Bilişsel Gelişimle İlgili Kavramlar
Dr. Gökçe Karaman Benli Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi
Biliş
Biliş (cognition) terimi, dünyamızı öğrenmeyi ve anlamayı içeren zihinsel faaliyetler
anlamına gelir.
BİLİŞ Dikkat
Algı
Bellek
Yaratıcılık Okuma-yazma
Dil gelişimi
Problem Çözme
Akıl
Zeka
Zihnin öğrenme, öğrenilenden yararlanabilme, yeni durumlara uyabilme ve yeni çözüm yolları bulabilme yeteneğidir.
Alfred Binet’e göre zekâ, bellek, duyum keskinliği ve tepki hızı gibi basit zihni öğelerde değil, kavrama, hüküm verme, akıl yürütme gibi karmaşık işlemlerde kendini
gösterir. Zekada 6 özellik olduğunu söyler.
1. Anlamak
2. Hüküm vermek
3. Akıl yürütmek
4. Düşünceye belirli bir yön vermek ve bunu sürdürmek.
5. Düşünceyi arzu edilen bir gayenin gerçekleşmesine odaklamak.
6. Kendi kendinin yanlışını bulup, düzeltmek.
Spearman’a göre bireyler sahip oldukları genel zihni yetenek yönünden birbirlerinden farklıdırlar. Zekâyı ölçmek demek genel zihni yeteneği ölçmek demektir.
Genel zihni yetenekte yüklü bulunan etkinlikler;
1. Kendi yaşantılarını anlamak
2. İlişkileri bulmak
3. Benzer ilişkileri bulmaktır.
Thorndike zekâyı,
1. Soyut zekâ
2. Sosyal zekâ
3. Mekanik zekâ
olmak üzere üçe ayırmıştır.
Jean Piaget’ye göre zeka;
Zekâ biyolojik uyumun özel bir halidir. Bu durum kişinin çevresi ile etkileşim kurmasını sağlar.
Zekâ bir çeşit dengedir. Buradaki denge kavramını zihinsel yapı ile çevre arasında sürekli olarak gelişen, durmadan yenilenen dinamik bir olgu olarak görebiliriz.
Zekâ yaşanılan ve eylemde bulunan bir zihinsel işlemler sistemidir. Bilgi edinmek için eylem gereklidir. Çocuk durağan ve edilgin bir tutumla bilgi edinemez; eylemlere girişecek, çevresini keşfedecek ve bir şeyler öğrenecektir.
Sizce zeka?
Zekada bireysel farklılıklar söz konusudur. Bu durumu sistemli olarak ilk inceleyen Francis
Galton’dur. Galton’a göre seçkin kişilerin seçkin evlatlara sahip olması zekanın kalıtım yolu ile nesilden nesile geçtiğini göstermektedir. Üstün zihni yeteneğe sahip bir insan aşağı yukarı her alanda aynı derecede başarılı olabilir.
Siz ne düşünüyorsunuz?
Bilişsel Yetenekler Algı
(Perception)
Hafıza yani
bellek (memory)
Değerlendirme
Akıl yürütme
ALGI
Algılama, çocukların keşfetme, hatırlama ve fiziksel uyarıcının çeşitli parçalarıyla bilgiyi yorumladıkları süreçtir.
Algı, çocuğun anlamsız fiziki uyarıcılardan
anlamlı bilgilerin çıkarılması sürecidir. Algının amacı, duyularla elde edilenleri bazı bilişsel
öğelerle eşleştirme ve olayları anlamaktır.
5 yaş altındaki çocukların kolayca şaşırdıkları ve diğerleriyle iletişimde uzun zaman dikkatini
yoğunlaştırmada zorlandıkları görülür. Küçük ve büyük çocuklar arasındaki diğer bir fark, küçük çocukların dikkatlerini odaklamayı düzenlemede başarısız olduklarıdır. Bu da küçük çocukların büyük çocuklar kadar hızlıca odak
değiştirememesinden kaynaklanır. Yani yaş
ilerledikçe dikkati bir nesneden diğerine çevirme daha hızlanmaktadır. Bu fizyolojik değişiklikler merkezi sinir sistemindeki biyolojik değişimlerle ilgilidir.
Algılamayı sağlayan duyu organlarıdır.
Yeni doğan bebeğin görsel algılarını iki grupta incelemek mümkündür.
Zorunlu Algılar Seçici algılar
Bebeğin algılama sistemindeki en anlamlı gelişme 6-12 hafta arasında olmaktadır.
Psikologlara göre bir yaşındaki çocuğun
algılama gücü ile yetişkininki arasında hiçbir fark yoktur.
