• Sonuç bulunamadı

ÇİZGİ KİTABEVİ. Çizgi Kitabevi Yayınları. Genel Yayın Yönetmeni Mahmut Arlı. Çizgi Kitabevi Aralık 2020

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ÇİZGİ KİTABEVİ. Çizgi Kitabevi Yayınları. Genel Yayın Yönetmeni Mahmut Arlı. Çizgi Kitabevi Aralık 2020"

Copied!
38
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1

(2)

Çizgi Kitabevi Yayınları

Genel Yayın Yönetmeni Mahmut Arlı

©Çizgi Kitabevi Aralık 2020

ISBN: 978-605-196-546-8 Yayıncı Sertifika No:17536

KÜTÜPHANE BİLGİ KARTI

- Cataloging in Publication Data (CIP) -

International Congress of Science Culture, Health and Sport Abstracts Book

ÇİZGİ KİTABEVİ

Konya İstanbul Ankara

Sahibiata Mah.

M. Muzaffer Cad. No:41/1 Meram/Konya Tel: (0332) 353 62 65 - 66

Alemdar Mah.

Çatalçeşme Sk. No:42/2 Cağaloğlu/İstanbul Tel: (0212) 514 82 93

Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Bosna Binası 6/31 Yeni

Mahalle/Ankara www.cizgikitabevi.com

/ cizgikitabevi

(3)

3

Index

MATEMATİK ÖĞRETMEN ADAYLARININ “ORAN”, “KESİR”, “BÖLME”, “YÜZDE” VE “RASYONEL SAYI” İLE İLGİLİ KAVRAMSAL YAPILARI ... 5

“SİS” ŞİİRİNİN “SAFAHAT”TAKİ YANSIMASI ... 5

NÂBÎZÂDE NÂZIM’IN “YÂDİGÂRLARIM” ADLI ESERİNİN OTOBİYOGRAFİ-HİKÂYE TÜRLERİ BAĞLAMINDA İNCELENMESİ ... 6

CRİSTOFORO LANDİNO’NUN XANDRA II.20’DE PARACLAUSİTHYRON İZLEĞİNİ KULLANIMI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME ... 6

MÜZİK EĞİTİMİ ANABİLİM DALI ÖĞRETMEN ADAYLARININ MÜZİK BİÇİMLERİ DERSİNE YÖNELİK İLGİLERİ: KONYA ÖRNEĞİ ... 6

MÜZİK EĞİTİMİ VERİLEN KURUMLARDA UD ÇALGISI ÜZERİNE YAPILMIŞ OLAN LİSANSÜSTÜ TEZLERİN İÇERİĞİ BAKIMINDAN İNCELENMESİ ... 7

BAĞLAMA İCRACILIĞINDA TAVIR KAVRAMI VE YÖRESEL BAĞLAMA TAVIRLARININ OLUŞUM SÜRECİ... 7

ÇAĞDAŞ TÜRK RESİM SANATINDA SANAT EĞİTİMCİSİ VE SANATÇI KİMLİĞİYLE BİR DEĞER VEYSEL ERÜSTÜN ... 8

ÇAĞDAŞ TÜRK RESİM SANATINDA GERÇEKLİĞİ PLASTİK BİR DEĞERLE İFADEREK DOĞA İLE BÜTÜNLEŞTİREN SANATÇI HAMZA İNANÇ ... 9

TÜRK RESMİNDE KADININ TOPLUMSAL DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜMÜNE DAİR YANSIMALAR: ŞEREF AKDİK ÖRNEĞİ ... 10

ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK RESMİNDE EĞİTİM TEMASINA DAİR: MALİK AKSEL ÖRNEĞİ ... 10

AMAZONLAR: YİTİK SAVAŞÇI KADIN TARİHİNİN RESİM SANATINDAKİ İZLERİ ... 11

KÜLTÜREL BELLEK VE KENT GÖSTERGELERİ ... 12

TRAVMATİK GÖSTERGELER İLE GÖÇ OLGUSU VE KAVRAMSAL SANAT ... 12

E-TİCARET SİTELERİ ARAYÜZ TASARIMLARINDA BOŞLUK KULLANIMI ... 13

ESNEK WEB SİTESİ TASARIMLARINDA MOBİL BOYUTTA KULLANILABİLİRLİK ... 13

ANTALYA ÖRNEĞİNDE OTEL BAHÇESİ PEYZAJ TASARIMI VE UYGULAMASI ... 14

COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ KULLANARAK YANGIN GÖZETLEME KULELERİ GÖRÜNÜRLÜK ANALİZLERİNİN ARAŞTIRILMASI ... 14

UZAKTAN EĞİTİMDEKİ BİYOMEDİKAL DERSİNDE ETKİLEŞİMLİ UYGULAMALAR ... 15

PANDEMİ DÖNEMİNDE DEVRE ANALİZİ LAB. DERSİNDE UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMASI ... 15

TOZ METALURJİSİ YÖNTEMİYLE ÜRETİLEN METALİK BALATALARIN AVANTAJLARI ... 16

YÜKSEK SICAKLIKLARDA KULLANILAN ALÜMİNYUM VE ALAŞIMLARININ TOZ METALÜRJİSİ İŞLEMLERİ ... 16

ÇOCUKLARDA DAMARYOLU AÇMAYI KOLAYLAŞTIRAN YÖNTEMLER ... 17

AKILCI İLAÇ KULLANIMINA ÇOCUK SAĞLIĞI AÇISINDAN BAKIŞ ... 17

BEBEKLERDE AĞRI YÖNETİMİNDE KULLANILAN NON FARMAKOLOJİK YÖNTEMLER VE HEMŞİRELİK BAKIMI ... 18

ÇOCUKLARDA PİŞİK TEDAVİSİNDE KULLANILAN NONFARMAKOLOJİK YÖNTEMLER VE HEMŞİRELİK BAKIMI ... 18

AFYONKARAHİSAR İLİ HALKININ COVİD-19'DAN KORUNMA AMAÇLI KULLANDIKLARI GELENEKSEL VE TAMAMLAYICI TEDAVİ YÖNTEMLERİ ... 18

HEMŞİRELİKTE BİLİMSEL YAKLAŞIM: KANITA DAYALI UYGULAMALAR ... 19

DOĞUMA HAZIRLIK SINIFLARININ GELİŞİM SÜRECİ ... 19

GEBELİKTE CİNSELLİĞE PROGRESİF KAS GEVŞEME EGZERSİZLERİNİN ETKİLERİ... 20

GÜNCEL YAKLAŞIMLARLA PREEKLAMPSİ ... 20

NARİNGENİN UYGULAMASI SIÇANLARDA İ/R’YE BAĞLI DNA HASARINI ÖNLER ... 21

SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEK OKULU ÖĞRENCİLERİNİN YAŞLI AYRIMCILIĞINA İLİŞKİN TUTUMLARI ... 21

SAĞLIK PERSONEL ADAYLARININ YAŞLI İSTİSMARI VE İHMALİNE İLİŞKİN BİLGİ DÜZEYLERİNİN ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ ... 22

DUDAK DAMAK YARIĞI GÖRÜLEN ERİŞKİN HASTALARDA ALT ÇENE ASİMETRİ VARLIĞININ DEĞERLENDİRİLMESİ ... 22

ORTHODONTIC AND ORTHOGNATHIC APPROACHES IN SKELETAL CLASS III MALOCCLUSION: CASE REPORT ... 23

TÜRKİYE’DE MEDİKAL TURİZM ... 23

İLK MECLİS: KURTULUŞ SAVAŞI MÜZESİ ... 24

CUMHURİYET HALK PARTİSİ MÜSTAKİL GRUBU (1939-1946) ... 24

MİLLÎ HÂKİMİYET BAYRAMI ... 25

CENTRAL BANK INDEPENDENCE AND ECONOMIC INDICATORS RELATIONSHIP ... 25

SİGORTACILIKTA RİSK YÖNETİMİ VE ALTERNATİF MODELLER ... 26

ROMA PROVİNCİA SİSTEMİNİN EKONOMİK YÖNÜ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER ... 26

PREHİSTORİK DÖNEMLERDE İZNİK GÖLÜ VE ÇEVRESİ ... 27

TOPLUM DÖNÜŞÜMÜ VE KÜRESELLEŞME SÜRECİNDE İNSANİ DEĞERLERİN YENİDEN DEĞERLENDİRİLMESİ VE BUNUN AZERBAYCAN TOPLUMUNA YANSIMASI ... 27

İNSTAGRAM'DA HABER ... 28

GELENEKSEL VE YENİ MEDYADA YALAN HABER ... 29

DUYGUSAL ZEKA PUANLARININ OKUMA ALIŞKANLIĞINA SAHİP OLMA DURUMUNA GÖRE DEĞİŞİMİNİN İNCELENMESİ ... 29

(4)

ÇEVRE ODAKLI SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ SOSYAL MEDYA HESAPLARI ÜZERİNE BETİMSEL BİR ANALİZ: GREENPEACE

TÜRKİYE VE DOĞA DERNEĞİ ÖRNEĞİ ... 30

BİR KAMU KURUMU OLARAK SAĞLIK BAKANLIĞI’NIN SOSYAL MEDYA KULLANIMI: COVİD-19 SÜRECİ YOUTUBE İÇERİKLERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME... 31

NİĞDE İDADİSİ ... 31

ÇOCUK VE YAS: BİR OLGU SUNUMU ... 32

ÇOCUKLARDA OYUNUN VE OYUN TERAPİSİNİN TERAPÖTİK KULLANIMI VE İYİLEŞTİRİCİ ETKİLERİ ... 32

KARA CUMA REKLAMLARININ ÖĞRENCİLER ÜZERİNE ETKİSİ: YOUTUBE ÖRNEĞİ ... 33

ANALYSİS OF THE MEYEROWİTZ STORİES FİLM THROUGH NEUROSİS THEORY ... 33

ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLERE GÖRE İNCELENMESİ ... 34

YAS DÖNEMİNDE ÇOCUKLARA YARDIM ... 34

YAS DÖNEMİNDE ERGENLERE YARDIM... 35

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI YILLARINDA OSMANLI VİLAYETLERİNDE EĞİTİMİN FİNANSMANI ... 35

EGZERSİZİN HAMİLE OLAN VE OLMAYAN KADINLARIN KAYGI DÜZEYLERİNE ETKİSİ... 35

KADINA YÖNELİK ŞİDDET VAKALARI İLE KARŞILAŞMA OLASILIKLARI OLAN MESLEK GRUPLARININ TOPLUMSAL CİNSİYET ALGI DÜZEYİ VE İLİŞKİLİ FAKTÖRLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ... 36

