• Sonuç bulunamadı

4. Bulgular

4.2 Dağılış ve Bazı ekolojik bilgiler

Proje süresince yapılan arazi çalışmalarında toplam 16 lokalitede B. bombina bulunmuştur (Şekil 9; Tablo 19). Bu lokalitelerden 6’sı daha önce bilinen lokalitelerdir. Bu çalışmada Kırmızılı kurbağa’nın Anadolu’daki en doğu lokalitesi, Kocaali–Kadıköy arası (Şekil 9), olarak tespit edilmiştir. Bu lokalite kurbağanın dağılış sınırlarını doğuya doğru yaklaşık olarak 20km genişletmiştir. Bu lokalitenin biraz daha doğusunda bulunan Melen civarı, Kırmızılı kurbağa için uygun bir biotop gibi gözüksede 2004-2006 yılları arasında ard arda yaptığımız arazi çalışmalarında bölgede hiç bir örneğe rastlanılamamıştır.

Şekil 9: B. bombina türüne ait dağılım haritası. (■) ile işaret edilen noktalar bu çalışma süresince (Tablo 19), (●) ile işaret edilen noktalar ise kaynak taraması sonucu belirlenmiştir.

Tablo 19: Proje süresince yapılan arazi çalışmalarında tespit edilen B. bombina türüne ait lokaliteler ve koordinatları. Herbir lokalite ilgili numara ve sembol ile Şekil 9’daki dağılım haritası üzerine işaretlenmiştir.

Sembol No Lokalite adı Koordinatlar

■ 1 Büyükdöllük- Edirne 41.45.50 N, 26.35.16 E

■ 2 Değirmenyeni- Edirne 41.46.220 N, 26.33.813 E

■ 3 Korucuköy - Edirne 41.46.519 N, 26.37.462 E

■ 4 Korucuköy barajı- Edirne 41.48.125 N, 26.09.970 E

■ 5 Hisarbeyli altı- Edirne 41.22.639 N, 28.27.602 E

■ 6 Durusu Park Otel- Durusu- İstanbul 41.17.969 N, 28.35.440 E

■ 7 Durusu Köprü yanı - Durusu- İstanbul 41.19.067 N, 28.40.523 E

■ 8 Hatip Köyü - Durusu- İstanbul 41.48.941 N, 26.33.847 E

■ 9 Adapazarı (9 km uzak) -Sakarya 40.51.617 N, 30.29.454 E

■ 10 Poyrazlar Gölü- Sakarya 40.50.888 N, 30.27.566 E

■ 11 Döşeme Bataklığı- Karasu- Sakarya 41.05.578 N, 30.39.137 E

■ 12 Sera önü -Karasu- Sakarya 41.06.099 N, 30.34.149 E

■ 13 Gölbaşı -Karasu- Sakarya 41.04.907 N, 30.44.532 E

■ 14 Kocaali -Sakarya 41.04.304 N, 30.53.888 E

■ 15 Alandere Mah.-Kocali- Sakarya 41.04.225 N, 30.53.830 E

■ 16 Kocaali –Kadıköy arası (En uç doğu noktası) 41.04.26 N, 30.54.81 E

● 1 Büyükdöllük -

● 2 Değirmenyeni- Edirne -

● 3 Büyük İsmalice Köyü -

● 4 Sarayiçi Köyü -

● 5 Pehlivanköy -

● 6 Lüleburgaz -

● 7 Durusu -

● 8 Enez -

● 9 Adapazarı -

● 10 Arifiye -

Daha önceden bilindiği gibi, B.b. arifiyensis alttürünün ilk tavsif edildiği lokalitenin (terra typica) üzerinden İstanbul-Ankara otobanı geçmiştir. 2004-2006 yıllarında bu lokalitenin yakınlarında veya çevresinde yaptığımız 3 yılı kapsayan arazi çalışmalarında hiç bir Kırmızılı Kurbağa’ya rastlanılamamıştır. Projemiz kapsamında yaptığımız, bu arazi çalışmalarının sonuçlarına dayanarak Arifiye populasyonun (terra typica) tamamen yok olduğu sonucuna varılmıştır.

