• Sonuç bulunamadı

BELLETEN. T Ü R K TAR l H KURUMU. ESKl MISIR KRAJlYET TANRlSI PTAH. Cilt: LVIll Agustos 1994 Sayı: 222

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "BELLETEN. T Ü R K TAR l H KURUMU. ESKl MISIR KRAJlYET TANRlSI PTAH. Cilt: LVIll Agustos 1994 Sayı: 222"

Copied!
18
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T Ü R K TAR l H KURUMU

BELLETEN

Cilt:

LVIll

Agustos

1994

Sayı:

222

ESKl MISIR KRAJlYET TANRlSI PTAH

Yrd. Doç. Dr. MÜRÜVVET KURHAN

Başlangıçta Lib~ çölünde, Hibis Vahaaı'nda1 hem MısırWann hem de

Libyalılann taptıklan bir tannydı. Bunu. bu bölgede bulunan anıtlarda tann Ptah'ın genç lınili şekillendirirtren resmedilmesinden_an-lamaktayız. Tann Ptah Tınit devrinde, Yukan Mısır'ın kralı Menes'in M.O. 3100'de Delta böl- gesini ele geçirip Mısır'ın birligini ve I. Hanedam kurmasıyla ve kendine bqkent olarak Memfis şehrini seçmesiytet önem kazanmaya başlamıştır.

Ptah adının "şekil veren, yapan" anlamına gelecegi sanılmaktadır!. Tanrı

Ptah Memfis'te tapılan iki tannyla, yer tannsı Ta-tenen (yükselen toprak) ve Sakkara mezarlıkJar ıanıuı, ölüler tanrısı Sobris'le4, dahası Oziris'le özdeş­

leştirilmiş, böylece dünyevi ~ uhrevi özelllkleri olan bir tann konumuna ge-

tirilmiştir. Iki özelligini vurgulamak için tann Ptah, Oziris gibi vücudu mum- yalan ş ve kefene sanlı, balı tl3şlı bir insan gibi temsil

ec:lilmittir.

Kefenden

çıkan iki elinde tuttu~. üst kısmında Anh (yaşam) işareti, alt kısmında ise Ced (denge ve ebediyet) diregi olan vetannnın evrene hakimiyetini simge- leyen bir asa (Vas ya da Uas)11 ile resm~tir. Orta lmparatorluk devrin- den itibaren t3DJ1lara mahsus sakalla gösterilmiştiJ-6.

F'ıravun Menes, ülkenin birligini ~ladıgmda. eski kraliyet ~)ehirlerin­

den birini ~kent olarak seçmek istememiş7, Memfis'i ~kent olarak kur-

ı François Daumııs. La Civlllsa.don de I'Egypte pharaonique, Paris. 1967, a. 299.

2 Barbara Wauenon. The Gods of ancient Egypt. London, 1984, s. 161.

s Christian jacq, Pouvoir 11 sapssw ıt1oıı L'~ IJ1Iliemw, Paris, 1981, s. 212.

4 Guy et M.F. Rachet. ~ ıi. Iii ı:ivil&satiMa ~'lll, Paris, 1968, a. 212.

!1 A. Egclırcclıt, l'EKfPU tmdlmı8, Paris, 1988, s. 264-269.

6 Georze Han, A ~of~ god.s tmd godd.tsst:ı. London, 1986, L 1 'lS.

7 Aleundre Moreı. HısiDin arıc:itnM, tome 1., Pari&, 1929, s. 185-186.

(2)

266

duguıtda şehri "İneb-Hec" (Beyaz Duvar) olarak adlandırmıştır8. Tahmjni- mizce Beyaz Duvar1a kraliyet malikanesi kaatediliyordu. Bu nedenle Mezo-

potamyalılar Memfis'i "kraliyet şehri" olarak adlandınJ.m.ışl.ardır. Ptah'm ma- bedi şehrin güney duvarında bulunduAundan Ptah, "duvarının güneyinde olan" biçiminde de adlandınldı9. ~da, Menes, konumu bakımından Aşagı ve \nkan Mısır'm orta kısmına rast1ayan Memfi.s'i seçme kle, bir yerde, her iki bölge arasında siyasal denge saglamayı amaçlamwşur. Çünkü Memfis

"iki ülkenin dengede oldup yer" ya da "iki ülkenin dengesi"10 o1arak ad-

landinlmı.ştı, o halde, Kuzey ve Güney Mısır' m ayn ayrı kraliyet tanrılan Ho- rus ve Seth'in barış içinde olduklan yerdi. Bu nedenle Ptah, tek bir kraliyet alunda Mısır birligini temsil eden tannydı11

Tinit ~evrinden (M.Ö. 3200-2780) itibaren ve Eaki Imparatorluk dev- rinde (M. O. 2780-2280) firavunlar mezar ve pramitlerini Beyaz Duvar'ın ya-

nında inşa et:tiııniolerd:ir. VI. Hanedandan ll. Pepi'nin piramidinin adı Men- nefer (güzel mekAn) olarak geçmekteydi11• Büyük bir ihtimalle Memfis'in

adı buradan gelmektedir. Çünkü "Men-nefer" eski koptçada Menfe olarak geçiyordu ve daha sonralan YunanWann Memfis biçiminde telaffuz etmele- riyle15 adı bu biçimde kaldı. Menes'ten itibaren Memfi.s uzun süre impara-

torltıgun başkenti olm.aya devam etti. Siyasi, ekonomik. dini ve stratejik yön- den önemli bir merkezdi. Dahası, adı, tanrı Ta-tenen'in (Ptah) amban, bü- yük taht, Ptah mabedincieki tannlan sevindiren idari ve dini merkez olarak geçiyordu14•

Orta Imparatorluk devrinde (M.Ö. 2080-1785), her ne kadar kraliyet merkezi ilk önce Teb, sonra

U,t

şehri olmuşsa da Yeni Imparatorluk dev-

8 Barbara Waııeraon, a.g.e., ı. 165.

9 A. Moret, a.g.e., &ome ı., a. 18>186.

10 A. Moret, a.g.e~ tome ı., ıı. 185-186.

11 Bir zamanlar tanrıiatın ~de haldıniyet kw'duldannda masıv1a ldareye gelen ~.

Su.Jeb ve Ozhia'ten aoora Mısır kralh~ ba8ma Honıs'un mu yoksa Seth'in mi geteeeııi En- nea tann1an aramı.da tartqmalara yobçmıştı. Sonuçıa yer l3ıınsl Jeb, Honıs'a AŞatı ""Mısır (~) 1n1lıgıııı. Selh'e de Yilkan Mısır (güney) kraltı~ vermiştı. Anak. aralanııda anlat-

~•ann onayaçıkması nedenlyte,jeb tiim Misır tahona Horua'un geçmesi lwanru almı1tı.

(Uaire Lalouette, T&ıtn /YfO/an#

u

l'ancinı111 EK1f1t.4.. Paris, 1987, a. 26) "Hu karar, siyasal açıdan, Mısır'm bütl1nlüJünün mıimması demelr.ti. ijie Meneıı'in Memfis merkez olmak üzere Mısır birtilini kurması, tannlar arası bu mücadelenin sona erdirilmesi demekti. o halde Pııih nduYa- nnın güneyinde olan, !IOIIliUZ zamanın senyOrü T~JW:e a_dıyla ıınılaıı, onu (ülkeyi) bid~

dren odur. Horns, odur. Beyaz duvar Yilıivctinde iki ülk.eyi birlqdren, Apgı ve Yukan Mısır kralı olarak parlak Honıs odm. ( ... ) Arnk, iki üJkeniıı dengesi olan Ptah ıııabCdlnde birleştikleri için (HOl1lS ve Seth) kard(!Ke yapy.u:aklar \le gittikleri her yerde mücadelelerine ııon ~k­ Jerdir•, (Firavun Sabaka'mn papirüsü. Clain: t.alouette, a.g.e., a. 27).