EVLİ KADINLARDA CİNSEL YAŞAM KALİTESİ VE İLİŞKİLİ FAKTÖRLER ... 37

BEING A MIGRANT WOMAN IN TIMES OF CORONAVIRUS ... 37

KAVRAMSAL SANATTA SAVAŞ OLGUSU ... 38

(5)

5

MATEMATİK ÖĞRETMEN ADAYLARININ “ORAN”, “KESİR”, “BÖLME”, “YÜZDE” VE

“RASYONEL SAYI” İLE İLGİLİ KAVRAMSAL YAPILARI

1 Instructor SELVA BÜŞRA TURAN - Necmettin Erbakan Üniversitesi - Seydişehir Meslek Yüksek Okulu

2 Prof. Dr. AHMET ERDOĞAN - Necmettin Erbakan Üniversitesi - Matematik Eğitimi

Bu çalışmada matematik öğretmen adaylarına kelime ilişkilendirme testi ile sunulmuş olan “oran, kesir, bölme, yüzde, rasyonel sayı” anahtar kavramları arasındaki anlamsal yakınlığı ilişkililik katsayısı hesabıyla belirleyip katılımcıların bu kavramlara dair bilişsel yapılarını ortaya koymaktadır. Çalışmada nitel araştırma desenlerinden olgubilim deseni kullanılmıştır. Çalışmaya 81 matematik öğretmen adayı katılmıştır. Öğretmen adaylarından 34 tanesi matematik öğretmenliği programında, 47 tanesi ise ilköğretim matematik öğretmenliği programında öğrenim görmektedir. Veri toplama aracı olarak öğretmen adaylarına kelime ilişkilendirme testi uygulanmıştır. Kelime ilişkilendirme testi ile öğrencilere 5 anahtar kavram sunulmuştur. Verilerin analizi, anahtar kavramlara verilen cevap kelimelere göre yapılmış olup hem ilişkililik katsayısına hem frekans sayısına göre öğretmen adaylarının anahtar kavramlarına dair kavram ağları çizilmiştir. Çalışmada, matematik öğretmen adaylarının “oran” uyarıcı kavramına en yüksek frekansta verdikleri cevap kelimeler kesir, orantı, bölme, pay, sayı, karşılaştırma, vd. ve cevap kelimelerden oluşturulan kategoriler ise kesir, bölme, orantı, miktar, ölçüm, karşılaştırma vd. şeklindedir. Öğretmen adaylarının “kesir” uyarıcı kavramına en yüksek frekansta verdikleri cevap kelimeler pay, payda, kesir çizgisi, oran vd. ve cevap kelimelerden oluşturulan kategoriler ise parça-bütün ilişkisi, oran, bölme, rasyonel sayı, kesir çeşitleri vd. şeklindedir. Öğretmen adaylarının “bölme” uyarıcı kavramına en yüksek frekansta verdikleri cevap kelimeler kalan, bölüm, bölen, bölünen, oran, kesir vd. ve cevap kelimelerden oluşturulan kategoriler ise işlem, temel bölme kavramları, oran, rasyonel sayı, kesir vd. şeklindedir. Öğretmen adaylarının “yüzde” uyarıcı kavramına en yüksek frekansta verdikleri cevap kelimeler oran, kesir, bölme, faiz, problem vd. ve cevap kelimelerden oluşturulan kategoriler ise rasyonel sayı, oran, kesir, ondalık sayı, bölme vd. şeklindedir. Öğretmen adaylarının “rasyonel sayı”

uyarıcı kavramına en yüksek frekansta verdikleri cevap kelimeler kesir, bölme, pay, oran, payda vd. ve cevap kelimelerden oluşturulan kategoriler ise kesir, bölme, ondalık, oran vd. şeklindedir.

Keywords: Kelime İlişkilendirme Testi, Kavram, Kavramsal Yapı Corresponding Author: Instructor SELVA BÜŞRA TURAN Abstract Id: 20201142

“SİS” ŞİİRİNİN “SAFAHAT”TAKİ YANSIMASI

1 Assist. Prof. Dr. METİN OKTAY - Necmettin Erbakan Üniversitesi - Türkçe ve Sosyal Alanlar

Tevfik Fikret (1867-1915) ile Mehmet Akif Ersoy (1873-1936) Türk edebiyatın iki seçkin şairidir. Yaşadıkları dönem itibarıyla çağdaş olan bu iki şair inanç eksenli tartışmalar neticesinde iki yarı kutbun temsilcisi olarak sunulmuşlardır.

İnanç bağlamının dışında, edebî bir bakış açısıyla mukayese edildiğinde Tevfik Fikret ile Mehmet Akif Ersoy’un sanat anlayışlarında ve işledikleri konularda birçok ortak noktanın olduğu görülecektir. Haksızlıklara karşı itiraz, yönetim biçimine eleştiri, toplumsal sefalete isyan gibi temalar her iki şairimizi ortak payda da birleştirmektedir.

Tevfik Fikret’in 1901 yılında kaleme aldığı “Sis” adlı şiiri bu çerçevede üzerinde durulması gereken önemli bir örnektir. “Sis” Türk edebiyatında İstanbul’u nefret dolu bir yaklaşımla ele alması sebebiyle bir hayli eleştirilmiştir.

Bu eleştirilerden Tevfik Fikret de fazlasıyla nasibini almıştır. Şiir önyargılarda uzak bir biçimde incelendiğinde nefretin İstanbul’a değil, dönemin iktidar anlayışına, adaletsizliğine, düzensizliğine ve de halkın olup bitenlere karşı kayıtsız ve duyarsız kalmasına olduğu fark edilecektir. “Sis”te değinilen eleştiriler Mehmet Akif Ersoy’un

“Safahat”ında da yer yer karşımıza çıkmaktadır. Özellikle “İstibdâd” ve “Şark” isimli şiirler bu açıdan dikkat çekicidir. Bu çalışma, “Sis” şiirinde üzerinde durulan hususların “Safahat”taki izdüşümü karşılaştırmalı olarak ele almayı amaçlamaktadır.

Keywords: Tevfik Fikret, Mehmet Akif Ersoy, Sis, Safahat Corresponding Author: Assist. Prof. Dr. METIN OKTAY Abstract Id: 20201237

(6)

NÂBÎZÂDE NÂZIM’IN “YÂDİGÂRLARIM” ADLI ESERİNİN OTOBİYOGRAFİ-HİKÂYE TÜRLERİ BAĞLAMINDA İNCELENMESİ

1 Assist. Prof. Dr. METİN OKTAY - Necmettin Erbakan Üniversitesi - Türkçe ve Sosyal Alanlar

Nâbîzâde Nâzım Türk edebiyatında şiir, roman, hikâye, tiyatro ve çeviri alanlarında eserler kaleme almıştır. Yazar ayrıca gazete ve dergi yazarlığı da yapmıştır. 1863?-1893 tarihleri arasında yaşayan Nâbîzâde Nâzım, otuz yıllık ömrüne birbirinden değerli eserler sığdırmayı başarmıştır. “Karabibik” adlı uzun öyküsü ve “Zehra” isimli romanıyla şöhrete ulaşmıştır. Buna karşın yazarın “Yâdigârlarım” (1303/1886) isimli kitabı pek tanınmamaktadır. Hâlbuki bu eserde Nâbîzâde Nâzım’ın hayatıyla ilgili önemli bilgiler bulunmaktadır. Günlük tarzında yazılmış bir hikâye biçiminde kurgulanan eser otobiyografik unsurlar barındırması bakımından dikkate değerdir. “Yâdigârlarım”dan bahseden kısıtlı kaynaklarda eser farklı edebî türlere dâhil edilmektedir. Bu çalışmada “Yâdigârlarım” adlı eser otobiyografi-hikâye türü bağlamında ele alınacak ve bu türlere ait özellikler çerçevesinde irdelenecektir.

Keywords: Nâbîzâde Nâzım, Yâdigârlarım, otobiyografi, hikâye Corresponding Author: Assist. Prof. Dr. METIN OKTAY Abstract Id: 20201242

CRİSTOFORO LANDİNO’NUN XANDRA II.20’DE PARACLAUSİTHYRON İZLEĞİNİ KULLANIMI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

1 Instructor Dr. RUKİYE ÖZTÜRK - Ankara Üniversitesi - Latin Dili ve Edebiyatı

1424-1498 arasında yaşayan İtalyan şair Cristoforo Landino, klasik dönem şairlerinden etkilenen Latince pek çok elegeia yazmıştır. Bu elegeiaları Xandra adlı yapıtında toplamıştır. Bu yapıtın ikinci kitabının 20. Şiiri, en genel tanımıyla bir âşığın sevgilisinin evine kabul edilme isteğinin reddedilmesi nedeniyle onun kapısının önünde söylediği türkü olan ve Latin elegeiasının basmakalıp izleklerinden biri olan paraclausithyron üzerinedir. Landino bu izleği kullanırken, kişileştirme, anlatımda birden fazla hitaptan yararlanma, maruz kaldığı gecenin soğuğundan yakınma,

“furtivus amor” kavramını kullanma gibi konularda klasik geleneğe bağlı kaldığı gibi bazı yenilikler de getirmektedir.

Bu çalışmada Latin elegeiasının basmakalıp izleklerinden paraclausithyronun Rönesans şairlerinden Cristoforo Landino tarafından nasıl alımlandığı üzerinde bir değerlendirme yapılacaktır.

