• Sonuç bulunamadı

Proje No: 103T073. Türkiye Kırmızılı Kurbağa, Bombina bombina (LINNAEUS, 1758), Populasyonlarının Sistematik Revizyonu ve Populasyon Ekolojisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Proje No: 103T073. Türkiye Kırmızılı Kurbağa, Bombina bombina (LINNAEUS, 1758), Populasyonlarının Sistematik Revizyonu ve Populasyon Ekolojisi"

Copied!
127
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Proje No: 103T073

Türkiye Kırmızılı Kurbağa, Bombina bombina (LINNAEUS, 1758), Populasyonlarının Sistematik Revizyonu ve

Populasyon Ekolojisi

Prof.Dr. İ. ETHEM ÇEVİK Doç.Dr. Uğur KAYA Araş. Gör. Dr. Ferah SAYIM

Prof Dr. Hüseyin ARIKAN Araş. Gör. Dr. Ferai TURGAY

Araş. Gör. Dr. Nurşen ALPAGUT KESKİN Yrd. Doç. Dr. Uğur C. ERİŞMİŞ

Kasım 2008

İZMİR

(2)

Önsöz

Orta ve Doğu Avrupa’dan doğuda Ural dağlarına kadar, kuzeyde Finlandiya körfezinden güneyde Kafkaslara kadar geniş bir dağılış alanına sahip olan Bombina

bombina (Kırmızılı kurbağa) türünün yurdumuzda B. b. bombina ve B. b. arifiensis

türleri ile temsil edilmesine yakın zamana kadar şüphe ile yaklaşılıyordu. TÜBİTAK kısmen de EBİLTEM tarafından desteklenen “Türkiye Kırmızılı Kurbağa Bombina

bombina (Linneaus, 1758), Populasyonlarının Sistematik Revizyonu ve Populasyon

Ekolojisi“ başlıklı bu proje ile şüpheye mahal verilmeyecek şekilde yurdumuzda farklı iki alttürün yaşadığı morfometrik, biyoakustik ve serolojik çalışmalarla ortaya konulmuştur. Ayrıca söz konusu türün dağılış alanı, üreme biyolojisi, beslenme biyolojisi ve dağılış alanları içerisinde yaygın olarak kullanılan pestisitlerin bu tür üzerindeki potansiyel toksik etkileriyle ilgili önemli bilgiler de verilmiştir.

Çok kapsamlı olan bu projenin tüm bölümleri konulara göre alt başlıklar halinde verilmiştir. Herbir alt başlıkta sınıflandırılan çalışmalar, konu ile ilgili bir veya birden fazla araştırmacı tarafından yapılmış olup, materyal metod kısmında detaylı olarak belirtilmiştir.

Bu sorunun çözümlemesinde öncelikle büyük katkıları olan TÜBİTAK ve

EBİLTEM’e ben ve araştırma arkadaşlarım teşekkür ederiz.

(3)

Özet

Marmara Bölgesinde dağılış gösteren iki farklı alttürü, Bombina bombina bombina ve Bombina bombina arifiyensis, temsil eden kırmızılı kurbağaların bazı populasyonları renk- desen, morfometrik karakterler, biyoakustik karakterler ve kan–serum proteinleri bakımından detaylı olarak incelenmiştir ve bu populasyonlar tek (ANOVA) ve çok değişkenli (MANOVA) analizler ile karşılaştırılmıştır. Bu analizler sonucunda elde edilen bulgular yurdumuzda iki farklı alttür, B. bombina bombina ve B. bombina arifiyensis, varlığını destekler durumdadır.

Değirmenyeri Köyü (Edirne) Kırmızılı kurbağa populasyon büyüklüğü Yakala-Tekrar Yakala (Y-TY) yöntemi kullanılarak hesaplanmıştır. Buradaki kurbağaların populasyon büyüklüğü, Petersen formülü uygulandığında 92, Chapman’ın Modifikasyonuna ait formül uygulandığında ise 91 birey olarak hesaplanmıştır.

Büyük Döllük ve Döşeme Bataklığı’na ait 16 Bombina örneğinde yapılan besin analizi çalışmalarında mide yıkama ve sindirim yolu tespit yöntemleri kullanılarak elde edilen besin içeriklerinde sayılabilen avların Arthropoda (eklembacaklılar) ve Mollusca (yumuşakçalar) filumlarından olduğu belirlenmiştir. B. b. arifiyensis’de krustaseler (Kabuklular), B. b.

bombina’da insektler (böcekler) ön plana çıkmaktadır. Türün besininde yer alan bazı avların önemli zararlı gruplarından olduğu düşünüldüğünde Bombina’nın zararlılarla biyolojik mücadele potansiyeli olduğundan söz edilebilir.

Laboratuvar şartlarında B. bombina türünün üreme biyolojisi ile ilgili gözlemler ve kantitatif değerlendirmeler yapılmıştır. Laboratuvar şartlarında, bir seferde bırakılan toplam yumurta sayısı ortalama 104 adet, yumurta çapı jelatin kapsül ile birlikte ortalama 2.05 mm, sadece ovum çapı ise ortalama 1.50 mm olarak hesaplanmıştır. Larvaların yumurtadan çıkma süresi genellikle 6 gün, yumurtadan çıkma zamanı ise 22. evre ve yumurtadan çıkan larva boyu da ortalama 7.76 mm olarak belirlenmiştir. B. bombina’nın 22°C’de erken embriyonik gelişim evreleri morfolojik ve zaman verileri ile belirlenip fotoğraflanmış ve Gosner (1960)’a göre, bu türe özel erken embriyonik gelişim tablosu hazırlanmıştır.

Amfibi embriyo ve larva toksisite testleriyle, yaygın kullanılan herbisitlerden biri olan trifluralin’in B. bombina embriyo ve larvaları için 120 saatlik LC50 değerleri sırasıyla 9.40, 10.07 µL/L olarak hesaplanmıştır. Bu değerler B. bombina embriyo ve larvalarının trifluralin’e olan duyarlılıklarının hemen hemen aynı olduğunu göstermektedir. Trifluralin’in B. bombina embriyo ve larvalarının gelişiminde gecikmelere ve büyüme oranlarında azalmalara, ödemlere, pigmentasyonda azalmalara, ayrıca bu larvalarda kuyruk, kuyruk yüzgeci ve omurga deformasyonları, bağırsakların düzensiz kıvrımlanması şeklinde morfolojik anomalilere neden olduğu tespit edilmiştir.

(4)

Bu çalışmada, Anadolu ve Trakya’da bulunan B. bombina populasyonlarının genetik yapıları, yirmi allozim lokusundaki allozim varyasyonu kullanılarak araştırılmıştır. Çalışılan tüm populasyon ve lokuslarda, küçük ve izole populasyonlarda beklenenin aksine önemli miktarda bir genetik varyasyon saptanmıştır.

Anahtar kelimeler: Bombina bombina, morfometri, dağılış, populasyon büyüklüğü, beslenme biyolojisi, biyolojik mücadele, üreme biyolojisi, embriyo ve larva toksisite testleri, kan-serum proteinleri, allozim, yaş tayini

(5)

Abstract

Some populations representing two subspecies of fire bellied toad, Bombina bombina bombina and Bombina bombina arifiyensis, distributed in Marmara region were studied in detail from the point of view of color and pattern, morphometric and bioacoustic characters, blood-serum proteins and these populations were compared each other by using univariate (ANOVA) and multivariate (MANOVA) statistics. The results of these analyses support the existence of two different subspecies, B. bombina bombina and B. bombina arifiyensis, in our country.

Population size of fire bellied toad in Değirmenyeri Village (Edirne) was estimated using Mark-Recapture (Y-TY) method. Population sizes of these toads were estimated as 92 and 91 according to the Petersen and Chapman’s modification formulas respectively.

Food analysis studies conducted on 16 Bombina specimens from Büyük Döllük and Döşeme Marshes, utilizing stomach flush and gut fixation techniques, established that the countable preys of the food content belonged to the phyla Arthropoda and Mollusca. In B. b.

arifiyensis crustaceans were dominant, while in B. b. bombina the dominant group was insects. Since some of the prey items of the species consisted of important pests, it could be said that Bombina has a potential for biological pest control.

In laboratory conditions, observations and quantitative estimations were done on the breeding biology of B. bombina. A mean number of eggs per batch, a mean diameter of eggs with and without jelly capsule were calculated as 104, 2.05 mm and 1.50 mm, respectively. The average span time from fertilisation to hatching was 6th day, the stage of newly hatched larvae was 22. stage. The average hatching length was 7.76 mm. A staged series with morphology and time data for B. bombina early embryonic development was detected at 22 °C and presented with photographs. A species specific table of early embryonic development was prepared following Gosner(1960)’s generalized table.

After amphibian embryo and larval toxicity tests for 120 hours, LC50 values of trifluralin, a widely used herbicide, for embryo and larvae of B. bombina were calculated as 9.40, 10.07 µL/L, respectively. According to these values, it was concluded that the susceptibility of the embriyos and larvae of B. bombina to this herbicide were almost the same. It was determined that trifluralin caused retardation in development and growth rate, oedema, reduction in pigmentation and also malformations such as deformation of tail, tail fin and spine, and improper gut cooling of embryos and larvae of B. bombina.

In this study, the genetic structures of Anatolian and Thracian B. bombina populations were analyzed using twenty allozyme loci variations. Significant genetic variability was detected in all loci and populations, contrary to the conventional expectation of small isolated populations.

