• Sonuç bulunamadı

ÇOCUK HAKLARI TEMALI RESİMLİ MASAL KİTABI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ÇOCUK HAKLARI TEMALI RESİMLİ MASAL KİTABI"

Copied!
23
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

‘‘ÇOCUK HAKLARI’’

TEMALI RESİMLİ MASAL KİTABI

‘‘ÇOCUK HAKLARI’’

TEMALI RESİMLİ MASAL KITABI

(2)

‘‘ÇOCUK HAKLARI’’

TEMALI RESİMLİ MASAL KİTABI

Mikro-Fon Programı kapsamında Avrupa Birliği desteği ile hazırlanmıştır.

İçeriğin sorumluluğu tamamıyla Göç ve İnsani Yardım Vakfı’na aittir ve Uluslararası Çocuk Merkezi yada AB’nin görüşlerini yansıtmamaktadır.

(3)

ÖNSÖZ

Çocuklar Birlikte Daha Güçlü; Küçük Destek Programı Tarafından desteklenen Göç Ve İnsani Yardım Vakfı Tarafından yürütülen “ Çocuk Hakları Temalı Resimli Masal Kitabı” adlı proje çalışmamızda ;Çocuk hakları sözleşmesinin koşulsuzca uygulanması, çocuk hakları açısından yerel ve ulusal ölçekte geliştirilecek olan sosyal politikalara etkide bulunulması ve risk altındaki gruplar başta olmak üzere çocuk hakları ve toplumsal duyarlılık farkındalığının geliştirilmesi hedeflenmiştir.

Çocuk haklarının geliştirilmesine yönelik çalışmalar ve çocukların toplumsal sürece aktif katılımlarını destekleyici çalışmalar, demokratik bir toplum için hayati öneme sahiptir. Toplumsal yaşamda çocukların içinde bulunduğu eşitsiz durumun iyleştirilmesi ancak birebir iletişim ve temasla geliştirilecek eğitimler ve farkındalıklarla aşılabilir.

4,5 ay süren bu çalışmada 20 çocuğun katılımı ile Drama, sanatsal aktiviteler,

hikayeleştirme gibi teknikler kullanılarak resimler çizilip masallar yazılmıştır. BM Çocuk

Hakları Sözleşmesinde yer alan çocuk hakları maddeleri çeşitli etkinlikler ile çocuklara

öğretilmesi amaçlanmıştır. Katılım sağlayan emeği geçen çocuklara teşekkür ederiz.

(4)

ÇOCUK HAKLARININ ÖNEMİ

Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde günlerden bir gün çok haylaz çok sorumsuz Çocuk Haklarına hiç ama hiç saygı duymayan bir çocuk varmış. Bu çocuk, Çocuk Haklarından söz eden insanlara da çok sinirleniyormuş.

Çocuğun ismi ise Şoreş’miş . Şoreş’in bir de Semra adında bir arkadaşı varmış. Semra ise Şoreş’in tam tersi Çocuk Haklarına saygı duyan duyarlı bir kız çocuğuymuş.

Semra, Şoreş’in de Çocuk Haklarına saygı duymasını istiyormuş; fakat ne yaparsa yapsın Şoreş Çocuk Haklarından nefret edip dalga geçiyormuş. Bu durumu her geçen gün daha fazla fark eden Semra, Şoreş Çocuk Haklarının önemini anlasın diye parka götürmeye karar vermiş ve sonunda Şoreş’i parka gitmeye ikna etmiş. Semra ona parkta çok güzel bir ders vermeyi planlıyor.

Onlar çadıra gidip barınıyorlar. Semra gece yarısı oyun oynayan Şoreş’i görünce kameraya alıyor. Semra çadırda Barınma Hakkını not alıyor. Şoreş’in sevgi içerisinde Semra ile arkadaşlık kurması ve bunlara benzer şeyleri Şoreş’in görebileceği şekilde not alıyor. Üç gün bittikten sonra Şoreş’in Çocuk Hakları ile ilgili yaptığı bütün şeyleri oturup ona bir bir anlatiyor. Şoreş bunları görünce Çocuk Haklarının ne kadar önemli olduğunu anlıyor ve Semra’dan özür diliyor. Şoreş eve dönünce olup biten her şeyi anne ve babasına anlatıyor. Şoreş’teki bu değişikliği gören anne ve babası da

bu duruma çok seviniyor. Bu habere sadece Şoreş’in annesi, babası ve Semra tek değil Şoreş’i tanıyan herkes çok mutlu oluyor. Her

çocuğun haklarını öğrenme hakkı vardır.

