• Sonuç bulunamadı

T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ DIŞ TİCARET ENSTİTÜSÜ TÜRKİYE NİN GÜRCİSTAN İLE DIŞ TİCARET İLİŞKİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ DIŞ TİCARET ENSTİTÜSÜ TÜRKİYE NİN GÜRCİSTAN İLE DIŞ TİCARET İLİŞKİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ"

Copied!
134
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ DIŞ TİCARET ENSTİTÜSÜ

TÜRKİYE’NİN GÜRCİSTAN İLE DIŞ TİCARET İLİŞKİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

TEZİ HAZIRLAYAN FATİH ÇAKMAKÇI

TEZ DANIŞMANI PROF DR ÖZGÜR ÇENGEL

Ocak, 2018

İstanbul

(2)

II ÖZET

Ekonomik faaliyetlerin nihai amacı refahı yükseltmek ve bunun için tüketicilerin kullanacağı mal ve hizmetlerin miktarını ve niteliğini geliştirmektir.

Ülkelerin bu amaca ulaşabilmeleri için uluslararası ticareti geliştirmeleri zorunlu hale gelmiştir. Ülkelerin sahip oldukları üretim faktörleri farklı düzeydedir. Bu farklılık malların miktar, fiyat ve kalitesindeki değişikliklere yol açmaktadır. Bu sebeple ülkeler, kendilerinde fiyat ve kalite olarak farklı olan malları ülke dışından alma ihtiyacı hissettirmektedir. Bu durum karşımıza dış ticareti çıkarmaktadır. Ödemeler dengesi içinde önemli bir yere sahip olan dış ticaret, ithalat ve ihracat işlemlerinin her ikisini de kapsamaktadır. İthalat; gelişmekte olan ülkelerin kalkınma hızlarını artırmaları, gelişmiş ülkelerin de istikrarlı büyümelerini sürdürmeleri amacıyla başvurdukları bir araçtır. Türkiye’de özellikle son on yılda artarak devam eden cari açık sorunu, ekonominin ciddi bir problemi haline gelmiştir. Cari açık, bir ülkenin Dünya ile olan ekonomik ilişkilerinde, giderlerinin gelirlerinden yüksek olduğu anlamına gelmektedir. Türkiye’de cari açığın temel nedeni ithalattır. Neredeyse tüm dünya ülke ekonomilerinin birbirlerine bağımlı hale geldiği günümüzde dış ticarete ilişkin akademik çalışmalar hızla devam etmektedir. Dolayısıyla dış ticaret teorileri ve politikaları da değişmeye ve gelişmeye devam etmektedir. Dış ticaretin öneminin hızla artmasıyla birlikte değerlendirilmesinde kullanılan kavramlar ve yöntemler de farklı hale gelmiştir. Bu sebeple ihracat ve ithalatın birimce ifade edilmesi ya da gelir cinsinden bilinmesi yetersiz kalmaktadır. Çalışmada Türkiye ekonomisinin dış ticaretinin incelenmesi amaçlanırken bu yetersizlik göz önüne alınmıştır. Bu bağlamda çalışmada ihracatın ithalatı karşılama oranı kavramı kullanılmıştır. Bu kavram, dış ticaret dengesi, ithalat ve ihracat kavramlarının hepsiyle ilgili bilgiyi barındırması nedeniyle önemlidir.

Anahtar Kelimeler: İthalat, İhracat, Dış ticaret, Dış Ticaret Politikası, Türkiye ve Gürcistan, Türkiye’de İthalat ve İhracat, Gürcistan’da İthalat ve İhracat

(3)

III ABSTRACT

To improve the ultimate objective welfare of economic activities and to improve the quantity and quality of goods and services that consumers will use.

International trade developments have become compulsory for countries to reach this goal. The production factors that countries have are at different levels. This difference leads to changes in the quantity, price and quality of the goods. For this reason, countries feel the need to buy goods from abroad that are different in price and quality. This situation creates foreign trade. Foreign trade, which has an important place in the balance of payments, includes both import and export transactions. Imports; developing countries have to increase their pace of development and developed countries have applied for the purpose of maintaining their steady growth. The problem of current account deficit which has been increasing in Turkey especially in the last ten years has become a serious problem of the economy. The current account deficit means that an economy is more economically related to the world than its income. The main reason for the current deficit in Turkey is import. Nowadays, almost all the world economies are dependent on each other, academic studies related to foreign trade are continuing rapidly.

Foreign trade theories and policies therefore continue to change and evolve. The concepts and methods used in evaluating foreign trade with its rapid growth have also become different. For this reason, it is insufficient to express exports and imports as units or to know them as income. This insufficiency has been taken into consideration when studying the foreign trade of the Turkish economy. In this context, the concept of export coverage ratio is used. This concept is important because it contains information on all aspects of trade balance, import and export concepts.

Key words: Imports, Exports, Foreign Trade, Foreign Trade Policy, Turkey and Georgia, Imports and Exports in Turkey, Imports and Exports in Georgia

(4)

IV ÖNSÖZ

Öncelikle proje konusunu seçerken bana yardımcı olan ve çalışmamın her aşamasında bana destek olan, bilgi ve deneyimleri ile yol gösteren danışman hocam Sayın Prof. Dr. Özgür ÇENGEL’e, ayrıca lisansüstü öğrenim süresince bilgi ve tecrübelerini paylaşan başta Doç. Dr. Figen YILDIRIM ’ a ve diğer hocalarıma çok teşekkür ederim.

Öğrenim hayatım boyunca beni maddi ve manevi olarak beni hep destekleyen ve hep yanımda olan aileme yürekten teşekkür ederim.

Fatih ÇAKMAKÇI İSTANBUL, 2018

(5)

V

İÇİNDEKİLER

ÖZET ... II ABSTRACT ... III ÖNSÖZ ... IV İÇİNDEKİLER ... V TABLOLAR VE ŞEKİLLER LİSTESİ ... X KISALTMALAR VE SİMGELER LİSTESİ ... XI

GİRİŞ ... 1

BİRİNCİ BÖLÜM DIŞ TİCARET TEORİSİ VE DIŞ TİCARET POLİTİKASI KURAMSAL ÇERÇEVESİ 1.1. DIŞ TİCARET TEORİLERİ ... 4

1.1.1. Klasik Dış Ticaret Teorileri ... 6

1.1.1.1. Mutlak üstünlükler teorisi ... 6

1.1.1.2. Karşılaştırmalı üstünlükler teorisi ... 7

1.1.1.3. Faktör donatımı teorisi ... 10

1.1.2. Yeni Dış Ticaret Teorileri ... 11

1.1.2.1. Nitelikli işgücü teorisi ... 11

1.1.2.2. Teknoloji açığı teorisi ... 11

1.1.2.3. Ürün dönemleri teorisi ... 12

1.2. DIŞ TİCARET POLİTİKASI ... 13

1.2.1. Dış Ticaret Politikasının Amaçları ... 14

1.2.1.1. Dış Ödemeler Dengesizliklerinin Giderilmesi ... 16

1.2.1.2. Dış Rekabetten Korunma... 16

(6)

VI

1.2.1.3. Ekonomik Kalkınma ... 16

1.2.1.4. Piyasa Aksaklıklarının Giderilmesi ... 16

1.2.1.5. Ekonominin Liberalleşmesi ... 17

1.2.1.6. İç Ekonomik İstikrarın Sağlanması ... 17

1.2.1.7. Hazineye Gelir Sağlamak ... 17

1.2.1.8. Dış Piyasalarda Monopol Gücünden Faydalanma ... 17

1.2.1.9. Otarşi ... 17

1.2.2. DIŞ TİCARET POLİTİKASININ ARAÇLARI ... 18

1.2.2.1. İhracat ve İhracat Politikası Araçları ... 18

1.2.2.1.1. İhracat ... 19

1.2.2.1.2. İhracat Politikası Araçları ... 19

1.2.2.1.2.1. İhracat Teşvikleri ... 19

1.2.2.1.2.2. İhracat Kotaları ... 22

1.2.2.1.2.3. İhracat Vergileri ... 23

1.2.2.1.2.4. Gönüllü İhracat Kısıtlamaları ... 23

1.2.2.1.3. İthalat ve İthalat Politikası ... 24

İKİNCİ BÖLÜM İTHALAT VE İTHALAT TALEBİNİ BELİRLEYEN FAKTÖRLER 2.1. İTHALAT ... 26

2.1.1. İthalat Türleri ... 26

2.1.1.1. Bedelli İthalat ... 26

2.1.1.2. Bedelsiz İthalat ... 28

2.1.1.3. Geçici İthalat ... 29

2.1.2. İthalat Politikası Araçları ... 29

2.1.2.1. Gümrük Tarifeleri ... 29

2.1.2.2. Tarife Dışı Engeller ... 33

2.1.2.2.1. Miktar Kısıtlamaları ... 34

(7)

