• Sonuç bulunamadı

SOSYOLOJİYE GİRİŞ PROF. DR. VEYSEL BOZKURT İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "SOSYOLOJİYE GİRİŞ PROF. DR. VEYSEL BOZKURT İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ"

Copied!
148
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SOSYOLOJİYE GİRİŞ

PROF. DR. VEYSEL BOZKURT

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ

(2)

İçindekiler

1. Sosyoloj k Bakış

G r ş

1.1. B l m Olarak Sosyoloj 1.2. Sosyoloj k Muhayy le

1.3. Sosyoloj n n Temel Kavramları 1.4. Toplum B r Yanılsama Mı?

1.5. Sosyoloj Eğ t m Neden Öneml d r?

1.6. Sosyoloj Ve Sosyal B l mler n Karşılaştırması Bölüm Özet

Ün te Soruları

2. Sosyoloj n n Kısa Tar hçes Ve Sosyoloj Teor ler

G r ş

2.1. Sosyoloj n n B l m Olarak Kurucuları 2.2. Modern Sosyoloj Teor ler

Bölüm Özet Ün te Soruları

3. Sosyoloj k Araştırma Yöntem

G r ş

3.1. B lg , Araştırma Ve B l m Olarak Sosyoloj 3.2. B l m Olarak Sosyoloj

3.3. Sosyoloj k Araştırma Sürec 3.3.2. L teratür Taraması

3.4. N cel (kant tat f) Araştırma Yöntemler 3.5. N tel Araştırma Yöntemler

Bölüm Özet Ün te Soruları

4. Kültür Ve Toplumsallaşma

G r ş

4.1. Kültür Ned r?

4.2. Kültürün Öğeler 4.3. Kültürel Çeş tl l k 4.4. Kültürel Değ şme 4.5. Toplumsallaşma

4.6. Toplumsallaşmanın Aracıları 4.7. Toplumsallaşma Ve Yaşam Evreler Bölüm Özet

Ün te Soruları

5. Toplum Ve Toplumsal Etk leş m

(3)

G r ş

5.1. Toplum T pler

5.2. Avcı Ve Toplayıcı Toplumlar

5.3. Göçebe Toplamlar Ve Erken Tarım (bahçıvan) Toplumları 5.4. Tarım Toplumları

5.5. Endüstr yel Toplumlar 5.6. Endüstr -Sonrası Toplumlar 5.7. Toplumsal Etk leş m 5.8. Toplumsal Etk leş m T pler 5.9. Toplumsal Etk leş m n Öğeler Bölüm Özet

Ün te Soruları

6. Gruplar Ve B ç msel Örgütler

G r ş

6.1. Grup Kavramı Ve Özell kler 6.2. Grupların Sınıflandırılması 6.3. Grup D nam kler

6.4. Topluluk Ve Toplum 6.5. Örgütler

Bölüm Özet Ün te Soruları

7. Toplumsal Sapma Ve Suç

G r ş

7.1. Sapma Ve Toplumsal Kontrol 7.2. B yoloj k Ve Ps koloj k Teor ler 7.3. Sosyoloj k Teor ler

7.4. Suç T pler Ve C ns yet 7.5. Türk ye’de Suç Bölüm Özet Ün te Soruları

8. Toplumsal Tabakalaşma

G r ş

8.1. Toplumsal Tabakalaşma 8.2. Tabakalaşma S stemler 8.3. Marks Ve Toplumsal Sınıflar 8.4. Weber, Sınıf Ve Statü 8.5. Toplumsal Hareketl l k

8.6. Küreselleşme Ve Toplumsal Eş ts zl k Bölüm Özet

Ün te Soruları

9. S yaset

G r ş 9.1. S yaset

9.2. İkt dar Ve Otor te

(4)

9.3. S yasal Düzen n Sosyoloj k Anal z 9.4. Devlet Kavramı

9.5. Otor teryen Devlet 9.6. Total teryan Devletler 9.7. Demokras

Bölüm Özet Ün te Soruları

10. D n

G r ş

10.1. D n n Anlamı

10.2. İlk İnsan Toplumlarında D n 10.3. Sosyoloj Teor ler Açısından D n

10.4. Günümüzde Dünya D nler n n Genel Görünümü 10.5. Sekülar zm

10.6. Türk ye’de D n Ve Toplum Bölüm Özet

Ün te Soruları

11. A le

G r ş

11.1. A len n Anlamı 11.2. A le Türler 11.3. Evl l k Türler

11.4. Toplumsal Değ şme Ve A le 11.5. Evl l kte Uyum

11.6. Boşanma 11.7. Türk ye’de A le Bölüm Özet Ün te Soruları

12. Eğ t m

G r ş

12.1. Eğ t m n Anlamı

12.2. Fonks yonal st Kuram Açısından Eğ t m 12.3. Çatışmacı Kuram Açısından Eğ t m 12.4. Sembol k Etk leş mc l k Açısından Eğ t m 12.5. Eğ t mde Çağdaş Yönel mler

12.6. Geleceğ n Eğ t m 12.7. Türk ye’de Eğ t m Bölüm Özet

Ün te Soruları

13. Ekonom k Yaşam

G r ş

13.1. Ekonom k Yaşam

13.2. Ekonom k Düzen n Sosyoloj k Anal z 13.3. Endüstr Toplumunda İş n Örgütlenmes

(5)

13.4. Post-Endüstr yel Dönüşüm Ve Çalışma Bölüm Özet

Ün te Soruları

14. Toplumsal Değ şme Ve Küreselleşme

G r ş

14.1. Toplumsal Değ şmey Etk leyen Faktörler 14.2. Küreselleşme

Bölüm Özet Ün te Soruları

(6)

1. SOSYOLOJİK BAKIŞ

Giriş

Hep m z ç nde yaşadığımız toplum hakkında bazı malumatlara sah b z. ancak sosyoloj öğret m s stemat k ve daha gen ş b r perspekt en dünyayı görme mkânı sağlar. sosyoloj k perspekt f, ç nde yaşadığımız dünyayı esnekleşt r r ve özgürlüğümüze katkıda bulunur. b zlere daha farklı b r dünyanın olab leceğ n göster r.

1.1. Bilim Olarak Sosyoloji

B l m olarak sosyoloj ; toplumu, kurumları ve toplumsal eylem anlamaya çalışan, son derece heyecan ver c b r b l m dalıdır. Son derede gen ş b r alanı var.

Ekonom , kültür, s yaset, toplumsal değ şme, beden, medya, d n, savaş, hukuk, suç, gençl k sorunları, küreselleşme vb. sosyoloj n n lg lend ğ konulardan sadece b r bölümüdür.

B r sosyolog, sosyoloj y özeldek genel ya da benzerl k ç ndek farklılığı gören b l m dalı olarak fade ed yor. Sosyologlara göre b rtakım toplumsal olay ve olgular, göründüğü g b değ ld r. Sosyal gerçekl k, çok sayıda anlam katmanına sah pt r. Her yen katmanın keşf bütünün algılanışını değ şt r r.

Sosyoloj n n s m babası, Auguste Comte’d r. Lat nce eş, arkadaş, b rl ktel k (compan on) anlamına gelen “soc us” le Yunanca nceleme (study) anlamına gelen “logos” sözcükler n n b r araya get r lmes nden oluşmuştur. Kel me anlamı t bar yle “Toplumsal üyel ğ n temeller n n ncelenmes ” olarak tanımlanab l r.[1]

Ders k taplarının hemen hemen tümünde sosyoloj , “toplumu nceleyen b l m dalı” olarak tanımlanır. Bu tanım doğru olmakla b rl kte yeters zd r çünkü d ğer sosyal b l m dalları da farklı şek llerde de olsa toplumu ncelerler.

Sosyologlar, b l m anlayışlarındak farklılıkların da etk s yle çok çeş tl sosyoloj tanımları yapmışlardır. Örneğ n Durk he m’e göre “toplumsal kurumların”, G dd ngs’e göre “toplumsal olayların (fenomenler n)” b l m d r. Weber sosyoloj y “toplumsal eylem (act on) nceleyen b l m”, S mmel se, “ nsan l şk ler n

nceleyen b l m” dalı olarak tanımlamıştır[2].

Sosyoloj n n en b l nen b r başka tanımı se “ nsan toplumunun s stemat k ve kuşkucu ncelemes ”d r. Botto more’ye[3] göre sosyoloj , toplumsal antropoloj le b rl kte toplumun bell b r yanını değ l de toplumsal hayatı b r bütün olarak ele almak steyen, toplumu oluşturan sosyal gruplar ve kurumlar arasındak dokusal l şk ler ncelemeye kalkışan lk b l m dalıdır. Bu bakımdan sosyoloj n n temel dd ası, toplumsal yapıdır yan bell b r toplumdak eylem ya da davranış formları arasındak s stemat k karşılıklı l şk lerd r.

Sosyologlar, toplumun farklı parçaları arasındak ç bağımlılığı vurgu yaparlar. Sosyoloj , toplumların nasıl oluştuğunu sorarak başlar ve toplumsal yaşamı sorgular.[4] Sosyoloj , toplumsal deney mler m z anlamaya çalışan entelektüel b r d s pl n olma dd asındadır.[5]

B z m umutlarımız, korkularımız, fırsatlarımız, k ml ğ m z ve davranışlarımızın heps sosyal anlayışları fade eder. K m olduğumuz, toplumdak konumunuzla yakından l şk l d r. Eğer sokakta yaşayan b r nsan ya da b r ş rket n tepe yönet c s olsaydık hayatımız çok farklı olurdu.[6] Elbette sosyologlar, z h n okuyucuları ya da geleceğ söyleyen falcılar değ llerd r. Ancak onlar da ma yabancıları tanımlar ve geleceğ tahm n etmeye çalışırlar. Sosyoloj , nsan davranışının gen ş akadem k b r perspekt f ç nde ncelenmes d r. Bazı yazarlar, sadece b r sosyoloj yoktur, sosyoloj ler vardır, derler. Bugün sosyoloj de 50’den fazla alt uzmanlık alanı mevcuttur.[7]

B r sosyoloğun da bel rtt ğ şek lde bugün adeta güneş n altındak hemen hemen her şey n sosyoloj s vardır[8]. Olağanüstü gen ş lg alanına rağmen eklekt k b r yaklaşımla sosyoloj y “toplumu, grupları, toplumsal l şk ler ve kurumları s stemat k olarak nceleyen b l m dalı”[9] şekl nde tanımlayab l r z.