(6)

Key words: Bombina bombina, morphometri, distribution, population size, feeding biology, biological pest control, breeding biology, embryo and larval toxicity tests, blood-serum proteins, allozyme

(7)

İÇİNDEKİLER

Önsöz ... II Özet ... III Abstract ... V

1. Giriş ... 1

1.1 Morfometrik Analiz ... 1

1.2 Dağılış ve Bazı Ekolojik Bilgiler ... 2

1.3 Populasyon Büyüklüğü ... 2

1.4 Beslenme Biyolojisi ... 2

1.5 Biyoakustik Analiz ... 7

1.6 Üreme Biyolojisi ve Erken Embriyonik Gelişim ... 8

1.7. Pestisitlerin B. bombina Üzerindeki Potansiyel Toksik Etkilerinin Amfibi Embriyo ve Larva Toksisite Testleriyle Belirlenmesi ... 8

1.8 Elektroforetik Analiz ... 9

1.9 Allozim Varyasyonu Analizi ... 10

1.10 İskelet kronolojisi ... 11

2. Genel Bilgiler ... 13

3. Gereç ve Yöntem ... 14

3.1 Morfometrik analiz ... 14

3.2. Dağılış ve Bazı Ekolojik Bilgiler ... 15

3.3 Populasyon Büyüklüğü ... 18

3.4 Beslenme Biyolojisi ... 19

3.5 Biyoakustik analiz ... 20

3.6 Üreme Biyolojisi ve Erken Embriyonik Gelişim ... 20

3.7 Pestisitlerin B. bombina üzerindeki potansiyel toksik etkilerinin amfibi embriyo ve larva toksisite testleriyle belirlenmesi ... 21

3.8 Elektroforetik Analiz ... 22

3.9 Allozim Varyasyonu Analizi ... 22

3.9.1 Doku ekstraksiyonu ve elektroforez ... 22

3.9.2 Genotip verilerinin İstatistiksel Analizi ... 23

3.10 İskelet kronolojisi ... 24

3.10.1 Kemikten Histolojik Preparat Hazırlanması ... 24

3.10.2 Kemiğin Dekalsifikasyon İşlemi ... 24

3.10.3 İstatistiksel Değerlendirme ... 24

4. Bulgular ... 25

4.1 Morfometrik Analiz ... 25

4.1.1. Dorsal desen analizi ... 25

4.1.2 Ventral desen analizi ... 28

4.1.3 Morfometrik Analizler ... 32

4.2 Dağılış ve Bazı ekolojik bilgiler ... 34

4.3 Populasyon Büyüklüğü ... 41

4.4. Beslenme Biyolojisi ... 41

4.5 Biyoakustik Analiz ... 49

4.6 Üreme Biyolojisi ve Erken Embriyonik Gelişim ... 57

4.7 Pestisitlerin B. bombina üzerindeki potansiyel toksik etkilerinin amfibi embriyo ve larva toksisite testleriyle belirlenmesi ... 62

4.8 Elektroforetik Analiz ... 69

4.9 Allozim varyasyonu Analizi ... 71

4.9.1 Genetik Çeşitlilik, Hardy-Weinberg Dengesi ve Bağlantı Dengesizliği ... 71

4.9.2 Yakın zamanlı populasyon darboğaz etkisine ait kanıtlar ... 74

4.9.3 Populasyonlar arası genetik divergens ... 75

4.10 İskelet Kronolojisi ... 76

4.10.1 Vücut uzunluğu - Ağırlık - Yaş Dağılımı ... 77

4.10.2 Vücut Uzunluğu - Vücut Ağırlığı İlişkisi ... 80

4.10.3 Vücut uzunluğu – yaş – seksuel olgunluk ve büyüme modeli ... 81

5. Tartışma ve Sonuç ... 83

5.1. Morfometrik Analizler ... 83

(8)

5.2. Dağılış ve Bazı ekolojik bilgiler ... 83

5.3 Populasyon Büyüklüğü ... 84

5.4 Beslenme Biyolojisi ... 84

5.5 Biyoakustik ... 90

5.6 Üreme Biyolojisi ve Erken Embriyonik Gelişim ... 91

5.7 Pestisitlerin B. bombina üzerindeki potansiyel toksik etkilerinin amfibi embriyo ve larva toksisite testleriyle belirlenmesi ... 91

5.8 Elektroforetik Analiz ... 93

5.9 Allozim Varyasyonu Analizi ... 93

6. Referanslar ... 97

(9)

ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil 1: Bombina populasyonlarının ventral renk-desen özelliklerinin belirlenmesinde

kullanılılan gridller. ... 15

Şekil 2: Üç farklı populasyona (Büyükdöllük, Denizköy ve Çek Cumhuriyeti) ait dorsal taraf benek yüzdesi Box-and-Whisker grafiği ... 26

Şekil 3: Üç farklı populasyona (Büyükdöllük, Denizköy ve Çek Cumhuriyeti) ait dorsal taraf benek sayısı Box-and-Whisker grafiği. ... 27

Şekil 4: Üç farklı populasyona (Büyükdöllük, Denizköy ve Çek Cumhuriyeti) ait dorsal taraf benek hacmi Box-and-Whisker grafiği. ... 28

Şekil 5: Üç farklı populasyona (Büyükdöllük, Denizköy ve Çek Cumhuriyeti) ait ventral taraf benek yüzdesi Box-and-Whisker grafiği. ... 29

Şekil 6: Üç farklı populasyona (Büyükdöllük, Denizköy ve Çek Cumhuriyeti) ait ventral taraf benek sayısı Box-and-Whisker grafiği. ... 30

Şekil 7: Üç farklı populasyona (Büyükdöllük, Denizköy ve Çek Cumhuriyeti) ait ventral taraf benek hacmi Box-and-Whisker grafiği. ... 31

Şekil 8: İki alttüre ait ayırım analizi ilişki grafiği ... 34

Şekil 9: B. bombina türüne ait dağılım haritası. (■) ile işaret edilen noktalar bu çalışma süresince (Tablo 19), (●) ile işaret edilen noktalar ise kaynak taraması sonucu belirlenmiştir. ... 35

Şekil 10: Denizköy’de gözlenen habitat tahribatı. Kumlar daha önceden kurbağa yakalanan bahçe (lokalite) içerisine yığılmış ve ortamın sadece bir kısmında uygun sucul kısım kalmıştır ... 37

Şekil 11: İhsaniye civarlarında B. bombina’ya ait biyotop ... 37

Şekil 12: Döşeme bataklığı ... 38

Şekil 13: Döşeme Bataklığında uygun bir biyotop ... 38

Şekil 14: Değirmenyeni Köyü'nde moloz dökülmüş B. bombina habitatı (2006). Bu lokalitenin populasyon büyüklüğü 2005 yılında hesaplanmıştır. Bu lokalite ortasına yığılan beyaz renkli kayalar Kırmızılı Kurbağaların doğal ortamlarını tahrip etmiştir. Fotoğrafın çekildiği tarihte üreme zamanı olmasına rağmen sadece birkaç bombina çağrısı duyulmuş, ancak populasyon büyüklüğü örnek sayısı azlığı nedeniyle tekrar hesaplanamıştır... 39

Şekil 15: Değirmenyeni Köyü'ndeki habitatın daha önceki hali (2005) ... 39

Şekil 16: Büyükdöllük’te tarımsal faaliyetler. Bataklığın kenar kısımları suyun çekildiği dönemlerde tarla olarak kullanılmaktadır. Bu nedenle yoğun ilaçlama yapılmaktadır. ... 40

Şekil 17: B. bombina'da sindirim yolu ... 43

Şekil 18: Sayısal ağırlık (a) ve yiyen birey sayısı (b) bakımından böcek gruplarının dağılımı. ... 47

Şekil 19: B. bombina bombina alttüründe çağrı süresi ve sıcaklık arasındaki ilişki ... 50

Şekil 20: B. bombina bombina alttüründe çağrı arası süre ve sıcaklık arasındaki ilişki. ... 50

Şekil 21: B. bombina bombina alttüründe çağrı periyodu ve sıcaklık arasındaki ilişki. ... 51

Şekil 22: B. bombina bombina alttüründe dominant frekans ve sıcaklık arasındaki ilişki. ... 51

Şekil 23: B. bombina arifiyensis alttüründe çağrı süresi ve sıcaklık arasındaki ilişki ... 52

Şekil 24: B. bombina arifiyensis alttüründe çağrı arası süre ve sıcaklık arasındaki ilişki. ... 53

Şekil 25: B. bombina arifiyensis alttüründe çağrı periyodu ve sıcaklık arasındaki ilişki. ... 53

Şekil 26: B. bombina arifiyensis alttüründe dominant frekans ve sıcaklık arasındaki ilişki. .... 54

Şekil 27: İki alttürün çağrı arası süre regresyon doğruları karşılaştırılma grafiği. ... 55

Şekil 28: İki alttürün çağrı periyodu regresyon doğruları karşılaştırılma grafiği. ... 56

Şekil 29: İki alttürün dominant frekans regresyon doğruları karşılaştırılma grafiği. ... 57

Şekil 30: Amfibi laboratuarımızda B. bombina’lar için hazırlanan özel yaşam ortamı ... 58

Şekil 31: Laboratuar ortamında, çağrı yapan bir erkek B. bombina ... 58

Şekil 32: Laboratuar ortamında amplexus halinde bir B. bombina çifti ... 59

Şekil 33: Laboratuar ortamında bırakılan yumurta kümesi ve amplexus halinde bir B. bombina çifti ... 59

Şekil 34: Yumurtadan yeni çıkan 20, 21 ve 22. evre B. bombina larvaları ve 25. evre B. bombina larvası ... 59

(10)

Şekil 35: B. bombina’nın erken embriyonik gelişim evreleri (1-16. evreler). (Yumurta boyutu ortalama 1.50 mm.) ... 61 Şekil 36: 120 saat Trifluraline maruz bırakılan B. bombina embriyolarında oluşan omurga, kuyruk ve kuyruk yüzgeci anomalileri. ... 63 Şekil 37: Kontrol grubu ve Trifluraline maruz bırakılan uygulama grupları larvalarının Total(A), Baş+Gövde(B) uzunluklarının ve Baş+Gövde genişliklerinin(C) karşılaştırılması ... 67 Şekil 38: 120 saat Trifluraline maruz bırakılan B. bombina embriyolarında gözlenen ileri derece malformasyonlar. ... 68 Şekil 39: A)Kontrol grubu; 120 saat Trifluraline maruz bırakılan B. bombina larvalarında gözlenen B)Pigmentasyonda azalma, C-D)Karın kısmında ödem ve anormal barsak kıvrımlanması, E)Baş ve gövde kısmında ödem, F) Pigmentasyonda azalma ve kuyruk yüzgecinde dalgalanma şeklindeki morfolojik anomaliler. ... 69 Şekil 40: Döşeme Bataklığı (Adapazarı)’ndan toplam 11(5♂♂, 6♀♀) örneği temsilen ergin bir bireye ait kan-serum proteinlerinin jel fotoğrafı ile densitometrik eğrisi.G1-G8: Globülin bölgesi protein fraksiyonları ya da fraksiyon grupları; A: Albümin fraksiyonu; O O.D: Optik yoğunluk, S: Başlangıç (Stacking jel ile separasyon jeli arasındaki sınır). ... 70 Şekil 41: Durusu (İstanbul) ve Büyükdöllük (Edirne)’den toplam 16(14♂♂, 2♀♀) örneği temsilen ergin bir bireye ait jel fotoğrafı ile densitometrik eğrisi. Açıklamalar için Şekil 1’e bakınız. ... 70 Şekil 42: Anadolu ve Trakya B. bombina populasyonlarında allel frekanslarında coğrafik farklılıklar gösteren lokuslara ait pasta grafikleri. a. Ldh-2, Gd-1, Aat-2 and G6pd-1, b. Sod-2, Ada-1,2 and Pgm-2 Büyük daireler erkek ve dişi karışık, küçük olanlar sadece erkek bireyler (örnek sayısı 15’in üzerinde). 1-Döşemebataklığı, 2-Durusu, 3-Büyükdöllük. ... 73 Şekil 43: B. bombina populasyonlarında, Nei (1972) genetik uzaklık verilerinden oluşturulan UPGMA fenogram, 1-Döşemebataklığı, 2-Durusu, 3-Büyükdöllük. ... 76 Şekil 44: B. bombina türüne ait büyüme halkaları ... 77 Şekil 45: Döşeme bataklığı (Adapazarı – Karasu) populasyonunda erkek ve dişi bireylere ait vücut uzunluğu dağılımı ... 79 Şekil 46: Döşeme bataklığı (Adapazarı – Karasu) populasyonunda erkek ve dişi bireylere ait vücut ağırlığı dağılımı ... 79 Şekil 47: Döşeme bataklığı (Adapazarı – Karasu) populasyonunda erkek ve dişi bireylere ait vücut uzunluğu ve vücut ağırlığı ilişki grafiği ... 80 Şekil 48: Döşeme bataklığı (Adapazarı – Karasu) populasyonunda erkek ve dişi bireylere ait Kondisyon faktör ortalama değerler (P>0.05) ... 80 Şekil 49: Döşeme bataklığı (Adapazarı – Karasu) populasyonunda erkek ve dişi bireylere ait yaş dağılımı ... 81 Şekil 50: Döşeme bataklığı (Adapazarı – Karasu) populasyonunda erkek ve dişi bireylere ait yaş ortalama değerleri (P<0.05) ... 81 Şekil 51: Döşeme bataklığı (Adapazarı – Karasu) populasyonunda erkek ve dişi bireylere ait büyüme eğrisi ... 82 Şekil 52: Trakya ve Anadolu B. bombina populasyonlarının göç, kolonizasyon, coğrafik izolasyon ve genetik farklılaşma süreciiçin önerilen model a ve b B. bombina’nın Avrupa populasyonunun Trakya ve Anadolu’ya geçiş rotalarını gösterir (~223–64 ka BP cal), kesikli çizgiler kurucu populasyonun sınırlarını, beyaz kırıklı çizgi coğrafik izolasyonu (~10 ka BP cal) ve oklar, darboğaz etkisini belirler ... 96

