• Sonuç bulunamadı

Sanal Uzayın Yapısı Ve Aktarımı: Sanal Uzaydan Gerçekliğe

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sanal Uzayın Yapısı Ve Aktarımı: Sanal Uzaydan Gerçekliğe"

Copied!
60
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İSTANBUL TEKNİ K ÜNİ VERSİ TESİ  FEN Bİ Lİ MLERİ ENSTİ TÜS Ü

SANAL UZAYI N YAPI SI VE AKTARI MI: SANAL UZAYDAN GERÇEKLİ ĞE

YÜKSEK Lİ SANS TEZİ Mi mar Ah met TEMİ Z

EKİ M 2002

Anabili m Dalı : Mİ MARLI K Progra mı : Bİ NA Bİ LGİ Sİ

(2)

ĠSTANBUL TEKNĠ K ÜNĠ VERSĠ TESĠ  FEN BĠ LĠ MLERĠ ENSTĠ TÜS Ü

SANAL UZAYI N YAPI SI VE AKTARI MI: SANAL UZAYDAN GERÇEKLĠ ĞE

YÜKSEK LĠ SANS TEZĠ Mi mar Ah met TEMĠ Z

502991149

EKĠ M 2002

Tezi n Enstitüye Veril diği Tari h : 03 Eki m 2002 Tezi n Savunul duğu Tari h : 18 Eki m 2002

Tez Danı ş manı : Prof. Dr. Hül ya YÜREKLĠ Di ğer Jüri Üyel eri Doç. Dr. Arzu ERDE M

(3)

ÖNS ÖZ

Dest ek ve i nançl arı yl a her za man yanı mda ol an aile me ve göst erdi ği il gi i çi n değerli hoca m Pr of. Dr. Hül ya Yürekli’ye, teşekkür ederim.

(4)

İ Çİ NDEKİ LER

ŞEKİ L Lİ STESİ ı v

ÖZET v

SUMMARY

1. Gİ Rİ Ş 1

1. 1. Giriş ve Çalış manı n Amacı 1

2. SANAL _ GERÇEK _ SANAL GERÇEK 3

2. 1. Gerçek 3

2. 1. 1. (gerçek) Mekan 5

2. 2. Sanal 7

2. 2. 1. (sanal) Mekan 9

2. 3. Sanal Gerçek 10

2. 3. 1. (sanal gerçek) Mekan 11

3. SANAL GERÇEK MEKANI N SORGULANMASI 14

3. 1. Tasarı m / Tasarl ama 14

3. 2. Bi çi m / Bi çi mlendi rme 20

3. 3. Kull anı m / Kull anma 25

3. 4. Za man / Za manl ama 27

3. 5. Hareket / Hareketlendi r me 30

3. 6. Kavra ml arı n Et kil eşi mi ( Bi rl eşi m, Kesişi m, Çı kar ma) 36 4. SONUÇLAR VE TARTI Ş MA: Akt arı m _ Sanal Gerçekli kten Gerçekli ğe 40

KAYNAKLAR 49

(5)

ŞEKİ L Lİ STESİ Sayf a No Şekil 3. 1 Şekil 3. 2 Şekil 3. 3 Şekil 3. 4 Şekil 3. 5 Şekil 3. 6 Şekil 3. 7 Şekil 3. 8 Şekil 3. 9 Şekil 3. 10 Şekil 3. 11 Şekil 3. 12 Şekil 3. 13 Şekil 3. 14 Şekil 3. 15 Şekil 3. 16 Şekil 4. 1 Şekil 4. 2 Şekil 4. 3 Şekil 4. 4

: Off The Road – 5 Speed Bir modul ün sı nırsı z sayı daki

var yasyonl arı ndan biri ... : Off The Road – 5 Speed Modüll eri n t opograf yaya yerl eşi mi ... : Kült ürel Enf or masyon Et kil eşi m Mer kezi Hal eleri n birleşi mi ile

ol uş muş tasarı mın bir görünü mü ... : Kült ürel Enf or masyon Et kil eşi m Mer kezi ... : H- ouse’ un far klıl aşan kabuğu ... : H- ouse’ un kabuğunun dışt an gör ünüşü ... : Li man İşlet mesi Giriş Kapısı Farklı kuvvetlere sahi p trafi k akışl arı nı n

şe mal arı ... : Li man İşlet mesi Giriş Kapısı Farklı kuvvetleri n ortaya çı kardı ğı

eği mli yüzeyl er ... : Vill a Savoye, Ra mpa ve Mer di ven ... : Pi et Mondri an, Co mpositi on wit h Red, Bl ue, Yel l ow ... : Mar cel Ducha mp, Mer di venden İnen Çı pl ak no: 2 ... : Guggenhei m Sanal Müzesi Bil gi akt arı mında kull anılan mekanl ar .... : Frank Ll oyd Wri ght, Guggenhei m Müzesi, Ne w Yor k ... : Frank Gehr y, Guggenhei m Müzesi, Bil bao ... : Mi marlı k Böl ümü Hareket di yagra mları ve yapını n ol uşumu ... : Mi marlı k Böl ümü İç ve dış yapı ... : Rüzgar Pavyonu sanal ort a mdaki tasarı mı ... : Rüzgar Pavyonu Fi zi ksel ort a mda gerçekl eştirilen tasarı m ... : Expo Pavyonu Fresh H2O Genel gör ünü m ... : Expo Pavyonu Fresh H2 O Sanal ort a m t asarı mı ve fi zi ksel ort a ma

akt arı mı ... 17 18 19 19 23 24 24 25 31 32 32 34 35 35 37 38 43 44 47 47

(6)

SANAL UZAYI N YAPI SI VE AKTARI MI: SANAL UZAYDAN GERÇEKLİ ĞE

ÖZET

Bu çalış manı n a macı, kendi gerçekli ği i çi nde t asarı mcıl ara yeni bir orta m sunan sanal uzayı n kendi ne has özelli kl eri ni n sor gul anması ve bu ort a mı n mi mari üzeri ne et kil eri ni n i ncel en mesi dir. Ger çekli k, sanallı k ve sanal gerçekli k kavr aml arı, her biri ni n kendi i çi nde farklı özelli kl eri ve yapıl arı ol ması sebebi yl e ayrı ayrı el e alı nmıştır. Bu ort a mların f arklı gereklili kl ere sahi p ol mal arı nedeni yl e, mi mari tasarı m süreci nde t asarıma ve mekan üzeri ne et kileri ni n farklılaştı ğı gözl enmiştir. Sanal uzayı n yapı sı nda bul unan t asarla ma , bi çiml endir me, kull anma, za manl a ma, hareketlendir me gi bi kavra mlar t espit edil miş ve fizi ksel uzayı n yapısı ndaki t asarı m, bi çi m, kull anı m, za man, hareket gi bi kavra mlarl a karşılaştırılarak sanal uzayı n farklılı kl arı belirtil miştir. Sanal uzayı n yapısı ndaki bu kavra mları n, t asarımı n i çi nde tekil hal de değil, kat manl aşarak bul unduğu ve kavra mları n birbirleri yle sürekli et kileşi m i çi nde ol dukl arı gör ül müşt ür. Sanal mekanı n ol uşumunun bu kat manl arı n birbirleri yl e et kileşi m hali ndeyken birl eş mesi, kesiş mesi ve çı karıl ması il e tanı mlanabileceği sapt anmı ştır. Kendi gerçekli ği i çi nde sanal uzayda ol uşt ur ul an tasarı mları n fi zi ksel uzaya akt arı mını n t asarıml ar üzeri ndeki mekan kur gusal, bi çi msel ve kull anı msal et kil eri belirlenmeye çalışıl mış ve mi mari t asarı mı n bu akt arı m süreci ndeki gelişi mi i ncel enmiştir.

(7)

STRUCTURE OF VI RTUAL SPACE AND I TS TRANS MI TI ON: FROM VI RTUAL SPACE TO REALI TY

SUMMARY

The pur pose of t hi s st udy i s, questi oni ng t he charect eristi cs of vi rt ual space, whi ch suppli es a ne w s pace i n i ts o wn r ealit y t o t he di segners, and exa mi ni ng t he effect s of t his space t o t he ar chitect ure. Realit y, virt uality and vi rt ual r ealit y concept s ar e st udi ed seperat el y because of t heir different f eatur es. Havi ng di fferent realiti es, it i s seen t hat, t hese s paces have different i nfl uences t o t he desi gn duri ng t he desi gn pr ocess. Desi gni ng, f ormi ng, usi ng, ti mi ng, movi ng whi ch are i n t he concept of virt ual space ar e det er mi ned and ar e co mpar ed wi t h t he t opi cs desi gn, for m, use, ti me, move ment whi ch bel ongs t o physi cal space, and t he di fference of virt ual s pace are defi ned. It i s perci eved t hat, t hese concept s i n t he vi rt ual space stratifi ed i n desi gn i nst ead of bei ng si ngul ar and ar e i nt eracti ng wi th each ot her conti ni ously. So, t he for mati on of virt ual space i s defi ned as t he uni on, i nt ersecti on, and s ubtracti on of t hese strat a whil e t hey ar e i nt eracti ng. I nf ul uences of or gani zati onal, f or mal and functi onal effect s on desi gns by t he t ransf or mat i on of desi gns f or med i n it s o wn realit y i n vi rt ual space t o t he physi cal space are tried t o det er mi ned and devel op ment of t he archit ect ural desi gn duri ng t hese transf or mati on pr ocess is exa mi ned.

(8)

1. Gİ Rİ Ş

1. 1 Giri ş ve Çalış manı n Amacı

Canlılara yaşanabil en çevrel er ol uşt uran mi mar, t asarı mını ol uşt ururken çeşitli ort a mlarda çalışır ve bu ort a mlardan di ğerleri ne geçişl er yapar. Her orta m kendi gerçekli ği ile varol ur ve tasarı ma kendi gerçekl eri doğr ult usunda et ki eder.

Her ort a mı n kendi gerçekli ği ni n kavran ması, o ort a mda ort aya çı kartılacak veya geliştirilecek t asarı mın gelişebil me çerçevesi ni çi zer. Tasarı mcı nı n aklında ol uşan tasarı m il e fi zi ksel dünyada ort aya konuşu arasında farklılı kl ar gözl enir. Bil gisayar teknol ojisi ni n gelişi mi ve i nt erneti n yaygı nl aşması il e soyutl ukt an çıkarak gözl e gör ül ebilir hal e geçen sanal ort a m da kendi gerçekli kl eri ne sahi ptir.

Ger çekli k, sanallı k ve sanal gerçekli k kavra mları nı n t a m ol arak kavranması, bu ort a ml ar da ol uşt ur ul acak t asarı mları n sı nırl arı nı da çi z mekt edir. Ger çeklik, sanallı k ve sanal gerçekli k kavra mları bu ort a mlarda ol uşt urul acak mekanl ar üzeri nde et kili dirl er.