VII

2.1.2.2.1.1. Kotalar ... 34

2.1.2.2.1.2. İthalat Yasakları ... 37

2.1.2.3. Diğer Tarife Dışı Engeller ... 38

2.1.2.3.1. Değişken İthalat Vergileri ... 38

2.1.2.3.2. Anti Damping Vergileri ... 39

2.1.2.3.3. İthalat Teminatları ... 40

2.1.2.3.4. Döviz Kuru Politikası ... 40

2.1.2.3.4.1. Döviz Kontrolü ... 41

2.1.2.3.4.2. Çoklu Kur Sistemi ... 44

2.1.2.3.5. İdari ve Teknik Engeller ... 45

2.1.2.3.5.1. İthalat Lisansları ... 45

2.1.2.3.5.2. Menşe Kuralları ... 45

2.1.2.3.5.3. Sevk Öncesi İnceleme ... 46

2.1.2.3.5.4. Ticarette Teknik Engeller ... 46

2.1.2.4. Tarife Dışı Engeller ve Uluslararası Anlaşmalar ... 47

2.1.2.4.1. Kotalar İle İlgili Düzenlemeler ... 50

2.1.2.4.2. Anti Damping İle İlgili Düzenlemeler ... 50

2.1.2.4.3. İthalat Lisansları Anlaşması ... 52

2.1.2.4.4. Menşe Kuralları Anlaşması... 52

2.1.2.4.5. Sevk Öncesi İnceleme Anlaşması ... 53

2.1.2.4.6. Ticarette Teknik Engeller Anlaşması ... 54

2.2. İTHALAT TALEBİNİ BELİRLEYEN FAKTÖRLER ... 54

2.2.1. Milli Gelir ... 55

2.2.1.1. Ortalama İthalat Eğilimi ... 57

2.2.1.2. Marjinal İthalat Eğilimi ... 57

2.2.1.3. İthalatın Gelir Esnekliği ... 58

2.2.2. Döviz Kuru ... 58

(8)

VIII

2.2.3. Politik Tercihler: Korumacı Dış Ticaret Politikası – Serbest Dış

Ticaret Politikası ... 64

2.2.4. Ekonomik Bütünleşme ... 65

2.2.5. Tüketicilerin Zevk ve Bağımlılıkları ... 66

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM TÜRKİYE’NİN VE GÜRCİSTAN’NIN DIŞ TİCARETİNE GENEL BİR BAKIŞ 3.1. TÜRKİYE ve GÜRCİSTAN'NIN DIŞ TİCARETİNE GENEL BİR BAKIŞ .... 67

3.1.1. Türkiye’de Kur Politikalarının Gelişimine Genel Bakış ... 67

3.1.1.1. 1980-1994 Dönemi ... 67

3.1.1.2. 1994 Sonrası Dönem ... 71

3.1.2. Türkiye’nin Dış Ticaretine Genel Bakış ... 76

3.1.2.1. Türkiye’de İhracat ... 76

3.1.2.2. Türkiye’de İthalat ... 78

3.1.2.3. Türkiye’de Dış Ticaret Dengesi ... 81

3.1.2.4. Türkiye’de Dış Ticaret Hacmi ... 84

3.1.2.5. Türkiye’de İhracatın İthalatı Karşılama Oranı ... 86

3.1.3. Gürcistan’da Kur Politikalarının Gelişimine Genel Bakış ... 88

3.1.3.1. 1980 – 1994 Dönemi ... 88

3.1.3.2. 1994 Sonrası Dönem ... 89

3.1.4. Gürcistan’ın Dış Ticaretine Genel Bakış ... 93

3.1.4.1. Gürcistan’da İhracat ve İthalat ... 94

3.1.4.2. Gürcistan’da Dış Ticaret Dengesi ... 97

3.1.4.3. Gürcistan’da Dış Ticaret Hacmi ... 99

3.1.4.4. Gürcistan’da İhracatın İthalatı Karşılama Oranı ... 103

(9)

IX

3.2. TÜRKİYE’NİN VE GÜRCİSTAN’NIN DIŞ TİCARETİNİN

KARŞILAŞTIRILMASI ... 104

4. BÖLÜM TÜRKİYE'NİN GÜRCİSTAN İLE DIŞ TİCARET İLİŞKİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: ASSAN FOODS ÖRNEĞİ 4.1. Araştırmanın Amacı ve Önemi………..107

4.2. Araştırmanın Kapsamı………...107

4.3. Araştırmanın Yöntemi………...107

4.4. Araştırmanın Örneklemi………107

4.5. Araştırmanın Bulguları………..108

SONUÇ ... 111

KAYNAKLAR ... 113

EKLER ………...121

(10)

X

TABLOLAR VE ŞEKİLLER LİSTESİ

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1:Mutlak Üstünlükler Teorisinin Gösterimi ... 7 Tablo 2:Karşılaştırmalı Üstünlükler Teorisinin Gösterimi ... 8

(11)

XI

KISALTMALAR VE SİMGELER LİSTESİ

AB : Avrupa Birliği

GATT : Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması TCMB : Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası

TUİK : Türkiye İstatistik Kurumu

BEC : Geniş Ekonomik Kategoriler Sınıflandırılması GSMH : Gayri Safi Milli Hasıla

GSYİH : Gayri Safi Yurtiçi Hasıla

OECD : Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı TÜFE : Tüketici Fiyat Endeksi

EFTA : Avrupa Serbest Ticaret Bölgesi OGT : Ortak Gümrük Tarifesi

OPEC : Petrol İhraç Eden Ülkeler Teşkilatı

ISIC : Tüm Ekonomik Faaliyetlerin Uluslararası Standart Sanayi Sınıflaması

(12)

XII

(13)

1 GİRİŞ

İthalat, Dünya’da dış ticaret üzerindeki kısıtlamaların azaltılarak, ülke ekonomilerinin dış rekabete açıldığı ortamda, gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerin başvurdukları önemli bir araçtır. Türkiye ekonomisinde 1970’li yılların sonuna kadar ithal ikameci sanayileşme politikası izlenmiştir. Bu politikaya göre, yerli sanayiinin Dünya ile rekabet edecek aşamaya gelene kadar gümrük duvarları ile korunması amaçlanmıştır.

Beklenen ekonomik gelişmelerin gerçekleşmemesi ve yaşanan döviz dar boğazının da etkisiyle 24 Ocak 1980 İstikrar Programı ile ekonominin liberalizasyonunu sağlamaya yönelik politikalar belirlenmiştir. Avrupa Birliği’ne girme çabaları içinde olan ve Dünya koşullarına ayak uydurmaya çalışan Türkiye’de bu programla birlikte dış ticaretin geliştirilmesi amacıyla bazı önemli adımlar atılmıştır. Alınan kararlarla Türkiye; ekonomisi uluslararası rekabet ortamına uygun dinamik bir yapıya kavuşturulmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda, ithalat rejimi kademeli olarak serbestleştirilmiş, ithali yasak mallar dışında ithali izine bağlı hiçbir mal kalmamış, ithalat teminatları bütünüyle kaldırılmış ve gümrük vergileri önemli oranlarda düşürülmüştür.

Türkiye’de uygulanan ithalat politikası konusunda önemli reformlar 1995 sonrası dönemde yapılmıştır. 31.12.1995 tarihinde imzalanan Gümrük Birliği Anlaşması ile ithalatla ilgili her türlü işlemde yeni bir döneme girilmiştir. Bu dönemde alınan kararlarla Avrupa Birliği’ne üye ülkelere uygulanan Gümrükler bütünüyle kaldırılmış ve Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin Ortak Gümrük Tarifesine uyumu sağlanmıştır. Yaşanan gelişmeler 1995 yılında 35 milyar dolar olan ithalatı, 2000 yılında 55 milyar dolara yükseltmiştir. 2001 yılında yaşanan krizin etkisiyle ithalatta % 24 oranında daralma meydana gelse de 2003 yılında ithalat % 34 oranında artmıştır. 2012 yılı itibarıyla 232 milyar ABD doları düzeyine yükselmiştir.

Türkiye’de ithalatın sektörel dağılımı incelendiğinde 2000-2012 yılları arasında toplam ithalat içerisine en yüksek paya sahip olan sektörün imalat sanayi sektörü olduğu görülmektedir. İmalat sanayi sektörünün payı 2000 yılında % 81 iken 2012’de yine birinci sektör olma konumunu koruyarak % 75’e gerilemiştir. İmalat sanayi ithalatının azalmasına karşılık madencilik ve taş ocakçılığı sektörünün payı % 13’den % 18’e yükselmiştir.

(14)

2

Türkiye’de ithalatın mal gruplarına göre dağılımına bakıldığında 2012 yılı itibarıyla ara mallarının payı % 74, yatırım mallarının payı % 14, tüketim mallarının payı ise %11 olduğu görülmektedir. Fasıllara göre ithalatta ise 2000 ve 2012 yılları arasında 27’nci fasılda yer alan mineral yağlar ve mineral yakıtlar yaklaşık % 25 ile en çok ithalatı gerçekleştirilen fasıl olarak yerini korumuştur.

İthalatın ülke gruplarına göre dağılımında özellikle 2000 yılı sonrasında önemli değişiklikler olmuştur. 2000’li yılların başlarında ithalatın % 50’si Avrupa Birliği’ne üye ülkelerden gerçekleştirilirken, 2012 yılında bu oran % 37’ye gerilemiştir. 2012 yılında en çok ithalat yapılan ülke Rusya’dır.

Rusya’yı Çin ve Almanya izlemektedir. Türkiye’de ithalatta kullanılan para birimleri değerlendirildiğinde ise toplam ithalat içerisinde ABD dolarının önemli bir yere sahip olduğu görülmüştür. Doları, euro ve yen izlemektedir.