(11)

TABLOLAR DİZİNİ

Tablo 1: B. bombina arazi çalışmalarının bazılarından elde edilen dağılış ve ekolojik veriler.

... 16

Tablo 2: Araştırmada kullanılan B. bombina örneklerine ait toplama bilgileri. ... 19

Tablo 3: Üç farklı populasyona (Büyükdöllük, Denizköy ve Çek Cumhuriyeti) ait dorsal taraf benek yüzdesi ANOVA sonuçları. ... 25

Tablo 4: Üç farklı populasyona (Büyükdöllük, Denizköy ve Çek Cumhuriyeti) ait dorsal taraf benek yüzdesi Multiple Range Tes sonuçları. ... 25

Tablo 5: Üç farklı populasyona (Büyükdöllük, Denizköy ve Çek Cumhuriyeti) ait dorsal taraf benek sayısı ANOVA testi sonuçları ... 26

Tablo 6: Üç farklı populasyona (Büyükdöllük, Denizköy ve Çek Cumhuriyeti) ait dorsal taraf benek sayısı Multiple Range Testi sonuçları ... 26

Tablo 7: Üç farklı populasyona (Büyükdöllük, Denizköy ve Çek Cumhuriyeti) ait dorsal taraf benek hacmi ANOVA testi sonuçları ... 27

Tablo 8: Üç farklı populasyona (Büyükdöllük, Denizköy ve Çek Cumhuriyeti) ait dorsal taraf benek hacmi Multiple Range tesiti sonuçları ... 27

Tablo 9: Üç farklı populasyona (Büyükdöllük, Denizköy ve Çek Cumhuriyeti) ait ventral taraf benek yüzdesi ANOVA sonuçları. ... 29

Tablo 10: Üç farklı populasyona (Büyükdöllük, Denizköy ve Çek Cumhuriyeti) ait ventral taraf benek yüzdesi Multiple Range Tes sonuçları. ... 29

Tablo 11: Üç farklı populasyona (Büyükdöllük, Denizköy ve Çek Cumhuriyeti) ait ventral taraf benek sayısı ANOVA testi sonuçları ... 30

Tablo 12: Üç farklı populasyona (Büyükdöllük, Denizköy ve Çek Cumhuriyeti) ait ventral taraf benek sayısı Multiple Range Testi sonuçları ... 30

Tablo 13: Üç farklı populasyona (Büyükdöllük, Denizköy ve Çek Cumhuriyeti) ait ventral taraf benek hacmi ANOVA testi sonuçları ... 31

Tablo 14: Üç farklı populasyona (Büyükdöllük, Denizköy ve Çek Cumhuriyeti) ait ventral taraf benek hacmi Multiple Range tesiti sonuçları ... 31

Tablo 15: Morfometrik verilerin Ana Bileşkenler Analizi sonuçları ... 32

Tablo 16: Morfometrik verilerin component ağırlıkları ... 32

Tablo 17: Morfometrik verilerin Ayırma Analizi sonuçları ... 33

Tablo 18: B. bombina alttürlerinin Ayırma Analizine göre sınıflardırma sonuçları ... 33

Tablo 19: Proje süresince yapılan arazi çalışmalarında tespit edilen B. bombina türüne ait lokaliteler ve koordinatları. Herbir lokalite ilgili numara ve sembol ile Şekil 9’daki dağılım haritası üzerine işaretlenmiştir. ... 36

Tablo 20: Gala Gölü ve Büyükdöllük civarında rastlanan tarım ilaçları. ... 41

Tablo 21: B. b. arifiyensis örneklerinin Büyüklük, Baş Genişliği, Baş Uzunluğu ilişkileri. BKU: Burun ucu – kloak uzunluğu; BG: Baş genişliği; BU: Baş uzunluğu ... 42

Tablo 22: B. b. bombina örneklerinin Büyüklük, Baş Genişliği, Baş Uzunluğu ilişkileri. BKU: Burun ucu – kloak uzunluğu; BG: Baş genişliği; BU: Baş uzunluğu ... 42

Tablo 23: İncelenen 16 Bombina örneğinde farklı av gruplarının ve avı yiyen bireylerin (parantez içinde) sayısal değerleri (Tabloda * ile işaretli olan taksonlar avı, diğerleri avın sistematik yerini ifade etmektedir). I: B. b. arifiyensis, II: B.b. bombina, N: Örnek sayısı, P: Filum, SP: Subfilum, C: Klassis, SC: Subklassis, SupO: Süperordo, O: Ordo, SO: Subordo, F: Familya ... 44

Tablo 24: İncelenen 16 örnekte gruplara göre besin içeren bireyler ve av sayıları. I: B.b.arifiyensis, II: B.b. bombina, N: Örnek sayısı. ... 47

Tablo 25: İki alttüre ait temporal ve spectral parametreler ile sıcaklık arasındaki ilişki. ... 49

Tablo 26: İki alttürün çağrı arası süre regresyon doğruları karşılaştırılması... 54

Tablo 27: İki alttürün çağrı periyodu regresyon doğruları karşılaştırılması. ... 55

Tablo 28: İki alttürün dominant frekans regresyon doğruları karşılaştırılması. ... 56

Tablo 29: B. bombina türünün erken embriyonik gelişimi ... 60

Tablo 30: Trifluralin’in B. bombina embriyoları için hesaplanan 120 saatlik letal konsantrasyon (LC50) , etkili konsatrasyon (EC50) ve teratojenik indeks (TI) değerleri. ... 62

Tablo 31: Trifluralin’in B. bombina larvaları için hesaplanan 120 saatlik letal konsantrasyon değerleri. (χ2 significant) ... 63

(12)

Tablo 32: Kontrol grubu ve Trifluraline maruz bırakılan uygulama grupları larvalarının ortalama morfometrik ölçümleri (Ortalama ± SS). TotalUzunluk (T Uz.), Baş+Gövde Uzunluğu (B+G Uz.), Baş+Gövde Genişliği (B+G Gen.). * İstatistiksel olarak kontrole göre önemli seviyede farklı. ... 63 Tablo 33: Kontrol grubu ve Trifluraline maruz bırakılan uygulama grupları larvalarının total uzunluklarının varyans analizi (ANOVA- Multiple Range Test) ile karşılaştırılması. ... 64 Tablo 34: Kontrol grubu ve Trifluraline maruz bırakılan uygulama grupları larvalarının Baş+Gövde uzunluklarının varyans analizi (ANOVA- Multiple Range Test) ile karşılaştırılması. ... 65 Tablo 35:Kontrol grubu ve Trifluraline maruz bırakılan uygulama grupları larvalarının Baş+Gövde genişliklerinin varyans analizi (ANOVA- Multiple Range Test) ile karşılaştırılması.

... 66 Tablo 36: B. bombina populasyonlarında 15 polimorfik allozim lokusunda beklenen ve gözlenen heterozigotluk (HE, Ho,) ve gen çeşitliliği (GD), P* değerleri Hardy-Weinberg dengesiyle ilişkili olasılık değerlerini göstermektedir. N:örnek sayısı ... 71 Tablo 37: Anadolu ve Trakya B. bombina populasyonlarında 20 allozim lokusunda allel frekansları ... 72 Tablo 38: Allozim lokuslarına ait FST ve populasyonlara ait FIS değerleri ... 74 Tablo 39: Trakya ve Anadolu B. bombina populasyonlarında polimorfik lokuslarda genetik çeşitlilik fazlalığı (He > Heq) Heq–beklenen denge heterozigotluğu ve He–gen çeşitliliği Nei (1978). IAM: infinite allele model, SMM: stepwise mutation model ve TPM: two-phase mutation model, P: olasılık (He > Heq), n: haploid genom sayısı ... 75 Tablo 40: B. bombina populasyonlarında, genetik farklılaşma (populasyonlar arası karşılıklı FST değerleri) ve genetik uzaklıklar (Nei, 1972) ... 76 Tablo 41: Döşeme bataklığı (Adapazarı – Karasu) örneklerinde ağırlık ve vücut uzunluğu ölçümlerine göre yapılmış analiz sonuçları (W: ağırlık; SVL: total boy N: örnek sayısı; M:

ortalama; SE : ortalamanın standart hatası; Ext : minimum-maksimum değerler; Med : medyan; SD: standart sapma, P= 0.01) ... 78

(13)

1. Giriş

Bu çalışma ile Türkiye’de dağılış gösteren Kırmızılı Kurbağa, Bombina bombina (LINNAEUS, 1758) sistematiğinin çeşitli yöntemlerle (morfoloji, vokalizasyon, seroloji, allozim) detaylı olarak incelenmesi amaçlanmıştır. Uygun olan lokalitelerde, populasyonların ekolojisinin aydınlatılması amacıyla, populasyon büyüklüğü, dağılışı, yapısı (yaş dağılımı) ve beslenme biyolojiside araştırılmıştır.

