Macarca ilk basılı kitapların başında Mátyás Biró
Dévai’nin dilbilgisi kitabı gelmektedir. 16.yüzyılın en
çok eser sahibi Gáspár Heltai’dir. Heltai hem dini
çeviriler hem de din dışı konularda pek çok eser
vermiştir.
16. yüzyılın ikinci önemli temsilcisi Sebestyén Tinódi’dir. Tinódi şiirleri ve destanlarıyla 1550’li ve 1560’lı yıllarda Macar edebiyatına olduğu kadar Macar dil tarihine de pek çok eser kazandırmıştır.
17.Yüzyılda dil tarihi açısından önemli olan Macarca-Latince sözlüğün yazarı Szenczi Molnár Albert ilk sistemli sözlüğün yazarı olarak kabul edilir. Bu iki dilli sözlük 1611’de Yunanca, 1708’de ise Almanca olarak basılmıştır.
18.Yüzyıldan itibaren aydınlanma hareketinin etkisiyle reform
döneminde başlayan sözlük çalışmaları hız kazanmıştır. Bu
dönemde Macarca-Latince sözlüklerin yanı sıra tek dilli
Macarca sözlükler, etimoloji sözlükleri ve o günün koşullarına
uygun olarak Almanca-Macarca sözlükler hazırlanmaya
başlamıştır.
1830’larda Macar Bilimler Akademisi’nin başlatmış
olduğu sözlük çalışmaları daha sistemli, daha bilimsel
bir ortamda hazırlanmıştır. İki dilli sözlük yerini tek dilli
farklı amaca hizmet eden sözlük çalışmaları almıştır.
Macarcanın Orta Çağ’daki durumu Mohaç Muharebesi’nden
sonra değişikliğe uğrar. Macaristan’ın Osmnanlı egemenliğine
girmesiyle birlikte ülkede sadece siyasal değil kültürel alanda da
değişiklikler olmuştur. Manastırların büyük bir kısmı terk edilmiş
veya varlıklarını güçlükle sürdürebilmişlerdir. Ancak reformasyon
hareketi sırasında Macaristan’da yeniden kitap basımı ve
kütüphane oluşumu başlamıştır. Macar Kraliyet Sarayı, Budin’in
Osmanlı’nın eline geçmesiyle kültürel faaliyetlerini sürdüremez
hale gelmiştir.
1770’lerde Macaristan’da eğitime önem verilir ve eğitim kilisenin elindedir. Özel okullar ancak 1777’den sonra açılmıştır.
Lise ve yüksekokullarda eğitim dili Latince’dir. Bilim dili de
Latince olduğundan soylular Macarcayı Latince ve Almancadan,
Fransızcadan sonra kullanmaya başlamıştır. Fakat 18. yüzyılın
sonunda aydınlanma hareketinin de etkisiyle Macaristan’da
kültürel alanda bir yenilik girişimine kalkışılır. Hümanizmin
başlattığı ana dili düşüncesi bu dönemde yeniden ortaya çıkar.
Kaynak: Bárczi G., Benkő L., Berrár J., (1967), A magyar nyelvtörténete, Budapest: Nemzeti Tankönyvkiadó.