Sanal uzayı n yapısı, fizi ksel gerçek uzayı n yapısı yl a farklılı kl ar gösterir. Bu farklılaş ma, fi zi ksel uzayda ort aya konan t asarım, bi çi m, kull anı m, za man, hareket kavra mları nı n sanal uzayda farklılaş ması nı; devi ni m kazan ması nı barındırır. Bu kavra mlar fi zi ksel gerçek ort a mda i si m ( ad) haldeyken sanal ort a ma geçil di ği nde devi ni m kazanırlar ve fiile ( yükl e me) dönüşürler: t asarla ma, bi çiml endir me, kull an ma, za manl a ma, hareketl endir me.

Sanal ort a mı n bu devi ngen kavra mları mekan yapı sı nda bir büt ün hal de bul unurl ar. Bu kat manl arı n birbirleri ile ilişkileri ni n i ncel enmesi mekanı n devi ni mi ni n nedenl eri ni göst erebilir.

Tasarı m edi ni mi boyunca ort a mlar arası akt arı mlara uğrayan t asarı m, bu akt arı mlar sayesi nde de farklılaş mal ara ve geliş mel ere uğrar. Sanal ort a m ve fi ziksel ort a m

(9)

arası ndaki geçişi n t asarıma ve bu bağl a mda mekana et kileri t asarı m süreci nde bir deva mlılı ğı ol uşt urur. Tasarı m gelişebilir, değişebilir ve farklılaşabilir.

Bu çalış manı n il k böl ümünde gerçek, sanal ve sanal gerçek kavra mları üzeri nde dur ul arak bu kavra ml arı n mi mari mekan üzeri ne et kileri ni n i ncel enmesi a maçl anmı ş, mi mari mekanı ol uşt uran kavra mları n i çi nde bul undukl arı uzayl a ol an ilişkileri belirlenmeye çalışıl mıştır. İ ki nci böl ümde i se fi zi ksel uzayı n sahi p ol duğu t asarı m, bi çi m, za man, kull anı m, hareket kavra mları nı n sanal uzayda tasarl a ma, bi çi mlendir me, za manl ama, kull anma ve hareketlendir me ol arak adl andırılabil ecek kavra mlarla karşılaştırılarak mi marl ar i çi n yeni bir t asarı m uzayı sunan sanal uzayı n özelli kl eri ni n belirlenmesi a maçl anmıştır. Günümüzde çeşitli t asarı m uzayl arı nda tasarı mları nı ol uşt urabilen mi marl arı n, her uzayı kendi gerçekli ği i çi nde kavrayarak tasarı m uzayl arı arasındaki geçişl eri n mi mari t asarı ma et kileri i ncel en meye çalışıl mıştır.

(10)

2. GERÇEK_SANAL_SANAL GERÇEK

2. 1 Gerçek

Ger çek kavra mı t anı mlanırken bili msel gerçekli k kavra mı nı n el eştirel süreçt e geçirdi ği evrel ere bak makt a yarar var dır. Aydı nl an ma il e bili mler 19. y. y.‟a girerken öne mli bir sı çra ma yaparlar. Aydı nl anmanı n bir t ürevi ol an poziti vi z m ( ol gucul uk) he m bir dünya gör üş, he m de t üm bili mler içi n t e mel il kedir. Doğanı n maddi veril eri nden nesnel ve kesi n sonuçl ar, sarsıl maz yasal ar çı kar mayı a maçl ayan 19. y. y. bili m anl ayışı i çi n yal nızca so mut, elle t ut ul ur, gözl e gör ül ür ol gul arın geçerli sayıl ması doğal dır. Pozi vitiz min bir öğretisi a mprizi mdir ( deneycili k). Bu döne m i çi n “deney ve gözl e m ol ma dan bili m ol maz” Ar gı n, ( 1999) i nancı belirgi ndir. Poziti vi z mden kaynakl anan di ğer bir anl ayış da det er mi ni z mdir ( belirleni mcili k). Det er mi ni z me göre doğada ol up bit en her şey so mut ve kavranabilir bir neden tarafı ndan belirlenir. Neden sonuç ilişkisi deği ş mez bir ilişki dir. Aynı neden hep aynı sonucu verir. Poziti vi zmi n yönt e mi t ümevarı mdır. Tü mevarı m, deneyl e gözl enen verileri biri ktiri p benzerli k ve ar d ar da geliş açı sı ndan sı nıflayarak sarsıl maz sonuçl ara varılacağı nı öngör ür. Be kesi nli k el de edil en gerçekli ğe sarsıl maz bir durağanlı k getir mekt edir.

“ Batılı düşünceni n yörüngesi so mutt an soyuta, vücutt an akl a doğru hareket et mekt edir. Geç miş düşünce siste mi bununl a birli kt e, kart ezyen ayrı mın zayıflı ğı nı üzeri mize bastır makt aydı” ( Novak, 1993).

Ei nst ei n‟ı n i zafi yet t eore mi il e birli kt e bir nesneni n ona et ki yen di ğer nesnel erl e tanı mlanabileceği kavramı ol uşt u. Böyl ece gerçekli k sonsuz durağanlı ğı ndan kurt ul arak vekt örel bir dur uma geçti. Vekt örelli k bünyesi nde di ğer gerçekli kl eri ve za mansallı ğı barı ndır makt a i di. Poper bu za mansallı ğı “bir gerçek ancak yeni si bul unana kadar gerçek olabileceği ” Ar gı n, ( 1999) söyl e mi il e dil e getirirken, Kuhn

(11)

paradi gma kavra mı üzeri nde dur uyor ve gerçekli kl eri n birbiri yl e bağl antılı ol arak geliş mek yeri ne birbirleri yl e yarışarak geliştikl eri ni öne sür üyor du. Kuhn‟ un söyl e mi, gerçeğe yükl enen za mansallı k kavra mını n düz bir hat üzeri nde il erle mek yeri ne kesi ntiler, sı çramal ar ve yön deği ştirmel er il e il erleyen bir za mansallı k ol duğunu karşı mıza çı karır.

Ger çeği n za mana bağlı devi ngen bir dur uma geçişi Virili o t arafı ndan “gerçekli ği n her za man ol uşt urul duğu hi çbir za man veril medi ği; gerçekli ği n t opl umun gelişi mi il e yapıl andı ğı ve her gerçekli ği n bir sonraki t arafından i zl endi ği ” Vi rili o, (1998) il e tanı mlanır. Bur ada öneml i ol an t opl umsal geliş me, t opl umsal kabul ve t opl umsal al gıla madır. Al gısallı k gerçekli ği n yapıl anmasını doğur makt adır. Her t opl um ve ayrı ca daha küçük öl çekte her birey kendi al gısallı ğı i çi nde farklı gerçeklikl ere sahi p ol abil mekt edir. Bu da bireyi n öznel eş mesi ile gerçekl eş mekt edir.

“ Birden fazl a gerçekli k yok bel ki a ma gerçekli ği al gıla manı n mil yonlarca farklı, birbiri ni dışl a mayan yol u ol duğu kesi n. Gerçekli k, büt ün bu al gıla ma ve duyu msa mal arı n bir araya gel mesi ni n ve birbiri yl e il etişi mde bul un ması nı n bir fonksi yonudur” ( Vassaf, 2001).

Her bir i nsanı n al gıla ma farklılı kl arı göreceli ği doğur makt adır. Neye göre göreceli k? Ki me göre göreceli k? Ki me göre sor usunun cevabı açı ktır: i nsan. Her bir bireyde farklılı k yarat an al gısallı k, bireyi n yaşa mı boyunca edi ndi ği deneyi mlere ve bu deneyi mleri n kendi si üzeri nde bıraktı ğı et kilerden doğ makt adır. Al gısal far klılı kl ar bireyi n psi kol oji k yapı sını n yanı sıra genel ol arak t opl uml a ilişkisi ne yani sosyol oji k yapı sı na da bağlı dır. Bu bağl a mda anlı k ol arak „şi mdi ki za manda‟ ortaya çı kan gerçek kavra mı, bünyesinde geç miş za manı da barı ndır makt adır. Bu nokt ada neye göre göreceli k sor usunun cevabı nı n da za man ol duğu karşı mıza çı kmakt adır. Za man içi nde farklılı k göst eren gerçekli k kavra mı geç miş gerçekli kl erden ve geç mi ş deneyi mlerden besl enmekt edir. Bu besl enme bir deva mlılı k getirebileceği gi bi karşı koyuş da getirebilir.

“ Bir mat e mati ksel önerme eğer gerçekli ğe bağlanı yorsa bu kesi n değil dir; eğer kesi nse, gerçekli ğe bağl an mı yor dur” ( Ei nst ei n, 1991).

Ger çekli k kavra mı nı n ol uşu munda i nsan ve za man var dır. İnsan bünyesi nde deği şi mi barı ndırır. Deği şi m devingendir. Za man ar dıl dır. Bi r biri ardı na gelir. Hareket var dır.

(12)

Devi ngendir. Bu bağla mda gerçekli k kavramı nı n devi ngenli ği ile kesi nli k kavra mı nı n sabitli ği bir araya gel e mez.

Ger çekli k i çi n bir öneml i unsur i se il etişi mdir. Bireyl eri n il etişi mi, t opl u msal iletişi m, gerçekli kl eri n iletişi mi. İl etişi m gerçekliğe doğr usal ol arak et ki mese de ona devi ni m sağl ayan bir etkendir. Birbiri yl e bağl antılı olsun ya da yarışar ak ol sun gerçekli ği n gelişi mi bireyl eri n, daha büyük öl çekte t opl uml arı n birbiri yl e iletişi mi il e gerçekl eş mekt edir. İletişi min geçirdi ği evrel ere bakılırsa gerçekli ği n geçirdi ği evrel erle orantılı ol duğu gör ül ecektir. Tabl etlerden sayfal ara, sayfal ardan de ekrana geçil miş ve bu süreç i çerisi nde il etişi min hı zlan ması gerçekli ği n devi ni mi ni de hı zl andır mıştır.

Ger çekli k kavra mı i nsan, za man ve il etişi m il e et kileşi m i çi ndedir. Bu kavra ml arı n bünyesi nde barı ndırdı ğı deği şi m, hareket ve hı z kavra mları gerçekli ğe birebir ol arak et ki mekt e ve onu devi ngen dur uma geçir mekt edir.

2. 1. 1 (gerçek) Mekan

Aydı nl anma il e ort aya çı kan poziti vist düşünce yapı sı mi mari de de et kisi ni göst er miştir. Mekan kurgusunda i şl evsel ci düşünce ön pl ana çı kmakt a; t ümevarı m kavra mı i şl ev şe ması ndan pl an ol uşt ur mayı, prag mati z m i se sosyal konut, prefabri kasyon, ti p pr oj e gi bi kavra mlara ul aşıl ması nı sağl a mıştır. Ti p pr oje bel ki de ul aşılan son nokt ayı t emsil et mekt eydi. Büt ün durağan gerçekli kl eri n et ki mesi yl e ol uşt urul an ti p proj el er kesi n mekanl ardı.

