• Sonuç bulunamadı

Müşir Fuad Paşa'nın kılıcını yok etmişler!

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Müşir Fuad Paşa'nın kılıcını yok etmişler!"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

20 Temm ux 193t

Evvel zaman içinde

Müşir Fuad

paşanın

kılıcını yok etmişler!

İncirköylü müşir Haşan paşanın oğlu müşir Fuad paşa (1876 «Türk - Rus» muharebesinde «Elena» daki hizmetlerde meşhurdur...) Seneler- denberi Feneryolunda inşa ettirmek­ te ve: Yaptırdığını yıktırmak suretile bir türlü ikmal ettirememekte oldu­ ğu köşklere, bahçelere hergün neza-

j ret edebilmek için müsteciren ikamet etmekt bulunduğu Feneryolu üzerin­ deki köşkünü muvakkaten terkede- rek kışı ve ramazanı geçirmek üzere bir sene Şehzadebaşında kiraladığı konağa nakletmişti. Hâlâ yetinde du­ ran (Şehzadebaşı karakolhanesinin arkasındaki cadde üzerinde) bu ko­ nak: O sıralarda Avrupaya firar eden I damad Mahmud paşanın konağı idi. (Bu Mahmud paşa damad Halil pa­ şanın sultanından evvelki haremin­ den doğan oğlu ve prens Sabahaödi- nin babası, ikinci Abdülhamidin ka­ yınbiraderidir.)

Abdülhamid Ramazan üstü Fuad pa­ şanın hodbehod ve bilâ istizan İstan- bula geçmesinden, bahusus hali firar- ı da ve kendisinin aleyhinde bulunan

kayın biraderinin konağını ikâmet­ gâh olarak intihab etmesinden kuş­ kulanarak bir sürü evham ve hayale düştüğü için; bundan istifade etmek istiyen fırsat düşkünleri; bir taraftan da Hünkârın süt kardeşi olan esvab- çıbaşı İsmet beyin mahdumu yuve- randan Fehim paşa: Fuad paşayı ve konağını sıkı bir tarassud altına al­ dırtmışlar, o civardaki sokakları bile sivil hafiyelerle doldurtmuşlardı!

Bayram günü Fuad paşayı ziyare­ te gelen yüzlerce kişi tarassud dola- yısile eve giremediklerinden evin et­ rafında ve pek yakımnda toplanan bu güruh ile paşanın maiyeti ve ha­ demeleri arasında bir arbede zuhur et­ tiği sokaklarda silâhlar atıldığı şayi oldu. Ve bu havadis yıldırım süartile şehire ve etrafa yayıldı. Ve o kadar çabuk yayıldı ki gazetelerin ağız aç­ mamasına rağmen tafsilâtı bize ka­ dar gelnüşti. Ve biz Beyrutta idik.

Alessabah pederime saraydan şif­ reli bir telgrafname geldi. Bu telgraf - namenin imzası bile yoktu ve şifre­ nin bizzat vali tarafından açılması kenarına emir ve işaret edilmişti. Gerçi evimizde bir telgraf odası var­ dı ve (Hüsnü) isminde bir de memuru j vardı. Babamın çok ziyade emniyet : ettiği ve hüsnü hattile de meşhur I olduğu için yazılarını yazmakta olan ! bir genç olmasına rağmen bu şifreli ! telgrafnameyi biz (deşifre ettik.) Ve: Hâlâ hatırımdadır; çok yorulmuştuk. Bunda yaveri ekremi hazreti şehriyarî müşir Fuad paşa hazretlerinin rükû- buna tahsis kılman bir vapurla İstan- buldan hareket ettiği cihetle... Filân günde Beyruta muvasaleti tahmin olunduğundan... Firarına meydan ve- rilmiyerek ve Beyrutun limanından şimendier istasyonuna kadar giden yollar üzerinde bazı konsoloshanele­ rin bulunacağı ihtimaline binaen vapurun süvarisine de talimat veril­ diği müşarünileyhin şehrin haricin­ deki (karantina) rıhtımından istik­ bal olunarak (aynen... «Mahsus ve mazbut bir trenle») ve hürmetle Şa­ ma müteveccihen hareket ettirilmesi sureti mahremanede emrolunuyordu. Beyrut valisi olan babam Beyruttan Şama gidecek olan şimendifer Cebel- lübnandan da geçeceğinden (gene ! bu mahrem telgrafnamede emroiun- duğu üzere) derhal Cebellübnan mu­ tasarrıfı Naum paşaya ve Suriye va­ lisi Nâzım paşaya haber vererek Bey- rutça lâzım gelen tertibatı hazırlandı ve mevki kumandanı mirliva İsmet paşaya haber verdi.