1.2. Sosyolojik Muhayyile

Sosyologlar[10], sosyoloj n n b ze ç nde yaşadığımız topluma “uzaylı yaratıklar g b bakma becer s kazandırdığını” söylerler. Onlara[11] göre se sosyolog, herkes n genelde ş ne burnunu sokan s n r bozucu b r yabancı g b davranır. Sosyoloj sorular sorarak rahat ve sess z hayat tarzını bozar; bell şeyler bulmacaya dönüştürür ve b ld k olanı b lmed kleşt r r. K pl ng’ n öyküsündek kırkayak g b nsan, öz b l nç kazandığında adım atamaz hâle geleb l r veya kend n aşağılanmış h ssedeb l r. O güne kadar b ld kler ve gurur duydukları değer n y t r r. İnsan şoka uğrayıp hoşnutsuz olab l r.

(7)

Sosyoloj , sadece toplumu değ l, kend s n de sürekl olarak sorgular[12]. Sosyoloj yapmanın özel güçlüğü, sıklıkla nsanların bulacakları şeyden korkmalarıdır.

Sosyoloj , kend s n uygulayan k msey h ç durmadan katı gerçeklerle yüz yüze get r r. Ancak bazı rahatsız ed c taraflarına rağmen sosyoloj b r perspekt f, dünyaya bakış açısı sunar. Sosyoloj k bakış, aynı olmayan dünyalar arasında pencereler açar. İç nde yaşadığımız dünyayı gen ş b r sosyal bağlamda görmey sağlar. Sosyoloj k perspekt f n temel nde nsanların toplum tarafından nasıl etk lend kler n anlama çabası vardır.[13]

Her toplumda dışlananlar arasında sosyoloj k bakış açısı daha yaygındır. Avustralya’da yaşayan b r Ç nl ya da Fransa’da yaşayan b r Cezay rl n n ırk faktörünün etk s n öğrenmes uzun sürmez[14]. Özell kle büyük ekonom k ve toplumsal kr zler nsanların denges n bozar ve sosyoloj k bakış açısını uyarır. Sosyoloj n n b r b l m olarak ortaya çıkışı, böyle b r dönemde olmuştur.

Sosyoloj k muhayy le sayes nde ç nde yaşadığımız toplum ve kend m z arasındak l şk y daha y göreb l r z. M lls’ n bel rtt ğ şek lde “tar h” le “b yograf ” arasındak l şk y daha y kavrayab l r z. B zler, b r açıdan toplumun ve ç nde yaşadığımız tar hsel süreçler n ürünler y z fakat aynı zamanda tar h yapan nsanlarız. Davranışlarımızla toplumu değ şt r r, onun üret m ne katkıda bulunuruz.[15] Bu ayrım sosyoloj k açıdan çok öneml d r çünkü bu, b z m genel olanda özel olanı görmem z sağlar. M lls’e[16] göre toplumu ve b rey b rl kte ele almadıkça ne b rey n hayatını ne de toplum tar h n tam olarak kavrayab l r z. İnsanlar karşılaştıkları sorunları, güçlükler , felaketler tar hsel değ şmeler ya da kurumsal l şk ler ve çatışmalar açısından düşünüp değerlend rmemekted rler. İnsanlar, mutluluk ve refah ç nde yaşadıklarında bunun toplumun o günkü durumu sayes nde olduğunu fark etmemekted rler.

Gerçek Hayatla İl şk s :

TÜİK, n san 2020 dönem ne a t şs zl k rakamlarını açıkladı. Koronav rüs salgını neden yle zolasyonun en yoğun olduğu dönem olan n san dönem nde, Türk ye genel nde 15 ve daha yukarı yaştak lerde şs z sayısı geçen yılın aynı dönem ne göre 427 b n k ş azalarak 3 m lyon 775 b n k ş oldu. İşs zl k oranı 0,2 puanlık azalış le yüzde 12,8 sev yes nde gerçekleşt .

Sosyoloj k muhayy le, b reyler n k ş sel huzursuzluklarının arkasındak toplumsal sorunlara vurgu yapar. İnsanın kend hayatının anlamını kavrayab lmes ve kend geleceğ n göreb lmes ç n ç nde yaşadığı tar h dönem n n ve d ğer nsanların b l nc nde olması gerek r. Örneğ n nüfusu 13 m lyonu bulan İstanbul’da b r k ş şs zse bu onun k ş sel sorunudur. Ancak İstanbul’da çalışab l r nüfusun yüzde 10’u şs z se bu k ş sel vasıfların ötes nde sosyoloj k b r sorundur aynı zamanda. Özell kle ekonom k kr z dönem nde çok sayıda vasıflı nsanın şs z kaldığına tanık oluruz. Bu dönemde nsanların şs zl k sebeb b reysel olmaktan z yade toplumsaldır.

Bu konuda ver leb lecek b r başka örnek se artan boşanmalardır. Tıpkı şs zl k g b b r k ş n n boşanması da sosyoloj k b r sorun değ ld r ancak toplumların modernleşme sürec ne paralel olarak evl l kler n anlamlı b r çoğunluğunu boşanma le sonuçlanması sosyoloj k b r olaydır ve büyük ölçüde toplumsal değ şme sürec nden etk lenmekted r. Özetle fade etmek gerek rse b reyler n yaşadıkları hayat, toplumsal yapıdan bağımsız değ ld r.

1.3. Sosyolojinin Temel Kavramları

Toplum, sosyoloj n n nceled ğ en öneml kavramdır. Bazı yazarlar[17] toplumu kenarları olmayan b r ağa benzet yorlar. Sosyoloj n n b l m olarak kurucularından b r s olan Durkhe m’e[18] göre toplum, b reyler n bas t b r toplamı değ ld r. Onun ç n toplum “Kend ne has n tel kler olan, özgül b r gerçekl ğ tems l eder.” En bas t tanımıyla toplum, b r kültür ve bölgey paylaşan nsan grubudur[19]. B r başka yazar se benzer şek lde toplumu[20] ortak kültürü paylaşan, bel rl b r toprak parçasında yerleş k, kend ler n b rleş k ve özgün varlık olarak gören nsanlardan oluşan b r grup olarak tanımlamaktadır.

Res m 1.1. Toplum, sosyoloj n n nceled ğ en öneml kavramdır.

Kaynak: https://www.tuket c postas .com/toplum-olarak-gulmey -unuttuk/4802/

İlk bakışta bıraktığı zlen m n aks ne toplum son derece muğlak b r kavramdır. Sembol k etk leş mc ler, toplum d ye b r şey n olmadığını dd a etmekted rler.

Onlara göre toplum, hakkında b lg sah b olamadığımız ya da doğru anlayamadığımız şeyler kapsayan yararlı b r ter md r. Buna karşılık bazı sosyologlar toplum kavramına kend ayakları üzer nde duran gerçekl k gözüyle bakarken bazıları da onun ulus devletle özdeşleşt r lmes ne karşı çıkmıştır[21].

Sosyoloj n n b r başka temel kavramı se kurumdur. Toplum, yerleş k l şk ler fade eden b r kurumlar bütünüdür. Bütün toplumlarda evl l k, p yasa, d nî r tüeller ve hukuk g b kurumlar vardır. Toplumlar gel şt kçe de bu kurumlar, artan b r b ç mde uzmanlaşır ve örgütlü hâle gel r. Kurum sözcüğü, sık sık örgüt yer ne kullanılır. Örneğ n eğ t m kurumu den ld ğ nde okullar ve ün vers teler n akla gelmes gerek r. Kurumlar, b rb r yle l şk l karmaşık bütünlerd r. Örneğ n b r ülken n s yaset kurumu ne derece düzgün şler se ekonom kurumu da o derecede sağlıklı şler ya da hukuk kurumunda ortaya çıkab lecek sorunlar, toplumun hemen hemen bütün d ğer kurumlarını etk leyecekt r. Kurumlar b rb r le karşılıklı fonks yonel l şk ç nded rler[22].

(8)

Toplumsal davranış (ya da eylem) sosyoloj n n b r başka temel kavramıdır. Weber’e göre sosyoloj , toplumsal davranışı (eylem )[23] yorumlayarak anlamak ve bu yolla davranışı kend akışı ve yarattığı etk ler le b rl kte sebepler n ortaya koyarak açıklamak steyen b r b l md r. Max Weber, toplumsal davranış kavramını

se oldukça ayrıntılı b r b ç mde açıklamak yoluna g tm şt r[24]:

- B r davranış, başkalarının davranışlarına yönelm ş olması hâl nde toplumsal davranış olur. Tek başına yapılan dua g b davranışlar toplumsal davranış sayılmaz. B r b rey n ekonom k faal yet , ancak ve sadece başkalarının davranışlarını d kkate aldıkları takd rde toplumsal b r davranış olab l r.

- Toplumsal davranış, başkalarının geçm şte ve ş md yaptığı veya ler de yapması muhtemel davranışlara karşı yapılmış olab l r. Daha önce yapılmış b r saldırının nt kamını almak, şu andak b r saldırıyı savuşturmak veya ler de olab lecek b r saldırıya savunma önlemler almak g b .

- Her nsan l şk s , toplumsal n tel k taşımaz. Tutum ve davranışların sadece başkalarına yönel k olanları, toplumsal n tel ğe sah pt r. Örneğ n b s kletl k k ş n n b rb r yle çarpışması doğal b r olaydır fakat çarpışmamak ç n d ğer ne yol verme teşebbüsü ya da karşılıklı bağırıp çağırmalar, kavga veya dostça uzlaşma davranışları b rer toplumsal davranıştır.

- Toplumsal davranış ne çok sayıda nsan tarafından serg lenen benzer davranışların ne de başkalarının etk s altında serg lenen davranışların aynısıdır. Örneğ n

“yağmurun yağması le sokaktak nsanların b r kısmının aynı anda şems yeler n açmaları” hâl nde başkalarının davranışına yönelme yoktur.

Weberyen teor de toplumsal davranış (eylem), anahtar kavramlardan b r d r. Onun sosyoloj teor s n anlamak ç n toplumsal davranış/eylem türler ne daha yakından bakmakta fayda vardır. Weber toplumsal davranış türler n dörde ayırır. Bunlar:

Amaçla l şk l rasyonel davranış: K ş n n dış dünyada nesneler n ve nsanların davranışları le lg l beklent lerde bulunması ve bu beklent ler n akılcı şek lde ölçüp b çerek kend bel rled ğ amaca ulaşab lmek ç n b rer araç olarak kullanması veya amaca ulaşması ç n koşulları değerlend rmes d r. Aron, Weber’ n bu davranış t p n açıklarken köprü nşa eden mühend s n, para kazanmaya çalışan spekülatörün, zafer elde etmek steyen general n davranışını örnek ver yor[25].

