Z L B X X V I İ l , , . ... 1 1 9 7 6
SKRIE w TOMB v 1 FASCICULE
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
ORMAN FAKÜLTESİ
D E R G İ S İ
R EV Ü E D E LA FACULTE D ES SCIENCES FORESTIERES D E L’UNIVERSITfi D ’ISTANBU L
GENEL ÇİZGİLERİYLE ORMAN İÇİ İSKÂN SORUNU
Y a z a n Doç. Dr. Ertuğrul ACUN O rm an H a sıla tı ve İk tis a d ı K ürsüsü
GİRİŞ
Bilindiği üzere, Türkiye’de orm an içi yerleşmelerde, kırsal yerleşm e
lerin m eydana getirdiği tüm sorunların daha da a rttığ ı izlenmekte ve bu konu gittikçe önem kazanm aktadır. Zira, orm an içi yerleşm elerin or
ta y a koyduğu sorunlar; yalnızca orm ancılık politikasını ilgilendirmemek
tedir, ayni zamanda, ülkemizin tarım , endüstri, hajrvancılık şehirleşme-., v.b.g. konularıyla da iç içe girm iş b ir durum dadır. Bu nedenle ,orman içi yerleşme sorununu Türkiye’nin politik, sosyal, ekonomik çerçevesi ile b ir
likte dikkate alm ak zorunluğu vardır. Konuya, önce iskân kavram ını ele alarak başlam ak uygun olacaktır. Bu arada, iskânın çeşitlerine de de
ğindikten sonra, iskânm genel olarak dünya üzerindeki gelişiminden söz edilecek ve T ürkiye’de orm an içi iskân sorunu, incelememizin ana k ıs
mını oluşturacaktır.
isk ân kelimesi : aslolarak yerleşme, oturm a, ev sahibi etme demek
tir. Bu kelime d ar anlam ıyla oturtm a, ev sahibi etmeyi, köy ve kentlerin iskân için gerekli tesislerini ve ku ruluşlarını ifade ettiğ i halde geniş an
lam ıyla ise, b ir yere yerleştirm eyi, köy ve kentlerin doğal ve ekonomik çevre içerisindeki yerini ifade eder.
B ir çok ülklerde olduğu gibi T ürkiye’de de, iskân kavram ı uzun yıl
la r d ar anlam larıyla anlaşılm ıştır. Ancak son yıllarda, bu kavram artık geniş anlam ıyla tanınm ağa başlanm ıştır. H angi anlam da olursa olsun, iskân kelimesinin ifade ettiğ i kavram ile insan arasında sıkı ve içten b ir ilişki vardır. Zira, denilebilir ki, insanın varolm ası ile birlikte barınm a ve yerleşme sorunu da ortay a çıkm ıştır. Gerçekten, ilk insanlar en ilkel
Y a y ın K om isyonuna S u nulduğu Tarih : 21f.ll.1976
ORMAN İÇ İ İSK Â N SORUNU 103
şekil olan m ağaralard a da olsa, bir barınm a yeri aram ışlardır. Ancak, iskânın başlangıç yeri ve zamanı hakkında o rtak görüş m evcut değildir.
Bununla beraber, bilim adam larının ittifa k ettik leri nokta, A sya’nın insan dağıtan ilk merkez olduğudur.. Denizlerin k a ra la rı istilâsı, muazzam sel
ler, bazı bölgelerin soğuması ve kuraklık gibi nedenler, insanların A sya’
dan diğer k ıt’ala ra göçmesine ve oraları m eskûn hale getirm esine neden olm uştur. Bu ilk göçlerin en tip ik özelliği, yaşadığı çevresi ile kendisini çok sıkı b ir yaşam bağlılığı içinde bulan insanların kitle durum unda ve sürekli olarak elverişli yerler aram ak üzere, y er değiştirm e zorunluğunda kalm asıdır. Bundan sonra, uygarlığın ta rih boyunca gelişmesiyle birlikte, k ıt’alar, ülkeler ve ülke içinde bölgeler arasında göçler ve yeni yerleşm e
ler süregelm iştir. Aşağıda, iskânın ta rih boyunca gelişimini ve bunun y a
nında onun çeşitlerini kısaca şöylece toparlayabiliriz:
A — İSKÂN ÇEŞİTLERİ
İskânı genel olarak 2 büyük kısım da ele alm ak müm kündür. B unları kısaca gözden geçirelim ;
1 — Dış İsk ân lar
a — K ıt’alar arası iskânlar.
İnsan kabulüne elverişli yeni yerlerin keşfedilm iş olması ve keşifle
rin devam etm esi bu tü r iskânın başlıca nedenidir. Bu itibarla, özellikle 19. ncu yüzyıl, insanlığın en çok yer değiştirdiği a sır olarak göze çarp m aktadır.
b — K ıt’ala r içi iskânlar.
Bu tip iskânları başlıca 3 g ru p ta gösterebiliriz;
aa) Henüz ta rım ve hayvancılık alanında ve işletmecilik bakı
mından geri kalmış, çok az insan topluluğuna sahip yerlerin değerlendi
rilm esi gayesiyle nüfusun yerleştirilm esi şeklinde o rtay a çıkan iskânlar, bb) Endüstrileşm iş ve iş gücü eksik olan ülkelere, kalabalık bölgelerden ve ülkelerden yapılan göçler,
cc) N üfus politikaları, hakim iyet değişimi y a da gönüllü ola
rak nüfus tran sferin e gidilmesi ile ortay a çıkan göçler.
2 — Iç İsk ân lar
a — Ülke içi iskânlardır ve 4 şekilde o rtay a çıktığı söylenebilir;
102 E. ACUN
aa) A ralıksız yer değişm eler (göçebelik gayesiyle iskân), bb) Mevsimlik yer değiştirm eler (göçebelik gayesiyle iskân), cc) Temelli y er değiştirm eler (sürekli yerleşme gayesiyle iskân), dd) Kentleşm e nedeniyle yer değiştirm eler (sürekli yerleşme ga
yesiyle iskân).
îskânın çeşitlerine değindikten sonra, şimdi de iskânın şa rtla rın a k ı
saca göz atalım . Genellikle, bir yere yerleştirm enin şartlarm ı başlıca üç g ru p ta toplayabiliriz.
a — Doğal şartlar, b •— Sosyal şartlar,
c — Finansm an şartları.
Bu şartlar, ay rı ay rı ya da beraberce iskânı dikte ettirm ektedirler.
Zira, bu şa rtla rm elverişliliği oranında iskân girişim inde bulunulur ve b aşarıya ulaşılır (BAYRAKTAROGLU, H. 1960, s. 6 - 1 2 ) .
