• Sonuç bulunamadı

İslam itikadına göre: Kader, Allah ın (c.c) İlâhî takdiri ve Levh-i mahfuz da yazdığıdır. Kaza, İlâhî takdirin varlık aleminde uygulamasıdır.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "İslam itikadına göre: Kader, Allah ın (c.c) İlâhî takdiri ve Levh-i mahfuz da yazdığıdır. Kaza, İlâhî takdirin varlık aleminde uygulamasıdır."

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KADER VE KAZA

I. KADER VE KAZA

“KADERMİŞ” Öyle mi? Haşa, bu söz değil doğru;

Belanı istedin, Allah da verdi... Doğrusu bu.

“Çalış” Dedikçe şeriat, çalışmadın, durdun,

Onun hesabına bir çok hurafe uydurdun!” (Mehmet Akif Ersoy.)

A. KADER VE KAZA NEDİR?

İslam itikadına göre: “Kader”, Allah’ın (c.c) İlâhî takdiri ve “Levh-i mahfuz”da yazdığıdır. “Kaza”, İlâhî takdirin varlık aleminde uygulamasıdır.

Kader; bu âlemin ve ondaki bütün varlıkların İlâhî hikmete göre yaratılmasında ve varlığının devamında, iş oluş ve olayların düzenlenmesine esas olan bir Sünnetullah, İlâhî bir ölçü, İlâhî bir kanundur.

Kâinattaki her şey bu İlâhî kanuna tabidir. Her şeyde ve her yerde “Kader”, yani onu vücuda getiren vasıf ve ölçüler ile belirli sebepler mevcuttur. Her yaratılış bir sebebe bağlanmıştır:

“Şu bir gerçek ki, biz her şeyi bir ölçüye göre / bir kaderle yarattık.” (54/kamer/49)

“…her şeyi yaratmış ve her şeye bir ölçü ve oluş tarzı takdir etmiştir.” ( 25/Furkan/2)

Kader; Allah’ın, ezelden ebede (sonsuzluğa) kadar olmuş ve olacak her şeyin, her şeyini ve halini, zamanını ve mekânını, sıfatlarını ve her türlü özelliklerini bir anda ve bir arada, ezeli ve mutlak ilmiyle bilip, ezelde ona göre, o mahiyet ve şekilde takdir ve tahdit etmesidir.

Kaza ise; Allah’ın ezelde mutlak ilmiyle bilip, irade ve takdir etmiş olduğu şeyleri, zamanı gelince, ilim, irade ve ezeldeki takdir ve tahditlerine uygun olarak yaratması demektir.

“Kader”, İlâhî plandır. “Kaza” ise bu İlâhî planın uygulamasıdır. Her şeyi Allah, ezelde takdir ve tayin ettiği kaderine, yani İlâhî ölçüye uygun olarak kaza şeklinde meydana getirir, yaratır.

“…Allah her şey için, bir ölçü / bir kader belirlemiştir” (65/Talak/3).

Kısacası “Kader”, olmuş, olmakta ve olacak olan “Kaza”ların tamamıdır.

B. KADERE İMAN.

Kader, Bir iman rüknüdür. Kadere inanmayan da kaderini yaşar. Allah’ın “Kader ve Kaza”sında İlâhî hikmetler vardır. Çünkü Allah, her şeyi bir sebep ve hikmete göre yaratır.

C. KADER VE KAZAYI DOĞRU ANLAMAK.

Burada yanılgıya düşmemek için özellikle doğru anlaşılması gereken husus şudur:

(2)

Allah’ın, yaratmayı insanın seçim ve tercih sebebine bağladığı “Kaza”da, sorumlu kişi ve toplumlar,

“Kader” planının uygulamasında mecburen bu şekilde hareket ediyor ve Allah’ın kendilerinin yapacaklarını ezelden mutlak ilmiyle bilmesi sebebiyle, “Kaza” öyle yaratılıyor değildir.

Tam aksine, bu sorumlu kişi ve toplumların hür iradeleriyle nasıl hareket edeceklerini ve “Kaza”nın nasıl oluşacağını, ezelden, mutlak ilmi ile, zamandan ve mekandan münezzeh olan Allah’ın bilmesi sebebiyle, “Kader” de öyle takdir edilmektedir.