Şekil 10: Denizköy’de gözlenen habitat tahribatı. Kumlar daha önceden kurbağa yakalanan bahçe (lokalite) içerisine yığılmış ve ortamın sadece bir kısmında uygun sucul kısım kalmıştır

Şekil 11: İhsaniye civarlarında B. bombina’ya ait biyotop

Şekil 12: Döşeme bataklığı

Şekil 13: Döşeme Bataklığında uygun bir biyotop

Şekil 14: Değirmenyeni Köyü'nde moloz dökülmüş B. bombina habitatı (2006). Bu lokalitenin populasyon büyüklüğü 2005 yılında hesaplanmıştır. Bu lokalite ortasına yığılan beyaz renkli kayalar Kırmızılı Kurbağaların doğal ortamlarını tahrip etmiştir. Fotoğrafın çekildiği tarihte üreme zamanı olmasına rağmen sadece birkaç bombina çağrısı duyulmuş, ancak populasyon büyüklüğü örnek sayısı azlığı nedeniyle tekrar hesaplanamıştır.

Şekil 15: Değirmenyeni Köyü'ndeki habitatın daha önceki hali (2005)

Şekil 16: Büyükdöllük’te tarımsal faaliyetler. Bataklığın kenar kısımları suyun çekildiği dönemlerde tarla olarak kullanılmaktadır. Bu nedenle yoğun ilaçlama yapılmaktadır.

Diğer önemli bir nokta da daha önceden Kırnızılı kurbağa’nın var olduğu bilinen Pehlivanköy ve Gala Gölüne 2004-2005 yıllarında yaptığımız arazi çalışmalarında hiç bir örneğe rastlanılamamasıdır. Sulama kanalları ile Meriç nehrinden alınan su, çeltik tarlalarına ve buradan da sürekli olarak Gala gölüne akmaktadır. Çeltik tarlalarında bilinçsiz herbisit ve insektisit kullanılması sonucu, Gala Gölü civarında yaptığımız arazi çalışmalarında yöre halkının sesini ve kendisini çok iyi tarif etmelerine karşın, Bombina örneklerine hiç rastlanılamamıştır. 2004-2005 Yılları arasında gerçekleştirdiğimiz arazi çalışmalarımız esnasında, tarlaların kenarlarında bol miktarda kullanılıp atılmış olan içi boş tarımsal ilaç kutularına (Tablo 20) rastlanılmıştır. Bu ilaçlardan Trifluralin ile projemiz kapsamında toksikolojik denemeler yapılmış ve ilacın bu kurbağalar üzerindeki etkisi detaylı olarak ilgili bölümde verilmiştir.

Benzeri ilaçlara Büyükdöllük civarında yaptığımız arazi çalışmaları esnasında yine yol kenarlarında rastlanılmıştır. Yeni yeni çeltik üretim alanlarının açılması, şu anda Trakya’da B.

bombina’nın en bol bulunduğu alanlardan biri olan Büyükdöllük Köyü bataklığının yok olması yönünde büyük tehdit oluşturmaktadır.

Tablo 20: Gala Gölü ve Büyükdöllük civarında rastlanan tarım ilaçları.

--- 1. Shifonsan 28 EC 284 gr/lt Diclofob methyl Herbisit 2. Trifluralin 480 gr/lt Trifluralin

3. Derby 175 SC 100 gr/lt Flumetsulun Herbisit 4. Mega-Tref 480 gr/lt Trifluralin

5. Treflan 480 gr/lt Trifluralin

6. Can-amin 50EC 500 gr/lt 2.4 D. aside eşdeğer Herbisit 7. Fer-tref 48 EC 480 gr/lt Trifluralin

---

4.3 Populasyon Büyüklüğü

Arazi çalışmasının birinci gününde Değirmenyeni Köyü yakınındaki lokalitede (Şekil 15) toplam 45 birey yakalanmış ve fotoğraflama yöntemi ile markalanmıştır. İkinci arazi çalışmasında ise toplam 63 birey yakalanmış ve bunların 31 tanesi birinci günde de yakalandığı belirlenmiştir. Çalışmalar esnasında markalama işleminden kaynaklanan herhangi bir yaralanmaya veya olumsuz davranış değişikliğine rastlanmamıştır. Elde edilen verilerle bu lokalitedeki B. bombina türüne ait populasyon büyüklüğü Petersen formülüne göre 92, Chapman’ın Modifikasyonuna ait formüle göre ise 91 olarak hesaplanmıştır. Ayrıca, bu populasyon büyüklüğüne ait standart hata ise 6,24’tür. Ertesi yıl (2006) aynı lokalite üreme döneminde tekrar ziyaret edilmesine rağmen ortamın tahribatı nedeni ile sadece birkaç Kırmızılı Kurbağaya rastlanmıştır (Şekil 14).

