KATLİNE
GÖZ YUM ULAN
şadıg
' «
1 ' 2
Bekirağa Bölüğünde bulunduğum
günlerde Mahmut Şevket Paşa
1
nın
katline ithafçılarm bile
bilegözyum-MAHMUT
PASA* nın
duğunu öğrenmiştim.Hatta komp
loyu haber almış olan zabitan vazi -
felilerden bazılarına izin vermişti.
ŞEVKET
’ K A TIİ
ene 1913, Haziran başlan. Divan yolunda Atik A li Paşa'daki şimdi Evkaf-1 Hümayun Nezaretinde inşaat ve tamirat UmumMüdürlüğü Baş- kâtibiyim.Öğleye doğru bir r i vayet y a y ılıv e rd i:
"-Mahmut Şevket Paşa ' yı vurm uşlar." Rivayet tahakkuk etti,herkes allak bullak.
Hemen Mehterhaneye git - tim. Mehterhane,bildiğiniz gibi şimdiki Adliye binasının yerin deki eski hapishaneydi.Arkada- şım Çerkeş Haşan ve onunla beraber "Taklib-i hükümet"su- çundan dolayı tutuklu olan 10-15 k işi oradaydılar. Haşan' ı bul - dum. _
"-Mahmut Şevket Paşa ' yı öldürdüler"dedim.Gözleri par ladı.Burunsuz Tevfik isminde - ki arkadaşına söyledi. Ama İt tihatçılar işi çok sıkı tuttukla rından hükümet düşmedi ve bu cinayet neticesini b ir intikam hareketi olarak İttihatçıların Mahmut Şevket Paşa'yı tasfiye etmelerine yaradı. Mehterhane den çıktım. Köprüye indim. Üs - küdar vapuruna bindim.
O sıralarda İstanbul'un ha vasında siyasi elektriklenme hissediliyordu, herkes muhalif lerin birşey yapacağından kuş- kulanıyordu.Söylenenlerin he - men hepsi hayal mahsulü şey lerdi, ama Mahmut Şevket Pa - şa'nın öldürüleceğini iş itm e - miştik.yani Sadrazama bir sui1- kasti kipıse hatırından g e ç ir
miyordu. Aslına bakarsanız ya - kın tarihte böyle b ir şey görül - memişti, ama hani şimdi buna lım dediğimiz siyasi gerginlik yok mu işte o zaman da bu his - sediliyor ve fırtınanın hükümet darbesi gibi bir hareketle pat - laması bekleniyordu.
MÜTEFERRİKADA
CEBİMDEN LİSTELER
ÇIKM IŞTI...
Üsküdar'a yavaş yavaş çık-i tim. Çarşıyı geçtim,hiç bir t a nıdığa rastlamadım. Doğancıla ra geldim. Şimdiki park o za man boş bir meydanlıktı. Orta - sından geçen dar arnavut kaldı rımından yukarı çıkarken, kar şıdan iki kişinin bana yöneldik - lerini gördüm. Birisini tamr - dım. Üsküdar idadisinde döne döne mektebi terketmiş , Kavun Kâzım adında bir sivil polisti. Ötekini tanımıyordum . Kâzım bana yaklaştı.
-Beraber g e l.' dedi. -Nereye ? dedim.
-Müteferrikaya, diye şimdi arsa halinde olan sonradan Va - sıf Paşa'ya intikal eden Üskü - dar Mutasarrıflığı binasım gös terdi.
Ben anladım,bizi topluyor- lardı. Ama bu kadar çabuk mu? Gittik müteferrika kom iserli - ğine,kom iser ceplerim i aradı. O tarihte ben Cuma ligi adı ve rilen ve yabancıların'çoğunluk- ta oldukları Pazar ligine kar - şı kurduğumuz M illi Futbol L i ginin Umumi Kâtibi idim.0 dev
rin nizamına göre her kulüp sezon başında müsabakalara iş tirak ettireceği oyuncuların isim lerin i L ig bürosuna bildi - rirdi. Büroda ben idim. Liste - ler,ufak veya büyük kâğıtlar üzerine yazılm ış, im zalı ş e y lerdi ve hemen hepsinin altında : "Yukarıda isim leri yazılı kim selerin kulübümüz âzası ol duğu tasdik olunur" ibaresi vardı.
Kom iser bunları a ld ı, yü - züme b a k tı:
-H a a !.. demek kulübünüze dahil k im s e le r ...