Keywords: Latin şiiri,paraclausithyron,Landino

Corresponding Author: Instructor Dr. RUKIYE ÖZTÜRK Abstract Id: 20201139

MÜZİK EĞİTİMİ ANABİLİM DALI ÖĞRETMEN ADAYLARININ MÜZİK BİÇİMLERİ DERSİNE YÖNELİK İLGİLERİ: KONYA ÖRNEĞİ

1 Assoc. Prof. Dr H. SERDAR ÇAKIRER - Necmettin Erbakan Üniversitesi - Müzik Eğitimi

Müzik biçimleri dersi, başlangıcından günümüze kadar tek ve çoksesli müziğin ezgi, ritim, armoni ve formları ile ilgili yapılarını inceleyerek, mevcut formlar hakkında gereken bilgileri vermeyi, müzik eserlerinin yapı ve şekillerini tanımayı amaçlamaktadır. Bu dersi alan öğretmen adayları bir müzik eserini öğretirken bu eserin hangi tür ya da biçime ait olduğunu kavrayabilmekte; tür ve biçim kavramları çerçevesinde hangi yapıtaşlarına sahip olduklarını ve armonik ve melodik analizlerini kolayca yapabilmekte ve eserleri doğru bir biçimde öğrencilerine aktarabilme yeteneğine sahip olmaktadırlar. Bu çalışmada müzik eğitimi anabilim dalı’ nda okumakta olan üçüncü sınıf öğretmen adaylarının ikinci yarıyılda gördükleri müzik biçimleri dersi hakkındaki düşünceleri ve derse olan ilgileri tespit edilmeye ve bir sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır. Araştırma, nitel bir araştırma olup tarama modeline uygun olarak yapılmıştır. Veriler içerik analizi yöntemi ile analiz edilerek araştırma bulguları elde edilmiştir. Araştırma sonucunda

(7)

7

MÜZİK EĞİTİMİ VERİLEN KURUMLARDA UD ÇALGISI ÜZERİNE YAPILMIŞ OLAN

LİSANSÜSTÜ TEZLERİN İÇERİĞİ BAKIMINDAN İNCELENMESİ

1 Assoc. Prof. Dr H. SERDAR ÇAKIRER - Necmettin Erbakan Üniversitesi - Müzik eğitimi

Bu çalışmada Türkiye’ de müzik eğitimi bölümlerinde çalgı eğitimi kapsamında kullanılmakta olan ud çalgısı ve bu çalgının yapımı ve eğitimi konusunda yapılmış olan lisansüstü (yüksek lisans ve doktora) tezlerin konu ve içeriği bakımından incelenmesi amaç edinilmiştir. Yapılan bu araştırma kapsamında ulaşılabilen 11 adet Yüksek Lisans ve Doktora tezi üzerinde betimsel analiz yapılmış ve araştırma için genel bir sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır. Ud çalgısı üzerine yapılmış tezlerin incelenmesine yönelik olan bu çalışma için nitel araştırma yöntemi kullanılmış ve veriler doküman inceleme yoluyla elde edilmiştir. Yapılan bu araştırmada elde edilen sonuçlar içerisinde, ud çalgısı üzerine yapılmış olan Yüksek Lisans ve Doktora tezlerinin bir tanesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’ nde, ikisi Devlet Konservatuvarı Türk Müziği Bölümlerinde ve dört tanesi de Güzel Sanatlar Eğitimi Müzik Öğretmenliği Anabilim Dallarında yapıldığı tespit edilmiştir.

Keywords: Ud, Ud eğitimi, Müzik Eğitimi, Lisansüstü Tezler

Corresponding Author: Assoc. Prof. Dr HÜSEYIN SERDAR ÇAKIRER Abstract Id: 20201113

BAĞLAMA İCRACILIĞINDA TAVIR KAVRAMI VE YÖRESEL BAĞLAMA TAVIRLARININ OLUŞUM SÜRECİ

1 Research Assist BURAK KURUBAŞ - Atatürk Üniversitesi - Türk Halk Müziği Anasanat Dalı

Günümüz bağlama icracılığında tavır kavramının icra performansı bakımından önemli olduğu bilinmektedir. Tavır, bağlamada icraya yönelik olup, belirli yöresel tezene vuruşlarını adlandırmada kullanılan bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Bağlama icrasında, icra düzeyinin belirlenmesinde yöresel tezene tavırları önemli bir kıstas olarak değerlendirilmektedir. Bu çalışmada, yöresel bağlama tavırlarının oluşum süreci ele alınarak bağlama icrasında tespit edilen yöresel bağlama tavırları incelenmiştir. Bu çalışma, nitel araştırma yöntemlerinden betimsel tarama modeli kullanılarak yürütülmüştür. Araştırma kapsamında, yöresel bağlama tavırlarının gerek usta icracıların icra karakteristikleri, gerekse yöresel ritim özellikleri doğrultusunda geliştirildikleri/geliştiği görülmüştür. Araştırma sonucunda yöresel bağlama tavırlarının, Türk halk müziğinin kurumsallaşma sürecinde ortaya çıkan toplu bağlama icralarında birlikteliğin sağlanabilmesi bakımından belirgin bir standartlaşma gösterdiği, bu standart hale gelen tavırlar arasında Zeybek, Silifke, Konya, Azeri, Sürmeli, Karşılama, Ankara, Teke tavırlarının öne çıktığı tespit edilmiştir.

Keywords: Bağlama İcrası, Tavır, Yöresel Bağlama Tavırları.

Corresponding Author: Research Assist BURAK KURUBAŞ Abstract Id: 20201218

(8)

ÇAĞDAŞ TÜRK RESİM SANATINDA SANAT EĞİTİMCİSİ VE SANATÇI KİMLİĞİYLE BİR DEĞER VEYSEL ERÜSTÜN

1 Assoc. Prof. İBRAHİM ÇOBAN - Selçuk Üniversitesi - Resim

ÇAĞDAŞ TÜRK RESİM SANATINDA SANAT EĞİTİMCİSİ VE SANATÇI KİMLİĞİYLE BİR DEĞER VEYSEL ERÜSTÜN 1928'de John Dewey'in Türkiye Maarifi hakkındaki raporuna dayanılarak, çağdaş eğitimin ayrılmaz bir parçası olan sanat ve iş eğitimi alanında öğretmen yetiştirilmek üzere 1932 yılında kurulan Gazi Terbiye Enstitüsü Resim ve Elişi Şubesi, 1934 yılında orta dereceli okullara üç saat resim dersi için bir resim öğretmeni, üç saat iş dersi için ayrı bir iş öğretmeni görevlendirilmesine bütçe durumu elvermediğinden ayrı ayrı olan programlar birleştirilmiştir. Gazi Terbiye Enstitüsü Resim-iş Şubesi’inden 1935 yılında mezun olan Veysel Erüstün çeşitli görevlerde bulunduktan sonra 1940 yılında mezun olduğu kuruma öğretmen olarak atanmıştır. Öğretmenliğini iş eğitimi üzerinde yoğunlaştırmış, aynı zamanda resim çalışmalarına da 1945'lere kadar izlenimci anlayış içinde figüratif ve manzara geleneğinde devam etmiştir. İkinci Dünya savaşı'ndan sonra Türkiye'de ki sanatçıları ağırlıklı etkilemeye başlayan soyut sanat, Veysel Erüstün'ü de etkilemiş. Zamanla figürden uzaklaşarak kübizme yaklaşan bir anlayışla çalışmalarını sürdürmüş, lekeci bir anlayışla soyut yağlı boyalar yapmıştır. Asıl kişiliğini 1960'lardan sonra yöneldiği soyut çizgide, kararlı bir yola sokmuştur. Yeniliğe son derece açık olan sanatçı 1969 yılından sonra baskı resimle pentürel resmi birlikte götürmüştür. Baskı resim çalışmalarında özellikle gravürü tercih etmiş, gravürleriyle boya resimleri arasında biçim ve içerik yönünden bir uyum yaratmıştır. Gravürleri de resimleri gibi abstre bir anlatım biçimi içermiştir. Türk Resminin "Gazi" çıkışlı bir çok isminin de öğretmenliğini yapmış olan Veysel Erüstün hayatı boyunca insan önce kendini yetiştirecek ki başkalarına öğretebilsin prensibiyle çalışmış, kendisini de resmini de sunmayı sevmeyen ve yapmaya çalışmaya üretmeye dönük bir sanatçı hocası olmuştur. Bu araştırmada, Literatür taraması ve nitel araştırma yöntemleri sonrası ortaya çıkan veriler dâhilinde Veysel Erüstün’ün hocalığı ve resim sanatına verdiği hizmetler incelenmiş, Çağdaş Türk Sanatı içindeki yeri araştırılmıştır. Sanatçı ve hoca kimliğiyle Veysel Erüstün’ün yaptıklarının sanatın orijinal bir dilini yaratma da ve plastik değerlerin bir araya getirilerek yorumlanmasında çağdaş sanat bağlamında sanatçıya katkıda bulunacağı düşülmektedir.

Keywords: Veysel Erüstün, Çağdaş Türk Resmi, Sanat Eğitimi Corresponding Author: Assoc. Prof. İBRAHIM ÇOBAN Abstract Id: 20201188

(9)

9

ÇAĞDAŞ TÜRK RESİM SANATINDA GERÇEKLİĞİ PLASTİK BİR DEĞERLE İFADEREK

DOĞA İLE BÜTÜNLEŞTİREN SANATÇI HAMZA İNANÇ

1 Assoc. Prof. İBRAHİM ÇOBAN - Selçuk Üniversitesi - Resim

ÇAĞDAŞ TÜRK RESİM SANATINDA GERÇEKLİĞİ PLASTİK BİR DEĞERLE İFADEREK DOĞA İLE BÜTÜNLEŞTİREN SANATÇI HAMZA İNANÇ Hamza İnanç’ın sanatı 1947-1965 Türkiye'de ve Paris'te yaptığı figüratif anlayıştaki resimleri 1965-1973 yılları arasında dramatik soyut anlayışla yaptığı resimleri 1973 sonrası dönemi olarak değerlendirilebilir. Sanatçının, kendi imgelemlerinin yorumu olan peysaj türündeki resim tarzı değişmemiştir. Soyutlama döneminde dahi, gizli bir doğa kokusu sezinlebilmektedir. Resimlerinde belli bir zaman kesitinin doğa ve eşya üzerinde bıraktığı anlık izlenimlerden çok, sürekli izlenimin etkisi görülebilir. Eserlerindeki soyutlama güdüsü, izlenimin niteliğini çok büyük ölçüde değiştirmez. Doğadan hareket eden bir resmin, genel yaklaşımlar çerçevesinde doğadan soyutlanabilecek oluşumların en azı ile yetinmiştir. Ancak böyle bir kaygı onu benzer eğilimlerin orta karar işlerinden kesin biçimde ayırmaya da yetmiştir. Hamza İnanç, günümüz resminde de belli ölçülerde sürmekte olan izlenimci duyarlılıktan, ancak bir sanatçının ve doğa gözlemcisinin yararlanabileceği kadar ne daha fazla ne daha az yararlanmıştır. Doğa izlenimlerinin sürekli bir gözlemi içermesi, bu izlenimle aynı düzeyde ve aynı doğrultuda bir çevre tasvirinin resimlere karışmasını sağlamıştır. Sanatçı doğada var olan çirkinlikler, insanlara üzüntü ve karamsarlık veren motifler ve konular yerine, insana haz veren doğadaki saklı güzellikleri ön plana çıkırmayı amaçlamıştır denilebilir. Hamza İnanç, bir bölümü Karadeniz yöresi görünüm¬lerinden bir bölümünü Ankara ve çevresinden oluşturduğu manzara resimlerinde, izlenimciliğin yaşayan yönlerini geliştirmeye çalışmış, çağdaş denebilecek bir izlenimciliğinin olanaklarını araştırmıştır. İzlenimci bir çizgi üzerinde küçük yarımlarla birleşebi1en, ama kişilik kaygılarını temel uğraş yapmaktan geri kalmayan sanatçılarımızdan biri olmuştur. Bu araştırmada, Literatür taraması ve nitel araştırma yöntemleri sonrası ortaya çıkan veriler dâhilinde Haraza İnanç’ın resim sanatına verdiği hizmetler incelenmiş, Çağdaş Türk Sanatı içindeki yeri araştırılmıştır. Sanatçı kimliğiyle Haraza İnanç’ın yaptıklarının sanatın orijinal bir dilini yaratma da ve plastik değerlerin bir araya getirilerek yorumlanmasında çağdaş sanat bağlamında sanatçıya katkıda bulunacağı düşülmektedir.