Çocuk dünyayı algılarken neden yetişkinin algılama sisteminden farklı bir durum sergiler?
Algı Sürecini Neler Etkiler?
Seçicilik
Ayırt Etme Becerisinin Gelişimi
Nesne Değişmezliği ve Kalıcılığın Öğrenilmesi
Benmerkezcilikte Azalma
Bebeklerin duyma, koku alma, görme, tat alma ve dokunma duyuları doğdukları ilk günden itibaren yaşadıkları farklı
deneyimlerle gelişir.
6. ayda bebekler seslerle yüzleri uyumlu hale getirebilirler.
7 günlük bebekler bile annelerinin kokularını bir yabancıdan ayırt edebilirler.
En son gelişen algıları, annelerinin görüntülerini
yabancılardan ayırt edebilmeleridir. En son gelişse de bu algı,
2. ayda bebekler görüş alanı içindeki renkleri ayırt ederler.
3. ayda yetişkinin yapabildiği kadar iyi bir
şekilde bir nesneye gözlerini odaklayabilirler.
Görsel ayrımda hassaslaşma 2 yılda gelişir.
Yapılan bir araştırma sonucuna göre:
2 haftalık bebeklerin sunulan uyarıcılar arasında herhangi bir ayrım yapamadığı,
8 haftalık bebeklerin ise üç boyutlu objeleri iki boyutlu objelere tercih ettiği,
3 aylık bebeklerin beyaz kareyi gri olana tercih ettiği,
4 aylık bebeklerin yüz figürünü basit yuvarlak forma tercih ettikleri görülmüştür.
Sosyal referans alma ve
bağlanmayla ilişkisi
Derinlik Algısı
Şema
Çocuğun dış dünyayı tanımaya yarayan ilk bilme
formlarındandır. Küçük çocuğun ilk bilişsel öğesidir.
Şema, bir objenin kopyası değildir. Bir obje veya
olayın en belirgin özelliklerinin zihnen temsil edilme şeklidir. Şemalar, duyularla (bakma, dokunma,
koklama, dinleme ve tatma gibi) ve motor hareketlerle gelişir (Piaget, 1969).
İmaj (Tasarım)
İmajlar, şema ile karşılaştırıldığında daha farklı oldukları, daha ayrıntılı ve daha gelişmiş oldukları görülür.
Şema temel iskelet olup bundan imaj kurulur.
Obje ve olayların daha açık bir temsilcisidir.
Bebeğin ilk aylarda büyük bir olasılıkla hiç bir imajı yoktur.
Semboller
Objelerin niteliklerinin veya hareketlerinin ve somut olguların istenilen biçimde temsil edilmesidir. Diğer bir deyişle eşya ve
olayların geçici temsilcileridir. Semboller bir araçla temsil edilirler.
Piaget 2–7 yaşlar arasını semboller dönemi olarak kabul eder.
Sembol kullanmada en köklü gelişmenin 5–7 yaşlar olduğu görüşü yaygındır. Çocuklar çeşitli araçlarla sembolleri kullanmaya
başladığı zaman, bir objenin alışılmış ilişkilerini ve güçlüklerini algılarlar.
Kavram
Kavram birbiriyle ilişkili obje ve olayların ortak
yönlerini gösterir. Örneğin anne, meyve, hayvan birer kavramdır. Kavram geliştirme diğer biliş formlarını kullanmayı gerektirir.
Eğer çocuk erkek kelimesini sadece babası için kullanıyorsa burada erkek bir sembol işlevi görmektedir. Bu kelimeyi bütün erkekler için
kullandığı zaman biz onun erkek kavramına eriştiğini anlarız.
İlkeler (Kurallar)
Kavram geliştirme, iletişim kurma ve sembollerin kullanılması için gereklidir. İlke ise kavramlar arası ilişkiyi ya da
kavramların belli durumlarla ilişkisini gösterir.
Örneğin "Blok köşelidir" bir ilkedir. Blok ayrı bir kavram, köşe ayrı bir kavramdır. Anlamları farklıdır, ama ikisi bir arada kullanıldığı zaman kavramlar arasındaki ilişkiye işaret eder.
Çocuğun bir ilkeyi kullanabilmesi için iki kavramı da önceden bilmesi ve hatırlamaya hazır olması gerekir.
Taklit
Taklit zihinsel olayların aşamalı olarak
oluşturulmasının bir parçasıdır. İlk başta taklit görme ve diğer duyulardan haz alma sürecine giden bir yoldur.
