• Sonuç bulunamadı

M i m ar Sinan'ın ö l ü m ü n ün 355 ci y ı l d ö n ü mü

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "M i m ar Sinan'ın ö l ü m ü n ün 355 ci y ı l d ö n ü mü"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

M i m a r Sinan'ın ö l ü m ü n ü n 355 ci y ı l d ö n ü m ü

Mimar Sinan.ın ölümünün 355 ci yıldönümü

9 4 / 1 9 4 3 tarihine rastladığından. Maarif

Vekilli-ğince her beş yılda bir ihtifal yapılması

kararlaştı-rılmış olduğu için memleketin h ; r tarafında büyük

Türk mimarı anılmıştır.

Bu münasebetle, gazetelerde, dergilerde Sınan

-ın eserlerine ve hayat-ına ait bir çok yazılar

neşredil-miştir. Bu şayanı dikkat yazılardan biri de, eski

Si-nan Muhibleri cemiyeti müessislerinden Y. Mimar

Kemal Altan'ın yazısıdır. Kemal Altan yazısında

Sinan devrinde yapılan mimarî eserlerden b u g j n

millî hudutlarımız dışında kalanları da diğerleri ile

beraber zikrediyor. Türklüğün ihtişamlı devirlerinin

birer canlı timsali olan bu güzel eserler

bulunduk-ları memleketleri bugün tezyin etmektedirler.

Sinan devri eserlerinin bazı noksanları

bulun-masına rağmen mühim bir kısmının bulunduğu

yer-ler Y. Mimar Kemal Altan'a nazaran şöyledir:

Yabancı memleketlerde bulunan Sinan devri

eserleri:

«Süleymaniye camileri» R o d o s adası ile Sanıda,

(Haseki Sultan camisi) Bulgaristanın Çirmen

kasa-basında, (Hüsrev Kethüda camisi) Sofyanın g ö b e

ğinde, (Sokullu Mehmetpaşa köprüsü)

Yugoslavya-da, (Sofu Mehmetpaşa camisi) Hersekte. (Vezir

Osmanpaşa camisi) Tırhalada.

Anadoludaki eserleri :

(Sultan Selim camisi) Konyada, (Muradiye

camisi) Manisada, (Cenabî Ahmetpaşa camisi)

An-karada, (Firdevsbey ve Burhaneddinpaşa camileri)

Ispartada, (Kıbrıs fatihi Kara Mustafapaşa

kervan-sarayı) İlgında, (Sokullu ailesinden Behrampaşa

ca-misi) ile (Iskenderpaşa caca-misi) Diyarbakırda,

(Kur-şunlu camisi) Kayseride, ( M e y d a n camisi) Vezir

Hasan paşaya ait Sivasta, (Kara Mustafapaşa

cami-si) Erzurumda.

Rumelideki eserleri:

Büyükçekmece köprüsü ile Sokullu

kervansa-rayı ve mescidi) Büyükçekmecede, (Cedit Alipaşa

ve Ferhatpaşa camileri) Çatalcada, (Sinanlı

köprü-sü) Alpulluda, (Rüstempaşa camisi) Tekirdaqında,

(Cedit Alipaşanın cami, çeşme, hamamı)

Babaeski-de, (Sokullu Mehmet paşanın cami, medrese,

ker-vansaray, Darüssübyan, çifte hamamları ile

etrafın-da açık muntazam çarşı yollarını ihtiva eden) toplu

eserleri Lüleburgazda, (Sokullu camisi) Havzada.

(Temeşvar fatihi Hacerzade İbrahimbey

cami-si) Malkarada, (Şaheser Selimiye, Cedit Alipaşa

kapalıçarşısı, Rüstempaşa hanı, Sokullu çifte

ha-mamları, Şeyhî Çelebi, Nevhad İbrahimbey

camile-ri) Edirnede.

Bugün mimar K o c a Sinan'ın 355 inci ölüm

yıl-dönümü münasebetile Türk varlığının b ö y l e her

yer-de sayısız timsalini ortaya koyan, mevcudiyetini

e-bedileştiren mimarîmizin eşsiz üstadı K o c a Sinan'ın

aziz hâtırası, Türk gençliğinin kalbinde en derin

hürmet ve iftihar duygularile ebediyen yaşıyacaktır.