Keywords: Hamza İnanç, Çağdaş Türk Resmi, İzlenimcilik Corresponding Author: Assoc. Prof. İBRAHIM ÇOBAN Abstract Id: 20201190

(10)

TÜRK RESMİNDE KADININ TOPLUMSAL DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜMÜNE DAİR YANSIMALAR: ŞEREF AKDİK ÖRNEĞİ

1 Prof. Dr. AHMET DALKIRAN - Selçuk Üniversitesi - Resim Anabilim Dalı

Türkiye’de Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte her alanda olduğu gibi toplumsal alandaki değişimler de devlet tarafından modernleşme ekseninde belirlenen bir çizgide ilerlemiştir. Söz konusu değişimler ardı sıra gerçekleştirilen inkılaplarla sağlanmaya çalışılmıştır. İnkılapların toplumda yerleştirilmesi çalışmalarında cinsiyet eşitliği ön planda tutulmuştur. Bu bağlamda 1928 tarihli harf inkılabı ve 1934 tarihli kıyafet inkılabı gereğince kadınlar da “okuma yazma” öğrenmeye ve “çağdaş kıyafet” giymeye teşvik edilmişlerdir. Bu noktada inkılapların yerleşmesi açısından resim sanatçıları da devlet tarafından Anadolu’ya gönderilerek, kendilerinden toplumu modern bakış açısına yönlendirici resimler yapmaları istenmiştir. Şeref Akdik de Anadolu’ya gönderilen erken Cumhuriyet dönemi inkılapçı ressamlarından birisidir. Sanatçı eserlerinde yöresel konulara eğilen ilk ressamlardandır. Bu tip resimlerinde yapmacıksız, yalın ve doğal bir şekilde köy ve kırsal hayatın gündelik sahnelerini anlatan Anadolu resimleri yapmıştır. Esasen bir çok konuda resimler yapan Akdik, modern çizgide gelişen kentlileşme olgusu bağlamında, işçi sınıfını, saniyi kollarını ve konu kapsamında ele alınan yeni imajıyla eğitimli Türk kadınını da eserlerinde betimlemiştir. Erken Cumhuriyet döneminde eğitim ve imaj bağlamında kadının toplumsal açıdan geçirdiği değişim ve dönüşümü belgelemesi ve yapıldığı dönem itibariyle söz konusu değişim ve dönüşüme hizmet edici bir işleve sahip olması açısından Akdik’in “kitap okuyan kadın” ya da “okuyan kadın” vb. gibi isimlerle anılan seri haldeki eserlerinin Türk resminde görülen modern Türk kadını imajının en istikrarlı örneklerinden olduğu düşünüldüğünden önemli görülmüş ve sanatçının 1930-1960 yılları arasındaki süreçte ürettiği araştırma konusu kapsamındaki resim örnekleri incelenerek ilgili literatüre katkı sağlanması amaçlanmıştır. Genel tarama modelinin kullanıldığı araştırmada nitel araştırma yöntem ve teknikleri kullanılmıştır. Araştırmada sanal ve basılı kaynaklardan literatür taraması yapılarak veriler toplanmıştır.

Keywords: Şeref Akdik, Türk Resmi, Türk Kadını, Eğitim.

Corresponding Author: Prof. Dr. AHMET DALKIRAN Abstract Id: 20201206

ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK RESMİNDE EĞİTİM TEMASINA DAİR: MALİK AKSEL ÖRNEĞİ

1 Prof. Dr. AHMET DALKIRAN - Selçuk Üniversitesi - Resim Anabilim Dalı

Cumhuriyetin ilanı ile birlikle her alanda uygulanan modernleşme hareketleri bağlamında 1928 tarihinde harf inkılabı gerçekleştirilerek Latin harflerini esas alan Türk alfabesi yürürlüğe konulmuştur. Bu nedenle Kasım 1928'de gerçekleştirilen harf devriminden sonra yeni harflerle okuma-yazma öğretmek amacıyla Cumhuriyetin ilk ve en büyük okuma-yazma seferberliği başlatılmıştır. Bu seferberlikte halihazırda var olan eğitim kurumları yanında yeni açılan Millet Mektepleri önemli bir rol üstlenmiştir. Söz konusu eğitim seferberliği dönemin ressamlarının eserlerine de konu olmuştur ve bu durum iki açıdan önem arz etmektedir. Birincisi yaşanan süreci belgelemesi, ikincisi ise halkı okur-yazarlığa teşvik ederek özendirmesidir. Bu bağlamda eğitim teması her ne kadar bir çok sanatçının eserlerine konu olsa da, bildiri konu sınırlılığı göz önüne alındığından konu hakkında istikrarlı çalışmaları olduğu tespit edilen Malik Aksel’in eser örnekleri üzerinden incelenmesi ve elde edilen bulgularla ilgili literatüre katkı yapılması amaçlanmıştır. Sanatçı’nın “İlk Mektep”, “Öğretmen ve Öğrencileri”, “Yeni Mektep”, “Çocuklar”, “İki Öğrenci”,

“Öğrenciler”, “Ders Çalışan Çocuk” ve “Kitap Okuyan Çocuk” isimli çalışmaları konu kapsamında incelenerek değerlendirilmiştir. Genel tarama modelinin kullanıldığı araştırmada nitel araştırma yöntem ve teknikleri kullanılmıştır. Araştırmada sanal ve basılı kaynaklardan literatür taraması yapılarak veriler toplanmıştır.

Keywords: Malik Aksel, Türk Resmi,Eğitim

Corresponding Author: Prof. Dr. AHMET DALKIRAN Abstract Id: 20201207

(11)

11

AMAZONLAR: YİTİK SAVAŞÇI KADIN TARİHİNİN RESİM SANATINDAKİ İZLERİ

1 Assist. Prof. Dr. BETÜL SERBEST YILMAZ - Karatay Üniversitesi - Resim

Tarihi süreç içerisinde kadının bir aktris olarak bulunması değişik tartışma ve söylemleri de beraberinde getirmiştir.

Tarih sahnesinde sırlarını içinde barındıran kadın insanın ilerlemesinin başlangıcı olmakla birlikte erkek hegamonyasının ve söylemlerinin gölgesinde kendi bitiş noktasına koyduğu bir varlık olmuştur. Öyle ki tarihin her döneminde varlığının reddedilemeyecek bir noktada olması ile yok edilememiş ancak ataerkil söylem ile bastırılabilecek bir figür olmuştur. Kadının yok edilmeye çalışılan tarihsel başarılarının yeni bulgularla görünür olması, bugün erkek iktidarının güven verici söylemlerini tartışmaya açarak sarsıcı bir noktaya taşımıştır. Söz konusu sarsıcı noktalar, erkek egemen iktidarın mizojinik tavırlarında yatan ve gözlemlenerek ortaya çıkarılabilecek arkeolojik, tarihsel, teolojik, sanatsal ve daha da çoğaltabilecek birçok çarpıcı bilimsel detayda görülebilmektedir.

Varlığı daimi bir biçimde yok edilmeye çalışılan kadın, bilim dalları ile yakalanmış ipuçlarının gerçekliğinde bile şüpheli görülmüş, mit ya da efsane olarak karanlıkta bırakılmıştır. Anaerkil süreçlerin yaşandığı geçmişte kadının uygarlık sürecinde yadsınamayacak bir aktris olarak boy göstermesi çarpıtılmış, bir kahraman, savaşçı, avcı olabilecek bir fiziğe sahip olamayacağı düşüncesiyle mizojinik bir tavırla domine edilmiştir. Troia Prensi Paris’in mitolojik bir karakter olmasına rağmen sorgulanmadan kabul edilmesi, Fransa’nın başkentine adının verilmesi, Troia Prensi Hector’un gerçekliğinin sorgulanmadan Avrupa için örnek bir kahraman olarak görülerek örnek alınması ya da Achilleus’un yarı tanrı olarak yenilmez bir savaşçı olarak görülmesi, ama talihsiz bir şekilde topuğundan oklanarak öldürülmesine rağmen tıp biliminde ayakta bulunan “aşil tendonu” na ismini vermesi gibi örneklerin bulunmasına rağmen, Amazonların aynı bu karakterler gibi Attika vazo resimlerinden Hitit metinlerine, Homeros’un İlyada’sından Herodot’un tarih kitabında yer verildiği halde gerçekliğinin tartışılır olması yine eril hegamonyanın tipik tavırlarından biri olarak kabul edilir. Tüm bu olumsuz örneklerin yanında yitik savaşçı kadınlar olarak bilinen Amazonların sanat tarihinde ele alınışı, özellikle resim sanatına konu edinmeleri ile ilgili çalışmalar oldukça fazladır.

