün

Amerikanlaşmasının bir parçası olarak

değerlendirilmektedir. Hollywood karşısında ulusal film endüstrileri korunurken üç sav geliştirilir:

(3)

• Ulusal sav

• Kültürel sav

• Yeni Sinema savı

• 1958 yılında de Gaulle gişe garantisi olan filmleri desteklemek için tasarlanan Yeni Sinemaya destek olmuştur.

• 1950’lerde çeşitli film dergileri yayınlanmıştır. Cinema ve Bianco e nero dergileri savaştan önce yayınlanmaya başlanan ve İtalyan Yeni Gerçekçiliğinin gelişiminde

etkili olan dergilerdir.

(4)

• Fransa’da yayınlanmaya başlanan Cahiers du Cinema (Sinema Defterleri) dergisi de yeni dalganın gelişimine katkı sağlamıştır.

Britanya’da ise 1947 yılında yayın hayatına

başlayan Sequence dergisi öne çıkar. Artık

sinema üzerine düşünmek, yazmak ayrı bir

uzmanlık alanı olara görülmeye başlanmıştır.

(5)

• Cahiers du Cinema dergisinin yazarları 1950’lerin sonunda yaratıcı yönetmen politikasını (Auteur) başlatmışlardır. Yönetmenin filmlerinde ayırt edici bir kişiliğinin olması gerektiğini savunmuşlardır.

• Savaştan sonra uluslar arası bir film kültürünün oluşumunda festivaller önemli rol oynamıştır.

Cannes film festivali 1946’dan itibaren Fransız filmleri için vitrin görevi görmüştür.

(6)

• Tek tek ülkelere bakmamız gerekirse;

• İtalya’da İtalyan Yeni Gerçekçiliği olarak adlandırılan özgün bir sinema doğmuştur. Sinemacılar sokağa çıkıp, savaş sonrası kurtuluşu anlatan filmler çekmişlerdir.

• Fransa’da 1950’lerin sonunda Fransız Yeni Dalgası ortaya çıkmıştır. Kendilerinden önceki popüler Fransız sinema geleneğini reddeden bu yönetmenlerin her biri farklı bir üslup benimsemiştir.

(7)

Sanat Sineması

• Avrupa sanat sineması homojen değildir. Fransız yeni dalgasının düşük bütçeli filmleri de 20th Century Fox

tarafından finanse edilen Leopar filmi de sanat filmi başlığı altında ele alınabilir.

• Avrupa sanat sineması açısından dönüm noktası 1960

yılında Truffaut’nun 400 Darbe, Alain Resnais’nin Hiroşima Sevgilim, Jean Luc Godard’ın Serseri Aşıklar, Antonioni’nin Macera, Fellini’nin Tatlı Hayat filmlerinin çekilmesidir.

• Pier Paolo Pasolini ve Luis Bunuel bu dönemin öne çıkan yönetmenleri arasındadır.

(8)

• Sanat sinemasından bahsedilirken, üzerinde durulması gereken nokta, Brech’in tiyatro alanında geliştirdiği

yöntemdir. Brech’in tiyatro alanında geliştirdiği yöntem, sinemada da etkili olmuştur. Brecht katharsis sağlayan

özdeşleşme biçimlerinin yerine yabancılaşmayı geçirmiştir.

Genel olarak sanat sineması şu özelliklerle popüler sinemadan ayrıştırılır:

• Anlatı gelişimi neden sonuç ilişkilerini göz ardı eder.

• Hiçbir şey olmuyormuş gibi görünen ölü zamanlar vurgulanır.

(9)

• Karakterlerin davranışları belirli arzular ya da hedefler çerçevesinde motive olmaz.

• Bakış açısı içsel monolog ya da birkaç içsel monologdan oluşabilir.

• Öznellik belirsizleştirilebilir.

• Sinemanın kendisi üzerine düşünülmesi için yabancılaştırma teknikleri devreye sokulur.

• Zaman ve mekan deneyimi anlatı devamlılığına hizmet etmez.

(10)

Kaynaklar:

• Geoffrey Nowell-Smith, “Savaş Sonrası Dünya”, s.496-504;

• Geoffrey Nowell-Smith,“Sanat Sineması”, s.642- 650.

(Okuma metinlerinde ayrıntılı kaynak belirtilmeyen bütün makaleler Geoffrey Nowell- Smith editörlüğünde hazırlanan Dünya Sinema Tarihi (Kabalcı yay, İstanbul, 2003, çeviren:

Ahmet Fethi) kitabından alınmıştır).

Referanslar

Benzer Belgeler

that the rod like organisms could be cultured in pure form; and finally that the cultured material, either in the form of rod-like microorganisms or spores, caused anthrax disease

Ahlâk Nizami (1961, 1997): Nurettin Topçu bu kitabında içinde bulunduğu toplum için gerekli olan ahlâk nizamını açıklar ve bu nizamın İslâm

Sanki sabah kalktığında, bir yere gittiğinde ya da müzikten dinlenmeye geçtiğinde ilk gördüğü şeyleri kucaklar gibi konu­ ları değişik. Aydın Arkun, katı

Yarının conceptionu ve zekâsı nasıl tecelli edeceği meçhul iken bugünden ve dünden istikbale kim­ lerin intikal edeceğini keşfetmek ne derece müşkül ise

Partisi Genel Başkanı Recai Kutan’ın “Nusayrilik sapık bir anlayıştır” sözleri ile kendilerine hakaret ettiğini belirten Hatay, Adana ve Mersin yöresinde

Tankut, TÜB‹TAK’›n u¤rafl alan›nda olan temel görevlerin, art›k yaln›zca pozitif bi- limler alan›nda temel ve uygulamal› araflt›rmala- r› gelifltirmek,

Kendim i, gereğinden çok h ızlı gittiği için, ceza olsun diye, H aliç'in çürük sularına dem irletilm iş b ir yarış tek - nesine benzetiyorum.Gerçek- ten de

tamamladıktan sonra Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı’nda öğretim gürevlisi olarak