Mi marı n t asarı m süreci boyunca ol uşt urduğu düşüncel eri n bir kesiti yada anlı k bir fot oğrafı ol arak t anı mlanabilen mekan t asarı mcı nın hareketli düşünce sistemi i çi nden alı nmış, dondur ul muş veya don muş koor di natlar siste mi dir. Mekanl arı n ol uşu mu anlı ktır.

“ Bu kesi n ol arak söyl enebilir ki i nsan her za man mi mari mekanı n mer kezindedir ve me kanı n yönl eri i nsan hareketi il e deği şir. Mi mari mekan rastlantısal al gılayı cılar il e var ol ur ve bu al gılayı cılar kendi mer kezl eri ne ve yönl eri ne sahi p ol urlar” ( Nor ber g-Schul z, 1971).

(13)

Don muş yada dondur ulmuş mekanl ar da devi nimi getiren bireyselli k, bi reyl er ar ası al gı farklılı kl arı dır. Al gı f ar klılı kl arı mekan i çi ndeki kull anı cı nı n kendi yapı sı na, me kan i çi ndeki konumuna ve mekan i çi ndeki hareketi ne bağlı dır. “ Mekan mi marlı ğı n öne mli bir el e manı dır. Mekan kendi i çi ndeki bi zi m hareketi mizden dol ayı ol uşan al gı daki farklılı kl ardan dol ayı yaşanır” ( Hoogsat ad, 2001). St ati k dur umdaki mekanı devi ngen dur uma geçiren kull anı cı hareketl eri dir. Her bir kull anı cı nı n mekanı farklı konu ml ar da farklı algıl a ması ve kull anı cılar arası ndaki farklılı kl ar mekanı n farklılı kl aşan t anı mla mal arı nı ort aya çı karır. Kesin durağan me kandan devi ngen mekana geçiş bireyselleşme ve al gısallı k süreçleri ni n bir ür ünüdür.

“ Mekan birbiri ni taki p eden al gıları n büt ünüdür” (Joedi cke, 1966).

Me kanı n i çi nde hareket var dır. Hareketi n ol uşması i çi n kull anı cı nı n bir a macı nı n ol ması gerekir. Amaç belli bir ol ayı n gerçekl eştiril mesi dir. “... her hangi bir mi mari dur um mekan, ol ay ve hareket e bağlı dır. Mekan, ol ay ve hareketi n birleşi k düzeni me kan, ol ay veya hareketi n basit düzeni ni n doğr usallı ğı nı kırar” ( Tschu mi, 1997). “ Göl geni n duvarl arı, buz duvarl arı” ( Tho mas, 1993).

“ Mi mari ol arak mekanı t anı mla mak ( mekanı belirgi n kıl mak) yazı msal ol arak sı nırları belirle mektir” ( Tschu mi, 1997).

Sı nırları n belirgi nl eştirilmesi i çi n katı, durağan mal ze mel eri n kull anıl ması gereklili ği fi kri artı k geri de kal mıştır. Al gısal ol arak da sınırlar belirlenebilir. Parlak bir ı şı k kü mesi veya göl gel eri n ol uşt urduğu bir per de mekanı n sı nırları anl a mı na gel ebilir. So mut mal ze mel erden ol uşt urul an sabit duvarl ar, al gısal deği şken duvarl ara dönüş müşl erdir. Al gısallaş ma süreci nde mekanı n kesi n sı nırları kaybol muşt ur. Al gı sallı ğı n ol uşt urduğu devi ni m, mekanı n sı nırları nı da et kile miştir.

“Işı k, göl ge, koku gi bi al gılar „ madde‟, „ mekan‟ ve „za man‟ il e birleşip moder n şehirleri ol uşt ururlar. Moder n şehri n böyl e al gılan ması, bugüne deği n geliştirilen kent sel pl anl a ma varsayıml arı nı gözden geçir meye zorl ar. … Me kan, ışı k ol maksı zı n unut ul maya mahku mdur , ı şı ğı n göl ge ve t onl arı, deği şi k kaynakl arı, opaklı ğı, sayda mlı ğı, yarı sayda ml ı ğı, yansı ma ve kırıl ma koşull arı, mekanı t anı mlama k üzere bir aradadırlar” ( Holl, 1995).

(14)

Holl paral aks adı nı ver di ği kavra mı yl a var ol an mi mari anl atı m bi çi mi ile anl atılan ür ün arası ndaki ol ası bir çelişki yi ort adan kal dır maya çalışır. Paral aks, bir obj eye t ek bir çi zgi üzeri nde ol mayan i ki farklı nokt adan bakıl dı ğı nda ort aya çıkan farklı yöndür. Perspektiften farklı ol arak, i ki değişi k bakı ş açısı var dır ve bu gör ünt ü hareket ve buna bağlı deneyi m il e el de edil ebilir. Mekanı t anı mlayan yüzeyl eri n, izleyeni n dur uşundaki deği şi kli ğe bağlı ol arak organi ze edilebil mesi ni sağlar.

“Fi zi ksel uzay, öğrendi ğimi z üzere pasif değil di na mi ktir, basit değil kar maşı ktır, boş değil dol udur” ( Benedi kt, 1993a).

Fi zi ksel uzayı n t anı mı nın geçirdi ği bu evri m mekanı da kesi n ol arak etkil e miştir. Me kanı n durağan konu mdan devi ngen dur uma geçişi al gısallı k il e il gili dir. Fi zi ksel me kan her ne kadar eski den ol duğu gi bi durağan konu munu kor usa da i nsanl ar arası ndaki al gı farklılıkl arı mekanı di na mi k konu ma sok makt adır. Me kanı n kar maşı klı ğı da i nsanl arın farklılaş ması ndan doğma kt adır.

2. 2 Sanal

Sanal kavra mı t e meli ni gerçekli k üzeri ne kurar ve ona karşıtlı ğı il e tanı mlanır. “ Baudrillard‟ı n si mül asyon ol arak adl andırdı ğı söyl e mi nde i mgel er gerçekler miş gi bi hareket ederl er” ( Ar gı n, 1999). Çokl u ki şili k ve deği şkenli ği, her t ürl ü zama nsal ve me kansal bağl ayı cılara başat, üret ebilen ki şili k olarak t anı mlanan şi zofreni n dur u mu si mül asyon kavra mı yl a ört üş mekt edir. “ Yanılsama, hayal kur ma, zi hi nsel kay ma, ör gütl ü ol ma ma ve sal dırganlı k şi zofren ki şili ği n ser gil edi ği sap mal ar ol arak kabul edilir; ve bu sap mal ar anlı k bir sayrılı ğı n öt esi nde, uzun süreli bir algıl a ma ve davranışsal aykırılı ğı n habercisi dir” ( Le wy, 1995). Şi zofreni n dur u munda gerçekli k ve kendi si ni n üretti ği gerçekli kl er üst üst e eklenir ve bu i ki dur umun i mgel eri arası nda gi di p gel me vardır. Şi zofren kendi hayal dünyası nda belirli i mgel ere yeni anl a mlar yükl er ve hayatı nı bu yeni i mgel er üzerinde yaşar. Sonuçt a t üm t epkil eri ni gerçek ve gerçek ol mayan arası nda sı kışı p kal mış bir yüzeyde dı şa vur ur. Baudrillard “değişen t opl umsal yapı nı n sanal ol anl a kurduğu ilişki düzl e mi ni „t opl umsal şi zofreni k sapkı nlı k‟ ol arak t anı mlar, ve Ona göre artı k sahi p ol duğu muz şey, salt nesneni n kendi si değil, nesnel ere yükl enen i şaretler sist e mi dir; ve birey, nesne kadar bu i şaretleri t üket mekt edir” ( Baudrillard, 1996). Daha çok t üketi m t opl umuna hit ap

(15)

eden ve medya t arafından dest ekl enen i mgeleri n gerçek anl a mları üzeri nde def or masyonl ar ol uşt urul ur. Bozul maya uğrayan bu i mgel er gerçekl erden daha gerçekl er miş gi bi kavranırlar. Buradaki asıl f ar k Baudrillard‟ı n vur gul adı ğı bozul maya uğra mış i mgel eri n t opl uma sunul ması - ki günü müzde bu i şl evi t üketi m t opl u munu en kı sa sür ede en et kili bi çi mde et kil eyebil en medya üstl en mi ştir- ve Vi rili o‟nun vur gul adı ğı “gerçekl eri n var ol madı ğı, t opl um t arafı ndan ol uşt urul duğudur” ( Virili o, 1998). Si mül asyon bünyesi nde gerçeğe öykün me, yapaylı k, bozu m, farklılaştır ma gi bi kavra mları barı ndırır. “ Medya nesneni n ne ol duğunu değil nasıl al gılanması gerekti ği ni n üreti mi il e meşgul ol makt a, bir parçası hali ne gel di ği t üketi m ilişkileri ni meşr u kıl an, t opl umsal bir ze mi n hazırlama kt adır” ( Sar gı n, 2000). Ör nek ol arak gör ünt ü ve metin medyanı n eli nde her an yeni den kur gul andırıl maya hazır bir nesnedir: Kendi bağl a mları ndan koparılı p başka ort a mlarda yeni den t asarl anabilir ve t üketici kitleye i st enilen an ve yer de ul aştırılabilir. “Belirleyi ci gücü nesneni n kendi sinden öt e üstlendi ği diller işaretl er siste mi nden de kaynaklan makt adır. ... bir di ğer anl atı mla fetiş nesnesi, nesneni n kendi si değil nesneye bi ndiril miş i ki ncil bir soyut nesne ve/ veya nesnel eri n birli kt eli ği nden kaynakl anan siste m(l er) büt ünüdür” (Sargı n, 2000).

Eco i se Tr avel s i n Hyperrealit y‟ de “ ABD‟ deki sanal ort a ml arı hi per gerçekli k ol arak tanı mlar” ( Eco, 1990). Topl umun za man i çi nde edi ndi ği t ecrübel er ve bu t ecrübel eri n i mgel eri t opl uma bir paket ol arak büt ün hal de sunul ur. Za man i çi ndeki kat manl arı n tek bir düzl e me i ndirgenmesi ve düzl eştiril mesi, topl umun çeşitli za man di li mleri nde bir süreç hali nde yaşadı ğı ve geliştirdi ği kült ürün birleştirilerek, t opl u hal de t opl uma tekrar sunul ması, kültür ün i çi nde barı ndırdığı evrel eri n t ek bir düzl e me i ndirgen mesi ne ve düzl eştiril mesi ne neden ol ur.

