Yaygın Din Eğitimi
Sempozyumu- I
30 Mart- 01 Nisan 2012 ANKARA
DiYANET iŞLERi BAŞKANUGI YAYlNLARI - 939 iLMi ESERLER -147
Tashih Mustafa KAYA
Grafik & Tasarım İsaYÜCEL
Baskı
Kalkan Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti.
0312 341 92 34
Din İşleri Yüksek Kurulu Kararı:
04.03.2013 1 07
!.Baskı - 2013
ISBN: 978-975-19-5620-0 (TK.) ISBN: 978-975-19-5621-7 (l.C.)
2013-06-Y-0003-939 Sertifika No: 12930
© T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı İletişim
Dini Yayınlar Genel Müdürlüğü Basılı Yayınlar Daire Başkanlığı
Üniversiteler Malı. Durnlupınar Bulvarı No:l47/A 06800 Çankaya/ANKARA
Tel: O 312 295 72 93 - 94 Faks: O 312 284 72 88 e-posta: diniyayinlar@diyanet.gov.tr
Dağıtım ve Satış
Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü Tel: O 312 295 71 53 - 295 71 56
Faks: O 312 285 18 54 e-posta: dosim@diyanet.gov.tr
Yaygın Din Eğitimi ve İletişim -Temel ilke ve Esaslar-
Hüseyin ÖRESİN1
Kalemle ve kelamla insanlığa seslenen Rabbirnize hamd; kelamın kemali olan Efendimize salat; kalemini ve kelamını hakkın hizmetine vakfeden tüm hocalanmı
za selam ediyorum.
Giriş
Bireyin din veya kutsal değerlerle münasebetinin şekillenmesinde yine bir baş
ka bireyin tutumu merkezi rol oynamaktadır. Yani bireylerin dini bir değere yöne- lik tepkilerinde bireysel tecrübelerinden öte, bu inanca mensup bir başka kişinin
temsili ve kendisiyle ilişkileri belirleyid rol oynamaktadır. Nitekim "bizi örneksiz 1 rehbersiz bzraktzn" şeklindeki bir itirazamahal bırakmamak için Allah (c. c.) insanlığa, mesajlannı içeren kitaplar yanında, bu mesajlann tebliğ, temsil ve tebyinini yapa- cak olan bir peygamber de göndermiştir. 2
Dini mesajlann!hakikatlerin insanlığa ulaşb.nlmasında rehber konumunda- ki insanlann yukarıda ifade edilen merkezi rolüne binaen peygamberler özelinde, eylem/ davranış düzeyinde muhatapla sağlıklı iletişim için ismet ve emanet; söylem düzeyinde sağlıklı iletişim için sı dk ve fetanet vazgeçilmez nitelikler olarak vurgulan~
mıştır.3 O halde peygamberler için zorunluluk olarak ifade edilen bu niteliklerin din
eğitimi/öğretimi noktasında sorumlu olanlar için de model sıfatlar olduğunu ifade ederek, bu tebliğimizde özelde yaygın din eğitimi genelde ise tüm süreç boyunca
iletişirnin temel ilke ve esaslanna vurgu yapacak ve bu esaslann uygulanmasına
yönelik teknikiere değineceğiz.
1 Manisa Eğitim Merkezi Eğitim Görevlisi.
2 Bkz. Nisa, 165; Maide, 19
3 Bkz. Yusuf Şevki Yavuz, "Peygamber", DİA, 34 1 259 vd.
YAYGIN DİN EGİTİMİ SEMPOZYUMU
---~+~~---
Burada iletişim· ile ilgili çalışmalarda sıkça vurgulanan teknik bilgilere temas etmeyerek sürece kaynaklık eden bir kaç öncüiden sonra iletişimin ahlaki temelleri
~-
üzerinde çalışmamızı şekillendireceğiz.4
lietişimi bir ahlaki duruş olarak nitelediğimiz için bu temeller üzerinde ça-
lışmamızı şekillendireceğiz. Bu yönüyle çalışmamız, yaygın din eğitiminin bütün
alanlarını kuşatıcı bir yapı da arz edecektir.
• •• 1
1-Iletişimden Once: Kendini ve Muhatabı Tanımak
Sağlıklı iletişim için kişi 1 hoca kendini güçlü yönleri ve zayıf yönleriyle tanı
malı; güçlü yönlerini kullanarak zayıf yönlerini geliştirme çalışmaları yapmalıdır.
Zayıf yönlerinin farkında olmadan belki de daha kötüsü zayıf yönlerini güçlü zan- neden bir anlayış muhatapla verimli bir iletişim kuramaz. Bu açıdan Hz. Ömer'in
"Baiı.a yanlışlarımı!kusurlarımı tanımada ve bunlardan nasıl kurtulacağım husu- s'unda rehberlik edene Allah rahmet etsin"5 ifadesi üst düzey bir örnek ve özgüven ifadesidir.