Ayrıca proje süresince gerçekleştirilen arazi gözlemleri ile toksikolojik laboratuvar araştırmalarından elde edilecek verilerle, populasyonların geleceğini tehdit edebilecek olası faktörlerin (pollusyon, tarımsal amaçlarla kurbağaların yaşam alanlarının daraltılması vs.) ortaya konmasıda amaçlanmıştır. Yapılan bu çalışmalar her bölüm altında alt başlıklar halinde özetlenmiştir;

1.1 Morfometrik Analiz

Türkiye’de Kırmızılı kurbağa, B. bombina, türü üzerine yapılan çalışmaların çoğu morfoloji ve dağılışları hakkındadır (Yılmaz 1984; Atatür ve Yılmaz 1986; Özeti ve Yılmaz, 1994; Baran ve Atatür,1998). Arifiye populasyonunun ayrı bir alttür (B. bombina arifiyensis) olarak alınmasıda, bu formların Trakya’da yaşayan aynı türe ait formlarla, temel olarak sırt ve karın desenlerindeki farklılıklarının karşılaştırmasını esas alan morfolojik çalışma sonuçlarına dayandırılmıştır (Özeti ve Yılmaz, 1987). Bu çalışmaya göre söz konusu alttür Trakya’daki formlardan dorsalde az sayıda büyük beneklere, ventralde ise çok sayıda küçük beneklere sahip olmasıyla ayrılmaktadır. Ancak söz konusu tavsifde kullanılan renk desen karakterleri istatistiksel olarak karşılaştırılıp, sonuçları net bir şekilde ortaya konmamıştır. Ayrıca Özeti ve Yılmaz’a göre (1987) bu alttürün bazı morfometrik karakterleri de nominat alttürden farklılık göstermektedir. Örneğin tibia ve callus internus bu formda daha küçük değerlere sahipken, baş genişliği ise daha büyük değere sahiptir. Ancak bu karakterlerin karşılaştırılmasında, çeşitli oransal değerler tek değişkenli parametrik olmayan Mann-Whitney U testi kullanılmıştır. Baş genişliği ve tibia oran değerleri, SVL’nin (baş+gövde uzunluğu) bu değerlere bölünmesi ile elde edilirken, callus internus oran değeri, arka ayak birinci parmak uzunluğuna bölünerek elde edilmiştir. Günümüz sistematik çalışmalarında oransal değerlerden ziyade transformasyonlar (örneğin logaritmik olanlar) tercih edilmektedir (Sinsch et al. 2002). Bu tercihin en önemli sebebi karakterler arası etkileşimin engellenmesi, ve olası ölçüm hataların diğer karakterlere oranlama şeklinde yansıtılmamasıdır. Ayrıca istatistiksel analizlerin temel kurallarından birisi, analizlerde kullanılacak değişkenlerin bağımsız olması gerektiğidir.

Yukarıda bahsedilen istatistiksel eksikliklerin giderilmesi ve Türkiye’de dağılış gösteren Kırmızılı kurbağa alttürlerin sistematik durumunun aydınlatılması için, bu çalışmada söz konusu alttürleri ayırıcı karakter olarak kullanılan dorsal ve ventral renk desen özellikleri gridleme yöntemi ile sayısallaştırılmış, morfometrik ölçümlerden elde edilen değerler birbirleri

(14)

ile oranlanmadan Çok Değişkenli (Multivariate Analysis) çağdaş istatistiksel yöntemlerle analiz edilmiş ve değerlendirilmiştir.

1.2 Dağılış ve Bazı Ekolojik Bilgiler

Yakın zamanlarda yayınlanan bazı çalışmalar anur populasyonlarının dünya çapında azalmakta olduğunu ortaya koymuştur (Blaustein and Wake, 1990,1995; Bishop and Pettit, 1992, Materna et al., 1995; Houlahan et al., 2000, Sparling et al., 2001). Amfibi sayısındaki bu yaygın azalmalara dair kanıtlar hızla ortaya konmakla beraber, bu azalmaların altında yatan sebepler hala çok açık değildir. Kesin olarak bilinen amfibilerin çeşitli ekolojik faktörlere karşı oldukça duyarlı olduğudur.

Kırmızılı kurbağaların Türkiye’deki dağılışları ile ekolojik özelliklerine ait bazı verilere çeşitli çalışmalarla değinilmiştir (Ünlü, 1987; Özeti ve Yılmaz, 1994; Baran ve Atatür 1998, Uğurtaş et al. 1999). Ancak bu dağılış alanlarında Kırmızılı kurbağaların populasyon yapıları, veya bu populasyonlarda zamanla meydana gelen azalma, artış veya olası yok olma durumları, Arifiye populasyonu (terra typica) hariç, günümüzde tam olarak bilinmemektedir.

1.3 Populasyon Büyüklüğü

Amfibiler sucul ve karasa ortamlarda önemli roller üstlendiği gibi habitatlarında meydana gelebilecek herhangi bir değişime karşı oldukça hassastırlar. Bu nedenle amfibi populasyonlarındaki dalgalanmalar veya azalmalar ekosistemde meydana gelen olumsuz faktörleri göstermesi açısından önemlidir (Stebbins and Cohen, 1995; Davic and Welsh, 2004). Diğer yandan amfibilerin ve yaşadıkları habitatların korunması büyük bir önem taşımaktadır. Amfibilerin korunmasında atılacak ilk adım ise, seçilecek hedef tür dağılışlarının, ekolojilerinin, populasyon yapılarının ve büyüklüklerinin iyi bir şekilde anlaşılmasıdır. Bu bilgilerin elde edilmesi için iyi bir şekilde tasarlanmış uzun vadeli gözlem (Monitoring Studies) çalışmalarına ihtiyaç vardır. Bu bağlamda, populasyon veya metapopulasyon seviyesinde yapılacak Yakala-Tekrar Yakala (Y-TY [Mark-Recapture Studies]) çalışmaları, bir türe ait populasyon büyüklük değerini ortaya koyduğu gibi, uzun vadede hedef türün populasyon büyüklüğündeki dalgalanmalarla birlikte yaşam alanlarında meydana gelen değişimleri ve bu değişimlerin etkilerinin belirlenmesinide sağlar.

1.4 Beslenme Biyolojisi

Günümüzde doğa dengesi geri dönüşümsüz şekilde giderek bozulmakta ve canlılar için gerekli olan doğal besin ve enerji kaynakları hızla azalmaktadır.

Tarımsal etkinliklerin gerçekleştirildiği yörelerde bilhassa tarımsal zararlı böcekler büyük bir problemdir. Tarımsal zararlılara karşı gelişigüzel kullanılan pestisidler kısa vadede sonuç alınan pratik–etkili çözümler gibi gözükse de; uzun vadede geri dönüşü pek de mümkün olmayan olumsuz sonuçlar yaratmakradır. Çoğunlukla geniş spektrumlu

(15)

olduklarından zararlıların yanı sıra ekosistemdeki diğer canlılar üzerinde de az veya çok derecede istenmeyen etkilere yol açarlar.

Konuya bu açıdan bakıldığında doğadaki canlıların “biyolojik mücadele potansiyelleri”

nin ortaya konması, yani yaşadıkları çevre üzerine olan negatif veya pozitif etkilerinin saptanabilmesi, diğer bir deyişle doğadaki rolleri önem kazanmaktadır.

Bu saptamayı sağlayan yöntemlerden biri de beslenme biyolojilerinin araştırılmasıdır.

Zira beslenme, yaşamı sürekli kılan en önemli aktivitelerden biridir ve genellikle canlıların aldıkları besinler yaşam tarzlarına uygunluk göstermektedir.

Çoğunlukla detayları çok iyi ortaya konamamış olmasına rağmen, çeşitli amfibi türlerinin gerek larva gerekse erginlerinde beslenme biyolojileri bir çok araştırıcı tarafından incelenmiştir.

Amfibilerin beslenme stratejilerine av seçimi ve avın yerini tespit etme, avı yakalama ve avın besin olarak alınma yöntemleri dahildir.

Ancak amfibi beslenmesine ait kayıtların çoğu yeterince detaylı değildir ve sadece bir kaç taksonla sınırlıdır. Bu yüzden av seçimi ve avlanma stratejileri konusu az bilinmektedir (Duellman and Trueb, 1986).

Amfibiler genelde sadece canlı hayvanlarla beslenirler ve avlarını ya aktif olarak izleyerek ya da pasif kalıp avlarının yakalanacak kadar yakına gelmelerini bekleyerek otur–

bekle taktiği ile temin ederler (Duellman ve Trueb, 1986; Porter, 1972; Stebbins ve Cohen, 1995). Porter’a (1972) göre canlı avla sınırlanmış olmaları geniş çapta görme hissine bağımlılıklarını ve sadece hareket eden objelere reaksiyon gösterme meyillerini yansıtmaktadır. Görme av tespitinde amfibilerin çoğunda kullanılan dominant duyudur (Duellman ve Trueb, 1986; Porter, 1972; Stebbins ve Cohen, 1995) ve bazen ekstrem loş ışıkta dahi kullanılır (Stebbins ve Cohen, 1995).

Koku alma av tespitinde yine yaygın, fakat görmeye göre sekonder bir duyudur.

Kokunun önemi amfibi türüne göre değişmektedir (Stebbins ve Cohen, 1995).

Koku sayesinde avının zehirli olup olmadığını anlayabilen (Sternthal, 1974) ya da ölü hayvanlar, kendilerine veya diğer amfibilere ait yumurtalar, böcek pupaları vb. hareketsiz besinlerle beslenebilen (Stebbins ve Cohen, 1995) bazı amfibiler bildirilmiştir.

Amfibilerde görme, koku ve dokunma duyuları dışında hareketli avlardan kaynaklanan vibrasyonlar da avın tespit edilmesine yardımcı olmaktadır.

Amfibi besini hakkındaki sınırlı bilgiler hemen hemen tüm ergin amfibilerin öncelikle karnivor olduklarını, ekserisinin çeşitli omurgasızlarla en çok da böceklerle beslendiğini ortaya koymaktadır (Atatür et al., 1993; Baran ve Atatür; 1998; Bonilla ve La Marca, 1996;

Duellman ve Trueb, 1986; Giaretta et al., 1998; Parmelee, 1999; Porter, 1972; Ramirez et al., 1998; Sampedro et al., 1986; Sarker et al., 1996; Turgay, 2001; Uğurtaş, 1993; Yiyit et al., 1999).