H i vcan Ense n

(5)

Esmanur Dona t

(6)

ŞEKER ÇOCUKLAR

Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde altı arkadaş varmış tatlı mı tatlılarmış. Bu arkadaşların isimleri Ali İhsan, Halil, Civan, Ali, Mustafa ve Süleyman’mış. Bu çocukların şeker hastalığı

varmış. Hepsi şeker çocuk kampında tanışmışlar. Yine bir gün şekerler için kamp hazırlanmış yeni bir arkadaşları gelecekmiş ismi de Şeker

Kızmış iğneden korkarmış annesinin ikna etmesi sonucu o da kampa katılmış doktorun yanına gitmiş doktor ona iğneni kendin yapman gerek

demiş. Şeker Kız da ben iğneden korkarım demiş. Doktor da bak şu şeker çocuklara kendi iğnelerini kendileri yapıyorlar. Şeker Kız, bunun üzerine deneyeceğini söylemiş ve şeker çocukların yanına gitmiş ip, top vb oyunlar oynamışlar ve kampın son günlerine gelmiş. Hepsi birbirlerin- den ayrılacakları için çok üzülüyorlarmış bu arada Şeker Kız da iğne ko- rkusundan kurtulmuş ve kendi iğnesini kendi yapmayı öğrenmiş. Kampın son günü parti düzenlenmiş partide bütün çocuklar şeker elbiselerini

giymişler çok eğlenmişler.

Ali Ekin

(7)

Özgem Tekin ..

(8)

MAHALLEDEKİ ARKADAŞ

Günlerden bir gün mahallede Ahmet ile Hakan oyun oynuyorlardı. Eyüp gelip oyunlarını bozdu, Ahmet Eyüp ile tam kavga edecekken Hakan onları ayırıp bunun kötü bir şey olduğunu söyledi. Ahmet ile Eyüp barıştıktan sonra oyunlarına devam edip Eyüb’e eğlenme hakkımız var dediler. Eyüp kimsenin oyununu bozmamaya karar verdi. Biraz ileri mahallede Ayşe’nin başına kötü bir şey geldiğini annesine haber verdiler. Annesi bu konuyu Ayşe ile konuştu. Ayşe’nin başına gelen kötü durumdan dolayı konuşmama kararı aldı. Annesi Ayşe’yi doktora götürdü. Doktor bey; kızım konuşamıyor, neden konuşamıyor diye sordu. Doktor bey; Hanımefendi kızınız korktuğu için konuşamıyor diye cevap verdi. Aradan haftalar aylar geçmişti. Ayşe konuşmaya başladı, annesine şöyle dedi: Anne bizim şu aşağı sokakta bir ev var arkadaşım Pelin oturuyor tam o sırada Pelin’in evine yaklaşıyorlardı, evin ışıkları açılıp kapanıyordu o evin ışıklarını açıp kapatan Pelindi. Pelin’in amacı Ayşe’yi korkutup eve yaklaşamayacağını düşünüyordu. Pelin, Ayşe’yi sevmediği için böyle yapıyordu. Bu durum üzerine Ayşe’nin annesi Pelin’in evine gitmeye karar verdi. Kapıyı çaldığında Pelin kapıyı açtı. Ayşe’nin annesi; Pelin utanmıyor musun arkadaşını korkutmaya? diye söylendi. Pelin bu durumlardan çok pişman oldu aklına bir fikir gelmişti. Bir şenlik düzenleyecekti evlerinin arka bahçesinde

Ali Ihsan Pehliva n

(9)

süslemeler yaptı bahçe tıpkı cennete benziyordu. Pelin postacı ile Ahmet’e Eyüp’e Hakan’a, Ayşe’ye ve Ayşe’nin annesine davetiye gönderdi. Pelin’in davetine herkes gelmişti. Şenlikte havai fişekler, palyaçolar, şarkıcılar gelmişti. Pelin arkadaşlarına bir konuşma yaptı ve sonrasında olanlardan kaynaklı özür dilekten sonra herkes mutlu yaşamaya başladı.

Zelal Soyler ..