Fakat vapur tahmin olunan gün­ de gelmemişti. O gün ve daha bir gün geçmişti vapurdan eser yoktu. Saray telâş ediyordu ve telgraf başında bek- liyerek muttasıl malûmat taleb edi­ yordu; vapurun Kıbrısadasına uğra­ masından korkuyordu. Lâzkiyeden, Trablusşamdan, Akkâdan, Hayfadan, Saydadan vapurun geçmiyeceğini ve gözükmiyeceğini bildiğimiz halde pederim vilâyetine mülhak olan bu yerlerden de malûmat alıyordu. Ancak

vapur yok olmuştu. İki buçuk gün böyle ve uykusuz geçti. Nihayet ufuklarda bir düman biraz sonra da yandan çarhlı bir vapur nümayan oldu! Ve bir hayli saat sonra - zira vapur yürüyemiyen eski vapurlar­ dandı - Karantinahanenin önündeki rıhtıma yakın bir mesafede dem de­ di.

Yaveri ekremi hazreti şehriyarî mi şir Fuad paşa vapurun üç çifte san- dalile rıhtıma geldi ve pederimle mevki kumandanı taraflarından is­ tikbal olundu. Bir müfrezei askeriye resmi selâmı ifa ediyordu. Fuad pa­ şaya iki Hünkâr yaveri refakat et­ mekte idi. (Bunların biri o zaman Zabtiye Nazır muavini olan Ragıb beyin oğludur ki şimdi ismini hatır- lıyamıyorum) Fuad paşa pederimi görür görmez güldü fakat heyecanı, idi ve hiddetli gibi idi. Kendisini istas yona kadar götürecek olan pederimin arabasına doğru yürüdü. Ve: Hususî bir vapurla geldiği gibi hususî bir trenle Şama müteveccihen hareket etti.

Fuad paşanın hiddet ve heyecanı­ nın sebebi anlaşılmıştı. Muhafazası­ na memuren vapurda kendisine re­ fakat eden yaver beyler paşanın kılı­ cını yok etmişler ve kılıç killinin içe­ risine bir kırık şemsiye koymuşlardı. Bu çirkin hareketi Fuad paşa bizzat pederime söylemiştir; ve: «Biz vatan uğrunda çektiğimiz bu kılıcı «Eiena» da kuşanmıştık» demiştir!

Altı seneden fazla menfiyyen Şam da mahpus kalan yaveri ekremi haz­ reti şehriyarî müşir Fuad paşa 1908 ilânı hürriyetini müteakib İstanbula gelir gelmez doğruca saraya giderek kendisini nefyeden Hünkâra arzı se­ lâm etmiş ve Meclisi Âyan âzalığma tayin olunmuştu. Müşarünileyh yüz yaşını geçirdikten sonra bundan bir kaç sene evvel îstanbulda vefat et­ miştir. Semih Mümtaz S.

Bu gece

Nöbetçi eczaneler

Beyoğlu ciheti: Galatasarayda Kan-

zuk. Dairede Güneş, Tarlabaşında Ni- had, Osmanbeyde Pertev, Necatibey caddesinde Viçopulo, Sarıyer: Nuri.