(16)

Bu duruma istisna teşkil eden türler de bulunmaktadır (Das ve Coe, 1994; da Silva et al., 1989; Parmelee, 1999).

Kuyruksuz kurbağa larvaları doğal ötrofik tatlısuların besin zincirlerinde önemli bir bağlantıdırlar. Epifitik- (Dickman, 1968) epibentik- (Calef, 1973) algleri ve kendi dışkılarındaki algleri (Steinwascher, 1978) yiyebilirler.

Bakteri, diatom, mavi-yeşil algler, yeşil algler, Protozoa, mikroskopik artropodlar, kendi dışkıları ve çeşitli organik ve anorganik maddelerle beslenirler (Gromko et al., 1973;

Hendricks, 1973; Heyer, 1973; Hillis, 1982; Seale ve Beckvar, 1980; Wagner, 1986). Bu materyaller genellikle benzer oransal miktarlarda alınırlar (Jenssen, 1967).

Öncelikle yüksek derecede özelleşmiş filtreleme ile beslenen kuyruksuz kurbağa larvaları için karakteristik olan herbivorluk, diğer amfibilerde de ortaya çıkabilir (Duellman ve Trueb,1986).

Bazı hallerde diğer türlerin canlı larvalarını veya ölü larvaları yiyerek kannibalistik beslenen (Bragg, 1962, 1964; Porter, 1972) kuyruksuz kurbağalar bildirilmiştir

Porter’a (1972) göre genel grup olarak omnivor olan kuyruksuz kurbağa larvaları çeşitli şekillerde beslenmektedirler. Ancak larvaların ekolojik pozisyonuna bağlı olarak, larvaların aldıkları besinler kısıtlanabilmektedir.

Amfibi larvaları amfibi yumurtaları ile de beslenirler (Duellman ve Trueb, 1986).

Genelde opportunistik (fırsatçı) beslenmelerine rağmen, arazi ve laboratuvar çalışmaları bazı amfibilerin besinde seçici olduklarını göstermektedir (Duellman ve Trueb, 1986; Larsen, 1992; Stebbins ve Cohen, 1995).

Amfibilerin nelerle beslendikleri ekolojik olarak önemli olduğundan, besin tercihleri ve tercihleri etkileyen faktörlerin belirlenmesi de aynı derecede önem taşımaktadır.

Bu bilgiler için gerekli olan sayısal veriler öncelikle farklı besin bileşenlerinin frekans oranları ve hacim oranları ile ilgili olanlarıdırlar. Söz konusu bilgiler mide içeriklerinin, dışkıların ve kusturma ürünlerinin incelenmesi ile elde edilirler.

Her ne kadar gözleme dayalı çalışmalar yapılsa da, beslenme biyolojisi ile ilgili incelemelerde; doğal şartları en fazla yansıttığından, Mide İçerik Analizleri temel yöntemdir.

Amfibi besininde bir diğer dikkat çeken konu habitat ve mevsime bağlı olarak veya bireysel yer seçimi ya da değişik davranış yüzünden yenen avların çeşitleri ve miktarlarında önemli farklılıklar olabileceğidir.

Besin bolluğu veya azlığı populasyonu oluşturan birey sayıları ve bireylerin coğrafik dağılım menzilleri üzerinde sınırlayıcı olabileceğinden (Porter, 1972), her şeyden önce amfibilerin bulundukları ortamların ve ortamlarındaki besinlerin kendilerine uygun olmaları gerekmektedir.

Besin ve beslenme habitatları üzerinde bir çok sınırlayıcı etki bulunmaktadır. Bunlara besinin mevsimsel bolluğu ve besin için rekabet edenlerin bulunup bulunmaması gibi dış

(17)

faktörler ile ekolojik tolerans, ontogenik gelişim, cesamet ve özelliklerinin sınırlaması gibi iç faktörler dahildir (Duellman ve Trueb, 1986).

Kuyruksuz kurbağa besinlerinde mevsimsel varyasyonlar yaygındır (Heeden, 1972;

Jenssen ve Klimstra, 1966; Linzey, 1967; Toft, 1980b) ve sıklıkla avların yaşam şekli ve mevsimsel hareketler kuyruksuz kurbağalarınkine uygundur (Lamb, 1984).

Bazı anur türlerinde besin çeşitliliklerindeki zaman ve mekana bağlı varyasyonları inceleyen Kovács ve Török (1997), kuyruksuz kurbağa türlerinde besin çeşitliliği ile intraspesifik besin benzerliği arasında negatif (-) korrelasyon olduğunu ileri sürmüşlerdir.

Beslenmelerinde özelleşmiş oldukları bilinenlerin bazı türleri av tüketiminde genelleşirler, bazıları yağışsız ve yağışlı mevsimler arasında besin genelleşmesi dereceleri bakımından değişirler (Toft, 1980a, 1981, 1985) ve bazıları da kuru veya sulak yerlerde olmalarına göre besin farklılığı gösterirler (Toft, 1980b).

Besin yaşa, cinsiyete bağlı davranış farklılıkları ile ontogenik değişiklik gösterebilmekte ve avdaki doğal dalgalanmalar besin üzerinde etkili olabilmektedir (Donnelly, 1991).

Besin bileşenlerindeki değişiklik toplanma tarihi farklılıklarından ve beslenme davranışı farklılıklarından da kaynaklanabilmektedir (Sampedro et al., 1986; Sarker et al.,1996).

Davranış farklılıklarından kaynaklanan beslenme değişiklikleri en bariz olarak üreme mevsiminde üreme davranışı farklılıklarına bağlı olarak ortaya çıkmaktadır (Bonilla ve La Marca, 1996; Lamb, 1984; Marshall ve Camp, 1995). Üreme zamanı erkeklerde territorial koruma ön plana çıkmakta ve beslenme davranışları azalmaktadır.

Omurgalıların bir çok büyük grubu için av ve predatör vücut büyüklüğü arasında korrelatif ilişki gösterilmiştir (Hespenheide, 1973).

Amfibilerde de alınan besinler bilhassa kuyruksuz kurbağalarda geniş çapta bireyin cesametine bağlı olarak değişmekte ve besinde ontogenik değişiklikler ortaya çıkabilmektedir. Ayrıca büyük cesametli olanlar genelde küçük memeliler, kuşlar, kaplumbağalar, yılanlar ve diğer kuyruksuz kurbağalar gibi büyük avlarla beslenmektedirler.

Çoğu kuyruksuz kurbağalar daha genelleşmiş predatörlerdir, hem büyük hem küçük avları alabilirler.

Kurbağaların vücut büyüklükleri ve baş şekilleri, filogenileri, mikrohabitatları ve bulundukları ortamdaki besinin nitelikleri kurbağalarda besin alma şekilleri ve besin tercihlerinde değişikliklere yol açmaktadır.

Farklı kurbağa türlerinde av büyüklüğü ve aktivitesi yanında, potansiyel önemi olan kalorik içerik, sindirilebilirlik, av sertliği, av davranışı, yakalama farklılıkları gibi av karakteristikleri predatörlerin beslenme tepkilerini veya besin seçimini etkileyebilir.

(18)

Kafatası özellikleri ve besin arasında korrelasyon bir çok vertebrat (omurgalı hayvan) taksonunda kaydedilmiştir (Gans, 1952; Jones, 1997; Radinsky, 1981). Baş genişliği morfolojik değişiklikleri ile ortalama av hacmi arasındaki korrelasyon pozitiftir.

Baş şekli oransal av büyüklüğünü ve dolayısıyla bireyin tükettiği ortalama av sayısını etkilemektedir. Çünkü av sayısı ve bireysel av hacimleri negatif korrelasyon gösterir ve bireyin yediği av sayısı arttıkça avları giderek daha küçük boyutlu olur. Dolayısıyla avın oransal sayısı ve hacmi predatörün besini hakkında farklı bilgiler sağlar.

Minimum av büyüklüğü ile kurbağa büyüklüğü arasında az, maksimum av büyüklüğü ile kurbağa büyüklüğü arasında yüksek derecede korrelasyon görülür.

Küçük kurbağalar küçük avlarla sınırlı oldukları halde, çoğu büyük kurbağalar küçük avları da besinlerine dahil ederler. Ancak büyük kurbağalarda, ağız açıklığı diğerlerine oranla geniş olanlarda büyük av kullanma eğilimi artar. Öyle ki bazılarında kendi vücut büyüklüklerine oranla büyük olan avların yenebildiği görülmüştür (Parmelee, 1999; Toft, 1985).

Kuyruksuz kurbağa büyüklüklerine bağlı olarak tüketilen büyük av kategorileri de ontogenik değişiklikler gösterebilir.

Kurbağa büyüklüğü arttıkça küçük av kullanımı azalmaktadır (Labanick, 1976;

Pengilley, 1971).

Christian (1982) metamorfoz sonrası ontogenide avcı/av büyüklüğü ilişkilerini incelediğinde küçük kurbağaların (≤17mm) çevrede ne varsa hepsini yediğini, büyük kurbağaların (≥23.1 mm) seçici olup, daha büyük daha avantajlı avları yediklerini ve orta büyüklükte kurbağaların (17.1 – 23.1 mm arasında olanlar) ise ikisi arası durumda olup, diğerlerinden daha çok sayıda av tükettiklerini görmüştür. Söz konusu türde ortalama ve maksimum av boyutları kurbağa boyutu büyüdükçe artış göstermiş, ancak artış bir yerde durmuştur. Fakat ortalama minimum av boyutları kurbağa boyutu büyüdükçe artmaya devam etmiştir.

Das’a (1995) göre sekiz anur türü (Rana hexadactyla, R. crassa, R. cyanophlyctis, Tomopterna rolandae, Uperodon systoma, Microhyla rubra, M. ornata ve Polypedates maculatus) arasında primer olarak sucul makrofitleri yiyen R. hexadactyla’da mide-barsak uzunluğu diğerlerinden önemli derecede daha fazladır ve bu türde ontogeni esnasında bir diet sapması mevcuttur.

Bir çoğu genel predatör olarak değerlendirilen kuyruksuz kurbağalarda da bazı türler besine özelleşmişlerdir, bazıları ise seçicilik gösterirler (Das, 1995; Drewes ve Roth, 1981;

Duellman, 1978; Elliot ve Karunakaran, 1974; Parmelee,1999; Premo ve Atomowidjojo, 1987; Sazima, 1972; Stebbins ve Cohen, 1995; Toft, 1980a, 1980b, 1981; Vences et al.

1999).

Beslenme üzerinde etkisi olan bir diğer faktör tür içi veya türler arası besin rekabetidir.

Ancak bu konuda fazla bilgi bulunmamaktadır.

