• Sonuç bulunamadı

Biliş (cognition) terimi, dünyamızı öğrenmeyi ve anlamayı içeren zihinsel faaliyetler anlamına gelir.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Biliş (cognition) terimi, dünyamızı öğrenmeyi ve anlamayı içeren zihinsel faaliyetler anlamına gelir."

Copied!
45
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

Biliş (cognition) terimi, dünyamızı öğrenmeyi ve anlamayı içeren zihinsel faaliyetler

anlamına gelir.

(3)

Zihnin öğrenme, öğrenilenden yararlanabilme, yeni durumlara uyabilme ve yeni çözüm yolları bulabilme yeteneğidir.

(4)

Alfred Binet’e göre zekada 6 özellik bulunur.

1. Anlamak

2. Hüküm vermek

3. Akıl yürütmek

4. Düşünceye belirli bir yön vermek ve bunu sürdürmek.

5. Düşünceyi arzu edilen bir gayenin gerçekleşmesine odaklamak.

6. Kendi kendinin yanlışını bulup, düzeltmek.

(5)

Spearman’a göre genel zihni yetenekte yüklü bulunan

etkinlikler;

1. Kendi yaşantılarını anlamak

2. Benzer ilişkileri bulmaktır.

(6)

1. Soyut zekâ

2. Sosyal zekâ

3. Mekanik zekâ

olmak üzere üçe ayırmıştır.

(7)

Zekâ biyolojik uyumun özel bir halidir. Bu durum kişinin çevresi ile etkileşim kurmasını sağlar.

Zekâ bir çeşit dengedir. Buradaki denge

kavramını zihinsel yapı ile çevre arasında sürekli olarak gelişen, durmadan yenilenen dinamik bir olgu olarak görebiliriz.

Zekâ yaşanılan ve eylemde bulunan bir zihinsel işlemler sistemidir. Bilgi edinmek için eylem

gereklidir. Çocuk durağan ve edilgin bir tutumla bilgi edinemez; eylemlere girişecek, çevresini keşfedecek ve bir şeyler öğrenecektir. Böylelikle zihinsel işlemler sistemi etkin bir biçimde bilgi

(8)

Sizce zeka?

(9)

Zekada bireysel farklılıklar söz konusudur. Bu durumu sistemli olarak ilk inceleyen Francis

Galton’dur. Galton’a göre seçkin kişilerin seçkin evlatlara sahip olması zekanın kalıtım yolu ile nesilden nesile geçtiğini

göstermektedir. Üstün zihni

yeteneğe sahip bir insan aşağı yukarı her alanda aynı derecede başarılı olabilir.

(10)

BİLİŞ Dikkat

Algı

Bellek

Yaratıcılık Okuma-yazma

Dil gelişimi

Problem Çözme

Akıl

(11)

Bilişsel Yetenekler

Algı

(Perception)

Hafıza yani

bellek (memory)

Değerlendirme

Akıl yürütme

(12)

Algı, çocuğun anlamsız fiziki uyarıcılardan anlamlı

bilgilerin çıkarılması

sürecidir. Algının amacı,

duyularla elde edilenleri bazı bilişsel öğelerle eşleştirme

ve olayları anlamaktır. Bilgiyi yorumladıkları süreçtir.

(13)

5 yaş altındaki çocukların kolayca

şaşırdıkları ve diğerleriyle iletişimde uzun zaman dikkatini yoğunlaştırmada

zorlandıkları görülür.

Küçük ve büyük çocuklar arasındaki

diğer bir fark, küçük çocukların dikkatlerini odaklamayı düzenlemede başarısız

olduklarıdır. Bu da küçük çocukların büyük çocuklar kadar hızlıca odak

değiştirememesinden kaynaklanır. Yani yaş ilerledikçe dikkati bir nesneden diğerine

çevirme daha hızlanmaktadır.

Bu fizyolojik değişiklikler merkezi sinir sistemindeki biyolojik değişimlerle ilgilidir.