Çalışmada resim sanatında konu ile ilgili izler sürülerek kültürel bellek ögeleri, mit, mitos ve imgesel betimlemeler bağlamında ele alınarak örnekleriyle ortaya konulması önemli

Keywords: Amazon, Ana Tanrıça, Kadın, Sanat, Resim

Corresponding Author: Assist. Prof. Dr. BETÜL SERBEST YILMAZ Abstract Id: 20201208

(12)

KÜLTÜREL BELLEK VE KENT GÖSTERGELERİ

1 Assist. Prof. Dr. AHMET HAKAN YILMAZ - Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi - Resim

Toplumun içinde bulunduğu inanç sistemlerine temellenmiş olan davranışlar kültürü oluştururken, değişik aktarım dinamikleri ile göstergelere dönüşmektedirler. Soyuttan somuta oldukça geniş biçimde şekil bulan bu göstergeler insanların belleklerinde, sanatçıların eserlerinde mekâna kavuşarak kültürel belleği oluştururlar. Kültürel bellek mekânları aynı zamanda somut varlıkları ile abidevi bir özelliğe dönüşerek toplumların çağlar ve nesiller arası kültürel sürekliliğinin ve gelişiminin somut göstergeleri sayılmaktadır. Dönemine damgasını vuran sanatçıların, sözlü ya da yazılı eserlerinin de kültürel bellek mekânları olarak değerlendirilmesinin yanında ortak bilincin, olay ve olgulara karşısında ürettiği davranış biçimleri ve bakış açıları imge ve sembol bağlamında kültürel birikimle estetize edilerek eserlere dönüşür. Bu eserler çoğu zaman imgesel bir nitelik gösterir. Bu tür eserlerle tarihin çeşitli dönemlerindeki toplumsal yapıya ve kültüre ait temel ögeler aktarıldığı gibi, güncel olan bir imgelem ve söylemle tarihi döneme gönderme ve anlamlarını koruyarak kültürel bellek aktarımını gerçekleştirir. Kültürel belleğe temellenmiş kent göstergeleri olan simge ve motifler, imge sembol süzgecinden geçerek somut varlıklarını ortaya koyarlarken barındırdığı değerler dizgesi ile özel bir önem arz ederler. Gerek Görsel olarak gerek mekânsal olarak da şehirle bütünleşerek kent belleğini pekiştiren zengin imaj biçimleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda göstergeler, günümüzde kısmen de olsa yaşarken birçoğu kent belleğinin dışında değişik nedenlerle kullanılmamaktadır. Kültürel belleğimizde adeta bir damga olmuş kent göstergelerinin gerek biçim olarak, gerek bir ifade unsuru olarak kentte yeniden yer alması geçmiş ile olan güçlü bağların bir göstergesi olacaktır. Çalışma ile kent göstergeleri ile imge sembol bağlamında kültürel bellek ilişkilerini sağlam temelleri ile irdelenmesi önem arz etmektedir.

Keywords: Kültürel bellek, Kent,Gösterge, İmge, Sembol

Corresponding Author: Assist. Prof. Dr. AHMET HAKAN YILMAZ Abstract Id: 20201209

TRAVMATİK GÖSTERGELER İLE GÖÇ OLGUSU VE KAVRAMSAL SANAT

1 Dr. EMİNE NUR YILMAZ ARIKAN - Selçuk Üniversitesi - Resim

Göç, iyi bir yaşam sürebilmek yerinden olma anlamının yanında, çeşitli nedenlerle sürgün edilme ile baskı, açlık, yoksulluk ve savaş gibi çağrışımları ile travmatik anlamlar içermektedir. Bireysel veya kitlesel olarak bir yerden başka bir yerlere çeşitli nedenlerle göç etmek zorunda kalan insanlar buna bağlı olarak birçok sorunla karşı karşıya kalmışlardır. Göçü salt insan hareketliliği olarak değerlendirmek, göçü ortaya çıkaran nedenleri, göç sürecini ve sonuçlarını ekonomik, siyasi, psikolojik vb. faktörleri görmezden gelmek bireydeki ve toplumdaki değişimlerin yeterince anlaşılamamasına neden olmaktadır. Göçle birlikte beliren kültürel hareketlilik “yersiz yurtsuzluk”,

“göçebe sanat” “sanatta göçebelik” gibi kavramları çağdaş sanat kültürümüzde özellikle kavramsal sanatta önemli kavramlar haline getirmiştir. İnsanlık tarihi boyunca göçün birçok kırılmalarla, hastalık, açlık, ölüm, kalım, işkence vb. gibi sorunlarla travmalar yarattıkları ve bu sorunlara karşı özellikle sanatçıların duyarlılıkları bilinmektedir.

Sanatçıların savaşlara karşı olan tutumları, bu savaşlardan kaynaklı göçle başlayan travmaları eserlerinde işlemesi, bir olgu olarak ortaya koyma çalışmışlarına ait örnekler daha çok kavramsal sanatta kendini göstermektedir.

Kavramsal sanat çalışmalarında sanatçılar görünen yüz olarak göç olgusu ile yaşanan travmalara ait birçok öyküye görünmeyene yapılan göndermelerle dikkat çekmektedir. Çalışma sanatçıların yaratım süreçleri kavrama yaklaşımı ve imgesel düşünceye travmatik göstergelerle yer vermesini ortaya koymak bakımından önemli görülmektedir.

Keywords: Göç, Kavramsal sanat, Sanat, Hareket, Mekân, Travma Corresponding Author: Dr. EMINE NUR YILMAZ ARIKAN Abstract Id: 20201212

(13)

13

E-TİCARET SİTELERİ ARAYÜZ TASARIMLARINDA BOŞLUK KULLANIMI

1 Instructor ÖMER ZAHİD KUBAT - Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi - Bozüyük Meslek Yüksekokulu Grafik Tasarımı Programı

E-Ticaret siteleri; gittikçe artan alışveriş ihtiyacını global hale getiren önemli bir elektronik ortamdır. Bu ortamların görsel olarak göze hitap etmesi için bazı grafik tasarım elemanlarının bir araya gelmesi gerekmektedir. Bununla beraber ziyaretçinin ürünleri seçebilmesi ve site kullanılabilirliği alışverişin rahatlıkla yapılabilmesini sağlamaktadır.

Bir tasarım elemanı olan boşluğun da farklı değerlerde kullanılması alışveriş ortamını görsel anlamda uygun hale getirmektedir. Bu amaçla çalışmada örnek e-ticaret sitelerindeki boşluğun kullanımı değerlendirilmiştir. Boşluk kullanımı bir çok e-ticaret sitesinde birbiriyle benzerlik gösterse de boşlukların azalması veya artması alışveriş konforunu paralel oranda etkilemektedir.

Keywords: Web Arayüz Tasarımı,Boşluk,Grafik Tasarım,E-Ticaret Sitesi Corresponding Author: Instructor ÖMER ZAHİD KUBAT

Abstract Id: 20201040

ESNEK WEB SİTESİ TASARIMLARINDA MOBİL BOYUTTA KULLANILABİLİRLİK

1 Instructor ÖMER ZAHİD KUBAT - Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi - Bozüyük Meslek Yüksekokulu Grafik Tasarımı Programı

Esnek (Responsive) web siteleri mobil cihaz olarak adlandırılan tablet ve cep telefonlarının kullanımıyla ortaya çıkan bir yapıdır. Yapı; web yazılımları sayesinde farklı boyutlardaki ekranlarda web sayfasının sayfadan ayrılmadan kullanılabilmesini sağlamaktadır. Bununla beraber mobil olan ve olmayan çeşitli cihazlarda ekran farklılıklarından dolayı arayüz tasarımı içerisindeki birçok nesnenin boyutu değişmektedir. Ayrıca menü başta olmak üzere bazı nesneler kaybolabilmekte veya farklı formlara dönüşebilmektedir. Bu durumun kullanılabilirlik açısından ne gibi değişikliklere neden olduğu örnekler üzerinden değerlendirilmiş ve araştırılmıştır. Kullanılabilirlik bir web sitesinin en önemli unsurudur. Bir anlamda ulaşılabilirliği de sağlamaktadır. Ulaşılabilirlik sayesinde sayfa veya sayfalar içerisinde gezinim ve akıcılık sağlanır. Kullanılabilirlik için; farklı forma dönüşen menüler dikkat çekici ve menü içeriklerinin açılımı eksiksiz olmalıdır. Ayrıca kullanılabilirliği sağlamak amacıyla içeriklerin en önemli olan kısımları yazılım ve grafik tasarım öğeleri ile birlikte sunuma anlaşılır biçimde hazırlanmalıdır.

Keywords: Web Arayüz Tasarımı,Responsive,Grafik Tasarımı Corresponding Author: Instructor ÖMER ZAHİD KUBAT Abstract Id: 20201041

(14)

ANTALYA ÖRNEĞİNDE OTEL BAHÇESİ PEYZAJ TASARIMI VE UYGULAMASI

1 Assist. Prof. Dr. ORHUN SOYDAN - Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi - Peyzaj Mimarlığı

İnsanlar rekreasyonel faaliyetlerini ve boş zamanlarını değerlendirmek amacıyla tatil planlarını yapmaktadırlar.

Özellikle 21. Yüzyıldan itibaren tatil turizmi birçok kişi tarafından çok fazla tercih edilmektedir. Gelişen tatil turizmi ile birlikte otel, pansiyon, resort otel gibi konaklama alanları da hızlı bir gelişim göstermiştir. Bu konaklama alanlarının coğrafi konumları ve bireylerin ihtiyaçları nedeniyle, bu alanların dış mekân tasarımları sürecin ana unsuru haline gelmiştir. Bu süreçte dış mekân tasarımları daha çok ön plana çıkarken, binalar ikinci planda kalmıştır.

Bu yüzden bu alanların seçiminde çevresel unsurların önemi bir kez daha vurgulanmıştır. Çevresel unsurlar ve peyzaj tasarımı mekânın odak olmasına yardımcı olan en büyük unsurlardır. Binanın çevre ile uyumunu sağlamak için oluşturulan peyzaj tasarımı, otel bahçesi tasarımının odak noktası olacaktır. İyi bir tasarım sürecinde, otelin lobi ve yemek alanı gibi iç mekân unsurları iyi bir şekilde analiz edilmeli, peyzaj tasarımının iç mekân ile nasıl uyum içinde olacağı net bir şekilde ortaya konulmalıdır. Bu çalışmada konaklama amacıyla kullanılan Antalya-Kumluca Ezgi Pansiyon-Resort Otelinin bahçesinde peyzaj planlama ve tasarım ilkeleri doğrultusunda peyzaj uygulama çalışması yapılmış ve uygulanmıştır. Bu kapsamda alanda öncelikle tesviye düzenleme çalışmaları yapılmıştır. Daha sonra alana özgü peyzaj tasarım projesi hazırlanmış ve çeşitli yazılımlar ile 3 boyutlu modellemeler oluşturulmuştur.

Alanda mevcut bitkilerin bakımları yapılmış ve oluşturulan sulama sistemleri uygulanmıştır. Çalışma sonucunda;

yapılan peyzaj düzenlemeleri ile rekreasyonel faaliyetlerin gelişimine katkı sağlayabilecek bir otel bahçesi oluşturulmuş, otel bahçelerinin peyzaj planlama ve tasarım ilkeleri doğrultusunda nasıl düzenlenmesi gerektiği ile ilgili önerilere yer verilmiştir.