Sanal kavra mı bünyesi nde yapaylı k, za mansallı k ve öykün me i çer mekt edir. Büt ün bu özelli kl eri ni gerçek kavra mı na yakl aş mak ve onun yeri ni al mak i çi n kull anır. ”... nesneyl e ört üşük i mgeyi il et ecek ort a m kaybol maya yüz t ut muşt ur ve sanal ol an kendi si ni gerçek ol anı n yeri ne koy muşt ur” ( McLuhan, 1964). Yapaylı k, i mgel ere gerçek anl a mları nı n dı şı nda anl a mlar yükl enmesi il e ort aya çı kar ken, i mgel ere yükl enen bu anl a mları n za man i çi nde değişi me uğra ması, zama nsallı ğı doğur makt adır. İ mgel er, kendil eri ne yükl enen far klı anl a mlar il e gerçek miş gi bi hareket et mekt edirler. Gelişen il etişi m t eknol ojileri ile i mgel er kendi gerçekli kl eri ni

(16)

yitir mekt e ve onl ara t oplu m dı şı ndan yükl enen anl a mlara dönüş mekt edirler. “Sanal t opl u m i se modell e mel er, kodl ar ve si ber neti ğin hükü mdarlı ğı nda, bil gi ve i şaret siste mleri ni n bir döne mi dir ve böyl esi bir dönemde de, gerçek kaybolma kt a, sanal ol an i se gerçeği n t e mel unsur una dönüş mekt edir” ( Sar gı n, 2000). Bu açı dan bakıl dı ğı nda sanallı k gerçeği n basit bir kopyası olarak gör ül ebilir. Bu kopya i çi nde t opl umun f arklı za man dili mleri nde yaşadı ğı gerçekli kl eri i çerir ve t opl uma sunul ur. Bur ada öne mli ol an “var ol uş değil gör ünüş ve ne ol duğu değil ne ol arak gör ül ebileceği dir” ( Eisenma nn, 1992).

2. 2. 1 (sanal) Me kan

Topl u ma s unul an bu yaşa m t arzı mi mari de de karşı mıza çı kar. Bu noktada sanal, gerçeği n yeri ni al mış, hatta öt esi ne geç miştir. Di sneyl and ve Las Vegas örnekl eri nde anl a m bozu muna uğra mı ş mi mari el e manl ar belirgi nl eşir. Far klı za man di li mleri nde karşı mıza çı kan mi mari el e manl ar bir araya gel erek mekanl ar ol uşt urma kt a ve t opl uma asılları ndan farklı i mgel er sun makt adırlar.

“Las Vegas ör neği ni „ özgün‟ kıl an, özelli kl e son döne ml eri nde f üt ursuzluğa varan, kenti n şi zofreni k belleği ve bu bell eği canlı t utacak mekansal düzeneğidir. Kent birbiri nden t a ma men bağı msı z i mgel er, işaretler ve mi mari modell e mel er içer mekt e, farklı coğrafyal ara yayılmı ş her t ürl ü mekana ilişki n bil gi yi sayısı z kez kopyal ayarak bireye t ekrar sun makt adır. Ancak mekana ilişki n bil gi, farklı pr ogra mlara böl ünerek, eğl enceni n boyundur uğuna sapl anan „ met al ara‟ dönüş mekt edir” ( Sar gı n, 2000). Bazı kesi mler bu mekansal yapı yı oyun ve şaka ol arak yor u ml asal ar da esası nda bu me kanl ar t üketi m t opl umuna yöneli k gönder meler ve i mgel er ol uşt ur makt adırlar. Far klı za man kat manl arında ol uş muş ol an i mgel er bozu ma uğrayarak t ek bir kat mana i ndirgen mekt e ve gerçek miş gi bi t üketi me sunul makt adırlar. “ Öykünülen „ yeri n‟ ust alı klı yapı m süreçl erini kull anarak belirli aralı kl arla yi nel endi ği ve bireyi n „ o özgün yere‟ gerçekt en git meden „ o‟ yere ait her t ürl ü bil gi yi Las Vegas‟ı n saht e yüzünde deneyl eyebil di ği hatırlanmalı dır. Mısır tapı nakl arı, Venedi k‟i n su kanalları ile çevrel enmekt e, kültür kenti Paris, Amerikan coğrafyası nı n t ozlu peyzajı içerisi nde, t üm i mgel eri ile birli kt e yeni den üretilme kt edir. Mi mari diller kar maşası, eğl enceye pr ogra mlan mı ş kenti n bir anl a mda kurtarıcısı ol makt a; t üketilebilirli k i se mi mari i mgel eri n zevksiz çokl uğu ve kar maşı klığı il e dest ekl enmekt edir” ( Sar gı n, 2000).

(17)

“ Baudrillard Di sneyl and gezisi nden sonra Di sneyl and‟ı gerçekt en daha gerçek bul duğunu söyl e miştir. Ona göre Di sneyl and‟ı n modell eri sı nırsız sayı da ve değer de „hi pergerçekl er‟ üret mekt edir. Yapı sal cı i ddi al arı n kur gul andı ğı ve kökl eri ni batı met afizi ği nden al an ilişkiler, Di sneyl and bağl a mında t ümüyl e ort adan kalk makt adır. İşaretleyen ve i şaretlenen (si gnifier-si gnified), model ve gerçek ( model/realit y), te msili yet ve t e msil (represent ati on/ represent ed) tür ü çatış ma bi çi mleri, bu sanal yer içi n geçerlili ği ol a mayan açılı mlardır” (Sar gı n, 2000).

Çeşitli anl a mlar yükl enmiş i mgel erle ol uşt urul an bu mekanl ar i çi nde kull anı cı anl a m kar maşası yaşa makt a, mekanl ar anl a msı zl aş makt a ve gerçekli ği ni yitir mektedir. Ger çek mekanı devi ngen dur u ma geçiren al gısallık bu mekanl arda i mgel er üzeri nde yoğunl aştırıl makt a ve kull anı cılar sunul an i mgel er kar maşası i çi nde t üketi me yönl endiril mekt edirler. Bur ada devi ni m i mgel ere yükl enen anl a ml ar da yaşan makt adır.

2. 3 Sanal Gerçek

Sanallı k ve gerçekli k karşıtlı k ol arak ort aya konar ken, “sanalı n gerçekli ği n değil haki ki ni n karşıtı ol duğu ve sanallı ğı n sanal ol duğu çapt a gerçeğe yakl aşabil eceği kavran malı dır” ( Ei sen mann Ar chit ects, 1998). Bu nokt ada öne mli ol an sanallı ğı n gerçek miş gi bi hareket et mekt en koparıl ması, yeri ne geç meye çalışma ması ve gerçekli kl e yarış ma masıdır. Sanallı k ve gerçeklik i ki ayrı ort a m ol arak kendi ort a m gerçekli kl eri i çi nde t anıml an malı dır. Gerçek orta mı n koşulları ve i hti yaçl arı farklı, sanal ort a mı n koşul ve i hti yaçl arı farklı ol arak kabul edil meli dir. Bu kabull en me il e sanallı k gerçekl eş meye değil sanallaş maya çalışacak ve sanal gerçekli k ol arak ort aya çı kacaktır.

Sanal gerçekli k kendi si ni i mgel er yar dı mı yl a t anıml ar. İ mgel eri n t opl uma ul aşı mı i se iletişi m il e gerçekl eşir. İletişi m araçl arı na ( kit ap, si ne ma ve bil gisayar ort a mı nda ol uşt urul an si beruzay) bakıl dı ğı nda, t ari hsel süreç i çerisi nde hareket üzeri ne gelişi m sağl adı kl arı gör ül mekt edir. Sanal gerçekli ği t anıml ayan i mgel eri n (iletişim i mgel eri) hareket kavra mı üzeri nde gelişi m göst er mesi sanal gerçekli ği n öne mli unsurl arı ndan biri ni n hareket ol duğuna işarettir.

(18)

Sanal gerçekli k, ort a m olarak gerçekli ği n t üm evrel eri ni ve za man dili mleri ni i çi nde barı ndır makt adır. Gerçekli ği n ar dza mansallı ğı sanal gerçekli kt e eşza manlılı k ol arak karşı mıza çı kmakt adır. Sanal gerçekli kt e geç miş, şi mdi ve gel ecek t üm yaşanmışlı ğı ve hatt a yaşan ma mı şlı ğı ile mevcutt ur. Gerçekli k „şi mdi ki za man‟ ol arak sanallı ğı n bir di key kesiti dir. Sanallı k, ol ayl arı n t üm evrel eri ile kat manl aş ması ndan ol uş makt a i ken, gerçekli k bu kat manl ardan geçen di key bir çizgi dir.

Sanal gerçeklili ği n eşzama nlılı ğı il e gerçekli ği n ar dı şı klı ğı arası ndaki fark yüzünden sanal gerçekli k il e gerçekli k arası ndaki geçişl erde bozul mal ar gör ül mekt edir. Her i ki ort a mı n sı nırları nı t erk edi p di ğeri ni n yeri ne geç me çabal arı, anl a m kay mal arı na sebep ol makt adır.

Sanal gerçek mekanı n kavran ması nda gelişen il etişi m t eknol ojileri ile ortaya çı kan bil gisayar ve i nt ernet kullanı mı yararlı ol muşt ur. “ Geç mişi n, şi mdi ni n ve gel eceği n aynı il eti de birbiri yl e il etişi m i çi nde ol acak şekil de pr ogra mlanabil di ği yeni il etişi m siste mi nde, za man sili nme kt edir” ( Cast ells, 2002). Bil gisayar ve i nt ernet üzeri ndeki eşza manlılı k pek çok kullanı cısı t arafı ndan kull anılsa bil e kavrana ma ma kt adır. Bu eşza manlılı ğı i ndirgeyerek ar dışı klı ğa sok ma bozul uml ara sebep ol makt a sadece eşza manlılı ğı n sunduğu imgel er al gılanmakt adır.

2. 3. 1 (sanal gerçek) Mekan

Bil gisayar al anı ndaki geliş mel er ve İ nt ernet‟i n yaygı nl aş ması sonucunda mi marl arı n karşısı na t ümünü si beruzay ol arak t anı mlayabileceği miz sanal ort a m çı kmıştır. Di ğer ort a ml ar gi bi sanal ort amı n da kendi koşull arı bel ki de koşul suzl uğu vardır. “Tabl et sayfaya, sayfa monit öre,monit ör dünyaya, “ sanal dünya”ya dönüş müşt ür. Her yer ve hi çbir yer, hi çbir şeyi n unut ul madı ğı ve her şeyi n hal a değişti ği bir ort a m” ( Benedi kt, 1993b).