(İlgi ERTEM hocanın yazısını inceleyelim.)

(14)

Algılamayı sağlayan duyu organlarıdır.

Yeni doğan bebeğin görsel algılarını iki grupta

incelemek mümkündür.

Zorunlu Algılar Seçici algılar

(15)

Bebeğin algılama sistemindeki en anlamlı gelişme 6-12 hafta

arasında olmaktadır.

(16)

Çocuk dünyayı algılarken neden yetişkinin algılama

sisteminden farklı bir durum

sergiler?

(17)

Seçicilik

Ayırt Etme Becerisinin Gelişimi

Nesne Değişmezliği ve Kalıcılığın Öğrenilmesi

(18)

Bebeklerin duyma, koku alma, görme, tat alma ve dokunma duyuları doğdukları ilk günden itibaren yaşadıkları farklı

deneyimlerle gelişir.

6. ayda bebekler seslerle yüzleri uyumlu hale getirebilirler.

7 günlük bebekler bile annelerinin

kokularını bir yabancıdan ayırt edebilirler.

En son gelişen algıları, annelerinin görüntülerini yabancılardan ayırt

edebilmeleridir. En son gelişse de bu algı, 4- 6 haftalık olan bebeklerde ortaya

çıkmaktadır.

(19)

2. ayda bebekler görüş alanı içindeki renkleri ayırt ederler.

3. ayda yetişkinin yapabildiği kadar iyi bir şekilde bir nesneye gözlerini odaklayabilirler.

Görsel ayrımda hassaslaşma 2 yılda gelişir.

(20)

2 haftalık bebeklerin sunulan uyarıcılar arasında herhangi bir ayrım yapamadığı,

8 haftalık bebeklerin ise üç boyutlu objeleri iki boyutlu objelere tercih ettiği,

2 aylık bebeklerin sadece yüzler arasındaki farklara değil aynı zamanda ifadelere de dikkat etmeye başladıkları,

3 aylık bebeklerin beyaz kareyi gri olana tercih ettikleri,

4 aylık bebeklerin yüz figürünü basit yuvarlak forma tercih ettikleri görülmüştür.

(21)

Sosyal referans alma ve

bağlanmayla ilişkisi

(22)
(23)

Çocuğun dış dünyayı tanımaya

yarayan ilk bilme formlarındandır.

Küçük çocuğun ilk bilişsel öğesidir.

Şema, bir objenin kopyası değildir.

Bir obje veya olayın en belirgin

özelliklerinin zihnen temsil edilme şeklidir. Şemalar, duyularla

(bakma, dokunma, koklama,

dinleme ve tatma gibi) ve motor

(24)

İmajlar, şema ile

karşılaştırıldığında daha ayrıntılı ve daha gelişmiş oldukları görülür.

Şema temel iskelet olup bundan imaj kurulur. Obje ve olayların daha açık bir

temsilcisidir. Bebeğin ilk aylarda büyük bir olasılıkla hiç bir imajı yoktur.

(25)

Objelerin niteliklerinin veya

hareketlerinin ve somut olguların istenilen biçimde temsil

edilmesidir. Diğer bir deyişle eşya ve olayların geçici temsilcileridir.

Semboller bir araçla temsil edilirler.

(26)

Piaget 2–7 yaşlar arasını semboller dönemi olarak kabul eder.

Sembol kullanmada en köklü

gelişmenin 5–7 yaşlar olduğu görüşü yaygındır. Çocuklar çeşitli araçlarla sembolleri kullanmaya başladığı

zaman, bir objenin alışılmış

ilişkilerini ve güçlüklerini algılarlar.

(27)

Kavram birbiriyle ilişkili obje ve olayların ortak yönlerini gösterir.

Örneğin anne, meyve, hayvan birer kavramdır. Kavram geliştirme diğer biliş formlarını kullanmayı gerektirir.

Eğer çocuk erkek kelimesini sadece babası için kullanıyorsa burada

erkek bir sembol işlevi görmektedir.