11 Barbara Wanenon, a.g.e., ıı. 165.

u Barbara Wattenon, a.g.e., 1. 165.

14 Ozi.ri8'in de Mcmfis ıı:ulannda bolulduSU ve lzia1e Neftis'in onu o.rııda bulduilan ve topr.ıtm ilzerine yuiqtirditl'erinde •<>ziiiıı, aoı:isuzlü senyörünün (Ptah) yü.ceUpde, Re'nin yoUari ılzerinde, tifukca ~]ayan admılannı ~saraya Rirdi ve tannlai ve yıllann ~rü olan Ptab Ta-teneo ile bırlikte oldu".~ Memfia'teld 'Ptah mabedi tüm ıaniılann benlikle- rini bulduklan bir re! olarak gOstcrilmiftir, Işte bu nedenle tann Ptah hem Horus'UD yerini aı.

m.ış, hem de Honıs un babası 02:irls1c: öZdql~. (Ciaire Lalouette, a.g.e., a. 29).

(3)

ESKI MISIR KRA.I.M;r TANRISI PfAH 267 rinde (M.Ö. 1580-1085) Memfis, Mısır'm dogusunda yapılan savaşlar nede- niyle veliaht prensin askeri harekAt komutanı olarak ~ kurdugu yerdi; yine bu devirde Memfis'teki Ptab mabedi "Het-ka-Ptab. (Ptab'ın Ka'-

sının (ruhunun) ptosu) olarak adlandınlıyordu. Babilliler ~ Mısır'ı Hikup- tab biçiminde adlandırılmıolardır. Ptolomeler devrinde (M.O. 3~130), Yu- nanWar yukandaki adiara dayanarak Aiguptos (Mısır) admı koymuşla.rdı.

Memfis, Eski lmparatorlugun sonundan itibaren bir daha idari merkez ol- mamakla birlikte, tarih boyunca Mısır'ın en ünlü şehirlerinden biri olmuş­

tur. Zaten, genellikle, firavunlar Memfis'i AşaAı Mısır'ın bölgesel merkezi

olması nedeniyle kraliyet merkezi olarak görmeye devam etmişlerdi. Ptab, kraliyeti gözeten ve koruyan tann olarak, firavunlann ibti.mam gösterdilderi bir t.annydı. Bazılannın taÇ giyme törenleri de tann Ptab'tan dolayı Memfis.

'te yapılıyordu. Dahası, bazı firavun ve vezirler, içinde Ptab bulunan adlar

al.mışlardıru. Amon Kamak tapmaAmda tann Ptab'ın bir şapeli bulunmak-

taydı. XVIII. Hanedandan

m.

Tutmozis bu ppeli güzelleştirerek tanoya

baglılıgını ifade etmiştir.

Başlangıçtan itibaren, özellik.le Eski lmparatorluk devrinde Heliopolis'te Re'nin yükselmeye başladıgı dönemlerde, Ptab din adamları, geliştirdikleri

kuramlarla, tann Ptab'ı Başlangıç tannsı ve en büyük yarancı tann olarak

göstermişlerdir. Daha da ileri giderek Ptab'm "tannlann babası olarak"

Re-

Atum ve Ennea'sıru (Dokuılu tannlar toplulugu) dünyaya getirdigini öne

sürmüşler, dolayısiyle tann Re'yi ona batlı kılmışlardır16Ptab varolan hel'-

şeyi yaratmışur. Ondan önce varolmak ya da varolmamak yoktu. Evren ve gökkubbesi yoktu. Derlnligi biliıımeyen su vardı. O "zamanlarda ölüm de yoktu. Gece ve gündüzü ayıran bir farklılık da yoktu. Birisi kendi kendine hareket ederek nefessiz soluk alıyordu. Başka tarafta biçbir şey yaşamıyordu.

Başlangıçta karanlıklar karanlıklan örtüyordu. Boşlukta birisi, varolma du- rumuna geçerek ışımn gücüyle yaşama başladı17BundaJ! sonra Ptab ya-

ratma işlemini gerçeklqtirm.iştir. Bu işlemle ilgili bilgiyi M. O. 716-702 yıllan arasında idareele bulunmuş XXV. Hanedana mensup firavun Şabakaka'mn18

Memfis'teki Ptab tapınagtnın arşivlerindeki bozulmuş bir papirüsten buldugu ve Memfis tapınagma koydurd~ bir dikilitat üzerine kopya ettir- digi metinden anlaşılmaktadır. Fazla net olmamakla birlikte bu metine göre Ptab, "Atum'un söyledigine göre, kendi kendini ve kutsal Ennea'yı dünyaya

15 V. Hanedan vemlerinden Ptahhotep (Ptah hopıuuur), XIX. Hanedan firavunl.aruıdan Mcrenptah veya Mincptah, D. Meren~ Siptah ya da SaPtah (Ptah'm o#lu), Ramset Siptah gibi içınde Ptab bulunan ltraliyet imiini almı.~Jardır. (George Han, a.g.e., s. 173; Aleıandre Moret. a.g.e., tome D., a. 581).

16 George Hart, a.g.e., a. 174.

15.

17 Louis Renou, Ripıtlt;ı. X. s. 129; ananAlben Cbampdor, J'...iım da mmts, Paris, 1975, s.

18 Ünvanianncia Honıs, "J(Üneein oglu Şabaka" olaralt a.dhndınlan firavunun adı 'fukan ve

~ Mısır firavunu Neferkail (Ra'ııin Ka'sı ~ldir, mükemmeldir) biçiminde de geçmek- tedir. Benzer biçimde "duvanrun ~eylndeki Ptah tarafından "sevilen" kimle olarak da göste-

rilmiştir. (Claire Laloueu.e, a.g.e., s. 25).

(4)

268 MfJR.OWET KURHAN

getirendir"19• Ptah Heliopolis'in ilk güneş tannsı olan Atum'u dünyaya geti- ren Başlangıç Ummaoı Nun ile

diei

karşıb olan Nunet'in yerini almıştır. Bu yüzden tann, Ptah-Nun, Ptah-Nunet adıyla da anılmıştır. Dig'er yandan, Ptah, üzerinde günqin kutsal bir fişkırma ile ilk günün erken saatlerinde beliren ve kokusu sürekli Re'nin bunın deliklerine hoş gelen Nilüfer tanndır, bu durumda adı Ptah-Nefertum'durtO. "Ptah'ın kalbinde ve Ptah'ın dilinin üze- rinde" Atum'un görüntüsü yaşama gelmiştir. Bütün tannların hayabm dü- zenleyen ve Ka'lannı (ruhlannı) şekillendiren yüce tann Ptah'dır. Aynı za- manda kalbinde Ptah'm bir şekli olarak Horus yaşama gelmiştir ve Thot, di- linin üzerinde, Ptah'm bir şekli olarak yaşama gelm.iştir. Böylece kalbin ve di·

lin bütün varlıklar üzerindeki üstünhip belirtilmiş"21, "Honıs, kalbinde yer alan üstün zekası, Thot ise iradesinin kutsal biçimi yani yaratma vasıtası" ola- rak kabul

edilm.ittir8.

