• Sonuç bulunamadı

ÖĞRENME KURAMLARI DAVRANIŞCI KURAM

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ÖĞRENME KURAMLARI DAVRANIŞCI KURAM"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÖĞRENME KURAMLARI

DAVRANIŞCI KURAM

(2)

Davranışçılara göre psikolojinin konusu sadece objektif yöntemlerle ölçülebilen ve değerlendirilebilen davranışlardır. Bu yaklaşım

"objektif olmayan, kanıtlanamayan, somut olarak ölçülüp değerlendirilemeyen hiçbir yaklaşımın değeri yoktur.” ilkesi üzerine temellenmiştir.

Davranışçılar (Uyaran-tepki psikologları), içsel yaşantıları reddederler.

(3)

Davranışcılara göre, insan, uyaranlara belli biçimde tepki veren bir varlık, biyolojik bir makine, davranışlar da mekanik birer süreçtir. Davranış kuramcıları “öğrenmeyi yeni bir davranışın ediniminden başka bir şey değildir”. diye tanımlarlar. Davranışçılar, bu makinenin neye yaradığını ve nasıl işlediğini bilmek arzusuyla yaptıkları çalışmalar sonunda davranışların, klasik koşullama, edimsel koşullama ve gözlem yoluyla olmak üzere üç temel öğrenme süreciyle kazanıldığı sonucuna varmışlardır.

Bu sonuca dayalı olarak davranışçılar, davranış

bozukluklarını yanlış öğrenmelere bağlayarak yeniden

öğrenmeyle düzeltilebileceğini ileri sürmüşlerdir.

(4)

İşlem sayısı

1.Uyarıcı

(1. uyarcıdan 1/2 saniye sonra verilir)

2. Uyarıcı Tepki

1 zil (nötr) yok

2 zil (nötr) et (şartsız) salya (şartsız tepki)

3 zil (nötr) et (şartsız) salya (şartsız tepki)

4 zil (nötr) et (şartsız) salya (şartsız tepki)

n zil (şartlı) salya (şartlı tepki)

n zil (şartlı) salya (şartlı tepki)

Koşullama Programı Klasik Koşullama

(5)

Öğrenmeyi, uyaran-tepki bağının kurulması olarak da tanımlanabilir. Kurulan bağ, koşullama işlemi belli sayı ve yoğunlukta tekrarlanarak pekiştirilmektedir

Pekiştirme, öğrenilen tepkinin organizmaya

yerleşmesi ve aynı şekilde devam etmesi için

yapılan işlemlerdir.

(6)

Uyarımlar organizmanın beklenti ve gereksinimlerine ne kadar uygun olursa uyaran-tepki bağı da o kadar kolay kurulabileceği gibi aynı zamanda bağın kalıcılık süresi de artar.

Öğrenilenin kalıcılığı ve öğrenilme

düzeyi, öğrenme ortamının özellikleriyle

yakından ilgilidir.

(7)

Şartlı tepkinin sönmesi demek davranışın

o organizmanın belleğinden tamamen

silinmesi demek değildir. Sönen şartlı

tepkiler zamanla şartsız uyarıcı ya da onu

çağrıştıran bir uyarıcı verildiğinde şartlı

tepkinin yeniden ortaya çıktığı

görülmektedir. Sönen şartlı tepkinin yeniden

ortaya çıkmasına kendiliğinden geri gelme

denir.

(8)

Etki Yasası

Thorndike'ın etki yasasına göre; eğer bir davranış o çevrede bir doyuma ulaşıyorsa aynı ortamda o davranışın oluşma olasılığı artmaktadır.

Bunun tersi oluyorsa yani o davranış doyum getirmeyen bir değişikliğe ulaşıyorsa o davranışın oluşma sıklığı giderek düşmektedir.

Gelecekte bir davranışın olup olmamasının şimdiki

zamandaki davranışlara bağlı olduğu söylenebilir.

(9)

Watson'un kuramı Thorndike'ın etki yasasından farklıdır.

Çünkü onun çalışmasında memnuniyet ve hoşnutsuzluk gibi psikolojik kavramlara yer yoktu. Watson için en önemli şey, uyarıcı-tepki ikileminin tekrarlanma sıklığıdır. Her ne kadar pekiştiriciler bir uyarıcı sayesinde belli bir hareketin tekrarlama olasılığını arttırsa da; doğrudan öğrenmeye sebep olmaz.

(10)

Guthrie, diğer kuramcılar gibi öğrenmenin sonuçlarıyla ilgilenmez, organizmanın tepkilerine önem verir. Ona göre eğer bir çağrımsal ket vurma, engellenme yoksa unutma da söz konusu değildir.