Bu kelimeyi bütün erkekler için kullandığı zaman biz onun erkek kavramına eriştiğini anlarız.

(28)

Kavram geliştirme, iletişim kurma ve

sembollerin kullanılması için gereklidir. İlke ise kavramlar arası ilişkiyi ya da kavramların belli durumlarla ilişkisini gösterir.

Örneğin "Blok köşelidir" bir ilkedir. Blok ayrı bir kavram, köşe ayrı bir kavramdır. Anlamları farklıdır, ama ikisi bir arada kullanıldığı zaman kavramlar arasındaki ilişkiye işaret eder.

Çocuğun bir ilkeyi kullanabilmesi için iki kavramı da önceden bilmesi ve hatırlamaya hazır olması gerekir.

(29)

Taklit zihinsel olayların aşamalı olarak

oluşturulmasının bir parçasıdır.

İlk başta taklit görme ve diğer duyulardan haz alma sürecine giden bir yoldur.

Sahte Taklit Ertelenmiş Taklit

(30)

4 aylık bir bebek eliyle

battaniyesini okşar. Annesi

battaniyeyi okşadığında bebek sanki taklit ediyormuş gibi

yeniden battaniyeyi okşar.

Burada bebek ilk başlatan

olmalıdır. Böylece sahte taklit yapar; çünkü yalnızca daha

önceden yapabildiği hareketleri

taklit eder.

(31)

Ertelenmiş Taklit: Duyu motor gelişimin 6. aşamasından,

bebek 1,5-2 yaşlarındayken görülür. Daha önceden

görmüş olduğu ya da kısa bir

süre önce izlediği hareketleri,

belli bir süre geçtikten sonra

taklit olarak gerçekleştirebilir.

(32)

Sonuçlanmış yaşantının bir süre için depolanmasını

belirtir.

1. Duyusal bellek

2. Kısa süreli bellek

3. Uzun süreli bellek

(33)

19992005200620182019

(34)

1. Görsel bellek; Fotoğraf ya da

resimleri görülen objelerin zihinde saklanmasıdır.

2. Motor bellek; Duyu-hareket yoluyla öğrenilenlerin zihinde saklanmasıdır.

3. İşitsel bellek; İşitilen kelimelerin zihinde saklanmasıdır.

(35)

Bellek, hatırlama ve tanıma yolu ile ölçülür.

Hatırlamada, çocuk belleğinden tüm bilgileri alır.

Tanımada ise çocuğa bazı bilgiler verilir ve çocuk onu geçmişte

yaşayıp yaşamadığına ve istenilen bilgi olup olmadığına karar vermek zorundadır.

(36)

Dikkat, uyarıcıya ya da

uyarıcılara tepkiyle yönelmedir.

Dikkatin yoğunlaşacağı bilginin seçiminde “dışsal” ve “içsel”

özellikler etkili olur.

(37)

Bir bilgi biriminin şeklini değiştirmeden sesli veya sessiz olarak defalarca söyleme şeklidir. Bilginin kısa süreli bellekte

tutulma süresini arttırır. İki tür tekrar bulunmaktadır.

Basit tekrar, bilginin kısa süreli bellekte daha uzun süre tutulmasını sağlar. Bilgi

defalarca tekrar edilir. Bu yolla bilginin zayıflaması ve karışmaların etkisiyle

unutulması önlenir.

Anlamlandırıcı tekrar da ise tekrar;

gruplama, imgeleri biçimlendirme veya

(38)

Olayların algılanması, yorumlanması ve

bellekte depolanması ve tekrar ele geçirilmesi problem çözmede özellikle etkin süreçlerdir.

Hipotezin genellemesi veya problemi çözmek için seçenekleri ortaya çıkararak olası çözüm

yollarını bulmaktır. Probleme iyi çözümlerin genellenmesi için

çocuğun,

(39)

1. Gerekli bilgilere sahip olması

2. Bilgilerin harekete geçirilmesi,

3. Hata yapmasına izin verilmesi 4. İç görü

(Bir şeyin iç yüzünü

kavrama)

sahibi olması lazımdır.