Ptah, yarabnak istediAi tannlar ve varlıkları, ilk önce kalbinde tasawur

etm.iş ve dille (kelamıyla) arzuladıgı şeylerin olmasını saAlamıştır. Böylece Ptah'm degişik görüntüleri olan tannlar dünyaya gel.mişlerdir. Belki de bu yüzden Ptah "Anhtavi (iki canh) olarak da adlandınlınış25 ve arka arkaya

tannların adlarını belirleyerek Ennea'sını (Dokuzlu tannlar toplulugu) ta-

mamlamıour. Kutsal kelamın kalbin düşünmesi ve dilin buyurması yoluyla varoldugu görülmektedir, o halde, Ptah'm yarauıgı ve onun birer görüntüsü olan bu tannların her birinin adlannın başına Ptah koyarak anmak müm- kündü, hava tannsı Ptah..Şu, rutubet tannçası Ptah-Tefnut gibi ... Bu şekilde,

Ptah yaramil her tanrının qlevlerini de üsdeıımlt oluyordu. "Ptah'm Enne-

a'sı heqeyin adım teWfuz eden dioleri ve agzının dudaklandır ve oradan Şu

(hava tannsı) ve Tefnut (rutubet) çıkmışlardır". Bu şekilde Ptah'ın,

Re-

Atum'un yaratmada kullandıgt tük:ürme ya da mastiirbasyon gibi fizyolojik iş­

lemden farklı olarak, yaratmada tasawıır ve kelama başvurdugu öne süıüle­

rek daha yüce bir tanrı oldugu. her biri Ptah'ın benliAioin bir parçası olan Su, Tefnut,jeb, ~ut,. Oziris,lzis, Neftis ve Seth'i yaramgı ortaya konmuştur.

Bu da bize, Memfis din adamlannın düşünce mekanizmasım ve ardından

yapılan harelteci çok iyi bir biçimde incelediklerinilM göstermektedir. Ptah'la birlikte dilin ve kalbin diger organlardan üstün oldugu ve insan düşünce­

sinin merkezinin kalb oldugu, onun tasawurunu dilin yürürlüge koydugu

düşüncesi yerleşmiş oldu. Ptah, ayrıca, "gözler sayesinde görmeyi, kulaklarla

işibneyi, burunlanefes almayı ya.ratı:nış ve bunları (organları, duyulan) kalbe

19 Claire Lalouette, a.g.e., s. 27.

110 Claire Lalouette. a.g.e~ s. 2'70. dipnot 19.

21 Şabaka dikili ta~~, Clairc Laloucue: a.g.e .. s. 2'7.

zı ~ur et M.F. Rachet, a.g.1., •· 82. Zaten düşünce kelimcııi lıivcroıdif yıızıda blble;, dil·

eün~· yürürlıi«e koyan kelam he diDe ifade ediliyordu. (Aieıcmdre Moret, Le NU et la c:ivillsta- tion tienne, Paris, 1926, s. 457). Di8_er lllraftan Horus Ptah'ın kalbi ve Tbot dili iken Atum kalbinde warlad.ı8J ve diliyle yurürlüfe lr.oydufu diişO.ncesi olarak geçmektedJr.

(CbristianJacq, a.g.s., s. 77).

15 GeorJıe Han. a.g.e.. s. 175.

2• François Daumas, a.g.e., s. 295.

(5)

ESKI MISIR. KRAL1YET TANRISI PI'AH

kadar ileterek, kalbde bilghıin olUJDlUl mümkün olmUft kalbin gerekeni ta- savvur edip dile emretmesiyle ve dilin bunu yürürlüge koymasıyla• kutsal tasavvur ve yaratta kelam sayesinde tannlar ve varlıklar yaşama gelmf.tlerdir.

İşte tanrı Ptah'm büyüklügü, kendi adını koyacak bir annesi ve bu adı söyle- yecek bir babası olmadan, kendi kendini yaratmasındandı. Zira Mısır'daki

inançlara göre hiçbir oey adlandınlmadan var olamazdı. Zaten büyü araah- At~ bir insanın aa çekmesi ya da yok edilmesi, ilk önce adının söylenme- siyle gerçekleşebillrdi18, ya da aksine Re ve

lzis

efsanesinde görülebileceti gibi, tannnm bile bir büyüden kurtulması için gerçek adını ifşa etmesi gere- kirdi. Bir varhAm etkinliginin yok edilmesi ise onun ilk safhada adının si- linmesiyle mümkün olabilirdi. XVID. Hanedandan IV. Amenhotep'in tek tannh din olanAton dinini benimsetebilmek için tanrı Amon'un adını tapı­

naklardan ve resmi anıtlardan sildirmesinin kökeninde bu düşünce yatı­

yordu.

Kalbinde evrenle ve dünyayla ilgili bir model ol\lltUI'anl'7 Ptah, kendi görünümünün birer parÇ381 olan insanlar için, yine "yaratıa kelamla bütün yiyecekleri, faydalı besinleri yaratmış"11 ve iosanlann yeteneklerini de sap-

tamqtır. Bundan itibaren insan düşüncesinin de "Ptah'm kalbinde tasarla- nan emre uygun olaralt ve dili araahgıyla gerçekleten yaratıahk• dogrul- tusunda işledili ve insanıann düşüncelerini "ellerinin becerisi..., ile yüriiı'­

lüge koymalan gerçekleemifdr. Böylece tenaatk.lrhkla ilgili beceriler tanrı

Ptah tarafından yaratılmış oldugu gibi, sanatkirlar da resim yaparak, heyket yaparak, maddeye biçim vererek, yazarak. bir yerde tanrı Ptah'tan csinlenmiş oluyorlardı. Zaten bu tip çalıomalarda bulunan insanlar

"Seanh"

(yap.tan

kimse) olarak adlandınlmışlardır'1Onlar da kalbierinde beliren yaratıalık

wavvurunu degişik yollarla ortaya koyarak tannnın bir parçası olduk.laruıı kamtlamışlardır. Bu yü%den tanrı Ptah ressam, heykeltrae. mimar, kuyumcu,

dahası yazıalann tanrısı olarak görülmüştür. Bu tip çalqmalarda bulunan- lara Ptah, mimarlık ve el sanatlan ile ilgili plan ve desenler konusunda. il- ham veren tanrıydı. Memfis tapJ.Oalının atölyesinde Ptah'm rehberiili al- anda ineelikle işlenıııiş görkemli heykeller, kültle ilgili gereçler, tapınak için sunaklar yapılmıştır. Eııld Imparatorluk devrinden itibaren Ptah din adam-

ları "ver heperep hemut" (zenaatkirlann büyük oefleri) olarak adland.ınl­

mışlardı, zaten zenaatkirlara ve sanatkirlara gerekli ham maddenin elde edildigi kireç taşı ocaklan Memfis'te Ptah mabedinin yakınında bulunmak-

taydı12. Memfis'ten itibaren tann Ptah'ın töhreti tüm Mısır'a yaygınlapmş ve

15 Şabab diülibş, CJaire Laloaeue. a.g.e., a. 28.

aııı A. Moret, a.g.e., tome ı .. s. 457.

Françolt Daumaıı, a.g.e., a. 296.

ts Şabab dllriljtqı, Qaire Laloueue, a.g.e., a. 28.

1!9 Şabab dikilitası. Cııılre Lalouett.e, a.g.e., .. 28.

so Şabab dikili~. <::lııln: Lalou.ettc. a.g.e., .. !8.