B i b l i o g r a f i :

İ S L Â M S A N A T L A R I

Gaston Migon'dan çeviren

Burhan Toprak

Güzel Sanatlar Akademisi

neşriyatından No : 1 7

1 9 4 3

Gaston Migeon'dan Burhan Toprağ'ın dilimize

çevirdiği islâm Sanatları adlı eser telhis edilmiş.

Mimarî, Tezyinî ve industriel sanatlar

kısımla-rından ibare!lir. Kitabın mühim kısmını islâm

mi-marî ve süsleme sanatlarına ait eserlerin

fotoğrafileri teşkil etmektedir. Bu kısımda Türk, Arap, A

-cem sanat eserlerinden seçme eserler tasr.it edilmiş

bir haldedir.

T E M E L İ N Ş A A T I

Prof. Dr. Mühendis

Necati ENBEZ

Üniversite Kitabevi, İstanbul

1943

Fiyatı 500 kuruş

(2)

e t m e k t e d i r . K i t a p s e k i z f a s l a ayrılmıştır. Birinci kısım t e m e l z e m i n i n i n karakteristik vasıfları, m u k a y e -sesi, inşaat ağırlığı k a r ş ı s ı n d a t e m e l z e m ' n i , t e m e ! kitlesine z e m i n i n tesiri, t e m e l e tesir e d e n k u v v e t l e r -d e n b a h s e t m e k t e -d i r . ikinci k ı s ı m : T e m e l i n ş a s ı n d a kullanılan m u h -telif m a l z e m e l e r d e n ; ü ç ü n c ü k ı s ı m : Ç ü r ü k v e sulu a r a z i d e m u h t e l i f p a l p l a n ş u s u l l e r i n d e n ; d ö r d ü n c ü kı-s ı m : T e m e l ç u k u r u n u n n a z a r î v e tatbiki t e t k i k i n d e n beşinci k ı s ı m : T e m e l i n ş a a t ı n d a m u h t e l i f u s u l l e r ; a l -tıncı kısım,: H u s u s î t e m e l tarzları; y e d i n c i kıs:ım: T e m e l inşaatının z e m i n i n n e m i n e v e yeraltı sularına karşı k u r u t m a şekilleri v e n i h a y e t s o n kısım, t e m e l inşaatı şantiyelerinin d ü z e n l e n m e s i n d e n b a h s e t m e k -tedir. N e c a t i E n g e z esere ait b ü t ü n r e s i m l e r i t o p l u bir h a l d e ayrı tertip e d e r e k k i t a b a i l â v e etmiştir. D i -l i m i z d e , b u m e v z u d a , b u d e r e c e m ü k e m m e -l i y e t t e b a ş k a b i r k i t a p m e v c u t o l m a d ı ğ ı gibi m ü e l l i f y a b a n c ı l i t e r a t ü r d e n i s t i f a d e etmiştir. M e m l e k e t t e y a p ı l -m ı ş o l a n b i r ç o k ş a y a n ı d i k k a t t e -m e l i n ş a a t ı n d a n d a m i s a l l e r v e r e s i m l e r alarak g ü z e l b i r telif eser m e y -d a n a getirmiştir. G e n ç p r o f e s ö r ü n es-eri h a z ı r l a m a k için l â z ı m g e l e n e h e m m i y e t i v e r d i ğ i k i t a b ı n tetkikin-d e n a n l a ş ı l m a k t a tetkikin-d ı r . ( T e m e l İnşaatı) h e m e n h e r m ü h e n d i s v e m i m a r ı y a k ı n d a n i l g i l e n d i r e c e k bir eserdir. T a v s i y e e d e r i z . B A Y I N D I R L I K İŞLERİ D E R G İ S İ 7 - 8 v e 9 / 1 0 - 1 9 4 3 B u d e r g i n i n 7 - 8 v e 9 - 1 0 s a y ı l a r ı n d a , Y . M ü h e n d i s O r h a n A l s a ç ' ı n ( Z i d b u n g t a s a r l a m a l a r ı n -d a c e m i y e t i n y a ş a m a i h t i y a ç l a r ı n -d a g ö z ö n ü n -d e tutulması l â z ı m g e k n r a k a m l a r ) a d l ı b i r t e r c ü m e s i ç ı k -mıştır. Bu y a z ı seri h a l i n d e , b ü y ü k bir inşa h a r e k e t i o l a r a k g e n i ş m i k y a s t a y a p ı l a c a k u c u z H a l k i k a m e t g â h l a r ı inşaatını, ihtisasa, v e İlmî esaslara g ö r e p l â n l a m a k , v e tatbik e t m e k için b i z e a d e d i bilgi v e e -saslar V e r m e k t e d i r .