4.4. Beslenme Biyolojisi

Çalışma bölgelerinde B. bombina türüne ait toplam 16 örnek toplanmıştır.

Örneklerin sayısal dağılımları B. b. arifiyensis (2♀♀, 8♂♂), B. b. bombina (1♀♀, 5♂♂) şeklindedir. B. b. arifiyensis örneklemeleri 23 Mayıs 2004, B. b. bombina örneklemeleri ise 25 Nisan 2005 tarihlerinde yapılmıştır.

Döşeme Bataklığı’ndaki örnekler asfalta yakın, içinde sazlık ve çeşitli bitkiler bulunan sulak alanda; Büyük Döllük’tekiler ise bataklık formunda olan ve merkez kısımlarında yoğun sazlık alana sahip gölde yakalanmışlardır (Şekil 12, 13, 16).

İncelenen örneklerin tamamının besin içerdiği, tespit edilen örneklerin sindirilmemiş avların yanı sıra aşırı sindirilmiş avlara da sahip oldukları, kusturulan örneklerin sayıca daha az ancak sindirime uğramamış ya da daha az sindirilmiş avlar içerdikleri görülmüştür.

Örneklerin vücut büyüklükleri erkeklerde B. b. arifiyensis’de 37.15-43.02, B. b.

bombina’da 28.20-31.37 mm uzunluğunda ölçülmüştür. Her iki grup birlikte

değerlendirildiğinde en büyük vücut büyüklüğü (43.02 mm) ile en küçük vücut büyüklüğü (25.79 mm) dişi bireylerde gözlenmiştir. (Tablo 21, 22)

Tablo 21: B. b. arifiyensis örneklerinin Büyüklük, Baş Genişliği, Baş Uzunluğu ilişkileri.

BKU: Burun ucu – kloak uzunluğu; BG: Baş genişliği; BU: Baş uzunluğu Örnek numarası Eşey BKU (mm) BG (mm) BU (mm)

Tablo 22: B. b. bombina örneklerinin Büyüklük, Baş Genişliği, Baş Uzunluğu ilişkileri. BKU:

Burun ucu – kloak uzunluğu; BG: Baş genişliği; BU: Baş uzunluğu Örnek numarası Eşey BKU (mm) BG (mm) BU (mm)

Yine tablolara bakarak nisan ayında toplanan B. b. bombina örneklerinin, mayıs ayında toplanan B. b. arifiyensis örneklerinden büyüklük bakımından daha küçük oldukları söylenebilir. Benzer ilişki çok bariz olmasa da baş genişlikleri ve baş uzunlukları için de kurulabilir.

Örneklerin sindirim yolları kısa bir özofagus, orta kısmında sola doğru yaslanmış ve konveks kenarı sola doğru eğimli olan ve posterior ucunda bağırsaktan bariz bir pylorik sfinkter ile ayrılan mide, midenin yaklaşık 3-4 katı kadar uzunlukta bir incebağırsak ve kısa kese şeklinde bir rektumdan ibarettir (Şekil 17).

Şekil 17: B. bombina'da sindirim yolu

Tespit edilen örneklerin sindirim yolunun tamamında yer yer olmasa da, çoğunlukla az veya çok besin içerdikleri gözlenmiştir. Bu durum bireylerin genellikle beslendikten sonra yakalandıklarını göstermektedir.

Ayrıca mideleri dolu sayılabilecek çoğu bireyde, mide ve incebağırsak dışında rektumda da hiç sindirilmemiş veya çok az sindirilmiş halde olasılıkla yeni yutulmuş yumuşak yapılı avlarla sert yapılı avlar da tespit edilmiştir.

Buna rağmen sindirim yollarında yer alan diğer besinler, olasılıkla bazı kısımlarının sindirimden daha çabuk etkilenmeleri sonucu parçalanmış ve az veya çok sindirilmiş durumda olduklarından bireysel volumetrik analizi olanak dışı bırakmışlardır.

Tanımlanamayan av bileşenleri, yumurtalar ve parazitler sayısal besin analizine dahil edilmemişlerdir.