31 Clab'e Laloueue, a.g.e .. a. SO.

st Georp Hart, a.g.e., a. 176.

(6)

270

tüm sanatkirlara ilham veren ewensel tann konumuna gelmiş, dahası, genel olarak, herkesin düşüncesine, taaavvuruna, yaratta yetenegine hakim yüce kalb (deha) olarak kabul

edilmittiss.

O halde beceriyi gerektiren heqeyin ondan geldili (Ptah'ın vergisi) düşünülmüştür. Çünkü ellerin yorumladıgı

tüm eseri (kat) tüm sanatı (iaut) o yaratmıttırM. Zaten dünyada varolan her

şey onun dÜfÜ,DdüRü biçimde gerçekleşmiş, var olmuştur. Bir Ptah rahibi, bunu kısa bir manzume lle ifade etmi.stir:

'Yüce Ptah, tannlann dili ve kalbidir,

on

ve aklın gücü kendisinden gelen Ptah, Her a~Jzdan, her kalbten meydana gelen

Y~,düşanen,enueden

Bütün tannlar, bütün insanlar, bütün haywnlar, bütün sürüngenler

Herşey onun karar verciiAidir (iradesiyle olur).

Bapnlı olan her oeyi meydana getiren kalbtir.

Kalbin düşüncesini tekrar eden dildir.

Bir zamanlar her tanmal ketamın,

Kalbin diişüncesiyle ve dilin emriyle Var oldugundaaa

O halde,

baf.ta

firavun olmak üzere, tüm insaniann yaşamlan, başanlan

Ptah'a bathdır. Ulkenin bapnda bulunan firavunun tann adına iktidara gel-

dili

ve idaresini siirdwdügü kabul edilmittir. Memfis'in ~kent olmasıyla Ptah'ın kraliyet tan.ruı obna•mın sebebi budur. Çünkü firavun, her konuda

yaptıgı işlerde, tannnın keJJ.mım yiiriirlüge koyan kişi olarak görülmüştür.

Nasıl firavuntıxı kanılan çevresindekiler ve tebası tarafından bir emir olarak

ahnıyorsa, fi.Javwıa bu kararlan ilham edenin de tann Ptah oldugu düşün­

cesi hakimdi. Ayrıca ilham ve lütuf diger tannlar R! ve Amon için de geçer- Uycii. Görüldügü gibi her hareketin tann Ptah'ın hakim oldugu kalbte tasar- landıgı, verilen her karann da yine Ptah'ın harekete geçirdigi dil araalıgıyla

yürürlüge kondugu ifade edilmiştir.

xvm

Hanedandan

m.

Tutmozis'in teş­

rifatçısı

lnter

mezar taşına "Başarısını kalbinin rehberligine borçlu oldu- gunu, tamamen onu ciinledigini ve insanların onun (kalb) için her bedende olan tanımın ilham kaynagı oldugunu söyledikleri nsa ibaresini yazdırmıştır.

Kalbi, düşüncenin ve her türlü hareketin merkezi olarak gören Mısırlılar

ss james Henry Breasted. A 11i.stDf1 afEDflt, l.Dndon, 1948, a. !IS?.

14 A.. M.orer.

u

NiL, .. 4.59.

SS james Hemy Breaat.c:d. a.g.e., a. 557.

56 James Henry Breasıed. a.g.e .. a. !58.

(7)

ESKI MISIR KRALlYET TANRlSI PTAH 271 belki bu yüzden kalbi..,ayn bir biçimde mumyalayıp, vücudun kondugu ta- buttan ayrı olarak, küplere koymtqlar, Selkis,

fzis,

·Neftis ve Neit gibi tannça- lann kanatlan arasında kotuııaca~J.na inanmışlardır.

~>iter taraftan, Ptah, beUrli amaçlarla "Şehirleri yaptı. Vılayetleri kurdu.

Tannlan tapınakianna yerleştirdi. Sunaklannı artırdı. Şapellerini kurdu.

Vücutlannı kalbierinin iategine göre biçimlendirdi; ve tannlar çeşitli ahşap­

tan, taştan, kil ya da başka şeylerden yapılmış vücutlanDa ( heykellerine) nü- fuz edebildiler ( ..• ) ve onlarda tecelli ettiler"•. O halde tann Ptah insanlar ve tannlar için gerekli heqeyi yaratm.ı.Ştır.

Ptah, bir kefene san1ı biçimde resmedilmesine ragmen cenaze kültüyle ya da ölüler dünyasıyla ilgili bir tann degildir. Ptah..SOkaris adı altında, Soka- ri.s'in öteki dünya tannsı olmasından dolayı az da olsa ilgisi vardır. Esas ola- rak mumyalanan ölü ya da ölülerin heykelleri üzerinde sembolik olarak agı­

zın açılması59 ~eminde etkili bir tmındır. Bu i$lem Ptah rabipleri tarafın­

dan, keskiyi andıran, ucu luvnk uzun saph bir bıçakla yapılırdı~. Ptah'ın in- sanları yarattı~ zaman, onlarıı} agzını açarak canl:mdırdıgı düşünülerek

böyle bir ayin düzenlenmiştir. Oteki dünyada ise Ptah'ın aktif bir rolü yok- tur. Yeni lıiıparatorluk devrinde yazılan Olüler Kitabı'nda tanrı Ptah'ın adı

fazla geçmemektedir. Sadece ölüyü rahatlatıcı davnnışı görülmektedir. Bir ölü tannya IÖfle seslenmektedir.

Aslında, Duat (öteki dünya), benim için. bir dinlenme yeridir.

Sıluntısız oraya giriyorum ve oradan çıkıyorum.

Yat:mış şeklimi ayakta dik

tutarak.

EJ tanrı (Ptah), Ta-ten en, işte sen kollannı bana dogru uzatıyorsun•1

Bununla birlikte, Ptah, insanlan davranJ.f}anna göre ödüllendiren ya da

cezayı öngören tanndır. "Genellikle sevilen

fCYi

yapan kimse için karşılı­

guıda ödülü ve nefret edilen hareketlerde bulunan kimse için cezayı yarat-

DllfUI". Hayat b~ insana, ölüm ise suçluya veıilmiştir"41.

Bunun yanında, Ptah, apklann da kendisine başvurdugu bir tanndır.

Memfis'te oturan ve kendisini bekleyen sevgilisine kavuşmak isteyen genç,

tanrının buluşmayı kolayl.aftırm,amıı dilemek

icin,

şöyle demektedir:

~ Mlsırlıbr, mide, tJaaı.nü l(ibl diger orpnian da muıuyalayıp küplere JroymueJ,ardır.

Belki de açlıtm. yeme ibdyaCuma &Ib1e iJgiii ol.dıipnu diifünmUiJerdli". sa Claire Lalouette, a.g.e., a. 28; GeDrge Han, a.g.e., a. 175.

59 Bir yandan 6lüniin ~ sci gelmesi ve mezara konulan sm ve katı yiyeceklerle be.

lenıneııi. difer ~ ôt.eti dünyada tannlar mııhleınesinde. dünyeri lıarelı.eüeri konusunda

smınmasmı yapabilınal için atzuwı ııçıiınası. geıeJı.en bir lşlemdi.

40 George Han, a.g.e., a. 1 'IS.

n Gregoire KolpalıJdıy: 1.Jfm d«r rııom, P;ıriıı, 1991, a. 514.