“ Mi marlı ğı n kendi pratiği ni geliştir mesi i çi n sayı sal ort a ma i ki t e mel far klı bakı ş açısı ndan söz edil ebilir. Bi ri nci ol arak sayısal orta m, fi zi ksel gerçekli kt eki mi mari ür ünl eri n gerçekl eştiril mesi ve denen mesi i çi n bir at öl yedir. Bu bakı ş açısı na göre sayısal ort a m, fi zi ksel dünyanı n kuralları na ve yasal arı na uyar ve fi zi ksel dünyayı taklit et meye çalışan bir deney pl atfor mu sunar. Di ğer bir bakış açısı ise bu sayısal ort a mı başlı başı na kendi gerçekli ği ol an ve bu yönüyl e fi zi ksel ort a mı t aklit et meye

(19)

çalış mayan bir dünya ol arak el e alır. Mi marlı k i çin sayısal ort a m biri nci bakı ş açı sı na göre bir araçken, i ki ncisi nde sadece bir araç değil, prati ği n gerçekl eştirilebil eceği çevreni n de ta kendi si dir” ( Önder, 2000).

“Enf or masyon uzayı na i nsanı yerl eştir mek mi mari bi r pr obl e mdir a ma bunun da öt esi nde, si ber uzayı n kendi si ne ait bir mi marisi vardır ve dahası mi mari yi barı ndırır. Tekrar edersek: Si ber uzay mi marlı ktır, si beruzayın bir mi marisi var dır ve si ber uzay mi mari yi barı ndırır” ( Novak, 1993).

Sanal ort a mda t asarı mcı t asarı mına et kileyecek dı ş et kenl eri kendi si belirler, yok sayar yada deği ştirebilir. Bu da her t asarı mın kendi si ne özgü koşull arı ol ması nı ort aya çı karır. Sanal ort a mı n kull anı cı ya ul aşı m yoll arı ağl ardır ve İ nt ernet teknol ojisi ni n gelişi mi ile bir t el ef on hattı ve bir bil gisayar, l apt op yada cep t el efonu ile bu orta ma giriş yapıl abilir.

“ Mi marl arı n önünde i ki seçenek var dır. Fi zi ği n aşıla mayacak sı nırları nı kabul et mek yada düşünceni n maddesel ol mayan dünyası na sı ğı nmak ve orada ilerl e mek” ( Franck, 2000).

Sanal ort a mda t asarl anan mekanl ar da mekan – kull anı cı ilişki si ve me kan – za man ilişkisi ön pl ana çı kar. Kl asi k so mut mekan daha önceden uzayda sı nırları belirlenmiş, durağan ve ar dışı ktır. Sanal mekan i se kull anı cı ile et kileşi m i çi ndedir. Sı nırları ve mekan düzeni kull anı cı gereksi niml eri ile belirgi nl eşir. Kull anı cı, istekl eri doğr ult usunda bir mekanı büyüt ebilir, küçültebilir, alt mekanl ara ayırabilir, birleştirebilir. Mekan değişken ve hareketli dir.

Fi zi ksel uzayda belirli işl evl er i çi n t asarlanan mekanl arı n sabit, don muş yapıl arı na karşı n, sanal uzayı n devingen dur u mu i şl evde de devi ni mi sağl a makt adır. Tasarl anan me kanl ar farklı işl evl ere uyu mu, yani i şl evde esnekli ği sağl a makt adırlar. Mekan, kull anı cısı nı n kull anı mı ve deneyi mle mesi ile ort aya çı kan ol ayl ara uyu m sağl ayabil mekt edir. Bu dur umda fi zi ksel uzayda i şl ev ol arak sabit bi çi mde bul unan ol gu sanal uzayda „ ol ay‟ veya „ deneyi m‟ ol arak tanı mlanabilir. Ol ay ve deneyi mi n bünyesi nde barı ndırdı ğı deği şi m ve dönüşü m özelli kl eri sanal uzaya devi ni m kazandıran özelli kl er ol arak karşı mıza çı karl ar.

(20)

“... bugüne kadar i nşa edil miş yapıl ar arası nda en di na mi k ve doğr usal olma yan bir me kansal or gani zasyonu ör gütl e me sor unuyl a mi marı karşı karşı ya bırakı yor” ( Önder, 2000).

“ Gerçek uzaydan si beruzaya geçiş, nazı mdan şiire, gerçekt en kur guya, durağandan devi ngene, pasif dur umdan aktif dur uma, büt ün biçi mler il e sabitlenmişli kten sürekli deği şi me i zi n veren alışkanlı ğa geçiş, en i yi şekil de, i nsanı n bili mi ve sanatı, duygusal yapı yı ve r uhsal yapı yı, t esadüf ü ve süreklili ği birleştir me çabası, mi mari ile anl aşılabilir” ( Novak, 1993). Sanal bir küt üphaneye girdi ği mizde bu küt üphaneyi kendi il gi al anı mıza göre şekillendirebilir, küt üphaneyi belli bir konuda özell eştirebilir ve küt üphane de bi zi m i çi n bu özelleş miş konul arla il gili yeni me kanl ar ol uşt urabilir. Ör nek ol arak bu küt üphaneyi bir sanat küt üphanesi ne veya müzi k küt üphanesi ne dönüşt ürebilir, bi zi m i çi n bir müzi k odası veya resi m ser gisi ol uş ması nı bekl eyebiliriz. Mekanl ardaki bu değişi mler eşza manlı dır. Mekan farklı kull anı cılar i çi n eşza manda farklı düzenl e mel er sunabilir. Kl asi k mekanda her mekan kendi za manı na sahi ptir. Kull anı cılar mekanı n za manı nı n i çi ne girerler. Za man ar dışı ktır. Sanal mekanda i se her kull anı cı kendi za manı na sahi ptir. Her mekanı n her bir kull anı cı i çi n deği şik bi r za manı ol abil eceği gi bi f aklı kull anı cıl ar ort ak bi r za manda ol abilirler. Si z kendi ni ze özelleştirdi ği niz sanat küt üphaneni zi kull anırken veya ser gi yi gezer ken başka bir kull anı cı bu küt üphaneyi bili m küt üphanesi ne dönüşt ür müş ve çeşitli deneyl er hakkı nda bil gi alabili yor ol abilir. Onun gereksi ni m duyduğu mekan düzeni ile si zi nki farklılı klar göst erir. Aynı mekanı farklı düzenl e mel er il e payl aşan kull anı cılar da kendi aral arı nda il etişi m kurabilirler. Kendi il gi al anl arı ile il gili ol arak di ğer kull anı cılar il e sosyal il etişi m kurabilir yada aynı dal da araştır ma yapan kullanı cılar araştır ma sonuçları nı payl aşabilirler.

(21)

3. SANAL GERÇEK ME KANI N SORGULANMASI

Mi marlı k edi ni mi ni n açıkl anması ve kavra mlaştırıl ması süreci nde mi marlı k üzeri ne düşünenl er, mi mari t asarı mın gelişi m süreci ni ve çözü me ul aşı m yoll arı nı; bi çi mi n tanı mını, nedenselli ği ni ve bağl antıları nı; kull anı cı – mekan, kull anı cı – za man ilişkileri ni; mekan – zama n ilişkisi ni, kull anı cı hareketleri ni, kull anı cı hareketi ni n me kan üzeri ne et kileri ni ve bu kavra mları n birbirleri ile ol an ilşkileri ni açı kl a maya çalış mışl ardır.

Fi zi ksel uzayı n t asarı m, bi çi m, kull anı m, za man, hareket gi bi kavra mları sanal gerçek uzayı n, kull anıcısı ile et kileşi mli, devi ngen mekanı nda tasarl a ma, bi çi mlendir me, kull anma, za manl a ma ve hareketlendir me gi bi bünyesi nde devi ni mi barı ndıran kavra mlara dönüşebileceği düşünül müşt ür.

Bu böl ümde, sanal gerçek mekanı n daha i yi kavranabil mesi i çi n bu kavra ml ar üzeri nde dur ul acak; bu kavra mlar t anı mlan maya ve fi zi ksel mekanı n kavra ml arı il e farklılı kl arı vur gul anmaya çalışılacaktır.

3. 1 Tasarı m / Tasarl ama

Tasarı m ol gusunun t arihsel süreç i çerisi nde t anı mlanışı çeşitli bi çi mlerde ort aya kon muşt ur. B. Ar cher‟a göre t asarı m; “a maca yöneli k bir pr obl e m çöz me eyl e mi ” Öke ( 1978) i ken, C. Alexander‟a göre; “ fi zi ksel bir yapı nı n en uygun fi zi ksel bil eşenl eri ni bul maktır” ( Öke 1978). E. Mat chett t asarı mı; “şartları n belirli bir cü ml esi hali ndeki gerçek i hti yaçl ar t opl a mı na opti mu m çözü m” Öke ( 1978) ol arak tanı mlarken, J. B. Res wi ch‟e göre t asarı m; “evvelce var ol mayan yeni ve faydalı bir şeyi meydana getir meyi içeren yaratıcı bir eyl e mdir” ( Öke, 1978). Coyne ve Ger o tasarı mı; “ bir çözü m uzayı nda dönüşt ür me kuralları yl a yönl endirilen bir arayı ş süreci ol arak” Er de m ( 1995), La wson; “pr obl e m çöz mekt en çok çözü m üret mek” Er de m ( 1995) ol arak t anı mla makt a ve bu bağl a mda “çözü mün t asarı m süreci

(22)

öncesi nde var ol madı ğı, ancak t asarı m süreci sonunda el de edil di ği ni savun makt adır” ( Er de m, 1995)

Bakı ş açıları na göre t anı mla mal arı nda farklılı kl ar göst eren t asarı mı n, bu tanı mla mal ardan yararlanıl arak bir süreç ol duğu, bu süreç i çerisi nde gelişi m ve deği şi m göst erdi ği ve bir sonuca ul aşıl dı ğı belirlenebilir. Tasarı m, var ol mayandan bir süreç içerisi nde bir ürüne dönüşen bir eyl e m ol arak açı kl anabilir.

“ Bi na bir et kenl er t opl ul uğu sonucunda meydana gelir. Bu et kenl er i nsanı n çevresi yl e ol an ilişkileri ni n ort aya koyduğu verilerdir. Tasarla ma bu veril erle belirtilen i hti yaç ve t al epl eri n i mkanl arla orantılı ol arak karşılanması i çi n en uygun çözü mün veya çözü ml eri n aran ması ve bul unması de mektir” ( Yücel, 1971). Bu bağl a mda mi mari ol arak t asarı m f arklı kull anıcı i hti yaçl arı na, i kli m koşull arı na, t opografi k özelli kl ere cevap verebil ecek bir çözü m; çeşitli et kenl eri n bir araya gel erek ol uşt ur duğu bir sent ezdir.

“Lebbeus Woods göre i se Di zayn bir sent ezdir; bir mi kt ar parçayı alı yor ve bunl arı n genel t opl a mı ndan daha büyük ol an bir büt ün ol uşt uruyor uz” ( St ei n, 1989)

Çok deği şken kriterlere sahi p ol an mi mari t asarı mda çözü mün a macı nı ve bu süreci n öl çütleri ni t espit et mek zorl aş makt adır. Strükt ürsel ve t ekni k kriterler gi bi so mut et kenl ere sahi p ol an mi mari t asarı m, f onksi yonel, işl evsel kriterler gi bi daha az somut ve est eti k kriterler gi bi soyut et kenl ere sahi ptir. Bu kriterleri n t ümüne bi rden cevap veren çözü mün t ek ol madı ğı açı ktır. Ki şisel değer yar gıları nı da bünyesi nde barı ndıran tasarı m, ol ağan çözü ml er arası ndan sadece bir tanesi dir.