Burada aktör, amacını açıkça tasarlamış ve buna ulaşmak ç n araçları düzenlem şt r.

Değerle l şk l rasyonel davranış: K ş n n b r davranışı sırf ahlak , estet k ya da d nî bakımdan taşıdığına nandığı değerlerden dolayı serg lemes ve bunu yaparken de davranışın doğuracağı sonuçları d kkate almasıdır. Değer b l nc yle yapılan davranış, hep nanılan lkelere ya da k ş n n kend s nden beklen ld ğ ne

nandığı taleplere uygun şek lde davranmasıdır. Gem s yle b rl kte batan kaptanın davranışını buna örnek göstereb l r z.

Duygusal davranış: Anlık duygusal tutum ve heyecanlarla yapılan davranıştır. Duygusal davranış, alışılmamış yan günlük olmayan b r tahr ke karşı kend kontrolünü kaybederek yapılmış tepk hâl nde kend n göstereb l r. Örneğ n ağlayan çocuğa tokat vuran annen n ya da futbol maçında s n rler n n denet m n kaybeden oyuncunun attığı yumruk duygusal davranıştır.

Geleneksel davranış: K ş n n yerleş k alışkanlıklara göre davranmasıdır. Geleneksel davranış, genell kle müphem ve bell başlı tahr klere karşı alışılmış şek lde tepk gösterme n tel ğ nded r. Alışkanlıklardan oluşan davranışlar, bu davranış t p ne daha yakındır. Anlamlı davranışlar sınırında yer alarak toplumsal davranışlar kategor s ne g ren geleneksel davranışlarda alışkanlıklara bağlılık bell b r anlamda ve derecede b l nçl şek lde devam ett r lmekted r. Geleneksel davranışlar bu durumda değer-b l nçl davranışlara yaklaşmaktadır. Ancak bütün bunların deal t pler olduğu akılda tutulmalıdır.

Weber, toplumsal l şk y se[26] tarafların b r anlam etrafında b rb r ne göre uyarlanmış ve o anlama yönelm ş davranışlar serg lemes olarak tanımlamaktadır.

Ona göre toplumsal l şk , tamamıyla ve sadece bel rl b r anlamlı tarz ç nde toplumsal davranış serg leme ht mal nden barett r. Bu l şk n n çer ğ kavga, düşmanlık, aşk, dostluk, sadakat, alışver ş, b r sözleşmen n yer ne get r lmes veya ptal , ekonom k, c nsel veya başka türlü rekabet, sınıfsal veya m llî dayanışma olab l r. Kavram, taraflar arasında dayanışma mı yoksa çatışma mı olduğunu bel rtmemekted r. Toplumsal l şk , geç c ya da sürekl olab l r.

1.4. Toplum Bir Yanılsama mı?

Sosyoloj n n odak noktasında toplumun b rey üzer ndek etk s n ortaya koyma çabası vardır. Bu durum özell kle poz t v st geleneğ n tems lc ler ç n geçerl d r.

Ancak bu geleneğ n karşısında yer alan -başta sembol k etk leş mc ler olmak üzere- toplumdan z yade b reye ve küçük gruplara öncel k veren sosyologlar da vardır. Geçm şte uzun yıllar İng ltere başbakanlığını yapan M. Thatcher, b r konuşmasında “Toplum d ye b r şey yoktur, sadece b reyler, kadınlar ve erkekler vardır.” dem şt r[27]. Acaba Thatcher’ n ma ett ğ şek lde toplum b r llüzyon mudur? Toplum ded ğ m z şey sadece b reyler n toplamından mı barett r? Eğer öyleyse b rey nceleyen b l m dalı olan ps koloj , sosyoloj n n görev n de üstlenmeye yetmez m ? Eğer b reyler sted kler her şey yapab lselerd -c nayetler dâh l- her türlü sapkın davranışı sonuçta kabul etmek zorunda kalmaz mıydık? Sosyoloj k muhayy ley açıklarken M lls’ n bel rtt ğ şek lde b reysel g b gördüğümüz b rçok sorunun aslında toplumsal b r temel olduğuna tanık oluruz ya da etrafımıza b raz daha d kkatl baktığımızda son derece organ ze nsan grupları tarafından çevrelend ğ m z fark edeb l r z.

Sosyoloj k araştırmaların büyük b r çoğunluğu, b reyler n gözlenmes n ve konuşulmasını kapsamaktadır. Sosyoloj k bakış, toplum ve b rey arasında tek yönlü değ l, ç yönlü düşünmekt r. B reyler eylemler yle toplumları yaratırlar fakat açıkça b reyler de toplumlar tarafından yaratılırlar[28]. Yan b rey kavramı toplumsal olarak nşa ed lm şt r. Dolayısıyla b rey toplumdan ayrı düşünemey z.

1.5. Sosyoloji Eğitimi Neden Önemlidir?

Sosyoloj k muhayy le, nsanlara günlük bakışın ötes ne geçmey , eleşt rel düşünmey / sorgulamayı öğret r. Toplumsal l şk ler hakkında farkındalığımızı artırır.

Duygularımızın kesk nleş p gözler m z n daha çok açılmasına yardımcı olur. Daha önce görmed ğ m z nsanlık durumlarını keşfedeb l r z. Sosyoloj k düşünmek, baskıcı b r dünyayı esnekleşt r r. B ze dünyanın ş md olduğundan farklı b r dünya olab leceğ n göster r. Sosyoloj k düşünme sanatını öğrenen nsan

(9)

daha az man ple ed leb l r. Sosyoloj , çevrem zdek nsanları, onların hasletler n , düşler n , kaygılarını ve acılarını daha y anlamamızı sağlar. Empat yeteneğ n güçlend r r. Ötek toplumlar ve gruplar hakkında b lg m z artırır. Korku ve zıtlaşma yer ne hoşgörüye teşv k eder. Özgürlüğümüze katkıda bulunur.[29] Toplumsal sorunlara eleşt rel yaklaşımı dolayısıyla sosyoloj , zaman zaman pol t k hanetle suçlanmıştır.

En başından t baren sosyoloj n n gel ş m nde toplumsal sorunlara çözüm arayışı öneml rol oynamıştır. N tek m Comte’n n “tahm n etmek ç n b lmek, kontrol etmek ç n tahm n etmek” sözü,[30] sosyoloj ye o dönemde yüklenen şlev son derece öz b ç mde ortaya koymaktadır. Sosyoloj yle daha y b r dünya yaratılması, sosyologların öneml b r kısmı ç n temel amaçlardan b r s olmuştur. Bu sebeple sosyologların b r sosyal reformcu majları vardır. Sosyoloj k düşünmek, sosyal değ şmey teşv k eder. S stem n şley ş hakkında ne kadar çok b lg ye sah p olursak onu değ şt reb lecek gücümüz o kadar çok olur.

Sosyoloj k yaklaşım, hem sınırlarımız hem de mkânlarımız hakkındak farkındalığımızı artırır. İç nde yaşadığımız toplumun şley ş kalıplarını anlamamızı sağlar.

Y ne bunlara benzer yapıların b rçok toplumda var olduğunu görürüz. Oyunun kurallarını ne kadar y anlarsak y oyuncu olma ht mal m z o kadar artar[31].

B l m olarak kuruluşundan t baren sosyoloj n n vaad , b l msel lerleme kadar kamusal lg y aydınlatmak da olmuştur. Özell kle yoksulluk, şs zl k, eğ t m, kültür ve kentleşme g b alanlarda sorunları bel rley p çözüm öner ler aramak, en azından bu alanda çalışanların b r bölümünün sosyoloj ye yükled ğ şlevler arasındadır.

1.6. Sosyoloji ve Sosyal Bilimlerin Karşılaştırması

  Sosyal b l mler, nsanların dünyasıyla lg l d r ve nsan eylemler olmaksızın var olamayan dünyaya odaklanır. Ps koloj , tar h, antropoloj , hukuk, ekonom , s yaset b l m ve sosyoloj nsan eylemler le bunların sonuçlarını tartışır. O hâlde “B r şey d ğerler nden farklı olarak sosyoloj k yapan ned r?”[32] Sosyoloj le d ğer sosyal b l mler arasında ne g b farklar vardır?

Sosyoloj ve Ps koloj : Sosyoloj nceleme nesnes olarak toplumsal bütüne odaklanırken ps koloj b reye odaklanır. Sosyoloj n n b l m olarak nşa ed lmes nde son derece öneml b r rolü olan Durkhe m, ps koloj le sosyoloj n n alanına g ren olgular arasında kes n b r fark olduğunu savunmuştur. Ona göre sosyoloj b reysel aklın dışında kalan toplumsal olguları konu almaktadır. Sosyoloj le ps koloj arasındak kopukluk, b yoloj le f z k-k mya b l mler arasındak kopukluğun aynısıdır. Dolayısıyla Durkhe m’e göre toplumsal fenomenler n ps koloj k fenomenlerle açıklanması yanlıştır[33] ancak günümüzde sosyal b l mc ler, sosyoloj le ps koloj arasındak ayrıma Durkhe m g b bakmamaktadırlar.

Ps koloj b reysel farklarla özell kle de zekâ ve k ş l k konularına lg duymaktadır. Ancak ps koloj n n asıl odak noktasını b rey n algılama, öğrenme, güdülen m ve bellek g b süreçler n kapsayan mekan zmalar oluşturur.[34] Dolayısıyla ps koloj ve sosyoloj n n odak noktaları b rb r nden farklılık taşımaktadır. Ps koloj le sosyoloj arasında yer alan sosyal ps koloj se toplum ç ndek b rey konu alır. Başta değerler ve tutumlar olmak üzere sosyoloj le ortak konulara sah p olmakla b rl kte sosyoloj n n alanı, sosyal ps koloj ye göre çok daha gen şt r.

Sosyoloj ve Ekonom : Malların/h zmetler n üret m , tüket m ve dağıtımı konularına odaklanan ekonom , kıt kaynaklarla maks mum üret m gerçekleşt rmey amaçlayan b l m dalıdır. Sosyoloj de bell b r ölçüde bu konularla lg len r fakat amaçları farklıdır. Sosyoloj , ekonom k b r mler arasındak toplumsal l şk n n

ncelenmes ne odaklanır.

Sosyoloj ve S yaset B l m : İkt darı (gücü) ve kt darın dağılımını nceleyen s yaset b l m , uluslararası l şk ler le hükûmet yapıları g b konuları nceler.

