• Sonuç bulunamadı

Bir anıt kitap için, yeniden

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir anıt kitap için, yeniden"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

12 EYLÜL 2000 SALI

YAZI O D A SI

SELİM İLERİ__________

B ir Anıt Kitap İçin,

Yeniden

Mem et Fuat’ın anıt kitabı Nâzım Hikmet'in

(Adam Yayınları) 508. sayfasındayım. Gençlik yıl­ larımda okuyup kahrolduğum romanlar vardır, ay­ nı duygularla dolup taşıyorum.

Ne var ki bu kez bir ‘roman’ okumuyorum. Ger­ çek bir yaşamöyküsünün yarattığı kederi dile ge­ tirebilmek çok zor.

Memet Fuat, “iy i” bir insanın yaşamöyküsünü yazdığını söylüyor.

Kitabın yazannın da eşsiz bir insan olduğunu dü­ şünüyorum. Memet Fuat, Nâzım Hikmet’in yaşa­ mında olup bitenlere yalnızca serinkanlılıkla bak­ mıyor; serinkanlılığı elden bırakmıyor olması yet­ mezmiş gibi, Nâzım Hikmet'in çevresindeki uzak- yakın kişilere de alabildiğine ‘nesnel’ tutumla yak­ laşıyor.

Bir okur olarak bilmediğim çok şeyi öğrendim bu kitaptan. Sanatçı olmaya gayret etmiş bir in­ san olaraksa, birçok sanatçımıza, yazarımıza şaş­ tım.

1930’lardan 1950'lere süren ‘Nâzım kavgası­

nın’, özellikle cezaevi yılları, Nâzım Hikmet’in tam

karşısındaki dünya görüşüne bağlı aydınları, sa- natçılan, okuryazarları bile derinden üzmesi gere­ kirken; bir öbek insanın çabası dışında çıt çıkmı­ yor.

Edebiyat adamından geriye ‘eser’ kalır görü­ şünden büsbütün uzak değilim. Sanatçı zaaflany- la, hatta hastalıklarıyla sanatçıdır. Ama sonuçta sanatçı mutlaka ‘iyi’ insan olmalıdır. İyi insanınsa, dünya görüşü ne olursa olsun, haksızlığa ve ada­ letsizliğe karşı çıkmamasına olanak yoktur.

Nâzım Hikmet olayındaki sessizliği anlamak mümkün değil. Devrin baskısı dense, bu baskının dalga dalga büyüyerek herkesin kapısına dayana­ bileceği bilinci de mi yok?

Memet Fuat belgelerle beslediği bir yaşamöy- küsü yazmış ama, usta ‘romancı’ kimliğiyle. Olay­ ları kısacık yorumlarla dile getirirken, inanılmaz ro­ man sahneleri kuruyor, ancak büyük romancılar­ da rastlanabilecek ruh çözümlemelerini yine o so­ ğuk, dilsiz belgelerden yola çıkarak kaleme geti­ riyor.

Şevket Süreyya Aydemir’in anlattığı sahne var:

Ankara’nın gönlünü kazanması istenen Nâzım Hik- met’le Şevket Süreyya, Çankaya’da dolaşıyorlar. Şair, İnönü’nün bahçede bir ağacı budadığını gör­ müş. Mareşal Çakmak’ın, Şükrü Kaya’nın ve di­ ğerlerinin evleri önünde dolaşılmış.

İşte Memet Fuat’ın yürek yakıcı yorumu: “Şevket Süreyya Aydemir nedense bütün bun-

lan Nâzım Hikmet’in şaşırarak izlediğini söylüyor. Ama ülkenin en üst düzey yöneticilerine o kadar yaklaşabilmelerine m i şaşırmıştı, ya da kendisinin oralarda dolaşmasına mı, belirtmiyor."

Nâzım Hikmet kitabının beni vuran bir başka özelliği de, olup bitenlerin en yakın tanıklarından Memet Fuat’ın bu müthiş acı yaşamöyküsünde ki­ şisel acılanndan tek bir kez olsun söz açmayışı. Evet, 508 sayfa boyunca tek bir kez.

Nâzım Hikmet’in Piraye Hanım’a yazdığı mek­ tuptan:

“(...) insan dediğin bu yeryüzünde rüzgâr gibi ge­ lip geçen şey (...)’’

Okur okumaz irkildim, şairi cezaevinde bir öm­ re mahkûm edenler, rüzgâr gibi gelip geçtiler bile diye düşündüm. Ama Nâzım Hikmet’in Türkçesin- deki fırtınayı dindiremediler.

Memet Fuat, bir yandan olayların izini sürerken, bir yandan da Nâzım Hikmet’in eserini, şiirden oyuna, tartışma yazısından romana, mektuba, us­ ta eleştirmen kimliğiyle inceden inceye irdeliyor.

Nâzım Hikmet kitabı son yıllarda okuduğum en anlamlı kitap. Öylesine ustaca yazılmış ki, bir ya- şamöyküsü mü, yaşamöyküsünden yola çıkılarak bir şairin eserini inceleme mi, hukukun işlemezli- ği konusunda hüzünlü, hem de çok hüzünlü bir is­ tihza mı, karar veremedim.

Ben, dediğim gibi, 508. sayfadayım. Hepi topu iki yüz sayfa sonra bu kitaptan aynlacağım için şim­ diden üzgünüm.

Takvimde h Bırakan:

“Gökyüzü zifiri karanlık. Penceremde karanfil­ ler, çiçeksiz elbette ve yeşillikleri de çoktan sarar­ mış. " Nâzım Hikmet’in Piraye Hanım’a mektubun­

dan.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Tam da bu noktada Yapı Kredi Yayınları ve editörü Sayın Sabri Koz’a bir kana- atimizi (aslında arzumuzu) iletme fırsatı bulmuş sayılabiliriz: Ali Canip Yön- tem’in

İki yakın arkadaşının –hele hele “Bu arkadaşım; li- san-aşina [yabancı dil bilen], çok okumuş, yarım âlim, çok malûmatlı, mükemmel bir gençti.”

Nâzım bey, tayyareden düş­ tüklerini, Moskovaya bilhassa Iran ve Hindistan tahrîkâtı için gittiklerini, tayyarenin altı de' fa düştüğünü, Moskovaya En­ ver

Ancak her devrin kendi çapında sanatçı çıkardığını unutmamak gerek.. Türkiye'de Türk

Diğer taraftan yapılan kamu-özel sektör karşılaştırması sonucunda özel sektörün öğrenme açısından kamu sektörüne göre daha başarılı olduğu

görüntüsünün, özbağlanımlı (AR) katsayılarının SVD yöntemi ile elde edildiği durumda, kullanılan farklı saçıcı sayısı değerleri için (modelleme seviyesi: 12)

Ayrı- ca yerleşim sıklığı Mg ve total protein düzeyleri ile AST ve LDH aktivitelerini; rasyon enerji düzeyi total protein ve glikoz düzeyleri ile AST, GGT ve ALP

Bu yıl 20’incisi gerçekleştirilen Dünya Kuş Gözlem Günü, Türkiye’nin pek çok yerinde olduğu gibi İstanbul’da da Beşiktaş Belediyesi ve Doğa Derne- ği ortaklığı