Bi r süreç ol arak el e alınan mi mari t asarı mda, et ki yen kuvvetleri n fazlalı ğı ve bu kuvvetleri n ki şisel ol arak farklılaşabileceği göz önüne alı ndı ğı nda ortaya çı kan çözü mün deği şi k kriterlere göre farklı değerl endir mel eri ort aya çı kabilir. Tasarı m süreci boyunca ön pl ana alı nan ve bastırılan et kenl eri t asarı mcı nı n ki şisel değerl eri belirler. Bu yüzden tasarım ki şisel yönü ağırlı k kazan mış bir ol gudur.

Sanal gerçek mekanı n t anı mlan ması süreci nde gerçek mekanl a aral arı ndaki t e mel farklılaş ma eşza manlılı k ve ar dza manlılı k arası nda belirgi nl eşir. Tasarı m s üreci nde tasarı ma et ki yen her kuvveti n –bunl ar fi zi ksel dünyanı n sahi p ol duğu düşey yer çeki mi yükl eri, yat ay r üzgar yükü ve depre m yükünün yan sıra t asarı mın kendi i çi nde

(23)

barı ndırdı ğı t ekil f onksiyonel, al gısal ve est eti k değerl erden doğan kuvvetl er de ol abilir- far klı büyükl ükl eri var dır. Her bir kuvvet teki deği şi m t asarı ma di rekt ol arak et kir ve t asarı mı deği ştirir. Fakat gerçek mekanı n za mansal donukl uğu bunlardan her biri ni n belirli bir büyüklükt e sabitlenmesi ni gerektirir. Bu sabit kuvvetler birl eşerek tasarı mı ol uşt ururlar.

Sanal gerçekli k bünyesinde eşza manlılı ğı barı ndırır. Geç miş, şi mdi, gel ecek i ç i çe geç miştir. Tasarı m süreci nde farklılaşan her bi r kuvvet birebir ol arak t asarl anan me kana et ki yebilir ve bu et ki me sanal gerçek me kanı farklılaştırabilir. “ Tasarı mı n bağl a mı, t asarı mın t arafsı z soyut mekan yeri ne, for mun bi çi minde bilgi ol arak depol anan kuvvetleri n for mu yönl endiren aktif soyut mekanı dır artı k. Mi marlı k za man mekan ilişkisi dur dur ul an sonl u bir çerçeveden çok di na mi k akı şl ara dal dırıl mış bir katılı mcı gi bi modell enebilir” (Lynn, 1999a). Mekanı n vekt örel deği şi mleri mekanı st ati k dur umdan devi ngen duru ma sokabilir. Eşza manlı yapı sı yl a sanal gerçek mekan tasarı mcıl ar içi n bu ol anağı sun makt adır.

Bu nokt ada öne mli ol an tasarı mın kendi ne et ki yen bil gilere açı k ol ması dır. Tasarı ma et ki yen bil gil er, t asarı mın üzeri nde biri ncil derecede deği şi me neden ol an et kenl er ol arak düşünül meli ve biri ktiril meli dir. Eşza manlı ve et kileşi mli yapısı il e sanal me kanda ol uşt urul an t asarı mlar üzerleri nde depol adı kl arı bil giler il e kullanı cılara daha et ki n mekanl ar s unabilirl er. Bu bağl a mda kull anı cı il e mekan ar ası nda bi rebir iletişi mden bahsedilebilir. Kull anı cı ile mekan arası ndaki il etişi m deği şken, et kileşi mli ve eşza manlı bir tasarı m ort aya çı karır.

Sanal gerçek mekanda t asarı mcı t asarı mını ortaya koy maz. Tasarı mcı ol uşacak me kana et ki yecek f onksi yonel, al gısal, est eti k kuvvetleri n birli kt eli ği ni ol uşt urur. Onl arı or gani ze eder. Nasıl ve hangi koşull arda bir araya gel ecekl erini belirler. Me kanı n t asarı mı, kull anı cısı il e birli kt e gerçekleştirilir. Far klı za man di li mleri nde farklı kur gul arla karşılaşılabileceği gi bi, aynı za man dili minde mekan farklı kur gul ar da sunabilir. “Tari ht e ilk kez, mi marl ar nesneleri t asarla mak i çi n değil nesnel eri ol uşt uracak ve za man i çi nde farklılaştıracak prensi pl eri t asarlama k i çi n çağrıl makt adırlar” ( Novak, 1995).

Ger çek mekanda ort aya konan mekan bir t asarı m ol arak kull anı cı ya ul aşırken, sanal gerçek mekanda t asarlama edi ni mi deva m et mekt edir. Za man ve mekan var ol dukça

(24)

tasarla ma ol acaktır. Gerçek mekanda edi ni m t asarı m ol arak artı k bir ada (is me) dönüş müşken sanal gerçek mekan i çi nde var ol an devi ni m özelli ği sayesi nde hal a tasarla ma ol arak fiil hal dedir. Fiil devi ni mi, ad ise durağanlı ğı te msil eder.

Şekil 3. 1 Off The Road – 5 Speed Bi r modul ün sı nırsız sayı daki var yasyonl arı ndan biri

St andart ol mayan prefabri k ev sist e mi i çi n Lars Spuybr oek t arafı ndan bir öneri ol arak geliştirilen Off The Road- 5 Speed “ki şisel ol an il e ka musal ol an arası nda farklı düzeyde bir ilişki kur ma çabası i çi nde ma ki ne gi bi çalış mak i st eyen bir tasarı mdır. Modüll er bireysel al an kuvvetl eri t arafı ndan def or me edil meye açı k ol up, sonsuz var yasyona i mkan t anırlar” ( Spuybr oek, 2000). Bu pr oj e beş ayrı kat mandan ol uş makt adır. İl ki kent sel yüzeyde bir ara yüz ol uşt ur mak, i ki ncisi ti pol oji k ol arak tasarı mın t opografyaya ot urt ul ması, üçüncü kat man pr ogra m düzeyi nde, dör düncüsü üreti m düzeyi ve beşi nci kat man i se bireysel düzeydir. Bu kat manl arı n her biri – bireyl ere bağlı ol arak- kendi i çi nde farklılaşarak t asarı mın var yasyonl arı nı ol uşt ururlar.

Tasarı mı ol uşt uran belli vekt örel kuvvetl eri beş ayrı kat mana ayıran bu t asarı mda her kat mandaki vekt örler di ğer kat manl ardan bağı msız hareket et mekt edirler. Tasarı mı n kent il e kur duğu ilişki, bul unduğu t opografya il e kur duğu ilişki, kull anı cı gereksi ni mleri, üreti m ve i şl ev kendi i çl eri nde ayrı ayrı pr ogra mlanmı şl ardır. Tasarı mcı nı n da belirtti ği gi bi bir maki ne gi bi çalış mak i st eyen t asarı mda her kat man kur duğu ilişki düzl e mi nde deği şi mler göst er mektedir. Tasarı mcı bu kat manl aş mayı, tasarı mlar arası ilişki yi ve kat manl arla onl ara et kiyecek kuvvetler arası ndaki ilişki yi

(25)

kur muş ve deği şi mi bu i lişki zi nciri i çerisi nde zama na bırakmıştır. Tasarım deği şi k za man dili mleri nde, değişen koşullarda farklı varyasyonl arı ile varol abil mekt edir.

Şekil 3. 2 Off The Road – 5 Speed Modüll eri n t opografyaya yerleşi mi

Kesi n gerçekli kl eri n t ek bir düzl e me i ndirgen mesi il e kull anı cılara s unul an prefabri ke t opl u konut proj el eri karşısı nda bu t asarı m, za man i çi nde deği şen şehirsel, t opografi k, ki şisel özelli klere cevap veren esnek bi r pr oj e sun makt adır. Za man i çi nde kazandı ğı devi ni m monot onl ukt an kopar makt a, f ar klı za man, mekan ve koşull ar altı nda farklı ürünl er ortaya çı kması na ol anak t anıma kt adır.

Tasarı ma et ki yen kuvvetleri n değişi mi el e alı narak t asarlanan di ğer bir pr oj e i se Ammar El ouei ni‟ni n Kült ürel Enf or masyon Et kil eşi m Mer kezi‟ dir. “ Ür eti m yönt e mleri nde ve t asarımda, dijital t eknol ojilerin mi mari al anl a büt ünl eş mel eri il e kökl ü deği şi mler gerçekleş miştir. Gerçek deneyiml eri n, yapay dünyal arl a ve „işlev-bi çi m-strükt ür‟ arası ndaki gel eneksel ilişki nin, „ „işlev-bil gi-al an-et kileşi m‟ il e yer deği ştir mesi yl e ort aya çıkan bu yeni çalış ma t ekni kl eri ve yönt e mleri araştırılabilir. Bu çalış mal ar boyut, uzay ( mekan), strükt ür, v.b. gi bi yerl eş miş ve kabul gör müş teri mleri n yeni den t anıml an ması veya bel ki de deği şi mleri anl at maya daha uygun yeni t eri mleri n bul un ması ile il gili ol abilir. Bi z artı k üç boyutl a sı nırlan mış bir siste mde çalış mak yeri ne al gıla maya ve hayal etti ği miz uzayı sor gul a maya çağıran hi per- uzayda (hyperspace) çalış malı yı z” ( El ouei ni, 1998).

Bu t asarı mda kull anı cılar, enf or masyonl ar ve etkil eşi m ayrı parçacı kl ar ol arak el e alı nmıştır. Bu parçacı klar za man i çi nde kull anıcılar il e ve onl ara ul aştırılacak bil gilerle et kileşi mli olarak uzayda farklı noktalara saçıl makt adırlar. Büt ün bu

(26)

nokt al arı n birl eşi mleri üç ayrı hal e meydana getir mekt edir. Ort aya çı kan bu üç hal eni n birleşi mi tasarı mı ol uşt ur makt adır.

Şekil 3. 3 Kült ürel Enf ormasyon Et kileşi m Mer kezi hal el eri n birleşi mi ile ol uş muş tasarı mın bir gör ünü mü

Tasarı mcı yapı yı, “bedenl eri n ve bil gi ni n uzay içi nde ve za man üzeri nde akı şl arı ol arak t anı mla makt adır” ( El ouei ni, 1998). Ort aya çı kan her hal e mekanı sınırla manı n yanı sıra mekan kull anı cıları nı n ve kull anı cılara ul aştırılacak bil gileri n depol andı ğı bir kabuk ol arak düşünül ebilir. Za man i çi nde deği şen kull anı cılar, kullanı cılara ul aştırılacak bil giler ve onl arı n et kileşi mi hal elerde değişi me neden ol makt adır. Tasarı mcı mekanı et ere (uçucu ve akı şkan) benzet mekt edir. Mekanı sı nırlandıran, kabukt a t opl anan bil giler ve bil giler arası ndaki et kileşi mdir.