''kişi, aslında, kendini ya hiç öğrenemiyor
ya da herkesten az öğreniyor.
Öğrendiğini de
Herkesten az kullanıyor".6
Kendisiyle yüzleş(e)meyenin başkasıyla yüz göz olması kaçınılmaz bir durumdur.
lietişim sürecinde muhatabla ilgili sabit verilere (memleketi, statüsü vb.) ve özel verilere (sorunları, korkulan, beklentileri vb.) sahip olmak önem arzetmektedir. Bu- rada dikkat edilmesi gereken muhataba sunacağımız hizmeti sabit verilerden çok özel veriler üzerine bina etmektir. Örneğin "bunlar şu ilden dolayısıyla şu konulan
anlatmalı" yerine "bu insaniann şöyle sorunlan var; beklentileri şunlar biz buna göre bir
anlatım yapmalıyız" anlayışı daha sağlıklı bir iletişim ortamı oluşturacaktır. Dolayı
sıyla nitelikli bir iletişim için yapılması gereken muhatabı tanımlamak değil tanımaktzr.
2-İletişimin Merkezi: Konuşma
Allah (c. c.) insanı yarattıktan sonra ona beyan
1
konuşma becerisirıi öğrettiğinibelirtir.7
4 Din eğitimi ve iletişim için bkz. Mustafa Köylü, Psiko-Sosyal Açıdan Dini netişim, Ankara 2003; Suat Cebed, Öğrenme ve Öğretme Süreçlerinde Dini netişim, İstanbul2011.
5 Darimi, Mukaddime, 56
6 Cahit Koytak, Yeni Başlayanlar İçin Metafizik, s. 51 7 Rahman, 1-4
' • ·-·11381-· • '
İKİNCİ OTURUM
----~---~~~~---~---
Zemahşeri'nin, ifadesiyle Allah burada insanlığa sunduğu nimetlerden ikisi- ni, Din ve Dil nimetini vurgulamaktadır.8 Din özelde Allah ile sağlıklı iletişim için nimetken; dil insanlarla sağlıklı iletişim için bir nimet olarak algılanabilir. Ancak dilin nimet olması doğru kullanılmasına bağlıdır. Yaygın din eğitimi genelde anlatı
malkonuşmaya dayalı bir süreçtir. Bu açıdan konuşma becerisinin geliştirilmesi en önemli iletişim unsurlarından biridir. Bunun için;
"Konuşma Allah vergisidir bu yüzden yapacak bir şeyim yok" şeklindeki ön yar-
gıyı izale ederek işe başlanmalı, konuşma becerisinin değiştirilemez ve geliştirile
mez anlamında bir Allah vergisi olmadığı unutulmamalıdır.
Bu beceriyi geliştirme adına, dille ve zihirıle ilgili becerilerin gelişmesinin veya
değiştirilmesinin uzun süreçli bir çalışma olduğu göz önünde bulundurularak, ni- telikli kelamlardan ve kalemlerden düzenli ve etkili dinleme ve sesli okuma çalışması yapılmalıdır.
Bir ilimizde vaaz kürsüsüne şu ibare yazılmıştır:
"d..J\5 ı.::....:a ..illL.S"
"Kişinin kemali 1 kalitesi keZarnında gizlidir"
"Sana da başkalarına da yetecek kadar sus ki,
susuşun nara olsun
konuşman çare olsun".9
3-İletişimin Temeli: Değer
Kişi veya kitlelerle iletişiiDin temeli ve ahlakiliği muhataba karşı sahip olunan
değer anlayışıyla doğru orantılıdır. Burada muhatabı nesne olarak görmemekle,
muhatabın nesnesi olmamak arasındaki denge doğru bir değer anlayışına yön ve- recektir. Bir dini konuşmayı dinlemek için gelen muhataplara karşı "nasıl olsa ben bunlara bir şekilde bir saat bir şeyler anlatır zamanı doldururum; benim ölüm bile bunlan bir saat idare eder" şeklindeki bir anlayış ne kadar değerden mahrumsa; "ne yapalım
halk bunu istiyor, bundan hoşlanzyor" anlayışı da muhataba değer kazanclırmada o kadar acizdir.
Aslında sorun sunulan bir din hizmetini, sohbeti veya vaazı saf ve samimi bir
şeklide dinlemeye gelen annemize, amcamıza aynı samirniyetle cevap ver(e)me- mekten kaynaklanmaktadır.
8 Bkz. Zemahşeri, Keşşaf, Riyad, 1998, 7 1 5 9 Cahit Koytak, Yeni Başlayanlar İçin Metafizik, s. 95
' • •E!!3:1139!-1 • '
YAYGIN DİN EGİTİMİ SEMPOZVUMU
---~+~~---
Yaygın Din Eğitiminde sahip olmamız ve sergilememiz gereken değer davra-
nışlan şu şekilde ifade edebiliriz:
~~
Dinleme: Hep konuşma değil muhatabırnızın hem sözüne hem de sükutuna kulak verme.