(15)

3

BİRİNCİ BÖLÜM

DIŞ TİCARET TEORİSİ VE DIŞ TİCARET POLİTİKASI KURAMSAL ÇERÇEVESİ

Dış ticaret, diğer bir ifadeyle uluslararası ticaret bir ülkenin dış ülkelerle mal bazında yaptığı alım satım işlemlerinden oluşmaktadır. Dış ticaretin başlıca iki unsuru ithalat ve ihracattır1. İthalat (dışalım), bir ülkede eksik olan ya da hiç olmayan mal ya da hizmetleri yurda sokmak için gerçekleştirilen uluslararası bir işlemdir. Dış alımlar içerisinde çoğunlukla en büyük payı mal akımları oluşturduğu için, genellikle ithalat yalnız bunları ifade için kullanılır2. Bu çalışmada da dış ticaret kavramı ile bir ülkenin yalnızca mal alım satımı kastedilmektedir.

İhracat (dışsatım), bir ülkenin ulusal kökenli mallarının para karşılığında yabancı ülkelere satılmasıdır. İhracat her zaman döviz karşılığında yapılmaz. Bazen de yapılan ihracatın karşılığı, ülkeye yabancı mal biçiminde girer. Malın malla değişimi biçimindeki bu tür ticarete örnek olarak takas ve kliring işlemleri gösterilebilir. İhracat, bir ülkenin en büyük gelir kaynağı olmasının yanı sıra ekonomik gücünün en önemli göstergesidir3.

Genellikle amaç bir yandan ihracatı arttırıp daha çok gelir elde etmek bir yandan da ithalatı azaltarak giderleri azaltmaktır. Bu şekilde hedeflenen ihracatın ithalattan fazla hale getirilmesidir ki buna “Dış Ticaret Fazlası” denir4. Tersi durumda bir ülke, dışarıya sattığından daha fazla mal satın alıyor ise “Dış Ticaret Açığı” ile karşılaşacaktır. Bir ülkenin dış ticaret dengesi ise ihracatı ile ithalatının farkını ifade eder ve cari işlemler dengesinin alt hesabında izlenir5.

Dış ticaret dengesinin incelenmesinde önemli bir nokta da ihracat ve ithalatın aynı para birimi cinsinden ifade edilmiş olmasıdır. Farklı ülkelerle farklı dövizler

1 Bayrakdar, S. (2007). 1980 Sonrası Uygulanan İktisat Politikalarının Türk Dış Ticareti Üzerindeki Etkisi. Yüksek Lisans Tezi, Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

2 Demircioğlu, M. (2010). Döviz Kuru Politikaları ve Dış Ticaret: 1980 Sonrası Türkiye Örneği.

Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

3 Karagöz, M. ve Doğan, Ç. (2005). Döviz kuru dış ticaret ilişkisi: Türkiye örneği. Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 15 (2).

4 Alkin, E. (2003). Uluslararası ticaret ve finansman. İ. Şıklar, (Der.), İktisada Giriş içinde (431- 453).

Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Açık öğretim Fakültesi Yayını.

5 Hyman, N. David., (1992). Macroeconomics. by Irwin Inc.

(16)

4

üzerinden yapılan ticaret durumunda, söz konusu gelir ve gider miktarları günlük döviz kurları üzerinden genellikle dolar cinsine çevrilerek yazılmaktadır. İhracat ve ithalat miktarlarının toplanmasıyla “Dış Ticaret Hacmi” ne ulaşılır.

Dış ticaret hacmi bir ülkenin dış dünya ile yaptığı toplam ticaretin büyüklüğünü ifade eder. Dış ticaret verilerinin karşılaştırılması için ithalat ve ihracat verileri genellikle iki şekilde elde edilir. Miktar bakımından ithalat ve ihracat bir ülkenin reel anlamda alıp sattığı mal miktarını gösterir. Değer cinsinden ithalat ve ihracat ise yapılan dış ticaret karşılığında ne kadar döviz ödendiğini veya ne kadar döviz elde edildiğini gösterir.

Bu şekilde miktar ve değer cinsinden yapılan karşılaştırmalar dış ticarete konu olan malların fiyatlarında oluşan gelişmelerin anlaşılması bakımından önem taşır. Örneğin; bir önceki yıla göre aynı miktarda mal ihraç ettiği halde bu ihracattan daha fazla döviz geliri elde etmiş olan bir ülkenin ihraç malları pahalılaşmış demektir. Benzer şekilde bir önceki yıl ile aynı miktarda ithalat yapan bir ülke dışarıya daha fazla döviz ödemişse buradan ithal malları fiyatlarının arttığı anlaşılır.

Bir ülkede dış ticaretin genel seyrinin göstermesi bakımından önem taşıyan bir diğer gösterge ise “İhracatın İthalatı Karşılama Oranıdır. Değer cinsinden ihracatın ithalata bölünmesiyle elde edilen bu oran, ithalat için gerekli dövizin ne kadarının ihracattan elde edilen dövizlerle ne kadarının ise başka yollarla ödenmesi gerektiğini gösterir6.

Bir başka deyişle, İhracatın İthalatı Karşılama Oranı dışarıya satılan mal ve hizmetlerden kazanılan dövizin, dışarıdan mal ve hizmet almaya ne ölçüde yettiğini gösteren orandır7. Dış ticaret değerlendirmelerinde oldukça sık kullanılan bu oranın yüzde yüze yaklaşması beklenir. Yüzde yüzü aşması ise ülkede dış ticaret fazlası olduğuna işarettir.

1.1. DIŞ TİCARET TEORİLERİ

Dış ticaretin ilk kez bilimsel olarak ele alınmaya 1776 yılında Adam Smith’in

“Ulusların Zenginliği” eseri ile başlanmıştır. Adam Smith’in de öncülerinden biri

6 Dinçer, N. (2005). Döviz kuru dalgalanmalarının asimetrik etkileri: türkiye örneği. Uzmanlık Tezi, Devlet Planlama Teşkilatı Ekonomik Modeller ve Stratejik Araştırmalar Genel Müdürlüğü.

7 Eren, E. (1992). Makro İktisat – Kavramlar, Tarihsel Yaklaşım, İstikrar Politikaları ve Açık Ekonomi. Bursa: Ezgi Kitabevi Yayınları.

(17)

5

olduğu Klasik İktisadi doktrinden önce dış ticarete hâkim olan ilkeler Merkantilist doktrine aittir8. Merkantilist düşünce dış ticaret faaliyetlerinin dünyada hızlanmaya başladığı 16. ve 17. yüzyılda geçerli olmuştur9.

Bu dönem aynı zamanda dünyada feodalitenin yerini ulusal devletlere bıraktığı siyasi dönemi temsil etmektedir. Merkantilist felsefeye göre, dış ticaret politikasının temel amacı, hazinenin altın stokunu arttırmaktır. Bunun için de ödemeler dengesinde fazlalıklar oluşturmak gerekir. Merkantilistler altın ve değerli madenleri servetin kaynağı olarak görmüşlerdir10. Merkantilist düşünceye göre bir devletin gücü sahip olduğu altın stoklarıyla ölçülmektedir.

Bu doğrultuda uyguladıkları dış ticaret politikalarının temel amacı ülkeden altın çıkışına neden olacak ithalatı mümkün olduğunca engellemek buna karşın ihracatı arttırmaktır. Merkantilistlere göre ithalatta en büyük pay ihracata konu olan malların hammaddelerinden oluşmaktadır11. Burada amaç yurtdışından ithal edilen hammaddeleri işlemek suretiyle ihracatın arttırılmasıdır.

Anlaşılacağı üzere Merkantilizm tüm bu hedeflerini gerçekleştirmek için yoğun devlet müdahalesini savunan bir düşünce akımıdır12. Devletin temel ekonomik görevi sert müdahalelerle ülkeden altın ve değerli maden çıkışını engellemek ve bu değerli madenlerin ülkeye girişini arttırmaktır13. Merkantilist doktrinin en önemli görüşlerinden bir diğeri de dünya serveti olarak görülen altın ve değerli maden stokunun sabit olduğudur. Bu görüşe göre ülkelerin servetlerinin artması ancak diğer ülkelerin servetlerinin azalmasıyla mümkün olacaktır.

Bir diğer deyişle, bir kısım ülkenin zenginleşmesi diğerlerinin fakirleşmesine neden olacaktır. 1800’lü yıllarda başlayan Sanayi Devrimi, üretimde buhar gücünün

8 Ertürk, E. (2001). Uluslararası İktisat. Bursa: Alfa Kitabevi.

9 Yıldırım, K. (2003). Yatırım ve Tasarruf Açığı ve Dış Ticaret Açığı – Döviz Kurları. Yıldırm K. ve Özer M. (Ed.), İktisat Teorisi içinde. (315-333). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Açık öğretim Fakültesi Yayını.

10 Özer, T. (2011). Türkiye’de 1908-2010 Arası Uygulanan Döviz Kuru Politikaları. Yüksek Lisans Tezi, Maltepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

11 Esen, S. (2014) Dış Ticaret Teorisi, (23 Mart 2014), http://web.bilecik.edu.tr/sinan- esen/files/2011/09/D%C4%B1%C5%9FTicaret-Teorisi.pdf [Erişim Tarihi: 25.10.2017].

12 Hephaktan, E. Çınar, S. ve Dündar Ö. (2011). Türkiye’de uygulanan döviz kuru sistemlerinin dış ticaret ile ilişkisi. Akademik Araştırmalar ve Çalışmalar Dergisi. 5, 64.