Şekil 3. 4 Kült ürel Enf ormasyon Et kileşi m Mer kezi

Kull anı cıları n bil gilendiril mel eri i çi n genel bir mekan yarat an bu t asarı mda, mekanı sı nırlandıran kabuk, kull anı cıları n ve bil gileri n deği şi mine göre kendi ni

(27)

deği ştir mekt edir. Kabuğun deği şi mi mekanı n sı nırları nı n deği şi mini doğur makt adır. Kull anı cısı ve il etil mek i st enilen bil gi ile et kileşi m hali ndeki kabuk, mekanı n küçül üp, büyü mesi ni, deği şi mler geçir mesi ni sağla makt adır.

Far klılaşan t asarı m et kenl eri ne göre sı nırları nı deği ştiren t asarı m, aynı za manda farklılaşan et kenl er il e kabuğun mal ze mesi nde deği şi mleri de sağlayabilirdi. Me kanı n sı nırlandıran kabuk sayda m, yarı sayda m yada opak hal de kull anı cısı na farklı seçenekl er sunabilir, böyl ece t asarı mına devi ni m kazandıracak f ar klı bir para met re de ekl e miş ol urdu.

Çok f arklı para metrel erin deği şi mine i zi n veren sanal uzayda farklılaşan para metre sayısı sayesi nde kul lanı cı nı n seçenekl eri de çeşitlenmekt edir. Yal nı z unut ul ma malı dır ki t eknol oji ile i ç i çe bir edi nim ol an mi mari sanal orta mda da teknol oji den uzakl aş mama kt adır. Para metrel erde ort aya çı kan çeşitlili k, sanal ort a mı n kull anı cı ya ul aşı m aracı ol an bil gisayarl arı n kapasitesi ve t asarı mı n ol uşt urul acağı pr ogra mı n yet enekl eri ile sınırlanabil mekt edir. Sanal ol arak beyni mizde üretti ği miz t asarı mları n kull anı cı ya erişi mini sağl ayan si ber orta mdaki, bil gisayar t eknol ojileri ndeki ve pr ogra m yet erlili ği ndeki geliş mel er t asarıml arı mızı n kull anı cılara daha et ki n ulaşı mını sağl ayacak, hı zlandıracak ve kol ayl aştıracaktır.

3. 2 Bi çi m / Bi çi mlendi rme

“ Dı ş gör ünüş, şekil ya da yakı şı k al an şekil, uygun şekil” ol arak t anı mlanan bi çi m, mi mari ol arak mekanı n ya da mekanl arı n sı nırlarını belirleyen geo metri k şekil ol arak da t anı mlanabilir.

“ Yüzyıllar boyu mi marlı k t ari hi ni n ve mi marlı k kura mı nı n büyük ereği bi çi m ve Focill on‟ un deyi mi yl e bi çi mleri n yaşa mı nı açı kl a mak ve çoğu za man hangi bi çi mleri n seçil mesi ni n uygun ol acağı nı belirleme ye çalış mak ol muşt ur” ( Yücel, 1981).

Sulli van, “ meşe ağacı meşe ağacı nı, ça m ça mı anlatır; bir bi nanı n bi çi mini belirleyen de gör düğü i şl ev ol malıdır” Yücel ( 1981) söyl emi il e bi çi min ana nedeni ni n i şl ev ol duğunu savun muşt ur. Bu bağl a mda, bi çi m i şl evi n dı şa yansı ması dır. Stilisti k bi çi m ve di ğer bi çi m belirleyici et kenl erl e ilişkisi ni koparan mi mari, işl evi ön pl ana

(28)

çı karı yor ve onu ana belirleyi ci yapı yor du. Tari hten ve gel enekl erden gel en bi çi msel anl ayışlarla büt ün ilişkisi ni kesen bu anl ayışı Le Cor busi er şöyl e ifade et mekt eydi: “ Bu sı nırlı il gi çerçevesi ni parçal adı k ve ... çağdaş za manl arı böyl esi ne yaşayan bi zl er ... ( geç mi ş bi çi mlere ol an sevgi mi zi sonsuza dek koparı p yere attık” ( Yücel, 1981). İşl evsel et kenl eri ön pl ana çı karan ve t eknol oji kull anı mı na öne m veren bu anl ayışı n te mell eri Bauhaus öğretileri ile atılı yordu.

Le Cor busi er ve Mies Van Der Rohe bi çi min işl evi yansıt ması na yeni bir öneri getiri yorl ar ve şeffaflı k kavra mı üzeri nde dur uyorl ardı. Şeffafl aştırıl mış yüzeyl er sayesi nde bi çi m i çi nde barı ndırdı ğı işl evi dı şa t a m ol arak yansıtabilecekti. Bi çi mi n şeffaflaş ması t eknol oji yar dı mı yl a ca m ve çelik kull anı mı il e gerçekleşti. Mies gökdel enl eri ni sadece cam yüzeyl er ol arak tasarlama kt aydı.

“ Ancak t ari he ve mekanik i şl evselli ği n dı şı ndaki her t ürl ü bi çi m arayışı na karşı ol an bu avangar d akı mları n var dı ğı uç nokt a, Ent ernasyonel Stil‟i n t ekdüze, mutl ak soyut ve ayı kl an mı ş bi çi mleri ol muşt ur. Maki neni n egeme nli ği ne, t eknol oji ni n üst ünl üğüne ol an i nanç 1950‟l erde, t üm f ar klılı kl arı n ort adan kal dırılarak t arafsı z bir kabuk gör ünü mü altı nda t üm i nsanl ar i çi n dünyanı n her yeri nde ort ak bir biçi mi n var ol abileceği ne i nanan bir tasarı m anl ayışı yl a nokt alan mıştır” ( Yücel, 1981).

Gel eneksel ve t ari hsel biçi m anl ayışları ile aral arı ndaki bağı koparan poziti vistleri n ul aştı ğı t ek bir doğr u biçi m anl ayışı na karşı Vent uri “çelişki ve kar maşı klı kl arı yüceltici önerileri, pozitivi st rasyonelli ğe karşı simgesel, anl a msal boyutlara ağırlı k veren göst ergebili mci tezl er ve en genel eğilim ol arak da i nançlı moder ni z mi n tari ht en arı nmışlı ğı na katşılı k her t ürl ü post modernist t ezi n seç meci ve t ari hci bi çi m arayışları 1960‟l ardan başl ayarak 20. yüzyılı n öncü mi marlı ğı nı n t üm i nanç ve il ke birli ği ni sarsan bir arayış ol arak çı kmıştır” ( Yücel, 1981).

Tari ht en gel en bir çok bi çi msel öğeyi aynı anda bünyesi nde barı ndıran bu anl ayı ş il e bi na met al aş makt a, bünyesi nde t üketi m nesnesi ni barı ndıran i ki ncil bir anl a m taşı makt a i di.

“Tschu mi i şe pr ogra ma i lişki n koşullarla başl ar ve onu bil eşenl eri ne ayırır. Sonra da onl arı önceden belirlenme mi ş bi çi mlerde yeniden bir araya getir meyi dener; pr ogra mı n çeşitli parçal arı nı birbiri yl e ne oranda şaşırtı cı bi çi mde ilişkili kıl abileceği ni araştırır. Ar dı ndan mekanı n çi zgisel ya da mer kezi ol ması na ilişki n

(29)

kararlar üretir. Li neer bir düzende t asarı mı ol uşt uran i şl evsel ci yakl aşı m i çi nse pr ogra m, i çi nde bul unan kı sıtla mal ar aracılı ğı il e bi çi m kararları na yön verir. Tschu mi i çi n pr ogra m ve bi çi m, pr ogra m ve me kan dai ma bağı msı zdır” ( Sözen, 1996)

Tari hsel süreç i çerisi nde deği şen bi çi m kavra ml arını n t ümü, fi zi ksel uzayda nokt al arı belirlenmiş, donuk bi çi me ul aşırlar. Fi zi ksel uzayda bi çi m sabitlenmiştir.

Me kanı n dı şavur u mu ol an bi çi m, i mgel er yar dı mıyl a t anı mlanır. Bu i mgel er büt ünü me kanı anl a mlandırır. “Tari hsel ol arak deneyi msel za man, mi marlı ğı n zi yaret çi ya da orada yaşayanl ar t arafı ndan canl andırılabilen „ don muş müzi k‟ ol duğunu göst erir. Bi çi m, durağandır ve ziyaret çi ni n gezi ntisi ni n ya da dol aşı mını n ar dıllığı, bi çi me canlılı k kat mak üzere devi ni mi ekl er. Zama nı n ve hareketi n bu geçitsel (processi onal) modeli, çok bil di ktir ve mi marlığı n za man i çi nde geçtiği bir di zi don muş çerçeve ol arak anl aşıl ması na dayanır. Birçok başka di si pli ne de mal ol an, za mansal dı ş yapıl arla il gili öne mli bir za man modeli daha var dır. Zama n i çi nde büyüyen ve üreyen dirimbili msel ( bi ol ogi cal) sist e mleri n düzeni, gelişims el za man çerçevesi nde anl aşıl malıdır. Evri m ve yer kabuğu yüzeyi ndeki (epi genetic) büyü me, bi çi mi, don muş ya da sabit bir dur um ol mak yeri ne, gelişen bir süreç ol arak kavra msallaştırır. Gelişims el za manı n t asarı m ilkel eri ve bunl arla birli kte sonuçt aki mi mari özelli kl er ve et kiler, mi marlı ğı n eğer zama nı araştıracaksa, gerçek anl a mda büyü mesi, hareket et mesi, et kileş mesi gerekti ği şekli ndeki basitleştirici varsayı ma dayanarak değerl endirilme meli dir. Kar maşı k canlıları n çoğu, büyü me süreçl eri ni ta ma ml ar ve yetişki n bir bi çi me ul aşır. Za man içi nde geliş me süreci, i çsel ol arak sı nırlanmış bir or gani z manı n birçok et ki ni n bağla msal al anı nda kar maşı klı k i çi nde kendi ni ort aya koy masını i çerir. Bu süreci n etkil eri, o or gani z mada ortaya çı kan farklılı kl ardır. Bunl ar ilke ol arak rit miktir” ( Lynn, 1999b). Sanal gerçek mekanı n yapı sı nda da bu doğallık mevcutt ur. Bi yol oji k ol arak yaşa m ve daha geni ş za man dili minde evri m ol arak nit el endirebil eceği miz bu deği şi m süreci mekanları yaşayan or gani z mal ara yakl aştırma kt adır. Et kilere t epki verebil mekt e, belirli et kil erden sonuçl ar çı kart abil mekt edirler. Sanal gerçekli ği n yapı sı nda ol an et kileşi m me kana da yansı makt adır.