Yani “Kader”e göre ve ona uygun yaratılan “Kaza”nın öyle yaratılmasının asıl gerçek sebebi, “Kader”i öyle olduğu için değildir. Bilakis, “Kader”in öyle yazılışı, ezelden bilinen “kaza”ların öyle olacağı nedeniyledir.

D. HÜR İRADE / CÜZ-İ İRADE.

Böyle olduğu içindir ki:

Allah, İnsanlara akıl, idrak ve hür (cüzi) irade vermiş, peygamberlerle ve indirip gösterdiği kitaplarla hak ile batılı ayırmış, istediği ve yasakladıklarını bildirdikten sonra inanç ve davranışında özgür bırakmış, sevabı ve günahı insanların inanç, seçim ve tercihine göre amellerine (yapıp ettiklerine) bağlı kılmıştır.

Bu sebeple:

Allah, İnsanların amellerini (yapıp ettiklerini) de insanın hür iradesine bırakmış, azabı ve mükafatı da insanın çabasındaki kazanımına ve hür iradenin sarfına bağlı kılmıştır ki buna “kesb” denir ve insanın kesbettiği (yapıp ettiği) her şeyi, hayır ve / veya şer de olsa (şerre rızası olmadığı halde Sünnetullah’ı gereğince) yaratmış, aklı ve idraki olan her insanı da kesbinden (yapıp ettiklerinden) sorumlu tutmuştur.

E. KADER DEĞİŞİR Mİ? DEĞİŞTİRİLEBİLİR Mİ?

Konuyla ilgili özellikle doğru anlaşılması gereken önemli diğer bir husus da şudur:

Allah, olmuş, olmakta ve olacak olan “Kaza”ları, olmuş, olmakta ve olacak olan şekliyle ezelden bilerek, “Kader” olarak yazdığından, Allah’ın İlâhî planı olan “Kader” için değişme ve değiştirilme söz konusu değildir.

F. KADER DEĞİŞMEZ VE DEĞİŞTİRİLEMEZİN ANLAMI NEDİR?

Bunun anlamı:

Sebebi, insan kazanımı (kesb) olan “kaza”nın yaratılmasında, insanlar da seçim ve tercihlerinde değişme ve değiştirme yapmaz, yapamaz, yapamayacak demek değildir.

“Madem ki Kader değişmez, insan ne yapsa boşuna, tedbir almak yararsız” demek değildir.

Allah, İnsanların her zaman değişebilen, seçim, tercih ve yapıp ettiklerini / edeceklerini de zaten o değişiklikleri de kapsayarak öylece ezelden bilip “Takdir” ettiği için, zaten bunların böyle olacağı sebebiyle, “Kaza” olarak yaratılmış ve yaratılacak olan “Kader değişmez ve değiştirilemez “ demektir.

(3)

G. İNSANLAR , KENDİLERİNE KADER DİYE DAYATILANA MECBUR VE MAHKUM MUDUR?

Kader ve Kazayı doğru bilip de, kaderin değişmez ve değiştirilemez olduğunun manasını doğru anlayan kişi ve toplumlar, kendilerine “Kader”iniz bu diye dayatılanları, insan yazması planları, takdir ve tahditleri, aynen uygulanacak ve mecburi, gerçekleşmesi kaçınılmaz, yapmaları zorunlu, mahkumu oldukları bir “Kader” olarak asla kabul etmezler.

Çünkü, bu Allah’ın kulları (Allah'ın hüküm ve tasarrufu altındaki tüm insanlar), kişisel seçim, tercihleri ve hür (Cüzi)iradeleriyle yaptıkları işlerinde bilirler ki:

“Sünnetullah”ı olduğu için: Allah, kendilerini “Kader”e mecbur ve mahkum edip zorlamaz.

“Sünnetullah” ı olduğu için: Allah, kendilerine inançlarında seçme ve tercih özgürlüğü, uygulamalarında yapabilme gücü (hür irade) ve buna bağlı sorumluluk vermiştir.

“Sünnetullah” ı olduğu için: Allah, kullarının başka bir insanın , dünyanın, paranın, çıkarın, maddenin kulu kölesi olmasını istememiştir.