(19)

Amfibilerin beslenmesinde bir anomali olarak ortaya çıkan kannibalizm (Pierce et al., (1983) bilhassa genç bireyleri çok büyük olanlarda görülür (Stebbins ve Cohen, 1995) ve muhtemelen doğada yaygın bir fenomendir (Duellman ve Trueb, 1986 ; Fox, 1975).

Bir çok türün opportunistik olarak kannibalistik olduğu bildirilmiştir (Bonilla ve La Marca, 1996; Duellman ve Trueb, 1986; Ramirez et al. ,1998; Sampedro et al., 1986).

Amfibilerle yapılan çalışmaların sadece bir kaçında kurbağaların biyolojik mücedele potansiyellerine değinilmiştir (Abdulali, 1986; Atatür et al., 1993; Hinckley, 1963; Illingworth, 1941; Turgay, 2001; Yiyit et al., 1999; Zug et al.,1975)

Türkiye’de sadece Kuzey Batı Anadolu ve Trakya’da yer alan bazı lokalitelerde yaşayan B. bombina türü ile yapılan çalışmalarda çoğunluk morfolojileri ve dağılışları ele alınmıştır (Yılmaz, 1984; Atatür ve Yılmaz, 1986; Özeti ve Yılmaz, 1994; Baran ve Atatür, 1998). Sınırlı sayıdaki diğer çalışmalar ekolojileri ve üreme biyolojileri (Özeti ve Yılmaz, 1994;

Baran ve Atatür, 1998), bazı parazitleri (Yıldırımhan et al., 2001) ve serum proteinlerine (Özeti ve Arıkan, 1989) ait veriler sağlamıştır. Uğurtaş ( 1993) ve Baran ve Atatür ( 1998) tarafından kısaca değinilen Bombina’nın beslenmesi konusunda yeterli çalışma bulunmamaktadır.

Türkiye’deki amfibilerin beslenme biyolojileri hakkında mide içerik analizi ile bir ölçüde sağlanan bilgilerin (Atatür et al., 1993; Baran ve Atatür, 1998; Başoğlu ve Özeti, 1973;

Turgay, 2001; Uğurtaş , 1993; Uğurtaş et al., 2004, Yılmaz, 1984; Yiyit et al., 1999) sadece bir kaç türle sınırlı olduğu ve lokal incelemelerin sonuçlarına dayandığı görülür.

Bu çalışmadaki temel amacımız besinde yer alan avların bilhassa tarımsal alanlarla olan ilişkilerinin araştırılması ve bu sayede ülkemizdeki Bombina cinsine ait kurbağaların olası biyolojik mücadele potansiyellerinin hiç değilse bir ölçüde saptanması, böylelikle ekolojik dengedeki rollerinin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulamaktır.

Ayrıca örneklenmeleri çok zor olan küçük böceklerin faunistik dağılımlarının da en azından kısmen tespit edilmesi amaçlanmıştır.

1.5 Biyoakustik Analiz

Anur reklam çağrıları türe özgü olup üreme dönemlerinde çiftleşme öncesi izolasyon mekanizması ödevi görür (Blair 1958; Littlejohn 1965). Bu nedenle kurbağaların reklam çağrılarındaki farklılıklar, taksonomik olarak bir indikatör gibi kullanılabilir (Sullivan et al.

1966). Bazı iç ve dış faktörler (örneğin temperatur) reklam çağrılarında az veya çok değişkenliğe sebep olabilir (Schneider 1967).

Çesitli türlerin taksonomik konumlarının aydınlatılmasında uzun süredir reklam çağrıları kullanılmaktadır (Schneider et al. 1984; Kaya and Simmons 1999; Schneider and Sinsch 1999).

Yurdumuzun sadece Marmara Bölgesinde dağılış gösteren iki farklı alttürü (B.

bombina bombina ve B. bombina arifiyensis) temsil eden kırmızılı kurbağaların doğal reklam

(20)

çağrıları, onların taksonomik konumlarının aydınlatılması amacıyla kaydedilerek analiz edilmiş ve karşılaştırılmıştır.

1.6 Üreme Biyolojisi ve Erken Embriyonik Gelişim

Yaygın coğrafik yayılışı nedeniyle B. bombina üzerinde pek çok araştırma yapılmış olmasına rağmen, bu türün üreme biyolojisi ile ilgili sınırlı sayıda araştırma vardır. Bunlar;

B. bombina’nın laboratuar koşullarında üretilmesi, barındırılması ve yetiştirilmesine dair Kinne et al. (2004)’ın yapmış olduğu ayrıntılı bir çalışma ile Rafinska (1991) tarafından yapılan bu türün yumurta sayısı, yumurta ve larva boyutu, larval safha süresi ile ilgili çalışmadır. Ülkemizde bulunan populasyonların üreme biyolojilerine ilişkin bir çalışma ise, bildiğimiz kadarıyla, yapılmamış olduğundan laboratuar şartlarında B. bombina türünün üreme biyolojisi ile ilgili gözlem ve kantitatif değerlendirmeler yapılmıştır.

Omurgalıların embriyonik gelişimlerini anlamaya yönelik çalışmalarda büyük ölçüde amfibiler tercih edilmektedir. Çünkü amfibi yumurtalarının büyük boyutlu olması ve embriyolarının hızlı ve dış ortamda gelişmesi sayesinde, bunlar kolaylıkla gözlenip manuple edilebilmektedirler. Çeşitli çalışmalar, birçok anur türünün embriyonik gelişimlerinde çok farklı modellerin görülebileceğini göstermiştir (del Pino & Elinson 1983; Elinson & del Pino 1985;

Townsend & Stewart 1985; Elinson 1987a; Hanken et al. 1997; Elinson & Fang 1998;

Chipman 2002; Shimizu & Ota 2003). Bu projede de türün üreme biyolojisi kapsamında B. bombina türünün erken embriyonik gelişimi izlenmiştir. Bu çalışma anurlarda türe özel embriyonik gelişim çalışmalarına katkıda bulunmak amacıyla yapılmıştır.

1.7. Pestisitlerin B. bombina Üzerindeki Potansiyel Toksik Etkilerinin Amfibi Embriyo ve Larva Toksisite Testleriyle Belirlenmesi

Dünya çapında, özellikle son 20 yıl içerisinde kurbağalarda deformasyonların görülme sıklığı artmış ve populasyon azalmaları gözlenmiştir (Blaustein ve Wake, 1990,1995; Bishop ve Pettit, 1992; Materna ve ark., 1995; Houlahan ve ark., 2000; Sparling ve ark., 2001). Bu azalmayı durdurabilmek için, hangi faktörlerin rol oynadığını belirlemek önemlidir. Amfibi sayısındaki bu yaygın azalmalara dair kanıtlar hızla ortaya konmakla beraber bu azalmaların altında yatan sebepler hala tam olarak açıklanamamıştır. Artık günümüzde bu azalmalara neden olan bir faktör olarak pestisit kirliliği de dikkate alınmakla beraber bu konuya ilişkin bilimsel araştırmalar hala yeterli değildir.

Amfibiler çevresel kirleticilere karşı oldukça duyarlıdır. Çünkü hem sucul hem karasal hayat safhalarından dolayı her iki habitatda da kirleticilere maruz kalabilirler (Holcombe ve ark., 1987). Birçok türde yumurta ve larva gelişimi suda tamamlandığından bu sulardaki polluantların yumurta gelişimi ile larvaların metamorfoz ve büyümeleri üzerine yaptıkları

(21)

etkiler türün neslinin devamı için son derece önemlidir. Özellikle larval safhada besin kaynakları için yoğun bir intra ve inter-spesifik rekabet söz konusudur. Dolayısıyla, rakiplerin pollutantlara olan toleransları farklı olduğunda, bu pollutant etkilerine karşı hızlı bir tepki ortaya çıkar (Rowe ve Dunson, 1994). Amfibilerin yumurta, solungaç ve derileri semipermeabl özellikte olduğundan pollutantların alınma olasılığı diğer canlılara göre daha yüksektir.

Ekologlar, amfibileri deneysel ekoloji için oldukça elverişli bir materyal olarak tanımlamışlardır ve bu hayvanlar, fiziko-kimyasal strese karşı gösterdikleri yüksek hassasiyet nedeniyle, toksikolojik risk değerlendirme çalışmalarında gittikçe artan oranlarda kullanılmaktadırlar (Hairston, 1987; Blaustein et al., 1994; Pe´rez-Coll and Herkovits, 2004).

Çevre kirliliğinin amfibi populasyonları üzerindeki etkilerini konu alan çalışmalar da son yıllarda gittikçe daha çok önem kazanmaktadır. Amfibiler pek çok ekosistemdeki vertebrat biyomaslarının büyük bir kısmını oluşturmakta ve bu ekosistem dengelerinde önemli indikator olarak rol oynamaktadırlar. Bu nedenle; çevre kirliliğinin hayvanlar aleminin bu sınıfı üzerindeki etkileri ekosistem sağlığının anlaşılması bakımından önemlidir. Özellikle amfibi embriyo ve larvaları çevre kirliliği için önemli indikatör canlılardır ve dolayısıyla toksisite testlerinde yaygın olarak kullanılmaktadırlar (Pe´rez-Coll and Herkovits, 1990; Bernardini et al., 1994; Herkovits et al., 1997a, b; Herkovits and Pe´rez-Coll, 2000; Herkovits et al., 1996;

Burkhart et al., 2000; Tietge et al., 2000).

Bu çalışmada, amfibi populasyon azalmalarına neden olan faktörlerden biri olarak kabul edilen pestisitlerin B. bombina üzerindeki potansiyel toksik etkilerinin araştırılması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda, amfibi embriyo ve larva toksisite testleriyle, B. bombina’nın habitatlarına yakın tarım arazilerinde yoğun olarak kullanıldığı tespit edilen trifluralin isimli bir herbisitin, bu türünün embriyo ve larvaları üzerindeki akut toksisitesi ve teratojenik etkisi araştırılmıştır.

1.8 Elektroforetik Analiz

B. bombina’nın Kuzeybatı Anadolu’dan Adapazarı civarında mevcudiyeti ile ilgili ilk kayıtlar Bodenheimer (1944) ve Mertens (1952) tarafından verilmiştir. Türün Trakya’da yaşadığını Yılmaz (1984) ortaya koymuştur. Özeti ve Yılmaz (1987) Arifiye (Adapazarı) populasyonunun Trakya’dakilerden sırt ve karın deseni bakımından ayrıldığını, dolayısıyla yeni bir alttür (B. b. arifiyensis) olarak değerlendirilmesinin uygun olacağını belirtmişlerdir.