(40)

Değerlendirme

Bu süreç, tüm zihinsel işleyişe (Algı, bellek ve hipotezin

genellenmesi) etki eder.

(41)

Bilgiyi, belirli bir anlam

çıkarma ve sonuca varma amacıyla kullanabilmedir. Diğer bir deyişle daha önce öğrenilmiş olan

bilgilerin yeni karşılaşılan bir soruna çözüm bulabilmek için

birleştirilmesi, düzenlenmesidir.

(42)

Bütün anlatıla nlara dayanar ak «Bilişsel Gelişim»

deyince siz ne anlıyorsunuz?

(43)

Bireyin çevresindeki dünyayı anlama ve

öğrenmesini sağlayan, aktif zihinsel faaliyetlerdeki

gelişime bilişsel gelişim adı

verilir.

(44)

Olgunlaşma: Bedensel gelişimle ilgilidir. Bilişsel gelişimi doğrudan etkiler

Yaşantı: Kişilerin günlük yaşamda karşılaştığı her türlü olayı temsil eder. Yaşantı zenginliği bilişsel gelişimi arttırır. Ayrıca diğer faktörlere nazaran insan müdahalesine en uygun olan faktördür.

Uyum: Piaget bilişsel gelişimi denge-dengesizlik-denge süreci olarak görür. İnsan hayatı boyunca sürekli olarak uyum süreçleri yaşanır. Öğrenme, bir anlamda çevreye uyum sağlama sürecidir.

Özümleme ve düzenleme olarak iki alt başlığı vardır.

Kültürel aktarım: Toplum, davranış kalıpları ve dil aracılığı ile bireylere zihinlerini nasıl kullanacakları konusunda çeşitli

bilgiler aktarmaktadır. Bu aktarım sonucunda bilişsel gelişim zenginleşerek gelişir.

Dengeleme: Uyumla bağlantılı bir maddedir. Uyum bir

(45)

Aysel Köksal Akyol. (2018) (Editör).

Erken Çocukluk Döneminde Gelişim II 36-72 Ay. Ankara: Anı Yayıncılık.

Pınar San Bayhan ve İsmihan Artan:

“Çocuk Gelişimi ve Eğitimi” Morpa Yayınları.

Seyhun Topbaş: “Dil ve Kavram Gelişimi”

Kök Yayıncılık.

Referanslar

Benzer Belgeler

– Maltoz tipi: Birisinin aldehit veya keton grubu diğerinin alkol gruplarından biri ile birleşir.. • Glukoz + Glukoz

Tam mülkiyet, bir kişinin (şahıs) bir nesne üzerinde hem aynî mülkiyete hem de menfaat mülkiyetine sahip olması durumudur.. kurum ve kuruluşları içeren tüzel

Genellikle, yaratıcılık yeteneği olan kişiler zeka testlerinde normal popülasyondan daha yüksek puanlar almaktadır ve objektif gözlemciler tarafından da yaşıtlarından

 : Öğrencinin öğreneceği bilgiyi zihinsel olarak tekrar etmesi bilginin kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe. aktarılmasını

Basit tekrar, bilginin kısa süreli bellekte daha uzun süre tutulmasını sağlar. Bilgi defalarca

• Kısa süreli bellekte hatırlama iki test ile ölçülmektedir; Brown-Peterson oyalama görevi ve Bellek uzamı.. • Oyalama görevi, kısa

Bilginin uzun süreli bellekte depolanabilmesi için işleyen bellekte (Kısa süreli bellek) anlamlı kodlamanın yapılması.. Kodlanan bilginin uzun süreli

 Bilginin kısa süreli bellekte kalabilmesi için zihinsel tekrar yapılması (Kısa süreli bellek)..  Bilginin uzun süreli bellekte depolanabilmesi için kısa süreli