“Sünnetullah” ı olduğu için: Allah, şirke, her türlü zulme ve haksızlığa, her çeşit kötülüğe, rızası olmadığı açıkça bildirmesine rağmen, insanlar bunları kesbettiğinde (seçip, kazandığında), her şeyi yaratan Halik sıfatıyla, rızasının olmadığı şeyleri de sorumluluğu insanda olarak yaratmakta ve sorumlulardan da hesap sormaktadır.

“Sünnetullah” ı olduğu için : Allah, insanları inanç ve eylemlerinde, “Sünnetullah”

dışında hiçbir şeyle engellememektedir.

H. KADERİN YAZILMASINDA VE KAZANIN YARATILMASINDA

SÜNNETULLAH NEDİR? KADERİN GÜZEL OLMASI İÇİN YAPILACAK BİR ŞEY VAR MI, NE YAPMALIYIZ?

“Kader”in yazılmasında ve “Kaza”nın yaratılmasıyla ilgili olarak, kişisel konum ve durumda, kişisel bazda, istisnasız, inanan inanmayan ayırımsız tüm insanlar için:

Bir fiili / bir işi seçmek, tercih etmek, kazanmak (kesb) kuldan; kulunun seçtiği, tercih ettiği ve kazandığı şekle uygun olarak yaratmak (halk) da Allah’tandır.

Kul Kasib (kazanan, elde eden, işinin o şekilde olmasını isteyen); Allah’ da Halik’tır (kulun dilediği ve kazandığı şekliyle yaratandır).

Kul iyi veya kötü yoldan birisini seçer, iradesini bu iki yönden hangisine kullanırsa Allah, onu o şekliyle yaratır.

Bunlar, “Sünnetullah”tır, “Kader”dir.

Sonuçta, Allah’ın dileyip de “Kaza”ları, insanın kesbine göre yaratması “Sünnetullah”tır,

“Kader”dir.

“Kader” de “Kaza”ların toplamı olduğuna göre, Allah’ın ezelden, mutlak iradesiyle dileyip planladığı

“ Kader” i, mutlak ilmiyle ezelden bildiği, insanların yapacakları kesbine göre, onların istek ve kazanımlarının belirleyeceği şekliyle yazması da “Sünnetullah”tır, “Kader”dir.

(4)

Sebebi İnsan kazanımına (kesb) bağlanmış fiillerde, “Kader”in yazılmasında ve

“Kaza”nın yaratılmasında “Sünnetullah” budur.

İ.

VE BU “SÜNNETULLAH”, “KADER”DİR. ALLAH’IN KİMSE İÇİN DEĞİŞMEZ VE DEĞİŞTİRİLEMEZ YASASI, HÜKMÜ, SÖZÜ VE VAADİDİR

. Mülk”ün gerçek sahibi (Allah), mülkünü (alemleri) , kendi üzerine yazdığı (vaadine) ve yarattıkları üzerine yazıp koyduğu ölçüye (kader) uygun yönetir. Allah’ın vaadi haktır / gerçektir ve “Sünnetullah”

ta asla değişiklik olmaz.

Bunu aksini kabul eden Allah’ın kullarının, sadece Allah’ kulları olmayıp , aynı zamanda “Allah ile aldatan” başka insanların, dünyevi ihtiras,çıkar, para, mevki vs. gibi putlaştırdığı değerlerin de kulu ve kölesi olma ihtimal ve tehlikesi vardır.

“Kader”in yazılmasında ve “Kaza”nın yaratılmasında “Sünnetullah”ı doğru kavranıp anlayan kişi ve toplumlar, bilmedikleri ”Kader”lerinin güzel olması için çalışırlar.

Neticeten “Kader”, inanç ve eylemlerimiz,seçim ve tercihlerimizdeki kesbimiz, iyi veya kötü kazanımlarımızdır. ”Kader”, yaşadığımızdır, yaşantımızdır, yaşayacaklarımızdır.