Ben gayri ihtiyari güldüm .. -Aman o kâğıtlar kaybol - masm, futbol takımlarının isim lerid ir. Sonra başım belâya g i- rar deyince,adam anlayışlı imiş b ir daha baktı, lis te le ri bana ia de etti. Beni alt katta başka bir odaya aldılar, baktım ki babam da orada', kardeşim de serbest çe taşlıkta dolaşıyor . Babam tevkif edildiğime üzüldü. Evde bir erkek bulunmak lâzımdı. Ne ise ki lis e son sınıftaki küçük kardeşim Hüdai merhumu al - madılar. Doğrusunu söylemek lâzım ge lirse o benden daha a- cardç
K im ler yöktü müteferrika - da ? Avukat Sadi Rıza, sonra - dan Üsküdar Müddei umumisi olan Kenan, sonradan Adliye V e kâleti siyasi müsteşarlığı yap - mış olan Selâhattin Yargı .Kap tan Paşa Camii İmamı Huzur Hocalarından Hafız Nazif efen di,babam merhum, daha hatı - rımda kalmayan 25 - 30 kişiyi iki üç saat içinde toplamışlar - dı. Belliydi ki bu toplama lis - tesi evvelden hazırmış . Tabii bu iş için tevkif müzekkeresi fa lan hak g e tir e ...
Bizi jandarmaların muha - fazası altında Salacak iskelesi ne indirdiler.Sirkeci'ye çık a r dılar. Oradan yaya olarak ala yı vâlâ ile gene yaya Cağaloğ- lu'nda şimdiki Cumhuriyet Ga zetesi binasına götürdüler.Ora- sı İstanbul Polis Müdüriyeti kısm ı siyasi şubesi müdürlü - ğü idi. M erm er avluya girdik. Hiç unutmam, şimdiki muhase be odasına girerken kısmı si - yasi müdürü mektep arkada - şım Tevfik Hâdi beyi gördüm. Bana soğuk bir eda ile ;
-Sende mi geldin?dedi. -Evet ben de geldim dedim Orada istintak falan yok,ev rakım ızı tanzim ettiler,yine ay nı şekilde jandarma muhafaza sı altında Beyazıt'daki Seras - ker kapısı "şimdiki üniversite merkez binası" nın bahçesinde halen Botanik Enstitüsü binası nın yerindeki Bekir Ağa Bölü - ğüne gönderdiler.
Bu Bekir Ağa Bölüğü, Seras ker kapısının "M illi Savunma Bakanlığı"nın b ir kışlası id iB o- şaltılmış ve bize tahsis edil - mişti.
Şimdi biz Bekir Ağa B ölü ğünde kalalım da, paşanın nasıl öldürüldüğünü anlatayım. Bunu o zaman gazeteler ve görgü şa hitlerinden öğrendim.
CİNAYET
NASIL İŞLEN D İ
Mahmut Şevket P a ş a , 31 M art'ta hareket ordusu ile İs tanbul'a girmekle şöhret y a p mış bir sıra paşası idi.İttihat- çılarla sıkı fıkı münasebeti de yoktu. Aslında dışının heybetli manzarasiyle uyuşmayacakka- dar da sakin ve mutedil bir adamdı.
23 Ocak 1913 de, Nazım P a - şa'mn ve birkaç yaver ve me - murun katliyle kanlanmış olan Babıâli baskım sıra s ında teh - ditlerle istifa ettirilm iş olan Kâm il Paşa'nın yerine Sadra
zam olması bu kanlı zincirle me cinayetinin hemen b ir çözü me bağlanması zarûretinden doğmuştur.
Cinayet şöyle olmuştu: 11 Haziran günü Paşa sabah leyin mutadı veçhile Harbiye Nezaretine gelm iş,orada işle - rini yapmış, sonra saat bir bu - çuğa doğru BabIâli'ye " <Seda>-
rete" gitmek için yanında iki ya v e r i bir de ağası olduğu halde arabasına binip Beyazıt meyda nında Divan yoluna sapacağı sı rada yolun tamirat dolayısiyle daralmış olması,karşıdandabir cenaze gelm esi yüzünden ara - bası durmuştur. O esnada kar - şıda çeşmenin önünde duran bir otomobilden Paşa'ya tabanca ile birkaç el silâh atılm ıştır. Gör - gü şahitlerine ve o zamanın bilgilerine göre Paşa ve Yaver İbrahim bey, ilk ateşte vurul muşlardı. Sui'kastten sonra ara ba kaçm ış, yalm z geride kalan bir adam, işi sağlama bağlamak için Paşa'nın arabasımn basa mağına basıp Paşa'ya iki el da - ha ateş ederek oradan kaçma
-ya başlamıştır.