13 Perron, P. (1988). Trends and random walks in econometric time series. Journal of Economics Dynamics and Control, 12(12), 297-332.

(18)

6

kullanılmaya başlanmasıyla üretim hacmini arttırmış ve artan üretim için yeni pazar arayışlarını başlatmıştır. Bu gelişme ile birlikte aynı dönemde Dünya’da etkili olmaya başlayan Klasik İktisadi felsefenin liberal politikaları, Merkantilizm’ in korumacı anlayışına ters düşmüştür. Dış ticaret ile karşılıklı kazancın mümkün olabileceği görüşünü savunan klasik felsefe ilerleyen dönemlerde hızla Merkantilizm’ in yerini almaya başlamıştır.

1.1.1. Klasik Dış Ticaret Teorileri

Arz yanlı dış ticaret teorileri de denilen bu teorilerin, analizleri basite indirgemek için başlıca varsayımları şu şekildedir14.

- İki ülke ve iki çeşitli mal vardır, - Uluslararası ticarette para kullanılmaz,

- Tüm piyasalarda tam rekabet şartları geçerlidir. Devlet müdahalesi yoktur.

- Üretimde kullanılan tek üretim faktörü emektir,

- Emek ülke içinde hareketli, ülkeler arasında hareketsizdir.

- Ekonomi tam istihdam durumundadır, - Uluslararası ticarette taşıma giderleri sıfırdır.

Ayrıca teoriyi tamamlayan bir diğer önemli varsayım ise her iki ülkenin de söz konusu iki malı tüketmeye ihtiyaç duydukları varsayımıdır. Klasik dış ticaret teorilerinin başlıcaları: Mutlak Üstünlükler Teorisi, Karşılaştırmalı Üstünlükler Teorisi ve Heckscher-Ohlin Faktör Donatımı Teorisi’dir15.

1.1.1.1. Mutlak üstünlükler teorisi

Adam Smith serbest ticaret ve uluslararası uzmanlaşmanın yararlarını Mutlak Üstünlük Teorisi ile açıklar. Buna göre, bir ülke karşı ülkeye göre hangi malları daha düşük maliyetle üretiyorsa o malların üretiminde uzmanlaşmalı ve bunları ihraç ederek pahalıya üretebildiklerini dış ülkeden ithal etmelidir16.

14 Ünsal, E. (2004). Makro İktisada Giriş. Ankara: Siyasal Kitabevi.

15 Saatçioğlu, C. ve Karaca, O. (2004). Döviz kuru belirsizliğinin ihracata etkisi: Türkiye örneği.

Doğuş Üniversitesi Dergisi. 5 (2), 183-195.

16 Paya, M. (2001). Makro İktisat. İstanbul: Filiz Kitabevi.

(19)

7

Adam Smith’in belirttiği maliyet kavramının yalnızca emek faktörünü içerdiği unutulmamalıdır. Ayrıca bahsedilen emek faktörü homojen özelliktedir. Bir başka deyişle, her bir işçinin üretim gücü açısından aynı kapasitede ve aynı verimlilikte olduğu kabul edilmektedir17.

Tablo 1: Mutlak Üstünlükler Teorisinin Gösterimi Bir İşçinin Bir Günde Üretebildiği Mal Miktarları

A malı B malı

İngiltere 60 Birim 40 Birim Türkiye 30 Birim 90 Birim

Yukarıdaki örnekte Almanya ve Türkiye’nin emek verimlilikleri gösterilmiştir. Mutlak Üstünlükler Teorisi’ne göre Almanya’nın A malında Türkiye’nin ise B malında uzmanlaşması gerektiği açıkça görülmektedir. Böylece teoriye göre Almanya Türkiye’ye A malı ihraç edecek ve Türkiye’den de B malını ithal edecektir.

Adam Smith bu durumu kitabında, akıllı bir aile reisinin dışarıda daha ucuza satın alabileceği bir şeyi evde yapmaması gerektiğini savunarak, iş bölümüne verdiği önemi ortaya koymuştur18. Mutlak Üstünlükler Teorisi’ne göre bir ülkenin her iki mal açısından da diğer ülkeden üstün olduğu durumda, bu ülkeler arasında dış ticaretin gerçekleşmesine gerek yoktur. Teorinin, dış ticaretin devamlılığı konusunda bu şekilde tıkandığı noktada David Ricardo’nun Karşılaştırmalı Üstünlükler Teorisi devreye girmektedir19.

1.1.1.2. Karşılaştırmalı üstünlükler teorisi

David Ricardo’nun geliştirdiği bu teoriye göre, bir ülkenin her iki malı da daha düşük maliyetle üretmesi (her iki malda da mutlak üstünlüğe sahip olması)

17 Uzunoğlu, S. (2003). Para ve Döviz Piyasalar (genişletilmiş 2. basım). İstanbul: Literatür Yayınları.

18 Uzunoğlu, S. (2003). Para ve Döviz Piyasalar (genişletilmiş 2. basım). İstanbul: Literatür Yayınları.

19 Seyidoğlu, H. (Ed.). (2013). Uluslararası Ticaret. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayını.

(20)

8

halinde de dış ticaretin yapılması ve piyasa mekanizması sayesinde her iki ülkenin de karşılıklı kazanç sağlaması mümkün olabilmektedir20.

Bir ülke, diğer ülkelere göre üretimini daha etkin olarak gerçekleştirdiği mallarda karşılaştırmalı üstünlüğe sahiptir. Ricardo’nun Karşılaştırmalı Üstünlükler Teorisi’ni açıklarken verdiği en bilinen örnek İngiltere ve Portekiz arasındaki kumaş ve şarap ticareti örneğine ilişkin varsayılan veriler aşağıda gösterilmiştir.

Tablo 2: Karşılaştırmalı Üstünlükler Teorisinin Gösterimi Bir İş Gününde Üretebilen Mal Miktarları

Kumaş

(metre)

Şarap (litre)

ABD 80 40

Türkiye 10 20

Yukarıdaki örnek mutlak üstünlükler bakımından incelendiğinde İngiltere’nin her iki malda da üstün olduğu görülmektedir. Mutlak üstünlüklerin tersine bu durumda da dış ticaretin yapılabileceğini savunan Ricardo’ya göre önemli olan mallardaki üstünlük derecesidir.

Gerçekten de Tablo 3’e baktığımızda İngiltere’nin kumaş üretiminde sekiz kat üstünken, şarap üretiminde iki kat üstün olduğu açıkça görülmektedir. Başka bir ifadeyle İngiltere, kumaş üretiminde karşılaştırmalı (mukayeseli) üstünlüğe sahiptir.

Bu durumda İngiltere kumaş üretiminde uzmanlaşmaya gidecek ve Portekiz’e kumaş ihraç edecektir. Daha az üstün olduğu şarabı ise Portekiz’den satın alacaktır21.

Bu durumu günlük yaşamdan sıklıkla verilen bir örnekle açıklamak mümkündür. Örneğe göre; bir avukatın sekreterine göre daha hızlı yazı yazabildiği varsayılır. Ancak bu durumda avukat, hem kendi mesleği için hem de sekreterinin

20 Peker, O. (2008). Reel Döviz Kurunun Ticaret Dengesi Üzerindeki Etkileri: Türkiye Örneği.

Atatürk Üniversitesi İİBF Dergisi. (22) 2008/2.

21 Savrul, B., Özel, H. ve Kılıç, C. (2013). Osmanlı’nın son döneminden günümüze Türkiye’de dış ticaretin gelişimi. Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi. 8 (1).

(21)

9

yerine yazı yazması için gereken zamana sahip değildir22. Ayrıca bu şekilde asıl mesleği olan avukatlıktaki verimliliği düşecektir. Öyleyse avukatın yapması gereken, yazı yazma işini bir sekretere bırakıp buradan kazandığı zamanda hukukçuluğa yoğunlaşmak ve mesleğinden daha fazla gelir elde etmektir. Böylece Hem kendisi hem sekreteri gelir elde etmiş olacaktır.

Mutlak üstünlükler, karşılaştırmalı üstünlüklerin özel bir durumu gibidir.

Mutlak üstünlüklerin gerçekleştiği durumlarda karşılaştırmalı üstünlük de vardır, ama bunun tersi geçerli değildir; yani, karşılaştırmalı üstünlük elde edilen her durumda mutlak üstünlük bulunmayabilir23.

Karşılaştırmalı Üstünlükler Teorisi’nin az gelişmiş ülkeler açısından tartışılabilecek yönleri vardır24. Teorinin statik anlamda ele alınması bu ülkelerin bugün olduğu gibi, gelecekte de tarım ürünü ihracatçısı olarak kalmaları anlamına gelebilir. Söz konusu gelişmekte olan ülkeler geleceğe dönük dinamik analiz ile ve geçici korumacılık uygulamalarıyla sanayileşme süreçlerini kalkındırarak tarım ürünleri ihracatçısı ülke konumundan kurtulabilirler25.

Teoride maliyeti oluşturan tek etken emek faktörü olmasına karşın gerçek hayatta sermaye, doğal kaynak, girişim gibi faktörler de maliyet oluşumunda etkilidir. Teoride emek faktörünün homojen kabul edilmesinin aksine gerçek hayatta, yetenek, eğitim, bilgi, beceri ve deneyim gibi unsurlar emek faktörünün homojenliğini engellemektedir26.