Besin bileşenlerinin ayrıntılı sayısal analizi Tablo 23’ deki gibidir.

Tablo 23: İncelenen 16 Bombina örneğinde farklı av gruplarının ve avı yiyen bireylerin (parantez içinde) sayısal değerleri (Tabloda * ile işaretli olan taksonlar avı, diğerleri avın sistematik yerini ifade etmektedir). I: B. b. arifiyensis, II: B.b. bombina, N:

Örnek sayısı, P: Filum, SP: Subfilum, C: Klassis, SC: Subklassis, SupO: Süperordo, O: Ordo, SO: Subordo, F: Familya

Ranid türleri

F: Phloeothripidae

16 Bombina’nın genel besin bileşenlerinde aynı ya da farklı olan gastropod, örümcek, branchiopod, böcek, hymenopter, dipter, coleopter örnekleri; içerikte sadece gruplarını belli eden kavkı, abdomen, baş, pronotum, kanat, bacak gibi bazı kısımları bulunduğu için bazılarının özellikleri çok belirgin olmasına rağmen daha aşağı düzeylerde tanımlanamamışlardır.

İçerikte rastlanan alg, tohum gibi bitkisel yapıları normal beslenme aktiviteleri esnasında istem dışı aldıkları düşünülmektedir.

Sayılabilen toplam 296 avın; 292 tanesinin (%98.65) Arthropoda (Eklembacaklılar), 4 tanesinin (%1.35) Mollusca (Yumuşakçalar) filumlarından oldukları saptanmıştır.

%98.65 ile temsil edilen Arthropoda filumunda Crustacea (Kabuklular) 178 tanedir (%60.96). Kabukluların dışında Insecta (Böcekler) 96 (%32.88), Arachnida (Örümcekgiller) 11 (%3.77) olmak üzere toplam 292 tane eklembacaklı, yumuşakçalardan yalnızca 4 (%1.37) tane Gastropoda (Karındanbacaklılar) sayılmıştır.

178 krustaseden 108 tanesi Cypris bispinosa, 65 tanesi Asellus aquaticus türleridir;

yalnızca 4 tanesi bu iki türünkinden farklı olarak Amphipoda, 1 tanesi de Notostraca takımındandırlar.

Besin bileşenindeki böceklerin daha aşağı takson seviyelerinde tanımlanamayan 1 larvası dikkate alınmazsa Pterygota (Kanatlı böcekler) altsınıfından oldukları görülmüştür.

Böcek sayılarında 29 adet sayılan Phryganea nimfleri dışında belirgin bir sayı fazlalığı göze çarpmamaktadır.

Tanımlanabilen böcek takımlarının sayısal frekanslarına ve oranlarına göre sıralanışları aşağıdaki gibidir:

29 Trichoptera (%30.21), 24 Diptera (%25.00), 21 Coleoptera (%21.88), 14 Hemiptera (%14.56), 3 Hymenoptera (%3.16), 2 Homoptera (%2.10), 1 Thysanoptera (%1.04).

Çeşitli böcek gruplarının, yiyen birey sayısı bakımından sıralaması ile bu sıralamaya ait oranlar ise şu şekildedir:

Coleoptera 14 (%87.50), Diptera 7 (%43.75), Trichoptera 6 (%37.50), Hemiptera 6 (%37.50), Homoptera 2 (%12.50), Hymenoptera 1 (%6.25), Thysanoptera 1 (%6.25).

Buradan anlaşılabileceği gibi, avı yiyen birey sayılarının değişmesi besin bileşenlerinin sayısal ağırlıklarını etkilemektedir (Şekil 18).

Tablo 23’de detaylarıyla belirtilen besin bileşenleri 2 populasyonu bir arada yansıtmaktadır. Tablo sonuçlarına göre B. b. bombina’ya oranla daha az çeşitlilik göstermesine rağmen fazla av B. b. arifiyensis’dedir (10 örnekte 198 tane).

10 örneğin incelendiği B. b. arifiyensis’de 198 tane, 6 örneğin incelendiği B. b.

bombina’da ise 98 av sayılabilmiştir (Tablo 24).