Kı sa za man dili minde sanal gerçek mekan farklı bi çi mler sunabil mekt edir. Bu farklılaş mal ar uzun periyotl ar hali nde analiz edil di ği nde i se farklı za man aralı kl arı

(30)

benzerli kl eri il e t anıml anabil mekt edirl er. Bu za man ar alı ğı ndaki bi çi msel benzerli kl er t opl umun genel gelişi m, beğeni si ve i hti yaçl arı doğr ult usunda geliş mekt edir. Yaşayan bir or gani z ma gi bi büyüyebil en, gelişebilen ve daral abil en me kan t opl um il e özdeş hareket et mekt edir. Topl u mun gelişi mi bi çi msel far klılı kl ara neden ol makt a, t opl umdaki genel kabull er mekana yansı makt adır. Sı çrayı şl ar ve sekmel er birebir gözl e mlenebilir.

“ H- ouse pr oj esi kull anı cıları n evl e kur duğu ilişki ile bozul an, uyarl anan, i kizl enen ya da çoğaltılan mekanl ara dönüşebil me pot ansi yeli ile t asarlanmıştır” ( Avelli no ve Ve Cavalli, 2001). Ev kullanı cı i st ekl eri doğr ult usunda gelişi mi ni deva m ettir mekt e ve değişi mlere uğra makt adır.

Şekil 3. 5 H- ouse‟un farklılaşan kabuğu

Evi n ol uşumunu sağl ayan kabuk evi sar makt a ve çeşitli i hti yaçl ar karşısında eğili p-bükül mel erle kull anı cısına cevap ver mekt edir. Tasarı m kull anı cı il e et kil eşi m içi ndedir.

“ Yerel ve küresel arası ndali ekl e mle meni n kestirile mezli ği; bu kull anı mda büyük bir esnekli ği, hı zl a gel en geliş mel eri karşılayabil meyi, kull anı cıları n deği şen i hti yaçl arı nı karşıla mayı beraberi nde getirir” ( Avelli no ve Ve Cavalli, 2001).

(31)

Kull anı cıları n yaşa m al anı nı sı nırlayan ve onl ara genel bir kull anı m mekanı sunan dı ş kabuk, kull anı cıları n gereksi ni mleri ne göre genel mekanı daha küçük alt me kanl ara ayırabil mekt e, deği ştirerek kull anı cı gereksi ni mleri ne uygun hal e getirebil mekt edir. Dı ş kabuğun sahi p ol duğu esnekli k, t asarı mı n bi çi minde deği şi mlere sebep ol makt adır. Dı ş kabuğun kull anı cısı ile ol an et kileşi mi, kull anı cısı nı n gereksi ni mleri doğr ult usunda bir gelişim göst ererek ol gunl aş ması nı getirir. Her kull anı cısı nı deği şen istekl eri ile evri mleşen ve sonucunda ol gunl aşan t asarı m, her kull anı cısı i çi n far klı tasarı mlar ve buna bağlı ol arak da farklı bi çi mler ort aya koyar.

Şekil 3. 6 H- ouse‟un kabuğunun dıştan gör ünüşü

Kull anı cısı ile et kileşi m i çi ndeki t asarı m ve onu sar mal ayan kabuk bir or gani z ma gi bi hareket et mekt e, yaşayan bir varlı k gi bi büyü me, küçül me, böl ün me, birleş me gi bi özelli kl er göst er mektedir.

Li man İşl et mesi Gi riş Kapı sı Yarı ş ması i çi n Gr eg Lynn t arafı ndan önerilen t asarı m “her biri farklı hı zl ara sahi p ot obüs, yaya ve araba trafi ği ni n akışl arı nı n modell enmesi il e ol uşt urul muşt ur. Hareketi n bu f ar klı kuvvetleri eği mli bi r yüzey ort aya çı kar mıştır” ( Lynn, 2001).

(32)

Far klı büyükl ükl ere sahip trafi k akı şl arı za man i çi nde deği şi me uğra makt a ve trafi k akış şe mal arı da deği ş mekt edir. Sürekli değişi me uğrayan büyükl ükl er tasarı m il e et kileşi m hali ndedirler. Akı şl arı n ol uşt urduğu evrel erden çerçeve strükt ürl er ol uşt urul muş ve bu strüktürl eri n arası yarı geçirgen bir zarla ört ül müşt ür.

Şekil 3. 8 Li man İşlet mesi Giriş Kapı sı Farklı kuvvetleri n ortaya çı kardı ğı eği mli yüzeyl er

Har eketi n gör ün meyen yapı sı nı keşfet meye çalışan bu t asarı mda farklı büyükl ükl erdeki trafi k akı şl arı bi çi msel bir model e dönüşt ürül meye çalışıl mıştır. Za man i çi nde farklı büyükl ükl ere sahi p ol an akışl ar ( yaya, araba, ot obüs) vekt örel birer büyükl ük ol arak el e alı nmış ve bunl arı n birleşi mi çerçeve strükt ürl ere dönüş müşt ür.

3. 3 Kull anı m / Kull anma

Mi mari t asarı m ve bunun sunucunda ort aya çı kan yapıt kull anı cısı ile varol makt a ve bel ki de en öne mli değerlendir me kriteri kull anıcı bağl a mı nda ort aya çık makt adır. İşlevselli k, est eti k, geçirgenli k, esnekli k kavra mları nı n t ümü kull anı cı t aban alı narak tanı mlan makt adır.

(33)

Rasyonalist düşünce, kesi n gerçekli kl eri belirle me çabası ile birli kt e kull anı cı kavra mı nı t anı mla maya çalış mış, öl çül ebilir büyükl ükl eri ni n belirlenebileceği ni düşün müşt ür. “Le Cor busi er‟i n Le Modul or‟u i le şekillenen he m i nsanda, he m de mi mari çevrede st andartlaş ma öneren çalış mal ar i nsanı n öl çül eri ni n saptan ması ve buna bağlı ol arak yapı el e manl arı nı n öl çüml endiril mesi konusundaydı . Bu konu gelişerek i nsanı n gereksini mleri ni n belirlenmesi, st andart hal e gel mesi, sayı sal ol arak ort aya kon ması, mekansal gereksi ni mler, konf or koşull arı ve bi nanı n da perfor mansı nı n (fizi ksel çevre koşulları) öl çül erek belirlenmesi şekli ne dönüş müşt ür. Hatt a daha da gelişerek sosyal ve kült ürel boyut konusu da el e alı nmıştır” ( Yür ekli ve Yürekli, 2002). Bu dur umda kull anı cı açı k t anı mla mal arı ol an ve öl çül ebilir nit eli kl ere sahi p durağan bireyl er ol arak kabul edil mekt e i di. Buna karşı n “katı işlevsel kur gul arı n varlığı ve kur gul ara uygun tasarı m yapıl ması üzerine kur ul an mi mari t asarı m, farklı za manl arda yapıl ması öngör ül en ve yi ne kendil eri ne özgü ör ünt ül eri ol an farklı işl evl er i çi n geliştirilen esnekli k kavra mı, za man i çi nde bi nanı n değil işl evl eri n esne mesi üzeri ne, esnekli k değil uyabilirli k kavra mı na ve sonuç ol arak B. Tschu mi‟ ni n Event Cities‟i ne ul aş mıştır. Burada t asarlanan çevreden farklı ol ayl arı n gerçekl eşebil mesi ne uygun ol ması yanında et kileyi ci ve kı şkırtıcı ol ması da bekl enmekt edir” ( Yürekli ve Yür ekli, 2002).

Tschu mi‟ ye göre “ mi marlı k sadece fi zi ksel bir mekan ol arak değil ancak ol ay, hareket ve mekan kavraml arı il e t anı mlanabilir” ( Tschu mi, 1997). Bu bağla mda ol ay sözcüğü i şl ev ya da eyl e m sözcükl eri ile yer değiştirebilecek bi r nit eli kt e kull anıl makt adır, çünkü genel kanı ol arak ol ay ve pr ogra m eşanl aml ı ol arak düşünül ür. Böyl ece yapı yal nı zca kendi bi çims el bil eşenl eri ile t anı mlan maz. Kull anılışı yada ki şilerin mekan i çi ndeki hareketleri aracılı ğı il e de t anı ml an mak zor undadır. Deri da i çi n ol ay “anl atı nı n keli mesi, bir t ari ht e başka bir t ari h i çi n öngör ül me mi ş şans yada ol asılı k” Tschu mi ( 1995a) anl a mı na gelir. Deri da‟ nı n kast etti ği anl a mda ol ay, pr ogra m kavra mı nı n karşıtı ol an t anı mdır. Pr ogram önceden belirl enebilir, yi nel enebi lir. Oysa ol ay, pr ogr a mı n mekansal koşull ar dahil, bir di zi başka koşullar birleşerek ani den ol uşt urduğu özel bir andır. “ Ol ay mi marlık, yapı il e onu kuşat an et ki nli kl erin çar pış ması dır. Burada il gi nç ol an ol ay değil, yarat madır. Ol ay yaratıl maz, ancak mi mar ol arak ol uşacak koşull ar belirlenebilir” ( Tschu mi, 1995a).

Referanslar

Benzer Belgeler

Anıt 1.75 metre yük- sekliğinde üzeri sade onyx mermer kaplı kaideye oturmaktadır.. Atatürk'ün vecizels- ri Türkçe ve ingilizce olarak pirinç harf-

Dünyaca tanınmış mimarlar arasında bulunan Arne Jacobsen, mimarî ibdaların- da, dahilî, spatial teşkilât ve teçhizatı ile bir dahilî mimar ve dekoratörden daha fazla

Pakistan devletinin kurucusu mer- hum Mehmet Ali Cinndhın Karaşideki türbesini ve yine devlet merkezi olan Karaşide ayrıca büyü-c bir cami yap- ması için Pakistanın Ankara

Direkler evin dere- cesine göre işlenmeden bırakıldığı gibi ayrı ayrı renklere d

Şekil 6: Mahrut tecrübesi: Beton nümünesi mahrut içinde dövülür.. dar su koymak lâzımdır mânasını ifade etmemek- tedir. Bizce de mühim olan şey şantiyemizdeki

Bilinmeyen s¬cakl¬ktaki bir cisim 0 F sabit s¬cakl¬ktaki bir buz- dolab¬na

M.KEMAL KÜÇÜKERSAN ANKARA ÜNIVERSITESI VETERINER FAKÜLTESI HAYVAN BESLEME VE BESLENME HASTALIKLARI.. ANABILIM

Hem geçmiş, hem süren hayatında, karakterinde var olan olumsuz davranışlarını saklamak için sosyal ağlarda kendi ile ilgili sadece göstermek istediği