B — ORMAN VE İSKÂN
İnsan ile yerleşme arasında ne k ad ar eski b ir ilişki varsa, yerleşme ile orm an arasındaki bağlılık da aynı oranda eskidir denebilir. Zira, bi
lindiği gibi, ilk insanlar önceleri yerleşm e bölgesi olarak orm anı bulmuş, gerek barın ak ve gerekse beslenme gereksinm eleri için onu kullanm ıştır.
Çobanlık devresinde de orman, m evcut m er’ası ile b ir yerleşme yeri gö
revini görm üşse de, insanların gıda kaynağı olarak orm ana olan gerek
sinm eleri zam anla azalm ıştır. H a tta göçebeler; orm anların otlak alanla
rın ı d araltm ası ve aynı zam anda karanlığın onlarda korku yaratm ası ne
denleriyle orm anla mücadele etm işlerdir. İnsanların tarım la uğraşm ağa başlam aları ise, onları orm anda yerleşm ekten biraz uzaklaştırm ışsa da, odun maddesine olan gereksinm e önemini yine de sürdürm üştür.
Öte yandan, dünya üzerinde zam anla nüfus artıp, tarım alanları y e t
mez durum a geldikçe orman, b ir ih tiy a t arazisi gibi kabul edilmeğe b aş
lanm ıştır. H a tta b ak ir m ın tık alard a orman, m edeniyetin gelişmesini ge
ciktirici olarak kabul edilmiş ve yerleşme y ah u t ta rım arazisi sağlanm a
sı için orm anın açılması zorunlu görülm üştür. O k ad ar ki orman, bakir m ıntıkalarda vahşi hayvanları barındırm ası bakım ından da yerleşmeğe zararlı olarak kabul edilm iştir. F ak at, sonraları dünya üzerinde yerleş
ORMAN İÇ İ İSK A N SORUN U 103
me sahası bulm akta çekilen zorluklara karşılık, zam anla h er tü rlü yapı malzemesi ve su sağlanm asındaki kolaylıklar ile istilâcılardan korunm a
da orm anın gösterdiği elverişli şa rtlar, ona yeniden yönelmeyi gerekli kıl
m ıştır. B una ek olarak, bazı durum larda o rtay a çıkan sosyal zorunluklar da insanların te k ra r orm anda yerleşmeğe başlam asına neden olm uştur.
Modern çağ is e ; doğal, ekonomik, siyasal ve k ü ltürel birçok fak tö rle
rin etkisi altında orm anların büyük ölçüde boşaltıldığı olaylara sahne olm aktadır. Bu hususta, gelişmiş A vrupa ülkelerinden birçok örnek ve
rilebilir. Bu olayın sonucu olarak, bugün m odem anlam da orm ancılığın talep ettiği vasıflı işçiden gelişmiş ülkelerde yoksun kalm m akta ve or
m anda iş güçü sağlam ak için büylik fed ak ârlık lar yapıldığı da görül
m ektedir.
Gelişmiş ülkelerdeki bu gelişim tem posuna karşılık, Türkiyede o r
man içi iskân sorununu ele alırsak; ülkemizde orm anm b ir yedek arazi olarak kabul edilmesinin, orada zam an zam an nüfusun yerleştirilm esi sonucunu doğurmuş olduğunu söyleyebiliriz- Bu tip yerleştirm eler, özellik
le Osmanlı İm paratorluğu zam anında m eydana gelm işlerdir. Örneğin, Kı
rım Savaşı, 1887 Savaşı ve Balkan Savaşlarından sonra, A nadolu’y a ge
len göçmenlerin orm an içi veya kenarlarına yerleştirilm eleri sonucu or
tay a çıkm ıştır. Bu özellikteki yerleştirm elere örnek olarak, M erzifon’un k u zeyindeki Tavşandağı ile K ayseri’nin P ınarbaşı kazasının sözünü edebi
liriz.
A nadolu’da orm an içinde uygulanan yerleştirm eler; genellikle Sinop, Samsun, K astam onu, Bolu, Bursa, Balıkesir, Bilecik, E skişehir ve K ay
seri illeri ile Akdeniz’in kıyı illeri orm anlarının iç kısım larına ve dolay
larına yapılm ışlardır. Böylece pek çok orm anın ta h rip edilmelerine yol açıldığı da b ir gerçektir. Nitekim, Sinop ve Çanakkale orm anları içine yerleşenler, bu yörelerin meşe orm anlarında geniş b ir nüfus yığılm ası yapm ışlar ve orm anları az da olsa ta h rip etm işlerdir. Gerçekten, orm an içerisine halkın yerleştirilm esinin orm anları ta h rip ettiğ i düşüncesinden hareketle, Osmanlı İm paratorluğunda 19. yüzyıl so n lan ve 20. yüzyıl baş
larında bir takım önlemler alınmıştır. B unların içinde, devlet orm anlan- na ve dolaylarına yerleştirilen göçmenler ta ra fın d an m eydana getirilen ta h rib atın önüne geçmek üzere gerekli tedbirler alm m asını am açlayan 1894 ta rih li em ri zikredebiliriz. A yrıca, O rdu’dan gelerek Düzce’de y er
leşen halkın, geldikleri yörelere geri gönderilm esini öngören 1905 tarih li Orman, M aadin ve Z iraat N azırlığı em rini ikinci b ir örnek olarak göste
rebiliriz. Öte yandan, 1913 yılında hazırlanan O rm an M er’a Kanununun
104 E. A CU N
gerekçesinde «30 seneden beri Rumeli ve B atum yörelerinden ay rılarak Trabzon vilâyetine gelenlerin orm anlar içerisine gelişigüzel yerleşmeleri sonucunda, Osmanlı Devletinin orm anları 1 /4 ilâ 1 /3 oranında azalm ış
tır» ifadesinin y er aldığı anlaşılm aktadır. Görüldüğü üzere, zam anla or
m an içi iskân sorununun ve m eydana getirdiği zararın anlaşılm ağa baş
lam asına karşılık, yine de Osmanlı İm paratorluğu zam anında, orm an içe
risinde düzensiz yerleşm eler devam etm iştir. G erçekten; 6 5 -7 0 yıl ön
ce başlayan Düzcedeki yerleşm elerin giderek yoğunluk kazanm ış olduğu söylenebilir.