Sosyoloj le çok sayıda ortak konusu vardır. Özell kle s yaset n toplumsal temel n nceleyen s yaset sosyoloj s , toplumların ç ndek ya da aralarındak güç dağılımının toplumsal neden ve sonuçları le gücün ( kt darın) dağılımında değ ş mlere yol açan toplumsal ve s yasal çatışmalarla lg lenen b r alandır.[35]

D ğerler nde olduğu şek lde her k b l m n de odak noktaları farklıdır.

Sosyoloj ve Antropoloj : Antropoloj daha çok pr m t f ( lkel) olduğu dd a ed len toplumları ncelerken sosyoloj ağırlıklı olarak modern toplumları ncelemekted r.[36] Kültür, her k b l m dalının ortak konusu olmakla b rl kte antropoloj kültürün çer ğ ne, sosyoloj se şlev ne odaklanmaktadır.

Sosyoloj ve Tar h: Tar h, b l nd ğ şek lde geçm ş toplumların ncelenmes d r. Tar h b r tara an geçm şte ne olduğunu araştırırken d ğer tara an da ortaya çıkan gel şmelere neler n sebep olduğunu anlamaya çalışır. İlk sosyologlar, ağırlıklı olarak tar hsel anal zler yapmışlardır fakat tar hç n n yaklaşımı le sosyoloğun yaklaşımı arasında farklar vardır. Sosyolog tar hsel olayları genelleşt r rken tar hç ler her b r olayın benzers z (un que) özell kler üzer nde yoğunlaşır. Bauman’ın da bel rtt ğ şek lde sosyoloj hâl hazırda süregelen ya da zamanla değ şmeyen genel n tel kl eylemler üzer nde yoğunlaşırken tar h geçm şte gerçekleşm ş ancak bugün olamayan eylemlerle lg l d r. Sosyoloj d kkat n toplumumuzda gerçekleşen eylemlere ya da b r toplumdan ötek ne değ şmeyen eylem türler ne ver rken antropoloj , b z mk lerden uzak ve farklı toplumlardak nsan eylemler n anlatır. Akadem k d s pl nler arasındak farklılıklardan yansıyan b ç m yle

nsan dünyasında doğal b r bölünmen n olmadığını söyleyeb l r z. Bu nsan eylemler yle uğraşan akadem syenler arasındak ş bölümünün b r sonucudur.

D ğer sosyal araştırma dalları g b sosyoloj n n de kend yorumlama lkeler kadar kend b l şsel perspekt f ve nsan eylemler n sorgulamak üzere kend soru kalıpları vardır. Sosyoloj n n merkezî sorusu şudur: Ne yaparlarsa yapsınlar ya da yapab l r olurlarsa olsunlar, nsanların başka nsanlara bağımlı olmaları ne anlamda öneml d r?[37]

Bölüm Özeti

İy b r sosyoloj eğ t m almış b rey, toplumsal hayat hakkında eleşt rel düşünmey / sorgulamayı öğren r. Sosyoloj k hayal gücü, nsanlara günlük bakışın ötes ne geç ş mkânı sağlar. Toplumsal ve kültürel l şk ler hakkında farkındalığımızı artırır. Duygularımızın kesk nleş p gözler m z n daha çok açılmasına yardımcı olur.

Daha önce görmed ğ m z nsanlık durumlarını keşfedeb l r z. Bauman’ın fades yle sosyoloj k düşünmek, baskıcı b r dünyayı esnekleşt r r. B ze dünyanın ş md olduğundan farklı b r dünya olab leceğ n göster r. Sosyoloj k düşünme sanatını öğrenen nsan daha az man ple ed leb l r. Sosyoloj , empat yeteneğ n güçlend r r. Korku ve zıtlaşma yer ne hoşgörüye teşv k eder.

(10)

Kaynakça

Abercromb e, N., H ll, S., Turner, B.S. (1994). D ct onary of Soc ology. Penguen.

Aron, R. (1986). Sosyoloj k Düşüncen n Evreler . Ankara: İş Bankası Yay., Çev. K. Alemdar.

Bauman, Z. (1999). Sosyoloj k Düşünmek., İstanbul: Ayrıntı Yay., Çev. A. Yılmaz.

Berger, P. E., Berger, B. (1995). Soc ology: A B ograph cal Approach. Bas c Books.

Bottomore, T. B. (1979). Toplumb l m. Ankara: Doğan Yay., Çev. Ü. Oskay.

Bourd eu, P. (1997). Toplumb l m Sorunları. İstanbul: Kes t Yayıncılık, Tür. I. Ergüden.

Coser, R., Ste an, N. (1983). Introduct on Soc ology. HBJ.

Durkhe m, E. (1985) Toplumb l msel Yöntem n Kuralları, İstanbul: B/F/S Yay., Çev. C. B. Akal.

Fulcher, J., Scott, J. (1999). Soc ology. Oxford Un vers ty Pres.

Gelles, R. J., Lev ne, A. (1991). Soc ology: An Introduct on. McGroaw-H ll,Inc., F h Ed t on.

G ddens, A. (1996). Introduct on To Soc ology. London: Norton.

Hensl n, J. M. (1996). Essent als of Soc ology. A Down-to-Earth Approach. Ally and Bacon.

Kammeyer, K. C., R tzer, G., Yetman, N. R. (1990). Soc ology: Exper enc ng Chang ng Soc et es. Massachusetts.

Koenn ng, S. (2000). Sosyoloj : Toplum B l m ne G r ş. İstanbul: Ütopya Yay.

Mac on s, J. J., Plummer, K. (1998). Soc ology: A Global Introduct on. Great Br ta n: Prent ce Hall Europe.

Mac on s, J. J. (1997). Soc ology. New Jersey: Prent ce Hall, S xth Ed t on.

Marshall, G. (1999). Sosyoloj Sözlüğü. Ankara: B l m ve Sanat Yay., Çev. O. Akınhay, D. Kömürcü.

M lls, C. W. (1979). Toplumb l msel Düşün. Kültür Bakanlığı Yay., Çev. Ü.Oskay.

Osborne, R., Loon, B. V. (1999). Introduc ng Soc ology. New York.

Schaefer, R. T., Lamm, R. P. (1995). Soc ology. New York: McGraw-H ll.

Sezal, İ. (2002). Sosyoloj ye G r ş. Ankara: Martı Yay.

Smelser, J. N. (1994). Soc ology. Massachusetts: Blackwell Publ sher.

Taylor, S. (1999). Soc ology: Issues and Debates. London: MacM llan Pub.

Thomson, W. E., H ckey, J. V. (1999). Soc ety n Focus. New York: Longman, Th rd Ed t on.

Turner, J. H. (1978). Soc ology: Study ng The Human System. Goodyear Pub.

Weber, M. (1986). Sosyoloj Yazıları. İstanbul: Hürr yet Vakfı Yay., Tür. T. Parla.

(11)

Ünite Soruları

1.

Sosyoloj y “toplumsal eylem nceleyen b l m dalı olarak tanımlayan ünlü sosyolog aşağıdak lerden hang s d r?

A) Comte

B) S. S mon

C) Durkhe m

D) M. Weber

E) Z. Gökalp

2.

“Bell b r toplumdak eylem ya da davranış formları arasındak s stemat k karşılıklı l şk ”ye ne den r?

A) Topsal Değ şme

B) Anom

C) Toplumsal Yapı

D) Eylem

E) H çb r

3.

Sosyoloj k hayal gücü b ze ne kazandırır?

A) B z gerçekler n dünyasından kopartır.

B) Büyük paralar kazandırır.

C) B z hayal dünyasında yaşatır.

D) “Tar h” le “b yograf ” arasındak l şk y daha y kavramamızı sağlar.

E) H çb r

4.

“Ortak kültürü paylaşan, bel rl b r toprak parçasında yerleş k, kend ler n b rleş k ve özgün varlık olarak gören nsanlardan oluşan b r gruba” ne den r?

A) B rey

B) Toplum

(12)

C) İnsan

D) İrfan

E) Hars

5.

K ş n n b r davranışı sırf ahlak , estet k ya da d nî bakımdan taşıdığına nandığı değerlerden dolayı serg lemes ne tür b r davranıştır?

A) Amaca yönel k rasyonel davranış

B) Duygusal davranış

C) Herhang b r değere dayanmayan davranış

D) Geleneksel davranış

E) H çb r

6.

 Aşağıdak lerden hang s sosyoloj n n özell kler nden b r s d r?

A) Toplumsal bütüne odaklanır.

B) B reye odaklanır.

C) B reysel aklı konu almaktadır.

D) B reysel farklara lg duymaktadır.

E) Özell kle zekâ ve k ş l k konularına lg duymaktadır.

7.

Sosyoloj n n s m babası ... dur.

Cevap:August Comte

8.

B reyler n k ş sel huzursuzluklarının arkasındak toplumsal sorunlara vurgu yapan kavram ... d r.

Cevap:Sosyoloj k Muhayy le

9.

Sosyoloj n n odak noktasında toplumun b rey üzer ndek etk s n ortaya koyma çabası vardır. Bu durum özell kle ... geleneğ n tems lc ler ç n geçerl d r.

Cevap: poz t v st

10.

Toplum ç ndek b rey konu alan b l m dalı ...dır.

Cevap: sosyal ps koloj

CEVAP ANAHTARI

(13)

1. d 2. c 3. d 4. b 5. e 6. a 7. - 8. - 9. - 10. -

(14)

2. SOSYOLOJİNİN KISA TARİHÇESİ VE SOSYOLOJİ TEORİLERİ

Giriş

Toplumsal düşünce tar h n n nsanlık tar h kadar esk olduğu sıkça d le get r l r. Buna karşılık b r b l m olarak sosyoloj daha çok modern zamanlara denk düşer.

2.1. Sosyolojinin Bilim Olarak Kurucuları

2.1.1. Saint-Simon (1760-1825)

Endüstr toplumu kavramını lk ortaya atan sosyologdur. Ancak çalışmaları s stemat k olmaktan uzaktır. Sosyoloj ye b rçok alanda yen f k rler katmıştır. Bu sebeple Durkhe m, Comte’den daha çok Sa nt-S mon’u poz t v zm n ve sosyoloj n n kurucusu olarak görür[38]. Sa nt-S mon, yen b l m n teor k nşasından sonra derhâl uygulamaya geç r lmes n arzu eder. Bu yolla Avrupa’dak büyük bunalımın sona ereceğ n umar. Bunu yen b r d n hâl ne dönüştürüp toplumu onun aracılığıyla yen den organ ze etmek ster[39].