(10)

SEVGİ HAKKI

Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde bir zamanlar beş arkadaş gezermiş. Arkadaşlarının ismi Ali, Civan, Mustafa, Süleyman, Ali İhsan bunlar çok îyi arkadaşlarmış hep beraber dolaşıp eğlenip oyunlar oynuyorlarmış. Bir ay sonra 3 sevimli kız mahallemize taşındılar. İsimleri Dilan, Ceylan, Selma’ymış. Bizimle hiç oyun oynamıyorlardı. Bir gün yanlarına gidip konuştuk siz neden bizimle oyun oynamıyorsunuz? Sizinle oyun oynarsak bizimle arkadaş olur musunuz? diye sorduk. Elbette arkadaş oluruz dediler ve bizimle oynamaya başladılar. Top oynamaya çıktığımızda Dilan’ın ayağı burkuldu, telaştan ne yapacağımızı bilmiyorduk. İki kız geldiler; ne oldu Dilan’a ayağı burkuldu, o zaman sağlık ocağına gidelim dedik. Sağlık ocağında ayağına bakıldı, sadece acımış ve korkmuştu. Sağlık ocağında çıktıklarında Hivcan ve Mine’ye teşekkür edip bizimle arkadaş olur musunuz? diye

sormuşlar. Kızlar da evet demiş ve arkadaşlıkları başlamış.

Halil Ök

(11)

Azat

(12)

SİHİRLİ MEKTUPLAŞMA

Bir varmış bir yokmuş. Zehra adında minik bir kız varmış. Zehra çok akıllı, zeki ve mektup yazmayı seven bir kızmış. Zehra’nın anne ve babası ayrı yaşıyorlarmış, ve Zehra ise sokakta yaşıyormuş. Okula kimliği olmadığı için gidemiyormuş. Zehra yaşadığı mahalledeki hayvanları koruyormuş.

Zehra mektup yazmayı çok sevdiği için kendine mektup arkadaşı arıyormuş.

Mektup arkadaşı bulmak için okuldaki öğretmenlere sormaya çalışmış ama bulamamış. Bir gün sokakta Gak Gak ile tanışmış arkadaş olmuşlar beraber bir okul bulmuşlar. Okuldaki Öğretmen Zehra’ya mektup arkadaşı buluyor.

Mektup arkadaşının ismi ise Zeynep. Mektupları götürüp getirme işini Gak Gak yapıyor. Gak Gak’ın yardımı ile Zehra kendine kalacak bir ev de bulmuş, mutlu o evde mutlu mutlu yaşamış.

Medine Kom urcu

(13)
(14)

SOKAK KÖPEĞİ

Evvel zaman içinde kalbur saman içinde şirin mi şirin akıllımı akıllı Şoreş adında bir sokak köpeği varmış. Şoreş hangi mahalleye gitse çocuklar onu vururmuş.

Şoreş’in bildiği bir şey varmış. Uzayın derinliklerinde Köpekler Şehri varmış. Orada Şoreş’in bir sürü tanıdığı varmış ama oraya tek başına gidemîyormuş. Amerika da yaşayan Luiz adında bir Sibirya Kurdu arkadaşı yaşarmış. Şoreş oraya gitmeye karar vermiş. Mahalledeki ailelerden biri Amerikaya gidecekmiş, Şoreş kamyonun arkasına atlayıp onlarla beraber yola koyulmuş. Aradan günler geçmiş ve Amerika’ya varmışlar. Kamyon durunca Şoreş atlayıvermiş ve Luiz’in yanına gitmek için yola koyulmuş. Luiz ile karşılaşınca; Luiz seni çok özledim demiş ve birbirlerini öpmüşler, sonra Şoreş Luiz’e Köpekler Şehrine gidelim demiş. Luiz Köpekler Şehrine gitmek için uzay aracına binmemiz gerekîyor demiş ve bizi kim uzay aracına alır demiş?

Şoreş yine de şansımızı deneyelim, demiş ve Havalimanına doğru yola koyulmuşlar.

Havalimanına vardıklarında insanlar uzay aracına binîyorlarmış. Oradaki adama bizi senin köpeğin olarak uzay aracına bindirir misin, Köpekler Şehrine gideceğiz demiş. Adam da Köpekler Şehri de neresi öyle bir yer mi olur, demiş. Şoreş de adama bütün köpeklerin özgürce yaşadığı her şeyi yapabildikleri bir yer olduğunu anlatmış. Bunun üzerine adam; tamam demiş

ve uzayın derinliklerine doğru yola koyulmuşlar. Şoreş ve Luiz Köpekler Şehrindeki kapıya doğru gitmişler fakat kapının önünde silahlı bir adam varmış. Buraya girebilmeniz için 300 tane taş, 300 tane ağaç yaprağı getirin demiş. Şoreş ve Luiz üç günün sonunda 300 tane taş, 300 tane yaprak toplayıp geri dönmüşler.