ü Sabab dlkOitatJ, C1ain: Lalouette, a.g.e., a. 28.

(8)

"Kiireklerin gürültüsünde tekneyle nehirden iniyorum,

Saziık demeti omuzlanmda.

Memfis'e gidecegim ve gerçegin senyörü Ptah'a Bu gece bana kız kardeşimi43 ver diyecepn"44

Tann Ptah, her ne kadar Orta ve Yeni imparatorluk devrinde ikinci po- zisyonda görülen bir tannysa da, dindarlar Ptah tap~ gidip dileklerini yerine getirmesi için ona dua etmitlerdir. Üzerinde kulak ya da göz, bazen göz oyması bulunan adak tabietleri bırakmıtlardır. Kulaklann tann Ptah'm

kulakları olarak tannnın kendilerini işitecegini, gözlerinin onları görecegini dü.tünmiitlerdiJ-4!. Teb'de Ptaıı'm adlarından biri "Mesecer Sedem" (işiten

kulak) 'tır46.

Diger yandan tanrı Ptah'm vücudunun alb.ndan oluştugu datasavvur

edilm.iş ve tannya Nefer-Her (yüzü güzel) sıfatı verilm.itti. Ptah'ın diger bir

sıfatı Heri Bakef (Ben agı

aAacmm

altında olan) 'tir47Bununla yeryüzünde kutsal bir

agaç

tanrı Ptah'a maledilmiş ve insaniann bu

agaç

altında tannya dileklerini sunabilecekleri ifade edilmiş oluyordu. Belki de Ptah sembolü Ben agı agacı olan bir tannyla özdetJeştirilm.işti48Benzer biçimde, Ptah'm yeryüzüdeki cisimleııınq eekli, erkeklik ve verimliligi temsil eden bir öküzdü.

Bunun için çok eski devirlerden itibaren Memfia civannda yetiştirilen öküz- lerden biri Ptah'm "kutsal ruhu" olarak görülür'9 ve ayrı bir ihtimama tabi tutulurdu. Bunun, tann Ptah'la insanlar arasında aracı oldugu kabul edilir ve ölünce tanrısal bir varhk olarak mumyalanır, büyük bir lahite konulur ve törenle gömülürdü. Hap adı verilen bu öküzle yine Memfis'te tapılan, \\ı­

nanhlar tarafından Apis olarak adlandmlan tannnın sembolü öküzün aynı

olup olmadıgı net olank bilinmemektedir, ya da tanrı Ptah'laApis özdeşleş­

tirilmiştir. Bu ,ekliyle Hap öküzünün anası olan inegin bir güne~ ışını tara- fından döllendiJj Httodot tarafindan aolahlmıotJTIO.

Diger Mısır tannlanndan pek

çogu

gibi, Ptah ta tanrıça Sehmet'1 ve

tann Nefertum1a51 birlikte kutsal aileyi teşkil ediyordu. Ptah'ın diger bir

43 Genellikle bir kişinin ruben anlaşu#l sevgil!si ya da qini bı kard~ olarak adlaodaması

M.ı.ar'da çok yaypncbr, ama bu tip adlandıimaniiı bazı Mmr taribi ve medeniyetiyte Uglll bilim adamlannca gerçek kız kanlee olarak kabul edil.meai, kanımızca. yanht bir yorumlamanın aonucudur.

44 François Daumas, a.g.e., s. 4ı4.

45 Barbara Watterson, Lg.e., s. 168.

4& George Han. a.g.e., .. ı 76

., George Han. a.g.e .. s. 176.

411 George Hart. a.g.e., s. ı 76.

49 Darbata Waıterııon, a.g.e., s. 166.

50 A. Egebrecht: a.g.e., e. 264-269.

Tannça Sehmet'in adı güç. iktidar anlamına geliyordu. Aslan başlı. kadınla temsil edilen bu tannçamn inDnlann dost.ça yapmadıkimnda ya aa kurulu düzene brp ayaklandıkbruıda.

(9)

ESKI MISIR KRAilYET TANRlSI PTAH

oglu

n.

Hanedandan firavun Cozer'in Memfis'teki ünlü Sakkara Primidinin mimarı lmhotepU idi. Aynı zamanda, Cozer'in veziri olan lmhotep

yaratUAl

eserden ve Ptah'ın yaranalıkla ilgili özellikleri nedeniyle :r;ı.manla kutBallaşa­

nlınıştııM.

Tann Ptah'ın zihinsel yaratıcılıgı yanında, en lmemli tarafı kr.iliyet tan- nsı olmasındaydı. Hanedan devrinden çok önceleri Mısır'da kabile reialeri- nin iktidan sürerken y.ttlandıklannda siyasi ve bedensel yönden myıfladıRt

kabul edilenlerin katledilmesi ayinleri düzenlenirdi55Bu ayinlerin tenine bir yansıması olarak 'rınit devrinden itibaren Memfis'te tann Ptah'ın göze- timinde, iktidannın otuz yılını doldurmuş her firavun için Heb-Sed (Jübile) törenleri düzenlenir ve firavunun iktidarının, dolayısıyla ömrünün uzun ol-

maın için, büyü yoluyla, hayati güçlerinin yenilenmesi saglanırdı58Bu tö- renlerde saray erkanı, din adamJan ve kalabalık. halk toplulugwıun nez- dinde, ilk önce firavunun tahta çıkıp yinetenirdi Bu amaçla tıhıımlı bir bi- çimde yeni tahta çıkıyormuş duygusunu yaratmak için firavuna bir pelerin giydiJilir!l7; firavun, bir palatform üzerine kurulan biri Yukan Mısır krallıp

diJeri AşaAt Mıııır krallıJını temsil eden bölmelere sokularak", her iki

krallıAt yönetecek güçte olduJu belirtilmit olurdu. Bunun ardından, firavun Memfis duvarlan çevresinde koşar. turunu tamamlayınca, her iki ülkenin

başkenti olan şehri yeniden ıaptet:miş ve yönetimi altına almı~ olurdu. Bu- nunla birlikte, firavun kopcak durumda degilse, yerine başka birini koştu-

ya ııavat1ar ra da aal11n hutalıklarla iıuanlıga felakeılcr getirip cezaland.ırdıgına inarulırdı.

Do~::;ıa kraliyelin koruyucusu bir tannÇaydı. Bununra birlikte. hastalıklan iyi etmede keo e başvur'ulan bir wınça otarü. da göıUlfudıi. Başlangı.ç hayati aıqi de temsil ederdi.

(Cbristianjacq, Lg.e., 11.1 '15.).

&i Nefertum (Nefer-Aıum), NlJ.ülm-çiçetintn ıherinde beliren bir çouılla ifade edilen ve adı "Atwn K(ızddir" }'ll da" Attım'un miıkemmelligini ~klettirm c:tiakanlamınagelen giinew tamuıdır, 6aui ~ ıte•dir.

M ~çta lmho~ Hcliı.ıpdiıı güneo mabedinde bat rahipıi. Tanrı Re'nin dinine atfen Cozer için iıqa ettigi Pira.ıriıt onun yantıcılıktaki debuını glıst.c:rmelw:dir. Pek Çok eserinin de oldu«u samlan lmıioı.ep Orta lmparaıorluk devrinde yazıcı&nn ııenyörii olarak ma geçmektedir.