Sa nt-S mon, muhafazakâr sosyoloj k teor le devr mc yaklaşımı b r arada kullanmıştır. [40] Muhafazakâr açıdan Sa nt-S mon toplumu olduğu g b korumak stem şt r ancak Bonald ve Ma stre’de olduğu g b Orta Çağ’a dönüşü savunmamıştır. Ayrıca poz t v stt r yan toplumsal fenomenler n doğa b l mler nde kullanılan b l msel tekn klerle ncelenmes n savunmuştur. Öte yandan Sa nt-S mon, özell kle ekonom k s stem n merkezî planlaması olmak üzere sosyal st reformların gereğ n vurgulamıştır fakat Sa nt-S mon, daha sonra Marks’ın yaptığı kadar ler g tmem şt r. Örneğ n şç sınıfının kap tal stlerle yer değ şt receğ n düşünmem şt r.

Res m 2.1 Sa nt S mon

Kaynak: http://n colasp ovan.com/ ndustr al-des gned/

2.1.2. Auguste Comte (1798-1857)

Comte’n n sosyoloj s , Fransız Devr m sonrası ortaya çıkan st krarsız dönem n b r yorumudur. Sosyologların çoğunluğu Comte’y sosyoloj n n kurucusu olarak görür. Comte, sosyoloj y “poz t f b r b l m” ve “toplum mühend sl ğ ” olarak tasarlamıştır. Bu yen b l m n temel amacı topluma h zmett r. Tıpkı doğa b l mler nde olduğu şek lde “toplumsal yasalar”ı bulmak stem şt r. Sosyoloj ç n lk kullandığı sözcük “sosyal f z k”t r. Ancak daha sonra “sosyoloj ” sözcüğünü cat etm şt r. Sosyoloj y “sosyal stat k” ve “sosyal d nam k” şekl nde k ye ayırır. Sosyal stat k, her toplumdak görel st krarlı l şk ler le sosyal yapı üzer nde odaklanır. Sosyal d nam k se nsanlığın b r aşamadan d ğer ne geçmes n yan toplumdak değ ş m fade eder[41]. Comte, evr mc b r düşünürdür. Tar h b r

lerleme sürec olarak görür ve dolayısıyla y mserd r. Onun üç hâl kanunu olarak da anılan evr m kuramına göre toplumlar üç aşamadan geçer. Bunlar[42]:

Teoloj k aşama: Avrupa’da 1300 yılı önces ndek dönem karakter ze eder. Bu dönemde toplumda doğaüstü güçler ve d nî f gürler her şey n temel n oluşturur.

(15)

Metaf z k aşama: Kabaca 1300 le 1800 yılları arasını kapsar. Bu dönemde “doğa” g b soyut güçlere yönel k nanç ön plana geçm şt r.

Poz t v st aşama: Avrupa’da 1800 yılı sonrasındak dönemd r. Poz t v st aşamada b l me olan nanç fade ed l r. Comte’ye göre bu aşamada nsanlık Tanrı ve doğa g b mutlak güçler aramayı terk ederek bunun yer ne toplumsal ve f z k dünyayı yöneten kanunları gözlemlemeye ve keşfetmeye çalışır.

Comte’ye göre toplumsal düzens zl ğ n ana sebeb entelektüel kargaşadır, nsanlık teoloj ve metaf z k aşamalardan poz t f aşamaya geçt ğ nde, toplumsal kargaşa da ortadan kalkacaktır.

Comte’un sosyoloj ye katkılarını şu şek lde özetlemek mümkündür[43]:

- Sosyoloj n n s m babasıdır.

- Toplumun felsef , d nî, ahlak yorumuna karşı b l m öne çıkartmıştır.

- Yapı ve süreç olarak nsan s stem n doğasını vurgulamıştır.

Res m 2.2 Auguste Comte

Kaynak:http://2.bp.blogspot.com/92w 9T8C2lg/Tw21f1hofuI/AAAAAAAAACQ/8DZUNyoKxEQ/s1600/Engrav ng_of_Auguste_Comte_French_ph losopher_h403237.jp 2.1.3. Herbert Spencer (1820-1903)

Evr mc düşüncey ben mseyen b r sosyologdur. Darw n’ n “Uyum sağlayan yaşar.” görüşünün benzer n nsan toplumlarına uyarlamıştır. O, serbest rekabet n önünün açılması gerekt ğ n dd a etm şt r çünkü bu durumda nsanlar, yetenekler ne en uygun yer bulacaktır. Ancak böyle b r dd a, çalışanları düşük ücret ve k tleler de yoksulluk düzey nde tutmak steyenler n ş ne yarayacaktır. Üstel k bu durum ayrımcılığı, doğal yasaların gereğ olarak ortaya koymaktadır.

Spencer’ n sosyoloj ye katkısı k şek lde olmuştur. B r nc s , parçaların b rb r yle l şk l olduğu b r organ zma (s stem) olarak toplumu ncelemes d r. Ona göre toplum, b reyler n toplamı değ ld r. Toplum, parçalar le bütün arasındak ş b rl ğ yle karakter ze ed len b r yapı ve canlı organ zmadır. Spencer’ n sosyoloj ye k nc katkısı, toplumsal evr m teor s n gel şt rmes d r. O, toplumun organ zmalar g b gel şt ğ n dd a etm şt r. Toplumlar, Spencer’e göre bas tten karmaşığa doğru g tmekted r[44]. Spencer, tar hî gel şme sürec n k l b r sınıflamaya tab tutmuştur. Ona göre nsanlık savaşçı toplumlardan endüstr yel toplumlara doğru g tmekted r. Spencer’e göre savaşçı toplumlar, m l ter b r örgüte benzer. Bu toplumlarda baskıya dayalı b r yönet m b ç m ve despot k b r hükûmet kt darı vardır. Dolayısıyla kend ç nde bütünleşemem şt r. Buna karşılık endüstr toplumları, çok farklılaşmış l şk ler n oluşturduğu örgütlü b r ağdır. Bu toplumlarda kend çler nde güçlü b r bütünleşme söz konusudur[45].

İlk dönem sosyoloj s n n özell kler n beş grupta toplamak mümkündür[46]. B r nc olarak lk dönem sosyoloj s ans kloped kt r yan nsan toplumun, tar h n n ve toplumsal yaşamının tümünü kapsamak arayışı ç nde olmuştur. İk nc özell ğ , evr mc d r. Tar h felsefes n n ve b yoloj k evr mc l ğ n etk s le toplumsal evr m n temel aşamalarını ve şley ş n açıklamaya çalışmıştır. Üçüncü özell ğ , karakter yönünden doğa b l mler ne benzer b r b ç mde genell kle poz t f b l m sayılmaktadır. On sek z nc yüzyılda sosyal b l mler büyük ölçüde b yoloj ve f z k b l m n model almışlardır. İlk dönem sosyoloj s n n dördüncü özell ğ , yen endüstr toplumunun b l m olmuş ve ağırlıklı olarak on sek z nc yüzyıldak s yas ve ekonom k devr mler n sorunlarıyla lg lenm şt r. Beş nc olarak da b l msel olduğu kadar deoloj k b r karaktere sah p olmuş, ortaya çıkışında tutucu ve rad kal düşünceler b rl kte yer almıştır. Bottomore, günümüzde b le sosyoloj n n lk dönemdek görüşler nden tümüyle vazgeçt ğ n söylemen n zor olduğunu fade ed yor.

Res m 2.3 Herbert Spencer

(16)

Kaynak: http://en.w k ped a.org/w k /Herbert_Spencer 2.1.4. Emile Durkheim (1858-1917)

Sosyoloj n n bağımsız b r d s pl n olarak kurulmasında son derece öneml b r yer vardır. Özell kle Comte’n n çalışmalarından etk lenm şt r. B l nd ğ g b Comte, toplumları anlamak ç n poz t v st b r sosyal b l m n temel olarak sosyoloj n n doğa b l mler n n yöntem n uygulaması gerekt ğ n savunmuştur. Durkhe m, sosyoloj ye b l msel statüsü kazandırmaya çalışmıştır. Ona göre sosyoloj ps koloj den farklı olarak b reysel b l nçle değ l, kolekt f b l nç le lg l d r[47]. O’na göre kolekt f (ortak) b l nç, b r toplumun ortalama üyeler n n ortak nanç ve duygularıdır.[48]

Durkhe m, sosyoloj n n sosyal olgularla lg lend ğ n ve doğa b l mler kend olgularını nasıl ncel yorlarsa sosyal olgulara da aynı yöntemlerle yaklaşılab leceğ n söylem şt r. Sosyal fenomenler n eşya g b ele alınması gerekt ğ n ortaya atmıştır. Yan b zler kend m z doğadak nesneler g b kabul etmel y z. Böylece doğa b l mler le sosyoloj arasındak benzerl kler vurgulamış olmaktadır. Ancak bazı yazarlar[49] topluma ya da toplumsal olgulara doğadak nesnelere yaklaştığımız g b yaklaşamayacağımızı dd a etm şlerd r.

Toplumsal İşbölümü adlı çalışmasında b reyler n b r toplumu nasıl oluşturduğunu anlamaya çalışır. Toplumsal varlığın olmazsa olmazı uzlaşma nasıl gerçekleşmekted r? B r d ğer fade le toplumu b r arada tutan ana unsur(lar) ned r? Durkhe m, bu soruların cevabını arar. Ona göre toplumsal var olmanın temel ndek dayanışma, mekan k ve organ k olmak üzere k ye ayrılmaktadır:

1. Mekan k dayanışma: Benzerl klerden kaynaklanan dayanışmadır. Bu dayanışma türünde b reyler arasında çok az fark vardır. Toplumun üyeler aynı duyguları h sseder. Daha çok geleneksel toplumlarda karşılaşılan dayanışmadır. İnsanlar aynı değerlere nanırlar. Burada b reysel eylem, kend l ğ nden kolekt f b r k ml ğe bürünür. Toplumsal farklılaşma, organ k dayanışmanın egemen olduğu toplumlardak g b değ ld r. Ortak b l nç, b reysel b l nc n önünded r. Toplum baskıyla yönet l r.

2. Organ k dayanışma: Farklılıklardan kaynaklanan dayanışmadır. Toplumlar gel şt kçe toplumsal farklılaşma artar. İnsanları b r arada tutan bu farklılaşmadır yan ş bölümüdür. Burada b rey artık tümüyle kolekt f b l nc n kontrolünde değ ld r. B reysell k gel şm şt r. Ancak ş bölümü arttıkça nsanların b rb r ne olan bağımlılıkları da artar. Durkhe m ş bölümü kavramını kt satçılardan farklı anlamda kullanır. O, bununla daha çok meslekler n farklılaşması ve endüstr yel faal yetler n artışını kastetmekted r. Toplumsal farklılaşmanın köken , mekan k dayanışmanın ve parçalı yapının çözümlenmes d r.