Silâh ses leri civarda önce panik yaratm ış,Paşa'm n mai - yetindekiler de yaralanmış o l duğundan bu son kurşunları ata na önce kimse mani olamamış ,' ise de,kaçmayabaşladığını gö - renler , peşine düşmüşlerdi . Adam topal olduğu için kalaba lığa karışması teşhis edilme - sine mani olamamış , nihayet o civarda b ir hanın abdesthane- sinde yakalanmıştır.
Arabadakiler oradan kaç tıktan sonra Topal T evfik 'i söy letm işler ve sui'kasti tertip e- denlerin hüviyetlerim k eş fet mişlerdin Bunlar 1344 kişi idi. Şimdi aklımda kalan isim ler Yüzbaşı Kâzım ,M ülâzım Meh met A li,K ö r Emin, Ziya, Topal Tevfik ve bu arada Tunuslu Hay rettin Paşazade Damad Salih Paşa "tertibi finansa etm iş."
Polis kaatilleri aldığı ip u - cuyla çabucak sıkıştırdı. İçle - rinden yalmz otomobili kulla nan şoför Çerkez Abdurrahman kaçmaya muvaffak olmuş ve sonradan Avrupa'da Kürt Şe - r if Paşaya galiba damad ola - cak kadar yetişm iştir.Ö tekiler takip sonunda karargâhları o - lan Beyoğlu'ndaki P ire Mehmet sokağında b ir kâgir evde sa rıl dılar, teslim olmadılar . Evin damını delen hükümet kuvvet - lerine her yandan mukavemet ettiler b irçok lan yaralanmış cephaneleri de tükenmişti. Bu sırada b ir dostları aracılık et mek istedi. Bu zat Türk edebi - yatında Aka Gündüz takma a- diyle şöhret bulmuş .hepimizin tanıdığı bir ittihatçı idi. Aka ' Gündüz arkadaşı olan Ziya ile konuştu, canlarına dokunulma - yacağma -veya işkence yapıl - mayacağına- hükümet adına söz'
verdi. Yaralı, b e re li sui'kas t çi le r teslim oldular.
P ir e Mehmet sokağındaki çarpışm alar saatlerce sürmüş, bu sıralarda o günün polis kıs - mı siyasî müdür muavini olan Samoel efendi isminde b ir zat da dizinden yaralanarak vazife başında sakatlandı.
Mahmut Şevket P aşa' mu kaatillerinin muhakemesine he men başlandı.Biz o zaman Be - k ir Ağa bölüğünde idik , bütün olayları günü gününe haber alı - yorduk. Bunların idam edildik - lerin i Sinop'ta menfi olduğumuz sırada öğrenmiştik.
Mahmut Şevket Paşa'yı kim öldürdüğü böylece çabucak mey dana çıktı,fakat Mahmut Şev - ket Paşa'nın katline İttihatçı - larm bile bile göz yumdukları nı Bekir Ağa Bölüğünde bulun duğum birkaç gün zarfında öğ renmeye başladım ; Sonradan gazetecilik hayatındaki neşri - yatım ız sırasında bu kanaatimi Paşa'mn yakınları da bana te - yit ettikleri g ib i,o esnada bu komployu haber alm ış bâzı z a - bitanın sui'kast günü vazifele - rine gelm em eleri tenbih edile rek mecburî izin le uzaklaştı - rıldıklarını bunların bazıların dan bizzat öğrendim. Bu söyle diklerim i bizzat Paşamn bira - deri Hikmet Süleyman bey de doğrulamıştır. Böylece İttihat - çıla r Babıâli baskımmn bırak - tığı meş'um iz i silm eye hizmet ettikten sonra isteklerine pek boyun eğmediği sonradan neş -
redilen hatıratından da anlaşı - lan Mahmut Şevket Paşa'ya mu hallilerinin öldürmelerine mü samaha ederek tasfiye etmiş - le r ve bu cinayet vesilesiyle muhalefeti de ezm iş ve sindir m işlerdir.
Orhan TürehKöln'den yazıyor. Bir Alman dergisi "A rıların duş yapacağını iddia eden ve iddiayı kazanan Banary Bhat adlı bir H intliyi 1972 Ekim ayinin en ilginç adamı olarak seçmiştir. Mysore'da arı ç iftliğ i sahibi olan 3 5 yaşındaki Banary Bhat, "A rıların arkadaşı" olarak tan inmiş. Arılar da kendisine okadar alışm ışlardır ki dumandan çok nefret e ttikle ri halde onun sigara içmesine aldırmadan suratında gezinmektedirler. Dahası da var.Genç ç iftç i duş yaparken bile arılarından ayrılmamaktadır.işte bu
inanılmaz örnek H intliyi dünyaya en ilginç adam se çtirm iştir.
/ “
* J ¡m
m
■■