Örneklerin tamamında tanınabilir besinler bulunmuştur. B.b. bombina’da tanınabilir olanlar yanında sindirimin ilerlemiş olduğu avlar B.b.arifiyensis’e oranla daha fazla gözlenmiştir.

a b

Şekil 18: Sayısal ağırlık (a) ve yiyen birey sayısı (b) bakımından böcek gruplarının dağılımı.

8.35%

14.56%

21.88%

25%

30.21%

Trichoptera Diptera Coleoptera Hemiptera Diğer

Coleoptera

Diptera Trichoptera

Hemiptera

Diğer

Tablo 24: İncelenen 16 örnekte gruplara göre besin içeren bireyler ve av sayıları. I:

B.b.arifiyensis, II: B.b. bombina, N: Örnek sayısı.

Bombina grupları

I II I+II

N: 10 N: 6 N: 16

Toplam av sayısı 198 98 296

Toplam av sayısı oranı

(%) 66.89 33.11 100.00

Tanınabilir besine sahip

birey sayısı 10 6 16

Tanınabilir besin

içermeyen birey sayısı - - -

Ayrıca gruplara göre besinde yer alan böcek gruplarının sayısal ağırlıklarının değiştiği, B. b. arifiyensis’de 6 , B. b. bombina’da 23 av grubunun tüketildiği belirlenmiştir. İki grup arasında böcekler bakımından Phryganea nimfleri dışında benzerlik, ordo seviyesinde dipterler ve coleopterler, familya seviyesinde Dytiscidae üyelerinde görülmüştür.

Sadece 5 B. b. arifiyensis örneğinin B. b. bombina’nın toplam av sayısından (98) fazla kadar ostracod yemiş olduğu anlaşılmıştır.

Yine Tablo 23’de tanımlanabildiği kadarıyla belirtildiği gibi besin yapısına 2 larva, 29 nimf olmak üzere 31 tane henüz erginleşmemiş av katılmıştır. Larvaların besin genelindeki paylarının genel içerikte önemli bir yer tutmadığı anlaşılmıştır.

Av sayısı ve avı yiyen birey sayıları bakımından ergin olmayan avlar arasında ağırlığın Phryganea nimflerinde olduğu görülmüştür.

İncelediğimiz kurbağaların tamamı göz önünde bulundurularak genel besin yapısında yer alan av gruplarının her biri av sayısı ve yiyen birey sayısı bakımından oransal paylarına göre değerlendirildiğinde avlar arasında Cypris bispinosa (108 adet), Asellus aquaticus (65 adet) ve Phryganea nimfleri (29 adet) önem kazanmaktadır. Diğer avlar dikkate değer bir fark göstermemektedir.

İçerikte yer alan gastropodlar, örümcekler, isopodlar ile trichopter nimflerinin en fazla 1cm kadar büyüklükte ve silindirik ya da yuvarlak ; bunların dışında kalan grupların form bakımından yine aynı görünüşlerde ancak milimetrik boyutlarda oldukları gözlenmiştir.

Ancak sindirilmeye başlanmış üyelerin ayırd edici karakterlerinin tanımlanması zorlaştığından bilhassa örümceklerde ve Culex sp. ile Chlorops sp. hariç olmak üzere sineklerde diğer avların cins ya da tür düzeyinde ayırımları yapılamamış, örümceklerin hangi gruplardan oldukları tanımlanamamıştır.

Analiz sırasında, avların yumuşak kısımlarının daha fazla veya tamamen sindirilmiş olduğu; sert kabukların, baş, kanat, bacak, anten gibi daha sert kısımların sertlik dereceleri ile orantılı olarak daha az sindirilmiş oldukları tespit edilmiştir.

12 numaralı örnekte yaklaşık 0.5 cm kadar uzunlukta grubu tanımlanamayan iki adet yumurta kümesine rastlanmıştır.

Yumurta kümelerinin 1 trichopter larvasına yapışık ve bağlantılı görülmesi nedeni ile yumurtaların trichopter yumurtası veya avı olma olasılıkları çok yüksektir

2 numaralı örneğin midesinde uzunluğu 1cm den küçük olan nematod, 16 numaralı örneğin sindirim yolu boşaltıldığında ise Fasciola hepatica (Digenea: Trematoda)’ nın miracidium larvası gözlenmiştir.

Örneklerin parazitlere arakonak olan avlarla beslenmeleri yüzünden dolaylı veya beslenme aktiviteleri esnasında doğrudan enfekte oldukları düşünülmektedir.