Çok yakın zam anlara kadar, eskisi gibi olm amakla beraber, orm ana yine yedek arazi gözü ile bakılarak bazı yerleştirm eler özellikle B olu- K erem ali silsilesi orm anlarında ve A rifiye - Sapanca arasm daki meşe bal
ta lığ ı içerisinde görülm ektedir. Ama son yıllarda, a rtık orm an içerisi
ne yerleşm e yapılm am ası devletçe kabul edilmiş bulunulm aktadır. Ancak, bunun yanında işa re t edilmesi gereken b ir önemli nokta, orm anlar içe
risinde yerleşm elerin günümüzde gelişi güzel ve gizli olarak sürdürülm ek
te olduğudur. Zira, birçok köyler bu şekilde devletin hiç haberi olmadan 15 - 20 yılda m eydana gelebilm işlerdir. Bu duruma, ülkemizin bazı böl
gelerinde daha fazla rastlan m ak tad ır. D ikk at çekici olan husus, bunla
rın devletin gözü önünde gelişm ekte olduklarıdır. B una örnek olmak üzere; Rize, P azar ve Y usufeli’nden gelip B orçka dolaylarına ve özellikle M urgul orm anlarına yerleşenleri gösterm ek m üm kündür. B u ralara y er
leşenler orm andan açtıkları tarlad ak i ürünlerinde B ak ır F abrikasının m ey
dana getirm iş olduğu z a ra rla rı bile tazm in ettirm ektedirler. Ayrıca, or
mancılık örgütünün bu tü rden yerleşm eleri izlemeleri ve meni müdahale k a ra rı alm ası halinde dahi, bu şah ısları oradan çıkarm ak mümkün ola
m am aktadır (BAYRAKTAROGLU. H. 1960, s. 3 2 -3 7 ).
Görülüyor ki, günümüzde de ülkemiz, gelişigüzel bazı orm an içi y er
leşmelere sahne olm aktadır. Bu itibarla, T ürkiye’de geçim zorlukları için
de bulunan fazla nüfusun orm andan çıkm ası olayının başlam ış olduğunu söylemek m üm kün değildir. Zira, bugün orm andaki koşulların, burada yoğunlaşm ış nüfusun kentlere yöneltilm esini gerektirm esine karşın, bu husus gerçekleştirilem em ektedir.
Oysa gelişmiş ülkelerde, genellikle orm an içinde yerleşme olayının tam tersine b ir durum m evcuttur. Örneğin, A ET ülkelerinde, ta rım la u ğ ra şanların b ir bölümü, kentlerde endüstri alanlarında çalışm ayı yeğ tu ttu k larından, tapulu arazilerini terketm ektedirler. Özellikle, A lm anya ve F ra n s a ’da, terkedilm iş olan ta rım to p rakların d a orm an ağaçlandırm ası y ap
ORMAN İÇ İ İSK Â N SORUNU 105
mak m üm kün olm aktadır. Ülkemizde ise, nüfus çoğalması nedeniyle çift
çi ailesi başına düşen tarım topraklarının yetersiz b ir durum a gelmesi yüzünden kentlere göç edilmektedir. Ancak, kentlerde endüstrileşm e he
nüz tam anlam ıyla gerçekleşmediğinden, tarım la u ğ raşan ve köyünde y a
şayan nüfusun sürecek toprak bulam ayan kısmı, orm andan ta rla açarak, çiftçilik yapm ak yoluna başvurm aktadır. Ama, orm an to p rak ları genel
likle ta rım a elverişli olmadığından, bir kaç yıl içinde bu alanlar üzerinde
ki ince toprak tab akası erozyonla akıp gitm ektedir. Böylece ülkemiz top
rakları, hem orm ancılık hem de tarım sektörü bakım ından yarayışsız bir durum a gelmektedir.
Özetlemek gerekirse, Osmanlı İm paratorluğunun son devirlerinde;
devlet otoritesinin zayıflam ası, asayişsizlik ve em niyetsizlik nedenleriy
le kırsal yerleşm elerin; orm an içlerine, sa rp ve dağlık kesimlere, yollar
dan uzak, savunulm ası ııisbeten kolay yerlere doğru kaydığı bilinm ekte
dir. İşte böylece o rtay a çıkan yeni durum, orm an - insan ilişkilerinin gi
derek artm asın a ve dengenin orm anlar aleyhine hızla bozulmasına yol açm ıştır. Cum huriyet döneminde devralm an bu dengesiz durum un yanında, gösterilm iş bulunan bütün çabalara rağmen, henüz çözüm yolu getiren bir uygulam anın yapılm akta olduğunu söylemek olanağı yoktur. Orman içi yerleşm e sorunu; Türkiye nüfusunun 1 /3 ünü oluşturan orman köy
lülerinin yaşam larına çok yakından bağlı bulunm aktadır. Bunun yanın
da, orm an içine yanlış yerleştirm e politikası, milli kaynaklarım ızın veri
minin azalm ası sonucunu doğurduğu için tüm nüfusum uzu da çok yakın
dan ilgilendirm ektedir. Bu itibarla, orm an içi yerleşm e konusu önemini giderek artırm ak tad ır. Bu sorunu kısa h a tla rı ile ele almak üzere, üç bö
lüm içinde toparlam ak olanağı v ard ır ki bunlar;
I — Köy ve orm an köyleri tanım ı ile orm an köylerine tanınan h ak ların mali portesi
II — Orman köylerinin genel özellikleri ve sorunları
III — Orman içi yerleşme sorununun çözümlenmesi için alınacak başlıca tedbirler.
Şimdi bu bölümleri kısaca gözden geçirelim :
I — KÖY VE ORMAN KÖYLERİ TANIMI İL E ORMAN KÖYLE
R İN E TANINAN HAKLARIN MALİ PORTESİ
T ürk İdarî yapısının en küçük birim i olan köy; 1924 ta rih li ve 442 sayılı Köy K anununda nüfus esasına göre tanım lanm ıştır. Buna göre, nüfusu 2000 den aşağı olan yerleşme yerleri köy sayılm aktadır. Bunun
106 E. ACUN
yanında, Sosyal İlim ler Ansiklopedisi, sosyolojik açıdan köyü şöyle ta nım lam aktadır: «Hakim işgücü biçimi tarım sal olan ve halkının doğal çevre ile sıkı ilişkisi bulunan, küçük b ir topluluk biçiminde k ırsal bölge
de yerleşmiş, oldukça seyrek bir nüfusa, büyük bir toplum sal homojen
liğe sahip ve nüfusunda iç farklılaşm a ve tabakalaşm anın az olduğu ve araziye a it meslekî ve dikey toplum sal hareketliliğin çok az olduğu yerler köydür.» (PALAŞOĞLU, E. 1974, s- 2).
Öte yandan, yerleşim düzeni bakım ından köyler: 1) Dağ ve orman köyleri, 2) Ova köyleri, 3) Yamaç köyleri, olarak üç kısım da toplana
bilirler.