Ricardo’ya göre, işgücü ülke içinde tam hareketli, ülkeler arasında tam hareketsiz olsa da gerçekte işgücü ülke içinde tam hareketli olmadığı gibi ülkeler arasında da tam hareketsiz değildir27. Ayrıca Karşılaştırmalı Üstünlükler Teorisi’nde

22 Serenis, D. & Serenis, P. (2008). The impact of exchange rate volatility on exports: Evidance four European Countries. International Conference on Applied Economics.

23 Vergil, H. ve Erdoğan, S. (2009). Döviz kuru – dış ticaret dengesi ilişkisi: Türkiye örneği. ZKÜ Sosyal Bilimler Dergisi. (5).

24 Unay, C. (1999). Makro Ekonomi (Genişletilmiş 7. baskı). Bursa: VİPAŞ A.Ş. Yayınları.

25 Yıldırım, K. Karaman, D. Ve Taşdemir, M. (2013) Makro Ekonomi, Ankara: Seçkin Yayıncılık.

26 Yumuş, F. (2011). Türkiye’de 1980 Sonrası Yaşanan Krizlerin Dış ticarete Etkileri: Ekonometrik Bir Uygulama. Yüksek Lisans Tezi, Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

27 Seyidoğlu, H. (Ed.). (2013). Uluslararası Ticaret. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayını.

(22)

10

ülkelerarası maliyet farklılıklarının nedenleri açıklanmamıştır. Teorinin bu noktasına açıklık getiren teori Faktör Donatımı Teorisi’dir28.

1.1.1.3. Faktör donatımı teorisi

İsveçli İktisatçı Eli Heckscher tarafından 1919 yılında ortaya atılan teori daha sonra Heckscher’in öğrencisi olan İsveçli İktisatçı Bertil Ohlin tarafından geliştirilerek Heckscher-Ohlin Teorisi adını almıştır29. Klasik Karşılaştırmalı Üstünlükler Teorisi’ne göre; dış ticaretin yapılabilmesi emek verimliliğinin (maliyetlerin) ülkeler arasında farklı olmasıyla mümkündür. Ancak emek verimliliğinde oluşan bu farklılıkların nedenleri üzerinde hiç durulmamıştır.

Heckscher ve Ohlin dış ticareti, malların üretim fonksiyonlarının ülkeler arasında farklı olması ile değil, ülkelerin farklı faktör yoğunluklarına sahip olmaları ile açıklamışlardır. Teoride savunulan ana düşünceyi şu şekilde ifade edebiliriz:

Bir ülke hangi üretim faktörüne zengin olarak sahipse, üretimi o faktörü yoğun biçimde gerektiren mallarda karşılaştırmalı üstünlük elde eder, yani onları daha ucuza üretir ve o alanlarda uzmanlaşır. Heckscher-Ohlin Teorisi’nin dayandığı iki ana varsayım şunlardır30:

- Ülkeler faktör donatımları bakımından birbirlerinden farklıdırlar. İki ülkeli modelde bir ülke emek, diğeri ise sermaye bakımından zengin ülkedir.

- Mallar faktör yoğunlukları ya da nisbi faktör oranları bakımından da farklılık gösterirler. Diğerleriyle karşılaştırıldığında, bazı mallar emeğe oranla daha çok sermaye, ya da tersine, sermayeye göre daha çok emek gerektirirler.

Birinci türdeki mallara sermaye-yoğun, ikinci türdekilere de emek-yoğun mal adı verilir.

- Heckscher-Ohlin Teoremi’nin geliştirilmesiyle iki yeni önemli teori ortaya atılmıştır. Bunlar; Stolper-Samuelson Teoremi ve Rybczynski Teoremi’dir.

- Stolper-Samuelson Teoremi’ne göre, serbest ticaret ihracat endüstrilerinde yoğun kullanılan faktörün lehinedir, oysa korumacılık ithalata rakip

28 Kılavuz, E. G., Topçu, B., Gürel, F. ve Tülüce, N. (2011). Yükselen ekonomilerde döviz kuru seçimi: ampirik analiz. Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 30.

29 Özkan, F. (2003). Denge Reel Kur Hesaplama Yöntemleri ve Reel Kur Dengesizliğinin Ölçülmesi:

Türk Lirası Üzerine Bir Çalışma. Uzmanlık Yeterlilik Tezi, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Piyasalar Genel Müdürlüğü.

30 Seyidoğlu, H. (2003). Uluslararası İktisat. İstanbul: Güzem Yayınları.

(23)

11

endüstride yoğun kullanılan faktörleri yararlandırır. Başka bir deyişle, korumacılık dolayısıyla ekonomi bir bütün olarak kaybetse de ithalata rakip kesimde çalışanlar bundan yararlanırlar.

- Rybczynski Teoremi’ne göre ise; tam çalışma koşulları altında iki mallı ve iki faktörlü bir modelde bir faktörün kullanımı sabit bırakılırken diğeri arttırıldığında, artan faktörün yoğun olarak kullanıldığı malın üretim hacmi genişler.

1.1.2. Yeni Dış Ticaret Teorileri

Dış ticareti açıklayan klasik teorilerin dışında geliştirilen yeni dönem dış ticaret teorilerinin başlıcalarını incelemek gerekmektedir.

1.1.2.1. Nitelikli işgücü teorisi

Keesing ve Kenen’in öncü çalışmalarıyla gelişen Nitelikli İşgücü Teorisi, nitelikli işgücü zengini ülkelerin bu işgücünü gerektiren mallarda, işgücü çoğunluğu niteliksiz olan ülkelerin ise niteliksiz emekle üretilen mallarda uzmanlaşacağını belirtir31.

Teoriye göre; nitelikli işgücü bakımından zengin bir ülke nitelikli işgücü- yoğun malları ihraç edecektir. Faktör Donatımı Teorisi ile benzerliği nedeniyle bu teori Neo-Faktör Donatımı Teorisi olarak da adlandırılmaktadır32.

1.1.2.2. Teknoloji açığı teorisi

1961 yılında M. V. Posner ticaretin belirleyicisi olarak teknolojik değişme gibi dinamik faktörleri ele alarak Teknoloji Açığı Teorisi’ni ileri sürmüştür. Teoriye göre; teknolojik ilerlemenin yolu AR-GE harcamalarından geçmektedir.

Araştırma ve geliştirme faaliyetlerine yatırım yapan gelişmiş ülkeler teknolojik gelişme sayesinde yeni ürünler geliştirir ve Dünya’da monopol oluştururlar. Ancak zamanla teknoloji taklit yoluyla, ya da serbest bir mal durumuna gelerek öteki ülkelerin eline geçtikten sonra, o ülkeler emeğin ucuzluğu veya doğal

31 Seyidoğlu, H. (2007). Uluslararası İktisat Teori Politika ve Uygulama(Geliştirilmiş 16. baskı).

İstanbul: Güzem Can Yayınları.

32 Kıpıcı, A. ve Kesriyeli, M. (1997). Reel Döviz Kuru Tanımları ve Hesaplama Yöntemleri. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası – Piyasalar Genel Müdürlüğü, 97(1), 1.

(24)

12

kaynak üstünlükleri nedeniyle söz konusu malı ilk icat edenden daha ucuza üretirler33. Böylece monopol gücü ortadan kalkar ve rekabet gücünü ele geçiren gelişmekte olan ülkeler bu malların ihracatçısı olmaya başlamaktadır34.

1.1.2.3. Ürün dönemleri teorisi

Ürün Dönemleri Teorisi, teknoloji açığı teorisinin Vernon’un katkılarıyla geliştirilmiş bir formu olarak, ürün geliştirme ve yenileme sürecinin durakladığı aşamaya doğru belli bir ürünün üretiminin zamanla daha basit hale geleceği düşüncesine dayanır.

Vernon, bir malın ürün hayat döneminin beş aşamadan meydana geldiğini belirtmiştir. Bunlar; giriş, büyüme ve genişleme, olgunluk, gerileme ve yok oluş aşamalarıdır35. Hipoteze göre, bazı ülkeler halen var olan mallarda, bazıları ise yeni malların üretiminde uzmanlaşır. Ancak kritik önem taşıyan varsayım şu ki bir mal, yeni mal durumundan eski mal biçimindeki yaşam dönemlerine geçerken üretimin coğrafi yeri de değişir36. Birinci dönemde yeni ürünün üretimi tamamen icatçı ülkeye ait ve küçük çaptadır.

Üretim, ihracata yönelik değil yalnızca iç talebi karşılamak amacıyla yapılır.

İkinci döneme geçildiğinde ise, yeni ürünün sahibi ve üreticisi hala icatçı ülkedir.

Üretim kapasitesi artar ve iç talebe ek olarak ihracata başlanır. Üçüncü aşama artık değişimin başladığı aşamadır. İcatçı ülke için malın üretim maliyeti oldukça yüksektir ve maliyetleri düşürmek için yeni ürünün lisans ve patentleri diğer ülkelerle paylaşır.

Üretimin coğrafi yeri böylece bu dönemde değişmiş olur. Ayrıca icatçı ülkenin ihracatı daralır. Dördüncü aşamaya gelindiğinde icatçı ülkenin ihracatı belirgin biçimde düşer ve taklitçi ülke ithalatı tamamen keserek malın ihracatına başlar. Beşinci ve son dönemde ise icatçı ülke malın üretimine ve ihracatına tamamen son verir ve ithalatçı olmaya başlar. Başka bir deyişle, yeni malın üretimi

33 Seyidoğlu, H. (2007). Uluslararası İktisat Teori Politika ve Uygulama(Geliştirilmiş 16. baskı).

İstanbul: Güzem Can Yayınları.