Yazıcilann, wınaa1 deiiecek bir yetenege sahip lmhotep'in anuına, yazmaya ba,l:amadan önce, önlerindeki hokkadaki boyalı sıvıdan birkaç damla damlaımalan gelenegi bulunmaktavd.J.

lmho!C...P• Deltanın batısında bulunan Saiıı'in başkent oldu«u XXVI. Haneelim demnde (M.O.

663-!S:W} huıahklaıa deva bulan b!Rl kip olarak da kutiaJlaotınİnııftır. Maneıon'a göre bu öuill.iF.den dolayı lmhotep tann Ptah'ın ve Kronotiah adlı bir kadının oglu olaralt ilan edllmıştir. Yunanlılar onu kendi tanrılan Aeac~ius1a q görmiişlerdir. Kanıak, Deir EI Ba- hııri. El Medina ve F"ılae'de adına ppeller yaptmlinıftır •. (Guy et M. F. Rachet. a.g.e., s. 1S2· 155).

M Bubar.ı. Wattenon, a.g.e .. a. 167.

U Barbara Wattenou, a.g.e .. ıı. 165-164.

86 ~çtaMemfis'te düz.enlenen bu ayinler daU 10oralan, önemine göre, batta ee-

hlrlerde de düienlenıı:iistir. XIX. Hanedandan n. Rımıııes'in Delta Böl«si'nde kurdllJu Per- Ram3es'de (M.O. 1298-1252), XXII. Hanedandan V. $etonk devrinde (ld:Ö. 85().800) Tanls'df, Sudan'da Soleb'de de Sed törertleri düzenlenıftiotir. Vl. Hanedandan I. ve n. Pepi'nin (M.O.

2292-2220) yaptıklan ~bt, Sed törenleri sonunda Mıııır'a balttı iilkelere de törenierin anuuıa yapılan vazolai gönderllln:ll (Piene Monteı. L 'EgypU ilmıllü, Paris, 1964, ıı. 66.

57 Guy et M.F. Rachet, Lg.e., s. 252-2!1!1.

&tl Pierre Montet, a.g.e., a. 67.

Bd1elen C. Lvm, 18

(10)

274 MÜRÜVVET KURHAN

rabüirdi. tkinci olarak Eski Mısır'da kadınlar sayesinde verasetin ~landıgı

kabul edildili ve çocukların da gelecekte hanedam sürdürme gibi bir role sahip olduklan düşünüldüRünden laaliçe ve çocuklan görünürdü59Böylece

iktidannın uzun sürmesi temenni edilen !kavunun yerine geçecek veli-

ahnnın da bulundugu belirtilmi~ olurdu. Uçüncü olarak firavun Oziris'le

özdell~tirillrdi. Bu törene firavunun şahsı üzerinde tann Oziris'in ölümü taklit edilir, sonra tann Oziris ayinleriyle vücudu ölümsüz kılınır ve milyon- larca yıl sürecek yepyeni hayati bir güç kazandınlırdı. Ayinlerin sonunda fi- ravunun yeni dogmuş gibi "yenilendiAi" ilan edilirdi60Bu aekilde yaşlanmış

kraliann gerçekten katledümesi yerine yaşlanmış firavunun üzerinde yap- maaktan ölüm töreni uygulanarak Oziris'in mucizevi anlanışı ona m.aledi- lirdi. Bundan sonra tann Ptah'ın adına "Sab.1 Ced" denilen ve Ced'in61 di- kilmesi anlamına gelen tören gerçekleştirilirdi. Bir halatla baglı olan Ced'in dikilmesini firavun tek başına deAfl de çevresindekilerin yardımıyla yapardı.

"İstikrar" anlamını taşıyan Ced töreni62 bir taraftan Mısır'ın tek bir krallık altında birl~tigini hatırlatmak ve aynı krallik alnnda devamım temenni et- mek amaanı güdiiyor, diger yandan, Mısır'da kıtlık. açlık olmaması, ikiimin ya da Nil'in her yılki taşmaSının taruna elverişli olması, dolayısıyla iktidann herhangi bir nedenle samlmaması esasına dayanıyordu. Ced töreni firavu- nun yönetime gelişinde ve iktidarını yenilemek için düzenlenen Sed töre-o ninde yapılırdı. Bazı firavunların iktidarları süresince bu törenleri iki, uç, dört kez yineledikleri görülmüş ve Mısır lmparatorlugu'nun son bulmasına

kadar sümı~tür.

Tanrı Ptah 'm siyasi üstünlügü bu şekilde asırlar boyu devam ederken, dini üstüntüp m. Hanedandan itibaren azalmaya dev.un etmiş ama Yeni Imparatorluk devrinde yeniden gündeme gelmiştir. Memfis'ten bqka be- men her yerde, özeııru.e Abidos, Teb ve Nubya'da tapılan tanrılar~ biri

olmuştur. Dahası, XIX. Hanedan firavunlanndan

n.

Ramses (M.O. 1298- 1232) tann P~'a ayrı bir özen göstererek adına Nubya'da GerfHiiseyin, El Der ve Abu Simbel'de tapınaklar yaptırmıştır. Ptah'a Ger! Hüseyin'de tan- nça Hathor'la El Der ve Abu Simbel'de Re'-Horakti, Amon-R! ve hatta tann- Iaşmış

n.

Ramses'le birlikte tapıhyordu85Bu dönemde tann Ptah'm fira- vunlan yarattıgı yeniden gündeme gelmiş ve

n.

Ramses'in vücudunu gümüş-

89 Barbara Watıtnon. a.s.e., s. 164.

60 A. Moret, tı.g.&, tome I, s. 189.

61 Baılaııgıçı.a Ptah1a Ilgili bir güne:ş sembolü iken ve n:ııimlerle Ptah'ın elinde asanın bir bölümünil (Paih. 'ın asıuı AnJi (hayat bahtcdici) ve Ced (edebiyet)'tcn olıquyordu} tqkil ec~eı-.

ken, daha sonraları ôlOJer tamlll Sokaris ve onunla özdqlqen Oziris'e maledilmitdr. Oziris'in iki kült merkezlerinden olan Cedet (Mendeıı) vı: Cedu'nun (Buziris) adianndan anı~

gibi Oziris'le ilırill Ced tarenierinin merkeıleri olabüeceıti sanılmaktadır (Guy et M.F. R.achct, a.s.e., s. 98). Bu eeliliyle hayat aıqinin merkezi olan Oziria'in omurgamu tcwsil ediyordu

(AiberlCbampdor, a.g.e., .. 195).

62 GuyetM.F. Rachet, a.g.e., s. 97.

85 Barbara Waııenon. a.g.e., s. 164.

(11)

ESKI MISIR KRALlYET TANRlSI PTAH 275 altın karışımıyla, kol ve bacaklannı da bakır ve demirden biçimlendirdigi ifade edilmiştir64.

Aslında

n.

Ramses devrinde dini yönden gelişmeler olmuştur. Çünkü.

bir yandan Teb'deki din adamlan, yazdıklan Amon Uahllerinde, tann Amon'u yüceltmek için onu yalnızca

Re

ile özdeşleştirmekle yetinmemişler,

Ptah'm da onun bir görünümü oldugunu öne sürüp Amon'u Pta.hla.şurmış.

lardır. Böylece Heliopolis'in oldugu kadar Memfis'in de Amon'a ait oldugu- nu öne sürmüşlerdi. Di~er yandan da o zamana kadar firavunlar, hem Amon'un hem de Re'nin ~lu olarak adlandınhrken bu defa Ptah 'ın:_ da fira..

vunun babası oldu~ ortaya konmuştur. U. Ramses devrinde (M.O. 1298- 1232) yazılan ve

m.