Keywords: otel bahçesi, peyzaj tasarımı, rekreasyon, konaklama,uygulama projesi Corresponding Author: Assist. Prof. Dr. ORHUN SOYDAN

Abstract Id: 20201088

COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ KULLANARAK YANGIN GÖZETLEME KULELERİ GÖRÜNÜRLÜK ANALİZLERİNİN ARAŞTIRILMASI

1 Assist. Prof. Dr. ORHUN SOYDAN - Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi - Peyzaj Mimarlığı

2 Other FAZİLET KARASAKAL - Akdeniz Üniversitesi - Peyzaj Mimarlığı

Orman yangınları günümüzde karşılaştığımız en büyük doğal felaketlerin başında gelmektedir. Meydana gelen yangınların çoğu insan faaliyetleri sonucunda meydana gelmekte, çok az bir kısmı ise doğal etmenlerden dolayı kaynaklanmaktadır. Orman yangınlarını olabildiğince erken tespit etmek ve müdahale etmek, başarılı bir yangınla mücadele için kritik öneme sahiptir. Diğer teknolojik gelişmelere ek olarak, gözetleme kuleleri de orman yangınlarını tespit etmek için önemli bir varlıktır. Bu çalışmada Türkiye’nin Akdeniz bölgesinde bulunan yangın açısından oldukça riskli bir bölge olan Antalya İlinin Manavgat İlçesinde bulunan yangın gözetleme kulelerin görünürlük analizleri yapılmıştır. Çalışmada öncelikle Manavgat ilçesinin orman varlığı ve yangın kulelerin konumları tespit edilmiştir. Daha sonra kulelerin görünürlük analizleri yapılmıştır. Yollara uzaklık, görünürlük ve yükseklik haritası ile yangın kulelerine ihtiyaç duyan alanlar tespit edilmiştir. Çalışma sonucunda bazı yangın gözetleme kulelerin yerlerinin değiştirilmesinin görünürlük düzeylerinin arttığı tespit edilmiştir. Ayrıca, orman koruma faaliyetlerinin planlama araştırmasında coğrafi bilgi sistemlerinin, belirlenen hedeflere en uygun şekilde hizmet edecek şekilde yangın gözetleme kulelerinin konumunu belirlemede fiilen kullanılabileceği ve bu araştırmada kullanılan standartlar ve yöntemlerin uygulanabileceği düşünülmektedir.

Keywords: coğrafi bilgi sistemleri, görünürlük analizi, orman yangını, yangın gözetleme kulesi, Antalya.

Corresponding Author: Assist. Prof. Dr. ORHUN SOYDAN Abstract Id: 20201089

(15)

15

UZAKTAN EĞİTİMDEKİ BİYOMEDİKAL DERSİNDE ETKİLEŞİMLİ UYGULAMALAR

1 Instructor Dr. YALÇIN EZGİNCİ - Konya Teknik Üniversitesi - Elektrik Elektronik Mühendisliği

İnsanda öğrenme gözlem, tanıma, anlama, verilen tepkiyi değerlendirme, teşvik ve zorlama, keşif vb etkenler altında gerçekleşir. Okul, laboratuvar ve öğretmenle etkileşim, öğrencilere olayları kavrama, doğru bakış açısı kazanma, problem çözme ve eleştirel düşünme becerilerine yardımcı eder. Öğrenmenin doğasına uygun ders materyallerinin bilgisayar ve internet teknolojilerine aktarılabilmesi ölçüsünde öğrenmenin ve eğitimin etkinliği artacaktır. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin etkin kullanımı ile öğrenme süreci daha hızlı, kaliteli, sürdürülebilir ve kişisel özelliklere cevap verebilecek şekilde ilerlemektedir. Etkileşimli internet bileşenleri şunlardır: Bir eğitim müfredatı hazırlanmışsa her şeyden önce bütün içeriğin sunumu ve yönetimini etkileşimli olarak yapabilecek bir içerik (öğrenme) yönetim (LMS) sistemi gerekir. Animasyon: 2 boyutlu ve 3 boyutlu eğitim animasyonları, senaryodan pedogojiye ve yazılıma kadar aşamalardan geçerek eğitimi hızlandırır ve etkisini artıracaktır Simülasyon: Deneysel çalışmaları masa üstüne taşıma yeteneğine sahiptir. Öğrenme güçlüğü çekenlere görsel ve sayısal sonuçlar sunar. Oyun, Oyun uygulamaları en verimli yollardan biridir. Eğitim, oyun haline getirilmiş içerikler sayesinde eğlenceli, merak uyandırıcı ve keşfedici olması ile benzersiz hale getirilebilir. Video: Eğitsel videolar konu anlatımı ve gözlemsel deneylerin ayrıntılarını sunma imkanı sağlar. İnteraktif Videoda öğrenciye anlık olarak kısa soru cevap gibi etkileşim imkanı sağlanır. Sanal Gerçeklik - (Virtual Reality) Özellikle Tıp Eğitimde de kullanılmaya başlamıştır. e-Sınav: Dijital ortamda hazırlanan e-Sınavlar kolay uygulanabilen, düşük maliyetli, yüksek bir değerlendirme hızı ve sonuçlarının anında bildirilebilmesi gibi avantajları vardır. Bu çalışmada, Elektrik Elektronik Mühendisliği bölümünde verilmekte olan Biyomedikal Mühendisliğine Giriş (3+2) dersinin bir bölümü için uzaktan eğitime göre Beyin ve EEG (Elektroensefalografi) konusunda hazırlanmış olan etkileşimli uygulamalar açıklanacaktır. Etkileşim araçları genelde ders kaynaklarının görselleştirilmesi ile oluşturulmuştur.

Keywords: etkileşim, uzaktan eğitim, online sınav ,Öğrenme Yönetim Sistemi,e-öğrenme Corresponding Author: Instructor Dr. YALÇIN EZGINCI

Abstract Id: 20201144

PANDEMİ DÖNEMİNDE DEVRE ANALİZİ LAB. DERSİNDE UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMASI

1 Instructor Dr. YALÇIN EZGİNCİ - Konya Teknik Üniversitesi - Elektrik Elektronik Mühendisliği

Kovid 19 hastalığı nedeniyle yüz yüze eğitim yerini uzaktan eğitime bıraktıktan sonra geride kalan uygulamalar senkron ve asenkron derslerle tamamlandı. Bu süreçte lab eğitiminde yapılması gereken deney çalışmalarının videoları çekilerek Üniversitenin Öğrenme Yönetim sistemine konuldu. Öğrencilere senkron derslerde bu deneylere ait açıklamalar yapıldı. Diğer derslerde yaşanan online sınav sorunları nedeniyle vize ve final sınavları yerine öğrenciler ödev ve projeler verildi. Vize ve final sınavları için iki türlü ödev uygulaması yapıldı. Birincisinde belirli sayıdaki öğrenciler gruplandırılarak, her bir gruba farklı soru soruldu. Burada verilen konunun açıklamaları, formülasyonu, varsa grafikleri ve örnek bir uygulamasını içermekteydi. İkinci olarak çok elemanlı bir doğru akım devresi üzerinde, sınıftaki her bir öğrenciye farklı olacak şekilde eleman değerleri rasgele atanarak ve bir parametresi çıkarılarak oluşan eşsiz devrenin analiz ve daha sonra simülasyonun yapılması şeklinde idi. Her bir ödev sorusu için yapılan yönergelere ve örnek şablonlara uygun şekilde raporlanması istendi. Dönem sonu itibariyle öğrencilerin yüksek bir katılım ve normalin üstünde bir başarısı ile ders tamamlanmıştır. Sonuç olarak verilen ödevlerin ayrı ayrı ve bütüne etkisini gösteren analizler gösterilecektir.

Keywords: Lab. Dersi, uzaktan eğitim,Ödev

Corresponding Author: Instructor Dr. YALÇIN EZGINCI Abstract Id: 20201145

(16)

TOZ METALURJİSİ YÖNTEMİYLE ÜRETİLEN METALİK BALATALARIN AVANTAJLARI

1 Assist. Prof. Dr. SELAHATTİN BUDAK - Gümüşhane Üniversitesi - Makine Mühendisliği

Günümüzde, taşıtlarda kullanılan yüksek oranlı seramiklerden, düşük oranlı metalik, polimerik, asbestsiz organik balata malzemelerine kadar değişen geniş bir yelpazede yaklaşık yüz farklı sürtünme formülü geliştirilmiştir.

Özellikle yüksek sıcaklıklara duyarlı ve insan sağlığını tehdit eden asbest ve polimer esaslı sürtünme malzemeleri yerine yüksek sıcaklıklara dayanıklı sinterlenmiş metalik sürtünme malzemelerinin kullanımı ve üretimi önem kazanmıştır. Toz metalurjisi üretim tekniğinin temel avantajlarından birisi, diğer üretim yöntemleri ile üretilmesi zor olan malzemelerin üretilebilmesidir. Debriyaj ve fren balataları da bu yöntemle üretilen malzemelerdir. Balata malzemeleri de sırasıyla karıştırıcı, sıcak kalıplama presi ve sinterleme fırınından geçerek üretilir. Kompozisyonu oluşturan malzemeler öncelikle mikserde karışım homojen bir hal alana dek karıştırılır. Karıştırma işlemini takiben karışım malzemeleri preslerde bulunan kalıp boşluğuna eşit ağırlıklarda dökülerek belirli basınçta ve sıcaklıkta kalıplanır. Metalik balataların, asbest esaslı balatalara göre önemli avantajları bulunmaktadır. Bu avantajlar daha büyük hızda enerji absorbe etmeleri, daha fazla aşınma direncine sahip olmaları ve daha fazla kullanım ömrüne sahip olmalarıdır. Ayrıca daha yüksek sıcaklıklara dayanıklı olup, ısı iletim değerleri de oldukça iyidir. Sürtünme katsayıları sıcaklık, basınç ve çevresel etkenlere (soğuk, sıcak, yağ ve tuzlu su) karşı daha az değişkenlik gösterir.

Ancak metalik balataların gürültü ve vibrasyona eğilimli olması diske hasar vermesi gibi dezavantajları vardır. Buna rağmen genellikle büyük taşıtlarda güvenli olması nedeniyle metalik sürtünme malzemeleri tercih edilir. Fren balatalarında aşınmanın sıfır olması beklenemez. Aşınma direnci çok yüksek olan sürtünme malzemeleri karşısındaki malzemelerin aşınmasına sebep olur. Bu sebeple balata malzemelerinde aşınma direncinden önce sürtünme katsayısının sıcaklık karşısındaki direnci önemlidir. Sinterlenmiş sürtünme malzemeleri mühendislikte yaygın olarak, sürtünme hareketinin iletimi veya frenleme/yavaşlatma için kullanılırlar. Genel olarak balata malzemeleri üzerine yapılan çalışmalar kompozisyonun değiştirilerek istenen özelliklerin sağlanması üzerine yoğunlaşmıştır.

Kompozisyonlar aynı olsa bile farklı üretim parametreleri ile üretilen balatalar çok farklı özellikler sergileyebilmektedir.