Res m 2.4. Em le Durche m

Kaynak: http://jew shcurrents.org/november-15-em le-durkhe m-22788 2.1.5. Karl Marks (1818 – 1883)

Marks, yaşadığı dönemdek vahş kap tal zm n koşullarından büyük ölçüde etk lenm şt r. Hegelc felsefe geleneğ ç nde yet şm ş fakat Hegel’ n deal st felsefes n ters ne çev rerek materyal st b r tar h felsefes n ben msem şt r. Ona göre nsanların varlığını bel rleyen, onların b l nçler değ ld r, ters ne b l nçler n bel rleyen toplumsal varlıklarıdır. Marks’a göre toplumdak gücün, zeng nl ğ n ve d ğer sınırlı kaynakların eş ts z dağılımı, doğal yasaların sonucunda değ ld r.

Eş ts zl ğ n sebeb toplumsal güçlerd r, özell kle de b r toplumsal sınıfın d ğer n sömürüsüdür. Marks’a göre toplum, sah p olanlar ve sah p olmayanlar şekl nde k sınıfa ayrılır. Sah p olanlar (yan burjuvaz ), Spencer’ n ded ğ g b uygun olmasından değ l, üret m araçlarına sah p olmalarından kaynaklanmaktadır[50]. Marks ç n her toplumun tar h sınıf kavgalarının tar h d r.[51] Ona göre k temel sınıf vardır. Bunlar burjuvaz ve proletaryadır. Kap tal st s stem n emekç leşme ve sürekl yoksullaşma mantığı gereğ sanatkârlar, tüccarlar, küçük burjuvalar ve emekç ç ç ler g b ara sınıflar zamanla ortadan kalkacaktır.

Marks, y mser b r ekonom k determ n stt r. Toplumların beş aşamadan geçt ğ n dd a eder[52]. Bunlardan b r nc s , lkel-komünal toplum, k nc s kölec toplum, üçüncüsü feodal toplum, dördüncüsü kap tal st toplum ve n hayet beş nc aşama sosyal st/komün st toplumdur. Ona göre tar h n sonu sosyal st/komün st toplumdur. Bütün toplumlar zamanla bu aşamaya geçecekt r. Son aşamada geçm şten farklı olarak sömürü ortadan kalkacaktır. Toplumu altyapı ve üstyapı şekl nde k ye ayırır. Altyapıyı nsan b l nc nden bağımsız olarak üret m araçları ve üret m l şk ler oluştururken üst yapıyı kültür, d n, d l, devlet, örf, adet vb. unsurlar oluştur. Ona göre alt yapı, üst yapıyı bel rler. B r d ğer fade le Marks’a göre nsanların b l nçler madd yaşamlarını değ l, madd yaşamları b l nçler n bel rler; nsanların b l nçler , toplumsal b r üründür.

Temel eser olan Kap tal adlı k tabında kap tal st s stem n şley ş b ç m n ortaya koymaya çalışır. B r ekonom k tabıdır ancak aynı zamanda kap tal zm n sosyoloj s d r. Ona göre kap tal st s stem n kend ç çel şk ler gereğ , zeng nler olab ld ğ nce zeng nleş rken yoksullar da sürekl yoksullaşacaktır. B r gün

“z nc r nden başka kaybedecek b r şey kalmadığında” proletarya ayaklanacak ve kend düzen n kuracaktır. Ancak daha sonrak yıllarda kap tal st ülkelerde yaşanan ver ml l k artışı, gen ş k tlelere (dolayısıyla proletaryaya) z nc r nden başka kaybedecek şeyler verm ş ve onları kap tal st s stem n b r parçası hâl ne get rm şt r. Ölümünden sonra dünya Marks’ın öngörüler n n çok ötes nde b r dönüşüm yaşamıştır.

(17)

Res m 2.5. Karl Marks

Kaynak: http://www.h storygu de.org/ ntellect/marx.html 2.1.6. Max Weber (1864-1920)

Max Weber, sosyoloj n n toplumsal yaşamın öneml yüzler arasındak nedensel l şk ler anlaması gerekt ğ n vurgulamıştır. Örneğ n “D n ekonom k değ şmey nasıl etk ler?”, “Bürokras b r toplumu nasıl b ç mlend r yor? g b . Weber bu sorulara cevap ararken şu k tekn ğ kullanmıştır:

- İdeal t p anal z - Tar hsel anal z.

B r sosyal yapının neden var olduğunu anlamak ç n onu b r c k b r form hâl ne get ren bu yapının özell kler n b lmek gerek r. Örneğ n bürokras öneml b r sosyal fenomen se onu a le g b d ğer formlardan ayıran ned r? Weber bu formu anlamak amacıyla deal t pler nşa etm şt r. İdeal t p, bürokras n n ya da herhang b r toplumsal fenomen n temel ve ayırt ed c özell kler n n b r l stes d r. Turner’e[53] göre deal sözcüğü yer ne saf (pure) t p sözcüğü seç lseyd daha uygun olurdu. İdeal t pler, aslında anal t k kurgulardır. İdeal t p, gerçekl ğ n tasv r n değ l, tek l b r fenomen n ortalama özell kler n fade eder. İdeal t p ter m ahlak b r bakış açısı çermez. Toplumsal fenomenler n anlaşılmasını kolaylaştıran metodoloj k b r kavramdır. İdeal t pler saf formlardır, dolayısıyla bazı özell kler ne somut b r b ç mde rastlanılmayacaktır.[54] Onlar b rer anal z araçlarıdır, karmaşık fenomenler hakkında b rer yalınlaştırma ya da tek yanlı olarak abartılmış n telemelerd r. Bunlar h potet k olarak ler sürülüp aydınlatılmak stenen gerçekle karşılaştırılırlar[55].

Weber tar h n b ç mlenmes nde ekonom k ve madd koşulların önem n kabul etm şt r ancak Marks’ta olduğu g b onları temel bel rley c olarak da görmem şt r.

Weber’e göre Marks’ın anal z d nsel, ps koloj k, sosyal, pol t k ve askerî baskılarla ekonom k güçler n karşılıklı etk leş m n hmal etm şt r. Weber’e göre sosyoloğun görev , d ğer nsanlardan etk lenerek yapılan davranış anlamına gelen toplumsal eylem n sonuçlarını ve st kamet n açıklamak ve anal z etmekt r[56].

Weber’e göre sosyoloj , toplumun ne olması gerekt ğ n değ l de ne olduğunu ncelemel d r yan değerden bağımsız olmalıdır. O, bununla sosyoloj de k ş sel olmayan, soğuk b r yaklaşımı savunmamıştır. Araştırmacının k ş sel önyargılardan kaçınması gerekt ğ ne nanmıştır[57].

Res m 2.6. Max Weber

Kaynak: http://www.versobooks.com/authors/1229-max-weber 2.2. Modern Sosyoloji Teorileri

Teor , ç nde yaşadığımız dünya le lg l genellemeler ve sınıflamalardır. Burada sosyoloj teor ler ç nde üç ana akım üzer nde durulacaktır. Bunlar, sembol k etk leş mc l k, yapısal fonks yonel anal z ve çatışmacı teor d r.

2.2.1. Sembolik Etkileşim Teorisi

Sembol k etk leş mc l k, sosyoloj ye C. H. Cooley, W.I. Thomas ve G. H. Mead tarafından sokulmuştur. Sembol k etk leş mc ler, şeylere atfett ğ m z anlamlar olan semboller , toplumsal yaşamın temel olarak görürler. Onlara göre anlamlar, b reyler arasındak etk leş m sonucunda oluşur. Toplum, bu etk leş m n b r ürünü olarak görülür. Semboller, nsanlar arasında anlamlı let ş m sağlayan sözcükler, nesneler, jest ve m m klerd r. Bütün toplumlar, mevcut semboller n ortak anlamını paylaşır. Bu teor açısından sözcükler, en öneml sembollerd r. Ayrıca sözlü ya da yazılı sözcükler kadar yüz ve el kol hareketler de sembol k etk leş mc ler ç n öneml d r[58].

Mead’ın f k rler n gel şt ren Blumer, aynı zamanda sembol k etk leş mc l k kavramını 1937 yılında lk defa kullanan k ş d r. “Amacım, nsan toplumunun doğasını Mead’ın bakış açısından görüldüğü hâl yle tanımlamaktır.” d yen Blumer, aynı zamanda bu teor n n kurucuları arasında yer alır. Blumer’e göre sembol k etk leş mc l k şu üç önermeye dayanır:[59]

(18)

- İnsanlar şeylere karşı şeyler n kend ler ne fade ett ğ anlamlara göre tavır alırlar.

- Bu anlamlar, b r n n muhataplarıyla olan etk leş m nden çıkar.

- Bu anlamlar yorumsal b r süreçte değ ş me uğrar.

- Blumer’ n önerd ğ sembol k etk leş mc l k, bazı kök majlar ya da temel düşünceler çermekted r. Bunlar şu şek lde özetleneb l r:[60]

- Toplum, etk leş m hâl ndek nsanlardan oluşur.

- Etk leş m, başka nsanların etk nl kler ne karşılık olarak ver len tepk lerden oluşur.

- Nesneler kend ler nde çsel anlamlar taşımazlar, burada anlam sembol k etk leş m n b r ürünüdür.

- İnsanlar, sadece kend ler dışındak nesneler tanımakla kalmaz, kend ler n de nesne olarak göreb l rler. İnsan eylem , kadın ve erkekler arasında nşa ed lm ş yorumsal b r eylemd r.

- Eylem, grup üyeler arasında b rb r yle l şk lend r l r ve b rb r ne uyumu sağlanır.

Geçm şte bazı yazarlar, toplumsal yapıyı oluşturan etkenler n hmal ed lerek b rey n rades n aşırı önemsed ğ [61], bazıları da s stemat k b r çerçeveye sah p olmadığı[62] gerekçes yle sembol k etk leş mc l k yaklaşımını eleşt rm şlerd r. Ancak günümüzde makro teor lere yönel k artan eleşt r ler, görecel olarak sembol k etk leş m teor s ne lg y artırmaktadır.