Sahte Taklit Ertelenmiş Taklit
Sahte Taklit
4 aylık bir bebek eliyle battaniyesini okşar. Annesi battaniyeyi okşadığında bebek sanki taklit ediyormuş gibi
yeniden battaniyeyi okşar. Burada
bebek ilk başlatan olmalıdır. Böylece
sahte taklit yapar; çünkü yalnızca daha önceden yapabildiği hareketleri taklit
Ertelenmiş Taklit: Duyu motor
gelişimin 6. aşamasından bebek 1,5-2 yaşlarındayken görülür. Daha
önceden görmüş olduğu ya da kısa
bir süre önce izlediği hareketleri, belli bir süre geçtikten sonra taklit olarak gerçekleştirebilir.
Bellek
Sonuçlanmış yaşantının bir süre için depolanmasını belirtir.
1. Duyusal bellek
2. Kısa süreli bellek
3. Uzun süreli bellek
Ayrıca bellek üç ayrı grupta tanımlanabilir.
1. Görsel bellek; Fotoğraf ya da resimleri görülen objelerin zihinde saklanmasıdır.
2. Motor bellek; Duyu-hareket yoluyla öğrenilenlerin zihinde saklanmasıdır.
3. İşitsel bellek; İşitilen kelimelerin zihinde saklanmasıdır.
Bellek, hatırlama ve tanıma yolu ile ölçülür.
Hatırlamada, çocuk belleğinden tüm bilgileri alır.
Tanımada ise çocuğa bazı bilgiler verilir ve çocuk onu geçmişte yaşayıp yaşamadığına ve istenilen bilgi olup olmadığına karar
vermek zorundadır.
Dikkat
Dikkat, uyarıcıya ya da uyarıcılara tepkiyle yönelmedir.
Dikkatin yoğunlaşacağı bilginin seçiminde
“dışsal” ve “içsel” özellikler etkili olur.
Tekrar
Bir bilgi biriminin şeklini değiştirmeden sesli veya sessiz olarak defalarca söyleme şeklidir. Bilginin kısa süreli
bellekte tutulma süresini arttırır. İki tür tekrar bulunmaktadır.
Basit tekrar, bilginin kısa süreli bellekte daha uzun süre tutulmasını sağlar. Bilgi defalarca tekrar edilir. Bu yolla bilginin zayıflaması ve karışmaların etkisiyle unutulması önlenir.
Hipotezin Genellenmesi
Olayların algılanması, yorumlanması ve bellekte
depolanması ve tekrar ele geçirilmesi problem çözmede özellikle etkin süreçlerdir.
Hipotezin genellemesi veya problemi çözmek için seçenekleri ortaya çıkararak olası çözüm yollarını
bulmaktır. Probleme iyi çözümlerin genellenmesi için çocuğun,
Değerlendirme
Bu süreç, tüm zihinsel işleyişe (Algı, bellek ve hipotezin genellenmesi) etki eder.
Akıl Yürütme
Bilgiyi, belirli bir anlam çıkarma ve sonuca varma amacıyla kullanabilmedir. Diğer bir deyişle daha önce öğrenilmiş olan bilgilerin
yeni karşılaşılan bir soruna çözüm bulabilmek için birleştirilmesi, düzenlenmesidir.
Bütün anlatılanlara dayanarak «Bilişsel Gelişim»
deyince siz ne anlıyorsunuz?
BİLİŞSEL GELİŞİM
Bireyin çevresindeki dünyayı
anlama ve öğrenmesini sağlayan, aktif zihinsel faaliyetlerdeki gelişime
bilişsel gelişim adı verilir.
Bilişsel gelişim, bebeklikten
yetişkinliğe kadar, bireyin çevreyi,
dünyayı anlama yollarının daha
Bilişsel gelişimi etkileyen faktörler
Olgunlaşma: Bedensel gelişimle ilgilidir. Bilişsel gelişimi doğrudan etkiler
Yaşantı: Kişilerin günlük yaşamda karşılaştığı her türlü olayı temsil eder. Yaşantı zenginliği bilişsel gelişimi arttırır. Ayrıca diğer faktörlere nazaran insan
müdahalesine en uygun olan faktördür.
Uyum: Piaget bilişsel gelişimi denge-dengesizlik-denge süreci olarak görür. İnsan hayatı boyunca sürekli olarak uyum süreçleri yaşanır. Öğrenme, bir anlamda çevreye uyum sağlama sürecidir. Özümleme ve düzenleme olarak iki alt başlığı vardır.
Kültürel aktarım: Toplum, davranış kalıpları ve dil aracılığı ile bireylere zihinlerini nasıl kullanacakları konusunda çeşitli bilgiler aktarmaktadır. Bu aktarım sonucunda bilişsel gelişim zenginleşerek gelişir.