Gerçek şu ki, insan için çalışıp didindiğinden başkası yoktur. / ve insana uğrunda çaba gösterdiği dışında bir şey verilmeyecektir.” (53/Necm/39)

J. İNSANLAR KADERLERİNİ BİLEBİLİRLER VE BELİRLEYEBİLİRLER Mİ?

Alnımıza yazılı “Kader”imizde Allah’ın dileyip de hakkımızda ne yazdığını ve akıbetimizin ne olacağını bilemeyiz ama, boynumuzda asılı “Kaza” madalyonunun (Amel defteri) iç yüzünde yazılmış olan olmuşları ve madalyonun arka yüzünde de “Kaza ve Kaderin oluşumundaki Sünnetullah’ı” görebilirsek, “Kader”de yazılanları, olacakları ve akıbeti de sezebiliriz.

Sezdiğimiz “Kader”, sorumluluğunu vermekten endişe duyduğumuz, olmasını istemediğimiz

“Kaza”larla dolu ise bu, tutum ve davranışlarımızın yanlış olduğu ve Allah’ın rızasının olmadığı seçim ve tercihleri yaptığımız anlamına gelir.

Yanlışlığı görüp, bilip de yanlıştan dönmemek, hatalara ısrarla devam etmek Hak değildir, batıldır. Bu sebat değildir, sabretmek değildir, tevekkül değildir, “kader ve kaza” ya rıza göstermek hiç değildir.

Çünkü, Allah’ın rızası , seçip, tercih ettiklerimizle, inanç ve eylemlerimizle, çabalarımızla

kazandıklarımızın doğru, güzel, iyi olmamızda ve bu sebeple Allah’ın dilemesiyle de “Kader”imizin de iyi olmasındadır.

Faili mutlak Allah olduğu için, “Kader”i yazan Allah’tır ama “Kader”inin iyi veya kötü olması,

“Sünnetullah” çerçevesinde ve yukarıda yazılanların bağlamında insanın elindedir. İnsan kaderini kendi belirler.

K. TOPLUMLAR KADERLERİNİ BİLEBİLİRLER VE

BELİRLEYEBİLİRLER Mİ?

(5)

Müşterek bir kaderin paylaşıldığı toplumsal konum ve durumlarda : “…. Allah, zalimler toplumunu doğruya ve güzele kılavuzlamaz.” (5/Maide/51)

Çünkü:

“…Gerçek şu ki Allah, bir toplumun mâruz kaldığı şeyleri, onlar, birey olarak içlerindekini / birey olarak kendilerine ilişkin olanı değiştirmedikçe, değiştirmez…) (13/Rad/11)

“Bu böyledir. Çünkü Allah bir topluma lütfettiği nimeti, o toplum birey olarak içlerindekini / birey olarak kendilerine ilişkin olanı değiştirmedikçe, değiştirmemiştir. Ve Allah, iyice işiten, gereğince bilendir.” (8/Enfal/53)

Faili mutlak Allah olduğu için, “Kader”i yazan Allah’tır ama, gene “Sünnetullah” çerçevesinde ve yukarıda yazılanların bağlamında, Uluslar da kendi kaderlerini kendileri belirler.

L. KADER”İN CEBRİ (ZORLAYICI) BOYUTU:

Elbette, “Kader”in cebri (zorlayıcı) bir boyutu da vardır.

“Kader”in cebri boyutu, Allah’ın mikrodan makroya tüm evreni düzenlemesinde var olan yol ve yöntemi, mevcut değişmez varlık kanunları, cinsiyetimizden, içine doğduğumuz aile ve topluma, hangi çağda yaşadığımızdan, devraldığımız biyolojik karaktere kadar birçok kodlanmış unsurla dünyaya gelmemiz gibi, Allah’ın “kaza”yı yaratma sebebini, doğrudan insanın kendisinin seçimine bağlamadığı, kendi üzerine yazdığı “Kader”dir.

“Kader”in bu cebri boyutunun etki derecesi, “Sünnetullah”ın bir sonucu olarak “Kader ve Kaza”da,

“külli” ve “cüzi” iradenin varlığının ve işlevinin durum ve etkileme derecesine bağlı olup, cüzi / hür iradenin kullanılmasında bu boyut, insanlara hesabı sorulacak bir ilave sorumluluk yüklemez.