34 Mei, G. T., Mun, W. H. & Ling, Y. N. (2008). Real exchange rate and trade balance relationship:

An empirical study on Malaysia. International Journal of Business and Management, 3(8), 130-137.

35 Oksay, S. (2001). Döviz Kuru ve Ödemeler Bilançosu Politikaları: Türkiye (19232000), İstanbul:

Beta Yayınevi.

36 Karayazı, M. (2004). Türkiye’de Uygulanan Döviz Kuru Sistemlerinin Makroekonomik Etkileri.

Yüksek Lisans Tezi, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

(25)

13

ve ihracatı tamamen taklitçi ülkeye geçmiş olur. Bu dönem, icatçı ülke için artık yeni ürün icat etmesi gereken dönemdir.

Burada incelenen başlıca üç yeni dış ticaret teorisi dışında literatürde yer alan birçok teori vardır. Bunlar; Endüstri İçi Ticaret Teorisi, Ölçek Ekonomileri Teorisi, Tercihlerde Benzerlik Teorisi ve Monopolcü Rekabet Teorisi olarak sıralanabilir.

Ülkelerarası ticareti açıklamaya yönelik olarak ortaya atılan klasik dış ticaret teorilerinin eksik yanlarının, yeni dış ticaret teorileri tarafından geliştirildiği yapılan incelemeler sonucunda görülmektedir37.

1.2. DIŞ TİCARET POLİTİKASI

İhtiyaçların sonsuz kaynakların kıt oluşu insanların birbirleriyle mübadele ilişkisi kurmasına yol açmaktadır. Devletler ise belli malları üretememesi veya ihtiyaçları karşılamaya yeterli olmaması durumunda dış ticarete gereksinim duymaktadırlar38. İhtiyaçlarını karşılayacak doğal kaynağa sahip olmayan ülkeler, doğal kaynak yönünden zengin ülkelerle alış verişte bulunurlar ve bu alış veriş ticareti doğurur. Literatürde “dış ticaret” kavramı, birbirine benzer olmakla birlikte farklı şekillerde tanımlanmaktadır39.

Bir başka değişle diş ticaret, bir ülkedeki kamu kurumlarının, özel kişi ve kuruluşların diğer ülkelerle yaptıkları mal veya hizmet alım satımıdır”. Diğer bir değişe göre ise, Ülkelerin kendilerinde üretilmeyen mal, hizmet ve üretim faktörlerini başka ülkelerden alıp, kendilerinde bulunan veya üretilen mal, hizmet ve üretim faktörlerini başka ülkelere satması olarak ifade eder. Dış ticaret politikası ise;

ülkenin dış ticaret akımlarını sınırlandırmak, özendirmek veya bunların yapılış şekillerini düzenlemek için hükümetlerin almış oldukları önlemler bütünüdür.

Aslında dış ticaret politikası, Ödemeler Bilançosunun Cari İşlemler Hesabı’nda ithalat ve ihracat kalemleri üzerindeki tüm hükümet faaliyetlerini kapsayan dış ekonomi politikasıdır40.

37 Hall, E. Robert & Taylor, B. John (1992). Maroecenomics. Norton International Student Edition.

38 McKenzie, D.M. & Brooks D.R. (1997). The impact of exchange rate volatility on German-US trade flows. Journal of International Financial Markets, Institutions and Money. 7(1997), 73- 87.

39 Hançerlioğlu, O. (1997). Ekonomi Sözlüğü (7. Basım). İstanbul: Remzi Kitabevi.

40 Blanchard, O. (2003). Macroeconomics. USA: Prentice-Hall.

(26)

14

Dar anlamda dış ticaret politikası, hükümetin ihracat ve ithalat kalemlerini kotalar, gümrük tarifeleri, ithalat kısıtlamaları, ihracat teşvikleri gibi müdahalelerle düzenlemesidir. Geniş anlamda ise bir ülkede özel kişi ve kuruluşların, kamu kuruluşlarının diğer ülkelerle yapmış oldukları mal ve hizmet ticaretini kapsayan tüm politikalara dış ticaret politikası denir41.

Dış ticaret politikası, hükümetin ülkenin doğrudan dış ticaret akımlarını sınırlandırmak, özendirmek veya bu işlerin yapılış yöntemlerini düzenlemek için almış oldukları sistematik önlemleri ifade etmektedir42. Ülkelerin dış ticarette attıkları adımlar, ekonomik büyüme ve kalkınma hedeflerini destekler nitelikte olmalıdır. Örneğin; yerli sanayisini kalkındırmayı hedefleyen bir ülkenin, yabancı üretici karşısında kendi üreticisini koruyan önlemler alması beklenir43.

Bu bakımdan dış ticaret politikalarının genel ekonomi politikalarıyla uyumlu olması gerekmektedir. Burada genel ekonomi politikası denildiğinde, hükümetlerin ekonomik ve mali araçları kullanarak çeşitli ekonomik, sosyal ve siyasal amaçlarını gerçekleştirmek üzere aldığı sistematik kararlar bütünü anlaşılmaktadır44. Dış ticaret politikasını genel olarak tanımlamak gerekirse, bir ülkedeki kamu kuruluşlarının, özel kişi ve kuruluşların diğer ülkelerle yaptıkları mal ve hizmet alım ve satımlarını kapsayan tüm politikalara dış ticaret politikası denir.

Dış ticaret politikalarının dünyadaki tarihi incelendiğinde, hâkim olan ekonomik akımların özelliklerine paralel oldukları görülür. 16. Yy’den 18. Yy’e kadarki sürede dünyada etkili olan Merkantilist felsefenin etkisiyle ülkeler genellikle korumacı ve müdahaleci politikalar uygulamışlardır. Her ne kadar I. Dünya Savaşı yıllarında serbest dış ticaret politikaları hâkim olduysa da, 1929 Dünya Ekonomik Buhranı sonrasında yaşanan gelişmeler neticesinde tekrar yüksek tarifeli korumacı politikalar etkili olmuştur.

1.2.1. Dış Ticaret Politikasının Amaçları

Klasik dış ticaret teorilerin dayandığı temel varsayım tamamen serbest dış ticaretin varlığıdır. Bir başka deyişle, ülkeler arasında dış ticareti engelleyici veya

41 Seyidoğlu, H. (1999). Ekonomik Terimler Ansiklopedik Sözlük. İstanbul: Güzem Can Yayınları.

42 Karayazı, M. (2004). Türkiye’de Uygulanan Döviz Kuru Sistemlerinin Makroekonomik Etkileri.

Yüksek Lisans Tezi, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

43 Seyidoğlu, H. (2003). Uluslararası İktisat. İstanbul: Güzem Yayınları.

44 İyibozkurt, E. (1995) Uluslararası İktisat Teorisi. Bursa: Ezgi Kitabevi Yayınları.

(27)

15

kısıtlayıcı herhangi bir müdahalenin bulunmadığı kabul edilir45. Ancak serbest dış ticaret görüşü teoride ne kadar güçlü olursa olsun, uygulamada hiçbir sınırlandırmaya tabi olmayan uluslararası mal ve hizmet ticaretine çoğunlukla rastlanmaz. Hükümetler, çeşitli amaçları gerçekleştirmek için uluslararası ticarete müdahalede bulunurlar.

Bu müdahalelerin altında ekonomik olduğu kadar, sosyal ve siyasal amaçlar da yatabilir. Genel ekonomi politikasının tam istihdamı sağlama, fiyat istikrarı, adil gelir dağılımı gibi amaçları vardır. Aynı şekilde dış ticaret politikasının da, dış ödemeler dengesinin sağlanması, dış rekabetten korunma, ekonomik kalkınma, piyasa aksaklıklarının giderilmesi, ekonominin liberalleşmesi, iç ekonomik istikrarın sağlanması, hazineye gelir sağlanması, dış piyasalarda monopol gücünden faydalanma, otarşi gibi amaçları vardır.

Temel amacı ekonomik kalkınma olan az gelişmiş ülkelerde dış ticaret politikaları genellikle yerli endüstrilerin dış piyasada rekabetinin arttırılması amacıyla ithalatı kısıtlayıcı, döviz kazandırıcı bir işlem olması bakımından ise ihracatı destekleyici biçimde kullanılır. Üretim faktörlerinin optimum düzeyde kullanılması için iç piyasada oluşan tekelleşmelerin bozulması ve böylece kaynak dağılımda etkinliğin sağlanması bakımından da dış ticarete müdahale edilmektedir.

Dış ticaret politikaları ayrıca yerli malların arz ve taleplerinde oluşan dengesizliklerin giderilmesine ve böylece bu malların fiyatlarında istikrarın sağlanmasına yönelik olarak uygulanabilir. İç piyasada bazı malların arzının daralmış olması, iç fiyat artışlarına yol açarak bir enflasyon nedeni oluşturabilir.

Böyle bir durumda ise hükümetler söz konusu malların ithalatını kolaylaştırarak arz tıkanıklıklarını giderir ve fiyat istikrarını sağlamaya çalışırlar.