Bu görüş Özeti ve Arıkan (1980) tarafından yapılan kan-serum proteinlerinin elektroforetik analizi ile desteklenmiştir. Mevcut çalışmada yeni lokalitelerden toplanan Trakya ve Anadolu populasyonlarının kan-serum proteinleri karşılaştırmalı elektroforetik analizlerinin yapılarak subspesifik durumunun ortaya konması amaçlanmıştır.

(22)

1.9 Allozim Varyasyonu Analizi

Türün dağılım sahasının periferinde küçük ve izole populasyonların, türleşme ve divergens süreçlerinde önemli bir role sahip oldukları bilinmektedir. (Avise 1994; Gavrilets et al. 2000). Mayr (1954, 1982) türün sürekli dağılım sahasının dışında yeni bir populasyonun, küçük bir kurucu grubu tarafından oluşturulması sırasında, kurucu populasyondaki primer mekanizmanın doğal seçilim olduğunu belirtmiştir. Böylece, izole populasyonda, populasyon büyüklüğündeki dalgalanmalarla indüklenen kuvvetli doğal seçilim sonucunda hızlı bir genetik değişim gerçekleşecektir. Bu tip populasyonlarda genetik çeşitliliğin yeniden oluşturulması, türleşme araştırmalarının en tartışmalı konularından biri olsa da, farklı kurucu etki yaklaşımları, türleşme için zorunlu üreme izolasyonunun oluşması için bazı temel süreçlerde uzlaşma gösterirler. (Carson 1968, 1982, 1985; Carson and Templeton, 1984;

King 1995; Mayr 1954, 1982; Templeton, 1980, 1982; Wright 1932, 1982). Farklılaşma potansiyeline sahip bu tip periferal populasyonlar yeni oluşan (incipient) tür olarak düşünülür(Mayr 1963) ve günümüzde işleyen evrimsel süreçlerin araştırılması ve ortaya çıkarılması açısından önemli bir olanak sağlar. Genel olarak atasal ve kurucu populasyonların birbirlerinden divergensiyle sonuçlanan kurucu etkisi, tipik olarak üç tip genetik veri ile belirlenir: orijinal heterozigotluk seviyesinde düşüş, allel kaybı ve allel frekanslarında değişim(Allendorf 1986; Lande and Barrowclaugh 1987; Leberg 1992; Nei et al. 1975; Nei 2005).

Kırmızılı kurbağa, B. bombina doğu, kuzey ve orta Avrupa’da geniş bir dağılıma sahiptir (Şekil 9). Aynı zamanda kuzeybatı Anadolu’da da bulunur. B. bombina Türkiye’de yaşayan tek Bombinatoridae üyesidir ve sadece kuzeybatı Anadolu ve Trakya’da küçük alanlarda bulunur (Şekil 42). Trakya ve Anadolu B. bombina populasyonları türün dağılış sahasının güney sınırının güneybatısında periferal izolatlar (sensu Mayr 1963) olarak dağılış gösterir.

Marmara Deniziyle coğrafik olarak izole olan Anadolu B. bombina populasyonları alttür B.

bombina arifiyensis Özeti and Yılmaz 1987 olarak tanımlanmıştır (Baran and Atatür 1998;

Özeti and Yılmaz 1987; Yılmaz 1984, 1986). Ancak Anadolu B. bombina populasyonlarının Avrupa ve Trakya populasyonlardan genetik farklılaşma sınırları ve miktarı bugüne kadar gösterilmemiştir.

Anadolu ve Trakya kırmızılı kurbağaları hakkındaki bilgilerimiz daha çok morfolojik verilerden elde edilmiştir (Özeti and Yılmaz 1987; Yilmaz 1984, 1986) ancak populasyonların genetik ve sitogenetik yapıları hakkında herhangi bir veri bulunmamaktadır. Sakarya populasyonlarından dört örnekten elde edilen mt-DNA verileri(Szymura et al. 2000) detaylı bir tartışma için oldukça yetersiz kalmaktadır. Bunun yanı sıra, ne coğrafik olarak izole olan Anadolu, ne de Trakya populasyonlarının orijinleri hakkında bugüne kadar yapılmış çalışma bulunmamaktadır. Kırmızılı kurbağaların Sakarya ovasına Wurm periyodu sırasında dağıldığına dair kısa bir not bulunmaktadır (Arntzen 1978).

(23)

Avrupa B. bombina populasyonlarında düşük seviyede allopatrik farklılaşma saptanmış olsa da, elektroforetik olarak ayrılabilen iki grup belirtilmiştir. (Szymura et al. 2000; Vörös et al.

2006). Güney grubu Karpat dağlarının güneyinde ve kuzey grubu da bu dağların kuzeyi ve doğusunda bulunmaktadır (Szymura et al. 2000). Anadolu populasyonunun coğrafik olarak uzak olsa da kuzey grubuna güney grubundan daha yakın olduğu söylenmektedir (Szymura et al. 2000).

Tüm bu veriler ışığında Trakya ve Anadolu B. bombina populasyonlarında coğrafik varyasyonun detaylı olarak çalışılması, bu türün biyocoğrafik tarihini tam olarak anlamamızda mutlaka gereklidir. Kırmızılı kurbağalarda mt-DNA varyasyonunu göstermeye çalışan ve bu türün Anadolu örneğini de içeren bir çalışma, çalışılan örnek sayısı (N=4) bakımından yetersizdir ve Trakya populasyonlarını içermemektedir.

Bu çalışmada, coğrafik olarak izole Anadolu kırmızılı kurbağalarının, izolasyonu sağlayan İstanbul boğazının diğer yakasında kalan Trakya populasyonlarıyla karşılaştırıldığında genetik olarak farklılaştığı hipotezi yirmi allozim lokusundan elde edilen genetik verilerle test edilmiştir. Anadolu ve Trakya’dan B. bombina populasyonlarındaki genetik varyasyon, nispeten daha fazla örnekle allozim desenleri yönüyle değerlendirilmiş ve türün bu bölgelerdeki tarihsel biyocoğrafyası tartışılmıştır.

1.10 İskelet kronolojisi

Canlı organizmalar yaşamları boyunca hem sert, hem de yumuşak dokularında farklılaşmalar gösterir. Omurgalı hayvanlarda bu farklılaşmalar, kemiğin histomorfolojik yapısında saklı olup, yaşam uzunluğu, cinsel olgunluk yaşı ve fizyolojisi hakkında da bilgi vermektedir.

Yaş parametresi, amfibi biyolojisi ve populasyon dinamiği çalışmalarında ayrıca paleontolojik, ekolojik, fizyolojik ve taksonomik çalışmalarda da başarı ile kullanılmaktadır.

Populasyon dinamiğindeki tüm değişim hızları, yaş kriteri ile hesaplanabilir. Kısacası büyüme, ergenlik, üreme yaşının belirlenmesi gibi tüm bilgilere yaş tayini ile erişmek mümkündür (Smirina,1994).

Omurgalı populasyonlarında yaş belirlenmesinde çeşitli yöntemler uygulanmaktadır.

Uygulanan yöntemler; markalama-tekrar yakalama (Smirina, 1972), morfometrik verilerdeki değişim, lens ağırlığı, diş aşınması (Bourliere ve Spitz 1975), testislerin (gonadların) oluşumu (Lofts, 1984) ve iskelet krnolojisidir. Söz konusu bu yöntemlerden en güvenilir olanları markalama – tekrar yakalama ve iskelet kronoloji adı verilen yöntemlerdir. Ayrıca büyüme oranını, populasyon içi varyasyonları tahmin etmekte de kullanılmaktadır (Hedeen, 1972).

İskelet kronolojisi yöntemi, omurgalı hayvanların kemikteki yoğunluk farklılıklarını belirlerken; aynı zamanda büyüme izleri analiz edilerek yaş tayinin belirlenmesine olanak sağlayan bir yöntemdir (Smirina, 1972; Smirina ve Rocek, 1976; Hangstrom, 1977;

Francillon, 1979).

(24)

Çoğu araştırıcı amfibilerin yaşını, kemiğin histolojik yapısından belirler. Kemikte yıllık büyüme zonları, periosteal kemikte geniş olmasına karşılık, hibernation periyodunda dar bir konsantrik çizgi halinde görülür. Bunlar dinlenme çizgileri olarak tanımlanır (Senning, 1940;

Schroeder ve Basket, 1968; Smirina 1972; Smirina ve Rocek, 1976; Francilon, 1979;

Gibbons ve McCarthy, 1983). Çoğu amfibi türünde büyüme zonlar ve dinlenme çizgiler birbirini takip eder ve her bir zon ile bir kışlama döneminde oluşan dinlenme çizgisi bir yıl olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle bu oluşuma bir yıllık halka adı verilmiştir (Hemelaar ve van Gelder 1980).

Yıllık tabaka oluşumu, bir hayvanın büyüme oranındaki mevsimsel değişimleri yansıtır. İlkbahar – yaz periyodunda kemik dokunun geniş bandı büyümeyi, sonbahar – kış periyodu dinlenme çizgisi (resting-line) olarak ifade edilir. Bunun yanında yıllık dinleme çizgisi aynı zamanda metamorfozda hemen sonra oluşmaktadır. Bu hat transformasyon izi olarak ifade edilir (Schroeder ve Baskett, 1968). Metamorfozdan sonra bir dinlenme çizgisi oluşması diğer amfibi türlerinde de tespit edilmiştir (Smirina,1974; Francillon, 1980). Kemiğin yeniden remodelizasyonu esnasında kemik, endosteal kısımdan periosteal kısmına doğru yeniden oluşur ve başlangıçta oluşan dinleme çizgileri türe göre resorbsiyona uğrar (Castanet, 1975).

(25)

2. Genel Bilgiler

Kırmızılı kurbağa üzerine Türkiye’de yapılan çalışmaların çoğu bazı populasyonların morfolojisi ve dağılışları hakkındadır (Yılmaz 1984; Atatür ve Yılmaz 1986). Bu çalışmada giriş bölümünde detaylı olarak belirtildiği gibi, öncelikle Türkiye’de dağılış gösteren B. bombina (LINNAEUS, 1758) sistematiğinin çeşitli yöntemlerle (morfoloji, vokalizasyon, seroloji vs.) detaylı olarak incelenmesi amaçlanmıştır. Uygun olan lokalitelerde, populasyonların ekolojisinin aydınlatılması amacıyla, populasyon büyüklüğü, dağılışı, yapısı (yaş dağılımı) ve beslenme biyolojiside araştırılmıştır.

Ayrıca proje süresince gerçekleştirilen arazi gözlemleri ile toksikolojik laboratuvar araştırmalarından elde edilecek verilerle, populasyonların geleceğini tehdit edebilecek olası faktörlerin (pollusyon, tarımsal amaçlarla kurbağaların yaşam alanlarının daraltılması vs.) ortaya konmasıda amaçlanmıştır.