Ramses tarafından da benimsenen, Abu Simbel'de dikil-

miş dikilitaŞ üzerindeki dini metinde tann Ptah 1!1. Ramses'e şöyle seslen- mektedir. "Senin babanım. Seni dünyaya getiren benim. Öyle ki bütün vücu- dun tannlardandır. Zira Mendes Senyörü koç biçimini&.! aldım ~e senin fi- ravun olarak şeklini dünyaya getirmek için yüce annenle birleştim. Çünkü benim Ka'm için yararlı şeyleri yapmak için eşsiz oldugunu biliyordum. Seni Re gibi görünerek dünyaya getirdim ve seni tannlar arasında yücelttim" ( ... )

"Ptah 'ın mekanının yüce tanrıçalan ve Atum 'un mebnmdan Hathor bay- ram ediyorlar. Kalbleri sevinç içinde ... muhteeem görünümünü gördük·

lerinde sevinç içindeler ... Tannlar ve tannçalar güzellipıden övgüyle söz ediyorlar. Ka'm icin dua edip "sen bizim yüce babamı.zsm ve bizim için sana benzeyen bir tann dünyaya getirdin" diyerek bana sunaklar sunuyorlar"66 Burada tann Ptah'm sözleriyle büyüklük kompleksine kapılan

n.

Ramses'in

yaşarken bile tannlaştınlmış oldugunu görmek mümkündür.

n.

Ramses ise tann Ptah'a cevaben şöyle söylemektedir: "Senin oglunum. Beni tahtının

üzerine yerleştirdin. Kraliyetini bana teslim ettin. Şekline benzer biçimde beni dünyaya getirdin ve yarattıg-m şeyi (kraliyet) bana ayırdm .... beni

Mısır'ı normal duruma getirmek için kral yaptın. Vücudundan yaşama gelen tannlan, şekillerine, vücutlanna ve renklerine göre şekillendirdim. Onların

isteklerine göre onlar için Mısır'ı teşkilatl.andırdım ve tapınaklar ( ... ) inşa

ettim"67.Bu metinden Ramses'in güneyde Abu Simbel'den Delta Bölgesi'nde Memfis ve yeni kurdugu kraliyet şehri Per-Ramses'e (Ramses'in sarayı Ramses'in şehri) kadar yücelttigi tann Ptah'ın yaratugı tannların mabet- Ierine önem verdi~i ve külıleri için gereken özeni gösterdi~ bunun için de heykellerinin yapımını gerçek.leştirdipıi anlamak mümkündür. Bu

6t George Han. a.g.e., s. 176.

6! Mendes: Delta bölıresinde bulunan Mendes'in Mı.&trca adı Ccdet'ıir. Oziriıı kültünün siiıdUriild.iıtfı şehirlerden ~. Dini efwı.elere göre tann Re ve Oziris'in Ka1an (nıhlan) tek bir ruh biçiminde burada birleşmiş ve kuısal bir kOda cisimlenmiılerdir. Mancton'a göre lı.oçla ilgili kült n. Hanedan dewrine kadar çıkmaktadır. (Guy et M.F. Raclıet. a.g.e., s. 158-159). O halde Pıah'ın Re ve Oziris'in dsimleom.iş tekli koçun tekline girmesiyle her iki tannyı ben.lj.

ginde taşımış olmakıadır.

66 Françoi.Y Dauııw, a.g.e., a. 197·158.

67 Françob Daumas. a.g.e .• s. 158.

(12)

276

dönemde, Amon-Re'nin önderli~de iktidannı sürdüren Ramses'in tann

Ptah'a önem vermesinin sebeplerinden biri iktidannı bütün tannların onayladı~ ortaya koymakb. Çünkü tann Ptah, imanlan yönetmesi ve yön- lendirmesi için hem onu yaratmış hem de onu gerekli bütün tannsal özelliklerle donat:mlftır6'. Diger bir sebebi XVIIL Hanedan devrindeki gibi

başkent Teb'de Amon din adamlanmn her şeye müdahale etmeleriydi.

Zaten Ramses bu yüzden ve askeri ve stratejik amaçlarla Delta'nın dogu böl- gesinde ikinci bir başkent olarak Per-Ramses'i lwrdurmuştu.

Bundan başka, yine aynı dönemde, tann Ptah'm öneminin artması ev- rensel bir tann nitellAinin vurguJ.anması ile olmuştur. Bu da Karnak.'ta söy- lenen Ptah ilahilerinde de görülecegi gibi tann R.~ ve Amon'un özellikleri- nin Ptah'a maledilmesiyle gerçekletmiftir. Tann Ra ile özdeşleffD.esi ve onun özelliklerini benliginde toplaması şu şekildedir:

Tannlann hayatını sürdiıren panltı,

Ufkunda ışıl ışıl dogatı,

Lütfuyla iki ülkeyi aydmlatan nurun senyörii.

Karanlıklan açan menşe, parlay.uı güneş diski

Gözlerinin ışınlanyla

Zifiıi karanlıklan ~tırdın6!1.

Diger yandan, Ptah Amon'un kendine özgü özelliklerini de beııliAinde taşımaktadır.

Ag:mıuı nefesiyle bagaza nefes aldırmak için

Uyanıyor rüzgarı yaratan 70 Huzur içindel

Selam sana, Ptah-Tatenen

Şekli gizli olan Büyük tann.

Özdeşleştimıeden öte, Ptah, gerçek bir evrensel tann olarak da göste-

rilmit

ve bu dünyaya ve öteki dünyaya hakim yüce tann oldugu vurgulanmı'"

tır.

Ayakların yeryüziindedir, başın uzak gökte.

68 Frımçois Daumas, a.g.e., •· 298.

69 Berlin'de aaklaJıaft Teb kökenli bir papiriiııtc bulunan ilahllerdir .. (François Daumas.

ıı.g.e .. L 298-299).

70 Baelaııgıçıa wın Amon rüzgar~ esintiler tamuı olıınk geçmektedir.

(13)

ESKI MISIR KRALt\'ET TANRISI PTAH

Oysa. varlıgın Hades'te (yeraltı dünyası) olandır.

Sadece kendi gücüne dayanarak,

Kollannın &aglamlıgı sayesinde kendi kedine yükselerek.

Yaptıgın eseri (güneş) yükseltinin 11.

Aynı Hanedandan Merenptah devrinde, firavunun adından da anlaşıla­

cagı gibi, Ptah'm yüceltilmesi devam etmiştir. Onun zamanında. Mısır deniz kavimleri denilen Yunan adalanndan gelen istilanlarla itifak yapan Libyalı­

Iann ortak saldıruma uAramış ve Delta bölgesi tehlikeye düşmüştür. Saldırı­

lar Memfis'e kadar uzanmış, dahası şehrin duvarlarmı zorlamaya baş]amış­

lardır. Merenptah iktidannın 5. yılında Ptah'm önderli~de ülkesini sa- vunmuş ve müttefik kuvvetleri püskürtmeyi başarmıştır (M.Ö. 1227)72 Me- renptah için dikilen zafer dikilitaşında tann Ptah'm firavun hailwıda dü-

şüncelerini aksettiren şöyle bir yazıyı görmek mümkündür: "kalbi adil, iyilik- sever <>A-lum, Memfis'e ihtimam gösteren Merenptah'a kılıç verilsin .. Oglu

Merenptah~ "fukan ve AşaAı Mısır tahtına. henüz çıktı~da, Libyalı asi, sefil Maryay Libya'nm senyörü olan hükümdann (Ptah) d~ istila etmek için geldi". Ayrıca Ptah, Libyalı asi konU8UJlda şöyle der: "Bütün dnayederi- nin toplamı. kendine döndü. Bir timsah gibi yuttuklannı ona kusnırmak için Merenptah'a teslim edilsin"'~!.