Yurdumuzda orman köyleri, genellikle 500 m etre rakım ın üzerinde;
yayla ve dağ k arak te ri taşıy an yörelerde kurulm uş bulunm aktadır. Bu toprakların ancak c/c 20 kadarının ta rım a elverişli olması ve '% 40 tan daha çoğunun yüksek meyilli arazilerde bulunması, buralardaki h ay at ko
şullarının ne derece çetin olduğunu belirtm eğe yetecek özelliklerdir. Ay
rıca, hızlı nüfus çoğalması ile orman köylerinin yeni tarım toprağı ih ti
yacı ve geçim sıkıntıları artark en, bunun sonucu olarak da orm ana ver
dikleri z a ra rla r yükselm ektedir. Orman köyleri, orm ana yakınlıklarına göre şöylece üçe ay rılm ak tad ırlar :
a) H er ta ra fı orm anla çevrili olan ormaniçi köyler,
b) Tarım arazileri ile orm ana bitişik olan orman kenarı köyler, c) O rmana en çok 10 Kim. uzaklıkta bulunan orm an köyleri.
Kuşkusuz, orman içi yerleşme sorunu deyince önce orman içi köyler akla gelir ve bunu önem sırasına göre (b) grubundaki b aşta olmak üze
re diğer ikisi izler. Bu bakımdan, bizim üzerinde duracağım ız genellikle (a) ve (b) grubundakiler olacaktır.
Orman köylerinin orm ana yakınlıkları dikkate alınarak oluşturulan bu üç grubun nüfuslarını birbirleriyle kıyaslayacak olursak, Tablo - l ’de özetlenen durum un mevcut olduğunu görürüz. OGM istatistiklerinden alm an rakam larla düzenlenen tabloların ilkinde; orm an içi köylerinin nü
fusunun önemli ölçüde çoğaldığı ve bunun yanında, toplam orman köy
leri nüfusu içindeki oranının da a rttığ ı gözlemlenebilmektedir.
Orman içinde, orman kenarında ya da orm anın 10 km. civarm da y a
şayan köylülerin geçimlerinde, orm anlarm önemli katkısı olmak
tadır. Bu konuda b ir fik ir vermek üzere, sadece orm an işletmelerimizin üretim , im alât, nakliyat ve bakım faaliyetlerinde çalışanlara ödediği p ara
ORMAN İÇ İ İSK Â N SORUNU 107
ORMANLA İL G İL İ OLAN K Ö Y LER İN N Ü FU SU N U N K IY A SLA N M A SI
TABLO — 1 N ü fu s
S a y ım la r ı
O rm a n içi k ö y le r
O rm a n k e n a r ı k ö y le r
O rm a n ın 10 K im . c i v a r m d a k ik ö y le r
O rm a n K ö y le ri T o p la m ı N ü fu s u % N ü fu s u % N ü fu s u °/o N ü fu s u % 1960 2.424.117 24,2 4.234.179 42,3 3.347.156 33,5 10.005.452 100
1965 4.280.385 36,9 3.633.236 31,1 3.672.817 31,7 11.586.438 100
1970 4 500.925 37,0 3.816.213 31,4 3.850.330 31,6 12.167.468 100
m iktarını gösteren Tablo - 2’yi incelemek uygun olacaktır. Bu tabloya geçmeden önce hemen ekleyelimki, ağaçlandırm a, erozyon kontrolü gibi orm ancılık işlerinde çalışanlara ödenen ücretler bu rak am lara dahil değil
dir. Görüldüğü üzere, ulaşım ile orm an bakım ı işlerinde çalışanlara sağ
lanan gelir çok büyük b ir oran oluşturm aktadırlar.
ORMAN İŞL E T M E L E R İN İN ORMAN K Ö Y L Ü L E R İN E ÖD ED İĞ İ İŞÇİLİK! Ü C R E T İ
TABLO — 2
Y ılla r
Ü re tim
iş le r in e İ m a lâ ta U la ş ım a O rm a n
b a k ım ın a T o p la m
1000 T L % 1000 TL % 1000 T L % 1000 TL % 1000 T L %
1962 34.352 13,6 1.600 0,6 160.501 63,6 55.962 22,2 252.415 100 1963 33.045 12,0 1.460 0,6 158.016 57,5 82.220 29,9 274.746 100 1964 37.132 11,4 1.630 0,5 180.047 55,1 107.551 32,9 326.560 100 1965 50.612 11,7 1.323 0,3 231.681 53,6 148.848 34,4 432.464 100 1966 55.482 11,3 1.755 0,4 262.078 53,6 169.824 34,7 489.138 100 1967 58.751 11,4 1.104 0,2 268.050 52.0 187.792 36,4 515.698 100 1968 67.869 11,7 1.043 0,2 310.829 52,5 212.064 35,8 591 806 100 1969 80.495 12,1 742 0,1 354.635 53,5 227.613 34,3 663.485 100 1970 83.394 12,1 756 0,1 359.529 52,4 242.820 35,4 686.500 100 1971 94.694 13,5 1.330 0,2 382.396 54,6 221.826 31,7 700.146 100 T o p la m
O rt.
595.848
59.585 12,1 12.743
1.274 0,3 2 667.762
266.776 54,1 1.656.526
165.653 33,5 4.932.958 493.296 100
108 E. ACUN
Bunun yanında, orm an köylerine zati ihtiyaç maddesi olarak, y ak a
cak ve yapacak odun şeklinde 1/10 ta rife ve tam tarife bedeli ile verilen orm an emvali nedeniyle köylü lehine yapılan fed akârlık lar da v ard ır ve bunun değeri çok büyük rak am lara ulaşm aktadır. Yapacak ve yakacak odunların piyasa değerinden çok ucuza verilmesi ile orm an örgütünün katlandığı bu yükümlülüğü aşağıda Tablo - 3 ile o rtay a koyabiliriz :
ORMAN İŞL E T M E L E R İN İN KÖYLÜ L E H İN E Y A PT IĞ I F E D A K Â R L IK
TABLO — 3
Y ılla r
T o m ru k s a tış la r ıy la
K e re s te s a tış la r ıy la
Y a k a c a k O d u n
s a tış la r ıy la T o p la m
1000 TL. % 1000 TL. % 1000 TL. % 1000 TL. %
1963 54.094 24,9 1.091 0,5 161.803 74,6 217.088 100
1964 55.051 19,7 639 0,2 224 559 80,1 280.249 100
1965 73.155 22,4 508 0,2 252.086 77,4 325.749 100
1966 77.967 23,6 515 0,2 250.973 76,2 329.455 100
1967 82.472 23.4 170 0,1 267.814 76,5 350.456 100
1968 104.169 25,8 108 0,02 299.313 74,2 403.590 100
1969 112.244 26,8 89 0,02 306.909 73,2 419.242 100
1670 121.651 31,3 59 0,01 267.204 68,7 388.914 100
1971 114.417 24,5 — — 352.246 75,5 466.663 100
T o p la m 795.220 25,0 3.279 0,1 2.382.907 74,9 3.181.409 100
O rta la m a 88.357 364 264.768 353.489
Bundan başka ,her tü rlü felâketzede ihtiyaçları ile cami, okul, köp
rü gibi o rtak ihtiyaçlar için orm an köylüsüne bedelsiz orm an emvali ve
rilm ekte ve bu şekilde de büyük değerlere ulaşan fedakârlıklar orm ancı
lık örgütünce karşılanm aktadır. Bu konuda şu hususu da önemle belirte- limki, köylünün zati ve m üşterek yapacak ve yakacak odun ihtiyacı k a r
şılanm adan ormancılık örgütü piyasaya satış yapam am aktadır.