Nematoda (İpliksi Kurtlar) filumundan olanı serbest yaşayan nematodlardan Enoplidae familyasına aittir.

Parazitlerin incelediğimiz kurbağa türüne spesifik olup olmadıkları belirlenememiştir.

Bu çalışmada gerçekleştirilen besin analizi sonuçlarının (Bkz. Tablo 23, 24) çalışma bölgesi dahilinde rastlanabilecek -belli boyutlardaki- sadece böceklerin değil, diğer bazı omurgasız gruplarının da hem faunistik çeşitlilik düzeyleri hem de bolluk dereceleri hakkında bir ölçüde veri kaynağı oluşturduğu görülmüştür. Ayrıca bu sayede besinde yer alan sucul türlere ait çok küçük boyutlu bireyler de örneklenebilmişlerdir.

Farklı 2 lokalitede (detayları için Bkz. Tablo 2) örnekleme anını yansıtan analiz sonuçlarına göre gözlenen faunistik dağılımın Büyük Döllük’de daha çeşitli olduğu ifade edilebilir.

Genel besin içeriği analizi sonuçlarına göre örümcekler ve bazı ekonomik zararı olan grupların örnekleme lokalitelerinde kısmen bulundukları görülmüştür.

Ancak çalışma bölgelerinden tatmin edici sayıda ve periyodik örneklemeler yapılamadığı için kesin bir karara varmak olası değildir.

4.5 Biyoakustik Analiz

B. bombina bombina alttürünü temsil eden populasyonlara ait (Büyükdöllük ve Durusu) reklam çağrıları, analiz edildikten sonra istatistiksel olarak birlikte değerlendirilmiştir.

Bu alttüre ait çağrıların temporal parametrelerinin tümü (çağrı süresi, çağrı arası ve çağrı periyodu) süre bakımından, artan sıcaklığa bağlı olarak azalma göstermektedir (Tablo 25, Şekil 19, 20 ve 21). Dominant frekans ise sıcaklık ile artmaktadır (Tablo 25, Şekil 22)

Tablo 25: İki alttüre ait temporal ve spectral parametreler ile sıcaklık arasındaki ilişki.

Parametre B. bombina bombina B. bombina arifiyensis Çağrı süresi (msec) Slope= -9.15 ,r2= 50.6, p<0.01 Slope= -10.07 ,r2= 39.3, p<0.01 Çağrı arası süre

(msec)

Slope= -307.9 ,r2= 23.4, p<0.01 Slope= -98.9 ,r2= 59.5, p<0.01

Çağrı periyodu (msec) Slope= -297.7 ,r2= 46.1, p<0.01 Slope= -297.7 ,r2= 46.1, p<0.01 Dominant frekans (Hz) Slope= -1.54 ,r2= 2.2, p>0.05 Slope= 18.1 ,r2= 66.7, p<0.051

Şekil 19: B. bombina bombina alttüründe çağrı süresi ve sıcaklık arasındaki ilişki

Şekil 20: B. bombina bombina alttüründe çağrı arası süre ve sıcaklık arasındaki ilişki.

Şekil 21: B. bombina bombina alttüründe çağrı periyodu ve sıcaklık arasındaki ilişki.

Şekil 22: B. bombina bombina alttüründe dominant frekans ve sıcaklık arasındaki ilişki.

B. bombina bombina alttürünün reklam çağrı süresi, çağrı arası ve çağrı periyodu artan sıcaklıkla önemli seviyede azalmaktadır (P< 0.01). Dominant frekans değeri sıcaklığa bağlı olarak artış göstersede aradaki ilişki önemli değildir (P> 0.05).

B. bombina arifiyensis alttürünü temsil eden populasyonlara ait (Denizköy ve Döşeme Bataklığı) reklam çağrılarının temporal parametrelerinin tümü (çağrı süresi, çağrı arası ve çağrı periyodu) diğer alttürde olduğu gibi, süre bakımından artan sıcaklığa bağlı olarak azalma göstermektedir (Tablo 25, Şekil 23, 24 ve 25). Dominant frekans ise sıcaklık ile artmaktadır (Tablo 25, Şekil 22). Bu alttürde tüm temporal parametreler sıcaklıkla önemli şekilde azalmaktadır. (P< 0.01). Dominant frekans değeri ise sıcaklığa bağlı olarak önemli bir şekilde artış göstermektedir (Şekil 26; P< 0.01).