Ülkeler ithalat veya ihracat yoluyla ülkeye giren veya ülkeden çıkan mallar üzerinden almış oldukları bir takım vergiler sayesinde hazinelerine gelir sağlamaktadırlar46. Dış ekonomik faaliyetlere tamamıyla kapalı sistemler uygulayan ülkelerin sahip oldukları kaynaklar ile kendi kendilerine yetinmesine otarşi politikası adı verilir. Ancak otarşi uygulamanın imkânsızlaştığı küreselleşen dünyada ülkeler

45 Eğilmez, M. (Kasım, 2012). Reel Efektif Döviz Kuru Endeksi Nedir?, Kendime Yazılar, 10 Mart 2014, http://www.mahfiegilmez.com/2012/11/reelefektif-doviz-kuru-endeksi-nedir.html

46 Düğer, İ. ve Dulupçu, M. (2007). İktisada Giriş. İstanbul: Türkmen Kitabevi.

(28)

16

dışa açılma gereksinimi duymaktadırlar. Bu doğrultuda dış ticaret politikaları bu ülkeler tarafından sıklıkla kullanılmaktadır.

1.2.1.1. Dış Ödemeler Dengesizliklerinin Giderilmesi

Ulusal ekonominin en önemi sorunlarından biri Ödemeler Dengesi açıklarıdır. Çünkü döviz rezervlerinin tükenmesi olasılığı vardır. Dolayısıyla dış ticaret politikasının amacı, ithalatın ve diğer döviz gideri doğuran işlemlerin kısılması, döviz getirici işlemlerin artırılmasına yöneliktir.

1.2.1.2. Dış Rekabetten Korunma

Gelişmekte olan ülkelerin sanayide, teknolojide, yetişmiş insan gücünde, pazarlama olanaklarında gelişmiş ülkelerle rekabet etmeleri çok güçtür. Bu nedenle hükümetlerin sanayilerini rekabete dayanacak düzeye gelene kadar korumaları gerekmektedir. Hükümetler, ihracat potansiyeli taşıyan fakat yeni gelişen ve dolayısıyla yüksek maliyetle çalışan ulusal sanayi sektörlerini yurt dışı rekabetin etkisinden korumak için ithalat yasakları, vergiler kotalar vb politikalar uygulamak zorundadırlar.

Dış rekabetten korunmada bir diğer politika ise Bebek Endüstri Tezidir.

Bebek Endüstri Tezi, ulusal firmaların yabancılara kıyasla rekabet güçlerini artırmak amacıyla devletin dış ticarete müdahale etmesi gerektiğini varsayar. Bu tez, dezavantajlı konumda olan bir endüstrinin, gelişmesini sağlayana kadar dış rekabete karşı korunmasını öngörür.

1.2.1.3. Ekonomik Kalkınma

Gelişmekte olan ülkelerde, ekonomi politikasının temel amaçlarından biri iktisadi kalkınmayı sağlamaktır. Bu açıdan yeni kurulan, genç sanayileri dış rekabetten korumak için ithalata tarife ve miktar kısıtlamaları koyarken, diğer taraftan kalkınmaları için gerekli yatırım malları ithalatlarını artırmaktadırlar47. 1.2.1.4. Piyasa Aksaklıklarının Giderilmesi

Ulusal ekonomide monopol gücünün artması üretimde kaynak etkinliğinin bozulmasına ve tüketicilerin kalitesiz yerli mallara yüksek fiyat ödemesine sebep olur. Dış ticaret politikası aracılığı ile bu aksaklık giderilmeye çalışılır.

47 Karayazı, M. (2004). Türkiye’de Uygulanan Döviz Kuru Sistemlerinin Makroekonomik Etkileri.

Yüksek Lisans Tezi, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

(29)

17 1.2.1.5. Ekonominin Liberalleşmesi

Günümüzde birçok ülkede dış ticaret politikasının ana amacı serbest piyasa ekonomisini bütün kurum ve kuralları ile uygulamaktır. Bu ülkeler, ulusal ekonominin dünya ekonomisi ile bütünleşmesi için liberal dış ticaret politikası izlerler48.

1.2.1.6. İç Ekonomik İstikrarın Sağlanması

İç ekonomik istikrar genellikle, işsizlik ve enflasyonun olmadığı, çok düşük olduğu durumlar olarak ifade edilebilir. Ülkedeki çalışma düzeyinin yükseltilmesi için dış ticaret politikasından yararlanılabilir. Örneğin, gümrük tarifeleri ve kotalar yoluyla toplam talebi yabancı mallardan yerli mallara kaydırarak, ülkedeki eksik istihdam düşürülmeye çalışılır.

1.2.1.7. Hazineye Gelir Sağlamak

İthalat ve ihracat üzerine konulan vergiler, özellikle gelişmekte olan ülkeler için önemli gelir kaynağıdır.

1.2.1.8. Dış Piyasalarda Monopol Gücünden Faydalanma

İhraç edilen mallarla ilgili olarak uluslararası piyasalarda tekel gücüne sahip olma, bazen bir dış ticaret politikası amacı olabilir. Bu amaç için ülke, tek üretici olduğu ürünlerin ihracatında sınırlandırmalar koyar veya benzer malı üreten az sayıdaki öteki ülkelerle anlaşarak birlikte kartel kurma yoluna gidebilir49.

1.2.1.9. Otarşi

Kendi kendine yeterlilik” anlamına gelen otarşinin amacı dış Dünya ile ekonomik bağların en düşük düzeye indirilmesidir50. İhtiyaç duyulan her şey ülke içinde üretilmeye çalışılır. Günümüzde artık bu anlamda bir dış ekonomi politikası amacı bulunmamaktadır.

48 Aktaş, C. (2010). Türkiye’de Reel Döviz Kuru İle İhracat ve İthalat Arasındaki İlişkinin Var Tekniğiyle Analizi, ZKÜ Sosyal Bilimler Dergisi, 6(11), 123-140.

49 Dinler, Z. (2007). İktisat. Bursa: Ekin Kitabevi.

50 Eğilmez, M. (Kasım 2014). TL’nin değer Kaybı Dış Ticaret Açığını Düşürür Mü? Kendime Yazılar, 02 Kasım 2017, http://www.mahfiegilmez.com/2014/11/tlnin-deger-kayb-dsticaret- acgndusurur.html#uds-search-results [Erişim Tarihi: 24.10.2017].

(30)

18

1.2.2. DIŞ TİCARET POLİTİKASININ ARAÇLARI

Dış ticaret politikası en genel tanımlamayla; hükümetin Ödemeler Dengesinin Cari İşlemler Hesabı’nda ithalat ve ihracat kalemleri üzerindeki faaliyetlerini kapsayan dış ekonomi politikasıdır51. Devletin dış ticarete müdahale için kullandığı araçlar, genel ekonomik istikrarın sürdürülmesi amacıyla ihracatın teşvik edilmesi ve ithalatın kısılması şeklindedir52.

Bu kapsamda, ihracatı teşvik için, ihraç mallarına uygulanan vergi indirimleri, vergi iadeleri, ucuz girdi sağlamaya yönelik destekler yani sübvansiyonlar dış ticaret politikası aracı olarak kullanılırken, ithalatın kısılması amacıyla da gümrük tarifeleri, ithalat kotaları ve tarife dışı engeller kullanılmaktadır53. Bu bölümde dış ticaretin iki önemli öğesi olan ihracat ve ithalat açıklanacak ve daha sonra ihracat ve ithalat politikası araçları ele alınacaktır.

1.2.2.1. İhracat ve İhracat Politikası Araçları

Ülkeler arası ekonomik ilişkilerin temel araçlarından biri olan ihracat, özellikle gelişmekte olan ülkeler için dış dengenin sağlanmasında önemli bir unsurdur54. Gelişmekte olan ülkelerde ihracatın yetersiz olmasının sebepleri; ülke ekonomisinin reel yapısından kaynaklanan yetersizlikler, ülkeler arası piyasalarda rekabetin olmaması, yerli paranın aşırı değerlenmesi, yabancı ülkenin ithalat talebindeki azalmalar şeklinde sıralanabilir55. Ülkeler bu sorunların giderilmesi için çeşitli politikalar uygulamak zorundadırlar.

51 Binay, Ş. ve Kunter, K. (1998). Mali Liberalleşmede Merkez Bankasının Rolü 1980-1997. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Araştırma Genel Müdürlüğü, Tartışma Tebliği.

52 Bayraktutan, Y. (2003). Bilgi ve Uluslararası Ticaret Teorileri. Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Bilimler Dergisi, 4(2), 175-186.

53 Binay, Ş. ve Kunter, K. (1998). Mali Liberalleşmede Merkez Bankasının Rolü 1980-1997. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Araştırma Genel Müdürlüğü, Tartışma Tebliği.

54 Akgül, E. (2010). Türkiye’de reel döviz kuru hareketlerinin analizi. Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

55 Ciğerlioğlu, O. (2007). Reel Döviz Döviz Kuru, İhracat ve İthalat Arasındaki İlişki: Türkiye Örneği 1982 – 2005. Yüksek Lisans Tezi, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

(31)

19 1.2.2.1.1. İhracat

İhracat ülke içinde serbest dolaşımda bulunan bir malın ülke dışına satılmasıdır. Satış işlemleri genellikle ülkelerin yönetmelikleriyle düzenlenmektedir.

Yapılan satış işleminin ihracat niteliği taşıyabilmesi için, mal ve hizmetin gümrük bölgesinden çıkmış olması, satışın ihracat mevzuatına uygun olarak gerçekleşmesi ve satış bedelinin ülkenin kambiyo mevzuatına uygun olarak yurda getirilmiş olması gerekmektedir56.