2.2.2. Yapısal-Fonksiyonalist Teori

Yapısal-fonks yonal st teor , daha çok m kro düzeyde anal z yapan sembol k etk leş mc lerden farklı olarak sosyoloj n n odak noktasını makro anal ze çev rm şt r. Yapısal fonks yonal stler, daha gen ş b r perspekt e toplumsal yapıyı ve b r bütün olarak toplumu ncelerler. Fonks yonal st teor , yapı ve düzen kavramlarına vurgu yapar ve toplumu kend ç nde b rb r yle bağlantılı b r s stem olarak görür. Toplumsal s stem n yapısı ç nde her parça bütün s stem n şlemes ne katkıda bulunan spes f k b r fonks yon üstlen r[63]. Bu konuda bazı yazarlar,[64] stereo s stem örnek vermekted rler. B r stereo s stemde ampl f katör, akort ayarları, cd player ve hoparlörler g b farklı parçalar vardır; her parçanın da b r fonks yonu söz konusudur. Eğer bu parçalardan b r s çalışmazsa örneğ n hoparlörden b r s bozularak rahatsız ed c b r şek lde cızırtı yaparsa s stem düzgün b r şek lde şlemez hâle gel r. O zaman hoparlör örneğ nde olduğu g b problem tanımlamak ve tam r etmek gerek r. Hoparlörle lg l problem g der ld ğ nde stereo s stem yen den normal fonks yonunu sürdürmeye devam eder.

Talcot Par sons’un bu teor n n gel ş m nde özel b r yer vardır. 1950’l ve 1960’lı yıllarda Parsons’ın fonks yonal st yaklaşımı hâk m hâle gelm şt r. B r d ğer fade le özell kle ABD’de sosyoloj den l nce adeta yapısal fonks yonel model anlaşılır olmuştur. Parsons, Amer kan geleneğ ndek amp r zme tepk gösterm şt r.

Parsons’un toplumla lg l temel varsayımları şunlardır[65]:

- S stemler, parçaları arasında ç bağlılığa ve b r düzene sah pt r.

- S stemler, kend kend ler n onarma ve dengeye get rme eğ l m taşırlar.

- S stemler stat k olab lecekler g b değ ş m sürec bel rl b r düzen ç nde de gerçekleşeb l r.

- S stem n b r parçasının doğası, d ğer parçaları da etk ler.

- S stemler, kend çevreler ç nde sınırlarını muhafaza ederler.

- Tahs s ve bütünleşme, s tem n denges ç n k hayat süreçt r.

- S stemler, değ şme eğ l mler n kontrol ederler.

Daha sonra Merton, eleşt r ye uğrayan Parsons’un model n rev ze etm şt r. Merton’un bu teor ç ndek çabaları son derece öneml b r yere sah pt r. Merton, fonks yon kavramını gözden geç r r ve bu teor ye kavramlar katar. Merton, nsanların nad ren bell b r toplumsal yapının bütün fonks yonlarını algılayab leceğ ne şaret eder. Onun yaklaşımı ç nde açık fonks yon (man fest funct on), herhang b r toplumsal kalıbın b l nen ve stenen sonucudur. Bunun aks ne g zl fonks yon (latent funct ons) se büyük ölçüde ne b l nen ne de sten len sonuçlardır. Örneğ n yükseköğret m s stem n düşündüğümüzde b rden fazla fonks yonun b r arada gerçekleşt ğ n göreb l r z. Yükseköğret m, b r tara an nsanları bell vasıflarla donatırken d ğer tara an onları emek p yasasından uzaklaştırıyor olab l r. Merton’un üzer nde durduğu b r d ğer kavram se toplumsal d sfonks yon (soc al d sfunct on)dur. Bu kavram, toplumun şley ş nde herhang b r toplumsal kalıbın stenmeyen sonuçlarını fade eder[66].

Yapısal fonks yonel teor de toplum b rb r ne bağlı, heps de genelde s stem n bütünleşmes ve uyarlanmasına katkıda bulanan öğelerden oluşan b r s stemd r.

Toplumsal s stem meydana get ren bütün öğeler, s stem n ht yaçları le l nt l özel şlevler yer ne get rmeler ölçüsünde vazgeç lmez b r öneme sah pt r.

Ancak s stem n tüm parçalarının bütünleşmes kusursuz olamaz. Merton, b r deal olarak evrensel fonks yonal zm dd asının gerçekl kte asla bulunmadığına d kkat çekm şt r[67]. Yapısal-fonks yonal st teor , 1950’l yıllardan t baren sosyoloj de hâk m yet kazanmış ve büyük eleşt r ler almıştır.

2.2.3. Çatışma Teorisi

Çatışmacı perspekt fe göre toplumsal davranış, en y b rb r le yarışan gruplar arasında ger l m ve çatışma açısından anlaşılab l r. Çatışmalar ş ddet gerekt rmez. İş gücü müzakereler nden d nî gruplara kadar çatışmalar her yerde bulunab l r. Çatışmacı teor açısından herhang b r kültür, örgüt ya da toplumsal grubu nceleyen sosyolog, d ğerler n n karşısında k mler yarar sağlıyor, k mler acı çek yor, k mler egemen oluyor, b lmek steyecekt r. Onlar kadın ve erkek,

(19)

ebeveyn ve çocuk, köylü ve kentl arasındak çatışmalarla lg l d rler. Çatışmacı teor syenler toplumda, a le, hükûmet, d n, eğ t m ve medya g b bazılarına ayrıcalık sağlayan, bazılarını da kaybedenler arasına sokab len kurumlarla lg len rler[68].

Marks’ın sınıf teor s ne dayanan çatışmacı teor n n temel varsayımları şunlardır:[69]

- Bütün toplumsal s stemlerde kıt ve değerl kaynaklar eş ts z olarak dağıtır.

- Eş ts zl kler n ve haksızlıkların sonuçları toplumda sınıflar ve çeş tl tabakalar arasında çıkar çatışması yaratır.

- Bu çıkar çatışmaları, sonuçta değerl kaynakları kontrol edenler le edemeyenler arasında çatışmalar doğurur.

- Uzun vadede bu çatışmalar, sosyal s stem n yen den örgütlenmes le sonuçlanır. Modern endüstr yel ş gücünün kap tal st zal mler karşısında zafer kazanmasıyla sınıfsız çatışmasız b r toplum doğacaktır.

Çağdaş çatışma teor s , Karl Marks’ın anal z nden çok büyük ölçüde etk lenm şt r ancak Marks’ın görüşler yle çatışma teor s arasında öneml farklar da vardır.

Marks’ın sınıfsız/komün st toplumun gel ş yle beraber çatışmaların b teceğ kehanet ne karşın çağdaş çatışmacı teor ler, çatışmayı kaçınılmaz olarak görürler ancak onlar, eş ts zl kten kaynaklanan ger l mler n ortadan kalkab leceğ ne çok az nanmaktadırlar. Marks, toplumsal problemler n çözümü ç n toplumun köklü olarak yapılanması savunmasına karşın çağdaş çatışmacı teor syenler yoksulluk, ırkçılık, sağlıksız konut ve d ğer sosyal problemler n bağımsız olarak anlaşılab leceğ ve sorgulanab leceğ ne nanmaktadır.[70]

Fonks yonal stlerde olduğu g b çatışmacı teor y ben mseyen sosyologlar da makro düzeyde b r yaklaşımı ben mserler. Ancak bu k teor arasında öneml farklar vardır. Çatışma teor ler b r nc derecede çatışmanın türüyle ve çatışmanın yaratab leceğ sonuçlarla lg len r. Buna karşılık fonks yonal stler

st krar ve uzlaşma ararlar. Çatışmacı model, kaynakların yen den dağıtımı ve toplumsal değ şmey vurguladıkları ç n rad kal ve akt v stt rler. Buna karşılık fonks yonal st perspekt f, st krara odaklandığı ç n genelde muhafazakâr olarak görülür[71].

Öte yandan b rçok çağdaş çatışma teor syen Marks’ın varsayımlarını paylaşır. Onlar, Marks’ın görüşler le S mmel ve Weber’ n görüşler n b rleşt r rler. Marks’ın çatışmaya atfett ğ anlama karşın S mmel, çatışmanın anlaşmazlık/kavga (d ssen s on) kadar toplumsal bütünleşme de get reb leceğ ne nanmıştır.

Bölüm Özeti

İlk dönem sosyoloj s n n özell kler beş grupta toplanab l r. B r nc olarak lk dönem sosyoloj s ans kloped kt r.

İk nc özell ğ evr mc d r. Tar h felsefes n n ve b yoloj k evr mc l ğ n etk s le toplumsal evr m n temel aşamalarını ve şley ş n açıklamaya çalışmıştır.

Üçüncü özell ğ karakter yönünden doğa b l mler ne benzer b r b ç mde genell kle poz t f bilim sayılmaktadır. On sek z nc yüzyılda sosyal b l mler büyük ölçüde b yoloj ve f z k b l m n model almışlardır.

İlk dönem sosyoloj s n n dördüncü özell ğ , yen endüstr toplumunun b l m olmuş ve ağırlıklı olarak on sek z nc yüzyıldak s yas ve ekonom k devr mler n sorunlarıyla lg lenm şt r.

Beş nc olarak da b l msel olduğu kadar deoloj k b r karaktere sah p olmuş, ortaya çıkışında tutucu ve rad kal düşünceler b rl kte yer almıştır

Kaynakça

Lukes, S., Sa nt-S mon, n The Found ng Fathers of Soc al Sc ences, Ed ted by T. Ra son, Penguen Books, 1969, s. 27.

Freyer, H., İçt ma Nazar yeler Tar h , Çev. T. Çağatay, AÜDTCF Yay. Ankara, 1977, s.43.

R tzer, G.; Age, s.13.

Bkz. Freyer, H., Age, s.51-52; Bruhl, L.L., Auguste Comte: Felsefes ve Sosyoloj s , İÜİF Yay. İstanbul, 1970, s. 185-204.

R tzer, G., Age., s.14.

Turner, J.H.; Soc ology: Study ng The Human System, Goodyear Pub., 1978, s.9.

Turner, Age., s.10. ve Sw ngewood, Age., s.77.

Freyer, H., Age, s.60.

Bottomore, T.B.; Toplumb l m, Çev. Ü. Oskay, Doğan Yay. İstanbul, s.8-9.

Sw ngewood, Age., s.125 ve Sw ngewood/1, Soc oloc cal Theory, n Soc ology: Debates and Issues, Ed ted by S. Taylor, MacM llan, 1999, s. 51.

Aron, R., Age. s. 316.

G ddens, A., Sosyoloj : Eleşt rel B r Yaklaşım, İhtar Yay. Erzurum, 1003, s. 19 vd..

Thomson, W.E; and H ckey, J.V.; Soc ety n Focus, Th rd Ed t on, Longman, New York, 1999; s.19-20.

Marx, K.; Engels, F.; Man festo of the Commun st Party , 1848; İnternet Ad: http://www.anu.edu.au/polsc /marx/class cs/man festo.html MacRae, D. G., Karl Marx, n The Found ng Fathers of Soc al Sc ences, Ed ted by T. Ra son, Penguen Books, 1969, s.62

Turner, J.H.; Age, s. 13.