K o o p e r a t i f ç i l i k , a m e l e m a h a l l e l e r i , g i b i b ü y ü k v e seri h a l i n d e i k a m e t g â h l a r inşa işleri ile u ğ -raşan a r k a d a ş l a r ı m ı z a b u y a z ı y ı o k u m a l a r ı n ı t a v s i y e •ederiz. T Ü R K E D O R Ğ R U İsmail H a k k ı B a l t a c ı o ğ l u , Y e n i A d a m ' d a , y a z -dığı d e ğ e r l i b i r ç o k m a k a l e l e r i n i ( T ü r k e D o ğ r u ) adı ile t o p l u b i r h a l d e neşretmiştir. K ı s a , v e c i z p a r ç a l a r h a l i n d e ateşli bir T ü r k ç ü l ü k i d e o l o j i s i n d e n b a h s e d e n v e xbir i d d i a s ı o l a n b u kita,p ç o k a l â k a u y a n d ı r ı c ı d ı r . B i r ç o k h a k i k a t l a r ı o l d u ğ u gibi a ç ı k ç a teşrih e d e n b u d e ğ e r l i k i t a p t a n ( M i m a r î d e T ü r k l ü k ) p a r ç a s ı n ı ikti-b a s e d i y o r u z .

Bir millet kendi ruhunun özlülüğüne üstünlüğüne inan-dığı müddetçe onun için hiçbir yabancı kültür tehlikesi yok-tur. Türkler için de bu söz doğrudur. Türkler Tanzimat'a gelinceye kadar, askerlik alanında ister galip ister mağlûp olsunlar, kendilerine kendi ruhlarına, kendi kültürlerine

ina-nıyorlardı. Heı- yaptıkları iş taklit işi değil bir öz işi bir benik işi idi. Onun için tâ site çağlarından imparatorluk çağ-larına, ilâh putlarından. Hakan türbelerinden Yenicanıi ve Sultanahmet camilerine kadar ve bu anıtların temellerinden minare ve kubbelrinin alemlerine kadar Türk işi yaptılar.

Tanzimat devri öldürücü şüphe ve aşağılık duygusu devridir. Tanzimat Türkün bu yeryüzünde Türkünkinde.ı d a -ha üstün bir din ahlâk, hukuk, sanat, felsefe ve terbiye kültürü varolduğuna inanmakla başlar. Tanzimatla birlikte T ü r -kün bütün kültür gelenekleri gibi mimari gelentikleri de soysuzlaşmıya yabancı mimari gelenekleri camileri, türbeleri, sebilleri saray ve evleri sömürmiye başlar. XIV'uncu asır için--d i İtalyan mimarları İstanbul'a gelip Türkün yıkılan mimari gelenekleriyle alay eder gibi sanki onları diriltmeye yeltenir-ler, Türk eseri yerine gotik kilisesi yaparlar : Aksaray'daki Vade Camii gibi.

X I X . uncu asrımızın sonlarına doğıu vicdanında Türk hürriyeti taşıyan bir Türk üstadı mimar Vedat Çıkıp postane binası yapar ki bu tecrübe bir dönüm noktasıdır. Vedat Bey' in yaptığı şey mimaride geleneğe dönmektir. Ama o aralık siyasi kad;rleı- o derece meşum ve aydınların aşağılık

duy-gusu o derece kuvvetli idi ki Vedat'ın eserini yalnız mimar K e m alettin ve Evkaf Okuluna mensup genç mimarlar be-nimsediler. Ötekiler ise mimarimizin bu eşsiz kalan roman-tizmasıyla hep alay ettiler! «Kubbe ve çini : yeter artık! Biz türbe istemiyoruz modern bina istiyoruz!» dediler ve Ankara-da Evkaf eliyle yapılan herbiri şirin bir Türk yuvası olan güzel Türk evlerini ortadan kaldırdılar.

