K o n y a ş e h i r p l â n ı ü z e r i n d e e t ü t l e r
Ş a h a b e t t i nI V . Y e n i istasyon.
Eski istasyon, plânda çok sapa bir mevki - dedir. İstasyon caddesine, doğrudan doğruya or- ta noktada amut olması icap ederdi. Halbuki, y a - pı bugünkü vaziyetinde caddeden uzak, muvazi amut bir hat üzerindedir. İstasyon ile, şehir a - rasmdaki yol - vasıtalıdır, doğruca olmaktan zi- yade, yardımcı hatlarladır. Eski istasyon, kes- tirme hatla, şehire bağlı değildir. Cadde istas- yona, istasyon caddeye, ikinci dereceden bir so- kak vaziyetinde alâkadardır. Çünkü, istasyon şehre, b i r dereceli sokak üzerinden ayrı istika- mettedir. İstasyonu şehre bağlamak için, önce caddeye bağlamak lâzımdır. Bunun için şu ça- re vardır. İstasyona amut, yeni vasıta hattı çı- k a r m a k t a n fazla, olan yolun istifade edilecek noktasını aramak lâzımdır. Çünkü, istasyona, yeni bir hatla şehre bağlamak iktisatlı değildir.
Fakat, mevcut çareyi, y a r d ı m c ı bir vaziyete koymak, istifade etmek doğru bir haldir.
Bunu yapmak, hiç güç değildir. Meselâ, her iki hal şekli arasındaki f a r k a r ı söyliyelim. M e r - kezden - hükümet konağından itibaren, istas- yona kadar olan uzaklık i saat kadardır.
Bu mesafenin, yeni açılacak yol üzerinde olacak ziyanlarını söyliyelim; tesviyesi - h e r h a n g i bir cinste, beton, taş, a s f a l t olacağına göre, çok bü-
yük masraf ve yorgunluk yapılacağını h a t ı r l a - talım. Bunların hepsi para, yalnız paradır. F a - kat, ikinci bir hal ile y a p m a k d a h a kolay ve ik- tisadidir.
Onun için, caddeye muvazi ikinci, doğru- dan y a r d ı m c ı bir yol a ç m a ğ a hiç lüzumu yok- tur. Y a l n ı z , yapı noktasını kıbleye doğru h a r e - ket ettirmek, mevcut caddeye amut bir vaziyete koymak kâfidir. Böylelikle, yeni bir yol a ç m a k - tan uzak kalıyoruz, istasyonu yerinden a y r ı y o - ruz, yeni bir istasyon y a p m a k düşüncesine uyu- yoruz demektir.
H e r halde, yeni istasyon y a p m a k , i saat u- zaklığında yol açmak, bu yüzden zarar ve ziyan y a p m a k t a n daha ucuzdur. Tabiî, ikinci yol aç- makla işlenecek büyük hatalar vardır. Halbuki eskisini kullanmakla büyük f a y d a t e m i n edil- mektedir. Bunu, bu şekilde olacak diye düşüne- l i m ; acaba şehir m i m a r î noktasından ne f a y d a - m ı z ve n e ziyanımız vardır?
Y e n i yol açıldığı takdirde, günbatı n o k t a - ları daralıyor, f a y d a vericiliğind kaybediyor, stadyum yeni ev grupları gibi şehrin yarınki yapı faaliyetlerini birden bire yok ediyor. İstas- y o n yolu ikinci dereceye iniyor, bunu bu hale koymak hiç bir vakit doğru değildir. Esasen, bu yolda diğerinde olduğu gibi büyük engeller yok-
D f y j - f o Z ü Ü İ c*. A4t
( •) TÜ U f l i M * .
V JUu&fi- i ' J l f M ,
*t>*f f *
tur, belki, y a r ı n için şehre pek büyük f a y d a t e m i - ni vardır.
Y e n i ev grupları için, iki t a r a f ı n d a müsait noktaları bulunduğu gibi, şehrin güzelliğine bü- yük mikyasta yardım etmektedir. Bilhassa, e v - grupları y a p ı l d ı k t a n sonra, bu tesiri daha kuv- vetlenmiş görmek kabildir. Y a l n ı z , bu hattın is- tasyon noktasında binen ucu ile Millet bahçe, Gazi heykeli olan yerinde iki m e y d a n vücude getirmeğe çok ihtiyaç vardır. Bunlardan istas- yonda olan t a r a f ı n ı , kıblesindeki B a ğ d a t oteline karşı yeni bir yapı kurarak t e m i n etmek kabil- dir. H e r iki yapı arasında istasyon bulunacak, sağ ve sol t a r a f ı n d a uzunluğuna yeni ev grup- ları için bir m e v k i verilebilir.
Meydanın, caddeden başlıyan iki köşesine, birer otel y a p m a k l a bu tesir tamamile kuvvetli bir şekil kazanır. Caddenin alt noktasını, Gazi heykelinin bulunduğu yeri de, müstatil bir m e y - dan şeklinde göstermeğe lüzum vardır. Müstati- lin büyüklüğü, bahçenin kapısı hatta muvazi baş- l a d ı k t a n sonra, istasyona doğru 40 m. kadar ile- riler. Heykelin oturtması v e yeşillik hududu, i - kinci bir iç müstatili olarak m e y d a n d a göze çar- par.
İ k i meydan arasında kalan yol, genişlik iti- barile daha küçük ölçüdedir. Bununla her iki m e y d a n a tesir gözünden k u v v e t vermek kabildir.
Y a l n ı z heykelin olduğu m e y d a n ı dediğim şekle koyduktan sonra, yanındaki m e k t e p ile bahçeyi bir topluluğa getirmek icap ediyor. Çünkü, bugün kü vaziyette bu üç grup birbirinden ayrılmış bir tesirdedir. Bunu y a p m a k için, üç p a r ç a d a n m e k - tebin tesiri kuvvetli olduğunu gözetmek l â z ı m - dır.
Binaenaleyh, bahçenin yeni şekline, önce, m e y d a n ı n gün doğu hattıa muvazi bir şekil v e r - m e k ; sonra, mektebe poyraz t a r a f ı n d a n tekrar bir muvazi ile 90° yi a ç a n bir zaviye hasıl oluyor.
A y n i zaviye açıklığı, kıble ve gün doğu n o k t a l a - r m d a d ı r . Bu noktalardan poyrazda bulunan b e - lediyeye ait evi, oradan kaldırmak lâzımdır.
Bahçeyi teşkil eden h a t l a r ı n adedi altından 50-60 cm. yüksekliğinde bir duvarla e t r a f ı çevir- melidir. Ortasında müstatili bir h a v u z . vardır.
D u v a r yanları açıktan koyuya gölgeli ağaçlarla süslenmektedir. Bilhassa, bu hususta heykel ile bir gurup altında bulundurmak ve onu t a t l ı bir renk önünde tesirini yüceltmek çok iyi bir s a y - gıdır.
K ı b l e d e k i noktayı, mektep gibi yeni bir yapı ile doldurmak lâzımdır. Bu suretle burada m e v - cut yapı varlığına, kıblede a y n ı cinsten b i r yapı ile karşılık y a p m ı ş oluruz. Böylelikle, plânda günbatı üzerinde bir hal noktası bulunmuş olu- yor.