Sw ngewood, A., Age., s.177.

R nger, F., Weber’ n Metodoloj s : Kültür ve Toplum B l mler n n B rleş m , Çev. M.Küçük, Doğu-Batı yay., Ankara, 2003, 6.

Ferrante, J., Soc ology: A Global Perspect ve, WadsworthPubl sh ng Company, Cal forn a,1992,s.13.

Thomson and H ckey, Age., s.20.

Bkz.Kamyemer, K.C.V.; R tzer, G.; Yetman, N.R.; Soc ology:Exper enc ng Chang ng Soc et es, Forth Ed ton, Ally And Bacon, 1990, s.21-22.

(20)

Polama, M.M.; Çağdaş Sosyoloj Kuramları, Çev. H. Erbaş,Gündoğan yayınlar, Ankara, 1993, s.224-7 Polama, Age, s. 229-30; R tzer (Age., s. 347

F sher, B.M., Straus, A.L.; Etk leş mc l k, Sosyoloj k Çözümlemen n Tar h ç nde, Ed t. T.Bottomore, R. N sbet, Çev. K.D nçer, V Yayınları,Ankara, 1990, s.495 Ferrante, J. Age, 38.

Thomson, H ckey, Age., s.24.

Age, s. 24.

R tzer, G., Age. S. 240.

Mac on s, J.J., Age. s.18.

Sw ngewood, A., Age., s. 272-4.

Schaefer, R.T.; Lamm, R.P.; Soc ology: 1995, s.19.

Coser, Rhea, Ste an, Nock, Introduct on Soc ology, HBJ., 1983, s. 17.

Schaefer, R.T.; Lamm, R.P.; Age, s.19.

(21)

Ünite Soruları

1.

Sosyoloj y “poz t f b r b l m” ve “toplum mühend sl ğ ” olarak adlandırmış olan b l m adamı k md r?

A) Comte

B) F. Engels

C) M. Weber

D) Bell

E) K. Marks

2.

Toplumsal fenomenler n doğa b l mler nde kullanılan b l msel tekn klerle ncelenmes n savunan sosyoloj ekolü aşağıdak lerden hang s d r?

A) Post-poz t v stler

B) Ant -poz t v stler

C) İdeal stler

D) Poz t v stler

E) H çb r

3.

Comte sosyoloj kavramı yer ne lk olarak hang kavramı önerm şt r?

A) Sosyal felsefe

B) Sosyal b yoloj

C) Sosyal f z k

D) Tar h felsefes

E) H çb r

4.

Sosyal stat k neye odaklanır?

A) Toplumdak değ ş me odaklanır

B) Her toplumdak görel st krarlı l şk ler le sosyal yapı üzer nde odaklanır.

C) İstat st ksel araştırmalara odaklanır.

(22)

D) Toplumsal çatışmaya odaklanır.

E) Heps ne odaklanır.

5.

Comte’ye göre toplumsal düzens zl ğ n ana sebeb aşağıdak lerden hang s d r?

A) Gel r dağılımın bozukluğu

B) Enflasyonun yüksekl ğ

C) İşs zl k

D) Entelektüel kargaşa

E) Yolsuzluğa bulaşma

6.

Aşağıdak lerden hang s sosyoloj n n b l m olarak kurucuları arasındadır?

A) G ddens

B) P. Drucker

C) H. Spencer

D) Bell

E) R. Inglehart

7.

Aşağıdak lerden hang s yapısal-fonks yonal st teor n n görüşler nden b r d r?

A) Yapı ve düzen kavramlarına vurgu yapar ve toplumu kend ç nde b rb r yle bağlantılı b r s stem olarak görür.

B) M kro düzeyde anal zler yapar.

C) “Şeylere atfett ğ m z anlamlar” olan semboller toplumsal yaşamın temel olarak görür.

D) Onlara göre anlamlar, b reyler arasındak etk leş m sonucunda oluşur.

E) Bütün toplumlar, mevcut semboller n ortak anlamını paylaşır.

8.

“Endüstr toplumu” kavramını lk ortaya atan sosyolog...dur.

Cevap: Sa nt-S mon

9.

A. Comte’ye göre nsanlığın b r aşamadan d ğer ne geçmes n yan toplumdak değ ş m ... fade eder.

Cevap: sosyal d nam k

(23)

10.

A. Comte’n n evr m kuramına göre ...aşamada toplumda doğaüstü güçler ve d nî f gürler her şey n temel n oluşturur.

Cevap: teoloj k

CEVAP ANAHTARI

1. a 2. d 3. c 4. b 5. d 6. c 7. a 8. - 9. - 10. -

(24)

3. SOSYOLOJİK ARAŞTIRMA YÖNTEMİ

Giriş

B l m nsanları, b l m soru sormak ve sorgulamak olarak tar f ederler. Onlara göre b l m, bel rl s stemat k yöntemler le nsanların dünyasına a t soruların cevaplarını arama sürec n n adıdır. B l msel araştırma sürec bazen ht yaçtan bazen de sadece meraktan yapılır. Toplumsal araştırma yöntemler se yapılan araştırmalarda zlenen rotalardır. B l msel araştırmalar, büyük resme de odaklanab l r, m kro sorunlara da. B l msel araştırma sürec nde kullanılan tekn kler büyük ölçüde farklı b l m parad gmalarına dayanır.

Bu bölümün konusu, b r keş f yolculuğu olarak adlandırdığımız sosyoloj k araştırma sürec ve yöntemler d r.

3.1. Bilgi, Araştırma ve Bilim Olarak Sosyoloji

B l nd ğ g b b l msel b lg , nsanlığın sah p olduğu b lg türler nden sadece b r d r ve modern zamanların ürünüdür oysa nsanlık, tar h boyunca b l msel b lg n n dışında başka b lg türler ne de sah p olmuştur. Sosyoloj k araştırma sürec le yöntem konusundak tartışmalara geçmeden önce bu alt bölümde öncel kle b lg ve araştırma türler kısaca açıklandıktan sonra b r b l m olarak sosyoloj üzer nde durulacaktır.

3.1.1. Bilgi ve Araştırma Türleri

Sosyoloj n n amacı, daha öncek bölümlerde de bel rt ld ğ şek lde ç nde yaşadığımız dünyayı anlamak ve onu daha yaşanab l r b r yer hâl ne get rmekt r.

Sosyologlar, bu amaçla b lg ye ulaşmak ç n araştırmalar yürütürler. B l nd ğ g b nsanlar, kend ler ve başkaları hakkında meraklı varlıklardır. B l msel araştırmalar, b r tara an b z m z hn m z meşgul eden soruların cevaplarını ararken d ğer tara an da başka d n, d l, kültür, s yasal ve toplumsal yapılarla b z mk ler karşılaştırma mkânı vermekted r. Artık başka nsanlarla aramızdak farklılıkları ve benzerl kler daha rahat göreb l yoruz. B l nd ğ g b nsanlar dünyayı anlamak ç n, farklı b lg türler kullanmaktadırlar. Thomson ve H ckey[72], bu b lg türler n deney m (exper ence), kültürel gelenek, nanç (fa th), otor te ve b l m olmak üzere beş gruba ayırıyor:

Deney m: Hep m z ç n b lg y ed nmen n en yaygın şekl , sınama yanılma yoluyla elde ett ğ m z deney mler m zd r. B zler, aynı zamanda etk leş m ç nde bulunduğumuz başka nsanlardan ve gruplardan öğren r z. Esk ler n ded ğ şek lde deney m en y öğretmend r. Ancak deney m, b lg n n elde öğren lmes nde son derece sınırlı ve k ş sel b r süreçt r, nsanların toplumsal ve kültürel geçm şler nden çok büyük ölçüde etk len r.

Ustanın Erdem

B r öğrenc güreş sanatını öğrenmek ç n çok tanınmış b r güreş şamp yonuna g tm ş.

Yıllarca büyük b r stekle ve hayran olunacak şek lde çalışmış. B r gün ustasına sormuş:

“Bana öğreteceğ n başka b r şey kaldı mı?”

Usta da: “Bugün öğreteb leceğ m her şey öğrend n.” dem ş.

Bu sözler genç güreşç y çok gururlandırmış ve hocasının yanından ayrılıp kend yoluna g tm ş.

Ülkey dolaşmaya ve her yerde en y güreşç n n kend s olduğunu hatta ünlü şamp yonu b le yeneb leceğ n söylemeye başlamış. Günler aylar b rb r n kovalamış ve sonunda ustasıyla güreşmeye karar verm şler.

B nlerce nsan k s n n arasındak maçı seyretmeye gelm ş. Uzun ve eş t düzeyde g den b r güreş sonunda; usta öğrenc s n şaşırtıcı b r oyunla yenm ş. Nefes kes len öğrenc :

“Gar p, bana b ld ğ n her şey öğretm şt n. Ben nasıl b lmed ğ m b r oyunla yend n?” d ye sormuş. Ustası cevap verm ş:

Referanslar

Benzer Belgeler

TİM: Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, Mart ayında ihracat %35 azalarak 7.1 milyar dolar oldu. İhracat Ocak ayında %28, Şubat'ta da %35 düşüş

Eylül ayında ihracat 8.5 milyar dolara, ithalat ise 12.5 milyar dolara gerilerken, dış ticaret açığı ise 3.9 milyar dolar ile piyasa beklentisinin (4.4 milyar dolar)

10 Aralık 2009 ABD'de Ekim ayı dış ticaret verileri TSI 15:30'da açıklanacak. Piyasa beklentisi dış ticaretin 36.7 milyar $ açık

Takvim etkisinden arındırılmış endeks 2010 yılı Haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %10,4 artış gösterirken, mevsim ve takvim etkilerinden

Piyasa beklentisi dış ticaret açığının Kasım ayında 3.4 milyar dolar, 2009 yılında ise 38 milyar dolar olacağı yönünde.. 2010 yılında ise ekonomideki göreli

IMKB’de dünkü sert düşüş sonrası bugün tepki alımlarının geleceğini ve endeksin alıcılı bir seyirle güne başlayacağını tahmin ediyoruz.. Piyasalar gün içinde

Olumlu gelen enflasyon verilerinin ardından MB’nın Aralık ayında da (18 Aralık) faizde 50 baz puan indirime gitmesini bekliyoruz. 2009 yılında da politika faizlerinin

MB açıklamasında ekonomide ılımlı toparlanma sürecine girildiğini ve enflasyonda baz etkisi nedeniyle Aralık ayında belirgin bir artış görülebileceğini belirtiyor..