Mustafa Mizrak

(15)

Kapıdaki adam onlara; üç defa taş üç defa yaprak söyleyin kapı açılacaktır, demiş ve yapmışlar bekçinin dediklerini, kapı açılmış Köpekler Şehrine girmişler, orda özgürce yaşamışlar.

Elanur Bilgi

(16)

KAHRAMAN ÇOCUKLAR

Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde bir çocuk varmış adı Süleyman’mış, bu çocuk akıllı, zeki, çalışkan, yardım sever ve iyi yürekli bir çocukmuş. Süleyman’ın Ali, Halil, Cıvan Selma, Dilan, Ceylan adında güzel, akıllı ve iyi kalpli arkadaşları varmış.

Bir gün mahallede bir hırsızlık olayı meydana gelmiş, bir dükkanda toplar çalınmıştır, bu esnada da Dilan, Selma ve Ceylan oradalarmış olayı görmüşler.

Süleyman, Halil, Cıvan hep beraber olay yerine giderler. Adam çok çaresizmiş toplarımı çalan kişiyi bulun diye bağırıyormuş.

Süleyman ve arkadaşları hayır olsun maksadıyla adama yardım etmeye karar vermişler. Adamın dediğine göre hırsızın ne zaman geleceği belli olmuyormuş hep ummadık zamanlarda geliyormuş. Günlerden bir gün akşam saat 11’de her yer karanlık iken Süleyman ve arkadaşlarının oynadığı, hiç beklemedikleri bir anda geri gelmiş.

Hırsızın silahı varmış bu da çocuklara engelmiş. Bir de mahallemizin en bilgini olan bir bilge dede varmış bu dede çok akıllıymış. Süleyman ve arkadaşlarına hep beraber hırsızı yakalayacağını söylemiş. Gerekirse mahallenin huzuru için türlü türlü planlar yapacağız demiş. Bilge dede hemen polisi aradı Süleyman’a da kapıyı ip bağlamasını söyledi, arkadaşları da hırsız düştüğü anda başka bir iple bağlayacaklarını söylemiş.

Süleyman’ın arkadaşı Dilan düşünmüş bu işi ve sonunda Bilge Dede sayesinde hırsız yere düşüp yakalanmış. Hırsız polise teslim edilmiş. Süleyman ve arkadaşları mutlu bir şekilde mahallede yaşamlarını sürdürmüşler.

(17)

Mine Boynukara

(18)

YAŞLI KADIN İLE SERÇE KUŞUN HAYATI

Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde bir yaşlı kadın varmış, bu kadının dört kızı üç oğlu varmış yaşlı kadın bütün çocuklarını evlendirmiş ve koca evde tek başına kalmış. Ne kızları ne de oğulları hiç kimse ziyaretine gelmiyormuş. Kimse de demiyormuş o koca evde annemiz yalnız ve tek başına yaşıyor gelip bizde kalsın.

Yaşlı kadın koca evde çok sıkılıyormuş, bir gün balkona çıkmış bir de ne görsün bir tane serçe kuş fakat kuşun kanadı kırıkmış, yaşlı kadının eski işi ise veterinerlikmiş.

Serçe kuşu yerden kaldırmış ve başını öpmüş sonra içeriye görürmüş, kuşun tedavisini yapmış serçe kısa bir süre sonra iyileşmiş. Yaşlı kadın serçe ile arkadaş gibi olmuş, her gün uzun uzun konuyor ve dertleşiyormuş yaşlı kadın serçe ile konuşa konuşa serçeye konuşmayı öğretmiş. Serçeye Boncuk ismini vermiş, ona her gün kızlarından ve oğullarından söz ediyormuş. Çocukları ziyarete gelmediği için yaşlı kadın her gün ağlıyormuş. Bir gün yaşlı kadın rahatsızlanmış kapıcıyı çağırmış. Kapıcı yaşlı kadını hastahaneye götürmüş. Boncuk konuşabildiği için iyileşebilecek mi diye

kapıcıya sormuş. Kapıcı ne cevap vereceğini bilememiş, durumu ne olursa olsun sana haber veririm, demiş. Boncuk başlamış ağlamaya sonra kadın ölmüş. Kapıcı şimdi ben Boncuğa ne söyleyecem diye düşünüp boncuğun yanına gitmiş. Boncuk sormuş nasıl diye kapıcı üzülerek cevap verememiş. Boncuk oracıkta anlamış kapıcıya pencereyi açar mısın lütfen gitmek istiyorum, demiş. Boncuk ağlaya ağlaya bir daha dönmemek üzere oradan uzaklaşmış

Havin Balka s.