İstanbul tarafı: Fatih: İsmail Hak­

kı, Karagümrük: Arif, Eminönü: Sir­ kecide Beşir Kemal - Mahmud Cevad, Bakırköy: Merkez, Aksaray: Ziya Nu­ ri, Fener: Hayim Berk, Kumkapı: Lâ­ lelide Haydar, Küçükpazar: Haşan Hulusi, Samatya: Yedikulede T eófi­ los, Alemdar: Çemberlitaşta Sırrı Ra- sim, Şehremini: Ahmed Hamdi.

Kadıköy: Eski İskele caddesinde Büyük Eczane, Yeldeğiımeninde Çula, Üsküdar: Çarşıboyunda İttihad, Hey- beliada: Halk, Büyükada: Şinasi Rıza. Ortaköy, Arnavutköy, Bebek, Bey­ koz, Paşabahçe, Anadoluhisarı, Ta- rabya, Yeniköy, Emirgân ve Rumeli- hisanndaki eczaneler her gece açıktır.

Haftalık

piyasa

(Baş tarafı 6 inci sahi}ede)

elması gibi... Malatyanm taze kayısı­ larını, piyasada bulmak kabi’ değil­ dir. Bu meyvalar, yemyeşil olarak mahallinde sandıklara doldurulmak­ tadır. İstanbula ve diğer piyasa mer­ kezlerine gidinciye kadar yeşil kayı­ sılar, san renge girmektedir. Sandık­ larda olgun bir hale giren bu mey- vaların tadı yoktur. Halbuki manav­ larda kilosu 60 - 70 kuruştur. Acaba Malatyada olgun bir hale giren taze bir kayısı, hiç bozulmadan zedelen­ meden buraya sevkedilemez mi?

Meyvacılık mütehassısı Dr. Bade, ne zaman bir ambalâj usulü keşfe­ derse, o zaman biz de ağız tadile meyva yiyeceğiz. Acaba bu ne zaman mümkün olacak?

Yağlar — Karsa kadar giden bir

yağ tacirinin ifadesine göre, yağ bu sene de pahalıdır. Halbuki Kars ve Ardahan yaylalarında mahsul bol­ dur. Fakat bu bolluğa nisbetle istih­ lâk artmıştır. Kars yağları pek az mikdarda İstanbul piyasasına sevke- dildiği için, fiatlere büyük bir tesir yapmamıştır. H. A.

Referanslar

Benzer Belgeler

Başlangıç HMF, serbest asit ve lakton miktarı fazla olan ballarda ısı işlemi ve muhafaza sonrası daha fazla HMF oluştuğu, başlangıç protein, prolin ve katalaz miktarı

Askorbik asit (AA) olarak da bilinen Vitamin C, yara iyileşmesinin bütün aşamalarına katılan bir antioksidan olup aynı zamanda birçok enzimatik reaksiyon de

Eski devir İstanbullularının Sa­ rıyer salalarını Ahmed Rasim Bey şöyle anlatmaktadır: (Sarıyar de­ nildi mi sular hatıra gelir.. Fakat kaç

Dereyi aşıp karşı bayın tırmanıyor­ lar, benli, bozaü üstünde Yaya başı Ağa, ardından latırlı azık arabası üstünde Katip Efendi, yük taşıyan develerle

Bulgular: Hacettepe Üniversitesi Erişkin Hastanesi Psikiyatri Servisi’nde hemşirelik ekibi tarafından yürütülen etkinlikler; günaydın toplantısı, işe

Uygulama sırasında en az iki sağlıklı en az iki hasta yaşlı bireyin bakımının hemşirelik süreci doğrultusunda geliştirilmesi istenmeli, hemşirelik süreci raporları ve

Ata­ türk sevgisi onda çok genç yaşın da bir aşk gibi başlamış, ilk şiir­ lerinin pek çoğunu onun için yaz mış ve nihayet bu aşk onu büyük

Morris ve arkadafllar› (4) ise M.tuberculosis kompleksi üre- yen 170 BACTEC besiyerlerinden haz›rlanan preparat›n %22.9’unun kord-pozitif; MOTT üreyen 543 besiyerlerinden