Değer Yüklü Özgün Hitap ifadeleri: Hiyerarşinin iletişimde en az belirleyici
olduğu alan din eğitimi olmalıdır. Çünkü hiyerarşi, iletişimden öte buyurgan ve dayatma davranışına zemin hazırlamaktadır. Bizim d"iffiyamızda iletişim ortamlan için, hiyerarşiden öte zaman ve mekan olarak aynılığı eşitliği ihsas ettiren sohbet, sahabe, halka gibi kavramların yaygın olarak kullanılması bu noktada çok anlamlı olmaktadır. O halde "Muhterem cemaat" vb. ifadeler yerine "kardeşlerim, dostla-
rım" gibi aidiyeti güçlendiren ve değer yükleyen ifadeler anlatımlarda terdh edil- melidir.
Seviyeye İnme Değil Seviyeli Olma: "Dini veya bir konuyu anlatırken hallan 1
~uhatabzn seviyesine inmeliyiz" cümlesi bir yöntemden öte muhatabı seviyesizlikle suçlayan ve kendini üst seviyede görme anlayışını yansıtan bir zihniyetin ifşası
dır. Dolayısıyla bir konuyu anlatırken seviyeye inme değil muhatabın algı ve anlam
dünyasını gözetme anlayışına sahip olunmalıdır ki bu da muhataba karşı tam bir
değer göstergesidir. Bir televizyon prograrnında akraba ile evlilik hakkında görüşle
ri istenen bir haa teyzemizin, evliliğin problemli olması halinde ortaya çıkabilecek
zararlara ilişkin, "bir ağaan dalını saliadın mı kökü de sallanır" şeklinde verdiği tek cümlelik cevap inmemiz değil çıkmamız gereken bir irfan seviyesini göstermekte- dir.
Hz. Peygamber (s.a.s.) bir gün çarşıda kölelerden birini kucakladı ve 'satıyorum
bunu' diye bağırdı. Kendisi kucaklayanın Peygamberimiz olduğunu gören sahabi 'ben değersiz biriyim benden zarar edersiniz' diye karşılık verdi. Bunun üzerine Efendi- miz (s.a.s.) "Hayır aksine sen Allah katında çok değerli birisin" dedi. 10
4-İletişimin Belirleyici Unsuru: Niyet
İletişim ortamı ve süred rengini büyük oranda tarafların niyetinden almakta-
dır. Derse, sohbete başlarken takınılan niyet ne ise sürecin havası da o olmaktadır.
Bu açıdan sağlıklı iletişim için tartışma, coşturına, ilgi çekme gibi niyetler beslen- memelidir. Tartışma niyetiyle yapılan bir çalışma rahatlıkla anlatımı bağlarnından
kopanp kişiselleştirirken; coşturına amaa taşıyan bir kişi yapmaak davranışlara
bürünecek; ilgi çekme kaygısı olan biri ise kontrolsüz bilgi kullanımına düşecektir.
Niyet ettinı haddini bildirmeye değil niyet ettinı hakkını vermeye.
10 Ahmed b. Hanbel, Müsned, 3 1 161
İKİNCİ OTURUM
---~~~~~---
5-İletiŞimin Devamı: İşi Kolay Kılma
'
"Bunu yapmak elbette kolay değil biraz zorlanmamzz, kendimizi zorlamamzz gere- kir" her hangi bir eğitime, beceriye talip olanın en başta duyduğu cümlelerdir. Me- sela hafızlık eğitimine başlayacağımızda "hafızlzk çok zor çok çalzşmalzsınzz" cümlesi;
ilahiyat fakültesinde Arapça ile ilgili de '~rapça kıldan ince kılıçtan keskin" sloganı bizim için sorgulanamaz, tevile bile açık olmayan ifadelerdi. Bu söylemlerin arka-
sında iki gerçek yatmaktadır. Birincisi bu çalışmanın zorluğunu ifade edenin amaa, kendini bu işin üstesinden gelen bir kahraman olarak yansıtmak dolayısıyla bu ba-
şarının ancak kendisi gibi bir kahraman için mümkün olacağını ihsas ettirmek ola- bilir. İkinci sebep ise kendisi bu bilgiyi veya beceriyi yöntemsiz, yorucu bir sürecin sonunda elde ettiği için aynı zorluğu muhatabının da yaşayacağını düşünmesi ve bu
çalışmayı kolaylaştıracak yöntem bilgisine sahip olmamasıdır.