XX. Hanedan devrinde, Ptah'm yüce tanrı konumu

m.

Ramses1e (M.Ö.

1198-1168) de devam etmiştir.

m.

Ramses'in ogullanndan Amonhepshefin mezar resminde görüldügü gibi, o zamana kadar, genellikle başı traşl.ı olarak resmedilen Ptah, bu kez kefensiz ve başında wın Amon 'a ait iki uzun tüy ve

tanrı ~'nin sembolü güneş diskiojn bulundugu taç olan bir insan olarak

resmedilmiştir. Böylece onun, benliginde diger iki önemli tanrıyı taşıdıgı

vurgulanmak istenmiştir74,

XXV. Kuş Hanedamndan olan sofu bir firavun olan Şabaka (M.Ö. 71~

702) ve ailesi antik i.lahiyata özel bir ilgi duyup Mısırhlarm atalan tarafından yazılan, yukanda söz konusu olan Ptah 1a ilgili Memfis kozmogonisini güncel hale getirerek711 l'tah'm Mısır tann1an arasında önemini amımışnr.

Karnak.'taki Amon tapmagında Ptolemeler devrinden (M.Ö. 306-168) kalma bir metin bize tann Ptah'm, gerçekleşmesi gereken şeyler için. "Ol"

deyince hemen gerçekleştigini iletmektedir76Bu da tannnın kalbiyle tasav-

71 François Dauıııas, a.g.e., s. 299. 72 François Daumaa, a.g,e., s. 557.

'7S François Daumas, a.g.e., s. 140.

74 Wolfharıl Wc:stı:ndorf, L'EgJpte ancienne, Lausannc:, 1970, ıı. 177.

75 A. Moret. Le ND.-. a. 4S7.

76 F. Dunand-C. Zivie-Coche, a.g.e., s. 2ll9.

(14)

278 MÜRÜVVET KURHAN

vur etti~ şeyleri kelamıyla yürürlüAe koydugunu ve hili güncel bir tann ol- maya devam etti~ göstermektedir. Yunanlılar tann Ptah'ı kendi tam'Ilan Hefaistos1a eşit tutmuşlardır71

Tann Pta.h, Roma lmparatorlugu hakimiyetine kadar ilahiyat.Çılann dik- katini çekmiştir. Trajan devrinde (M.S. 981 7) Yukarı Mısır'da Dendera'da küçük bir mabette kuual dogumun sırlarına katılmıştır78Bununla birlikte,

Mısır'ın sınırlan ötesinde tapılan bir tann olamamıştır.

71 F. l>uııaJıd.C. ZiYie-Codıe; a.g.e., a. :259.

Hefaistos: tanrı Zeus ve tannçıı Hera'nın o&ludur. Volkanik ~ altmdaki atölyesinde

Zewı'un ~klerini ve tannların siJahJ.aruu yapan tanndır. Girit'ın 1t.onıyucwu meşfı.ur dev bronz roboru Talos'un yaraua.sıdır.

78 François Daııınu. ıLg.e., ı. 299.

(15)

Milriivveı Kurhan

Res. 1 - XVlll. Hanedandan Thtankamon'un mezaruıdan çıkanlan tann Ptah'm heykeU.

Unnnın elinde hayat işareti (Anh) ve Ced (istikıılr) sembolünü havi bir aaa görül·

mektcdlr.·'Iknrı Ptah kraliyetın uzun ömürlü olmaemı ve Istikrarlı bir ,ekilde de- vamını sağlayan kraliyet taurı,şı ola.ra.ll kabul edil.m.l4tir.

(16)

Mürliıroeı Kurhan

Re& 2- Orta imparatorluk devri Xll. Hanedandan I. Scwatrla (M.Ö. 1970 veya 1936-1928) kraliyetin koruyucusu tann Ptah'la birU,kte.

(17)

Res. 8 _:Orta imparatorluk devri XII. Hanedandan III. Sezostris'in (M.Ö. 1887·1850) Heb-Sed Tareninden bir görüntü.

Aptl ve Yukarı Mısır birliğinin kralı olduğunu belirten sahnelerden soldaki bölmede f'ı.ravunun Aşağı Mıııır ko- ruyucu tannsı Şahin tann Horuıı'un yeryüzündeki Ka'sı (ruhu, clslmlenmlf şekli) olduğu, sağdaki bölmede ise

Yukarı Mısır tannsı Seth'in yeryüzündeki Ka'sı olduğu aniatılmak istenmiftir. Heb-Sed töreni ile flravunun her Iki krallığı tem&il ettiği kabul edUir ve iktiduuu!! UZUD olması dilenirdi.

i l

1

(18)

Tffii1 - ~ · o

: ·

..

· ·

~aiF ~

~~

111

Rn. 4 - Yeni İmplll"lltorluk XIX. Hanedandan llL Ramses'in oğlu Amonhepherlıı meza·

nndaki krallyet tannsı Ptah'ın alıtılmlflll dq:ı.nda görilııdlaü. Burada Pıah ~­

nın iiurlndeld koç boynuzları, 1anrı Amon'un iki deve Jaıtu tdyflnden mülefekldl tacı, günet diaki ve kobra yılanlan han biiyük bir ~ tUmedilerek kraliyet tan·

ruı olank gösterll.mlttir. O halele canrıların baba.lı, yarma tann oldıığtı vurgu·

~.

Referanslar

Benzer Belgeler

ı. Sacy'nin ölümünden sonra onun yerine College de France'da arabca profesöru oldu. Piimoııt tt dmu lo Sııisu adlı eserleri yayınladı. Bir çok arabça, farsça

UYSAL BORA: Tell Minar ve Giremira, Nusaybin Bölgesi'nde Yer Alan İki Ninive 5 Merkezi (1 harita, 6 resim, 2 levha ile birlikte) 803 YILMAZ, LEYLA: An Unknown Chapel in

Amfı Derya 'nın güney yakasında kurulmuş olan bir başka büyük kenti daha olduğunu söylem. 375-387'de yazılmış olan) Ahsan al- Taqastm JC Ma'rifah al-Aqô.Um

Beçin kalade Ahmet Gazi türbesinden biraz uzak Ömer bin Hamza paşa narnma kitaba 814 Milils'ta Hacı İlyas'ta Mentaşa o~lu or an. Bey kitabesi

Caminin stalaktit nişli olan taş mihrabı üç sıra yassı profilli sivri- kemer sisteminin altında dikdörtgen olarak yer alır 9 (Resim.. I2

Bu çalışmada Platon’un idealar evreni fikri ile metafiziği, toplumsal sorunlara bir çözüm yöntemi olarak geliştirmesi neticesinde inşa ettiği ve hem devlet

Haber aynı kaynaktan alınarak hemen aynı sözlerle İbn al-cAdim (II, s. 245) tarafından da tekrarlanmaktadır. İbn al-c Adim &#34;şihnelik&#34;

Yeni dönemde Afyonkarahisar medreseleri veya Islih-ı Mediris Ni- zamnimesi uygulamasının AfYonkarahisar'daki durumu hakkında bilgi vermeden önce, Ekim 1914'te