Şekil 23: B. bombina arifiyensis alttüründe çağrı süresi ve sıcaklık arasındaki ilişki

Şekil 24: B. bombina arifiyensis alttüründe çağrı arası süre ve sıcaklık arasındaki ilişki.

Şekil 25: B. bombina arifiyensis alttüründe çağrı periyodu ve sıcaklık arasındaki ilişki.

Şekil 26: B. bombina arifiyensis alttüründe dominant frekans ve sıcaklık arasındaki ilişki.

İki alttürün temporal parametrelerinin regresyon doğruları karşılaştırıldığında;

bunlardan çağrı arası süre ve çağrı periodu eğiminin (=slope) iki alttür arasında önemli seviyede farklılık gösterdiği gözlenmiştir (Tablo 26, 27; Şekil 27, 28; P<0.01).

Tablo 26: İki alttürün çağrı arası süre regresyon doğruları karşılaştırılması.

--- Further ANOVA for Variables in the Order Fitted

Source Sum of Squares Df Mean Square F-Ratio P-Value --- Temperature 6,7055E7 1 6,7055E7 83,19 0,0000 Intercepts 4355,22 1 4355,22 0,01 0,9416 Slopes 6,73945E6 1 6,73945E6 8,36 0,0050 --- Model 7,37988E7 3

---

Şekil 27: İki alttürün çağrı arası süre regresyon doğruları karşılaştırılma grafiği.

Tablo 27: İki alttürün çağrı periyodu regresyon doğruları karşılaştırılması.

--- Further ANOVA for Variables in the Order Fitted

Source Sum of Squares Df Mean Square F-Ratio P-Value --- Temperature 7,77686E7 1 7,77686E7 98,26 0,0000 Intercepts 84144,0 1 84144,0 0,11 0,7453 Slopes 3,31783E6 1 3,31783E6 4,19 0,0441 --- Model 8,11706E7 3

---

Şekil 28: İki alttürün çağrı periyodu regresyon doğruları karşılaştırılma grafiği.

Benzeri şekilde iki alttürün dominant frekans regresyon doğruları karşılaştırıldığında;

bu karakter bakımından iki alttür arasında önemli seviyede farklılık gösterdiği gözlenmiştir (Tablo 28; Şekil 29; P<0.01).

Tablo 28: İki alttürün dominant frekans regresyon doğruları karşılaştırılması.

--- Further ANOVA for Variables in the Order Fitted

Source Sum of Squares Df Mean Square F-Ratio P-Value --- Temperature 50858,0 1 50858,0 34,83 0,0000 Intercepts 2201,55 1 2201,55 1,51 0,2260 Slopes 33167,5 1 33167,5 22,71 0,0000 --- Model 86227,1 3

---

Şekil 29: İki alttürün dominant frekans regresyon doğruları karşılaştırılma grafiği.

4.6 Üreme Biyolojisi ve Erken Embriyonik Gelişim

Üreme zamanı erkekler “oop-oop-oop-oop” şeklinde oldukça kuvvetli tipik bir çağrı yapar. Laboratuarda, gonadotrophin enjeksiyonu yapılan erkeklerin de çağrı yaptığı gözlenmiştir. Çağrı esnasında, erkeklerde ağız tabanında bulunan bir çift iç ses kesesi tam şiştiği zaman, hayvanın boğaz kısmı yuvarlak bir şekil alır ve başın geriye kalan kısmından daha büyük olur (Şekil 31). Amplexus inguinal tiptedir (Şekil 32). Tek veya birkaçı bir arada bırakılan yumurtalar, jelatin kapsül ile su içindeki bitkilere ve/veya suda yüzen küçük tahta çubuklara yapıştırılır (Şekil 33). Laboratuarda bir seferde bırakılan toplam yumurta sayısının ortalama 104 adet olduğu saptanmıştır. Yumurta çapı jelatin kapsül ile birlikte ortalama 2.05 mm, sadece ovum çapı ise ortalama 1.50 mm olarak hesaplanmıştır. B. bombina larvaların genellikle 6. günde ve 22. evrede yumurtadan çıktıkları belirlenmiştir. Fakat bu türde bazı larvaların daha erken (20 ve 21. evre) yumurtadan çıkması şeklinde bireysel varyasyonlar gözlenmiştir. Yumurtadan çıkan larva boyu ortalama 7.76 mm olarak saptamıştır. Şekil 34’de yumurtadan yeni çıkmış 20, 21 ve 22. evre larvaları ile spirakulumun oluştuğu 25. evre larvanın fotoğrafları verilmiştir.