1.2.2.1.2. İhracat Politikası Araçları

Dış ticaretin düzenlenmesinde kullanılan araçlar ithalat için kısıtlayıcı tedbirler şeklide uygulanırken, ihracat için genellikle teşvik edici araçlar uygulanmaktadır57. Uygulamada az rastlansa da ihracat vergileri ve ihracat kotaları, ülkede üretilen malların dışarıya satılmasını sınırlandırma şeklinde uygulanan ihracatı kısıtlayıcı önlemler de yer almaktadır58. Yerli istihdamı korumak ve artırmak amacıyla uygulanan ihracat politikası araçları genellikle ihracatı destek şeklinde uygulanmaktadır.

Verilen destek, malın üretiminden satılacağı dış pazara ulaşıncaya kadar geçen çeşitli aşamalarda gerçekleşmektedir. Verilen destekler sübvansiyon veya ihracat teşvikleri başlığı altında prim sistemi, vergi iadesi ve muafiyeti, girdi teşvikleri ve devlet pazarlama yardımları şeklindedir. Ayrıca ihracat kotaları, ihracat vergileri, gönüllü ihracat kısıtlamaları olarak sıralanmaktadır.

1.2.2.1.2.1. İhracat Teşvikleri

Dış ticaret politikası araçları genellikle ithalatın sınırlandırılmasına yönelik olsa da, bazen amaç ihracatın özendirilmesi şeklinde de olabilir. İhracatı teşvik önlemlerinin genel amacı; ihracatın kârlılığının artırılmasına yönelik ihracatçıya ihraç ettiği mal birimlerinin karşılığı olarak ulusal para cinsinden daha fazla ödeme yapılması veya maliyetin düşürülmesidir.

56 Paya, M. (1998). Para Teorisi ve Para Politikası (gözden geçirilmiş 2. baskı). İstanbul: Filiz Kitabevi.

57 Erkılıç, S. (2006). Türkiye’de Cari Açığın Belirleyicileri. Uzmanlık Yeterlilik Tezi, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası İstatistik Genel Müdürlüğü.

58 Boratav, K. (2006). Türkiye İktisat Tarihi. Ankara: İmge Kitabevi.

(32)

20

İhracatın teşviki, hükümetin ihracatçılara doğrudan veya dolaylı ödeme yapması biçiminde gerçekleşiyorsa bu uygulama ihracat sübvansiyonudur. Amaç, üreticilerin malı yurt dışında, yurt içine kıyasla daha ucuza satmalarını sağlamaktır.

İhracatı artırmak amacıyla uygulanan ihracat sübvansiyonu nakit ödeme şeklinde gerçekleşiyorsa doğrudan sübvansiyondur59.

Dolaylı ödeme ise, hükümetin ihracatçılara düşük faizli kredi vermesi, ihracat risklerine karşı sigorta sağlaması, pazar araştırması amacıyla destek sağlaması, ihracata yönelik araştırma-geliştirme faaliyetlerinde vergi muafiyeti uygulamasıdır.

İhracat teşvikleri ülkeden ülkeye farklılık göstermekle birlikte dört ana başlık altında toplamak mümkündür.

- İhracatta Prim Sistemi,

- İhracatta Vergi İadesi, Vergi Muafiyeti, Vergi İndirimi, - Girdi Teşvikleri,

- Devlet Pazarlama Yardımıdır.

İhracatta Prim Sistemi: İhraç malı üreten üreticilere yani ihracatçılara devlet tarafından yapılan parasal yardımlardır. Genellikle ithalatın gümrük vergisi ve miktar kısıtlaması ile sınırlandırıldığı ülkelerde uygulanır. İhracatta pirim sistemi kısmi bir devalüasyon veya katlı kur benzeri özelliktedir60.

Bütün sektörlere aynı kur uygulanırken ihracat sektörüne avantaj sağlaması için farklı kur uygulanması ihracatta prim sistemine örnektir. İhracatta pirim sistemine örnek olan çoklu kur uygulamalarının dışında; ihracatçıya döviz tutma yetkisi verilmesi, ihracat bonoları ve sertifikaları çıkarma, ihracatçıya döviz tahsisinde bulunma şeklindedir.

Dış ticaretin farklı işlemlerine farklı kur sistemlerinin uygulandığı çoklu kur uygulaması, sabit kur sistemlerinde devalaüasyondan kaçınmak isteyen ülkelerde

59 Hall, E. Robert & Taylor, B. John (1992). Maroecenomics. Norton International Student Edition.

60 Ağcaer, A. (2003). Dalgalı kur rejimi altında merkez bankası müdahalelerinin etkinliği: Türkiye üzerine bir çalışma. Uzmanlık yeterlilik tezi, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Piyasalar Genel Müdürlüğü.

(33)

21

başvurulan bir uygulamadır. Örneğin zorunlu tüketim mallarının ithalinde düşük kur uygulanırken, lüks tüketim mallarının ithalinde yüksek kur uygulanır. Döviz girişlerinin özendirilmesi açısından da ihracat ve turizmden sağlanan dövizlere yüksek kur uygulanır. İhracatta pirim sisteminin uygulanma şekillerinden biri döviz tutma yetkisinin verilmesidir.

Bu durumda ihracatçı yapmış olduğu ihracattan elde ettiği gelirin bir kısmını veya tamamını yurt dışında bir bankada tutma, pazarlama faaliyetleri için harcama veya üretimde gerekli olan ham madde ve yatırım malı ithalinde kullanabilir. İhracat bonoları ve sertifikaları çıkarma sisteminde ise esas olarak ihracatçıya dövizlerinin bir kısmını veya tamamını başkalarına satma hakkı verilir. Özendirilmek istenen ihracat sektörlerindeki ihracatçılara ihracat bonosu veya sertifikası çıkarma hakkı verilir.

Sertifikalar veya bonolar, ihracatçının kazandığı dövizleri belgelemesi anlamına gelmektedir. Bu sertifikaları ciro etme imkânı da bulunmaktadır. Resmi kur piyasa kurundan düşükse aldığı sertifikaları serbest piyasada satma imkânına kavuşan ihracatçı, yüksek gelir elde edecektir. İhracat bonoları ve sertifikaları ancak sabit döviz kuru sistemlerinde uygulanabilmektedir61. İhracatçıya döviz tahsisi yöntemi ise; ihracatçılara verilen özel ithal lisansı ise ihracat tutarlarının belli bir yüzdesi kadar ithalat yapma izni vermesidir62. Genellikle döviz kıtlığı ve kambiyo rejiminde kısıtlamalar olan ülkelerde uygulanır.

İhracatta Vergi İadesi, Vergi Muafiyeti ve Vergi İndirimi: Esas olarak, ihraç edilecek ürünün içinde ithal girdi var ise söz konusu ürün gümrük vergisine tabi olacaktır. Bu durumda ihracatçı, yurt içinde üretilen malın değerine oranla daha fazla vergi ödemek zorunda kalacaktır. Bu dezavantajın ortadan kaldırılması için vergi iadesi ile vergi muafiyet ve indirimi teşviki uygulanmaktadır. Örneğin bir mal içinde ithalatın payı % 40 ve gümrük vergisi % 25 ise ürünün tümü üzerinden nominal vergileme % 10’dur. Bu oran, ürün içindeki ithalat oranına ve ithal malının toplam maliyet içindeki payına bağlıdır.

61 Hall, E. Robert & Taylor, B. John (1992). Maroecenomics. Norton International Student Edition.

62 Hançerlioğlu, O. (1997). Ekonomi Sözlüğü (7. Basım). İstanbul: Remzi Kitabevi.

Referanslar

Benzer Belgeler

Kapanış Tarihi Başlangıç / Bitiş Eximbank GTIP No Grup / Aralık Malzeme (Sınıfı) Kodu Grup / Aralık Malzeme (Sınıfı) Açıklaması Grup / Aralık Malzeme (Sınıfı) Özel

Hizmet Açıklaması Grup / Aralık Cari Hesap Kodu Grup / Aralık Cari Hesap Unvanı Grup / Aralık Ticari İşlem Grubu Grup / Aralık İthalat Dosya Kodu Grup / Aralık

Mersin Liman Başkanlığı bazında yükleme boşaltma istatistiklerindeki gelişmeler incelendiğinde; 2012 yılı Ocak-Mayıs döneminde ihracatın 2011 yılının söz konusu

Söz konusu dönemde Mersin’de seçilmiş sektörlere göre kullandırılan kredilerin dağılımı incelendiğinde; ağırlıklı paya sahip olan toptan, perakende ticaret

TOBB tarafından açıklanan açılan kapanan şirket istatistikleri incelendiğinde; 2012 yılında Türkiye genelinde kurulan şirket ve kooperatif sayısı geçen yılın aynı

Mersin Liman Başkanlığı bazında yükleme boşaltma istatistiklerindeki gelişmeler incelendiğinde; 2012 yılı Ocak-Mart döneminde ihracatın 2011 yılına göre %2

Mersin Liman Başkanlığı bazında yükleme boşaltma istatistiklerindeki gelişmeler incelendiğinde; 2012 yılı Ocak-Nisan döneminde ihracatın 2011 yılının söz konusu

Türkiye’nin ithalatına ihtiyaç duyduğu ara mamul ve parçalar gibi ürünlerde Güney Kore’deki potansiyel değerlendirilerek, bu alanlarda Güney Kore’nin Türkiye için