Ayrıca, orm an köylülerinin kalkınm ası için 6831 sayılı Orman K a
nunu gereği olarak 1956 yılından beri bütçeye her yıl 50 milyonluk b ir ödenek konması gerekm ektedir. Bunun yanında, Devlet Orman İşletm e
leri Döner Sermaye Yönetmeliği ile 1971 yılından itibaren h er yıl 75 mil
yon liralık kredi fonu sağlanm ış bulunm aktadır. Görüldüğü gibi, ülkemiz
de orm an köylülerinin yaşam larına orm ancılık örgütünün önemli ölçüde ekonomik katkısı bulunm aktadır.
ORMAN İÇ t İSK Â N SORUNU İÛÖ
II — ORMAN KÖYLERİNİN G EN EL ÖZELLİKLERİ VE SORUNLARI.
O rman içine yerleşm iş bulunan orm an köylülerinin genel özellikleri ile onların orm anla ilişkilerine ve sorunlarına kısaca değinmek gerekir
se, şunları zikretm ek yerinde olacaktır :
1) T ürkiye’de, yerleşim birimleri sayısının % 56’sı orm an içinde ve orm an kenarındadır ve bu ralard a yaşıyanlarm sayısı bugün 12 milyo
nun üzerindedir.
2) Orman köyleri; genellikle düşük verim li tarım to prakları üze
rinde kurulm uş bulunduklarından ve b u ralard a toprağın verim ini artırıcı teknikleri kullanm ak serm aye yetersizliği nedeniyle m üm kün olmadığın
dan, tarım sal verim d üşüktür ve ihtiyacı karşılayam am aktadır.
3) Orman köylerinin, genellikle yüksek meyilli yam aç ve sırtlard a kurulm uş bulunm ası nedeniyle, doğaya yapılan h er müdahale şiddetli eroz
yon m eydana getirm ektedir.
4) Orman köylerinde üretim , to p rağ a ve iklime sıkı sıkıya bağlı kaldığından çok istikrarsızdır. Bu itibarla, hayvancılık orm an köylerinin yaşam aları için b ir sig o rta gayesiyle yapılm akta ve tarım daki dengesiz
lik ve ü retim yetersizliği giderilmek istenm ektedir. Zira, başka bir ge
çim kaynağı bugün için orman köylerinde söz konusu değildir. Sermaye yetersizliği nedeniyle yıllardır ve değişmeyen b ir teknikle aynı tarım sal ürün ü re tilir ve aynı cins hayvanlar dağ - tepe dolaştırılarak otlatılır. Bu nedenle, orm an köylülerinin yaşam ları ta rım ve hayvancılığa sıkı sıkı bağ
lı kalm ıştır. Ancak, bu iki sektörden geçimlerini sağlayam am aktan ötürü ve a rta n nüfusun da baskısıyla orm an köylüleri ta rla açm ak ve yeni m er’a aram ak üzere orm anların tahribini hızlandırm aktadırlar. A yrıca T ürki
ye’de ; m e r’alarm bugünkü verim lerinin çok üstünde hayvan bulunduğun
dan ,orm anla ilgisi olmayan ova köylerinin hayvanlarını bile belirli mev
sim lerde orm anlarda otlatm ak zorunluğu vardır. A şırı otlatm a ise, eroz
yonu hızlandırdığı ve verimi düşürdüğünden, orm anların yenilenmesini ve büyüm esini önlemektedir.
5) O rman köylerinde, büyük ölçüde beslenme yetersizliği vardır, sağlık durum ları iyi değildir, h a tta tahm in edilenin aksine içme suyu sı
kıntısı bile çekilmektedir. B unlardan başka, orm an köyleri yurdun en ulaşılm az yörelerinde bulunduklarından ülke düzeyine kıyasla; eğitim, elektrik, ulaşım gibi devlet hizm etlerinden daha az faydalandırılm akta- dırlar.
110 E. ACUN
6) N üfuslarının °/c 54’ü gizli ve açık işsiz olan orm an köylülerinin;
tüm üne iş sağlanm ası ve bulundukları yerlerde kalkınm alarının gerçek
leştirilm esi olanakları çok sınırlıdır. Zira, Türkiye’de tarım sal faaliy et
ler yılın bütün aylarını kapsam adığından, özellikle kış aylarında tarım sal nü fustaki mevsimlik işsiz saysınm 10 milyona yaklaştığı bilinm ekte
dir. Bunun yanında, tam am en doğaya bağlı b ir ta rım uygulayan orman köylerinde ise, mevsimlik işsizlik kendisini daha kuvvetli hissettirm ek
tedir.
7) Orman köylülerinin ülkemizin gelir düzeyi en düşük olan kesi
mini oluşturm aları nedeniyle, barınak durum u ve ısıtm a araçlarının ilkel
liği yüzünden, orman köylerinde yakacak maddesi olarak büyük ölçüde odun kullanılm aktadır. D iğer y ak ıt m addeleri ise, pahalıdır ve ekonomik olanaksızlıklar nedeniyle, bu ikame m addelerinin köye, hele uzak köşe
lerdeki orm an içi köylerine ulaştırılm ası çok güçtür. İşte bu nedenlerle, toplam Türkiye yakacak odun üretim inin %72’si orm an köylülerine zati ih
tiyaç maddesi olarak verilm ektedir. D iğer yakacak maddelerinin, odun yerine ikame edilmesi olanakları ise, bugün için sözkonusu değildir. Bu husus, orm an içi yerleşmelerin, büyük ölçüde odun tüketim ine neden ol
duğunu kanıtlam aktadır.