(19)

Velat Ekin

(20)

MERT’İN HAYATI

Bir varmış, bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde zeki mi zeki Mert adında bir çocuk varmış. Mert, Progeria adında bir hastalığa yakalanmış. Okuldaki arkadaşları onu sevmezlerdi. Oyun oynamasına izin vermez ve hep dalga geçerlerdi.

Mert bunları ailesine söylemeye çekinirdi. 3 ay tatil geldi, herkes karnesini aldı. Mert o kadar hakarete rağmen derslerine çalışırdı, karnesinde takdir belgesi getirirdi.

Mert bu duruma çok sevindi arkadaşları başarısını kıskandı.1 ay sonra Mert bir gün yolda yürürken bir de bakmış okulun karşısındaki okulda öğrencilerin hepsi engelliydi ve Mert kendi kendine söylenirken acaba ben bu okulda mı okumalıyım, dedi. Anne ve babasına sorar, anne ve babası da sorar; oğlum senin okulun çok güzel neden bu okulda okumak istiyorsun bu olay üzerine Mert her şeyi anne ve babasına anlatır. Anne ve babası bu duruma çok üzülürler. Müdür ile görüşürler. Okul müdürü ise şöyle cevap verir; bizim öğrenciler böyle şeyler yapmazlar hepsi terbiyeli ve akıllı öğrencilerdir. Babası eve geri döner ve Mert’e sorar; sen hangi okula gitmek istersin Mert babası ile beğendiği okula gider ve kayıt olur. 2 ay sonra okullar açılır Mert arkadaşlariyla tanışır, arkadaşları Mert’i çok sevdi, Mert de arkadaşlarını.

Mert mutlu bir şekilde okumaya devam etti büyüdüğünde ise doktorluk mesleğini seçti.

Civan Özelc .. i

.

(21)

Ahmet Can Soyle .. r

(22)

MOLİ YAVRULADI

Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde tatlı mı tatlı güzel mi güzel Moli adında bir kedi varmış. Moli evinin temizliğini yapamıyormuş.

Moli’nin üç tane tatlı sahibi varmış; Dilan, Selma ve Ceylan’mış. Sahipleri Moli’yi çok severlermiş, bakımını çok güzel yaparlar yemeğini yedirip kiyafetlerini değiştirirlermiş. Bir gün Moli’nin kıyafetleri kirlenmiş, değiştirmek istemişler sonra biraz daha kirlensin değiştiririz demişler. Dilan, Moli’nin mamasını getirmeye gitmiş, Dilan Moli’nin yemeğini aşağıya getirip yedirmiş, sonradan Selma, Dilan ve Ceylan Moli’ye kiyafet almaya gitmişler. Moli bu duruma çok sevinmiş sonra hep beraber Moli’ye kıyafet almaya gitmişler.

Sevgi Atman

(23)

Elifnur Soyler ..

Referanslar

Benzer Belgeler

Eski Yunanlılarda, çocuk ve genç için kullanılan sözcüklerin çok belirsiz olduğu görülmekte ve bu konuyla ilgili sözcüklerin bebeklik ve yaşlılık arasında kalan hemen

Savaştan sonra Çocukları Koruma Derneği’nin Savaştan sonra Çocukları Koruma Derneği’nin kurucusu İngiliz Eglantyne Jebb’in “Çocukları kurucusu İngiliz

Çocuğun bu özelliklerini ve gereksinimlerini dikkate alan uluslararası toplum tüm insanların sahip olduğu genel insan haklarının yanında, çocukların haklarını

düzeyde gerçekleştirilebilmesi için gerekli olan eğitim hakkı, oyun ve dinlenme hakkı, bilgi edinme hakkı, din, vicdan ve düşünce özgürlüğü, bilgi alma hakkı

• Çocuğun yüksek yararı tehlikeye düştüğü takdirde ana-baba bu tehlikeleri gideremezse, aile mahkemesi uygun tedbirleri alabilir... Medeni Kanun evlilik dışı

Yargı Kararıyla Kazanılan Erginlik: Bazı koşulların gerçekleşmesi durumunda çocuk normal erginlik yaşını doldurmadan hâkim kararıyla ergin kılınabilir.

Çocuğun yararı önceliği ilkesi, çocuk hukukunda karşılaşılan tüm sorunlarda, görevli ve yetkilere yol gösteren ve çocuk yararına çözümün tercih edilmesini

Tam ehliyetsiz küçüklerin; hukuka uygun fiillerde bulunabilme, hukuka aykırı fiillerden sorumlu tutulabilme ehliyeti ve bunların istisnai durumları vardır.... Hukuka Uygun