Meşhur "kolaylaştznnız zorlaştzrmayznız .. " hadisinin Müsned'deki "öğretiniz ama
kolaylaştznnız." şeklindeki rivayeti bu açıdan ufuk açıadır.U O halde iletişimin deva-
mı için Yunus gibi "gelin tanış olalım işi kolay kılalım" demek gerekir.
6-İletişimin Tamiri: Özür ve Helalleşme
Özür ve helalleşme anlamlı ve bilinçli bir davranış olarak sergilendiğinde ile-
tişimi tamir edici bir rol oynamaktadır. Arıcak genelde anlatımlarda gereksiz yere ve klişe olarak kullanıldığı için özür dilerne davranışının içi boşaltılmıştır. Aslında
hatalar, günahlar bireysel olduğu gibi özür ve helalleşme de bir merasim değil bi- reysel bir tamir ve tevbe kelimesinin kök anlamından yola çıkarak tam bir yanlıştan doğruya dönüş hareketidir. Buna göre bir özür ifadesi hangi yanlıştan dönüldüğü
nü, niçin dönüldüğünü, telafi edici doğru davranışı ve bir daha o yanlışa dönmeme
iradesirıi yansıttığı ölçüde anlamlı olacaktırY Dolayısıyla anlatımlarda ve ders sü- recinde gereksiz özür ve helalleşmeler iletişime uzun süreçte katkı sağlamayacaktır.
Gereksiz özür dilerneler aslında gerektiğinde özür dilerne davranışından kaçınak
için kullanılan bir sığınaktır. Konuşmasında yanlış yapan, öğrencisine veya muha-
tabına karşı olumsuz bir davranışta bulunan hoca ilk fırsatta, açıkça bu davranışı
tamir edebilmelidir. Yaniışı yaparken ne kadar cesursak özür dilerken de o kadar cesur olmalıyız.
7-İletişim Engelleri: Kibir-Haset- Riya- Süm'a- Ucb- Zillet
İletişim tam bir ahlaki duruş olduğuna göre iletişim engelleri da tam bir ahlaki yoksunluk olacaktır. Olduğundan büyük gözükmek yani kibir; olmadığına düşman-
ll Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1 1 239, 283, 365. !~
rs.J .. d ·:
":'~ I~!J ~j_;..;.;1.qj I.J;..;.;..J I~J 12 Özriin ahlaki ve felsefi boyutlan için bkz. Nick Smith, Hatalıydı,; Özür Diliyorum, (Çev. Kıvanç Tannyar), İstanbul, 2010.
• • ı ..ıs:~ 141 l·ısı~ı • "
YAYGIN DİN EGİTİMİ SEMPOZYUMU
---~~~~~---
lık yani haset; olduğunun reklamını yapmak yani riya; olduğunu duyurma çabası
yani süm'a; olduğunu kendine mal eİme yani ucb ve olduğundan küçük gözükme çabası zillet bu nohacfa en büyük engellerdir.
Bu engellerin karşısına çıkacak tek duruş şekli tevazu yani kişinin kendisini
doğru konunılandırmasıdır.13 O halde söylenılerimizde, kibir kokusu taşıyan "daha konuya girmedim bile"; haset yanığı kokan "siz onlann dediğine bakmayzn"; riya ve süm'a görüntüsü veren "bakın yıllardır biz bunun için uğraşıyoruz"; ucb gibi bir acaip- liği barındıran "biz sadece sizin kurtuluşunuz için çzrpznryoruz" ve zillet14 gibi bir illeti ihsas ettiren "aslında biz layık değiliz ama ne yapalım" gibi cümleleri daha dikkatli ve yerinde kullanmak gerekir.
8-İletişimin Aşkın Boyutu
· Peygamberimizin (s.a.s.) Medine'deki ilk Cuma hutbesindeki şu ifadesi, aslında
din eğitimi yapan kimseler olarak iletişimin aşkın ama göz ardı edilen asıl boyutunu bize hatırlaİmaktadır.
"Allah ile arasını düzeltene, insanlarla olan münasebetlerinde Allah yeter"15
13 Bu tevazu tanıını için bkz. İbrahim Zeydi Gerçek, Bir Yönetim Modeli Mimar Sinan, İstanbul, 2010, s. 39.
14 Zillet ile ilgili Kınalızade şöyle demektedir: "Eğer fazilet emr-i aderniye iziifet olursa emr her-aks olup tefriti fark olunmak müşkil, amma ifratı zahir olur. Misali teviizudur ki adem-i kibre izafet fazilet olur; tefriti -ki tezellüldür- tevazudan farlcr asfrdir." Bkz. Alak-i Alai, (Haz. Mustafa Koç), İstanbul2007.
15 Hutbenin tam metni için bkz. Kurtubi, el-Cami' li-Aiıkiimi'l-Kur'an, Beyrut, 1994, c. 18 s. 65 .
. • ı-11421:sıoı ••