8) T ürkiye’de, orm anın tah rib i ve orm anın yerini orm an içi yerleş
melerle ta rla ya da m er’a gibi diğer arazi kullanm a şekillerinin alması, yüzyılımıza a it b ir konu olmamakla beraber, giderek a rttığ ı ve orm anın doğal ekolojik dengesinin bozulduğu görülm ektedir. Bu husus, orm an içi köylerinde a rta n nüfusun ileride ta rım arazisi bulm ada ve mevcut a ra zilerini aynı verimle çalıştırm ada, ne k ad ar güçlük çekeceklerini açıklık
la ortay a koym aktadır.
Genel olarak özelliklerine ve sorunlarına kısaca değindiğimiz orman k ö y leri; ilk b ak ışta gayet düşük olan gelir düzeylerinin zorlam ası ile t a mamen orm ana zara r veren b ir topluluk olarak görünm ektedirler. Ancak hemen belirtm ek gerekir ki, orm an köylerinin orm anlara ve orm ancılığa faydalı k atk ıları da bulunm aktadır. Ayrıca, diğer köyler gibi, orm an köy
leri de ülkemizin en önemli nüfus çoğalma kaynaklarm dan birisini oluş
turm ak tad ırlar. E ğer bu nüfus a rtışı tam istihdam a ulaştırılabilirse, k al
kınm a hamlelerimizde bu potansiyelin ne derece faydalı olacağı kesinlik
le o rtay a çıkacaktır. Zira, h er tü rlü orm ancılık faaliyetleri için gerekli işgücünün kaynağı orm an köylüleridir. Bu itibarla, orm an köylerinin bu
gün için başka yerlere nakledilm esi olanağı bulunm adığını da dikkate ala
rak, orm an içinde yerleşm iş bulunan nüfusun gelir düzeylerini artırıcı
ORMAN İÇ Î İSK Â N SORUNU 111
yönde çaba harcanm alıdır. Özellikle, entansif b ir orm an işletmeciliği uy
gulanm ası, orm an köylülerinin kalkınm alarında y ararlı olacaktır.
I V _ ORMANÎÇÎ YERLEŞM E SORUNUNUN ÇÖZÜMLENMESİ
İÇİN ALINACAK BAŞLICA TEDBİRLER
1) Bu konuya geçerken, üzerinde durulm ası gerekli olan noktala
rın içinde; orm anların ta h d it ve kadastrosunun tam am lanm asını am açla
yan uygulam anın gerçekleştirilm esinin b aşta geldiğini belirtm ek ye
rinde olacaktır.
2 ) Ülkemizde orm an köylerine hizmet, çok çeşitli devlet kuruluş
ları ta ra fın d an götürülm eğe çalışılm aktadır- Bu hizm etler arasında ger
çekçi b ir koordinasyon olmadığından, k ay n ak lar ve bütçe Ödenekleri is
raf edilmekte ve orm an köylülerinin bunlardan gereği gibi yararlan m a
la rı gerçekleştirilem em ektedir. Ayrıca, yerleşm e yerlerinin ve köylerin çok fazla sayıda ve dağınık olm aları; etkin ve verim li b ir devlet y ard ı
mını engellemekte, devlet hizm etinin vatand aşa ulaşm asını geciktirm ekte ve güçleştirm ektedir. Bu nedenle, orm an köylerinin sorunlarını, Türkiyenin diğer sorunlarından bağımsız olarak düşünmek olanağı yoktur. Bu iti
barla, sorun ları yalnızca Orman Bakanlığının olanakları ile çözümlemek düşünülemez. Bunun yerine, bakanlıklar arası b ir koordinasyon daha gerçekçi olacaktır. Zira, orm an köyleri; bulundukları yerlerde insan b a
rındırm a gücünü kaybetm ektedirler, bunun sonucu olarak da, kalkınm a
larındaki b aşarı şansının oldukça zayıf olduğu söylenebilir (BAYRAK- TAROGLU, H. 1968, s. 12). Nitekim, Orman köylerinin kalkm dırılm ala- rm a k atk ıd a bulunulm ası ve köy örgütleriyle işbirliğinin sağlanm ası üzerinde durulduğu halde, yeterli ve arzulanan düzeyde b ir başarı sağ
landığı söylenemez. Bu bakımdan, orm an içi iskân sorununa çare bulm ak üzere, h er yıl bütçeden önemli ölçüde ödenek ayrılm ası hususu, tüm tedbirlerin başında yer alm aktadır. Gerçekten, orm an içi köylüleri, ancak yapılacak olan büyük y atırım larla kalkm dırılabilir ve iş sahibi y a
pılabilirler.
3) O rman köylerine uygulanacak yatırım larla, bir yandan tarım sal ürün verim inin artırılm ası, Öte yandan da bu köylülerin işgücü fazlası
nın endüstriyel ürü n ler elde etmede istihdam edilmesi, y u rt ekonomisine çok yönlü fay d alar sağlayabilir. Bunun yanında, orm an köylerine ta n ı
nan ve O rman Bakanlığınca karşılan an kanuni hakların, devletçe sa
tın alınm ası da faydalı olacaktır. Zira köylülerin, endüstriyel ve tarım sal y atırım ları için, ek bir kapital daha kazanm alarına bu şekilde olanak ve-
112 E. ACUN
rilm iş olacaktır. Ayrıca, orm ancılık m evzuatı gereğince orm an köylerine tan ın an bu çeşitli faydalanm a h ak ları ve özellikle toplam olarak çok bü
yük m iktarda yakacak odun verilmesine ilişkin olanlar; bugün a rtık or
m anlara önemli ölçüde za ra rla r veren b ir durum a gelmişlerdir. Bunun yanında, Türkiye için yaklaşık olarak h er yıl 164: teknik elemanın işgü
cünün tam am ının bu işe ayrılm ası gerekm ektedir (DURUÖZ, E. 1968, s. 80). Bu nedenlerle, sorunun b ir an önce çözüme kavuşturulm ası gerek
m ektedir. Üstelik, a rta n nüfusla birlikte sözü edilen faydalanm a hak la
rının m evcut orm anlarım ızdan karşılanm ası yakın b ir gelecekte olanak dışı olan b ir düzeye ulaşacaktır. Bu konuda çeşitli çözüm yolları öneril
m ektedir, B unların içerisinden, ülke gerçeklerine en uygun olanı; y u k ar
da belirttiğim iz kapital y ara tm a k atkısı da gözönünde tu tu lu rsa, fay d a
lanm a haklarının genel bütçeye ödenek konarak satın alınm asıdır.