(26)

3. Gereç ve Yöntem

Önsözde belirtildiği gibi çok kapsamlı olan bu projenin tüm bölümleri konulara göre alt başlıklar halinde verilmiştir. Herbir alt başlıkta sınıflandırılan çalışmalar, konu ile ilgili bir veya birden fazla araştırmacı tarafından yapılmış olup aşağıda liste halinde verilmiştir.

1. Morfometrik analiz (Prof. Dr. İ. Ethem ÇEVİK ve Doç. Dr. Uğur KAYA)

2. Dağılış ve Bazı ekolojik bilgiler (Doç. Dr. Uğur KAYA ve Prof. Dr. İ. Ethem ÇEVİK) 3. Populasyon Büyüklüğü (Doç. Dr. Uğur KAYA ve Prof. Dr. İ. Ethem ÇEVİK)

4. Beslenme Biyolojisi (Araş. Gör. Dr. Ferai TURGAY) 5. Biyoakustik analiz (Doç. Dr. Uğur KAYA)

6. Üreme Biyolojisi ve Erken Embriyonik Gelişim (Araş. Gör. Dr. Ferah SAYIM) 7. Embriyo ve Larval Toksisite Testleri (Araş. Gör. Dr. Ferah SAYIM)

8. Elektroforetik Analiz (Prof. Dr. Hüseyin ARIKAN)

9. Allozim Varyasyonu Analizi (Araş. Gör. Dr. Nurşen ALPAGUT KESKİN) 10. İskelet Kronolojisi (Yrd. Doç. Dr. Uğur C. ERİŞMİŞ)

3.1 Morfometrik analiz

Bombina populasyonlarının dorsal ve ventral renk-desen özelliklerinin belirlenmesinde gridleme yöntemi kullanılmıştır. Buna göre yöntem sayesinde ventral ve dorsalde mevcut benek alanı gridler (Şekil 1) vasıtasıyla belirlenmiş, yüzdesi (benek yüzdesi) hesaplanmış ve bu değer toplam benek sayısına bölünerek yaklaşık olarak benek boyutu (benek hacmi) elde hesaplanmıştır. Elde edilen bu veriler varyans analizi (ANOVA) ile test edildikten sonra, populasyonlar arası farklılıkların belirlenmesi için Multiple Range Testi uygulanmıştır. Bu analizlerde iki farklı alttür için en çok örneği temsil eden populasyonlar (B.

b. bombina, Büyükdöllük ve B. b. arifiyensis, Denizköy) kullanılmıştır. Ayrıca yurt dışından (Çek Cumhuriyeti) getirtilen B. bombina türüne ait örneklerde bu materyaller ile karşılaştırılmıştır.

Bombina örneklerinde ölçümleri alınan morfometrik veriler; 1- Burun ucu-kloak kenarı arası mesafe (SVL), 2- Femur uzunluğu (FL), 3- Tibia uzunluğu (TL), 4- En uzun parmak Ucu-Tibiotarsal eklem arası mesafe (Enuzpar_tib), 5- En uzun parmak ucu-Metatarsal eklem arası mesafe (Enuzpar_met), 6- Humerus Uzunluğu (HU), 7- Dirsek eklemi- En uzun parmak ucu arası mesafe (Dir_enuzpar), 8- Ön bacakta baş parmak uzunluğu (Onbac_basparuz), 9- Ön bacakta ikinci parmak uzunluğu (Onbac_ikiparuz), 10- Baş uzunluğu (Agız_bur), 11- Baş genişliği (Bas_gen), 12- İç taraftan göz kapakları arasındaki en kısa mesafe (Gozkapenkıs), 13- Burun delikleri arası (Nost), 14- En uçta gözler arası mesafe (Enuc_gozara), 15- Gözün

(27)

en geniş uzunluğu (Goz_engen), 16- Göz kapaklarının en geniş uzunluğu (Gozkap_engen), 17- Burun ucu- Göz arası mesafesi (Burun_gozara), 18- Burun deliği –Göz arası mesafesi (Nost_gozara)’dir. Bu karakterler daha önce yakın Bombina (B. variegata) türlerinde örneklenen morfometrik karakterlerdir (Tanja et al. 2006). Populasyonlar arası karşılaştırma öncesinde morfometrik veriler üzerinde Çok değişkenli varyans analizlerlerden (MANOVA) Ana Bileşkenler Analizi (PCA) uygulanmış ve bu analiz sonucunda tüm karakterler içerisinde, en çok değişkenliği açıklayan verilerin az sayıda linear kombinasyonlarını oluşturulmuştur.

Bu analiz sonucunda elde edilen faktör skorları ile iki farklı alttür için en çok örneği temsil eden populasyonlar arasında Ayırma Analizi (DFA) yapılmıştır. Tüm verilere ait analizler bilgisayarda SPSS V.13 programı kullanılarak yapılmıştır.

Şekil 1: Bombina populasyonlarının ventral renk-desen özelliklerinin belirlenmesinde kullanılılan gridller.

3.2. Dağılış ve Bazı Ekolojik Bilgiler

Projemiz süresince bu türün daha önce Türkiye’deki dağılış gösterdiği Marmara Bölgesi’nde çeşitli lokalitelere (daha önceden Kırmızılı Kurbağa’nın var olduğu bilinen veya olması muhtemel olan) toplam 8 arazi çalışmaları yapılmış ve elde ettiğimiz bilgiler (örneklerin varlığı [bulunduğu ortamlardaki koordinatları], yokluğu, diğer anur türlerinin aynı ortamda varlığı, bazı ekolojik veriler, fotoğraflar, yerli halktan alınan bilgiler vs.) detaylı şekilde özetlenmiştir (Tablo 1).

(28)

Tablo 1: B. bombina arazi çalışmalarının bazılarından elde edilen dağılış ve ekolojik veriler.

Tarih Yer Adı Bazı Ekolojik

Gözlemler Ortamdaki Bombina varlığı

Ortamda bulunan diğer anur türleri

Koordinatları

12.04.200

4 Döşeme

Bataklığı Sakarya nehri kıyısında. Yazın kuruyor

Çağrıları

duyuldu Rana,

Hyla 41.05.578 N 30.39.137 E 13.04.200

4 Gölbaşı (Uygun ortam) yok

(daha sonra bulundu)

Rana 41.04.907 N

30.44.532 E 13.04.200

4 Alandere Mah.

(Kocali) pH= 8.37 O2= 5.01

Su Sıcaklığı=19.3oC

yok Rana, Hyla 41.04.225 N

30.53.830 E 14.04.200

4 Efteni Gölü

(Düzce) (Uygun ortam) yok Rana,

Hyla 14.04.200

4 Döşeme

Bataklığı pH= 7.84 O2= 2.40

Su Sıcaklığı=18.4oC Yükseklik 3m

var 41.05.578 N

30.39.137 E

14.04.200

4 Poyrazlar Gölü (Uygun ortam) yok

(daha sonra bulundu)

Rana

14.04.200

4 İkizce Köyü

(Adapazarı- Kaynarca)

(Uygun ortam) yok Rana 40.52.786 N

30.22.943 E 14.04.200

4 Çaltıcak Gölü

Enka Termik Santralı Yanı

Bombina bulamadık

(Uygun ortam) yok Rana 40.52.160 N

14.04.200

4 Poyrazlar Gölü pH= 7.54 O2= 4.40

Su Sıcaklığı=11.3oC

var Rana 40.50.888 N

30.27.566 E 15.04.200

4 Akgöl

(Çok büyük, amfibiler için uygun bir göl)

(Uygun ortam) pH= 8.5 O2= 6.80

Su Sıcaklığı=14.9oC

yok Rana 40.52.517 N

30.26.017 E

16.04.200

4 Adapazarı (9 km

uzak)-Karasu arası

pH= ? O2= 10.37

Su Sıcaklığı=20.6oC

var Rana 40.51.617 N,

30.29.454 E 16.04.200

4 Denizköy pH= 8.4

O2= 6.41

Su Sıcaklığı=21.2oC

var 41.07.585 N

30.31.678 E 16.04.200

4 Gölbaşı var Rana,

Hyla 41.04.907 N 30.44.532 E 22.05.200

4 Yenimahalle pH= 7.81

O2= 5.93

Su Sıcaklığı=28oC

yok Hyla 41.06.865 N

30.39.353 E 23.05.200

4 Döşeme

Bataklığı Su Sıcaklığı=22oC var Rana,

Hyla 41.05.578 N 30.39.137 E 27.05.200

4 Terkos Gölü

Durusu Park Otel Alanı

pH=8.10 O2= 6.85

Su Sıcaklığı=19.2oC

var Rana,

Hyla 41.17.969 N,

28.35.440 E 29.05.200

4 Terkos Gölü

Köprü Kenarı pH=7.90 O2= 7.01

Su Sıcaklığı=19.1oC

var Rana,

Hyla 41.19.067 N,

28.40.523 E 30.05.200

4 K. Çekmece (Uygun ortam) yok yok

Referanslar

Benzer Belgeler

Populasyon denetimi : Bir ekosistemdeki canlı öğeleri oluşturan bitki ve hayvan populasyonlarının denetimi olayı, sistemin dengeli bir bütün olarak

Subordo: Opisthocoela Family: Discoglossidae Bombina bombina Subordo: Anomocoela Family: Pelobatidae Pelobates syriacus Family: Pelodytidae Pelodytes caucasicus Subordo:

Kaynak: Levent TURAN Doç. E¤itim Fakültesi Fen Bilimleri E¤itimi Bölümü Bilim Teknik say› 361, sayfa 52.. ‹nsanda göz rengi yönünden kahverengi göz bask›n, mavi göz

Atatürk Baraj Gölü’nde yaşayan Cyprinus carpio populasyonunun von Bertalanffy büyüme parametrelerine göre erkek, dişi ve erkek+dişi bireylerinde yaş boy ilişkisi..

• Populasyon büyüklüğünde dalgalanma ve populasyon darboğazı olduğu durumlarda etkin popülasyon büyüklüğü toplam popülasyon büyüklüğünden oldukça küçük olur..

Populasyondaki hayvan sayısı ve yoğunluğu hakkında kesin bilgi elde etmek yaban hayatı yöneticileri için oldukça zor işlerden biridir.. Veriler tahmin ve indisler

• Genellikle, bir populasyondaki tek bir genetik lokusu çalıştığımız zaman, bu lokusa ait alel dağılımlarının farklı genotipler taşıyan bireyler.

Gergedanlar günümüzde sadece Afrika ve Orta Asya’da 5 türü yaşayan büyük memeli hayvan türleri ve pek çok memeli türü gibi soyları tehlike altında. Dikkat