Mimaride Türke doğru, demek, mimari geleneklerine d o ğ -ru demektir. Bu gelenekleri nerede bulacağız? Bütün tarih boyunca arayacağız. Gelenekler teknik değişmelere rağmen değişmiyen şeylerdir. Türk. mabedini kilise gibi değil cami gibi yapar. Türk medresesi manastıra hiç benzemez, Türk zindanın köşesi değil cenneti âlâ'mn bir parçasıdır. Türk minaresi bir çan kulesi değildir. Nasıl ki Anıt-Kabir pro-jelerini reddedenler bunları katakomb'a Lünapark'a Akro-pol'a benzedikleri için reddettiler. Anıt-Kabir'in alaturkası vardır. Hamam Türktür. Onun bir eşi daha yoktur. Yenica-m i y e baktığıYenica-mız zaYenica-man Dede Efend.i'yi dinliyoruz ve Mus-tsfa Rakım celüerini seyrediyoruz sanırız. Halbuki Anıt-Kabir projesi bunlar gibi Türk değildi.

Bütün bunlar niçin böyledir? Çünkü Türk dediğimiz b ü -tün mimarî eserlerinde Türk mimari gelenekleri başlıca şu konular üzerinde belirirler:

1) Eserin umumi bünyesinde, manzarasında. 2) Bölümlerinde, teşrihi mantığında.

3) Parçalar arasındaki nisbetlerde.

Tabiatta hiçbir şey yoktan varolmadığı gibi milli müııari de yoktan var olamaz. Mazisiz hâl, halsiz istikbal yoktur. Bugün, dünden gebe kalan ve yarına şişen bir halden başka nedir? İstikbal tepesi, mazi kaidesi üzerinde yükselir es-kicilik ile gelenekçilik yenicilikle özsüzlük bir şey değildir. Kösüz ağaç olmayacağıç gibi geleneksiz millet de olamaz.

Mesele eski Türk sanat örflerini diriltmek ve bu ölii geçmişi bugün sürüklemek değil, mesele, bütün zaman ve mekânlarda diri kalan Türk mimari geleneklerine sarılmak ve bunlan bir daha elden bırakmamak, millî .-üreyi bul-maktır.

Türk mimarı! Gelenekten ayrılma!

Referanslar

Benzer Belgeler

Etilen elde&i için yapılan çalışmalar göstermiştir ki, özellikle artan petrol fiatları kar- şısında ekonomik olmaya yönelmiş hidrojenlemey- le yüksek ısı değerli

[r]

Otizmli bireyler anlık düşündükleri için ve istedikleri şeyleri elde etmek için anlamsız bağırmalar,ağlamalar,öfke nöbetleri vb durumlarda olabilirler.Bu gibi

001 Oturum Başkanı, 1.Ulusal Eğ. İstitut, 1991, Salzburg - AVUSTURYA 006 Oturum Başkanı, ’Zeitgenossische Türkische. Uluslar arası İlhan Koman Sem., Edirne - TÜRKİYE 011

[r]

ı Candan dileriz ki: san'at tekniği, san'at ta- rihi bilgilerile dolgun san'atkâr meslektaşlar sa- de bir zevk meselesi olarak değil, fakat millî bir vazife bilerek millî

alınmak suretiyle hesap edilmek duru- mundadır. Öte yandan, bina yangın güvenliğine dönük genel bir kural olarak 50 kişiden daha fazla kullanıcının bulunduğu bina- larda iç

merkez değ ğeri 1024 eri 1024 mb mb olan bu yü olan bu y üksek bas ksek bası ın n ç ç alanı alan ı, bir ucu Marmara , bir ucu Marmara Bö B ölgesi lgesi’ ’ne kadar uzanan