Şekil 30: Amfibi laboratuarımızda B. bombina’lar için hazırlanan özel yaşam ortamı

Şekil 31: Laboratuar ortamında, çağrı yapan bir erkek B. bombina

Şekil 32: Laboratuar ortamında amplexus halinde bir B. bombina çifti

Şekil 33: Laboratuar ortamında bırakılan yumurta kümesi ve amplexus halinde bir B. bombina çifti

Şekil 34: Yumurtadan yeni çıkan 20, 21 ve 22. evre B. bombina larvaları ve 25. evre B. bombina larvası

B. bombina türünün erken embriyonik gelişimi

B. bombina türüne özel erken embriyonik gelişim evreleri zaman verileriyle birlikte Tablo 29’da verilmiştir. Bu evrelere ait fotoğraflar da sırasıyla Şekil 35’de görülmektedir. Bu verilere göre B. bombina türünün erken embriyonik gelişimi Gosner (1960)’ın anurlar için geliştirmiş olduğu standart gelişim tablosuna uygunluk göstermektedir.

Tablo 29: B. bombina türünün erken embriyonik gelişimi

Evre Karakteristikleri Yaş (saat)

1 Döllenme 0

2 Kutup hücresinin atılması 0.30

3 İlk bölünme (meridiyonal); 2 blastomer 1.45

4 İkinci bölünme (meridiyonal); 4 blastomer 2.30 5 Üçüncü bölünme (horizontal); 8 blastomer 3.00 6 Dördüncü bölünme (meridiyonal); 16 blastomer 3.30 7 Beşinci bölünme (horizontal); 32 blastomer 4.00

8 Erken blastula 7.00

9 Geç blastula 8.30

10 Gastrulasyon başlangıcı, dorsal dudak oluşumu 12.45

11 Orta-gastrula; büyük yumurta sarısı tıkacı 18.45 12 Geç-gastrula; küçük yumurta sarısı tıkacı 23.45

13 Nöral düzlemin oluşması 26.15

14 Erken nörula evresi; nöral kıvrımların birbirine yaklaşması 31.00

15 Orta-nörula evresi; rotasyon 33.30

16 Nöral tüp oluşumu 34.45

1 2 3

4 5 6

7 8 9

10 11 12

13 14 16

Şekil 35: B. bombina’nın erken embriyonik gelişim evreleri (1-16. evreler).

4.7 Pestisitlerin B. bombina üzerindeki potansiyel toksik etkilerinin amfibi embriyo ve larva toksisite testleriyle belirlenmesi

120 saat süren embriyo toksisite testi sonunda kontrol grubunda hiç ölüm ve malformasyona rastlanmamasına rağmen, 0.1 µL/L olan en düşük doz grubunda ortalama 1 ölüm ve 2 anomali, 5 µL/L olan en yüksek doz grubunda ise 3 ölüm ve 5 anomaliye rastlanmıştır. Trifluralin’in B. bombina embriyoları için hesaplanan 120 saatlik letal konsantrasyon (LC50) , etkili konsatrasyon (EC50) ve teratojenik indeks (TI) değerleri Tablo 30’da verilmiştir. 1.69 olarak hesaplanmış olan teratojenik indeks değeri, trifluralin’in B. bombina üzerinde teratojenik etki potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir. Test sonucunda embriyolarda gözlenen morfolojik anomaliler ödem, omurgada eğrilik, kuyruk ve kuyruk yüzgeci anomalileri şeklindeki daha hafif olanların yanında (Şekil 36), ciddi malformasyonlara (Şekil 38) da rastlanmıştır. Ayrıca B. bombina embriyolarıyla gerçekleştirilen 120 saatlik toksisite testleri sonucunda, tüm kontrol grubu larvalarının 25.

evreye geçtikleri; buna karşın trifluralin konsantrasyonlarına maruz bırakılan larvaların ise 25.

evreye geçtikleri; buna karşın trifluralin konsantrasyonlarına maruz bırakılan larvaların ise 25.

Benzer Belgeler