Keywords: Toz Metalurjisi, Sinterleme, Metalik Balatalar Corresponding Author: Assist. Prof. Dr. SELAHATTIN BUDAK Abstract Id: 20201005

YÜKSEK SICAKLIKLARDA KULLANILAN ALÜMİNYUM VE ALAŞIMLARININ TOZ METALÜRJİSİ İŞLEMLERİ

1 Assist. Prof. Dr. SELAHATTİN BUDAK - Gümüşhane Üniversitesi - Makine Mühendisliği

Toz metalürjisi (T/M) yöntemi yüksek mukavemetli alaşımların üretilmesinde diğer imalat yöntemlerine (dövme, ergitme, döküm) göre büyük üstünlükler sunan esnek bir tekniktir. Özellikle yüksek sıcaklık uygulamaları için, yeni ve olağanüstü malzemelerin, karmaşık parçaların ve bileşenlerin üretimine imkân sağlaması endüstride önem kazanmasına yol açmıştır. Söz konusu yöntemin başta otomotiv sektörü olmak üzere uzay ve havacılık sektörü gibi birçok alanda kullanımı gün geçtikçe artmaktadır. Alüminyum ve alaşımları günümüzde en çok kullanılan ikinci mühendislik malzemesidir. T/M yöntemi ile üretilen alüminyum alaşımların başarılı bir şekilde uygulanmasının temeli, tozun gazının giderilmesi (gazdan arındırma) ve sinterleme işleme olarak görülmektedir. Bu çalışmada, T/M yöntemiyle üretilmiş, özellikle yüksek sıcaklık uygulamalarında kullanılmak üzere geliştirilmiş yüksek mukavemetli, korozyona dayanaklı alüminyum alaşımları ile ilgili literatür bilgisine yer verilmiştir.

Keywords: Toz Metalurjisi, Alüminyum Alaşımları, Sinterleme Corresponding Author: Assist. Prof. Dr. SELAHATTIN BUDAK Abstract Id: 20201006

(17)

17

ÇOCUKLARDA DAMARYOLU AÇMAYI KOLAYLAŞTIRAN YÖNTEMLER

1 Assoc. Prof. Dr AYŞE SONAY TÜRKMEN - Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi - Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği

Çocuklar hem sağlık kontrolleri hem de hastalıklara bağlı birçok ağrılı işleme maruz kalabilmektedirler. Bu işlemlerden hastane ortamında en yaygın kullanılanı damar yolu açılmasıdır. Çocukların damar yapısının gelişimini henüz tamamlamamış olması, damar çapının yetişkine göre daha küçük olması gibi nedenlerden dolayı çocuklara damar yolu açılması yetişkin hastalara oranla daha güçtür. Bu nedenle birçok çocuk hastada işlemin tekrar etme sayısı da artabilmektedir. bu durum akademisyenleri ve sağlık profesyonellerini damar görünürlüğünü arttıran ve işlemi kolaylaştıran bazı yöntemler geliştirmeye yönlendirmiştir. Bu derleme çalışmasında çocuklarda damar yolu açmayı kolaylaştıran yöntemleri literatür ışığında incelemek amaçlandı. Literatür incelendiğinde damar yolu açmayı kolaylaştırmak için damarın görünürlüğünün arttırılması gerektiği ve bu doğrultuda iki yöntemin geliştirildiği görülmüştür. bu yöntemler; ultrason yöntemi diğer ise kızılötesi ışınların kullanımıdır. her iki yöntem de çocuk sağlığı açısından risk barındırmasa da maliyet açısından farklılıklar taşımaktadır. Bu yöntemler dikkate alınarak daha ucuz yöntemlerin geliştirilmesi önerilmektedir.

Keywords: Damar yolu açma, çocuklar, damar görüntüleme yöntemleri Corresponding Author: Assoc. Prof. Dr AYŞE SONAY TÜRKMEN Abstract Id: 20201159

AKILCI İLAÇ KULLANIMINA ÇOCUK SAĞLIĞI AÇISINDAN BAKIŞ

1 Assoc. Prof. Dr AYŞE SONAY TÜRKMEN - Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi - Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği

İlk defa 1985 yılında Dünya Sağlık Örgütü tarafından tanımlanan Akılcı İlaç Kullanımı; kişilerin klinik bulgularına ve bireysel özelliklerine göre; uygun ilacı, uygun süre ve dozda, en düşük fiyata ve kolayca sağlayabilmeleri olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere her canlı için akılcı ilaç kullanımı sağlığı kazanma ve sürdürme açısından oldukça önemlidir. Özellikle çocuklarda önem daha da artmaktadır. Çocuklarda ilacın emilimi, dağılımı ve atılımı erişkinlerden oldukça farklıdır. En ufak bir hatalı kullanım çocuklarda belirti verebilirken erişkinler tolere edebilir. Bu nedenle özellikle çocuklarda akılcı ilaç kullanımına dikkat çekilmesi gerekmektedir. Bu nedenle bu derleme akılcı ilaç kullanımına çocuk sağlığı açısından bir bakış kazandırmak açısından yazılmıştır. Literatürde ebeveynlerin çocuklarına aşırı ilaç kullanabileceğini belirten kaynakların yanında, eksik doz ya da sürede ilaç kullanımı gibi akılcı olmayan ilaç kullanımının varlığını gösteren kaynaklar da mevcuttur. Çocuklar bağışıklık sistemlerinin henüz tam gelişmemiş olmasından kaynaklı olarak yetişkinlerden daha fazla hastalanabilmektedir.

Ebeveynler de bu korkuya bağlı erken dönemde ilaç kullanımını tercih edebilmekte ya da aşırı ilaç kullanımından korkmalarından dolayı ilaçları erken dönemde bırakabilmektedir. Tüm bu olumsuzluklar göz önüne alındığında hem çocukların hem de ebeveynlerinin akılcı ilaç kullanımı açısından bilgilendirilmesi önerilmektedir.

Keywords: Akılcı ilaç kullanımı, çocuk, aşırı ilaç kullanımı

Corresponding Author: Assoc. Prof. Dr AYŞE SONAY TÜRKMEN Abstract Id: 20201158

(18)

BEBEKLERDE AĞRI YÖNETİMİNDE KULLANILAN NON FARMAKOLOJİK YÖNTEMLER VE HEMŞİRELİK BAKIMI

1 Assoc. Prof. Dr NEJLA CANBULAT ŞAHİNER - Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi - Hemşirelik

Yenidoğan bebekler, doğum gerçekleştikten itibaren aşı yapılması, topuk kanı alınması gibi birçok ağrılı girişimsel işlemlerle karşılaşmaktadırlar. Bebeğin durumu, ağrılı durumlarda değerlendirilmeli farmakolojik ve nonfarmakolojik yöntemler belirlenerek ağrı kontrolü sağlanmalıdır. Bebeğin yaşayacağı ilk ağrı deneyimi bütün hayatını etkileyeceğinden dolayı özelikle ilk girişimsel işlemde en iyi ağrı kontrol yöntemi uygulanmalıdır. Ağrı kontrolünün sağlanması için farmakolojik ve non farmakolojik yöntemler uygulanmaktadır. Bu derlemede non farmakolojik ağrı kontrolü destekleyici, bilişsel ve fiziksel yöntemler ve alt başlıkları ile değerlendirilmekle birlikte bebeklerde ağrı yönetiminde hemşirelik uygulamalarına yer verilmiştir.

Keywords: bebek, ağrı, non farmakolojik yöntemler, hemşirelik bakımı Corresponding Author: Assoc. Prof. Dr NEJLA CANBULAT ŞAHINER Abstract Id: 20201220

ÇOCUKLARDA PİŞİK TEDAVİSİNDE KULLANILAN NONFARMAKOLOJİK YÖNTEMLER VE HEMŞİRELİK BAKIMI

1 Assoc. Prof. Dr NEJLA CANBULAT ŞAHİNER - Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi - Hemşirelik

Alt bezi dermatiti olarak ta bilinen pişik, yenidoğan ve küçük çocuklarda görülen en yaygın cilt problemidir. Pişiğin tedavisinde farmakolojik ve nonfarmakolojik yöntemler kullanılabilmektedir. En sık kıllanılan non farmakolojik yöntemler; pudra kullanımı, zeytinyağı sürme ve diğer yöntemler olarak pamukla bebeğin altını silme, sık alt bezi değişimi yapma, havalandırma, katı yağ sürme, bebeğin altını yıkamadır. Pişiğin tedavisinden çok korunma ve hemşirelik bakımı daha önemlidir. Bunun için havalandırma, bariyer krem kullanımı, temizleme, bebek bezi seçimi ve eğitim ön plana çıkmaktadır. Bu derlemede pişiğin tedavisinde kullanılan non farmakolojik yöntemler, pişikten korunma ve hemşirelik bakımı literatür doğrultusunda değerlendirilecektir.

Keywords: pişik, pişikten korunma, hemşirelik bakımı, non farmakolojik yöntemler Corresponding Author: Assoc. Prof. Dr NEJLA CANBULAT ŞAHINER Abstract Id: 20201221

AFYONKARAHİSAR İLİ HALKININ COVİD-19'DAN KORUNMA AMAÇLI KULLANDIKLARI GELENEKSEL VE TAMAMLAYICI TEDAVİ YÖNTEMLERİ

1 Expert Dr. BETÜL DEMİRCİLER YAVAŞ - Afyon Kocatepe Üniversitesi - Tıbbi Patoloji

Covid-19 salgını, tüm dünyada milyonlarca insanın enfekte olmasına ve çok sayıda kişinin yaşamını kaybetmesine neden oldu. Covid-19, yüksek morbidite ve mortalite oranlarına sahip bir enfeksiyon etkenidir. Tüm enfeksiyon etkenlerinden korunmak için olduğu gibi Covid-19’dan da korunmak için güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmak önemlidir. Hem bağışıklık sistemini güçlü tutmak hem de bu enfeksiyon etkenini ortadan kaldırmak amaçlı çeşitli geleneksel ve tamamlayıcı tedavi yöntemleri tüm dünyada kullanılmaktadır ve bu konuda pek çok bilimsel çalışma yapılmış ve yapılmaktadır. Bu çalışmada, Afyonkarahisar ilinde Covid-19’dan korunmak için kullanılan geleneksel ve tamamlayıcı tedavi yöntemlerini tespit etmek amaçlandı. Çalışmada Afyonkarahisar ilinde yaşayan 553 kişiye ulaşıldı ve 10 sorudan oluşan bir anket uygulandı. Katılımcıları %21,7’sinin geleneksel ve tamamlayıcı tedavi yöntemlerini kullandığı ve bu yöntemlerden en çok tercih edilenin ise %46,8 ile fitoterapi olduğu tespit edildi.