M. GÜNCEL VE SİYASİ KONULARDA KADERİ DOĞRU ALGILAYIP ANLAMAK:

Şimdi hepimiz, “Kader”in yazılması ve “Kaza”nın yaratılmasındaki “Sünnetullah”ın ışığında aşağıdaki konuları birlikte düşünelim ve “madalyonun iç ve arka yüzünü” de görelim ve “Kader”i doğru anlayalım.

“Kader”in Allah tarafından nasıl yazılmış olmasını istiyorsak, ona göre seçim ve tercihlerde bulunup ona göre davranalım ve Türk milletinin yurttaşları, Türk milletinin ve Türkiye’ kaderinin belirleyicileri olarak yaşayalım, bilelim ki:

… Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ile parçalanmak, BOP uygulayıcısı işbirlikçilerinin Türkiye’yi yönetmeleri, biz istemedikçe Türkiye’nin “Kader”i olmaz.Bölücü / Yıkıcı / Ayrılıkçı Faaliyetleri sonlandıramamak, biz istemedikçe Türkiye’nin “Kader”i olmaz.

… Çalma, çırpma, hortumlamalara göz yummak, fitne, fesat ve kargaşaya çaresizlik, işsizliğe çözümsüzlük ve biz istemedikçe Türkiye’nin “Kader”i olmaz.

… Siyasi ve ekonomik olarak sömürülmek, korku, baskı, sindirme politikalarına boyun eğmek, Yargının siyasallaştırılması, tek parti tek adam diktatoryası, biz istemedikçe Türkiye’nin “Kader”i olmaz.

(6)

… Tek cümleyle “Ulusal Bağımsızlık ve Milli Çıkarlarımız” dan vazgeçmemiz için çıkmış, çıkarılmış ve / veya çıkacak, çıkarılacak sorunların altında ezilmek, “sat gitsin”, ”ver kurtul” politikaları, biz istemedikçe Türkiye’nin “Kader”i olmaz.

… Kim ki bizi “Kader”iniz bu diye zorlayıp, dayatıyorsa yanılmaktadır. Yanıltmaktadır… Kötülüğüne, çıkarlarına “Kader”i siper etmektedir. Biz istemedikçe “Allah ile aldatılmak” Türkiye’nin “Kader”i olmaz.

N. HER EKEN BİÇEMEZSE DE, BİÇENLER, KESİNLİKLE EKTİKLERİNİ BİÇERLER:

1. “YAŞAYAN GÖRÜR” DENMİŞTİR. YAŞAYALIM, GÖRELİM.İNŞAALLAH…

Allah , mutlak Adildir ve asla hiçbir alemde, hiçbir şekilde, hiçbir zaman, hiçbir kimseye, haksızlık etmez. Haksızlık yapanların cezasını da “Kader ve Kaza” da “Sünnetullah” a uygun olarak hem bu Dünyada hem de Ahiret aleminde verir.

2. ”TEDBİR”DE Kİ GÜNAHLARINI “TAKDİR”E YÜKLEMEYE UĞRAŞANLAR, CEZADAN KURTULAMAZLAR.

Allah asla zalim değildir. Allah’ın, Dünyada gördüğünüz tüm kötülükleri ve haksızlıkları

yaratmasının sebebi, insanların seçim ve kazanımlarıdır. İnsanların seçme hak ve sorumluluğunun olduğu iş ve oluşta, “Kader”in cebri boyutunun belirleyiciliğini, hür iradelerimiz ile tercih ettiklerimizin etkisinden daha fazla sananlar bilsinler ki, Allah, şöyle buyurmuştur:

“De ki onlara: "Hakkımızda Allah'ın yazdığından başkası bize asla ulaşmaz. O'dur bizim Mevlâ'mız.

Yalnız Allah'a güvenip dayansın inananlar." (9/Tevbe/51)

3. VE BİZ İŞİTİP, BİLİP DE İMAN ETMİŞİZ:

Gerçek şu ki, insan için çalışıp didindiğinden başkası yoktur. Ve onun çalışıp didinmesi yakında görülecektir. Sonra karşılığı kendisine hiç eksiksiz verilecektir.”(53/Necm/39-41)

4. VE BİZ GÖRÜP, YAŞAYARAK DA ANLAMIŞIZ:

Allah’ın dilemesiyle insanlar ve uluslar kendi kaderlerini belirlerken, Allah kullarına zulmetmemiştir; insanlar ve toplumlar kendi kendilerine zulmedip,yazık etmiştir.