4) Bugün, orm an köylerinde; gerek yapacak odun, gerekse y ak a
cak odun tüketim i, israf derecesine v aracak ölçüde g ayet yüksek bir dü
zeydedir. O kadarki, b ir ev için 25 - 30 m3 kereste kullanılabildiği, b ir aile
nin yılda tü k e ttiğ i yakacak odunun 20 tona k ad ar ulaşabildiği yapılan araştırm a larla saptanm ış bulunm aktadır. B u itibarla, b ir yandan yukarıda açıkladığımız gibi, yakacak ve yapacak odundan faydalanm a hak larına ye
ni b ir yön vermek gerekirken, öte yandan da, orm anla ilişkili olan tüm köy
lülerin odun tü ketirken isra fa kaçm alarını önleyici usulleri kendilerine öğretm eli ve bu hususların gerçekleşmesine çalışılmalıdır. Örneğin; daha az kereste ile daha ucuza ev yapm a teknikleri, ısı kaybını azaltıcı özel
likteki şöminelerin kullanılm ası gibi çözüm yolları köylülere açıklanma- lıdır. Kuşkusuz, bunları uygulam ak için gerekli kredinin devletçe sağlan
m asının olanakları da araştırılm alıdır.
5) Orman köylerinin, sosyo - ekonomik yönden kalkınm asında en önemli rolü oynayacak olan fak tö rlerin başında, büyük ölçüde y atırım gerektirm eyen el ve ev san atları gelm ektedir. Bu köylerde iyi b ir üretim tekniği, organizasyon ve pazarlam a olanaklarının ışığı altında, plânlı b ir şekilde el ve ev san atların ın ele alınm ası; ormaniçi yerleşmede ve orman- insan ilişkilerini düzenlemede y a rarlı olacaktır.
6) Bunun yanında, Orman B akanlığı; orm ansızlığm doğuracağı fe
lâketlerden ülkeyi k u rtarm ak için, bozuk orm anlarda y ada çıplak to p rak lar
da ağaçlandırm alar yaparak, orm an - köy ilişkilerini daha olumlu hale getirebilir. Gerçekten, ağaçlandırm a sayesinde, kullanılm ayan y u rt to p rak la rı yeniden kazanılırken, bunun yanında, orm an köylülerine yeni iş
ORMAN İÇ Î İSK Â N SORUNU 113
alanları bu şekilde sağlanm ış olm aktadır. A ğaçlandırm a faaliyetlerinde, kadın işgücünün de çalıştırılabilm esi olanağı bulunduğundan ek b ir avan
ta jı vardır. Zira tarım da, ücretsiz aile yardım cısı ve bazen de gizli işsiz durum unda çalışm akta olan kadın nüfustan bu suretle verimli bir işgücü kaynağı olarak yararlanılabilir. Bunun yanında, orm an içi yerleşme so
runu; arazi ve insan kaynağı ile sıkı ilişkili olduğundan, su - to prak ko
rum a tedbirleri ön plânda düşünülerek su - orm an - m er’a kaynaklarının korunm ası ve geliştirilm esi çabaları, orm an köylüleri istihdam edilerek gerçekleşitirilirse, çok yönlü y a ra rla r sağlanm ış olacaktır. Bu hususların yerine getirilm esi ve entansif bir orm an işletmeciliğinin uygulanabilm esi durum unda, Orman Bakanlığının orm an köylü ailesini h er aileden bir kişi ve yılda 70 gün çalışmak üzere işlendirme olanağının !% 19,7 olduğu sap tan m ıştır (ANIL, Y. - ÇOBAN, C. - DURUÖZ, E., 1976, s. 38).
7) Orman köylerinde bugünkü nüfus artışının ilerde de devam ede
ceği yapılan araştırm alarla saptanm ış bulunm aktadır. Buna karşılık, III.
Beş Yıllık K alkınm a Plânı Türkiyede 1995 yılında; kentsel nüfus oranı
nın artacağın ı ve kırsal nüfus oranının ise '% 25’şe indirilm esinin hedef alınacağını öngörm ektedir. Bu iki varsayım ı doğru kabul edersek, böy
lece gelecekte orm an içinde büyük nüfusun oluşacağı sonucu ortaya çık
m aktadır. Bu durum karşısında, daha şimdiden büyük b ir hızla çoğalacak olan nüfusa iş ve yaşam a ortam ı sağlam a çalışm alarına başlanılmaz- sa, çok yakında orm an köylerinin orm ana hücum etm elerinin önüne geçi
lemeyeceğinin bugünden bilincine varılm ası gerekmektedir-
8 ) Orman içi yerleşme sorunu; orm anlık yörelerin turizm açısından ele alınm ası ile de daha yarayışlı ve düzenli b ir durum a getirilebilir. Bu suretle, orm an köyleri sosyal ve ekonomik gelişme olanağı bulabilirler.
Bunun yanında, dış ülkelerden gelecek tu ristlere ve kentlerim izden ge
lecek olanlara avlanm aları için sağlanacak kolaylıklar ile büyük ölçüde bir yan gelir sağlanabilir. Ancak, av hayvanları kaynağım ızı azaltm am ak zorunludur. Zira, bilindiği üzere, bugün A vrupa’da b ir dağ keçisi avla
m ak için ortalam a 1500 lira, bir alabalık tu tm ak için 50 lira k ad ar öde
me yapılm ası gerekirken; Türkiye’de eline tüfeği alan dağ keçisi avla
yabilmekte, en modern tüfek ve araçlarla ülkemize avlanm ağa gelen tu ristle r onbinlerce yaban ördeği vurup hiç p ara vermeden bu avlarını ül
kelerine götürm ektedirler (ÜLKER, İ., 1974, s. 7 - 8 ) . Oysaki, avlanacak her av hayvanından b ir ücret almak ve öldürülecek av sayısını titizlikle sınırlam ak, kontrol etmek ve bu suretle daha fazla avlanm aya ke
sinlikle izin vermemek gerekir. Bu itibarla, av potansiyeli çok yük
sek olan orm anlarda avlanm ayı orm an köylüleri ve ülkemiz y ararın a dü-
Or. Fak. Dergisi B - 3
114 E. ACUN
zenlemek ve bu kaynağı çoğaltm a yolları aram ak, orm an - insan ilişkile
rine ve orm an içi yerleşme sorununa olumlu katk ı yapacak hususlardan b irisi olacaktır.
9) Belirttiğim iz bu tedbirlerin gerçekleştirilebilm esi ve bu suretle orm an köylüsünün kalkm dırılabilm esi için başlıca araçlardan birisi olan kooperatifçiliğe gereken önemi vermek kuşkusuz ön plânda gelmektedir.