Guthrie, unutmayı geriye ket vurmayla

açıklamıştır.

(11)

Edimsel Koşullama

Bilindiği gibi bir yiyecek ağızda, tükürük salgısını uyandırır. Giderek yiyeceğin kokusu ve görünümü de tükürük salgısını uyandırır. Tepkiyi uyaran uyarıcının(yiyecek) yeni bir uyarıcıyla (yiyeceğin koku ve görünümü) tekrar ve birlikte sunulmasıyla yeni uyarıcı tepki uyandırma gücü kazanmıştır.

(Klasik koşullama) Skinner, bu tür tepkilerin pek çok

davranışı açıklamada yetersiz kaldığını ileri sürerek, insan

davranışlarını edimsel koşullama kavramıyla açıklamaya

çalışmıştır.

(12)

Operant öğrenmede.organizmayı belli bir

tepkiyi yapmaya iten bir kuvvet yoktur, sadece

eyleme iten güdü vardır. Organizmayı ödüle

götüren veya cezadan kurtulmasını sağlayan

davranış,çevresel uyaranlardan bağımsız olarak

kendiliğinden gelişmektedir.

(13)

Pekiştireç davranışın oluşmasını güçlendiren bir uyarıcı olarak tanımlanabilir.Burada pekiştirecin etkili olabilmesi önemlidir.

Birincil ve İkincil Pekiştireçler Pekiştireçler iki kategoride toplanabilir: birincil ve ikincil pekiştireçler. Birincil pekiştireçler insanların fiziksel ihtiyaçlarını karşılayanlardır. Örneğin;

yiyecek, su, kendini güvende hissetmek,yakınlık duygusu gibi.

İkincil pekiştireçler ise birincil pekiştireçlerle birlikte ortaya çıkan pekiştireçlerdir, bu nedenle "koşullu pekiştireç" de denilebilir.

Pekiştireçler

(14)

Pekiştirme tarifesi: Pekiştirmenin

davranış üzerinde etkili olabilmesi bir çok

faktöre bağlıdır. Bunlardan en önemlisi

pekiştirme tarifesidir. Bu terim kelime

anlamıyla pekiştirecin ne kadar sıklıkla

verildiği anlamına gelmektedir.

(15)

Davranışçı Yaklaşımların Sınıf Ortamında Uygulanması

.Öğrenenin öğrenme sürecine aktif olarak

katılmasına dayanan bir yaklaşımdır. Güdülenme

çok önemlidir. Ancak güdülenme genelde dışsal

amaçlara yönelik olduğunda bu durumun davranışın

sürekliliği açısından yetersiz olduğu gerçeği

unutulmamalıdır.

(16)

Bu yaklaşıma göre, öğrenmenin gerçekleşebilmesi; davranışların tekrar edilme sıklığının artırılmasına,

pekiştireçlerin doğru, yerinde ve

zamanında kullanılmasına bağlıdır.

Referanslar

Benzer Belgeler

• Ölçme aracı kullanmanın amacı, test edilen özelliğe sahip olan ve olmayanları ayırt edebilmektir.

• Maddeler çok “extrem” olmadıkça ya da gruplar çok farklı olmadıkça KTK’da da gruplar arasında doğrusal ilişki kurabilmek mümkün.... • KTK’da ayırıcılık için

Test uzadıkça madde parametrelerinin kestiriminin doğruluğu artar; θ da madde parametrelerine bağlı olarak kestirildiğinden θnın da doğru kestirimi daha olası

Yerel bağımsızlık test performansını etkileyen yetenek sabit tutulduğunda, bireylerin maddelere vereceği tepkilerin birbirinden ilişkisiz olması anlamına gelir

Oysa 2PL ve 3PL modellerde aynı sayıda doğru cevabı olan fakat doğru cevap örüntüsü farklı olan bireyler farklı θ değerleri alır (Demars, 2016)... • Rasch ve 1PL

Aksi durum olarak zayıf çeldiriciler kullanılması durumunda da c, şansın üstünde kestirilebiliyor.. • D=1.7 sabiti, model denkelmelerini, normal ogive metriği olarak

• Birey sayısı arttıkça daha iyi sonuçlar verir (Hambleton, Swaminathan ve Rogers, 1991).. • BY’de önsel dağılım gözlenen veriye dayanan olabilirlik fonksiyonuyla

• θ ve gerçek puanlar arasındaki ilişki toplam karakteristik fonksiyonu veya test karakteristik fonksiyonu olarak ifade edilir(De Ayala,2009,96)... TEST KARATERİSTİK EĞRİSİNİN