Geçen gün Başbakan, madencilerin yeraltında ölmelerini kastederek: “Bu mesleğin kaderinde bu var”

derken, acaba kimlerin tedbirdeki hangi kusurlarını “İlahi Takdir”e yüklemiştir?

5. VE YANLIŞI BİLİP, BİLİNEN YANLIŞI DÜZELTMEK BİR ERDEMDİR:

Seçme hakkımızı kullandığımız durum, yer ve zamanlarda, bize “Kader” diye dayatılanları,

“Kaderimiz” diye kabul ederek, kendimize de ülkemize de milletimize de yazık etmeyelim İnşaallah.

KONULARINA GÖRE KURAN MESAJI

Konularına Göre Kuran'ın Mesajını :

(7)

a) Yaşar Nuri Öztürk mealindeki çeviri üzerine hazırlanmış 10 adet E- kitaptan,

b) Veya Arapça orijinal, Türkçe okunuş, 20 Türkçe - 3 İngilizce mealden istediğiniz bir veya birkaçından,

c) Ve / veya aynı anda 20 Türkçe mealden alt alta karşılaştırmalı olarak ana dilinizde okumak,

d) Ve Kuran’ın tamamındaki yorum katılmamış İlahi bilgiye (Arapça vahyin Türkçe tercümelerine), konularına göre inceleme / tetkik ve bilgilenme / başvuru (inananlar için uygulama ve kılavuz) belgeleri olarak sahip olmak ve bilgisayarınızda arşivlemek istiyorsanız,

Aşağıdaki linki tıklayınız.30 saniye geri sayımı takiben gözükecek "download" yazılı kutucuğu da tıklayınız. Ve yaklaşık bir dakika sonra bilgisayarınıza indirmiş olacağınız dosyanın içindeki

"önce beni oku" belgesine bakıp, istediğinizi yapınız.

http://s2.dosya.tc/server3/QXlzwN/KONULARINAG_REKURANMESAJI.rar.html

Lütfen bu mesajı dostlarınıza da gönderip, yaymanız dileğimle esenlikler.

--

Selam ve Sevgiler...

M. Kemal ADAL.

adalkemal1@gmail.com

Referanslar

Benzer Belgeler

İşte kıyâmete kadar gelecek nesiller içinde kendisine özenen, kendi yoluna imrenen, yeryüzünde Rabliğini iddia ederek Allah’a ve Allah’ın dinine savaş

Bakillani, İbn Furek ve diğer (Eşari) büyükler de ta ki Ebu’l Meali (el-Cüveyni) zamanına, ondan sonra da Şeyh Ebu Hamid (el-Gazali) zamanına kadar böyle

Böylece gelen hediyeyi onlarla paylaşırdı.” Buhârî, Rikâk, 17 Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem ilmin önemine dikkat çekmek için bir hadisinde şöyle

İslamiyet’in tamamıyla ve resmen tanınmış ve diğer dinler ile eşit olduğu ve Müslümanlarının da bütün diğer resmen tanınmış dinler gibi, tam olarak medenî hürriyet

Vakit, ilim talebi için, ibadet, r ızık kazanmak, çocuk e ğitimi ve salih ameller için gerekli bir şeydir ve sahip oldu ğun en değerli şeydir.. Vakit tek sermayendir,

Bu iki doktor, çörek otu ile ilgili laboratuvar çal ışmalarında şu sonuca ulaştılar: "dört hafta boyunca günde iki kere bir gram çörek otu kullan ımı, lenf

Bu üç nitelik şu demektir: Güzel olan ı doğrulamak ki güzel olan cennettir, Allah’a isyandan sakınmak ve tüm hayat ını Allah için vermek üzerine inşa etmek.. Bunlar

Özetle mesele şudur; şayet bir beldede Allah'tan başkasına dua etmek ve bunun tamamlayıcıları olan ameller ortaya çı- karsa; belde ehli bunu devam ettirirse; bunun için