K ooperatifçilik hareketinin, orm an köylerinde yaşayan halk için; birlik- beraberlik ve karşılıklı dayanışm a ile iş başarılabilm esini sağlam ak gibi bilinen y a ra rla rı vardır. Buna ulaşabilm ek için; kooperatifçilik h areke
tinin sorunları olan eğitim, ü st örgütlenme, finansm an, teknik hizmetler, m evzuat ve personel unsurlarının çözümlenmesi gerekir (İŞLEK, G., 1974, s. 20). H üküm et program ı ile Orman Bakanlığına verilen kooperatifçiliğe ilişkin görevlerin yerine getirilebilm esi, bakanlığın bütün genel m üdür
lüklerinin o rtak çabaları ve aynı zam anda kooperatifçilikle ilgili diğer kuruluşların katk ılarıyla mümkün olabilecektir.
10) Öte yandan, hariçten gelebilecek göçmenlerin yerleştirilm esi, y u rt içindeki göçebe ve aşiretlere yerleşme yeri bulunması, toprağı az ya da hiç bulunm adığından geçim sıkıntısı çekenlerin uygun yerlere n ak
ledilmeleri gerekir. Ancak, yurtiçi yerleştirm e politikam ızı ilgilendiren so
ru n lara eğer hızla çare bulunm azsa orm ana yeniden hücum başlayabilecek
tir. Ayrıca, çok hızlı arta n nüfusa yeni iş ve yerleşme yerleri sağlana
mazsa, yurdun 1/4 ünü kaplayan orm anların bu olaydan da zarara u ğ ra m aları önlenemeyecektir. Bu itibarla, orm aniçi yerleşme sorunu herşeyden önce bir ülke sorunudur ve diğer tüm sosyo - ekonomik faktörlerle b ir
likte ele alınarak özellikle endüstrileşm enin sağlanm ası koşulu ile çö
zümlenebilir. Zira, T ürkiye’de orm an köylerinde verimsiz ve b ir aileyi ge- çindiremeyecek k adar küçük olan to prak lard a bile tarım la uğraşm ak zo- runluğu bugün için sözkonusudur. Üstelik, orm an köylüsünün toprağını daha verimli hale getirecek serm ayesi de yoktur. Ayrıca, verimli b ir ta rım uygulam asını sağlayacak alt yapı tesislerinin orm an köylerine ulaş
tırıldığını söylemek mümkün değildir. Buna karşılık, bu top rak ları ter- ketm ek zorunda kalan köylüler için şehirlere gidip iş bulm ak ve yaşam ak olanakları çok sınırlıdır. Böyle olunca da, orman köylüleri için tarım da aslında gelir sağlayam ayacak k ad ar verimsiz olan to p rak lar üzerinde yaşam ak ve tarım la uğraşm ak zorunluğu doğm aktadır. Örneğin, 100 kilo tohum dan 1000 kilo buğday alınan bir ta rlad an bütün ailenin ve çift h ay vanlarının katılm asıyla bu verim sağlandığı halde, 900 kilo ürün kazanıl
dığı düşüncesiyle tarım a ,devam edilmektedir. Oysa, bu ta rlad a çalışan
ların emeğinin ücreti ve kullanılan hayvanların m asrafı, tarlan ın arazi hasıla değeri dikkate alınmış olsaydı gerçekte, sağlanm ış olan 900 kilo
ORMAN ÎÇ Î ÎSK Â N SORUNU 115
luk buğday verim inin sözü edilen m asrafları karşılayam ayacağı ortay a çıkacaktı. E ğ er böyle b ir hesaplam aya başvurulsa idi, bu arazide tarım yapılm am ası gerekirdi. Çünkü, zararın a b ir işletmecilik uygulanm akta
dır. Bu nedenle, bu özellikte olan orman köylülerinin bulundukları yerler
de ve yetersiz to p rak lar üzerinde sürdürdükleri tarım sal çabalardan ay
rı olarak ek iş alanlarına kavuşturulm aları gerekir. Bu suretle, b ir yan
dan orm an köylülerine asrım ızın yaşam koşullarına uygun b ir gelir dü
zeyi sağlanm ış olurken, öte yandan da bu köylülerin orm anlara zarar verm eleri de önlenebilir.
Orman B akanlığı bu hususu gerçekleştirm ek üzere gerekli olan k oşu llan o rtaya koymak için yasal ve örgütsel çalışm alar yap
m aktadır. Örneğin, Orman - Köy İlişkileri Genel M üdürlüğü bu sö
zü edilen gayeyi gerçekleştirm ek üzere kurulm uştur- Bunun yanm da, Devlet Orman İşletm esi Ve Döner Sermayesi Yönetmeliğinin, köylere ön
celikle iş verilm esini öngören ve diğer b ir çok y a ra rla r sağlayan madde
leri yanında özellikle 42 inci maddesi, orm an içine yerleşm iş bulunan köy
lülerin bulundukları yerlerde kalkm dırılm alarını am açlam aktadır. Bu hu
susların gerçekleştirilm esi için, kuşkusuz her şeyden önce, orm an köyle
rine bugünkünden çok daha fazla y atırım yapm ak gerekm ektedir.
YA RA RLA N ILA N K A Y N A K LA R
AN IL, Y. - ÇOBAN, C. - DURUÖZ, E.: 1976. O rm an köylüsünün o rm ancılık kesi
m inde ve orm an bölge b aşm üdürlüklerindeki k en tlerd e işlendirllm esi ola
n ak ları. A n k ara.
BAYRAKTAROĞLU, H.: 1960. T ü rk iy e Doğu K arad en iz Bölgesinde orm aniçi is
k ân problem i (D oçentlik tezi).
BAYRAKTAROĞLU, H.: 1968. Toplum k alk ın m asın d a orm aniçi köyleri. O rm an F a k ü lte si D ergisi, seri B, No. 2.
DURUÖZ, E .: 1968. H alih azır m evzuat k a rşısın d a z a ti y a p a c a k ihtiy acın ın tevzii - k u lla n m a y e r ve şekilleri ile a sg a ri odun sa rfın ı g ere k tire c e k s ta n d a r t köy y ap ı tipleri üzerine etüdler. O rm ancılık A ra ş tırm a E n stitü sü D ergisi, No. 2.
ÎŞLEK , G.: 1974. O rm an köylerinde örgütleşm e (K ooperatifleşm e). T ü rk iy e O rm an M ühendisliği V. T eknik K ongresi. A n k ara.
OGM: 1961 - 1972. is ta tis tik le ri. A nkara.
PALAŞO ĞLU, E.: 1974. O rm an köylerinin so ru n ları ve çözüm y o lla n . T ürkiye O r
m a n M ühendisliği V. T eknik K ongresi. A n k ara.
Ü LK ER , I.: 1974. D ağ ve orm an bölgelerinde tu riz m olayı ve ülkem izin durum u.
T ü rk iy e O rm an M ühendisliği V. T ek n ik K ongresi. A n k ara.