Akupunkturun %16,1, ozon terapinin %10,2 ile 2. Ve 3. sırada kullanıldığı tespit edildi. Geleneksel ve tamamlayıcı tedavi yöntemlerinin, Covid-19’un gerek tedavisinde gerekse bağışıklığı güçlendirmedeki etkilerinden daha çok

(19)

19

HEMŞİRELİKTE BİLİMSEL YAKLAŞIM: KANITA DAYALI UYGULAMALAR

1 Instructor SERAP KIRICI - Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi - KARAMANOĞLU MEHMETBEY ÜNİVERSİTESİ, SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU, HASTA BAKIMI PROGRAMI

Yaşam süresi ortalamasının yükselmesiyle sağlık bakım ve maliyetinde artış gözlenmektedir. Kanıta dayalı uygulamaların kullanımı bakım kalitesinin artırılmasında, maliyetin azaltılmasında temel etmendir. Bu çalışma hemşirelikte kanıta dayalı uygulamalar ile bakım kalitesine dikkat çekmek amacıyla hazırlanmıştır. Kanıta dayalı uygulamalarla ilgili PubMed, Proquest, MEDLINE, Google Scholar veri tabanları kullanılarak "Evidence based practice", "nursing evidence-based practice", "health care" anahtar kelimeleriyle literatür incelemesi yapılmıştır.

Kanıt, sağlık bakım sistemindeki karar vericilerin ulaşabildiği, uygulamanın bilimsel değerlendirmesine dayanan bilgidir. Kanıta dayalı sağlık bakımı, bakım verilen ortamlarında hastalara en iyi bakımı verebilmek için en uygun kaynakları, hasta tercihlerini, uzman görüşünü ve bilimsel araştırmalardan elde edilen kanıtları birleştirme olarak tanımlanmaktadır. Hemşirelikte kanıta dayalı uygulama, araştırmaların kullanılması değil, sistematik çalışmalardan elde edilen en iyi kanıtların klinik uzmanlıkla bütünleştirilerek uygulanmasıdır. Hemşirelikte kanıta dayalı uygulamaya engel olan nedenler; hemşirelik alanına özgü bilgilerin toplandığı merkezi bir birimin bulunmaması, araştırma sonuçlarının uygulamaya geçirilmesinde olanakların yetersiz olması, iş birliği ve destek yokluğu ile otorite eksikliği, hemşirelerin araştırma okuyacak zamanlarının olmaması şeklinde sıralanmaktadır. Hemşirelik bakımının kanıta dayalı temellendirilmesi süreklilik gerektiren uygulamalardır. Bu sebepten dolayı yeni bilgi, araştırma ve eğitim gerektirir. Hemşirelikte kanıta dayalı uygulamaları artırmak için bu alandaki becerilerin geliştirilmesi, bilginin artırılması ve bilimsel veriler ışığındaki bakım uygulamalarının önündeki engellerin giderilmesi gerekmektedir.

Bunun için; kurumsal, yönetimsel ve eğitimsel destek sağlanmalıdır.

Keywords: Kanıta dayalı uygulamalar, kanıta dayalı sağlık bakımı, hemşirelik Corresponding Author: Instructor SERAP KIRICI

Abstract Id: 20201098

DOĞUMA HAZIRLIK SINIFLARININ GELİŞİM SÜRECİ

1 Instructor SERAP KIRICI - Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi - SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU, SAĞLIK BAKIM HİZMETLERİ BÖLÜMÜ, HASTA BAKIMI PROGRAMI

Gebelikten önce ve gebelik boyunca çiftlere verilen eğitimin gebelik, doğum, doğum sonu dönem ve ebeveynliğe geçiş yönünden büyük öneme sahiptir. Doğuma hazırlık sınıflarıyla ilgili PubMed, Proquest, MEDLINE, Google Scholar veri tabanları kullanılarak " Antenatal eğitim", " doğum öncesi eğitim ", " doğuma hazırlık eğitim modelleri

" anahtar kelimeleriyle literatür incelemesi yapılmıştır. Günümüzde farkındalığa sahip ebeveynlerin ve medyanın gebelik süreci, doğum, doğum sonu dönem deneyimi ve yenidoğanın bakımına yönelik doğru ve güncel bilgi arayışı, doğum öncesi hazırlık sınıflarına olan ilgiyi artırmıştır. En çok bilinenler “Lamaze” ve “Bradlay Metodu” olup son yıllarda “HynoBirthing-Mongan Metodu” olarak isimlendirilen yöntemlerdir. Özellikle ülkemizde yeni gelişim aşamasında olan model kapsamında uygulanacak doğuma hazırlık eğitim programlarının bilimsel temellere dayanarak oluşturulması, çeşitlendirilmesi ve yaygınlaştırılması konusunda eksikliklerin giderilmesinde sağlık profesyonellerine büyük sorumluluk düşmektedir.

Keywords: Antenatal eğitim; doğum öncesi eğitim; doğuma hazırlık eğitim modelleri Corresponding Author: Instructor SERAP KIRICI

Abstract Id: 20201099

(20)

GEBELİKTE CİNSELLİĞE PROGRESİF KAS GEVŞEME EGZERSİZLERİNİN ETKİLERİ

1 Assist. Prof. Dr. YASEMİN ŞANLI - Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi - Ebelik

Gebelikte kadının yaşadığı anatomik, fizyolojik, ruhsal değişimler ve sosyokültürel faktörler cinsel yaşamı etkilemektedir. Özellikle ilk gebelik, kadın yaşamının en önemli olaylarından bir tanesidir, çünkü bireysel anlamda tek başına kadını değil, çiftin yaşamında yeni bir dönem ve yeni bir ilişki biçiminin başlamasına neden olarak farklı ruhsal değişikliklerin de yaşanmasına dolayısıyla cinsel yaşamın da etkilenmesine sebep olmaktadır. Gebelikte cinsel sorunlarla baş etmede gevşeme teknikleri gibi basit psikoterapötik yöntemler kısa bir eğitimden sonra kadınlar tarafından kolaylıkla uygulanabilir. Gevşeme tekniklerinden biri olan progresif kas gevşeme egzersizleri de gebelere eğitim ile öğretilerek kendilerinin rahatlıkla uygulayabildiği, yan etkisi olmayan, derin bir gevşeme durumu oluşturarak kas gerginliğini azaltan bir tekniktir. Progresif kas gevşeme egzersizleri, vücutta tüm kaslarda gevşeme oluşuncaya kadar belli bir sıra ile büyük kasların bilinçli olarak kasılması ve gevşetilmesi şeklinde uygulanmaktadır.

Bu egzersizle, oksijenin indirgenerek kana karışması ve aktive olması sağlanır. Egzersizler sırasında vücudun doğal analjeziği ve mutluluk hormonu olarak kabul edilen endorfin hormon seviyesi de kasların gevşemesiyle yükselir, anksiyete, stres, kaygı ve ağrıyı azaltır. Sağlıklı aile yapısının korunmasında temel bir gereksinim olan cinselliğin sağlıklı gebelik dönemlerinde de sürmesi önemlidir. Progresif kas gevşeme egzersizleri ile rahatlayan gebe kadınların cinsel fonksiyonları da olumlu yönde etkilenecektir.

Keywords: Gebelikte Cinsellik, Progresif Kas Gevşeme, Egzersiz Corresponding Author: Assist. Prof. Dr. YASEMIN ŞANLI Abstract Id: 20201197

GÜNCEL YAKLAŞIMLARLA PREEKLAMPSİ

1 Assist. Prof. Dr. YASEMİN ŞANLI - Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi - Ebelik

Preeklampsi, gebeliğin 20. haftasından sonra ortaya çıkan, hipertansiyon, proteinüri ve ödemin eşlik ettiği multisistemik bir hastalıktır. Preeklampsi, maternal mortalite ve morbiditenin en önemli nedenleri arasındadır.

Preeklampsinin önlenmesinde herhangi bir tedavi yönteminin olmamasına rağmen, uygun bir hemşirelik bakımı ile maternal mortalite ve morbiditenin önemli oranda azaldığı görülmektedir. Maternal yaş, obezite, diyabet, hipertansiyon gibi durumların artışı preeklampsinin yaygınlığını artırır. Preeklampside iki durum söz konusudur;

birincisi yetersiz trofoblastik invazyon veya plasenta sorunu, ikincisi ise endotel hasarıdır. Preeklampsinin HELLP Sendromu, renal yetersizlik, pulmoner ödem ve serebral hemoraji gibi ciddi komplikasyonları vardır. Preeklampsinin anne ve bebek üzerindeki etkisi en çok vazokonstrüksiyondan kaynaklandığı için öncelikli olarak vazokonstrüksiyon önlenmelidir. Preeklampsi gebelikte görülen ve gebeliğe özgü bir komplikasyondur. Preeklampsi iyi bir hemşirelik bakımı ile önlenebilir bir komplikasyon olup, risk faktörleri yönünden gebe iyi izlenmelidir.

Keywords: Preeklampsi, Hemşirelik, Preeklampside Tedavi Corresponding Author: Assist. Prof. Dr. YASEMIN ŞANLI Abstract Id: 20201199

Referanslar

Benzer Belgeler

Ancak Şehzade Camii’nden çok daha büyük bir iç alan elde «idilmiş olmakla birlik­ te, doğu ve batı yönlerdeki bölümler büyük kubbenin örtüsü

• Çok yönlü kariyer algısını oluşturan kendi kendini yönetme ve değerlere göre hareket etme boyutları ile sınırsız kariyer algısını oluştu- ran psikolojik ve

Küçükda, “Türkiye’de Alevilik Safevi Tarikat’dr” adl makalede günümüz Anadolu’sunda Aleviliin Safevi Tarikat’nn devam olduunu beyan ettikten sonra

Dersin Amacı " Mitolojinin birincil kaynakları aracılığıyla dinsel düşünüşün başlangıç noktalarına inilecektir.. Yaratılış Mitosları ile inançların

© DARGAUD ÉDITEUR PARIS 1986 by Morris, Goscinny and Greg LE MAGOT DES DALTON.. © DARGAUD ÉDITEUR PARIS 1980 by Morris and Vicq LE

ın alpı ne regOlls. Utilzation ol mixed fodder beet silages l or leedıng daıry cows. Wirtsdıallse igene Funer. IN AA Putı«:ations. Ep it- heorese Zooteh nikes Epistern es. )

Eleştirel Ebeveyn ego durumu puanlarında gruplama etkisi anlamlı bulunmuştur [F(l;27)=8.754; p<,05], iletişim becerilerini geliştirme grubuna katılan öğretmen